Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2009 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Kıbrıs’ta Artık Başka
Yönden Esiyor Rüzgâr
Cumartesi günü, Kıbrıs’ın Anadolu’ya mızrak ba-
şı gibi uzanan ucu Dip Karpaz yolu üzerinde Ye-
ni Erenköy’de Theresa Otel’in restoranındayız.
Otel ve restoranın sahibi İTÜ mezunu, konuş-
kan bir zat. Benim yazılarımı eskiden çok beğen-
diğini, sonuncuları beğenmediğini söylüyor. CTP
ile Talat’ı Kıbrıs için kurtarıcı olarak görenlerden...
Eski militanlığın verdiği keskinlikle, Kıbrıs’ı kur-
tarmakla kalmıyor, hızını alamayıp, Türk solcula-
rına ve aydınlarına da tavsiyelerde bulunarak
Anadolu’yu kurtarmayı da ihmal etmiyor.
Kendisine herhangi bir şey anlatmaya gerek yok.
Çünkü konuşma yeteneği çok gelişmiş olan
adamcağızın dinleme yetisi dumura uğramış, ne
derseniz deyin onun nakaratı aynı:
- Benim Mehmet Ali Talat’a saygım büyüktür...
14 yıldır Kıbrıs’ta üniversitede profesörlük ya-
pan Haluk Tosun dayanamıyor,
- Talat’a saygın varsa, ben onun hocasıyım, ba-
na da saygı göster ve dinle, diyor.
Kıbrıs’ta Annan Planı karşısında “yes be anam”cı
Talat ve CTP’sinin seçimleri kaybetmesinin hemen
ardından, bir de Avrupa Adalet Divanı’nın Orams
kararı çıkınca işler daha da karıştı.
Çok kısaca özetlemek gerekirse; İngiliz Orams çif-
ti Lapta’da bir KKTC vatandaşından aldıkları arazi
üzerine villa yaptırınca, arazinin eski sahibi Apos-
tolides Rum kesiminde dava açıyor ve Rum mah-
kemesi 2004’te verdiği kararda, Orams’ların evi bo-
şaltmalarına ve tazminat ödemelerine karar veriyor.
Apostolides daha sonra İngiliz mahkemesinde da-
va açıyor kararın uygulanması için, ama bunu kay-
bediyor ve İngiliz temyiz mahkemesine başvuruyor.
Temyiz mahkemesi ise Avrupa Adalet Divanı’na
başvuruyor ve soruyor:
AB hukukunun KKTC’de uygulanmasının askı-
ya alınması ve Kıbrıs’ta yönetimin kuzeyde kont-
rol yetkisine sahip olmaması, Rum mahkemesi ka-
rarlarının diğer AB üyesi devletler tarafından ta-
nınmasını nasıl etkiler?
AAD, AB hukukunun Kıbrıs’ın kuzeyinde uygu-
lanmasının askıya alınmış olmasının Güney Kıbrıs’ta
verilen mahkeme kararlarının tanınmasını engelle-
meyeceği yolunda bir karar verdi geçen hafta.
Şimdi İngiliz mahkemeleri de bu doğrultuda ka-
rar verirlerse bu durum, yalnız Ada’nın kuzey ke-
siminde mülk sahibi olmuş olan 5000 İngilizi et-
kilemekle kalmayacak, aynı zamanda, Kuzey’in
ekonomisinin sacayaklarından biri olan inşaat sek-
törünü de fena halde sarsacak.
Ama kararın daha da vahim olan iki yönü var.
Birincisi, AB’nin nimetinden yararlanamayan in-
sanlar, onun hukukunun yaptırımlarını, cezalarını
çekiyorlar.
İkincisi, iki toplum arasında bir anlaşmaya va-
rılsa bile, Güney’de Rum mahkemelerin verece-
ği kararlar ve Avrupa mahkemelerinin bunlarla il-
gili tutumları, sonunda bu anlaşmanın hükümle-
rini geçersiz kılabileceği gerçeği çıkıyor ortaya.
Böylelikle Türk kesimindeki insanlar, yıllarca ve-
rilen sözlerin yerine getirilmemesinin üstüne bir de
bu karar çıkınca, AB’den daha da soğuyorlar.
Şimdi KKTC’nin, biraz da kandırılarak Annan
Planı’na evet dediğini artık anlamış olan çoğunluğu,
“yes anam” yerine, “biraz dur bakalım, bizim halimiz
ne olacak palikarya!” demeye başlamış durumda.
Ama palikaryaya biraz dur demek yetmiyor. Çün-
kü Yeşil Ada’daki “yes anam”cıların anakara üze-
rindeki molla “yes anam”cı destekçileri, Ha-
mas’tan esirgemedikleri muzaheretlerini, Talat kar-
şıtlarına vermiyorlar.
Gazze’de Hamas’ı meşru kılan halk iradesi,
KKTC’de Eroğlu’nu meşru kılmıyor.
Ama Ankara’dan gelen baskılar ne olursa olsun,
KKTC’de rüzgâr artık başka yönden esiyor.
Acaba Ankara’nın “Yes anam”cıları, KKTC’nin
iradesine karşı Hıristofyas ile işbirliği yapacak ka-
dar ileri gidebilirler mi?
Ada’ya kısa bir ziyarette görünenler bunlar. Rum
solu ile Türk kesimi CTP solunun öyküsünü ise ge-
lecek yazımda ele alacağım.
[email protected]
Sezer döneminde cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin daraltõlmasõnõ isteyen AKP, Gül Köşk’e çõkõnca vazgeçti
Adamõna göre yetkiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Ahmet Necdet Sezer’in cumhur-
başkanlõğõ döneminde cumhurbaş-
kanõnõn yetkilerinin daraltõlmasõ ge-
rektiğini savunan AKP, Abdullah
Gül’ün cumhurbaşkanõ seçilmesinin
ardõndan yetki daraltmasõndan vaz-
geçti. AKP’nin anayasa paketinde
cumhurbaşkanõnõn yetkileriyle birlikte
dokunulmazlõklarõn sõnõrlandõrõlma-
sõ da yer almõyor.
10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet
Sezer döneminde, cumhurbaşkanõnõn
yetkilerinin çok fazla olduğunu, bun-
larõn sõnõrlandõrõlmasõ gerektiğini sa-
vunan AKP yönetimi, Gül’ün cum-
hurbaşkanõ olmasõyla birlikte yetki da-
raltmasõnõ da unuttu.
Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ-
nõn değiştirilmesi ve siyasi partilerin
kapatõlmasõnõ zorlaştõrmak isteyen
AKP yönetimi, cumhurbaşkanõnõn
yetkilerinin sõnõrlandõrõlmasõ yönün-
deki tavrõnõ rafa kaldõrmõş gözüküyor.
AKP’nin anayasa paketinde, millet-
vekillerinin dokunulmazlõklarõnõn
kaldõrõlmasõ ya da sõnõrlandõrõlmasõ-
na ilişkin bir düzenleme de bulun-
muyor.
AKP yöneticileri, cumhurbaşkanõ-
nõn halk tarafõndan seçilecek olmasõ
nedeniyle yetki daraltmasõna gerek ol-
madõğõnõ savunurken; akademisyen-
lere hazõrlatõlan ilk anayasa taslağõn-
da cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin sõ-
nõrlandõrõlmasõ yönünde hükümler
getirilmişti.
Söz konusu taslakta, cumhurbaş-
kanõnõn yetkileri “Genelkurmay
Başkanı, vali ve büyükelçilerin ka-
rarnamalerini imzalamak, gerek-
li gördüğü takdirde yasama yılının
ilk günü TBMM’nin açılış konuş-
masını yapmak, TBMM’yi gerek-
tiğinde toplantıya çağırmak, yasa
ve yasa hükmünde kararnameleri
yayımlamak, Anayasa Mahkeme-
si’ne iptal davası açmak, TBMM
seçimlerinin yenilenmesine karar
vermek, seçimlerde geçici Bakan-
lar Kurulu’nu atamak, başbakanı
atamak” olarak sayõlmõştõ.
Taslakta, cumhurbaşkanõnõn YÖK
üyelerini seçmek, üniversite rektör-
lerini seçmek, Anayasa Mahkemesi
üyeleri, Danõştay üyelerinin dörtte bi-
rini, Yargõtay Cumuhriyet Başsavcõ-
sõ, Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõ-
vekili, Askeri Yargõtay üyeleri, Askeri
Yüksek İdare Mahkemesi üyeleri, Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu
üyelerini seçmek biçiminde sõralanan
mevcut anayasadaki yetkiler ise kal-
dõrõlmõştõ.
Taslağõn gerekçesinde, “Parla-
menter rejimlerde devlet başkan-
ları veya cumhurbaşkanları, dev-
leti ve milletin birliğini temsil eden
sembolik bir konuma sahiptir.
Türkiye’de cumhurbaşkanının
1982 Anayasası’nın 104. madde-
sinde listelenen görev ve yetkileri,
parlamenter rejimle bağdaşmaya-
cak kadar geniştir. Bu kadar faz-
la yetkiye sahip bir cumhurbaşka-
nının bulunduğu ülkede yürütme-
nin iki başlı hale gelmesi ve bu iki
baş arasında iktidar çatışmasının
yaşanması kaçınılmazdır. Bu ne-
denle cumhurbaşkanının görev ve
yetkilerinin azaltılarak bunların
ilgili kurum ve kuruluşlara dağı-
tılması, parlamenter sistemin nor-
malleşmesi bakımından gerekli-
dir” görüşü dile getirilmişti. AKP’nin
yeni anayasa paketinde ise bu dü-
zenlemelere yer verilmedi.
Dokunulmazlıklar yine rafta
AKP, yeni anayasa paketi çalõş-
malarõnda milletvekillerinin doku-
nulmazlõklarõnõn sõnõrlandõrõlmasõnõ da
düşünmüyor. Akademisyenlerce ha-
zõrlanan ilk anayasa taslağõnda, bu ko-
nuda da düzenlemelere yer verilmiş,
seçenekli olarak getirilen önerilerde
zimmet, irtikap, rüşvet, hõrsõzlõk, do-
landõrõcõlõk, sahtecilik, inancõ kötüye
kullanma, hileli iflas, kaçakçõlõk, iha-
leye fesat karõştõrma ve edimin ifasõ-
na fesat karõştõrma suçlarõnda millet-
vekili dokunulmazlõğõnõn kaldõrõl-
masõ öngörülmüştü.
10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer döneminde,
cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin çok fazla olduğunu, bunlarõn
sõnõrlandõrõlmasõ gerektiğini savunan AKP yönetimi, Gül’ün
cumhurbaşkanõ olmasõyla birlikte yetki daraltmasõnõ da unuttu.
Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõnõn değiştirilmesi ve siyasi
partilerin kapatõlmasõnõ zorlaştõrmak isteyen AKP yönetimi,
cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin sõnõrlandõrõlmasõ yönündeki tavrõnõ rafa kaldõrmõş gözüküyor.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Pakete
Erdoğan
rötuşu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP’nin hazõrladõğõ yaklaşõk 20
maddelik anayasa paketine son şekli-
ni Başbakan Tayyip Erdoğan verecek.
Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ, üye
sayõsõnõn artõrõlarak üyelerin bir bölü-
münün TBMM tarafõndan seçilmesi,
siyasi partilerin kapatõlmasõnõn Vene-
dik kriterlerine bağlanmasõ, Yargõtay
Cumhuriyet Başsavcõsõ’nõn doğrudan
kapatma davasõ açmasõnõn engellen-
mesine ilişkin düzenlemeler Erdo-
ğan’õn onayõnõn ardõndan netleşecek.
AKP yönetimi, anayasa paketi üze-
rindeki çalõşmalarõnõ büyük oranda
tamamladõ. Pakette tartõşma yaratacak
Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ ve
siyasi partilerin kapatõlmasõnõn zor-
laştõrõlmasõna ilişkin düzenlemelerin
hangi formülle getirileceğine Erdoğan
karar verecek. Parti yöneticileri, AB
Venedik Komisyonu kriterlerinin ana-
yasaya taşõnmasõ üzerinde duruyor. Bu
kapsamda siyasi partiler hakkõnda an-
cak “şiddet ve teröre” bulaşmasõ ve
terörü doğrudan desteklemesi ile yurt-
dõşõndan para yardõmõ almasõ duru-
munda kapatma davasõ açõlabilecek.
AKP yönetimi, Yargõtay Cumhuriyet
Başsavcõsõ’nõn doğrudan dava açma-
sõ yetkisinin de sõnõrlandõrõlmasõ ge-
rektiğini düşünüyor. Savcõnõn dava aça-
bilmesi için TBMM’den ya da Yargõ-
tay’da oluşturulacak bir kuruldan izin
almasõ formülü üzerinde duruluyor.
AKP, Anayasa Mahkemesi’nin par-
tiler hakkõnda kapatma kararõ vere-
bilmesini de zorlaştõrmak istiyor. Bu-
nun için mahkemenin üçte iki ya da
dörtte üç çoğunlukla kapatma kararõ
alabilmesi formülü üzerinde duruluyor.
Anayasa Mahkemesi’nin üye sayõsõnõ
arttõrmak isteyen AKP, sayõyõ 17’ye çõ-
karmayõ, üyelerin 8’inin TBMM ta-
rafõndan seçilmesine ilişkin düzenle-
me getirmeyi hedefliyor. Üye sayõsõ-
nõn 19 ya da 21 olmasõ da tartõşõlõyor.
DEĞİŞİKLİĞE SOĞUK
MHP paketin
asıl amacını
merak ediyor
MHP Grup Başkanvekili Vural, AKP’nin
önce CHP ve DTP ile varacağõ uzlaşmayõ
görmek istediklerini belirterek “İkinci olarak
da bu değişikliği neden istedikleri konusunda
kafalarõnõn arkasõnda ne yattõğõnõ öğrenmek
istiyoruz. Bunlarõ gördükten sonra biz de
tavrõmõzõ ortaya koyarõz” dedi.
AYŞE SAYIN
ANKARA - AKP’nin
yeniden gündeme getir-
diği anayasa değişikliği
konusunda “kilit parti”
konumuna gelen MHP bu
konuda “ön almama” po-
litikasõ izlerken iktidar
partisine “CHP ve DTP
ile uzlaşmayı inşa etme-
si ve kafasının arkasın-
daki gerçek niyeti orta-
ya koyması” koşulu ge-
tirdi.
Konuya ilişkin Cum-
huriyet’in sorularõnõ ya-
nõtlayan MHP Grup Baş-
kanvekili Oktay Vural,
AKP’nin önce CHP ve
DTP ile varacağõ uzlaş-
mayõ görmek istedikleri-
ni belirterek “İkinci ola-
rak da bu değişikliği ne-
den istedikleri konu-
sunda kafalarının arka-
sında ne yattığını öğ-
renmek istiyoruz. Bun-
ları gördükten sonra biz
de tavrımızı ortaya ko-
yarız” dedi.
AKP yetkililerininin de
anayasa değişikliği için
“CHP uzlaşması”nõ sõk
sõk vurguladõğõnõ anõm-
satan Vural, Başbakan
Yardõmcõsõ Cemil Çiçek
ve TBMM Anayasa Ko-
misyonu Başkanõ Bur-
han Kuzu’nun “anayasa
değişikliği CHP’siz ol-
maz” yönünde yaptõğõ
açõklamalara dikat çekti.
Vural, “Biz de o za-
man, AKP, CHP ve
DTP’nin oluşturacağı
mutabakat zeminini
görmek istiyoruz. Bu
mutabakatı görüp siya-
si tavrımızı ortaya ko-
yacağız. Katkı verme-
miz gerekirse veririz,
karşı çıkmamız gere-
kirse çıkarız” dedi.
CHP ve DTP ile muta-
bakat sağlanamazsa, par-
tilerinin tavrõnõn ne ola-
cağõnõn sorulmasõ üzerine
de Vural, “mutabakat
sağlanamazsa nasıl dav-
ranacağımızı genel baş-
kanımız ve başkanlık
divanı, yani parti or-
ganları belirleyecek. Ön-
ce AKP ne kadar açıla-
cak, nereye kadar yüze-
cekler bir görelim” kar-
şõlõğõnõ verdi.
AKP ile daha önce tür-
ban ve cumhurbaşkanõ-
nõn halk tarafõndan seçil-
mesine ilişkin anayasa
değişikliğiyle ilgili “re-
ferandum koşulunun”
Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül için uygulanma-
masõna dönük anayasa
değişikliklerinde işbirli-
ği yaptõklarõnõ anõmsatan
Vural, ancak her iki dü-
zenlemede de AKP’nin
“sorunu çözme yerine,
sorun çıkardığını” söy-
ledi.
Gül’ün süresi 5 yıl
Vural, AKP’nin pake-
tinde yer almasõ bekle-
nen Cumhurbaşkanõ
Gül’ün görev süresinin
“7 yıl”, 22 Temmuz se-
çimlerinde oluşan parla-
mentonun görevinin “5
yıl” olarak kesinleştiril-
mesini öngören değişiklik
girişimine de tepki gös-
terdi. Anayasa değişikli-
ğiyle cumhurbaşkanõnõn
görev süresinin 5 yõla in-
dirildiğine işaret eden Vu-
ral, “Bu mevcut cum-
hurbaşkanı için de ge-
çerli. Bu konuda bir de-
ğişikliğe gerek yok, çok
açık. Genel seçimlerin
süresi de anayasada bel-
li” diye konuştu.
MHP’nin yeniden gelen
anayasa değişikliği pake-
ti konusunda bu sefer “yo-
ğurdu üfleyerek” yeme-
sinin altõnda, AKP hak-
kõnda açõlan kapatma da-
vasõ sürecinde gündeme
getirdikleri “siyasi parti
kapatmada bireysel so-
rumluluk esasının geti-
rilmesi” önerisine
AKP’lilerin gösterdiği
tepki yatõyor. MHP lide-
ri Devlet Bahçeli, “terö-
re bulaşmış ya da terör
örgütüyle bağı olan” si-
yasi partilerin dõşõnda par-
tilerin kapatõlmasõ yeri-
ne, suçu işleyen parti üye-
sine “siyasi yasak” geti-
rilmesini önermişti. An-
cak bu öneriye AKP yö-
netimi, Başbakan Tayyip
Erdoğan’õ “siyaset dı-
şında bırakma” hesabõ
olarak değerlendirerek sert
tepki göstermişti.
Dilekçe verdiğine
pişman ettiler
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Va-
kõflar Haftasõ töreninde Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’a dilekçe vermek isteyen
bir memur kürsüye doğru yürüyünce koru-
malar müdahale etti. Başbakanlõk koruma-
larõ tarafõndan etkisiz hale getirilen yurttaş
salondan dõşarõ çõkarõldõ.
Vakõflar Haftasõ nedeniyle dün Anadolu
Gösteri Merkezi’nde Erdoğan’õn da katõlõ-
mõyla toplantõ düzenlendi. Erdoğan kürsü-
de konuşma yaparken bir memurun elinde
dilekçeyle kürsüye doğru yürümesi panik
yaşanmasõna neden oldu. Korumalar me-
muru engellerken, Erdoğan da konuşmasõ-
na ara verdi. Bu sõrada yurttaş, Başbakan
ile görüşmek istediğini belirterek, bağõr-
maya başladõ. Adõ açõklanmayan kişi, Baş-
bakanlõk korumalarõ tarafõndan etkisiz hale
getirilerek dõşarõ çõkarõldõ. Yurttaş, salon
dõşõna çõkarõldõğõ sõrada “Başbakan’a ula-
şamıyorum ben, bir maruzatım var” di-
yerek bağõrmayõ sürdürdü. Bu sõrada, tören
programõnõ sunan sanatçõ Kenan Işık’õn,
söz konusu kişinin Başbakan’a dilekçe
vermek istediğini söylemesi üzerine, Erdo-
ğan dilekçeyi aldõğõnõ işaret etti. Erdoğan,
daha sonra, gazetecilerin “Bir vatandaş
size dilekçesini ulaştıramamış galiba,
görüştünüz mü ya da görüşecek misi-
niz” sorusu üzerine, “Dilekçesini aldım,
okudum. Şu anda görüşme talebi var,
sadece görüşme talebi var” dedi. Erdo-
ğan, dilekçenin içe-riğinin sorulmasõ üzeri-
ne, “Bilemiyorum, herhalde terfidir” ya-
nõtõnõ verdi. Erdoğan, “Devlet memuruy-
muş galiba” sözleri üzerine “Evet” dedi.
Bir gazetecinin “Görüşecek misiniz” so-
rusuna Erdoğan, “Görüşürüm, neden gö-
rüşmeyeyim. Bu mu yani, bunun için mi
bu kadar telaş ettiniz” karşõlõğõnõ verdi.
Başka bir gazetecinin de “Siz konuşurken
birden sahneye fırlayınca...” demesi üze-
rine, Erdoğan, “Böyle sahneye fırlayanlar
ara sıra oluyor” diye konuştu.
BULUŞMAYI ANLATTI
Ecevit: En büyük
saldırgan Tan’dı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP’nin
Kurucu Genel Başkanõ Rahşan Ecevit, partiden
ihraç edilen Ahmet Tan’õn 16 Mayõs 2006’da
Bülent Ecevit’in Oran’daki evinde yaşananlarla
ilgili söyledikleri konusunda, “Orada bulunan
herkes o münakaşanın içindeydi. Ahmet Tan
da içindeydi, en fazlasını yapan oydu” dedi.
Tan dün Milliyet gazetesinde yer alan açõkla-
malarõnda, 16 Mayõs 2006’da Sezer’in, Oran’da-
ki evlerinde Bülent Ecevit ile tartõştõğõnõ belirt-
mişti. Rahşan Ecevit konuyla ilgili ANKA Ajan-
sõ’na yaptõğõ açõklamada, dönemin DSP Genel
Başkanõ Zeki Sezer’in de dahil olduğu o gün ev-
de olan herkesin Ecevit’e “sözle saldırıda” bu-
lunduğunu belirtti. Görüşmede Tan’õn da olduğu-
nu dile getiren Rahşan Ecevit, o günü şöyle anlat-
tõ: “Birileri (Ahmet Tan) çıkmış diyor ki, ‘ben
hariç hepsi böyle yaptõ’, öyle değil. O gün hepsi
Ecevit ile münakaşa içindeydi. Ahmet Tan da
içindeydi. Hatta en çok kendi yaptı. En büyük
saldırgan da oydu.” Rahşan Ecevit, Bülent Ece-
vit’in komaya girmesinden 2 gün önceye denk
gelen tartõşmaya ilişkin “Bülent bey tabi ki
üzüldü ama onu hasta edecek kadar etkilen-
mesi, mümkün değildi” dedi.
Tan: Haksız ve mantıksız
Tan ise, Ecevit’in kendisiyle ilgili değerlendir-
mesini “çok yanlış, haksız ve mantıksız” olarak
nitelendirdi. Tan, “Belli ki bu olumsuz hissiyat,
üç yıl önce yaşanan o üzücü olayla ilgili hafıza
sürçmesine veya yanlış algıya dayanıyor” dedi.
Erdoğan kürsüde konuşma yaparken bir memurun elinde
dilekçeylekürsüyedoğruyürümesipaniğenedenoldu.(AA)
TOLGA YENİGÜN
Eski DSP Genel Başkanõ Zeki Se-
zer, partiden ihraç edilen İstanbul
Milletvekili Ahmet Tan’õn Bülent
Ecevit’in komaya girmeden önceki
son günlerine ilişkin yaptõğõ açõkla-
malara sert tepki gösterdi. Tan’õn
“Sezer bağırıyor, Ecevit titriyordu.
36 saat sonra Danıştay üyesi Mus-
tafa Yücel Özbilgin’in cenazesine
katılan Ecevit komaya girdi” şek-
lindeki açõklamalarõnõ yalanlayan Se-
zer, “Bu iddialar çirkin, Tan’ın
tüm söyledikleri yalan” dedi. Sezer,
Ecevitler’le arasõnõn açõlmasõna Ahmet
Tan’õn neden olduğunu öne sürdü.
DSP’den Kemal Kılıçdaroğlu’na
destek verdiği gerekçesiyle ihraç
edilen Tan, Milliyet gazetesine yap-
tõğõ açõklamada, Ecevit’ten sonra
partinin başõna Eskişehir Belediye
Başkanõ Yılmaz Büyükerşen’in ge-
leceği iddialarõ üzerine, Zeki Se-
zer’in randevu alarak görüştüğü Ece-
vitler’le sert bir dille tartõştõğõnõ söy-
ledi. Tan, Sezer’in Rahşan Ecevit’e
“Artık çalışmıyorum, imkân kal-
madı” diye bağõrõrken “Ecevit tit-
riyordu. Bir şeyler söylemek isti-
yor, söyleyemiyordu. 36 saat son-
ra da Danıştay üyesinin cenazesi-
ne katıldıktan sonra komaya gir-
di” iddiasõnda bulundu.
Tan’õn iddialarõna Sezer’den sert
tepki geldi. Cumhuriyet’in sorularõ-
nõ yanõtlayan Sezer, Tan’õn söyle-
diklerini “senaryo” olarak değer-
lendirerek “Tümü yanlış söyledik-
lerinin, yalan. Bir görüşme oldu
ama kesinlikle Ecevit’le aramızda
bir sıkıntı olmadı” diye konuştu.
‘Beni adaylığa itiyorlar’
Genel başkanlõktan ayrõlmasõnõ is-
teyenlerin kayõtsõz-şartsõz CHP’ye
teslim olmadan yana olduğunu öne sü-
ren Sezer, “Görüyorum ki CHP’ye
yamanmaya çalışanlar en büyük
engel olarak beni görüyorlar. Aday
olmamak üzere istifa ettim ama
böyle yaparak beni adaylığa iti-
yorlar” dedi. Sezer, Ecevitler’le ara-
larõndaki soğukluğun Tan’dan kay-
naklandõğõnõ belirterek şöyle konuş-
tu: “Rahşan Hanım, Tan’ın millet-
vekilliğine çok net karşı çıktı, ben
de ona rağmen onun önünü aç-
mıştım.. Bu konuda bana çok kı-
rıldığını, üzüldüğünü biliyorum.”
Sezer:Tan’õniddialarõsenaryo
DSP’den ihraç edilen Ahmet Tan’õn, Ecevit’in evinde komaya girmeden 2 gün önce yapõlan
görüşmeye ilişkin ‘Sezer bağõrõyor, Ecevit titriyordu’ şeklindeki açõklamalarõnõ yalanladõ
Zeki Sezer.