17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kıbrıs’ta Artık Başka Yönden Esiyor Rüzgâr Cumartesi günü, Kıbrıs’ın Anadolu’ya mızrak ba- şı gibi uzanan ucu Dip Karpaz yolu üzerinde Ye- ni Erenköy’de Theresa Otel’in restoranındayız. Otel ve restoranın sahibi İTÜ mezunu, konuş- kan bir zat. Benim yazılarımı eskiden çok beğen- diğini, sonuncuları beğenmediğini söylüyor. CTP ile Talat’ı Kıbrıs için kurtarıcı olarak görenlerden... Eski militanlığın verdiği keskinlikle, Kıbrıs’ı kur- tarmakla kalmıyor, hızını alamayıp, Türk solcula- rına ve aydınlarına da tavsiyelerde bulunarak Anadolu’yu kurtarmayı da ihmal etmiyor. Kendisine herhangi bir şey anlatmaya gerek yok. Çünkü konuşma yeteneği çok gelişmiş olan adamcağızın dinleme yetisi dumura uğramış, ne derseniz deyin onun nakaratı aynı: - Benim Mehmet Ali Talat’a saygım büyüktür... 14 yıldır Kıbrıs’ta üniversitede profesörlük ya- pan Haluk Tosun dayanamıyor, - Talat’a saygın varsa, ben onun hocasıyım, ba- na da saygı göster ve dinle, diyor. Kıbrıs’ta Annan Planı karşısında “yes be anam”cı Talat ve CTP’sinin seçimleri kaybetmesinin hemen ardından, bir de Avrupa Adalet Divanı’nın Orams kararı çıkınca işler daha da karıştı. Çok kısaca özetlemek gerekirse; İngiliz Orams çif- ti Lapta’da bir KKTC vatandaşından aldıkları arazi üzerine villa yaptırınca, arazinin eski sahibi Apos- tolides Rum kesiminde dava açıyor ve Rum mah- kemesi 2004’te verdiği kararda, Orams’ların evi bo- şaltmalarına ve tazminat ödemelerine karar veriyor. Apostolides daha sonra İngiliz mahkemesinde da- va açıyor kararın uygulanması için, ama bunu kay- bediyor ve İngiliz temyiz mahkemesine başvuruyor. Temyiz mahkemesi ise Avrupa Adalet Divanı’na başvuruyor ve soruyor: AB hukukunun KKTC’de uygulanmasının askı- ya alınması ve Kıbrıs’ta yönetimin kuzeyde kont- rol yetkisine sahip olmaması, Rum mahkemesi ka- rarlarının diğer AB üyesi devletler tarafından ta- nınmasını nasıl etkiler? AAD, AB hukukunun Kıbrıs’ın kuzeyinde uygu- lanmasının askıya alınmış olmasının Güney Kıbrıs’ta verilen mahkeme kararlarının tanınmasını engelle- meyeceği yolunda bir karar verdi geçen hafta. Şimdi İngiliz mahkemeleri de bu doğrultuda ka- rar verirlerse bu durum, yalnız Ada’nın kuzey ke- siminde mülk sahibi olmuş olan 5000 İngilizi et- kilemekle kalmayacak, aynı zamanda, Kuzey’in ekonomisinin sacayaklarından biri olan inşaat sek- törünü de fena halde sarsacak. Ama kararın daha da vahim olan iki yönü var. Birincisi, AB’nin nimetinden yararlanamayan in- sanlar, onun hukukunun yaptırımlarını, cezalarını çekiyorlar. İkincisi, iki toplum arasında bir anlaşmaya va- rılsa bile, Güney’de Rum mahkemelerin verece- ği kararlar ve Avrupa mahkemelerinin bunlarla il- gili tutumları, sonunda bu anlaşmanın hükümle- rini geçersiz kılabileceği gerçeği çıkıyor ortaya. Böylelikle Türk kesimindeki insanlar, yıllarca ve- rilen sözlerin yerine getirilmemesinin üstüne bir de bu karar çıkınca, AB’den daha da soğuyorlar. Şimdi KKTC’nin, biraz da kandırılarak Annan Planı’na evet dediğini artık anlamış olan çoğunluğu, “yes anam” yerine, “biraz dur bakalım, bizim halimiz ne olacak palikarya!” demeye başlamış durumda. Ama palikaryaya biraz dur demek yetmiyor. Çün- kü Yeşil Ada’daki “yes anam”cıların anakara üze- rindeki molla “yes anam”cı destekçileri, Ha- mas’tan esirgemedikleri muzaheretlerini, Talat kar- şıtlarına vermiyorlar. Gazze’de Hamas’ı meşru kılan halk iradesi, KKTC’de Eroğlu’nu meşru kılmıyor. Ama Ankara’dan gelen baskılar ne olursa olsun, KKTC’de rüzgâr artık başka yönden esiyor. Acaba Ankara’nın “Yes anam”cıları, KKTC’nin iradesine karşı Hıristofyas ile işbirliği yapacak ka- dar ileri gidebilirler mi? Ada’ya kısa bir ziyarette görünenler bunlar. Rum solu ile Türk kesimi CTP solunun öyküsünü ise ge- lecek yazımda ele alacağım. [email protected] Sezer döneminde cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin daraltõlmasõnõ isteyen AKP, Gül Köşk’e çõkõnca vazgeçti Adamõna göre yetkiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ahmet Necdet Sezer’in cumhur- başkanlõğõ döneminde cumhurbaş- kanõnõn yetkilerinin daraltõlmasõ ge- rektiğini savunan AKP, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanõ seçilmesinin ardõndan yetki daraltmasõndan vaz- geçti. AKP’nin anayasa paketinde cumhurbaşkanõnõn yetkileriyle birlikte dokunulmazlõklarõn sõnõrlandõrõlma- sõ da yer almõyor. 10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer döneminde, cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin çok fazla olduğunu, bun- larõn sõnõrlandõrõlmasõ gerektiğini sa- vunan AKP yönetimi, Gül’ün cum- hurbaşkanõ olmasõyla birlikte yetki da- raltmasõnõ da unuttu. Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ- nõn değiştirilmesi ve siyasi partilerin kapatõlmasõnõ zorlaştõrmak isteyen AKP yönetimi, cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin sõnõrlandõrõlmasõ yönün- deki tavrõnõ rafa kaldõrmõş gözüküyor. AKP’nin anayasa paketinde, millet- vekillerinin dokunulmazlõklarõnõn kaldõrõlmasõ ya da sõnõrlandõrõlmasõ- na ilişkin bir düzenleme de bulun- muyor. AKP yöneticileri, cumhurbaşkanõ- nõn halk tarafõndan seçilecek olmasõ nedeniyle yetki daraltmasõna gerek ol- madõğõnõ savunurken; akademisyen- lere hazõrlatõlan ilk anayasa taslağõn- da cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin sõ- nõrlandõrõlmasõ yönünde hükümler getirilmişti. Söz konusu taslakta, cumhurbaş- kanõnõn yetkileri “Genelkurmay Başkanı, vali ve büyükelçilerin ka- rarnamalerini imzalamak, gerek- li gördüğü takdirde yasama yılının ilk günü TBMM’nin açılış konuş- masını yapmak, TBMM’yi gerek- tiğinde toplantıya çağırmak, yasa ve yasa hükmünde kararnameleri yayımlamak, Anayasa Mahkeme- si’ne iptal davası açmak, TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek, seçimlerde geçici Bakan- lar Kurulu’nu atamak, başbakanı atamak” olarak sayõlmõştõ. Taslakta, cumhurbaşkanõnõn YÖK üyelerini seçmek, üniversite rektör- lerini seçmek, Anayasa Mahkemesi üyeleri, Danõştay üyelerinin dörtte bi- rini, Yargõtay Cumuhriyet Başsavcõ- sõ, Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõ- vekili, Askeri Yargõtay üyeleri, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyeleri, Hâ- kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek biçiminde sõralanan mevcut anayasadaki yetkiler ise kal- dõrõlmõştõ. Taslağõn gerekçesinde, “Parla- menter rejimlerde devlet başkan- ları veya cumhurbaşkanları, dev- leti ve milletin birliğini temsil eden sembolik bir konuma sahiptir. Türkiye’de cumhurbaşkanının 1982 Anayasası’nın 104. madde- sinde listelenen görev ve yetkileri, parlamenter rejimle bağdaşmaya- cak kadar geniştir. Bu kadar faz- la yetkiye sahip bir cumhurbaşka- nının bulunduğu ülkede yürütme- nin iki başlı hale gelmesi ve bu iki baş arasında iktidar çatışmasının yaşanması kaçınılmazdır. Bu ne- denle cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin azaltılarak bunların ilgili kurum ve kuruluşlara dağı- tılması, parlamenter sistemin nor- malleşmesi bakımından gerekli- dir” görüşü dile getirilmişti. AKP’nin yeni anayasa paketinde ise bu dü- zenlemelere yer verilmedi. Dokunulmazlıklar yine rafta AKP, yeni anayasa paketi çalõş- malarõnda milletvekillerinin doku- nulmazlõklarõnõn sõnõrlandõrõlmasõnõ da düşünmüyor. Akademisyenlerce ha- zõrlanan ilk anayasa taslağõnda, bu ko- nuda da düzenlemelere yer verilmiş, seçenekli olarak getirilen önerilerde zimmet, irtikap, rüşvet, hõrsõzlõk, do- landõrõcõlõk, sahtecilik, inancõ kötüye kullanma, hileli iflas, kaçakçõlõk, iha- leye fesat karõştõrma ve edimin ifasõ- na fesat karõştõrma suçlarõnda millet- vekili dokunulmazlõğõnõn kaldõrõl- masõ öngörülmüştü. 10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer döneminde, cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin çok fazla olduğunu, bunlarõn sõnõrlandõrõlmasõ gerektiğini savunan AKP yönetimi, Gül’ün cumhurbaşkanõ olmasõyla birlikte yetki daraltmasõnõ da unuttu. Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõnõn değiştirilmesi ve siyasi partilerin kapatõlmasõnõ zorlaştõrmak isteyen AKP yönetimi, cumhurbaşkanõnõn yetkilerinin sõnõrlandõrõlmasõ yönündeki tavrõnõ rafa kaldõrmõş gözüküyor. ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ Pakete Erdoğan rötuşu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP’nin hazõrladõğõ yaklaşõk 20 maddelik anayasa paketine son şekli- ni Başbakan Tayyip Erdoğan verecek. Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ, üye sayõsõnõn artõrõlarak üyelerin bir bölü- münün TBMM tarafõndan seçilmesi, siyasi partilerin kapatõlmasõnõn Vene- dik kriterlerine bağlanmasõ, Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ’nõn doğrudan kapatma davasõ açmasõnõn engellen- mesine ilişkin düzenlemeler Erdo- ğan’õn onayõnõn ardõndan netleşecek. AKP yönetimi, anayasa paketi üze- rindeki çalõşmalarõnõ büyük oranda tamamladõ. Pakette tartõşma yaratacak Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ ve siyasi partilerin kapatõlmasõnõn zor- laştõrõlmasõna ilişkin düzenlemelerin hangi formülle getirileceğine Erdoğan karar verecek. Parti yöneticileri, AB Venedik Komisyonu kriterlerinin ana- yasaya taşõnmasõ üzerinde duruyor. Bu kapsamda siyasi partiler hakkõnda an- cak “şiddet ve teröre” bulaşmasõ ve terörü doğrudan desteklemesi ile yurt- dõşõndan para yardõmõ almasõ duru- munda kapatma davasõ açõlabilecek. AKP yönetimi, Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ’nõn doğrudan dava açma- sõ yetkisinin de sõnõrlandõrõlmasõ ge- rektiğini düşünüyor. Savcõnõn dava aça- bilmesi için TBMM’den ya da Yargõ- tay’da oluşturulacak bir kuruldan izin almasõ formülü üzerinde duruluyor. AKP, Anayasa Mahkemesi’nin par- tiler hakkõnda kapatma kararõ vere- bilmesini de zorlaştõrmak istiyor. Bu- nun için mahkemenin üçte iki ya da dörtte üç çoğunlukla kapatma kararõ alabilmesi formülü üzerinde duruluyor. Anayasa Mahkemesi’nin üye sayõsõnõ arttõrmak isteyen AKP, sayõyõ 17’ye çõ- karmayõ, üyelerin 8’inin TBMM ta- rafõndan seçilmesine ilişkin düzenle- me getirmeyi hedefliyor. Üye sayõsõ- nõn 19 ya da 21 olmasõ da tartõşõlõyor. DEĞİŞİKLİĞE SOĞUK MHP paketin asıl amacını merak ediyor MHP Grup Başkanvekili Vural, AKP’nin önce CHP ve DTP ile varacağõ uzlaşmayõ görmek istediklerini belirterek “İkinci olarak da bu değişikliği neden istedikleri konusunda kafalarõnõn arkasõnda ne yattõğõnõ öğrenmek istiyoruz. Bunlarõ gördükten sonra biz de tavrõmõzõ ortaya koyarõz” dedi. AYŞE SAYIN ANKARA - AKP’nin yeniden gündeme getir- diği anayasa değişikliği konusunda “kilit parti” konumuna gelen MHP bu konuda “ön almama” po- litikasõ izlerken iktidar partisine “CHP ve DTP ile uzlaşmayı inşa etme- si ve kafasının arkasın- daki gerçek niyeti orta- ya koyması” koşulu ge- tirdi. Konuya ilişkin Cum- huriyet’in sorularõnõ ya- nõtlayan MHP Grup Baş- kanvekili Oktay Vural, AKP’nin önce CHP ve DTP ile varacağõ uzlaş- mayõ görmek istedikleri- ni belirterek “İkinci ola- rak da bu değişikliği ne- den istedikleri konu- sunda kafalarının arka- sında ne yattığını öğ- renmek istiyoruz. Bun- ları gördükten sonra biz de tavrımızı ortaya ko- yarız” dedi. AKP yetkililerininin de anayasa değişikliği için “CHP uzlaşması”nõ sõk sõk vurguladõğõnõ anõm- satan Vural, Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek ve TBMM Anayasa Ko- misyonu Başkanõ Bur- han Kuzu’nun “anayasa değişikliği CHP’siz ol- maz” yönünde yaptõğõ açõklamalara dikat çekti. Vural, “Biz de o za- man, AKP, CHP ve DTP’nin oluşturacağı mutabakat zeminini görmek istiyoruz. Bu mutabakatı görüp siya- si tavrımızı ortaya ko- yacağız. Katkı verme- miz gerekirse veririz, karşı çıkmamız gere- kirse çıkarız” dedi. CHP ve DTP ile muta- bakat sağlanamazsa, par- tilerinin tavrõnõn ne ola- cağõnõn sorulmasõ üzerine de Vural, “mutabakat sağlanamazsa nasıl dav- ranacağımızı genel baş- kanımız ve başkanlık divanı, yani parti or- ganları belirleyecek. Ön- ce AKP ne kadar açıla- cak, nereye kadar yüze- cekler bir görelim” kar- şõlõğõnõ verdi. AKP ile daha önce tür- ban ve cumhurbaşkanõ- nõn halk tarafõndan seçil- mesine ilişkin anayasa değişikliğiyle ilgili “re- ferandum koşulunun” Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül için uygulanma- masõna dönük anayasa değişikliklerinde işbirli- ği yaptõklarõnõ anõmsatan Vural, ancak her iki dü- zenlemede de AKP’nin “sorunu çözme yerine, sorun çıkardığını” söy- ledi. Gül’ün süresi 5 yıl Vural, AKP’nin pake- tinde yer almasõ bekle- nen Cumhurbaşkanõ Gül’ün görev süresinin “7 yıl”, 22 Temmuz se- çimlerinde oluşan parla- mentonun görevinin “5 yıl” olarak kesinleştiril- mesini öngören değişiklik girişimine de tepki gös- terdi. Anayasa değişikli- ğiyle cumhurbaşkanõnõn görev süresinin 5 yõla in- dirildiğine işaret eden Vu- ral, “Bu mevcut cum- hurbaşkanı için de ge- çerli. Bu konuda bir de- ğişikliğe gerek yok, çok açık. Genel seçimlerin süresi de anayasada bel- li” diye konuştu. MHP’nin yeniden gelen anayasa değişikliği pake- ti konusunda bu sefer “yo- ğurdu üfleyerek” yeme- sinin altõnda, AKP hak- kõnda açõlan kapatma da- vasõ sürecinde gündeme getirdikleri “siyasi parti kapatmada bireysel so- rumluluk esasının geti- rilmesi” önerisine AKP’lilerin gösterdiği tepki yatõyor. MHP lide- ri Devlet Bahçeli, “terö- re bulaşmış ya da terör örgütüyle bağı olan” si- yasi partilerin dõşõnda par- tilerin kapatõlmasõ yeri- ne, suçu işleyen parti üye- sine “siyasi yasak” geti- rilmesini önermişti. An- cak bu öneriye AKP yö- netimi, Başbakan Tayyip Erdoğan’õ “siyaset dı- şında bırakma” hesabõ olarak değerlendirerek sert tepki göstermişti. Dilekçe verdiğine pişman ettiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Va- kõflar Haftasõ töreninde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a dilekçe vermek isteyen bir memur kürsüye doğru yürüyünce koru- malar müdahale etti. Başbakanlõk koruma- larõ tarafõndan etkisiz hale getirilen yurttaş salondan dõşarõ çõkarõldõ. Vakõflar Haftasõ nedeniyle dün Anadolu Gösteri Merkezi’nde Erdoğan’õn da katõlõ- mõyla toplantõ düzenlendi. Erdoğan kürsü- de konuşma yaparken bir memurun elinde dilekçeyle kürsüye doğru yürümesi panik yaşanmasõna neden oldu. Korumalar me- muru engellerken, Erdoğan da konuşmasõ- na ara verdi. Bu sõrada yurttaş, Başbakan ile görüşmek istediğini belirterek, bağõr- maya başladõ. Adõ açõklanmayan kişi, Baş- bakanlõk korumalarõ tarafõndan etkisiz hale getirilerek dõşarõ çõkarõldõ. Yurttaş, salon dõşõna çõkarõldõğõ sõrada “Başbakan’a ula- şamıyorum ben, bir maruzatım var” di- yerek bağõrmayõ sürdürdü. Bu sõrada, tören programõnõ sunan sanatçõ Kenan Işık’õn, söz konusu kişinin Başbakan’a dilekçe vermek istediğini söylemesi üzerine, Erdo- ğan dilekçeyi aldõğõnõ işaret etti. Erdoğan, daha sonra, gazetecilerin “Bir vatandaş size dilekçesini ulaştıramamış galiba, görüştünüz mü ya da görüşecek misi- niz” sorusu üzerine, “Dilekçesini aldım, okudum. Şu anda görüşme talebi var, sadece görüşme talebi var” dedi. Erdo- ğan, dilekçenin içe-riğinin sorulmasõ üzeri- ne, “Bilemiyorum, herhalde terfidir” ya- nõtõnõ verdi. Erdoğan, “Devlet memuruy- muş galiba” sözleri üzerine “Evet” dedi. Bir gazetecinin “Görüşecek misiniz” so- rusuna Erdoğan, “Görüşürüm, neden gö- rüşmeyeyim. Bu mu yani, bunun için mi bu kadar telaş ettiniz” karşõlõğõnõ verdi. Başka bir gazetecinin de “Siz konuşurken birden sahneye fırlayınca...” demesi üze- rine, Erdoğan, “Böyle sahneye fırlayanlar ara sıra oluyor” diye konuştu. BULUŞMAYI ANLATTI Ecevit: En büyük saldırgan Tan’dı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP’nin Kurucu Genel Başkanõ Rahşan Ecevit, partiden ihraç edilen Ahmet Tan’õn 16 Mayõs 2006’da Bülent Ecevit’in Oran’daki evinde yaşananlarla ilgili söyledikleri konusunda, “Orada bulunan herkes o münakaşanın içindeydi. Ahmet Tan da içindeydi, en fazlasını yapan oydu” dedi. Tan dün Milliyet gazetesinde yer alan açõkla- malarõnda, 16 Mayõs 2006’da Sezer’in, Oran’da- ki evlerinde Bülent Ecevit ile tartõştõğõnõ belirt- mişti. Rahşan Ecevit konuyla ilgili ANKA Ajan- sõ’na yaptõğõ açõklamada, dönemin DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer’in de dahil olduğu o gün ev- de olan herkesin Ecevit’e “sözle saldırıda” bu- lunduğunu belirtti. Görüşmede Tan’õn da olduğu- nu dile getiren Rahşan Ecevit, o günü şöyle anlat- tõ: “Birileri (Ahmet Tan) çıkmış diyor ki, ‘ben hariç hepsi böyle yaptõ’, öyle değil. O gün hepsi Ecevit ile münakaşa içindeydi. Ahmet Tan da içindeydi. Hatta en çok kendi yaptı. En büyük saldırgan da oydu.” Rahşan Ecevit, Bülent Ece- vit’in komaya girmesinden 2 gün önceye denk gelen tartõşmaya ilişkin “Bülent bey tabi ki üzüldü ama onu hasta edecek kadar etkilen- mesi, mümkün değildi” dedi. Tan: Haksız ve mantıksız Tan ise, Ecevit’in kendisiyle ilgili değerlendir- mesini “çok yanlış, haksız ve mantıksız” olarak nitelendirdi. Tan, “Belli ki bu olumsuz hissiyat, üç yıl önce yaşanan o üzücü olayla ilgili hafıza sürçmesine veya yanlış algıya dayanıyor” dedi. Erdoğan kürsüde konuşma yaparken bir memurun elinde dilekçeylekürsüyedoğruyürümesipaniğenedenoldu.(AA) TOLGA YENİGÜN Eski DSP Genel Başkanõ Zeki Se- zer, partiden ihraç edilen İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’õn Bülent Ecevit’in komaya girmeden önceki son günlerine ilişkin yaptõğõ açõkla- malara sert tepki gösterdi. Tan’õn “Sezer bağırıyor, Ecevit titriyordu. 36 saat sonra Danıştay üyesi Mus- tafa Yücel Özbilgin’in cenazesine katılan Ecevit komaya girdi” şek- lindeki açõklamalarõnõ yalanlayan Se- zer, “Bu iddialar çirkin, Tan’ın tüm söyledikleri yalan” dedi. Sezer, Ecevitler’le arasõnõn açõlmasõna Ahmet Tan’õn neden olduğunu öne sürdü. DSP’den Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdiği gerekçesiyle ihraç edilen Tan, Milliyet gazetesine yap- tõğõ açõklamada, Ecevit’ten sonra partinin başõna Eskişehir Belediye Başkanõ Yılmaz Büyükerşen’in ge- leceği iddialarõ üzerine, Zeki Se- zer’in randevu alarak görüştüğü Ece- vitler’le sert bir dille tartõştõğõnõ söy- ledi. Tan, Sezer’in Rahşan Ecevit’e “Artık çalışmıyorum, imkân kal- madı” diye bağõrõrken “Ecevit tit- riyordu. Bir şeyler söylemek isti- yor, söyleyemiyordu. 36 saat son- ra da Danıştay üyesinin cenazesi- ne katıldıktan sonra komaya gir- di” iddiasõnda bulundu. Tan’õn iddialarõna Sezer’den sert tepki geldi. Cumhuriyet’in sorularõ- nõ yanõtlayan Sezer, Tan’õn söyle- diklerini “senaryo” olarak değer- lendirerek “Tümü yanlış söyledik- lerinin, yalan. Bir görüşme oldu ama kesinlikle Ecevit’le aramızda bir sıkıntı olmadı” diye konuştu. ‘Beni adaylığa itiyorlar’ Genel başkanlõktan ayrõlmasõnõ is- teyenlerin kayõtsõz-şartsõz CHP’ye teslim olmadan yana olduğunu öne sü- ren Sezer, “Görüyorum ki CHP’ye yamanmaya çalışanlar en büyük engel olarak beni görüyorlar. Aday olmamak üzere istifa ettim ama böyle yaparak beni adaylığa iti- yorlar” dedi. Sezer, Ecevitler’le ara- larõndaki soğukluğun Tan’dan kay- naklandõğõnõ belirterek şöyle konuş- tu: “Rahşan Hanım, Tan’ın millet- vekilliğine çok net karşı çıktı, ben de ona rağmen onun önünü aç- mıştım.. Bu konuda bana çok kı- rıldığını, üzüldüğünü biliyorum.” Sezer:Tan’õniddialarõsenaryo DSP’den ihraç edilen Ahmet Tan’õn, Ecevit’in evinde komaya girmeden 2 gün önce yapõlan görüşmeye ilişkin ‘Sezer bağõrõyor, Ecevit titriyordu’ şeklindeki açõklamalarõnõ yalanladõ Zeki Sezer.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle