17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2009 SALI 10 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Değişim (Dışişleri) - 1 Başbakan Recep Tayyip Er- doğan “perşembe” gecesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile hükümet değişikliğini görüşme- den önce Başdanışmanı, Büyük- elçi, Prof. Dr. Ahmet Davutoğ- lu’nun Dışişleri Bakanı olacağı, Başbakanlık’taki odasında özel eşyasını toplamasından belli ol- muştu. Her ne kadar hükümette değişikliği herkes bekliyorduysa da İngiliz Reuters haber ajansı deği- şikliğin “perşembe” günü yapıla- cağını, Türk basınını birkaç gün ön- ceden atlatarak bildirmişti! “Dışişleri”; “Savunma, İçişleri, Adalet” bakanlıkları gibi “Milli Gü- venlik Kurulu’nun” asli üyesi olma önemini ta- şıyan temel bir bakan- lıktır. Bu bakanlıklar ça- lışmalarını “devlet”, öte- kiler ise “hükümet” çatı- sı altında yaparlar. Do- layısıyla “Dışişleri Ba- kanlığı devleti temsil et- mekle ve uluslararası çı- karları korumakla” yü- kümlüdür. Örneğin, bu bakanlığa atanan İhsan Sabri Çağlayangil bir “vali” olarak “devlet” kavra- mını çok iyi bilirdi. Daha sonra Cumhuriyet Senatosu Başkanı ol- du. Hikmet Çetin, yıllarca “Devlet Planlama Teşkilatı’nda” yoğruldu. Sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı seçildi. Her ikisinin ortak özelliği olan “devlet” çatısı al- tında çalışıp bakanlığın uzman kad- rolarının görüşlerini, hatta diplomasi mesleğinin henüz başında olan “kâtip” düzeyindeki görevlileri bile dinleyip uygulamaları, ikisini de başarılı kılmıştı. Bir “profesör” olan Tansu Çiller “bakanlık kadrosunu” dinleme gereğini duymayınca, “dev- let çatısı” altında çalıştığını unutunca başarısız olmuştu. Ama şimdiye değin hiçbir Dışiş- leri Bakanı, Ali Babacan (42) kadar başarısız olmadı. Başarılı bir üni- versite yaşamından, ABD’de li- sansüstü öğretim ve çeşitli özel ku- ruluşlarda çalışmasından sonra “devlet çatısı” altına girdiğini unut- tu ve bakanlık uzmanlarına “mon- şer” gözü ile bakıp onları dışladı, bir başka deyişle kendisini “başarı- dan” yalıtladı. O da Çiller gibi “her şeyi çok iyi” biliyordu! Aylarca büyükelçiler atamasını gerçekleştiremedi, Birleşmiş Mil- letler Güvenlik Kurulu üyeliğine se- çim aşamasında TC’nin daimi tem- silciliğinde “yapay büyükelçilik” ola- yının mimarı olarak tarihe geçti. “Dışişleri” şapkası başına büyük gelirken, bir de kedi gibi hem süt içip hem kuyruğunu sallayarak iki işi birden yürüteceği sanılarak, “AB Başmüzakereciliği” şapkası ken- disine verilince işler daha da sarpa sardı. Öyle oldu ki, başlangıçta yaklaşık 6 ayda 22 ülke- ye gittiği halde, hiçbir AB üyesini ziyaret et- medi. Bunun üzerine geç de olsa AB şapkası alın- dı ve Egemen Bağış’a verildi. Ne var ki o, yasal “Dış- işleri Bakanı” idi! Davul onda, tokmak ise “bü- yükelçi” unvanlı Davu- toğlu’ndaydı. Babacan’a karşılık Davutoğlu, 1.5 ayda 11 ülkeyi ziyaret ederek tartışılan - tartı- şılmayan görüşmeler gerçekleştir- di. Bu görüşmelerin bazılarından Bakanlığın bile haberi olmuyordu! Ankara’da yabancı ülkelerin ulu- sal günlerinde söyleştiğim yaban- cı büyükelçiler, resmi temasları için Dışişleri Bakanlığı’nı dışlayıp Da- vutoğlu üzerinden işlerini yürüt- meye başladıklarını anlatıyorlardı. Onlar da tokmağın “gölge bakanda” olduğunu çok iyi öğrenmişlerdi. (Görevi devir konuşmasında “ilke- li ve prensipli” olduğunu, “birlik ve beraberlik” gerektiğini söyleyen Babacan’ın yeni görevine ilişkin düşüncelerimize gelecek yazıda değineceğiz!) Yeni Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile uluslararası siyasa açısından bir ortak noktamız var! Daha on gün önce şöyle yazmıştık: “Bu köşenin adının ‘Kavşak’ ol- ması boşuna değildir. Anadolu’dan ‘Doğu ile Batı arasında bir köprü’ di- ye söz edilir. Bu tanımlama, ‘Türki- ye Cumhuriyeti’nin üzerinde yaşa- dığı Anadolu’yu anlatmada yetersiz kalır. Bu tanımlama; Kuzey’de Ka- radeniz, Güney’de Akdeniz bağ- lantısının Anadolu üzerindeki, siya- sal, ekonomik, kültürel, etnik, din- sel etkilerini ve katkılarını göz ardı et- miş olur.” Hakkında “Neo-Ottoman (Yeni Osmanlı)” denilen Davutoğlu ise şöyle diyor: “Türkiye yeni dönemde ‘köprü’ değil, ‘merkez’ ülke olarak tanım- lanmalıdır. Yeni diplomatik üsluptan kastedilen; Doğu platformlarında Doğulu kimliğinden gocunmadan, ama o kimlikle yüzleşip yine o kim- lik etrafında tezler ve çözümler üre- tebilen, Batı platformlarında Ba- tı’nın nosyonlarını (kavrayışlarını) özümsemiş, Avrupalı bir bakışla Avrupa’nın geleceğini tartışan bir ül- ke olmaktır. Bunun için sadece diplomatlarımızda ve siyasilerimiz- de değil, aydınlarımızda da zihniyet değişikliği gerekmektedir.” Benim “kavşak” sözümü Da- vutoğlu “merkez” olarak tanımlıyor. Dolayısıyla, Türkiye’yi doğru bir ye- re oturtuyor. 50 yaşındaki Davu- toğlu’nu biraz daha yakından ta- nıyalım. Konya’da sırtını To- roslar’a vermiş “Taş- kent” köyünde doğan Davutoğlu,Boğaziçi Üniversitesi’nde hem “iktisat”, hem “siyaset” bölümlerinden 1982– 3’te mezun olan ilk öğ- rencidir. Doktora tez öğretmeni “mahalle baskısı” kavramı ile gün- celleşen Prof. Dr. Şerif Mardin idi. Davutoğlu, ABD’den gelen davet yerine, Ma- lezya’da “öğretim üyeli- ğini” kabul ederek 1990’da eşi, “kürtaj” karşıtı bir doğum uzmanı doktor olan Sare Hanım ve kızı ile Kuala Lumpur’a gitti. İslam Konfe- ransı Örgütü’nün Malezya’ya ka- zandırdığı “Uluslararası İslam Üni- versitesi’nde” ders vermeye başladı. 1995’te Türkiye’ye döndü, önce Marmara, sonra Beykent üniversi- telerine katıldı. Harp Akademile- ri’nden MÜSİAD’a kadar çeşitli ku- rumlarda konuşmalar yaptı. “Stra- tejik Derinlik” kitabı ve “ritmik dip- lomasi” kavramı ile gündem oluş- turdu. Günümüzde, “Türkiye’nin Malezyalaşması” söylemindeki kat- kısını bilmiyorum. Erdoğan’ın yasaklı olduğu dö- nemde, Gül’ün çağrısı üzerine “Baş- bakanlık Başdanışmanlığı’nı” ka- bul ettikten bir süre sonra “büyük- elçi” unvanını aldı. Erdoğan baş- bakan olunca görevini sürdürmek- le kalmadı, onun dış siyasada tek güvenilir “sağ kolu” oldu. Dışişleri Bakanlığı, eşgüdüm sağ- lamak amacıyla TBMM’ye, Başba- kanlık’a ve bazı önemli bakanlıkla- ra kıdemli büyükelçileri danışman olarak atar. Başbakanlık’a atanan- lardan Ender Arat ve Rafet Ak- günay, Davutoğlu’nca dışlandıkla- rını görünce Bakanlığa geri dön- düler. Davutoğlu’nun ayrıca Baş- bakan’ın has adamlarından ve bu- gün Çalışma Bakanı olan Ömer Dinçer ve Basın Danışmanı Arif Be- ki ile aralarından kara kedinin geç- tiği yazıldı, çizildi. Anlaşılan, kendine özgü çalışma yöntemleri olan Da- vutoğlu ile çalışmak güç olmalı. Davutoğlu, özellikle terör örgütü olarak kabul edilen Ha- mas’ın başı Halid Meşal ile kurduğu bağlantı, Dış- işleri ile ters düşmesine neden olduysa da, İsra- il-Suriye arasında Tür- kiye’nin “kolaylaştırıcılığı” rolü ile öne çıktı. Uluslararası siyasada alışılmış yönteme göre, sorunlu ülkeler ile diya- loglarda genelde ba- kanlık müsteşarı düze- yinde başlatılan görüş- meler, sonra “bakan” düzeyine çıkartılır, olumlu geliş- melerin sağlanması durumunda aşamalı olarak “başbakan” ya da “cumhurbaşkanı” devreye sokulur. Başlangıçta cumhurbaşkanı dü- zeyindeki görüşmelerde oluşacak bir başarısızlıktan geri dönüş güç olur. Ermenistan ile İsviçre’de “müsteşarlar” düzeyinde yıllardır süren görüşmelerin birden bire “futbol diplomasisi ile Gül’e Erivan yolculuğunun” yaptırılmasında Da- vutoğlu’nun rolü göz ardı edilemez. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile görüşme, ABD Baş- kanı Barack Hussein Obama’nın Türkiye ziyaretinin Vaşington’da hazırlanmasına ilişkin temasları Dışişleri’nin değil, Davutoğlu’nun yaptığı da unutulmamalıdır. Davos’ta Erdoğan’ı “one minute (bir dakika)” olayına sürükleyenin; KAAÖ Genel Yazmanlığı’nda Da- nimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e “veto” girişimi siya- sasını önce “no (hayır)” ve sonra- sında “but, yes… (fakat, evet…)” dedirtenin de Davutoğlu olduğu biliniyor. Davutoğlu “ritmik diplomasisini” şöyle tanımlıyor: “Türkiye, sadece krizlere tepki veren bir ülke değil, krizleri olmadan fark edebilen, etkin bir biçimde müdahale edebilen, etrafında düzen kurucu bir ülkedir.” Davutoğlu’nun “ritmik” nitelikli “diplomatik balesini” artık “devlet çatısı” dışında, sessiz ve derinden oynanışını değil, sahne ışıkları al- tında ve kameralar önünde oyna- nışını hep birlikte izleyeceğiz. Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 Gates, İran’la yakõnlaşmasõnõn, Washington’õn müttefiklerine zarar vermeyeceğini vurguladõ ABD, Riyad’õ üzmeyecek Dış Haberler Servisi - ABD Sa- vunma Bakanõ Robert Gates, ABD- İran ilişkilerinde iyileşme kayde- dilmesinin, Suudi Arabistan’a zarar vermeyeceği konusunda güvence vermek istediğini söyledi. George Bush dönemi sonrasõnda Barack Obama yönetiminin işbaşõ yapmasõyla İran’a yönelik politi- kasõnda değişim sinyalleri veren ABD, olasõ bir Washington-Tah- ran yakõnlaşmasõnõn bölgedeki müt- tefiklerinde kaygõ yaratmamasõ yö- nünde ikna arayõşõnda. Mõsõr ve Suudi Arabistan’õ kap- sayan gezisinin ilk durağõ olan Mõ- sõr’õn başkenti Kahire’ye giderken basõna açõklamalarda bulunan Ga- tes, Riyad hükümetine, ABD’nin İran ile ilişkilerini iyileştirme ça- balarõ nedeniyle Suudi Arabistan’õn zarar görmeyeceği konusunda gü- vence vereceğini belirtti. ABD’nin müttefikleri olan Mõsõr ve Suudi Arabistan’õn kaygõlanmasõ için bir neden bulunmadõğõnõ kaydeden Ga- tes, müttefiklerine, tekliflerinin ge- ri çevrilmesi durumunda, ABD yö- netiminin İran’a karşõ sert davra- nacağõ sözünü de verdi. “Özellikle de Suudiler için ver- mek istediğim önemli bir mesaj, İran’a yönelik attığımız hiçbir ile- ri adımın, onlarca yıldan beri müt- tefikimiz olan Suudi Arabistan ve diğer Basra Körfezi ülkeleriyle uzun dönemli ilişkilerimize zarar vermek pahasına olmayacağıdır” diyen Gates, “Bu konuyu, akılcı ve öyle ümit ediyorum ki sadece bizim değil, bölgedeki herkesin güvenli- ğini arttırıcı bir şekilde ele alacağız” ifadesini kullandõ. Mübarek’le görüşecek Bazõ Basra Körfezi ülkelerinde ortaya çõkan kaygõlarõn kaynağõnõn ABD ile İran ilişkilerinde “neyin mümkün olabileceğine ilişkin abartılmış algılamalar” olabile- ceğini belirten Gates, ancak İran’la ilişkilerde ellerinin havada kalma- sõ durumunda sert bir tutum izle- yeceklerini dile getirdi. Mõsõr’a yapacağõ 2 günlük ziya- ret sõrasõnda başta Devlet Başkanõ Hüsnü Mübarek olmak üzere üst düzey yetkililerle bir araya gele- ceğini söyleyen Gates, ele alõnacak konular arasõnda İsrail-Filistin ba- rõş süreci ve Gazze Şeridi’ne yö- nelik kaçakçõlõğõn engellenmesi- nin de yer aldõğõnõ ifade etti. Süpermarket zinciri sahibi Martinelli, zaferini elinde Panama bayrağõyla kutladõ. Martinelli ilk konuşmasõnda, ülkede daha iyi bir sağlõk, eğitim, ulaşõm ve güvenlik sisteminin kurulacağõ vaadinde bulundu. (Fotoğraf: REUTERS) MUHAFAZAKÂR ADAY OYLARIN YÜZDE 61’İNİ ALDI Panama’da dümene mültimilyoner Martinelli geçti Dış Haberler Servisi - Pa- nama’da önceki gün yapõlan devlet başkanlõğõ seçimini muhafazakâr görüşlü milyo- ner işadamõ Ricardo Marti- nelli kazandõ. Seçim Mer- kezi’nden yapõlan açõklama- da ilk sonuçlara göre, Marti- nelli oylarõn yüzde 61’ini alõrken, iktidardaki merkez sol görüşlü Demokratik Dev- rim Partisi’nin adayõ Balbina Herrera’ya destek yüzde 37’de kaldõ. Sağcõ Değişim İt- tifakõ’nõn adayõ olan 57 ya- şõndaki Martinelli, dev sü- permarket zincirinin yanõ sõ- ra banka, medya ve tarõm sektöründe faaliyet gösteren birçok şirketin de sahibi. Latin Amerika’da esen sol rüzgârõn tersine Panama’da iktidarõn sağa geçmesi dikkat çekerken, zafer konuşmasõn- da ülkede yaklaşõk yüzde 40’larda olan yoksulluk ora- nõnõ düşürmek için çalõşa- caklarõnõ dile getiren Marti- nelli, ulusal birlik hükümeti kurmak amacõnda olduğunu söyledi. Martinelli, ülkede daha iyi bir sağlõk, eğitim sis- temi sözü verdi. Öncelik kanalın güvenliğine Panama Kanalõ’nõn geniş- letilmesi ve ABD’ye giren kokainin transit geçiş nokta- sõ olduğu iddialarõ nedeniyle kanaldaki güvenlik önlemle- rinin arttõrõlmasõ, gerek Mar- tinelli gerekse Herrera’nõn programõnda yer alõyordu. Yolsuzluk ve suç oranla- rõndaki artõşõn hükümete yö- nelik desteği azalttõğõna dik- kat çekilirken ekonomik krizin etkisiyle düşük gelir grubundaki seçmenlerin Martinelli’den yana oy kul- landõklarõ belirtiliyor. Beş yõl önceki seçimlerde Mar- tinelli’ye destek yüzde 5 oranõnda olmuştu. Devlet başkanlõğõ seçimlerine pa- ralel olarak yapõlan 71 san- dalyeli parlamento seçim- lerinde de ilk sonuçlara gö- re, Martinelli’nin Değişim İttifakõ 37, Herrera’nõn De- mokratik Devrim Partisi 23 sandalye kazandõ. İsrailliler İran’a saldırıdan yana TEL AVİV (AA) - İsraillilerin yüzde 70’ine yakõnõnõn, İran’õn nükleer tesislerini yok edecek askeri bir saldõrõya destek verdiği bildirildi. Bar-İlan Üniversitesi, Begin-Sedat Stratejik Etütler Merkezi ile İftira ve İnkârla Mücadele Birliği (ADL) tarafõndan ortaklaşa yapõlan kamuoyu araştõrmasõ, İsrail ordusunun muhtemel İran saldõrõsõna olumlu görüş bildirenlerin çoğunluğunun, ABD yönetimi saldõrõya karşõ çõksa bile buna destek verdiklerini ortaya koydu. 18 yaşõn üzerinde 610 kişiyle yapõlan kamuoyu araştõrmasõna katõlanlar, ABD ile yakõn ilişkilerin İsrail’in güvenliği açõsõndan önemli olduğuna inandõklarõnõ da belirtti. Ankete katõlanlarõn yüzde 66’sõ, İran’a karşõ muhtemel askeri saldõrõyõ onayladõğõnõ belirtti. Yüzde 15 buna karşõ olduğunu ifade ederken, yüzde 19 fikri olmadõğõnõ söyledi. Muhtemel saldõrõyõ onaylayanlarõn yüzde 75’i, ABD’nin itirazõnõn tutumunu değiştirmeyeceğini bildirdi. Washington-Tahran arasõnda olasõ bir yakõnlaşmanõn Körfez ülkelerinde kaygõlara neden olmamasõ gerektiğini söyleyen ABD Savunma Bakanõ Gates, İran’la ilişkilerde ellerinin havada kalmasõ durumunda sert bir tutum izleyeceklerini belirtti Babacan Davutoğlu 10 MAYIS 2009 PAZAR S: 11.00’DE 2009’un TÜRKİYE’ye GETİRDİKLERİ KONULU KAHVALTILI TOPLANTIDA; DEĞERLİ BİLİM İNSANI-YAZAR Sayın YALÇIN KÜÇÜK İLE BULUŞUYORUZ. ANNELER GÜNÜNDE ANNENİZİ HOCAMIZLA KAHVALTIYA GETİRMEZSENİZ BİR EKSİĞİZ Yer: ADEN OTEL Vapur İskelesi Karşısı-KADIKÖY LÜTFEN YER AYIRTINIZ İletişim: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 - 0544 384 45 52 - 0532 371 08 76 - 0532 461 21 47 - 0532 281 54 54 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org 17 MAYIS 2009 PAZAR SAAT: 12.00’DE EMPERYALİZME KARŞI BAĞIMSIZLIK; KARANLIĞA KARŞI AYDINLANMA; SADAKA DÜZENİNE KARŞI LAİK DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ; BASKILARA KARŞI DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN CUMHURİYET MİTİNGİNE ANKARA TANDOĞAN’a, GİDİYOR VE TÜM YURTTAŞLARIMIZI ÖNEMLE ÇAĞIRIYORUZ. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ! LÜTFEN YER AYIRTINIZ Ulaşım-İletişim-Bilgi: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 - 0532 461 21 47 - 0544 384 45 52 - 0532 371 08 76 - 0532 281 54 54 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org CANIMIZ ARKADAŞIMIZ YAMAN ACUN GÜNAY; ALAEDDİN AKSOY, ARİF KESKİNER, AZMİ YILMAZ, AYŞIN- KUTAY KÖKTÜK, BANU ZEYTİNOĞLU, BARAN SEYHAN, BERHAN ŞİMŞEK, ÇİĞDEM-RUTKAY AZİZ, ERCAN YAZGAN, GÜLER – ZEKİ ÖKTEN, GÖKHAN TUNCAY, HALİT ERGÜN, HÜMEYRA ERDOĞAN, SUNAR-AYDIN AYTUNA, KIYMET COŞKUN, MEHMET YAŞİN, MUSTAFA ALABORA, NALÂN-NURİ DİKEÇ, NİLGÜN-YALÇIN GÜZELCE, SELMA-BÜLENT KAYABAŞ, SAFA ÖNAL, SEMRA-NİJAD YAZICI, TARIK AKAN TANER DORTUNÇ, ÜNAL KÜPELİ ÖZLEYECEĞİZ...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle