17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA 8 HABERLER ‘Yurttaş yargõya güvenmiyor’İstanbul Haber Servisi - Türkiye Ekono- mik ve Sosyal Etüdler Vakfõ’nõn (TESEV), yargõya toplumun ve yargõ mensuplarõnõn ba- kõşõna ilişkin araştõrmasõ, yurttaşlarõn mahke- melere güvenmediğini, adaletin tecelli ettiği- ne inanmadõğõnõ, yargõnõn siyasallaştõğõnõ dü- şündüğünü ortaya koydu. Hollanda Başkonsolosluğu, Almanya Bü- yükelçiliği, Açõk Toplum Enstitüsü ve TE- SEV tarafõndan yürütülen “Algılar ve Zih- niyet Yapıları” başlõklõ proje çerçevesinde- ki 4 ayrõ araştõrmanõn ilk 2’si tamamlandõ. “Demokratikleşme Sürecinde Toplumun Yargı Algısı - Biraz Adil, Biraz Değil...” çalõşmasõ, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakül- tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar ve Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölü- mü Öğretim Üyesi Dr. Suavi Aydın; “De- mokratikleşme Sürecinde Hâkimler ve Savcılar - Adalet Biraz Es Geçiliyor...” ise Mithat Sancar ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Eylem Ümit Atılgan’ca hazõrlandõ. Araştõrmalarõn sonuçlarõ arasõnda, “toplumun bir kısmı- nın, AKP iktidarının Ergenekon davası başta olmak üzere çeşitli şekillerde yargıyı yönlendirdiğini hatta yönettiğini” düşün- mesi dikkat çekti. Kamuoyunda, “yargının, devletle bütünleşerek iktidarın da üzerin- de olduğu ve yargının hükümeti kontrol altına aldığı” yönünde kanõ bulunduğu da ortaya kondu. Araştõrma sonuçlarõnõn açõklandõğõ top- lantõda konuşan TESEV Başkanõ Can Pa- ker, Türkiye’de Magna Carta zihniyetinin halen yerleşmediğini belirterek, “Görüşme yapılanlar arasında ‘Vatan millet söz ko- nusu olduğunda hukuku dinlemeyiz’ diye- bilen hâkimler var. Toplumun yüzde 70- 80’i Anayasa Mahkemesi kararlarının si- yasi olduğunu düşünüyor” dedi. Taraf ga- zetesi yazarõ Etyen Mahçupyan, asker ve yargõ içerisindeki devletçi zihniyetin diğer kurumlara göre kendini çok daha güçlü gös- terdiğini belirtti. Tarafsızlık tartışılır oldu Prof. Sancar, yargõnõn bağõmsõzlõğõ kadar tarafsõzlõğõnõn da önemli olduğunu vurgula- yarak, “Yargının tarafsızlığı önemli bir so- run ve çeşitli şekillerde bozuluyor. Türki- ye’de yargı her zaman bir sorundu ama şimdi tartışılmaya başlandı” dedi. Sancar, ilk araştõrmanõn, yurttaşlarõn mahkemeleri “soğuk, kendilerine tepeden bakılan yer- ler” olarak gördüğünü ortaya koyduğunu, bu nedenle gitmek istemediklerini söyledi. San- car, “Yargı dışı yollardan hak arama eğili- mine, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da ya- şayan Kürtler uzak değil. Kendilerine gö- re yöntemleri var; aşiret reisine, din büyü- ğüne, bilgisine güvenilen isimlere sorup, danışıp sorun çözüyorlar. Ama bu sistem çöküyor. Bir yanda mahkemeler yani mo- dern hukuk kurumları buralara yerleşe- memiş, bir yandan sorunlarını çözdükleri toplumsal kurumlar ortadan kalkıyor; do- layısıyla geriye sadece silaha başvurmak kalıyor. Mardin’de yaşananlara bir de bu açıdan bakılması lazım” diye konuştu. Araştõrma için hâkim ve savcõlarla yüz yü- ze görüşmeleri yapan Eylem Ümit Atılgan, devletçiliği savunan da bu yapõya karşõ çõkan da olduğunu, hâkimler içinde gizli entelektü- ellere rastladõğõnõ söyledi. Suavi Aydın ise 2. araştõrma için yüz yüze görüşmeleri yürütür- ken yurttaşlarõn mahkemelerin adaleti sağla- madõğõnõ düşündüğü sonucuna ulaştõklarõnõ söyledi. “Genel olarak yargı siyasallaşmış- tır algısı hâkim. Ama umut verici olan, in- sanlar mahkemelere güvenmese, adaletin tecelli edeceğine inanmasa bile hak arama- nın yolunu yine mahkemelerde görüyor. Mahkeme dışı yollara başvurma eğilimi fazla değil” diyen Aydõn, mahkemelere olan güvensizliğin nedenlerini ise şöyle sõraladõ: ‘Kayırma’nın yarattığı olumsuzluk “Maddi gücü olanların mahkemeleri et- kilemesi, prestijli, güçlü kimselerin hâkim ve savcılarca kayırılması, davaların çok uzun sürmesi, güç sahibi kimselerin mah- kemeleri yönlendirmesi, adalete erişmenin pahalı olması, hâkim ve savcıların sık sık yerinin değişmesi ve bu nedenle bir dava- ya birden fazla hâkim ve savcının bakma- sı, mahkemelerin derin inceleme yapma- dan genellikle bilirkişi raporlarına göre karar vermesi, dava dosyalarının çokluğu nedeniyle mahkemeler üzerindeki iş yükü- nün ağırlığı, verilen kararların sermaye gruplarını ya da devleti kayırır nitelikte olması, avukatlara güvensizlik ve kapalı kapılar ardında iş çevrildiğinin düşünül- mesi, insana değer verilmemesi.” Araştõrma sonuçlarõnõ değerlendiren Doç. Dr. Serap Yazıcı ise “Yargının bağımsız ve tarafsız olmayışı, yargının icraasının ideo- lojik oluşu, yargıçların kararlarında kişi- sel değerlendirme yaparak kendi algılarını yansıtmaları, yargının devleti koruma eği- limi bulguları çıktı. Yargının arabulucu makamı olduğu eleştirileri yöneltildi. Tür- kiye’de yargının tarafsızlığının aşındığını görebiliyoruz” görüşünü kaydetti. ‘Toplumun yargı algısı ağır yaralı’ Prof. Dr. Mithat Sancar ve Dr. Suavi Aydõn’õn derinlemesine mülakat tekniği kullanarak hazõrladõğõ kitap, adalete güven duygusunun Türkiye genelinde sarsõldõğõnõ yurttaşlarõn ağzõndan ifade ediyor İstanbul Haber Servisi - TE- SEV’in araştõrmasõna göre, yurt- taşõn yargõya güveni yok. Toplu- mun değişik kesimlerinin yargõ üzerine görüşlerine yer verdiği, “Biraz Adil, Biraz Değil. De- mokratikleşme Sürecinde Top- lumun Yargı Algısı” kitabõ yurt- taşlarõn yargõya güveni olmadõğõ- nõ gözler önüne serdi. Prof. Dr. Mithat Sancar ve Dr. Suavi Aydın’õn “derinlemesine mülakat” tekniği kullanarak ha- zõrladõğõ kitapta, örneklemde yer alanlarõn görüşleri yazõm bozuk- luklarõna dahi müdahale edilmeden okuyucuya aktarõldõ. Kitapta “Dev- let-Yargı Özdeşliği”, “Mahkeme ve Adliye İmajı”, “Adalet ve Hukuk Algısı”, “İdeal Hâkim İmgesi”, “Mahkemelerden Bek- lentiler”, “Mahkemelerden Bek- lentilerin Gerçekleşeceğine Da- ir İnanç”, “Mahkemelerin Adil- liğine Duyulan Güven” gibi bir- çok başlõkta toplumun yargõ algõ- sõ incelendi. Konu başlõklarõna gö- re yurttaşlarõn Türk yargõsõna iliş- kin görüşleri özetle şöyle: “İşinin mahkemeye düşmesini kimse istemez. Ben de istemem, açık konuşayım. Mesela benim kendi başıma geldi. Benim ara- bam soyuldu. Yüzde yüz haklı ol- duğunuz konuda polisler rapor tutuncaya kadar göbeğimiz çat- ladı. Yok, sigara al, yok kola al, yok bilmem ne! Nerede kaldı hak, nerede kaldı adalet, nerede kaldı hukuk! Yanlış mıyım? (Bursa 2)” ‘Mahkemede adalet yok’ “Mesela herhangi bir adliyeye girerken devletin soğuk yüzünü hissediyorsunuz. Soğuk bir yapı var. Bir adalet duygusu olmuyor. Çok farklı bir yer. Çok soğuk bir yer ve çok soğuk bir duygu. İn- sanların bireysel davranışlarını da etkiliyor, olumlu veya olum- suz. Kurallara uymadığınızda çok sert davranışlarla karşıla- şabilirsiniz. Mahkemeye gitmek durumunda olduğu- nuzda, ne için git- tiğniz önemlidir. Yani suçlandığınız şey de önemlidir. Düşünce suçların- dan yargılandığınız- da çok daha fazla tedir- gin oluyorsunuz. Zaten siyasi davalarda yargı da siyasi kararlar veri- yor. Bu bölgede çok yay- gın. Adi suçlarda in- sanlar kendini biraz daha rahat hissediyor. (Diyarbakır 4)” ‘Adamı olanlar kurtuluyor’ “Adaleti tam net olarak tanım- layamayacağım ben, çünkü bil- miyoruz; ya- ni geriye d ö n ü p baktığın z a m a n T ü r k i - ye’de pek adaletli bir şeylere rast- lamadım yani. Şimdi bazı adaletsizlikler olu- yor, mesela adamın suçu ağır, hafif suçlarla yargılanıyor, bazı insanlarınsa suçu çok az, yaptı- ğı suçta bir şey yok, yani inciti- ci bir şey yok, ama ağır bir yar- gılama görüyor, ağır bir mah- keme görüyor, ne bileyim adam sarsılıp gidiyor, ama diğer suç- luların arkasında... Böyle adamı olanlar, ağırlıklı olanlar en ağır suçlardan hafifçe kurtuluyor. (Kars 3)” ‘Yargı caydırıcı olmalı’ “Yargı, devletin kendisi olması gerekiyor, zira yanlış bir şey yap- tığınız zaman karşınıza yargının çıkması gerekiyor. Yani yargı sis- teminin caydırıcı olması gerekiyor ki hani insanlar, musibetle anla- maları, musibetle kabullenmeleri, hatta musibetle kabullenmeme veyahut da onu anlamama gibi bir özelliğe sahip olduğu- nuz için göz korku- tarak onların zaptu- rapt altına alınması gerekiyor gibi düşü- nüyorum. Yani öyle de olması lazım. Yani hep şu örneği var: Avru- pa’da kimse küfretmez, Avrupa’da kimse kırmı- zıda geçmez gibi, çünkü orada korkunç cezalar var. Yani atıyorum bir kere kırmızıda geçtiğin zaman bir sene ehliyeti- ne ulaşamıyorsun. Ha- ni bu şekilde, bizde de bu şekilde olmalı mı diye düşünüyorum. Ama bununla ilgili mekanizmalar iyi ça- lışmıyor. Yani yeni bir sigara içme ya- sağı konuluyor taksilerde. Şimdi biniyorum ben taksiye ‘Siga- ra içmek ya- sak mõ’ diye soruyorum, ‘geçerli mi’, ‘hayõr, abi valla ben içi- yorum, sen hiç kafana takma’ di- yor. (İstanbul 1)” ‘Hakkımı aramıyorlar’ “Adalet hiç yerini almamış ki hep es geçerler, geleni vurur, kı- rar, bırakırlar hadi gitsin derler. Yani onun öcünü almak için hiç- bir şey yapmıyorlar, serbest. Hiç adalet vermiyorlar, hiç yani. Ben mesela şikâyetçi düşsem hiç hak- kımı aramıyorlar. Aynı günden, vurulan benim kardeşim, mağdur olan biz, hiç bize bir şey yapma- dılar. Aynı günden, o taraf ken- disine işiyle gücüyle uğraştı, biz battık gittik, hiçbir şey yapama- dık. (Kars 5)” ‘Parayla mahkeme kararı değişiyor’ “Mahkemelere güvenilebilece- ğine dair de bir sürü kanıt, güve- nilemeyeceğine dair de bir sürü kanıt var. Mesela insanlar, atıyo- rum parasıyla bile mahkemelerin kararlarını değiştirebiliyorlar; hâkimi bağlayabiliyorsun, böyle filmler var mesela, hâkimi bağla- rız, avukatı ayarlarız, yok işte bir yalancı şahit buluruz, işte bu tarz terimlerin dilimizde olması, mahkemelerin güvenilir olmadı- ğını bence buradan anlayabiliyo- ruz. Dil, yaşadıklarımızı yansıtan bir şey olduğuna göre, bunların güvenilir olmadığını anlayabili- yoruz. İnsanlar çok büyük suç- lardan yara almadan kurtulabili- yorlar ama bunun yanı sıra suç- suz insanlar yıllarca cezaevlerin- de yatabiliyorlar ve bunun karşı- sında insanlara sadece ‘pardon’ de- nilebiliyor; yani bunun birçok örneğini biliyoruz, filmlerde de bi- liyoruz, hiç de zor bir şey değil. (Samsun 2)” ‘Mahkeme zengin olandan yana’ “Mahkemeler bence adil değil, mahkemeler zengin olandan yana. Adamın varsa mahkeme de se- nindir. Mahkemelerden, eşit hak- lar vermesini, herkese eşit dav- ranmasını, torpille, adam kayır- mayla karar vermemesini bekle- rim. Mahkemelerde adaletin te- celli ettiğine inanmıyorum mah- kemeler adamı olanın, parası ola- nın yeridir. Adamın, paran varsa mahkeme ona göre karar verir.” (Kars 11) ‘Yargõbağõmsõzamabaskõaltõnaalõnmakisteniyor’ İstanbul Haber Servisi - Ankara Üni- versitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üye- si Yrd. Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan’õn, 4 ilde 51 hâkimle yaptõğõ görüşmeler yar- gõnõn karar verici konumundaki isimle- rin “yargı bağımsızlığına inanmadığı- nı” gösterirken “Yargı bağımsızdır ama baskı altına alınmak isteniyor” görüşünün de öne çõktõğõnõ ortaya koy- du. Hâkimler, karar verirken sürgün korkusu yaşadõklarõnõ belirterek Hâ- kimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’ndan (HSYK) Adalet Bakanõ ve müsteşarõnõn çõkarõlmasõnõ istiyor. TESEV’in çeşitli kuruluşlarla ortak- laşa yürüttüğü çalõşma kapsamõnda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat San- car ve aynõ üniversiteden Yrd. Doç. Atõlgan’õn hazõrladõğõ, “Demokratik- leşme Sürecinde Hâkimler ve Sav- cılar - Adalet Biraz Es Geçiliyor...” başlõklõ kitap, çarpõcõ ayrõntõlar ortaya koydu. Atõlgan’õn, Ankara, İstanbul, Diyarbakõr ve Trabzon’da toplam 51 hâkim ve savcõyla yaptõğõ yüz yüze görüşmelerin yer aldõğõ kitapta, gö- rüşülenlerin isimleri yayõmlanmadõ, yalnõzca görüşme numaralarõ verildi. Görüşmelerden, hâkimlerin çeşitli konulara ilişkin dikkat çekici de- ğerlendirmeleri şöyle: Yargı bağımsızlığı ? Görüşme 30: Hukukun üstün- lüğünün hissedilmediği andan iti- baren, artõk anayasada şu yazõyordu, bu kanunda şu yazõyordu falan bun- larõn çok anlamõ kalmõyor. Daha doğrusu uygulanabilirliği kalmõ- yor. Onun için ben de hissetmiyo- rum yargõ bağõmsõzlõğõnõ ya da hâ- kim bağõmsõzlõğõnõ. ? Görüşme 26: Ben cüppeyi giydiğim zaman hiç kimse bana talimat vermedi 31 yõldõr, veremez de... Orada bağõmsõzõm ben. Onun dõşõna indiğim zaman baktõğõmda; si- zin gibi gazete okuduğum, haberleri izle- diğimde, sanki yargõ bağõmsõz değilmiş gi- bi hissediyorum. Ama ben öyle demiyo- rum; yargõ bağõmsõzdõr ama etki altõna alõn- mak isteniyor. Benim inancõm yine ba- ğõmsõzlõk devam ediyor fakat baskõ var, bas- kõ altõna alõnmak isteniyor... ? Görüşme 6: Yargõ bağõmsõzlõğõnõn ol- mazsa olmazõ, yargõçlarõn kendilerini ba- ğõmsõz hissetme arzusu, duygusu, gücüy- le bağlantõlõdõr. Mesela bakõyorum, yargõ bağõmsõzlõğõ konusunda yürütmenin müt- hiş bir gücü var. Yürütme çok güçlü ama yargõ da kendi gücünün farkõnda olmalõ. Önce sen gücünün farkõnda olacaksõn ki millet senin farkõna varsõn. ? Görüşme 28: 30 yõllõk yargõcõm, hiç- bir şekilde hiçbir bakandan, hiçbir müste- şardan, hiçbir kurul üyesinden şu dosyayõ şu şekilde yönlendir diye bir şey duyma- dõm. ? Görüşme 44: Türkiye’de gerçekten yargõ bağõmsõz değil. Bunda organik prob- lemler dõşõnda zihniyetin de çok önemli ro- lü var. Türkiye bir kere hukuk devleti de- ğil ki yargõ bağõmsõz olsun. Devlete bakış ? Görüşme 5: Devletin selametine, ge- leceğine kötü yönde etkisi olacaksa, ala- bildiğine düşünce özgürlüğüne karşõyõm. Bireyin özgürlüğünü önde tutan görüşler var, katõlmõyorum. Evvela devletim! ? Görüşme 42: Devletin kendini ko- rumasõ gerekiyor, mutlaka gerekiyor da bu hassasiyetleri de abartmamak lazõm. Yani o kadar keyfi bir millet değiliz her- halde. 700 yõldõr süren bir devlet sonuçta, ufacõk şeylerden çökecek değil. Para- noyamõz var. ? Görüşme 24: Ben öncelikle günü- müzde Cumhuriyetin temel ilkelerinin ko- runmasõ kanaatindeyim. Diğerleri zaten kendiliğinden geliyor. Ben cumhuriyet savcõsõyõm. Bence cumhuriyet savcõsõ her zaman Cumhuriyetin tarafõnda olmak zo- rundadõr. Yani işin içine devlet girdiği za- man taraf olmak zorundayõm. HSYK’nin yapısı ? Görüşme 6: HSYK’nin konumu önemli ama bence siyaset işin içinde ol- mamalõ. Adalet Bakanõ ve müsteşar ol- mamalõ. ? Görüşme 42: Bakanlõk devreden çõ- kacak. Her şeyimiz kurula bağlanacak. Ku- rulun kendi işleyişi, sekretaryasõ olacak, oturacak bu. Sürgün korkusu ? Görüşme 21: Bence yargõ bağõmsõz değil. İstanbul’a gelmişsiniz, düzeninizi kurmuşsunuz, çocuklarõnõz okulda okuyor ve siz lojmanda oturuyorsunuz. İster iste- mez bu her dönemde olmuştur, yani siya- sal iktidarõn görüşleri doğrultusunda ka- rarlar verilmiştir. Sadece alt dereceli mah- kemede değil, Yargõtay’da da maalesef bu tür şeyler olmuştur. ?Görüşme 24: Mevcut uygulamalardan, hâkimi, savcõyõ en çok korkutan tayin olaylarõ; onun dõşõnda bağõmsõzlõğa sahibiz. ? Görüşme 36: Yargõ bağõmsõzlõğõ, hâ- kimlerin tayin olmama korkusuyla olma- lõ. Verdiği bir karardan dolayõ, “Acaba yet- kim değişir mi, tayinim çıkar mı” diye düşünüyor... Çünkü bunu yaşõyoruz, yani “Verdiğim karar sonucu birileri ayağı- mı kaydırır mı” diye düşünce oluşuyor. TESEV’in araştõrmasõ yurttaşlarõn, davalarõn güç sahibi olanlarõn lehine sonuçlandõğõnõ düşündüğünü ortaya koydu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle