23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 13 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Lider Yok Grup da Yok Yazılı olmayan bir kuralı uygulayan parlamentodaki partilerin grupları, salı günleri genel kurullarını top- luyorlar. O toplantılar 12 Eylül öncesinde sadece genel baş- kanların “haftalık vaazları” da denebilecek olan mo- nolog türündeki konuşmaları ile sınırlı kalmazdı. Mil- letvekilleri de tıpkı Meclis Genel Kurulu’nda olduğu gibi adına “gündem dışı” denilen konuşmalarla, se- çim bölgelerinin ya da ülkenin ana sorunlarını kür- süye taşırlardı. Meclis’te ele alınacak yasa tasarısı ve teklifleri o toplantılarda görüşülür, kurulmuş olan özel komisyonların raporları tartışılırdı. Özetle iktidar ya da muhalefette olmanın yükledi- ği sorumlulukların gereği yerine getirilen bir tür “ai- le meclisleri” olarak kapalı kapılar arkasında eleşti- ri ya da savunmalar yapılırdı. Ülkede çoksesliliği istemeyen 80 darbesi, de- mokratik parlamenter düzenin olmazsa olmazı sa- yılan bu geleneği de altüst etti. Sıfırdan başlayan ye- ni partilerin çalışmaları içinde yerini alan parlamen- to grupları, tek adama bağlanmış çalışma takvimlerine titizlikle uyan ve daha çok kamuoyuna doğrudan ses- lenen birer propaganda arenası olarak algılandı. Milletvekili olmayanların da izleyebildiği o toplan- tıların Meclis televizyonunda “canlı” olarak yayım- lanmasını fırsat bilen liderler, kürsüden birbirlerine sal- vo ateşi yöneltmeyi, tadına doyulmaz bir yöntem ola- rak gördükleri için o toplantıları adeta cami vaaz- larına çevirdiler. Başkan yok, toplantı da yok! Dün de, bir “salı” günüydü ve Meclis’teki parti grup- larının genel kurullarının toplanması ve yine yazılı ol- mayan çalışma düzenine göre, sırasıyla MHP, AKP, DTP, CHP liderlerinin alkışlar arasında kürsüye çı- karak, kendilerini ayakta selamlayan milletvekilleri ve öteki dinleyicileri ile toplantıyı yöneten başkanlık di- vanına yerlerine oturabilecekleri işaretini vererek ko- nuşmalarını yapmaları bekleniyordu. Bir teki dışında toplantılar gerçekleşti ve o sere- moniler dün de yerine getirildi.. İktidar partimizin meclis grubu ise dün toplanmadı. Gerçi ülke gündeminde Kürt sorunu, AKP’den ge- len anayasa değişikliği paketi, Fransa ve Alman- ya’dan AB için Ankara’ya gönderilen “giremezsiniz” mesajları, Mardin olayı ile gündemde öne çıkan ko- ruculuk kurumu gibi birden çok olay vardı. Özellikle iktidar milletvekilleri, kabine değişikliği nedeni ile ku- lislerdeki sohbetlerinde içlerini döküyorlardı ve bu iç dökmeleri niçin kürsüden yapmadıkları da bilinmiyor değildi. Toplantının yapılmayışının görünen nedeni Baş- bakan ve AKP Genel Başkanı’nın, İstanbul’da Av- rasya İslam Din Adamları Şûrası’na katılımı olarak öne çıkartılmıştı. MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye göre ise; “Kürt Sorununda Açılım” adı altında kapalı kapılar arka- sında yapılan bazı düzenlemeler nedeni ile Erdoğan, bir süre perde gerisinde kalarak Cumhurbaşkanı’nı öne sürmek ve yıpranmamak istiyordu. Başbakan olmayınca da iktidar partisi grubunun kapıları kapatılmıştı. Sanki assolistin mazereti nedeni ile o gece gazinonun açık olmayacağının bildirilme- si türünden bir duyuru nedeni ile AKP milletvekille- ri dün Meclis koridorlarında stres atan kulislere dal- mış oldular. “Tek adam”a ya da “sayın genel başkan”lara bağ- lı parti yönetimlerinden beklenilen böyle bir olguya, Batı’nın yerleşmiş demokrasilerinde, örneğin İngil- tere’de tanık olmanız olanak dışıdır. 1950 ile 80 arasının Türkiyesi’nde, bizim demok- rasimiz henüz emekleme çağındaydı. Ama “patron olmadığı için dükkânımız açılamadı” türünden ma- zeretleri içlerine sindirmek, en başta o partilerdeki başkan yardımcıları, başbakan vekilleri, grup baş- kanvekilleri için kabul edilemez bir aşağılama olarak karşılanırdı. Erdoğan’ın o ünlü tekerlemesi ile “Nereeeden, ne- reye” gelmişiz?.. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Kürt açõlõmõnda ‘demokratikleşme projesi’ eşiği tam olarak kesinleşmedi Hükümette ‘eşik’ kaygõsõ Kanunsuz dinleme sorun çıkarıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ Cemil Çiçek, “kanunsuz dinlemeler”in en başta özel hayatõn gizliliği dahil, pek çok hak ve özgürlükler açõsõndan “sorun çõkardõğõnõn ortada olduğunu” söyledi. Çiçek, “Yeni düzenleme gerekiyorsa bunu yapabiliriz” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yöneltilen sorularõ yanõtlayan Çiçek, hangi suçlar için ve hangi şartlar altõnda dinleme yapõlacağõnõn yasayla belli olduğunu söyledi. MİT’ten yalanlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MİT Müsteşarlõğõ, “Bedrettin Dalan’õn bir MİT görevlisinin uyarõsõ üzerine yurtdõşõna çõktõğõ ve bu görevli hakkõnda soruşturma açõldõğõ” iddiasõnõ yalanladõ. MİT açõklamasõnda, “Müsteşarlõğõmõzca, konuya ilişkin olarak haberlerde yer aldõğõ şekliyle herhangi bir idari soruşturma açõlmamõş olup, adli makamlarca da hukuki soruşturma açõldõğõna dair müsteşarlõğõmõza intikal etmiş resmi bir belge bulunmamaktadõr” denildi. Rektörlerini istiyorlar ANKARA (AA) - Başkent Üniversitesi ve Mütevelli Heyeti adõna yapõlan açõklamada, “Rektörümüzün bir an önce görevine döndürülmesini bekliyoruz” denildi. Açõklamada, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Mehmet Haberal’õn özgürlüğünün kõsõtlanmasõnõn yaklaşõk bir aylõk süreyi tamamlamakta olduğu belirtildi. İki İngiliz kadın ölü bulundu MARMARİS (AA) - Muğla’nõn Marmaris ilçesine 2 haftalõk tatil için gelen 45 yaşõndaki Jane Caroline Birth, kaldõğõ Paşa Beach Otel’deki odasõnda, erkek arkadaşõyla birlikte ilçede tatil yapan 32 yaşõndaki Sarah Samanta Jones ise Keskin Otel’deki odasõnda ölü bulundu. Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğü, iki olayla ilgili inceleme başlattõ. TUS için tercih işlemleri ANKARA (AA) - Tõpta Uzmanlõk Eğitimi Giriş Sõnavõ (TUS) 2009 ilkbahar dönemi ile ilgili tercih işlemleri bugünden itibaren ÖSYM’nin internet adresinden yapõlabilecek. ÖSYM Başkanõ Prof. Dr. Ünal Yarõmağan, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, tercih işlemlerinin 18 Mayõs’a kadar www.osym.gov.tr internet adresinden yapõlabileceğini bildirdi. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - AKP’nin Kürt açõlõ- mõnda, PKK’nin dağdan indirilmesi ve TCY’nin 221. maddesinin “esnetile- rek uygulanması” gibi teknik konu- lar üzerinde çalõşmalarõn büyük ölçüde tamamlandõğõ ancak açõlõmõn ikinci aşamasõ ile doğrudan bağlantõlõ “si- yasal tavrın” henüz netleştirilemediği öğrenildi. Bunda hükümetin açõlõmõn nereye kadar götürüleceği sorusunun yanõtõnõ oluşturan “demokratikleşme projesi” eşiğinin henüz tam olarak ke- sinleştirilememiş olmasõnõn etkili ol- duğu belirtildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün, Kürt açõlõmõ konusunda yaptõğõ açõklamalar sonrasõnda An- kara’daki kulisler hareketlendi. Ulaş- tõğõmõz bilgilere göre Kürt açõlõmõ iki aşamalõ olarak planlanõyor. Bu aşamalardan ilki, PKK’nin si- lah bõrakmasõ, TCY’nin 221. mad- desinin esnetilerek uygulanmasõ, bu çerçevede iş ve topluma kazandõrma gibi sosyal önlemlerin devreye so- kulmasõ, üst düzey kadronun izole edilmesi, bu bağlamda sayõsõ 250’yi bulan üst düzey yöneticilerin hangi ülkeye gönderileceği ya da Irak’ta ka- lõp kalmayacağõ gibi konularõ kapsõ- yor. Ancak özellikle örgütün üst dü- zey kadrolarõ konusunda şimdiye kadar nihai bir karara varõlamadõ. İkinci aşamada ise AKP’nin “de- mokratik açılımı” söz konusu ola- cak. Bu açõlõm, demokrasisi gelişmiş, Batõlõ ülkelerdeki uygulamalardan farklõlõk taşõmayacak. Yerel anlam- da Kürt kimliği kültürel olarak ko- runacak. Bu çerçevede, anayasa ve mevcut yasalara ters düşmeyecek şekilde uygulama değişiklikleri yapõlacak. Bu üniversitelere bağlõ Kürt dili bö- lümlerinin kurulmasõ, Kürtçe isimler üzerinde uygulamadan kaynaklanan engellemelerin kaldõrõlmasõ, Kürtçe dil kurslarõna çok daha fazla kolay- lõk sağlanõp teşvik edilmesi, Kürt kül- türünün korunmasõ ve geliştirilmesi için önlemlerin alõnmasõnõ da kapsõ- yor. Bu açõlõm çerçevesinde “terörist- lerle pazarlık görüntüsü” veril- mesinden kaygõ duyulduğu belirti- lirken, AKP’nin söz konusu demok- ratik açõlõmlarõn nereye kadar götü- rüleceği sorusuna henüz bir yanõt bu- lamadõğõ dile getirildi. Ancak diplomasi kulislerine yan- sõyan bilgilere göre demokratikleşme çerçevesinde etnik siyasal kimlik konusu anayasal ve yasal düzenle- melerde yer almayacak. Açõlõmda ağõrlõklõ olarak toplumsal ve kültürel önlemler öne çõkarõlacak. Bu kararõn alõnmasõnda ise hem askerin hem de Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn etkisinin ol- duğu öğrenildi. Abdullah Öcalan’õ kapsamasa da örgütün diğer lider kadrosunun Tür- kiye’de önünü açacak olan ve siya- sal af anlamõna gelen “genel af” gün- demde bulunmuyor. Ankara’da bu aşamalarõn eşzamanlõ olarak mõ yok- sa belirli bir takvim çerçevesinde mi devreye sokulacağõ sorusuysa henüz yanõt bulmadõ. Ankara öncelik olarak silahlarõn susmasõnõ, PKK’nin silah bõrakma- sõnõ hedeflerken, bu aşamada doğ- rudan TCY’nin 221. maddesi esne- tilerek uygulamaya konulacak. Bu noktada PKK’nin, “Koşullarımı kabul ettiğiniz için silah bıraktım” demesine olanak tanõnmamasõ he- defleniyor. AKP’nin açõlõmõnda, teknik konular üzerinde çalõşmalarõn büyük ölçüde tamamlandõğõ ancak açõlõmõn ikinci aşamasõ ile doğrudan bağlantõlõ “siyasal tavrõn” henüz netleştirilemediği öğrenildi. AKMAN’NIN ÜYELİĞİ DAVASI ‘Şirket yöneticiliği göreviylebağdaşmaz’ Zahit Akman’õn RTÜK üyeliğinin düşürülmesi davasõ Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde görüldü. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn şirket or- taklõğõ nedeniyle gö- revinden düşürülmesi isteminin reddine yö- nelik Üst Kurul kara- rõnõn iptali ve yürüt- mesinin durdurulma- sõ istemiyle açõlan da- va, dosya üzerinde ya- põlacak inceleme son- rasõnda karara bağla- nacak. RTÜK üyesi Şaban Sevinç, kendi- sinin kooperatif üyeli- ğinden bile istifa etti- ğini belirterek “Ak- man babasının şir- ketinde bile yöneti- cilik yapamaz” dedi. RTÜK üyeleri Şa- ban Sevinç, Hülya Alp ve Mehmet Da- dak, RTÜK Başkanõ Akman’õn, bazõ şirket yöneticilikleri ve or- taklõklarõ ile kurul üye- liğinin aynõ döneme denk gelmesi nede- niyle RTÜK Yasa- sõ’nõn 9. maddesi ge- reği görevden çekil- mesi gerektiğini öne sürerek, RTÜK üyeli- ğinin düşürülmesini is- temişti. Üst Kurul, 19 Eylül 2008’deki top- lantõsõnda istemi red- dederek oyçokluğuyla Akman’õn göreve de- vam etmesine karar vermişti. Bu karar üze- rine Sevinç, Alp ve Dadak da RTÜK ka- rarõnõn yürütmesinin durdurulmasõ ve ipta- li istemiyle Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde dava açmõştõ. Ankara 4. İdare Mahkeme- si’nde görülen davanõn duruşmasõna, RTÜK üyesi Şaban Sevinç, davacõ avukatõ Tez- can Çakır ve RTÜK Hukuk Müşaviri Ars- lan Narin katõldõ. Avukat Çakõr, Ak- man’õn, “Kanal 7 te- levizyonunun Al- manya temsilciliği görevini yürütürken Deniz Feneri e.V. Derneği’nden akta- rılan paralarla ku- rulan şirketlerin ku- rucusu, idarecisi ve dernekten Türki- ye’ye para taşıyan kurye” olduğunu iddia etti. Çakõr, “RTÜK başkanı olan bir ki- şinin, dolaylı veya do- laysız herhangi bir şirketin ortağı, yöne- ticisi olması kamu göreviyle bağdaş- maz” dedi. 1 Mayõs davasõna tepki 1 Mayıs mitingi öncesinde, Taksim’in emek- çilere açılması için yapılan yürüyüş nedeniy- le Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa hakkında dava açılmasına KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri tepki gösterdi. İnönü Parkı’nda, Boğa’ya açılan davayı kı- nayan KESK üyeleri, “Baskılar bizi yıldıra- maz”, “Yaşasın demokrasi mücadelemiz”, “Güven Boğa yalnız değildir” sloganları attı. Grup adına açıklama yapan KESK Dönem Sözcüsü Kahraman Oğuz, “1 Mayıs Mitingi öncesinde yapılan eylem 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na aykırı bu- lunmuş ve Boğa hakkında dava açılmıştır. Burada Boğa’nın bilinçli olarak yalnızlaştı- rılmak ve hedef haline getirilmek istendiği açıktır. Açılan bu davayı kınıyoruz” diye ko- nuştu. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) ‘Hükümet herkesi izleyecek’ Terörle mücadeleyi hedefleyen Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ’nõn güvenlik birimlerinin ‘istihbarat havuzu’ olarak kullanõlacağõ belirtildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Te- rörle mücadelede birimler arasõndaki ko- ordinasyonu sağlamayõ hedefleyen Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ, güven- lik birimlerinin “istihbarat havuzu” ola- rak kullanõlacak. Tüm istihbari bilgiler İç- işleri Bakanõ başkanlõğõnda değerlendiri- lecek. YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, yeni yapõya operasyonel yet- ki verilmemesinin yaşanacak sorunlarõ per- deleme amacõ taşõdõğõnõ belirtti. TBMM’ye sunulan, terörle mücadeleye ilişkin politika ve stratejileri geliştirmek ve birimler arasõ koordinasyonu sağlamak üze- re kurulmasõ öngörülen Kamu Düzeni ve Gü- venliği Müsteşarlõğõ yapõlanmasõnda pek çok nokta dikkat çekti. Tasarõya göre, müste- şarlõk, istihbari bilgileri değerlendirerek strateji belirleyecek, ayrõca halkla iletişimi de sağlayacak. İnceleme ve denetleme yap- ma görevi de verilecek olan müsteşarlõk bün- yesinde İstihbarat Değerlendirme Merkezi oluşturulacak. Bu merkezde, güvenlik ku- ruluşlarõ ve istihbarat birimleriyle Dõşişleri Bakanlõğõ’nca elde edilecek stratejik bilgi ve istihbarat değerlendirmeye alõnacak. Tasarõyõ değerlendiren YARSAV Baş- kanõ Eminağaoğlu, müsteşarlõğõ “Gerek görevleri gerekse idari yapılanması iti- barıyla, bir hukuk devletinde oldukça fazla sorunları ortaya çıkaracak yapı- lanma” olarak nitelendirdi. Eminağaoğlu, “Bu yeni yapılanmada terör söylemi kul- lanılarak iktidarı kullanan güçle aynı söylemde olmayan her türlü düşüncenin iktidar tarafından izlenmesi yolunda çalışmalar yürütülebilecek ve toplum bu eksende rahatlıkla yönlendirilebilecek- tir” diye konuştu. Eski Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik özel yetkisiyle 70 okula müdür atamõştõ Çelik’in atamaları yargıda NİHAN İNAL / HİCRAN ÖZDAMAR İSTANBUL/İZMİR - Eski Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik’in giderayak yaptõğõ ata- malar sendikalarõn ve eğitim- cilerin tepkilerine neden oldu. AKP’ye yakõnlõğõ ile bilinen Eğitim Bir-Sen üyeleri, AKP’li milletvekillerinin yakõnlarõ ile vali kardeşlerinin, Bakan Çe- lik’in yaptõğõ usulsüz atama- larla çeşitli eğitim kurumlarõ- na müdür olduğu ortaya çõktõ. Yöneticilik koşullarõnõ taşõdõ- ğõ halde atanmayan yüzlerce öğretmen ise MEB’e itiraz di- lekçesi veriyor. Türk Eğitim-Sen Genel Mevzuat ve Toplu Görüşme Sekreteri Musa Akkaş, AKP yandaşlarõnõn okullara müdür olarak atanmasõnõ, “Çelik had- dini aştı” şeklinde yorumladõ. Akkaş, “Eski Bakan Çelik, Aksaray’daki Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda öğ- retmen olan Aksaray Eğitim Bir-Sen Başkanı Mahmut As- lan’ı Aksaray Hizmetiçi Eği- tim Müdür Başyardımcılığı- na, Kahramanmaraş Eğitim Bir-Sen Başkanı Hacõ Datlõ’yı Kahramanmaraş Öğret- menevi Müdürlüğü’ne, Bolu Valisi Halil İbrahim Akpõ- nar’ın kardeşi Sadõk Akpõ- nar’ı 23 Nisan İlköğretim Okulu Müdür Yardımcısı iken Eğitim Uygulama Oku- lu’na müdür olarak atadı” dedi. Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli ise “76. mad- de acil durumda bakana ve- rilen bir yetkidir. Diyet öde- mesi için kullanılsın diye de- ğil. Yeni Bakan Nimet Çu- bukçu’dan, Çelik’in 76. mad- deyi kullanarak yaptığı hu- kuksuzluğu gidermesini bek- liyoruz” diye konuştu. Eğitim- Sen Genel Başkanõ Zübeyde Kılıç ise Çelik’in yaptõğõ ata- malara ilişkin, “Çelik gör- evinden alınacağını biliyor- du ve giderayak kendi siya- si duruşunu sergileyerek ata- maları yaptı. Biz Eğitim-Sen olarak konu ile ilgili suç du- yurusunda bulunduk” dedi. Eski Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik’in bakanlõğõ- nõn son günlerinde 76. mad- deye göre makam onayõnõ kullanarak yaptõğõ atamalara karşõ sendikalar dava açar- ken İzmir’de 70’e yakõn okul- da bu kapsamda atama yapõl- masõ eğitimcilerin tepkisini çekiyor.Hüseyin Çelik. MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN PROTESTO Ankara’da dört avukata gözaltı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Ba- rosu’na kayõtlõ 4 avukatõn dün “Terör örgütü PKK Kongra Gel ile ilişkileri bulunduğu” iddiasõyla gözaltõna alõnmalarõ protesto edildi. Çoğunluğunu İnsan Haklarõ Derneği (İHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyele- rinin oluşturduğu; Türkiye İnsan Haklarõ Vak- fõ, KESK, MAZLUMDER ve Halkevleri üye- lerinin de destek verdiği grup, Ankara Adalet Sarayõ önünde toplanarak alkõşlarla gözaltõlarõ protesto etti. İHD Genel Başkanõ avukat Öz- türk Türkdoğan gözaltõna alõnan avukatlar- dan Hasan Anlar’õn İHD Genel Sekreter Yar- dõmcõsõ, Filiz Kalaycı’nõn MYK üyesi, Halil İbrahim Vargün’ün eski MYK üyesi, Murat Vargün’ün ise insan haklarõ savunucusu ol- duğunu söyledi. Ev ve bürolarõnda arama ya- põlan avukatlarõn gözaltõna alõnmalarõndan vazgeçilmesini isteyen Türkdoğan, “Mesleki konumları itibarıyla avukatların gözaltına alınmaları sadece kendileri için değil, sa- vunma mesleği ve hakkı açısından da ağır bir ihlal oluşturmaktadır” dedi. Türkdoğan, “Soruşturmanın, hukukun üstünlüğü, avu- katlık mesleği ve insan hakları savunucula- rının güvencelerine saygılı biçimde yürü- tülmesini istediklerini” söyledi. ÇHD Genel Başkanõ avukat Kâzım Bay- raktar ise “DTP’ye yönelik operasyonların avukatlara doğru devam ettiğini gösterdi- ğini” belirterek, “Savunma hakkının ba- ğımsızlığının çiğnendiğini” kaydetti. ÇHD Genel Yönetim Kurulu üyesi avukat Selçuk Kozağaçlı da avukatlarõn gözaltõna alõnmala- rõnõn yasalara ve uluslararasõ sözleşmelere ay- kõrõ olduğunu aktardõ. Kozağaçlõ gözaltõ kara- rõna itirazda bulunacaklarõnõ da bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle