17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 13 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA2 C ape Town,1652 yõlõnda Hollanda Do- ğu Hindistan Şirketi burayõ ticari bir üs seçtiği zaman yerlilerin yaşadõğõ sakin bir bölgeydi.150 yõl kadar sonra İngilizlerin ege- menliğine girdi. Madagaskar, Hindistan, Sey- lan, Malezya ve Endonezya’dan çalõştõrõlmak üzere köleler getirilmeye başlandõ. Elmas ve al- tõn madenlerinin keşfi ile Şehir Masa Dağõ’nõn batõsõnda hõzla büyümeye başladõ. Köleliğin bit- mesi ama yaşam şartlarõnõn olumsuzluğu 1994 yõlõnda siyah lider Nelson Mandela’nõn Cum- hurbaşkanõ olmasõna rağmen günümüzde de sürdü. Eşimle birlikte 18 gün kiraladõğõmõz ara- ba ile, 21 gün tamamen rehber kitaplar eşliğinde sürdürdüğümüz ilginç, farklõ, heyecanlõ, kõsmen tehlikeli ve doğal gü- zellikler içinde geçen Güney Afrika Cumhu- riyeti gezisinde; Swaziland ve Lesoto Krallõ- ğõ’nõn yanõnda bir günlük Mozambik deneyi de yaşadõk. Cape Town’a 11 kilometre mesafedeki Rob- ben Adasõ’na yarõm saat süren feribot yolcu- luğu ile varõlõyor. İnişte rehberli otobüslere bi- niliyor, 45 dakika süren bu gezide tüm ada tarihi ve Mandela ile sembolleşen direniş tari- hinin tüm ayrõntõlarõ ve- riliyor. Bizim otobüsümüzde çoğunluğu siyah Güney Afrikalõ insanlar vardõ. Sonrasõnda Mandela ve diğer tüm politik tutuklula- rõn kaldõğõ hücreler, avlular yine rehber eşliğinde gezdirili- yor. Kalan zamanõnõz da mev- simine göre sahilde penguenle- ri görebilir ya da hediyelik eş- ya mağazasõndan direniş ada- sõyla ilgili küçük bir anõ alabi- lirsiniz. 1086 metre yüksekliğinde bu dağa kolaylõkla teleferikle çõkõ- labiliyor. Ama benim gibi tõr- manõş yolunu seçerseniz bir bu- çuk saatte zirveye zorlanarak da olsa ulaşabi- lirsiniz. Masa Dağı Milli Parkı Cape Town’un simgesi olan Masa Dağõ, do- ğusunda Şeytan Doruğu, batõsõnda Aslan Ba- şõ tepesi, arkasõnda bütün şehir ve liman gö- rüntüsü, diğer köşesinde doğal amfitiyatro görüntüsü, kase şeklindeki şehir (City Bowl) ve deniz feneriyle çevrelenmiş. Açõk havada Robben Adasõ’nõ görebilir ve 40 kilometre ka- dar uzaklõktaki Ümit Burnu’nu da seçebilir- siniz. Şehrin ve altõn kumlu sahillerin kuş ba- kõşõ güzel görüntüleri ise tek kelime ile do- yumsuz. Tepede yaşadõğõmõz sonu iyi biten olay Ma- sa Dağõ’nõ bizim için unutulmaz kõldõ: Eşim Esen ile başladõğõmõz bu tõrmanõşõn tepesindeki diğer parkurlarda birbirimizi kaybettik. Milli park rehberlerinin aramalarõ sonuç vermeyin- ce helikopter ile aramaya ramak kala orada ki- raladõğõmõz cep telefonumu İstanbul’dan ara- yan ofistekiler Esen’in dağõn ters tarafõna, gezi programõmõzda bulunan botanik bahçe- leriyle ünlü Kirstenbosch bölgesine indiğini, sağlõklõ olduğunu, bir İngiliz ailesinin yanõn- da güven içinde bulunduğunu söyleyince, beş saatlik kuşkunun, telaşõn ve kaygõnõn sonu yor- gun bir günün kavuşmasõna dönüştü. Fırtına’dan Ümit Burnu’na Portekizli denizci-kâ- şif, Bartolomeu Dias, Ümit Burnu’na ilk geldi- ğinde buraya, fõrtõna yü- zünden geçmeyi başara- madõğõndan Fõrtõna Burnu adõnõ verdi. Birkaç gün sonrasõnda sakin havada gördüğü bu eşsiz yere Ümit Burnu adõnõn yakõ- şacağõnõ düşündü. 50 kilometrelik sahil yolunu takip ederek vardõğõmõz yolda ilk ön- ce bir otelin önünde gördüğümüz Türk bayra- ğõ, sonrasõnda yol üzerinde oyun oynayan 10’un üzerindeki şempanze ailesi oldu. Dönüşte Türk bayrağõ gördüğümüz Whale View Mayor otel sahibinin eşinin Barboros Kotoğlu adlõ Türk olduğunu öğrendik. Milli park içinde 245 metre yüksekliğinde- ki Ümit Burnu’na fõrtõnalõ bir günde ulaştõk, Ma- sa Dağõ tõrmanõşõ sonrasõ oluşan adale ağrõsõ ne- deniyle bu kez teleferikle tepeye çõktõk. Cape Town’daki iki üç saat süren keşif yü- rüyüşünde şehrin tarihini gösteren pek çok bi- na, heykel ve kalesinin yanõnda bugünkü Ca- pe Town’un modern yüzünü de gördük. Castle of Good Hope adlõ kaleden başlayan tur ile tören ve idam alanõ Grand Parade’ya ulaştõk. Günümüzde burada çarşamba ve cu- martesileri, pazar kuruluyormuş. Hemen ya- nõnda da Nelson Mandella’nõn 27 yõllõk ha- pisliğinden sonra 1990’da halka hitaben ilk ko- nuşmasõnõ yaptõğõ Eski Şehir Meydanõ (Old Town Hall) bulunuyor. Yakõnõnda şehrin ve õrkçõlõk tarihinin en önemli müzesi “District Six Museum” var. Ya- nõ başõnda da getirilen kölelerin 1834 yõlõna ka- dar alõnõp satõldõğõ Slave Tree-Köle Ağacõ... Groote Kerk Hollanda Reform Kilisesi, Köle Kulübeleri, Şirket Bahçeleri (Company’s Gar- den), St George Katedrali yürüyüş rotamõz üze- rindeler. Birkaç sokak sonra şehrin Müslüman bölgesi bulunuyor. Bo-Kaap Müzesi’ne ve yanõ başõnda Arnavut taşlõ sokağõn içinden yü- rüyerek 18. yüzyõla uzanan tarihiyle Owal Ca- mi’ye ulaştõk. Tamamen Cape Town yerli ka- dõnlarõnõn yaptõğõ el işi ürünlerinin satõldõğõ ve gelirinin AIDS kliniğine bağõşlandõğõ Mon- keybiz mağazasõ ve modern pek çok mağaza da rotamõzõn üstünde. Yorgunluğunuzu, güzel limanda birbirinden nefis yiyeceklerin sunul- duğu lokantalardan birine oturup yerli-soğuk- beyaz Güney Afrika şarabõ ve Castle birasõnõ yudumlayarak attõk. [email protected] GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Elmas ve pırlanta içinde kölelikten özgürlüğe Cape TownCape Town Yazı ve fotoğraflar Şeref Pınarcı Cape Town limanı TUR - İZM / Abdülkadir Yücelman Bir Fransız heykeltıraşa sormuşlar: “Siz çok memleket gördünüz, en çok han- gisini sevdiniz?” “En iyi bildiğim mem- leketi” demiş Böyle yazmış Bedri Rahmi Eyüboğlu “Canım Anadolu” kitabında. Dünya ülkelerinin yarısından fazlasını gezdim, ama ikinci kez turladığım ül- kemin havası bana daha bir güzel, su- yu daha lezzetli geliyor. Sokaklardaki keşmekeşi, yanımdan omuz atarak ge- çen yabaniyi, insanların üzerine di- reksiyon kıran magandayı değil, bir kasabada konukseverlik örneği veren Hatice bacıyı düşünürüm. WC’ye dönen ören yerlerinin pisliğini değil küçük Mustafa’nın “milattan 2 bin yıl önce” diye başlayarak ezberlediği tarihi bil- gileri ve gittiğim her yerde karşılaştığım insanları düşünürüm. Vazgeçemem ül- kemden, ülkemin insanlarından... Gezmek bir tutkudur, turizm ise bir anlayış ve arayıştır. Hobidir, keyiftir, ke- şiftir, kültür alış verişidir, gelenek ve gö- renektir. İştir ticarettir, çarşıdır, alış ve- riştir, tarihtir coğrafyadır, bilgidir de- neyimdir. Yiyecek içecektir, sağlıktır, sevgidir, evrenseldir. Kısaca... İnsanlık tarihi ile yaşıt, insanoğlunun ulaşabildiği son noktaya dek yaşamdır. “Gezi” ile yola çıkıp bugün turizmin geniş kavramı içinde yeniden buluşu- yoruz sevgili okurlar. İlhan Ağabeyin de- yişi ile “Cumhuriyet’in gülen yüzü Ge- zi eki”, teğet yerine jilet gibi doğrayıp geçen kriz nedeniyle Cumhuriyet ga- zetesinin içinde turizm sektörünü ku- caklayan bir anlayışla yine huzurunu- za geliyor. “Cumhuriyet Turizm” 1.5 milyon profesyonel insanın çalıştığı ve 54 yan sektörü ile birlikte ülkemizin en önemli bacasız sanayisi olan turizmin de sesi olacak. Dünyanın bir yanı ka- ranlıkta ise öbür yanı aydınlıktır. Biz her zaman aydınlıktan yana olacağız sev- gili okurlar. Kalın sağlıcakla. Elli kilometrelik sahil yolunu takip ederek vardığımız yolda ilk önce bir otelin önünde Türk bayrağı, sonrasında yol üzerinde oyun oynayan 10’un üzerindeki şempanze ailesi gördük. Dönüşte Türk bayrağının olduğu Whale View Mayor otel sahibinin eşinin Barboros Kotoğlu adlı Türk olduğunu öğrendik. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yönetmen: Abdülkadir Yücelman Görsel Yönetmen: Tutku Talınlı Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişli-İstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya [email protected] Reklam Müdürü: Dilşad Özkaya Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Medya İlişkileri: Seher Aybek Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 0 212 251 98 74-75, 0 212 343 72 74 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri turizm cumhuriyet.com.tr B eyaz çakõl döşeli dar yolun iki tara- fõnda çiçekleri yeni açmõş süs ve meyve ağaçlarõnõ geçip iki katlõ beyaz boyalõ yeşil panjurlu eski bir Ankara evine mi- safir oldum nisan ayõnõn ortalarõnda. Ankara’nõn Keçiören ilçesinde apartman- lar arasõnda son kalmõş bir iki bağ evinden bi- risiydi burasõ. Hala üzümler veren, armutla- rõ, cevizleri yenilen, vişneleri ve sarõ kiraz- larõndan reçeller yapõlan, elma kurularõ ha- zõrlanan bu evin sahipleri ise, ülkemizin sa- nayi ve kültür alanõndaki en önemli ailele- rinden Koç’lardõ. 1900’lerden kalan bu eski bağ evinin geçmişinde, ülkemiz için çok önemli sayõlacak bir misyon var. Cumhuri- yetimizin ilk yõllarõnõn sanayi alanõndaki kalkõnma hamleleri burada düşünülmüş. Merhum Vehbi Koç’un isteği üzerine 1994 yõlõndan itibaren başlayan çalõş- malar, sayesinde bu şirin ev Vehbi Koç ve Ankara Araştõrmalarõ Merkezi (VEKAM) olarak kullanõlmaya başlamõş. Vekam’õn Vehbi Koç Salonu’nda; Vehbi Koç’un özel kõyafetlerini, el örgüsü hõrkalarõnõ, ipek flarla- rõnõ, tõraş ve parfüm setlerini in- celerken sadeliğin güzelliğini fark ediyorsunuz. Vehbi Bey’in gös- terişli hiç bir eşyasõ yoktu dikka- timi çeken. Altõndan yapõlma el işçilikli V.K. inisiyalli kol düğmeleri bile onun dö- neminin sadece seçkin bir aksesuarõydõ. Evin müştemilatõnõn üst katõnda çok zarif bir şekilde hazõrlanmõş sofrada yenen yemek sõrasõnda, Vekam yöneticisi Zeynep Önen ve çalõşma ekibiyle keyifli bir sohbet yaptõk. Veh- bi Koç ve Ankara ile ilgili binlerce, fotoğraf, kartpostal ve diğer belgeyi nasõl topladõkla- rõnõ onun dönemiyle ilgili arşivi nasõl koru- duklarõnõ, 5 bin ciltlik kütüphaneyi, son ça- lõşmalarõnõ, sosyal faaliyetleri heye- canla aktardõ. Zeynep Hanõm ile An- kara Bağ Evi’ni gezmeye koyul- duk. Bağ evi, Vehbi Koç’un eniştesi Ankara eşrafõndan Ali Gedikoğlu tarafõndan 1900’lerin başõnda yap- tõrõlmõş, vefatõyla eşi Şehime Ge- dikoğlu’na intikal etmiş, Şehime Hanõm yaşlõlõğõnda evi Vehbi Koç’a sat- mõş. Ev bir sure sonra ailenin asõl yaşam ko- nutu olmuş. Vehbi Koç ailesinin ilk kuşak üyeleri burada doğmuşlar. Rahmi Bey’in, Semahat, Suna, Sevgi hanõmlarõn çocuk- luklarõ ve gençliklerinin çoğu burada geç- miş. Uzun zaman kullanõlmayan ev Sema- hat Arsel’in baba yadigarõnõ yaşatmak ar- zusu üzerine bir müze ev haline getirilmiş. Üst kattaki odalardan birisinde yer alan iki- li ahşap koltuğun üzerindeki döşemenin gob- len işçiliğini gösterdi Zeynep Hanõm. Büyük renkli çiçeklerle bezeli goblen işleme Sema- hat Arsel’in el emeğiymiş. Gündelik hayatta aile fertlerinin bir araya gelerek vakit geçirdikleri mekan olan oturma odasõ, aynõ zamanda geleneksel müziğin ic- ra edildiği, gramofonda taş plaklarõn da din- lendiği alan olarak ayrõlmõş. Büyük gramafon Rahmi Bey’in koleksiyonundan gelmiş. Vehbi Koç’un Ankara Bağ Evi’nde özen- le korunan her ayrõntõnõn gelecek kuşaklara geçmişi hatõrlatmaya devam edeceğinin far- kõna daha çok vardõm. VEKAM ve Ankara Bağ Evi, Salõ hariç her gün 10:00-17:00 arasõnda açõk. [email protected] MÜZE-ARKEOLOJİ Vehbi Koç’un Bağ Evi Müzesi Yazı ve fotoğraflar Yrd. Doç. Şengül Aydıngün GEZİ İLE ÇIKTIK YOLA... Baştarafı 1. sayfada [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle