17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 MAYIS 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Töre, Terör, Feodalizm... Mardin’deki katliam sözcüklerimizi tüketti... Töre, terör, koruculuk, feodalizm, yoksulluk, cehalet, erkek!.. Hiçbir sözcük, hiçbir kavram yaşanan dehşeti, katliamı, kırımı açıklamaya yetmiyor... Böylesine bir nefret, gözü kara vahşet insanın kanını donduruyor, algısını, kavrayışını zorluyor. Herkes suçlu! Silahlanmaya “dur” demeyenler, eğitimsiz korucuların eline silah verenler, düğünlerde kurşun sıkarak “örnek olan!” politikacılar, “Güneydoğu” ya da “Kürt sorunu”nu -her ne derseniz deyin- çözümsüz kılanlar, Bilge köyü ile Batı’daki kenti/köyü birbirine bu kadar uzak kılanlar, Bilge köyünde “bilge”likten eser bırakmayanlar, feodal yapıyı sürdüren ağalar, “toprak reformu”nu anmayı bile bırakan siyasetçiler, “yoksulluk ve töre”nin tutsaklığına “erkek” şiddetini ekleyen babalar, kocalar, erkek kardeşler... Ölenler masum, kadınlar, çocuklar masum, yetim ve öksüz kalanlar, anne babalarının mezarları üzerinde çıplak ayakla dolaşan o bebekler masum... Sonra; bu katliamın merkezine adı kolaylıkla yerleştiriliveren “sevgi” masum... Günler geçecek, Mardin katliamı da unutulacak... Gazete manşetlerinden iç sayfalara gerileyecek, haber bültenlerinde adı geçmemeye başlayacak... Ortak acılar tarihimizde kalacak, birilerinin yüreği hep yanacak... Başımızı eğen “utanç” günlerimiz arasında yer alacak, birilerinin vicdanını sızlatacak belki zaman zaman. Böyle dehşet verici katliamların bir daha yinelenmemesi için görev siyasetçiye, iktidara düşüyor... Bir yerden başlamak gerek... Belki de öncelikle “bireysel silahlanmaya hayır” diyerek... Umut Vakfı kurucusu Nazire Dedeman’ın dediği gibi: “Bir ülkede her yıl 3 bin kişi ateşli silahlarla öldürülüyorsa orada bir sorun var demektir! Her yıl ortalama 700 kişi ateşli silahlarla ‘kazaen’ öldürülüyorsa; silahların soğuk ölümünün gölgesi düğünlere, derneklere, mutluluklara düşüyorsa orada gerçek bir sorun var demektir.” Siyaset “ağlama” değil, “çözüm” üretme yeridir... Katliamdan sonra “köklü” çözüm adına ne yapıldı, ne yapılacak izliyoruz... Ölenlerin önünde acıyla, utançla eğilerek... ‘Adalet gecikmez, tez verilmeli’ CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, hukukçu milletvekillerinden. TBMM’deki odası izlediği çeşitli konularla ilgili dosyalarla dolu, duvarlarında da “rehber” bellediği çerçevelenmiş dizeler, sözcükler var. Bunlardan özellikle biri, yaşadığımız günleri işaret ediyor. Mutasavvıf ve şair Ahmet Yesevi, bin yıl öncesinden bugünlere ses veriyor: “Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir / Temele taş bulmak gecikebilir / Devlete baş bulmak gecikebilir / Adalet gecikmez, tez verilmeli.” Kılıçdaroğlu: Akman da İçişleri Bakanı olsun! Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kabinede yaptığı değişiklikler tartışılıyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, adı “Ali Dibo” savlarıyla gündeme gelen Sadullah Ergin’in Adalet Bakanlığı’na getirilmesine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Hatay’da ihale dağıttığı iddia edilen kişi, Türkiye’de adalet dağıtacak! Bu kabinenin ciddi bir eksikliği var. Dışarıdan Zahit Akman’ı da İçişleri Bakanı olarak atasalardı çok iyi olurdu” diyor. Kılıçdaroğlu, “Ali Dibo” olayının unutulmaması gerektiğini vurguluyor: “Kendi el yazısıyla ihale dağıttığının belgesi parlamentoda gündeme gelen bir kişinin Adalet Bakanlığı koltuğuna oturması doğru değildir. Üstelik, kendi el yazısıyla ihale dağıtımı talimatı verdiği iddiasını gündeme getirenlerin -muhalefet değil- kendi partisi içinden kişiler olması olayı daha da vahim hale getiriyor. Kamu İhale Kurumu, bu ihalelerde usulsüzlükler saptadı. Sayıştay ise saptamadı. Nasıl oluyor da Sayıştay denetçileri Hatay’daki dosyayı inceleyerek usulsüzlük yok, diyor, aynı dosyayı Ankara’da inceleyen Kamu İhale Kurumu ise usulsüzlükler saptıyor. Bu; Sayıştay denetçilerinin ne kadar yanlı gittiklerini gösteriyor. Normalde; usulsüzlük yoktur, diyen Sayıştay denetçileri hakkında Sayıştay içinde soruşturma açılması lazım. Hatay’da ihale dağıttığı iddia edilen kişi, Türkiye’de adalet dağıtacak!” Darbe serbest, ‘girişmek’ suç! 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden tam 29 yıl geçti. Darbeciler, yaptıkları anayasayla kendilerine dokunulmazlık zırhı getirdiler. Anayasanın geçici 15. maddesindeki “...Milli Güvenlik Konseyi’nin, bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı kurucu meclis hakkında yasayla görev ifa eden Danışma Meclisi’nin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz” hükmü darbecileri koruyor. Geçtiğimiz günlerde, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “80’leri hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Türkiye’nin karanlık yıllarıdır. Halk iradesinin önüne inanılmaz engeller konuldu ve bundan halk zararlı çıktı. Darbecilere dünyanın başka bir ülkesinde katil muamelesi yapılırken, ülkemizde ressam, sanatçı muamelesi yapılmasını yaşadık. Türkiye bununla kendi içinde, yüreğinde mutlaka hesaplaşmalıdır” deyince, anımsatmak istedik: AKP, yeni bir anayasa paketi üzerinde çalışıyor. Ancak bu pakette, geçici 15. maddenin kaldırılması yok. 12 Eylül darbesini yapanlara yargı yolunu açacak herhangi bir düzenleme düşünülmüyor... Darbe yapanlara dokunulmadığı, hesap sorulmadığı gibi; darbeci “ressam!”lar bugün Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdulah Gül tarafından ağırlanıyor. “Darbe girişimi” yapmakla suçlananlar ise aylardır cezaevlerinde... Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan [email protected] Gezmiş’i haberleştirmeyen kurum, öldürülen imamla ilgili yorum dolu bir haber yayõmladõ AA’da Arõnç değişimiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetteki kabi- ne değişikliğiyle Devlet Baka- nõ ve Başbakan Yardõmcõsõ olan Bülent Arınç’a RTÜK, TRT ve AA gibi iletişim ku- rumlarõnõn bağlanmasõnõn ar- dõndan, Deniz Gezmiş’in gö- mütü başõnda yapõlan anma törenini haberleştirmeyen AA, dün ilginç bir haberi servise sundu. Haberde Mardin’de öl- dürülen imam Kazım Ozan’õn yaşamõna ilişkin pek çok öznel yorum yer aldõ. Arõnç’õn AA’dan sorumlu olmasõyla birlikte AA’daki de- ğişim kendini göstermeye baş- ladõ. 6 Mayõs’ta devrimci ön- derler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’õn idam edilişlerinin 37. yõlõnda binlerce kişinin katõlõmõyla gerçekleş- tirilen Karşõyaka Mezarlõ- ğõ’ndaki töreni haberleştirme- yen AA, dün Malatya’daki katliamda öldürülen imamla ilgili oldukça uzun ve yorum dolu bir haber yayõmladõ. AA’nõn dün saat 10.37’de servise sunduğu haberde köy imamõ Kazõm Ozan’a ilişkin bilgilere ve Diyanet İşleri Baş- kanõ Ali Bardakoğlu’nun açõk- lamalarõna yer verildi. Haberin girişinde, “Yola çõktõm Mar- din’e, düştüm senin derdine, Allah sabõrlar versin, yarini yitirene, diye sevdiğini kay- betmenin acısını anlatır tür- kü. Çocukluk hayalini ger- çekleştirmek, İslamın doğru bilgisini anlatmak, rehber ve önder olmak için 2 yıl ön- ce Mardin’e doğru yola çıkan imam Kazım Ozan’ın acı hi- kâyesi de geride kalanlara sa- bır dilemekten başka çare bırakmıyor” ifadeleri kulla- nõldõ. Haberde “görev şehi- di” olarak tanõmlanan imam Ozan’la ilgili olarak “İslamın sevgi ve barış mesajını an- latmak, töre ve geleneklerden arınmış doğru din bilgisiyle aydınlatmak için memleke- tinden kilometrelerce öteki ilk görev yerine büyük bir he- yecanla giden Ozan’ın çalış- maları takdirle anılıyor” yo- rumuna yer verildi. 2008 yõlõnda Karşõyaka Me- zarlõğõ’nda yapõlan töreni ha- berleştiren AA’nõn bu yõl ger- çekleştirilen anma törenini ha- ber yapmamasõ dikkat çekti. 6 Mayõs’ta binlerce kişinin katõlõmõyla Karşõyaka Mezar- lõğõ’ndaki Gezmiş’in gömütü başõnda gerçekleştirilen anma törenini haber yapmayan AA, yalnõzca İstanbul, İzmir ve An- talya’da yapõlan anma törenle- riyle ilgili 3-4 cümleden oluşan kõsa haberler yayõmladõ. Arõnç’õn TBMM Başkanõ ol- duğu dönemde Gezmiş, İnan ve Aslan’la ilgili yaptõğõ bir ko- nuşma tepki çekmişti. Kasõm 2006’da Başkent Öğretmen- evi’nde konuşan Bülent Arõnç, isim vermeden Yusuf Aslan’õ ima ederek “Üçünden biri pı- rıl pırıldı, elde edildi” de- mişti. Arõnç, şunlarõ kaydet- mişti: “Elinize, şekillendirilmek üzere verilmiş gençlerle kar- şı karşıyasınız. Deniz Gezmiş idam edilmiştir. Deniz Gez- miş’i bir defa Siyasal Bilgi- ler’de, bir defa da ODTÜ’de gördüm. Yanındaki Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan ile bir- likte asıldı. Onların hayatını incelediğimde üçünden biri- nin pırıl pırıl bir Anadolu ai- lesinin evladı olduğunu, An- kara’ya gelirken bile pırıl pırıl geldiğini ama üniversi- te hayatı sırasında karşılaştığı kişilerin onu bir şekilde elde ettiklerini çok yakından görmüştüm. Ben kendi ar- kadaşlarımdan bilirim, o za- manlar liseler çok şükür ko- runabiliyor ama üniversiteler bir tuzak haline gelmişti. Biz üniversitelerde gençlerimi- zin nasıl elden bir sabun gi- bi kayıp gittiğini, liderlik he- vesi, ideolojik kavga, para, kadın ve diğerleriyle nasıl bazı gençlerin elde edildiğini kendi hayatımızda bilerek yaşamış insanlarız.” Yalçın’ın üyeliği geçersiz savı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Sekreter Yardõmcõsõ Hasan Erçelebi, Rahşan Ecevit’in “genel başkan adayõ” Prof. Dr. Alemdar Yalçõn’õn DSP’ye üyeliğiyle ilgili işleminin “yanlõş ve geçersiz olduğunu” savundu. Yeni Parti yönetiminde görev yapan Prof. Dr. Alemdar Yalçõn, bir süre önce bu partiden istifa ederek DSP’ye üye olmuştu. DSP Genel Sekreter Yardõmcõsõ Hasan Erçelebi, Yalçõn’õn 30 Mart 2009 tarihine dek başka bir partinin genel başkanvekili olarak görev yaptõğõna dikkat çekerken “DSP’nin genel başkanlõk için kurultaya bir hafta kala üye olunacak bir parti olmadõğõnõ” söyledi. Rektör Okudan’a tepki KONYA (Cumhuriyet) - Konya Gazeteciler Cemiyeti (KGC) Selçuk Üniversitesi (SÜ) Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan’a gazetecilere hakaret ettiği gerekçesiyle tepki gösterdi. KGC’den yapõlan yazõlõ açõklamada, Adana’da devam eden dava sürecinde “sanõk” sõfatõyla yargõlanan ve 5.5 aylõk tutukluluk süresinin ardõndan mahkeme tarafõndan tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõlan SÜ Rektörü Süleyman Okudan’õn evine girerken, avukatõna söylediği ve kameralara takõldõğõ belirtilen “gazetecilere yönelik hakaret içeren” sözlerin, Konya basõn camiasõnõ derinden üzdüğü belirtildi. Hükümetteki kabine değişikliğiyle Arõnç’õn sorumluluğuna verilen Anadolu Ajansõ’nda değişim kendini göstermeye başladõ. Bülent Arınç. Demirel’den, Cindoruk’a destek çağrısı Cindoruk’un adaylõğõnõn ‘son derece doğru’ olduğunu söylediği belirtildi CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Demokrat Par- ti (DP) kongresine sayõlõ gün- ler kala DYP’nin kurucusu 9. Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel eski milletvekilleri- ni ve siyaset arkadaşlarõnõ arayarak 16 Mayõs’taki kong- rede genel başkanlõğa aday olan Hüsamettin Cindoruk’a destek istiyor ve “hazır olun” mesajõ veriyor. Adalet Partisi’nde (AP) ge- nel sayman ve genel başkan yardõmcõlõğõ gibi önemli gö- revlerde bulunan ve 1980 ön- cesi hükümetlerde Orman ve Ulaştõrma Bakanlõğõ yapan Hüseyin Özalp, Süleyman Demirel’in kendisini aradõğõ- nõ söyledi. Hüsamettin Cindoruk’un adaylõğõnõn “son derece doğ- ru ve isabetli bir karar” ol- duğunu belirten Hüseyin Özalp, “Şu anda bizim ce- nahta Sayın Cindoruk ka- dar deneyimi, hizmeti ve özellikleri olan başka bir isim yoktur. Fevkalade ça- lışkan ve toparlayıcıdır. Sü- leyman Bey de aradı, ülke ve siyaset üzerine konuş- tuk. Ülke bir kritik darbo- ğazdan geçiyor. Bu süreçte çok önemli hizmetler ya- pacaktır, buna inanıyorum” diye konuştu. DP Samsun İl Başkanõ Fe- raye Keleşoğlu Kefeli de Hüsamettin Cindoruk’un adaylõğõyla birlikte partinin, basõnõn ve Türkiye’nin gün- demine oturduğunu belirtti. Kefeli, Hüsamettin Cindo- ruk’un adaylõğõna sevindiği- ni ifade etti. Süleyman Demirel
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle