17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 11 MAYIS 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Hükümet-Öz ve Biçim Miheil Saakaşvili (Misha), 2003 yı- lında “Gül devrimiyle” iktidara geldi. Mis- ha Gürcistan’ı, eski başkan Bush’un de- yimiyle “bölgenin demokrasi ışığı” ha- line getirdi. Sonra işleri ters gitmeye başladı. İkinci kez seçimleri kazandı ama muhalefetin sesi kesilmedi. Geçen yıl Rusya ile kapıştı, kötü bir dayak ye- di, ülkesinin iki eyaletini kaybetti. “Val- la Rusya başlattı, benim suçum yok” de- di ama en yakın müttefikleri dışında pek kimseyi ikna edemedi. Geçen hafta, tam NATO-Gürcistan ortak savaş oyunları başlarken, “Rusya darbe yapıyor” diye bir şamata kopardı, bu kez hiç kimseyi ikna edemedi. Bu gelişmeler, Türkiye’de pek ilgi görmüyor. Halbuki Gürcis- tan’ın son birkaç yıllık öyküsü çok ilginç, öğretici ayrıntılarla dolu. Bir ilginç denklem Misha’nın sıkıntıları 2007 yılında, ül- kede kitlesel protesto gösterileri patlak verdiğinde başladı. Batı’ya, özellikle ABD’ye göre Misha bir demokrasi sa- vaşçısıydı ama ülkesinde birileri, keyfi yönetimden, baskı, terör ve yolsuzluk- lardan yakınıyor, istifasını istiyorlardı. Muhalefet güçleniyor, sertleşiyor, gü- venlik güçleriyle göstericiler arasında sokak çatışmaları çıkıyordu. Misha bu koşullarda gidilen erken seçimleri ka- zandı, ama muhalefet yatışmadı. Gürcistan’ın eski ulusal güvenlik da- nışmanı, Dışişleri Bakanı Tedo Japa- ridze ABD’nin saygın dış politika der- gilerinden The National Interest’teki yazısında gelişmeleri şöyle özetliyordu: Misha devrimden sonra Başkan Bush’un övgüsünü kazanacak reform- lar yaptı. Ama aynı zamanda ülkenin anayasasını da, yasamayı zayıflatarak bir süper başkanlık sistemi geliştirecek, yüksek hâkimler kurulunun bağımsız- lığını azaltacak yönde değiştirdi. Bu ye- ni rejim medya özgürlüğünü, sivil top- lum örgütlerinin çalışmalarını kısıtladı. Böylece siyasi haklar ve özgürlükler, hatta mülkiyet hakları aşınmaya başladı. Dahası, artık muhalefeti hedef alan faili meçhul siyasi cinayetler ve saldı- rılar yaşanmaya başladı. Kasım 2007’de polis muhalefetin bir kitle gösterisini aşı- rı güç kullanarak bastırdı, 2008’de er- ken seçimlerde Misha yeniden başkan seçildi; ama bu, yürütmenin daha da za- yıflaması, onun kişisel gücünün artması anlamına gelecekti. (06/05/09) Der Spiegel’in bir yorumu- na göre, Misha’nın “darbe halüsinasyonları”, “muhalefe- te yönelik düzmece davalar”, yargılamalar gelişigüzel verilen 7-8 yıllık hapis cezaları, işte bu dönemde başladı (06/05/09). Misha, geçen yıl ağustos ayın- da Rusya’ya karşı bir kumar oynayıp da fena halde kay- bedince, hem ülke içinde en önemli müttefiklerini kaybet- meye hem de dünyada, den- gesiz bir adam izlenimi yarat- maya başladı: Misha Rus- ya’ya karşı AB ve ABD’den destek alacağını varsaymış, kendi iktidarı için bölgeyi ateşe atma- ya kalkmıştı. Bu tutum Rusya ile eko- nomi, enerji güvenliği alanlarında istik- rarlı bir işbirliği kurmaya çalışan Alman, Fransız ve İtalyan yönetimlerini çok kız- dırdı. Ülke içinde, başından beri Misha’nın yanında yer alan, ilk hükümetinde mec- lis sözcülüğü görevini üstlenen, 2008 seçimlerinde Misha’yı destekleyen Ni- no Burcanadze, Misha’yı seçimlere hi- le karıştırmakla, demokrasi projesine ihanet etmekle, medyayı ele geçir- mekle, muhalefeti susturmaya çalış- makla suçladı. Bir Thatcher hayranı ol- maktan gurur duyan Burcanadze, Rus- ya savaşı fiyaskosundan sonra da, kı- sa sürede muhalefetin en büyük grubu haline gelecek olan Birleşik Gürcistan Partisi’ni kurdu (Associated Press, 08/05/09). Savaştan sonra, ihracatı yüzde 70, yabancı sermaye girişi yüzde 75 geri- leyen Gürcistan ekonomisi derin bir kri- ze girerken, Misha’nın da, “beni des- tekleyen demokrattır, bana karşı çı- kan ise darbeci” denklemine giderek daha fazla sarılmaya başladığı görülü- yordu. Hem de, Gürcistan ordusunun tüm lojistik desteği ABD ve müttefikleri tarafından karşılanıyor, personeli 150 ABD askeri uzmanı tarafından “eğitili- yor” olmasına karşın… Kimse inanmadı ama… Bu zeminde, geçen hafta Misha Rusya destekli darbe senaryosuyla ortaya çıkınca doğal olarak dünyada kendisine inanacak kimse bulamadı. Washington Times, iddiaları şüpheli buluyor, Christian Science Monitor, Foreign Policy, “karanlık olaylar” olarak niteliyor, BBC, Rusya bağlantısına iliş- kin bir kanıt bulamıyordu. The Econo- mist’e göre “gerçekte ne olduğu belli değildi”, Der Spiegel, “ortada ciddi bir darbe girişimine benzer bir şey yok” di- yor, “darbe halüsinasyonlarından” söz ediyordu. National Interest’deki yoru- ma göre, “Gürcistan Devlet Başka- nı’nın, Batılı danışmanlarının ve lobi gruplarının, Batı’nın dikkatini, hükümet karşıtı gösterilerden uzaklaştırmak amacıyla tez- gâhladıkları bir olaydı”. Dahası, Time Magazine, Londra The Times, Los An- geles Times da dahil, hemen tüm Batılı yorumcular, yazıla- rında muhalefetin eleştirileri- ne, iddialarına, Rusya’nın tep- kilerine geniş yer veriyorlar, Misha’nın orduyu manipüle etme girişimlerinin, ordu için- de çatlak yaratmanın riskleri- ne dikkat çekiyor, Gürcis- tan’ın geleceğine ilişkin kay- gılarını dile getiriyorlardı. Ne de olsa Gürcistan, Rusya’nın AB kar- şısında enerji tekeli oluşturmasını en- gelleyebilecek iki boru hattının geçiş hin- terlandını oluşturuyordu. Bağımsızlığa izin yok… Zaten isteyen de yok! Bir aydır sokaklarda olan muhalefe- tin, 20.000 kişilik bir protesto gösteri- si, cumartesi günü, meclisin bulundu- ğu meydanı “Misha istifa” sloganlarıy- la inletiyordu. Bu ikiye bölünmüşlük, giderek şid- detlenen siyasi istikrarsızlık, salt Gür- cistan’a ait bir durum değil. Bu, 2000’li yıllarda karşımıza, “renkli devrimler”, demokratikleştirme gibi söylemlere birlikte çok sıkça gelen bir durum. Gür- cistan tipi (liderlikleri büyük güçlerin ina- yeti için yarışan) siyasi bölünmüşlüklere, Balkanlar’dan Burma’ya kadar giderek daha sık rastlıyoruz. Tüm demokratik- leşme söylemlerine karşın, bu ülkeler- de yönetimlerin ve muhalefetlerin eko- nomik ve siyasi programları, talepleri giderek ülke dışındaki güçlerin (eskiden emperyalizmin denirdi, şimdi küre- selleşme deniyor) seçeneklerine göre şekilleniyor, yerel halkların gereksi- nimlerine göre değil. Örneğin, perşembe günü Prag’da ya- pılan 33 ülkeli (27+6) AB zirvesinin gün- demini oluşturan Doğu Ortaklığı planı, Gürcistan, Moldova, Ukrayna, Belarus, Ermenistan ve Azerbeycan’ı “AB mo- deli siyasi, ekonomik toplumsal re- formları benimseye ikna etmeyi, gide- rek serbest ticaret ve vizesiz giriş çıkış ilişkileri oluşturmayı amaçlıyor”. German Coincil on Foreign Relations’ta Avru- pa Çalışmaları direktörü Jan Tec- hau’nun saptamaları şöyle: “Burası AB’ye yakınlığı açısından en önemli kriz bölgesidir. AB enerji ve güvenlik ko- nularında bu ülkelerin Batı’ya yakın- laşmasını sağlamalıdır. Neticede bu ül- keler bir tercih yapmalıdırlar, Rusya böl- gesine mi ait olacaklar AB bölgesine mi?” (Christian Science Monitor, 07/05/09) Diğer bir değişle, kimseye iki emperyalist nüfuz alanları dışında ya- şama izni yok… Bu altı ülkeden dört tanesi, çoktan, birbiriyle sokaklarda kapışmaya baş- layan iki siyasi kampa bölünmüş du- rumda. Bence şimdi gözler, Azerbay- can üzerinde olmalı. Bakalım orası na- sıl demokratikleştirilecek?.. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU / LONDRA [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com Gürcistan’ın “Garip” Halleri [email protected] Dövizdeki dalgalanmalar ve kriz karşõsõnda hükümetlerin finans sektörünü desteklemek için açtõğõ para musluklarõ, merkez bankalarõnõn varlõklarõnõ yüzde 50 artõşla 12 trilyon dolara çõkardõ. NECDET ÇALIŞKAN Dünya borsalarõnda iş- lem gören 46 bin şirketin toplam değerini 61 trilyon dolardan 32 trilyon dola- ra gerileten kriz, merkez bankalarõnõ finansal sis- temin yeni devleri haline getirdi. 18 merkez ban- kasõnõn 2007 sonunda 8 trilyon dolar olan aktif büyüklükleri 2008’de 12 trilyon dolarõ aştõ. Finans kriziyle baş et- mek için açõklanan dev ra- kamlar, merkez bankala- rõnõn bilançolarõna da yan- sõdõ. Çin Merkez Banka- sõ 3 trilyon dolarõ aşan ak- tif büyüklüğüyle dünyanõn en varlõklõ merkez banka- sõ oldu. Bankanõn aktif büyüklüğü Çin’in 4.5 tril- yon dolara ulaşan milli ge- lirinin de yüzde 69’una erişti. Çin’i 2.9 trilyon dolarlõk aktifle Avrupa Merkez Bankasõ (ECB) izledi. Toplam varlõklarõ yüzde 36 artan ECB’nin kârõ, 1.3 milyar Avro’ya çõktõ. Finans şirketlerini if- lastan kurtarmak için ardõ ardõna dev bütçeler ayõran Amerika’da ise ABD Merkez Bankasõ’nõn (Fed) aktifleri yüzde 145’lik ar- tõşla 2.2 trilyon dolarõ geç- ti. Bu rakamla Fed, ABD’nin milli gelirinin yüzde 16’sõna denk gelen bir büyüklüğe erişti. Avrupa ekonomisinin belkemiğini oluşturan Al- manya’nõn merkez ban- kasõ Deutsche Bundes- bank, geçen yõl net kârõnõ yüzde 46 arttõrarak 6.3 milyar Avro’ya çõkardõ. Aktif büyüklüğünü 130 milyar Avro arttõran ban- kanõn altõn rezervleriyse 4 ton azalarak 3 bin 413 tona geriledi. Altõnõn ons fiyatõnõn 1000 dolar gibi rekor seviyeleri gördüğü ge- çen yõl İsviçre Merkez Bankasõ’nõn altõn rezervleri 915 tondan 889 tona geriledi. 26 tonluk altõn satõşõna karşõn banka, 2008 yõl sonu için 4.7 milyar İsviçre Frangõ zarar açõkladõ. Yerel para birimleri cinsinden bakõldõğõnda aktif büyüklüğünü en fazla arttõran Fed’den sonra İngiltere oldu. İngiltere Merkez Bankasõ’nõn toplam varlõğõ yüzde 133 artõşla 238 milyar sterlini buldu. Aktifleri azalan tek mer- kez bankasõ ise Birleşik Arap Emirlikleri Merkez Bankasõ oldu. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasõ’nõn (TCMB) 2007’de 91.8 milyar dolar olan toplam varlõklarõ, 2008 sonunda 96.8 milyar do- lara çõktõ. 729 milyar dolarlõk milli gelir rakamõ dikkate alõndõğõnda, Merkez Bankasõ, Türkiye milli gelirinin yüzde 13’üne ulaşan bir büyüklüğü yakaladõ. Bankanõn kasasõndaki altõnlar ise 116.1 ton- dan, 119.3 tona çõktõ. Döviz kurlarõndaki artõşõn da etkisiyle ban- kanõn kârõ yaklayõk yedi kat arttõ. 2007’deki 261 milyon liralõk net kâr, 2008 sonunda 1 milyar 990 milyon TL’ye ulaştõ. Başbakan’ın yaptığı hükümet değişikliği üze- rindeki değerlendirmelerin iki alanda, ekonomi ve politika alanındaki olası gelişmelere göre yapılması gerekir. Bu yapılmazsa, biçim özün yerini almış olur. Hükümet, çok ağır bir ekonomik bunalımdan sonra uygulamaya konulan hazır bir programla 2002 sonlarında işe başladı ve o programı, IMF ile birlikte tümüyle uyguladı. Ancak, bu uygulama, ekonominin yeniden çok ağır bir bunalımla kar- şılaşmasını engellemeye yetmedi. Gerçekte, hü- kümetin değişik bir ekonomi politikası uygulamak gibi bir görüşü ve özelliği de bulunmuyordu. Veriler, üretimin göstergesi sayılan “ekonomik büyümenin” 2007 yılının ikinci çeyreğinden baş- layarak, hızla azalma eğilimine girdiğini kanıtlıyor. Ülke ekonomisi son iki yıl boyunca küçülüyor. Bu- nun sonuçları, dayanılmaz boyutlara çıkan işsiz- lik başta olmak üzere, ekonomik değişkenlerde gö- rülüyor. Ekonomik bunalımın “piyasanın başarısızlığı” ol- duğunu, en aşırı piyasa yanlıları, piyasa sistemi- nin en baş oyuncuları da biliyor; bu anlayışla bu- nalıma çözüm arıyor. Bunalımdan çıkış için, hemen tüm ülkelerin hü- kümetleri, ekonomiyi piyasa koşullarına bırakmı- yor. Piyasa bir tarafa bırakılarak, kamu mülkiye- tine; devlet girişimine ya da kamunun doğrudan yönlendirmesine uzanan önlemler alınıyor. Bizde ise hükümet, “eskisiyle ve yenisiyle” pi- yasa başarısızlığını görmüyor; bir saplantı sayılacak kadar, piyasa yandaşlığı yapıyor; neredeyse pi- yasaya tapıyor. Ekonominin hem iyi gününde hem de kötü gü- nünde değiştirilmeden izlenen bu aşırı piyasacı- lığın olumlu sonuç vermesi beklenmemelidir. Ye- ni hükümet, ekonomide, eskisinden farksızdır; pi- yasayı “izlemeye”, “edilgen” kalmaya, piyasanın “iyileşmesi” için beklemeye ve dua etmeye devam edecektir. Siyasette işleyecek süreç iki yönlüdür; iç ve dış. İç siyasette, hükümetin, demokratikleşme, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi; hukuk devletinin güçlendirilmesi, güvenlik güçlerinin güven verici kılınması; kurumların ve kuruluşların, örneğin si- yasal partilerin ve sendikaların iç işleyişlerinin de- mokratikleşmesi için bir şeyler yapması olasılığı çok ama çok zayıftır. Aslında bunları zorlayacak bir toplumsal istekten de söz edilemez. Eski hü- kümet, reform yapmadan “yapar gibi” görünerek, reform yorgunu düşmüştü; yeni hükümet bir iki kı- mıldamanın dışında bu alanda da çok “yavaş” ka- lacaktır. Ancak, eskisinde var olan ve yenisinde de gi- derek artacak olan önemli bir olgu var: Kamu yö- netiminde kadrolaşma. Önceki ve şimdiki hükü- metlerin, ekonomide piyasaya bağlılığın dışında en önemli ortak noktası kadrolaşmadır. Yeni hü- kümetin, kendi kadrolaşmasını çok daha sağ- lamlaştıracağını, kimi bakanların görevlerini dev- rederken, bu işin “otomatiğe bağlandığını” açık- lamalarıyla kanıtlıyor. Bakanların değiştirilmesi, kadrolaşma bakımından, yarışmalarda koşucuların bayrak değiştirmesini andırıyor. Geriye dış siyaset kalıyor. Yeni hükümetin bu alanda yeni açılımlar yapacağı umudu var. Bu umudun, dış dünyanın kaskatı kayalıklarına çar- parak parçalanması olasılığı, gerçeğe, umudun kendisinden çok daha yakın duruyor. Yeni hükümetin eskisine göre siyaset yelpaze- sinin merkezine doğru evrildiği geçerli değildir; tam tersine, dinci sağcılığını “daha da” yerleştirici ola- cağı söylenebilir. Hükümetin, ekonomi-siyaset politikaları bileş- kesinden de, kamuda kadrolaşmanın artmasının dışında “yeni” bir şey çıkmaz. Bu durumda, eko- nomide de siyasette de eski “edilgenlik” sürdü- rülecek demektir. Var olan koşullarda “edilgenlik”, yalnız AKP’nin değil, ülkenin de gerilemesi anlamına gelir. Bu nedenle, hem ekonomide hem de siyaset- te etkin olacak bir iktidar “seçeneği oluşturulma- sı”, gerçekten, yaşamsal bir önem taşıyor. YENİDEN TANDOĞAN’DAYIZ HUKUK DEVLETİNİ, DEMOKRATİK-LAİK CUMHURİYETİMİZİ, ÜNİTER YAPIMIZI ve TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZI KORUYACAĞIMIZI DAHA GÜÇLÜ DUYURMAK İÇİN 17 MAYIS 2009 PAZAR günü Saat 12.00’de ANKARA TANDOĞAN MEYDANI’NDA “CUMHURİYET MİTİNGİ”NDEYİZ MEMLEKET SEVDALILARI DERNEĞİ KADIKÖY ŞUBESİ HAREKET YERİ: Kadıköy Evlendirme Dairesi Otoparkı HAREKET SAATİ: 24.00, 16 Mayıs 2009 Cumartesi İRTİBAT TEL: 0216 449 50 64 YİNE TANDOĞAN’DAYIZ Hukuk devletini, demokratik - laik cumhuriyetimizi, üniter yapımızı ve tam bağımsızlığımızı koruyacağımızı daha da güçlü duyurmak için 17 Mayıs 2009, Pazar günü tüm örgütlerimizle birlikte, Ankara Tandoğan Meydanı’nda, “Cumhuriyet Mitingi”ndeyiz. ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ İSTANBUL ve KOCAELİ ŞUBELERİ İrtibat: 0212 570 29 22 (Bakırköy ADD) - 0216 418 36 46 (Kadıköy ADD) 0212 231 66 79 (Şişli ADD) YENİDEN TANDOĞANDAYIZ HUKUK DEVLETİNİ, DEMOKRATİK-LAİK CUMHURİYETİMİZİ, ÜNİTER YAPIMIZI ve TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZI KORUYACAĞIMIZI DAHA GÜÇLÜ DUYURMAK İÇİN 17 MAYIS 2009 PAZAR günü saat 12:00’de ANKARA TANDOĞAN MEYDANI’NDA “CUMHURİYET MİTİNGİ“NDEYİZ MEMLEKET SEVDALILARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ İSTANBUL İÇİN HAREKET NOKTALARIMIZ: KADIKÖY Hareket yeri: Kadıköy Evlendirme Dairesi önü. Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0216 449 50 64 - 0 533 511 89 90 - 0 532 267 76 63 - 0 532 480 81 16 ÜSKÜDAR Hareket yeri: Halk Cad. No:52 Üsküdar (Dernek binası önü) Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0216 495 30 60 - 0 532 559 81 01 - 0 533 506 23 15 - 0216 495 30 60 ÜMRANİYE Hareket yeri: Ümraniye Belediyesi önü Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0 534 663 83 30 MALTEPE Hareket yeri: Maltepe Belediyesi karşısı Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0216 370 14 41 - 05327682118-05323573533 KARTAL Hareket yeri: Ahmet Şimşek Koleji yanı Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0216 389 52 33 - 0 542 567 33 64 - 0 533 351 76 39 - 0 542 413 63 78 - 0 535 924 08 06 - 0532 717 39 81 BEŞİKTAŞ Hareket yeri: Barbaros Bulvarı Aktaş İşhanı No: 85 (Dernek bi- nası önü) Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0 212 258 58 08 - 05326274220-05424265443 ŞİŞLİ Hareket yeri: Şişli Cevahir alış-veriş mer- kezi önü Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0 212 274 08 27 - 0 531 620 33 07 BEYKOZ Hareket yeri: Kavacık Hasanyavuz Camii önü - Paşabahçe merkez durak. Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0 542 790 74 68 - 05353541239-05357247112 GAZİOSMANPAŞA Hareket yeri: MERKEZ MAHALLESİ ÇIKURÇEŞME CADDESİ ÇAYIR GÜCÜ İŞ MERKEZİ ÖNÜ (KİLER MARKET YANI) G.O.PAŞA Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0 536 719 99 49 - 05432508380 -05325451808 BÜYÜKÇEKMECE Hareket yeri: B.çekmece Belediye önü Hareket saati: 23.30 İrtibat: 0212 881 69 95 - 0554 341 51 93 - 0532 791 22 43 - 0535 514 19 13 KÜÇÜKÇEKMECE Hareket yeri: Halkalı Meydanı Hareket saati: 23.30 İrtibat: 0 535 289 53 48 - 0 543 334 09 27 BAKIRKÖY Hareket yeri: Ataköy Atrium Alış-veriş Merkezi Hareket saati: 23.30 İrtibat: 0 532 303 33 00 EYÜP Hareket yeri: Öğretmenler Lokali önü Hareket saati: 23.30 İrtibat: 0 555 747 88 44 PENDİK Hareket yeri: Pendik sahil yolu Atatürk heykeli karşısı Hareket saati: 24.00 İrtibat: 0 532 235 53 37 SAHİBİNDEN Yakacık’ta 3 + 1 satılık daire Tel: 0212 222 51 27 – 0532 234 32 25 SAHİBİNDEN SATILIK DİDİM merkezde denize 100 metre uzaklõkta 800 metrekare arsa. Cep: 0 532 582 31 34 ACİL Güzeltepe Barbaros caddesi Alibeykö’de 140m2 arsa sahibinden satılıktır. Tel. 0212 607 08 76- 0535 270 35 09 YENİDEN TANDOĞAN’DASYIZ HUKUK DEVLETİNİ, DEMOKRATİK - LAİK CUMHURİYETİMİZİ, ÜNİTER YAPIMIZI ve TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZI KORUYACAĞIMIZI; DAHA GÜÇLÜ DUYURMAK İÇİN 17 MAYIS 2009 PAZAR günü saat 12.00’de ANKARA TANDOĞAN MEYDANI’NDA ‘CUMHURİYET MİTİNGİ’NDEYİZ MEMLEKET SEVDALILARI DERNEĞİ MALTEPE ve KARTAL ŞUBELERİ İRTİBAT MALTEPE ŞUBESİ KARTAL ŞUBESİ 0216 370 14 41 0216 389 52 33 0532 768 21 18 0533 351 76 39 0532 357 35 33 Para otoriteleri, finans devlerini yutan krizle dünya ekonomik sisteminin en varlõklõ kurumlarõ oldular Güç artõk ‘Merkez’ bankalarõnda İSVİÇRE’YE ALTIN YARAMADI TCMB’NİN KÂRI 7 KAT ARTTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle