17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2009 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Sahi, Ruanda’da Neler Olmuştu? 1994 yılıydı. Ruanda’da (Bir Afrika ülkesiydi) Hutularla Tut- siler birbirine girmişlerdi. Palalarla birbirlerini kesiyorlardı. Ateşli silahlar yetmemişti de palaları çekmişlerdi. Bir milyon dolayında insan ölmüştü. Erkek, kadın, çoluk çocuk dememişlerdi. Birbirlerinin kökünü kurutuyorlardı. Biz de uzaktan okuyorduk, dinliyorduk. Afrika kabileleriydi işte. Eğitimsiz, ilkel, boyuna çoğalan kabilelerdi. Sonra yavaş yavaş bir şeyler aydınlanıyordu. Hutular daha kalabalıktı, tarımla uğraşıyorlardı. Tutsiler azınlıktı ama Belçikalılar onları des- tekliyordu. Ülkeyi Tutsiler yönetiyordu, Hutular da onlara kızıyordu. Nüfus hızla artıyordu, ekmek hızla azalıyordu. Hutular fakirleşip öfkeleniyordu. Ama Belçikalılar Ruanda’yı Tutsilerle yönetmek istiyorlardı. Onlara silah veriyorlardı, güç veriyorlardı. Onlar da buldukları yerde Hutuları eziyorlardı. Sonunda olanlar oldu. Hutular ayaklandılar, onlar da silah buldular, ik- tidara el koydular. Ruanda’da katliam başladı. Tutsilerin kökü kurutulacaktı. Ekmek kavgasıyla başlamıştı. Kardeş kavgasıyla sürüyordu. Birbirlerini vuruyor, öldürüyorlardı. Ama şimdi Hutular güçlüydü. Silah olan yerde kurşunlar, olmayan yerde palalar işe karışıyordu. Avrupa olanları anlamadı, anlamak da istemedi. Amerika karışmadı. Ruanda büyük bir felaketi böyle yaşadı. Biz de ne olduğunu pek anlamadık. İşte, Afrika kabileleriydi sonunda. Hızla çoğalıyorlardı, üretim yapmıyorlardı. Silahları da bir yerden bulmuşlardı demek ki. İnsan hayatının de değeri yoktu ki oralarda. Birbirlerini öldürüveriyorlardı. İlkellikti işte. Bir iki gün sonra gündem değişiyordu, başka konular öne çıkıyordu. Baksanıza kaç yıl geçmiş. 1994-2009. On beş yıl geçmiş aradan. Jared Diamond’un ÇÖKÜŞ adlı kitabını oku- yordum. Ruanda bölümü önüme geldi, yeniden anım- sadım olayları. İnsanların ekmek kavgaları, toprak kavgaları. Eşitsizlikler. Sonra haksızlıklar, adaletsizlikler, öfke, kin beslemeler. Çözülmeyen, kemikleşmiş sorunlar. Kemiğe dayanan bıçak. Şiddeti çözüm olarak görmek. Vurmalar, kırmalar, öldürmeler, savaşlar. Silahlar, modern tüfekler, zırh delen kurşunlar, çelik çekirdekler. Keyif için ateşlenen tabancalar. Erkeklik kanıtı olan ateş açmalar. İşte, bunlar böyle diyenler. Yüzyılın hataları, ne diyeceksin yorumları. Ölenin öldüğüyle, kalanın kaldığıyla yaşanan coğrafyalar. Ama ben Mardin olaylarını yazmaya niyetlen- miştim. Neye niyet, neye kısmet? Bu da böyle olsun... [email protected] EMO’DAN GÖZ@LTI RAPORU İstanbul’da yaklaşık 2 bin kişi dinleniyor MAHMUT LICALI ANKARA - Elektrik Mühendisleri Odasõ’nca (EMO) hazõrlanan ra- porda, korku impara- torluğu yaratan siyasi iktidarõn, özel yaşama saygõyõ düzenleyen ana- yasa ve yasalara aykõrõ olarak keyfi hareket et- tiği belirtilerek yurttaş- larõn bu ortamda kendi- lerine otosansür uygu- lamaya başladõğõ kay- dedildi. EMO tarafõndan ha- zõrlanan “e-Göz@ltı - İletişim Özgürlüğüne Müdahale Raporu”, Türkiye’de yasadõşõ ve yasal telefon dinleme- lerinin boyutunu ve top- lumda yarattõğõ korkuyu ortaya koydu. Raporda, milyonlarca yurttaşõn haberleşme ve özel yaşamõnõn ihlalin- den hiçbir sõkõntõ duy- mayan ve korku impa- ratorluğu yaratan siyasi iktidarõn, özel yaşama ve haberleşmeye saygõ- yõ düzenleyen Anaya- sa’nõn 13. ve 22. mad- delerine, BM Medeni ve Siyasi Haklar Söz- leşmesi’nin 17. Madde- si’ne, Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’nin 8. Maddesi’ne ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 135. Mad- desi’ne, genel gerekçe- sine aykõrõ hareket ede- rek elektronik haberleş- me alanõnda keyfi uy- gulamalar ortaya koy- duğu belirtildi. Raporda, Ceza Mu- hakemeleri Yasasõ’na dayanõlarak iletişim tes- piti, sinyal bilgileri de- ğerlendirme, görüşme- leri dinleyip kaydetme uygulamasõ yapõlmõş olup, kovuşturmaya ge- rek olmadõğõ için kayõt- larõ imha edilen kişi sa- yõsõnda 2007 yõlõnda bir önceki yõla göre yüzde 83, 2008 yõlõnda ise yi- ne 2006 yõlõna göre yak- laşõk yüzde 93’lük bir artõş olduğu belirtildi. 2006 yõlõnda 2 bin 699, 2007 yõlõnda 4 bin 947, 2008 yõlõnda ise 5 bin 212 kişinin gereksiz yere dinlendiği ifade edilen raporda, iller ba- zõnda 3 yõllõk kayõtlarõ imha edilen dinlemeler incelendiğinde en fazla sayõda kişi dinlemesinin 1912 ile İstanbul’da ger- çekleştiği kaydedildi. EMO tarafõndan ha- zõrlanan raporda, açõk- lanan verilere göre Tür- kiye nüfusunun binde 1’i düzeyinde yõllõk din- leme ve kayõt yapõldõğõ- na dikkat çekildi. Raporda, iletişim öz- gürlüğü açõsõndan Tür- kiye’deki hukuksal dü- zenlemelerin son de- rece yetersiz kaldõğõ belirtildi. Kart, anayasa değişikliği paketi hazõrlayan iktidarõn ‘dokunulmazlõk’tan vazgeçmediğini söyledi ‘AKP devleti kuruldu’ Atilla Kart. TÜREY KÖSE ANKARA - TBMM Anaya- sa Komisyonu üyesi CHP Kon- ya Milletvekili Atilla Kart, anayasa değişikliği paketi ha- zõrlayan iktidarõn “dokunul- mazlık” zõrhõndan vazgeçme- diğine dikkat çekerken “TBMM’ye gelen fezlekelerin yüzde 23’ü milletvekilliğiyle bağdaşmayan suçlarla ilgili. Yandaş bürokratlar, daha sonra milletvekili yapılıp do- kunulmazlık zırhına bürün- dürülüyor. Emniyette F tipi yapılanma etkili. Anayasa Mahkemesi’nin tarafsızlığını kaybetmiş başkanı, ‘teleku- lak’ gibi ivediliği olan bir ya- sayı 3.5 yıldır bekletiyor” de- di. Kart, bu tabloyu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde AKP devleti kuruldu” diye yo- rumladõ. CHP Konya Milletvekili Atil- la Kart, dokunulmazlõğõnõn kal- dõrõlmasõ mücadelesini AİHM’ye taşõmõş bir siyasetçi. Anayasa değişikliği tartõşõlõr- ken bu konunun hiç gündeme getirilmemesine dikkat çeken Kart, sorularõmõzõ yanõtladõ: - AKP dokunulmazlık zır- hından neden vazgeçmiyor? - Geçen dönem dokunulmaz- lõklarõn kaldõrõlmasõ istemiyle gelen 329 dosya vardõ, bu dö- nem 360’a ulaştõ. Yüz kõzartõcõ nitelikteki dosyalar Başbakan ve bazõ bakanlarla, AKP’nin üst düzey yöneticileri hakkõnda. İGDAŞ dosyasõ çok önemli, 350-400 milyon dolarlõk bir kamu zararõ söz konusu. AKP Mersin Milletvekili Ali Er’in oğlunun karõştõğõ bir trafik ka- zasõ var, ölümlü kazada so- rumluluğu üstlendiği ortaya çõk- tõ. Yalan beyanda bulunmak nedeniyle hakkõnda fezleke var. Dokunulmazlõk zõrhõnõn bu ka- dar kişisel konular için kulla- nõlmasõ kabul edilebilir mi? AKP’lilerin bekleyen dosyala- rõ içinde kalpazanlõk, sahtecilik, vergi kaçakçõlõğõ gibi millet- vekili seçilmeye engel teşkil eden yüz kõzartõcõ suçlamalar dõ- şõnda, milletvekilliği görevinin saygõnlõğõ ile bağdaşmayan suç tipleri de var. Hükümet, benim açtõğõm davada AİHM’ye gön- derdiği yazõda, yolsuzlukla ilgili dosya sayõsõnõn yüzde 7 sevi- yesinde olduğunu söylüyor. Doğru değil, milletvekilliğiyle bağdaşmayan dosya sayõsõ yüz- de 23 seviyesinde. 73 dosyada ciddi suçlamalar var. Önceki dö- nemlerde 53 dosya için doku- nulmazlõk kaldõrõldõ. AKP ikti- darõ döneminde ise bir tek dos- ya için bile kaldõrõlmadõ. Ayrõ- ca bazõ fezlekeler kayboluyor. Bu kanunsuzluğu yapan savcõ- lar himaye ediliyor. Bu arada; MEB, Sağlõk Bakanlõğõ müste- şarlarõnõn, Başbakanlõk Müste- şarõ Ömer Dinçer’in yargõ ka- rarlarõnõ uygulamadõklarõ için dosyalarõ vardõ. Bu kişiler ka- nunsuz emirle suç işliyorlar, sonra, milletvekili yapõlõp zõrha büründürülüyor, hat- ta bakan yapõlõyorlar. - AKP’lilere dokunul- muyor, ama DTP’li Ay- sel Tuğluk yargılanı- yor... - Aysel Tuğluk, suçu ve suçluyu övmek suçlama- sõyla yargõlanõyor. Bu ko- nu akademik olarak da tartõşõlmalõ. Onama kara- rõ çõkarsa, milletvekilliği düşer ve infaz başlar. Benzer durumda 7-8 DTP’li daha var. Bu süreç işler ve infaz süreci baş- larsa Türkiye 1991-1994 dönemindeki travmayõ da- ha ağõr yaşar. Çözüm bul- mak zorundayõz. Acil ola- rak, adil bir ölçü konul- malõ. - “AKP devleti kurul- du” diyorsunuz, bu sap- tamanızın temel daya- nakları neler? - Kamuda, özerk ku- rumlarda, yargõdaki kad- rolaşma ortada. RTÜK, TRT, TÜBİTAK gibi ku- rumlarõn durumu ortada, SPK Kanal 7 ile ilgili ra- porunu 3 yõldõr işleme koymuyor. Deniz Feneri davasõyla ilgili süreç göz- ler önünde. İdari meka- nizmalar bir yana, yargõ- da da ciddi mesafe aldõlar. Emniyet’te F tipi yapõ- lanma özellikle dinleme, istihbarat birimlerinde et- kili. AKP iktidarõ, hem si- yasettte hem de kamu yö- netiminde yandaşlarõna dokunulmazlõk sağlõyor. Türkiye parti devleti olu- yor, devlet içinde AKP devleti kuruluyor. Sadece milletvekilinin değil, bü- rokratõn da dokunulmaz- lõğõ olmamalõ. Adalet müfettişlerinin bakanõn emrinde olmak- tan çõkarõlmasõ, HSYK’nin özerkliğinin sağlanmasõ çok önemli. Anayasayõ değiştirecek- lerse, getirsinler bunlarõ konuşalõm. DENİZ FENERİ’NE BAĞIŞ Hükümet yasasıyla cemaat bağışı Deniz Feneri’nin de aralarõnda bulunduğu dernek ve vakõflara 2004-2008 yõllarõ arasõnda toplam 2 milyon 15 bin 723 TL bağõş yapõldõğõ ortaya çõktõ. MURAT KIŞLALI ANKARA - Hüküme- tin, Deniz Feneri’nin de aralarõnda bulunduğu gõda bankacõlõğõ faaliyetinde bulunan dernek ve vakõf- lara yapõlan bağõşlara ge- tirdiği vergi muafiyeti kapsamõnda, 2004-2008 yõllarõ arasõnda toplam 2 milyon 15 bin 723 TL ba- ğõş yapõldõğõ ortaya çõktõ. Sadece 2008 yõlõnda, gõda bankacõlõğõ kapsamõnda 6 milyon 233 bin 467 TL’lik mal, Katma Değer Vergi- si’nden (KDV) istisna edildi. AKP hükümeti, 2 Ocak 2004’te yürürlüğe giren 5035 sayõlõ ve 31 Aralõk 2004’te yürürlüğe giren 5281 sayõlõ yasalar ile Ge- lir Vergisi Yasasõ’nda de- ğişikliğe giderek “Fakir- lere yardım amacıyla gı- da bankacılığı faaliye- tinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri- nin maliyet bedelinin ta- mamının, beyanname veren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince gider olarak indirilebil- mesi”ni sağladõ. Böylece faaliyet konusu içine “gı- da bankacılığı” ibaresini ekleyen tarikat ve cema- atlerin vakõf ve dernekle- rine yapõlacak “gıda, te- mizlik, giyecek ve ya- kacak” bağõşlarõnõn, ta- mamõyla vergiden düşül- mesi sağlanõrken, bu ba- ğõşlar KDV’den de muaf tutuldu. Unakıtan bilgi verdi CHP Antalya Milletve- kili Hüsnü Çöllü’nõn ko- nuya ilişkin yazõlõ soru önergesine, Eski Maliye Bakanõ Kemal Unakı- tan’õn verdiği yanõtta da şu ifadelere yer verildi: “Gıda bankacılığı faa- liyetinde bulunan der- nek ve vakıflara 2004- 2008 yılları arasında ge- lir vergisi mükellefle- rince toplam 2.015.723 TL bağış ve yardım ya- pılmıştır. Kurumlar ver- gisi beyannamesinde bu konuda veri bulunma- maktadır. Mükelleflerce gıda bankacılığı kapsa- mında 2008 yılında ya- pılan 6.344.467 TL tuta- rındaki mal teslimi kat- ma değer vergisinden is- tisna edilmiştir. Dolayı- sıyla bağış yapılan bu maddelerle ilgili olarak yüklenilen KDV’nin de indirimi mümkün değil- dir.” Unakõtan’õn yanõtõnda, bu bağõşlarõn hangi der- neklere gittiğine yönelik soru ile ilgili ise “Der- neklere yapılan bağış ve yardımlar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden dernek ismi belirtilmek- sizin topluca indirim ko- nusu yapılmakta olup dernek bazlı ayrım ve konuya ilişkin istatistiki bilgi bulunmamaktadır” denildi. Gõda bankacõlõğõ kap- samõnda yüzde 100 vergi muafiyetine sahip olan bazõ dernek ve vakõflar şöyle: “Kimse Yok Mu Yar- dımlaşma ve Dayanış- ma Derneği, Deniz Fe- neri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, İn- san Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı, Ke- pez Deniz Yıldızı Sosyal Yardımlaşma ve Daya- nışma Derneği, Günışığı Derneği.” AKP’nin “yüzde 100 vergi muafiyetinden ya- rarlanamayan” çağdaş vakõf ve dernekler arasõn- da ise “Atatürkçü Dü- şünce Derneği, Türk Si- lahlı Kuvvetler Vakfı, Mehmetçik Vakfı, Anne ve Çocuklarını Eğitim Vakfı, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Çağ- daş Yaşamı Destekleme Derneği, Çocuk Esirge- me Kurumu” yer alõyor. Enes Ata adõna uçurtma şenliği Diyarbakır’da 2006 yılında çıkan olaylarda öldürülen 6 yaşındaki Enes Ata anısına uçurtma şenliği düzenlendi. 2006 yılında Muş’un Şenyayla ilçesi kırsalında yapılan operasyonlarda öldürülen 14 PKK’liden dördünün Diyarbakır’daki cenazesi sırasında çıkan olaylarda 6 yaşındaki Enes Ata yaşamını yitirdi. Eğitim-Sen Diyarbakır Şubesi de Enes Ata anısına düzenlediği uçurtma şenliklerinin üçüncüsünü gerçekleştirdi. Kırklar Dağı’nda yapılan şenliğe öğretmenleri ile birlikte katılan 350 çocuk uçurtmalarını gökyüzüne saldı. Öğretmenleri ile birlikte halay çeken çocuklar, gönüllerince eğlendi. Silahların sustuğu, barışın konuştuğu, çocukların kendi dillerinde ve özgürce kardeşlik şarkıları söyledikleri bir dünya istediklerini belirten Eğitim-Sen Şube Başkanı Abdullah Karahan şöyle konuştu: “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Filistin’e yönelik tutumunu eleştiriyor. Ancak kendisinin başbakan olduğu ülkede çocuklara uygulanan vahşet karşısında neden sessiz kalmaktadır? Küçük Enes’in öldürüldüğü 28 Mart 2006 olaylarında ‘Kadın da olsa çocuk da olsa gereken yapılacak’ diyerek ölümlere davetiye çıkaran yine Başbakan değil miydi?” CHP’li Kart, “Fezlekelerin yüzde 23’ü milletvekilliğiyle bağdaşmayan suçlarla ilgili. Yandaş bürokratlar, daha sonra milletvekili yapõlõp dokunulmazlõk zõrhõna büründürülüyor” dedi. İHD Adana Şubesi Başkanõ Ethem Açõkalõn’dan tepki ‘Çocuğa ceza demokrasiye aykırı’ YUSUF BAŞTUĞ ADANA - İnsan Haklarõ Der- neği (İHD) Adana Şube Başkanõ Ethem Açıkalın, son bir yõlda Adana, Mersin ve Tarsus’ta 67 ço- cuğa yasadõşõ eyleme katõldõklarõ gerekçesiyle verilen 290 yõl 3 ay hapis cezasõna tepki gösterdi.. Ayrõ davalardan 63 çocuğun tu- tuklu bulunduğunu, 150 çocuğun ise hâlâ yargõlandõğõnõ aktaran Açõkalõn, “O çocuklar gelecek için tehlikeli görüldü. ‘Ceple- rinden çõkan bilyeler, attõklarõ sloganlar cezasõz kalmamalõ’ de- nildi. Eğer o çocuklar Filistinli olsalardı, hükümet onlara fark- lı yaklaşırdı” dedi. Açõkalõn, çocuklara verilen ha- pis cezalarõnõn demokratik anla- yõşa ters olduğunu söyledi. Bir- leşmiş Milletler (BM) Çocuk Haklarõ Sözleşmesi’ne göre ço- cuklarõn Ağõr Ceza Mahkemele- ri’nde yargõlanamayacağõnõ öne süren Açõkalõn, 14-17 yaş arasõn- da 150 çocuğun ‘yasadışı terör örgütü üyesi olmak’, ‘polise taş atmak’ ve ‘örgüt propaganda- sı yapmak’ suçlamasõyla yargõ- lanmasõnõn eleştirilecek çok yönü olduğunu vurguladõ. 67 çocuğa 290 yõl 3 ay hapis ce- zasõ verilmesini de eleştiren Açõ- kalõn , u çocuklardan bazılarının 18, çoğunun da 15 yaşından küçük olması nedeniyle cezala- rında indirim yapıldı. Yani bu cezalara yapılan indirim dahil değil. Ayrı davalardan 63 çocuk hâlâ tutuklu. Adana, Mersin ve Tarsus’ta gözaltına alınan 150 çocuğun yargılaması da sü- rüyor” diye konuştu. Şehit annesine anlamlı ziyaret AYDIN (AA) - Denizli 11. Motorlu Piyade Tugay Komutanõ Tuğgeneral Ergüdar Toptaş, 12 gün önce Diyarbakõr’õn Lice ilçesine bağlõ Abalõ köyü yakõnlarõnda terör örgütü üyelerinin yola döşediği mayõnõn patlamasõ sonucu şehit olan er Emrah Polat’õn, Aydõn’õn Nazilli ilçesindeki ailesini Anneler Günü dolayõsõyla ziyaret etti. Tuğgeneral Toptaş, şehit Emrah Polat’õn annesi Nuran Polat’õn elini öptü ve Anneler Günü’nü kutladõ. Polat ailesi ile Kars’õn Sarõkamõş ilçesinde yõllar önce komşu olduklarõnõ anlatan Tuğgeneral Toptaş, “Hatta şehidimizin babasõ Yaşar Polat ile aynõ okulda okuduk” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle