Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2009 PAZARTESİ
10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
Obama’nın İşi Kolay Değil!
W. Bush ve neocon ekibinin sekiz yıllık iktida-
rından kalan kötü mirasın enkazının kaldırılması-
nın zaman alacağı, dahası bu konudaki iyi niyet-
li çabaların zaman zaman ayağının sürçmesinin
kaçınılmaz olacağını kestirmek için kâhin olmak
gerekmiyor. ABD’den başlayıp kısa sürede küresel
boyutlara ulaşan finansal kriz ve onun uzantısın-
da ortaya çıkan resesyonun frenlenmesi, giderek
önünün kesilmesi de, anlaşılan zaman alacak. Kö-
tümserlere bakılırsa önümüzdeki birkaç yıl daha
bugünleri aratacak. Yeni ABD Başkanı Barack
Obama’nın barış vaat eden ‘sorunların güç kul-
lanılarak değil, görüşmeler yoluyla çözüme ulaş-
tırılacağı’ söyleminin hayata geçirilmesi kuşkusuz
bugünden yarına gerçekleşmeyecek.
Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın çeşitli
bölgelerindeki sıcak çatışmalar hemen sona ere-
cek değil. ABD’nin asker çekmeye hazırlandığı
Irak’ta savaş, eski hızında olmasa da sürüyor. İn-
tihar bombaları yüzlerce canı almaya devam
ediyor. Daha da kötüsü, Amerikan işgali sonrası
için çetin bir iç savaşa uygun zeminin çoktan ha-
zır olduğu kimsenin saklısı değil.
Afganistan sorunu, bu kez Pakistan’ın iç so-
runlarının keskinleştiği bir ortamda, Svat vadisinde
Taliban’a silah bırakması karşılığında verilen şe-
riat tavizinin Talibanı daha da güçlendirerek Pa-
kistan’ı tehdit edecek boyutlara ulaşmasına yol aç-
mış görünmektedir. O kadar ki Taliban’ın sınır böl-
gelerinden başkent İslamabad’a yüz kilometreye
kadar yaklaşması, Pakistan’ı derin uykusundan
uyandırmaya yetmiştir. Bu konuda panikleme salt
Pakistan’la sınırla kalmamış, Birleşik Devletler El
Kaide’nin nükleer silaha ulaşabileceği korkusuy-
la bölgeye özel birlikler sevk etme planları bile ha-
zırlamıştır. Oysa ABD tarafından da desteklenen
Svat deneyimi başarı kazanmış olsaydı, ABD ay-
nı şeyi Afganistan’ın tümünde uygulamaya hazır
görünüyordu. Oysa çok sayıda yorumcu, daha işin
başında, Taliban’a ‘elini veren kolunu kaptırır’ di-
ye Pakistan’ı ve ABD’yi uyarmışlardı. Şimdi bu-
nun geçer akçe olmadığını, sanırız, geç olmadan
anlamış görünmektedirler. ABD’nin silah bırakma
karşılığında radikal dincilere şeriat vaat etmekten,
başka sorunlu bölgelerde de vazgeçmelidir. Ör-
neğin Gazze’nin imarı için taahhüt edilen 4.5 mil-
yar dolar hâlâ harekete geçirilememiştir. Nedeni
ABD, AB ve İsrail Gazze’nin imarını dinci Hamas’ın
değil, Filistin otoritesinin denetiminde yapılması-
nı ya da bu konuda Gazze ve El Fetih yönetimi-
nin anlaşarak birlikte hareket etmesini istemek-
tedirler. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clin-
ton buna karşı çıkmakta, Lübnan hükümetinde
Hizbullah’ın da yer almasına karşın yardım ya-
pıldığı örneğinde olduğu gibi Hamas yönetimin-
de olan Gazze’ye de yardımın pekâlâ yapılabile-
ceğini ileri sürmektedir. Bununsa tıpkı Taliban’a
verilen taviz gibi tam tersi sonuç vereceğinden
kuşku yoktur. Elini verenin kolunu kaptırması iş-
ten bile değildir.
Başkan Obama haziran başında Mısır’dan İs-
lam dünyasına bir kez daha seslenecek. Umarız
burada da yanlış anlamalara yol açacak sözler
söylemez. Zira sorunların görüşmeler yoluyla
çözümüne ağırlık vermek başka, barış adına da
olsa terorizmin kaynağında yer aldığı kesinlikle ka-
nıtlanan dinsel fanatizme taviz vermek başkadır
ve asla çıkar yol değildir. En iyisi, ABD ve özel-
likle de AB’nin bazı konularda uyguladıkları çifte
standartlardan vazgeçmeleridir. Örnek: Ciddi Le
Monde Diplomatique gazetesinin Mayıs 09 sayı-
sında ‘İsrail’deki Filistinliler aşırı sağın rehinesi’ baş-
lığıyla yayımlanan kapsamlı incelemede söz ko-
nusu çifte standarda değiniliyor (Joseph Al-
gazy / Dominique Vidal): İsrail’in yeni iktidarı sağ-
cı Netanyahu hükümetinde Başbakan Yardımcısı
ve Dışişleri Bakanı ‘Evimiz İsrail’ partisinin lideri
Rus kökenli Avigador Liberman, İsrail’de yaşa-
yan Filistin kökenlilere karşı açık bir biçimde ırk-
çılıkla yaklaşmakta, daha çok medyetik sayılan ün-
lü Annapolis barış görüşmelerinde alınan karar-
ları tanımayacağını açıklayarak Obama’nın barış
yönündeki girişimlerine, daha başlangıçta karşı
çıkmakta sakınca görmemektedir. Oysa daha bir-
kaç yıl önce Avusturya’da aşırı sağcı liberal par-
ti lideri Jörg Haider ve arkadaşları iktidara gel-
diklerinde Avrupa ayağa kalkmış, ne yapıp edip
ırkçı liderin iktidardan uzaklaştırılmasını sağla-
mışlardı. Aynı Avrupa bugün suspus. Ve ırkçı li-
der saygın bir muhatap!
Zoru derdi Birleşik Devletleri kışkırtıp İran’da hır
çıkarmak, bu hengâmede de her zaman olduğu
gibi kolonizasyonu sürdürerek işgal altındaki Fi-
listin topraklarına ilelebet yerleşmek ve ne pa-
hasına olursa olsun bir Filistin devletinin kurul-
masının önünü kesmek.
Obama’nın bu konuda da işi kolay değil. Her şey
Birleşik Devletler’in bölge ve dünya barışını,
Amerika’nın yüksek çıkarlarını ne ölçüde İsrail’in
hırs ve çıkarlarının önüne geçireceğine bağlı gö-
rünmektedir. Umarız, akıl kazanır!
Medvedev, Rusya’nõn Batõ’yla ilişkilerinde istikrarsõzlõk tehdidini koz olarak kullanmak istiyor
Merkezde Gürcistan var
Afgan halkından
Obama’ya:
Karzai’yi de al git
ABD 4 bin ek askeri eğitmen ile askeri birlikleri Afganistan’a
gönderecek. Ancak bu durum daha fazla şiddete ve hava saldõrõsõna
yol açacak. Afgan halkõ arasõnda öfke yaratan sivil kayõplar artacak
ve Taliban’a yönelik desteğin yükselmesine neden olacak.
Hükümetin meşru görülmediği ve en temel hizmetleri bile yerine
getiremediği düşünüldüğünde, Taliban’õn ülkeyi istikrarsõzlaştõrmak
için fazla bir şey yapmasõna gerek olmadõğõ anlaşõlõr.
PATRICK COCKBURN
Afganistan Devlet Başkanõ
Hamid Karzai, hafta
başõnda ABD’ye uçmak üzere
Kâbil’deki havaalanõna giderken,
başkentin merkezi silahlõ güvenlik
görevlileri, askerler ve polis
tarafõndan kapatõldõ. Karzai,
Washington’da Başkan Barack
Obama ve Pakistan Devlet
Başkanõ Asıf Ali Zerdari’yle
Taliban’la mücadeledeki ortak
çabalarõ ele almaya gidiyordu.
Karzai’nin Taliban’õn 2001’de
devrilmesiyle başlayan 7 yõllõk
iktidarõ, örgütün direnişini
engellemek açõsõndan tam bir
başarõsõzlõk arz ediyor.
Havaalanõna gitmek için
merkezdeki yol yerine farklõ bir
yolu, Kâbil’in güney bölgesini
seçseydi hükümetinin iktidarõnõn
sõnõrlarõnõ görebillirdi.
Karzai’nin Washington’a gitmek
üzere Kâbil’den ayrõldõğõ gün,
Taliban Kalat’ta bir güvenlik
birliğine saldõrõ düzenledi. Yol
yapõm işçilerini korumak üzere
para alan güvenlik görevlilerinden
7’si çatõşma sõrasõnda öldü, 3’ü
kaçõrõldõ. İşçilerden biri,
kamyonlarõ korumasõ için neden
Afgan ordusundan yardõm
istemedikleri sorulduğunda
şaşõrõyor ve “Askerlerden
yardım istemek mi? Onlar
kendilerini bile koruyamıyorlar,
benim için ne yapabilirler?”
diyordu.
Sorun Taliban’õn güçlü ve popüler
olmasõyla değil, hükümetin zayõf,
yolsuzluğa batmõş ve işlevsiz
olmasõyla ilgili. ABD’de eğitim
almõş saygõn milletvekillerinden
Davud Sultanzoy’a göre:
“Güvenlik Taliban’ın eylemleri
yüzünden değil, halkın
hükümetin adaletsiz olduğuna
yönelik inancı yüzünden
kötüleşti. Hükümet halkın
düşmanı olarak görülüyor ve
anayasal olarak bir alternatifi
olmadığı için bu durumdan
Taliban kazançlı çıkıyor.”
Sultanzoy, Batõ’da Afganlarõn
merkezi hükümet ya da otoritenin
herhangi bir şeklinden
hoşlanmadõğõ yönündeki yanlõş
algõya kõzõyor ve “İyi bir
hükümetten hoşlanmadığımız
doğru değil. Ama 267 yıldır
yanlış yönetiliyoruz” diye
konuşuyor.
Sultanzoy, Afgan halkõ tarafõndan
adil ve meşru görülmeyen bir
hükümet kurulmadõğõ sürece,
askeri kazanõmlarõn hiçbir şey
ifade etmeyeceğine ve Taliban’õn
savaşõ on yõllar boyunca
sürdüreceğine inanõyor. Taliban’a
destek çok yüksek değil, ama
Pakistan’õn da yardõmõyla yeniden
etkili bir şekilde yükselişe
geçtikleri 2006’dan beri artmõş
durumda. Son üç yõldõr, ABD ve
Afgan hükümetlerine verilen
destek de hõzla azaldõ.
Karzai, Taliban’a karşı
hiçbir şey yapmadı
ABC News, BBC ve ARD’nin bu
yõl başõnda yaptõğõ araştõrmaya
göre, ülkenin savaşõn en yoğun
olduğu güney ve doğusunda
yaşayan Afganlarõn yüzde 45’i,
ABD ve NATO/ISAF güçlerine
yönelik şiddetin meşru olduğuna
inanõyor. Araştõrma,
Afganlarõn öfkesinin sivil
hedeflere füze ve
bombayla saldõrõlmasõ
sonucu hõzla arttõğõnõ
gösteriyor. Obama’nõn
atõlõmõ açõsõndan kötü
olan bu tabloda,
Afganistan’da sayõlarõ
artan ABD askerlerine
karşõ Afganlar en güçlü
direnişi sergileyecek.
Halk, askerlerin
varlõğõnõn daha fazla
savaşa yol açacağõndan emin.
Obama’nõn sorunu da
Afganlarõnkine benziyor. ABD
yönetimi Karzai’nin ve Afgan
hükümetinin hatalarõnõ
görebilir, ancak
iyileşme sağlayacak
herhangi bir
alternatif bulamaz.
Washington dõşõnda
birkaç ay önce
Karzai hükümetine
yönelik yükselen
eleştiriler şimdilik
azaldõ. Obama
yönetimi, son
haftalarda enerjisini
Pakistan’õn Svat vadisi
ve Buner bölgesindeki
Taliban’õn ilerleme sürecini
tersine çevirmesine
yoğunlaştõrmõş durumda. Karzai,
ağustosta yapõlacak seçimleri
büyük ihtimalle kazanacak.
Washington’a gitmeden önce
en tehlikeli rakibi olan
Nangarhar eyaleti valisi
Gül Ağa Şerzai’yi de
adaylõktan çekilmeye
ikna etti.
Afganistan için
sorun siyasi ortamõn
2001 sonunda
yaşanan olaylar
sonucu ortaya
çõkmasõdõr. Bu
tarihten önceki
aylarda Pakistan ve
Suudi Arabistan’õn
desteklediği Taliban
etkisini tüm ülke çapõnda
genişletiyordu. Kuzey Birliği,
Taliban saldõrõlarõ nedeniyle
ülkenin kuzeydoğusundaki
dağlõk alana sõkõşmõştõ.
Birçok yandaşõna göre
örgüt, özellikle lideri
Ahmed Şah Mesut’un
9 Eylül 2001’de, iki El
Kaide üyesi tarafõndan
bir suikast sonucu
öldürülmesinin
ardõndan gerçek bir
yenilgi yaşadõğõna
inandõ. Hareket
çökebilirdi, ancak iki
gün sonra New York ve
Washington’daki 11 Eylül
saldõrõlarõ yaşandõ.
ABD, El Kaide’ye ev sahipliği
yapmasõnõn intikamõnõ almak
üzere Taliban’õ devirmeye karar
verdi ve daha önce İran ve
Rusya’yla bağlantõsõ nedeniyle
şüpheyle yaklaştõğõ Kuzey
Birliği olasõ tek yerel
müttefikti. Kuzey
Birliği güçleri,
Amerikan B-52
bombalarõ ve küçük
ABD askeri
danõşmanlõk ekipleri
tarafõndan
desteklendiği için
zafer kazanõyordu.
Taliban’õn
yükselişinde önemli rol
oynayan Pakistan askeri
istihbarat kurumu ISI,
muhtemelen örgüte sonuna
kadar savaşmak yerine ABD
Afganistan’daki
avantajlarõnõ yitirinceye
kadar beklemelerini
söyledi. Afganistan’da
bugün iktidarda olan
liderlerin çoğu, ülke
siyasetindeki bu
beklenmeyen dönüşüm
süreci sõrasõnda güç
kazandõ.
Geçici hükümetin
başkanlõğõna atanan
Hamid Karzai, fazla saygõ
gören bir isim değildi.
Kabil yakõnlarõndaki
Maydanşar köyü liderlerinden
Abdül Ahmed’e göre Karzai
dõş dünyadan gelen baskõlar
sonucu bu göreve atandõ ve
Taliban’la savaşmak için hiçbir
şey yapmadõ. Bu görüş pek çok
kişi tarafõndan paylaşõlõyor.
Bu yõl Afganistan’a gönderilecek
ABD askerleri yollarõ daha
güvenli hale getirebilir. Amerikan
ordusunun, Irak’ta olduğu gibi,
yardõm projelerini hemen hayata
geçirmek için harcayacak çok
parasõ var. Afgan polisi, ayda 120
dolardan daha fazla para aldõğõ
takdirde çok daha iyi bir
performans sergileyecektir.
(Taliban savaşçõlarõnõn ayda 200
dolar aldõğõ sanõlõyor) ABD 4 bin
ek askeri eğitmen ile askeri
birlikleri ülkeye gönderecek.
Ancak bu durum daha fazla
şiddete ve daha çok hava
saldõrõsõna yol açacak. Afgan
halkõ arasõnda öfke yaratan sivil
kayõplar artacak ve Taliban’a
yönelik desteğin artmasõna yol
açacak. Hükümetin meşru
görülmediği ve en temel
hizmetleri bile yerine
getiremediği düşünüldüğünde,
Taliban’õn ülkeyi
istikrarsõzlaştõrmak için fazla bir
şey yapmasõna gerek olmadõğõ
anlaşõlõr.
Suçlular ve savaş
ağalarından kurulu devlet
Pakistan’õn desteğini geri çekmesi
ve bu ülkedeki güvenli
sõğõnaklarõn kaybedilmesi,
Taliban’a büyük bir darbe olurdu.
Ancak bunun, Afganistan-
Pakistan sõnõrõndaki geniş dağlõk
alanda gerçekleşmesi olasõ değil.
Devlet Başkanõ Zerdari bunu
istiyor olabilir, ancak Taliban’a
yönelik strateji Pakistan ordusu
tarafõndan belirleniyor. Uzun süre
teşvik ettikleri bir hareketi yok
etmeleri zor. Taliban çok etkili bir
askeri örgüt olmasa da uzun süre,
belki de ABD’nin Afganistan’da
asker bulundurmak istediğinden
çok daha uzun süre savaşmaya
hazõr olduğunu gösterdi.
Irak’ta ABD işgali her koşulda
kötü bir şekilde sona erecekti.
İşgal hiçbir zaman Iraklõlar
arasõnda destek görmedi.
Afganistan’da fõrsatlar daha
fazlaydõ. Taliban her zaman
çoğunluk tarafõndan nefret edilen
ve devrilmesinden memnun olunan
bir örgüttü. Amerikan varlõğõ ilk
başta çoğunluk tarafõndan
memnuniyetle karşõlandõ. Belki
yeterli yabancõ yardõm yoktu, fakat
Afganlarõn hayatlarõnda gerçek bir
değişim yaratmak için yeterliydi.
Taliban’õn geri dönüşüne kapõyõ
açan, Karzai’nin savaş ağalarõndan
ve suçlulardan kurulu etkisiz
devleti oldu.
İngilizceden çeviren: Merve Arkan
(Counterpunch, 6 Mayıs 2009)
Karzai geçen hafta Washington’a
giderek Obama ile bir araya geldi. (AP)
Taliban’a
destek yüksek
değil, ama
Pakistan’õn da
yardõmõyla yeniden
etkili şekilde
yükselişe geçtikleri
2006’dan beri
artmõş
durumda.
Sorun
Taliban’õn
güçlü ve popüler
olmasõyla değil,
Afganistan’daki
hükümetin
yolsuzluğa batmõş
ve işlevsiz
olmasõyla
ilgili.
JOHN VINOCUR
Barack Obama, geçen ay başõnda
gerçekleştirdiği ilk Avrupa turu sõrasõnda
Rusya Devlet Başkanõ Dimitriy Medvedev’le
görüşmesini “müthiş bir toplantı” olarak
tanõmlamõştõ. Buradaki “müthiş” tanõmlamasõ
gizemini koruyor. ABD Başkanõ
Strasbourg’daki bir basõn toplantõsõnda
böylesine abartõlõ bir ifadeyle tanõmladõğõ
görüşme ile ilgili başka bilgi vermedi. Belki
de Obama nükleer silahlarõn sõnõrlandõrõlmasõ
ile ilgili bu hafta Washington’da, dõşişleri
bakanlarõ düzeyindeki toplantõlarla başlayacak
müzakerelere yönelik umut vaat eden genel
bir havayõ kastediyordu. Araya giren bir ay
duruma kendi tarzõnda bir açõklõk getirdi.
Obama’nõn, Rusya’nõn bir zamanlar Sovyetler
Birliği’nin parçasõ olan komşu ülkelerde
yeniden bir etki alanõ kurma ve onlarõn
sõnõrlarõ içinde olup bitenleri tepki gösterme
kararlõlõğõna ilişkin “müthiş” bir şeyler
bulabilmesi için hayli zorlanmasõ
gerekiyordu. Geçtiğimiz hafta Medvedev,
Rusya’nõn geçen ağustos ayõnda Gürcistan’õ
işgal ettikten sonra bağõmsõz devletler haline
getirdiği Güney Osetya ve Abhazya’ya kendi
askerlerini sõnõra
yerleştirmesine olanak tanõyan
bir anlaşma imzaladõ. ABD
Dõşişleri Bakanlõğõ, acil olarak
verdiği yanõtta güya
Gürcistan’a bağlõ bölgelerdeki
Rus girişimlerinin
Gürcistan’õn toprak bütünlüğünü tehdit
ettiğini ve bunun “ciddi bir kaygıya” yol
açtõğõnõ bildirdi.
Ama Medvedev istediğini almõş gibi
görünüyor: Gürcistan hükümetininin
istikrarsõzlõğõnõn tehlike yarattõğõna inanan
Avrupa’nõn bazõ NATO müttefiklerini
korkutacak bir gerginlik ortaya çõktõğõnda
Obama’ya baskõ yapabilmek için bu gerginliği
kullanma fõrsatõ... Medvedev Gürcistan’da
başlayan NATO tatbikatõnõ da “provakatif”
olarak tanõmladõ. Rusya, ABD’nin Afganistan
operasyonlarõ için önem taşõyan
Kõrgõzistan’daki ABD hava üssüne yönelik
Bişkek’in aldõğõ tahliye kararõnõn ardõndan
Kõrgõzistan’a söz verdiği yardõm paketi
çerçevesinde ilk ödemeyi de yaptõ. Sonra
NATO’ya akredite iki Rus diplomatõn ihraç
edilmesi kararõ ortaya çõktõ.
Kötü yürekli Bay Büyükbaş
Olaylar gösteriyor ki, NATO’nun er ya da geç
üyelik vaat ettiği Gürcistan, Rusya’nõn
ittifakõn bütünlüğünü bozma yolundaki
sürekli çabalarõnõn başlõca baskõ noktasõ
olacak. Batõ’yla bir güç dengesi oluşturma
çabasõ içindeki Rusya’nõn, İran’õn nükleer
silah heveslerini kullanarak baskõ yapma
olasõlõğõ, daha temkinli yaklaşõlmasõ gereken
bir koz. Ama anlaşõlõyor ki, geçen yõl
gerçekleşen işgalden sonra Gürcistan
konusunda Moskova’nõn hiçbir çekincesi yok.
Şu ana kadar görüldüğü kadarõyla uygulanan
taktik, Obama’yõ ateş hattõndan uzak tutmayõ
içeriyor. Medvedev’le kişisel yakõnlõğõ olduğu
bilinen Rusya’nõn NATO büyükelçisi
Dimitriy Rogozin, “Eminim Batı’da biri
Batı Avrupa’daki bazı ülkelerle Rusya
arasında gelişen ilişkilerden ciddi bir
biçimde rahatsızlık duyuyor. ABD ve
Avrupa ile ilişkilerin sıfırdan
başlatılmasının başarısızlığa uğramasını
isteyen biri” diyordu. Yani ortada kötü
yürekli bir Bay Büyükbaş var. Güney
Dakota’da bir komuta merkezinden Brüksel’e
bağlanmõş bir Dick Cheney işin başõnda
olabilir mi? Brüksel’deki bir diplomat
“Ruslar Avrupa ve Batı’nın tepkisini
görmek için bir etki alanı öne sürüyorlar.
Bu Avrupa’da bazılarının geri çekilmeye
eğilimli olduğunu varsaymalarından ileri
geliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz” diyor.
Joseph R. Biden Jr’a göre Moskova’nõn
denemesi Obama’nõn yönetimdeki ilk
aylarõnda yüzleşmek zorunda kalmasõ
beklenen büyük bir uluslararasõ krize
dönüşmedi. Ama Obama’nõn Rusya ile
ilişkilerde farklõ başlõklarõ farklõ bölmelere
koyabileceğini gösterdi.
İngilizceden çeviren: Çimen Turunç Baturalp
(International Herald Tribune 5 Mayıs 2009)
NATO’nun er ya da geç üyelik vaat ettiği Gürcistan, Rusya’nõn ittifakõn
bütünlüğünü bozma yolundaki sürekli çabalarõnõn başlõca baskõ noktasõ
olacak... Gürcistan konusunda Moskova’nõn hiçbir çekincesi
yok. Şu ana kadar görüldüğü kadarõyla uygulanan taktik,
Obama’yõ ateş hattõndan uzak tutmayõ içeriyor.
6 Mayıs 2009, International Herald Tribune