Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Ergenekon Kurtaramadı
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
21 NİSAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
Çoğu kişi her mükellefin vergi ka-
çırdığını veya vergiden kaçınılsa da
vergi kaçakçısı olduğunu düşün-
mektedir. Oysa vergicilerin her mü-
kellefi vergi kaçakçısı olarak görme
eğilimi halden anlaması gerekenler
bakımından ağır bir değerlendirme
olabilmektedir.
Vergiyi tam olarak ödemeyenler
iki gruba ayrılır. Birinci grupta olanların
amacı eksik ödediği vergiyi özel ser-
vetinin artmasında ve lüks tüketim
harcamalarının finansmanında kul-
lanmaktır. İkinci grup mükellefler ise
eksik ödediği vergiyi işletme serma-
yesine katarak işletmesi için kullan-
maktadır. Sonuçta eksik vergi vermek
kabul edilemezse bile ikinci grupta bu-
lunanların gerekçelerini makul sa-
yabiliriz. Bu iki grup mükellef de bi-
linçlidir ve olayın farkındadır.
Bir de vergi işlemlerinde bilinçsiz,
farklı yorum sonucu ve muhasebe-
ci-müşavir-hukukçu hatalarından
kaynaklanan eksik vergi beyanları
vardır. Buna örnek Doğan Grubu’nun
vergi olayı; burada vergi inceleme
elemanı farklı yorum yapmış ve üç
kat ceza uygulamıştır. Eğer yapılan
işlem üç kat cezaya girmiyorsa ki bu-
nu yargı belirleyecek o zaman yapı-
lan vergileme sonucu kaçakçı du-
rumuna düşen Doğan Grubu ger-
çekten vergi kaçakçısı olarak mı ka-
bul edilecek; hayır burada teknik yo-
rum farklılığının olduğunu kabul et-
mek zorundayız.
Bunun dışında devletin sorumlu-
luğundaki kayıt dışı ekonomi nede-
niyle belgelenemeyen birçok harca-
ma söz konusu olmaktadır. Bu har-
camalar gerçekten yapıldığı halde
başka noktalardan faturalanmakta-
dır. Bu faturaların gerçek olmadığı or-
taya çıkınca aslında harcamalarını
belgeleseydi ödeyeceği gerçek ver-
giyi zaten ödeyen kişi vergi kaçak-
çısı durumuna düşmektedir. Kendi-
sinin faturalarında sorun olmayan fir-
malar mal ve hizmet satın aldığı fir-
maların veya onların altındaki firma-
ların faturalarında problem varsa
onlarla birlikte sakıncalı listesi olan
KOD listelerine girmekte ve kirlen-
mektedir. Şu anda KOD’da bulun-
mayan firma yok gibidir. Bu durum-
da olan mükellefler yukarıda belirti-
len birinci gruba girenlerden değildir.
Birinci grupta keyfekederlik vardır.
Burada ise zorunlu bir durum orta-
ya çıkmaktadır. Tabii bu, gerçek ol-
mayan fatura alınmasının kabulü
anlamına gelmemelidir. Ancak kayıt
dışı ekonominin yol açtığı olumsuz
sonuçlardan biri olduğuna da dikkat
etmeliyiz.
Bu belirttiklerimiz eksik vergi be-
yanı olup vergi incelemeleriyle orta-
ya çıkmaktadır. Bunun yanında ver-
gisini beyan etmiş de finansman sı-
kıntısı nedeniyle ödeyememiş, ge-
cikme faizi ve zammı nedeniyle
kartopu gibi büyüyüp ödenemeyecek
hale gelmiş vergi borçları bulunan
mükelleflere vergi kaçakçısı sıfatı ya-
kıştırmak da çok büyük haksızlık
olmaktadır. Hele bunların içinde ek-
sik vergi beyan etmesi mümkün ol-
mayan mükellefler daha da zor du-
rumdadır. Hem vergisini doğru beyan
etmekte hem de ödeyememektedir.
Bütün bunların dışında yeni Türk
Ticaret Yasası ile temizleneceğini
umduğumuz binlerce gayri faal şir-
ket vardır. Bu şirketlerin şekli yü-
kümlüklerini yerine getirememekten
kaynaklanan sanal büyük vergi borç-
ları bulunmaktadır. Muhatapları or-
tada olmadığından borç geometrik
dizi olarak büyümektedir.
Şu anda mükelleflerin içinde bu-
lundukları zor durum, vergi yargısın-
da bulunan binlerce ihtilaflı dosya, mil-
yonları bulan sakıncalı firmalar ne-
deniyle yeni Türk Ticaret Yasası ile bir-
likte büyük ekonomik krizin ağır so-
nuçlarından mükellefleri kurtarmak
için geniş çaplı bir vergi affının
çıkmasının faydalı olacağını düşünü-
yoruz. Vergi adaletsizliği yarattığı dü-
şünülse de devletin sebep olduğu ka-
yıt dışı ekonomi, yüksek vergi ve fa-
iz oranları bunu zorunlu kılmaktadır.
Kayıt dışı ekonomi azalmadıkça, ver-
gi oranları makul seviyeye gelmedik-
çe ve her türlü giderin vergiden dü-
şülmesi sağlanamadıkça vergi affı ge-
rekliliği her zaman ortaya çıkacaktır.
Ancak dünya ekonomik krizi nede-
niyle ve yeni Ticaret Yasası ile yapı-
lacak bir aftan sonra vergi aflarını en-
gelleyen bir hükmü anayasamıza ko-
yarak tarihe gömmek de gerekmek-
tedir. Çünkü medet ummak da ver-
gilendirme niyetlerini, beyanlarını ve
ödemeleri etkilemektedir.
Her Mükellef Vergi Kaçakçısı Değildir
M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
Ekonomi Servisi - Aras Holding ve Aras
Cargo 30. yõl etkinliklerine katõlan 1200 yö-
netici ve çalõşanõ bir günde üç ayrõ Guinness
rekoru kõrdõ. “En Hızlı Zamanda 800 Ku-
tuyu Bir Kamyona Yüklemek ve Boşalt-
mak”, “Bir Fatura Numarası Altında En
Fazla Gönderi” ve “En Çok Kişiyle Ya-
pılan Halay” rekorlarõnõ Guinness hakemi
Lucia Sinigagliesi denetiminde rekorlar
arasõna kaydettirdi. Aras Holding Yönetim
Kurulu Başkanõ Evrim Aras burada yaptõ-
ğõ konuşmada amaçlarõnõn 7 kõtada 7 yõldõzlõ
hizmet vermek olduğunu söyledi.
30. yõl onuruna
bir günde 3 rekor
Aktif sigortalõ sayõsõ düştü, prim gelirinin emekli aylõğõ ve sağlõğõ karşõlamasõ zorlaştõ
İki ayda 271 bin işçi açõkta kaldõ
Ekonomi Servisi - Sosyal Gü-
venlik Kurumu’nun şubat ayõ veri-
lerine göre, 2008 itibarõyla 15 mil-
yon 258 bin 608 olan aktif sigorta-
lõ sayõsõ şubat ayõ itibarõyla 14 mil-
yon 987 bin 481’e düştü. Aktif si-
gortalõ sayõsõnda 2 aylõk azalma
271 bin 127’yi buldu.
Aktif sigortalõ sayõsõnda en fazla
azalma zorunlu sigortalõlarda, en
fazla artõş ise topluluk (avukat, no-
ter) sigortalõsõnda yaşandõ. Aktif
sigortalõ sayõsõndaki azalmaya kar-
şõlõk pasif (aylõk alanlar) sigortalõ-
larõn sayõsõnda artõş oldu. 2008 iti-
barõyla 8 milyon 746 bin 703 olan
pasif sigortalõ sayõsõ şubat ayõ iti-
barõyla 8 milyon 812 bin 210’a
yükseldi. Pasif sigortalõ sayõsõ 65 bin
507 arttõ.
Sigortalõ sayõlarõndaki bu değişim
sosyal güvenlikteki aktif-pasif den-
gesini biraz daha bozdu. Geçen yõ-
lõn sonunda 1.90 olan aktif-pasif ora-
nõ şubat ayõnda 1.85’e geriledi.
Öte yandan, SGK’nin prim ge-
lirlerinin emekli aylõğõ ve sağlõk öde-
melerini karşõlama oranõ da azaldõ.
Geçen yõl yüzde 64.6 olan prim ge-
lirlerinin emekli aylõğõ ve sağlõk öde-
melerini karşõlama oranõ şubat ayõ
itibarõyla yüzde 13.2 azaldõ.
Türk-İş’in konuyla ilgili değer-
lendirmesinde şunlar kaydedildi:
Türk-İş: Teşvik işçi
çıkarmaya verilsin
“Sosyal güvenlikteki dengenin
korunması için işten çıkarmaların
kontrol altına alınması, her ha-
lükârda insanları işte tutacak
tedbirlere başvurulması gereki-
yor. Bir kere işten çıkarılanların
yerine yeni kişilerin alınması son
derece zor. Bu nedenle krize kar-
şı işletmelere yönelik teşvikler
mutlaka istihdamı koruyanlara,
işçi çıkarmayanlara verilmeli.
Çalışanlara, işten çıkarıldıkla-
rında İşsizlik Sigortası’ndan pa-
ra ödemek yerine, istihdam için iş-
verenin teşvik edilmesi daha
önemli bir tedbir olacaktır.”
Durgunluktan çıkış zaman alır
Ekonomi Servisi - Akbank,
Gebze Şekerpõnar’daki 80 dö-
nümlük arazide yeni bankacõlõk
merkezinin temelini attõ. Türkiye
ve çevresindeki bölgenin banka-
cõlõk merkezi olmasõ hedeflenen te-
sise, Akbank Banking Center
(ABC) adõ verildi.
Akbank’tan yapõlan açõklamada
Akbank’õn, 1 yõlda tamamlanma-
sõ planlanan ABC için, büyük bö-
lümü 2009 yõlõ içinde olmak üze-
re, toplam 125 milyon liralõk ya-
tõrõm yapacağõ kaydedildi. Yakla-
şõk 5 bin kişinin çalõşabileceği
kapasiteye sahip olacak merkezde,
ilk aşamada, Akbank Operasyon
Merkezi’nin yanõ sõra bilgi tekno-
lojileri iş birimi ile destek ekiple-
rinin faaliyet göstereceği belirtil-
di. Koray İnşaat tarafõndan inşa
edilecek olan merkez, 6 katlõ bir bi-
nadan oluşacak.
Ziraat’ta
taşınmatelaşı
Ekonomi Servisi - Ziraat Ban-
kasõ’nõn İstanbul’a taşõnma takvi-
mi işlemeye başladõ. Banka, Ata-
şehir’de yapõlacak genel müdürlük
binasõnõn yapõmõnõn proje yöneti-
ciliği hizmet alõmõ ihalesi için ön
yeterlilik çağrõsõ yaptõ.
Ziraat Bankasõ’nõn 2 Nisan’da
başlattõğõ ihale süreci uyarõnca,
‘İstanbul Genel Müdürlük Bi-
nası Yapımı Proje Yöneticiliği
Hizmeti Alımı’ ihalesine teklif ve-
recek firmalarõn, ön yeterlik do-
kümanõna uygun olarak düzenle-
yecekleri başvuru belgelerini, 30
Nisan’a kadar bankanõn ilgili bi-
rimine iletmeleri gerekiyor.
İşin süresi, toplam 60 ay olarak
planlandõ.
Krizbüyükotomotivcilerivurdu
İzmit’te
1997’de
üretime
başlayan
Hyundai
Türkiye
fabrikasında
üretilen 500
bininci araç
törenle
banttan
indirildi.
Ekonomi Servisi - Dünya ekonomi-
sinin son 80 yõlda gördüğü en kötü dur-
gunluk döneminin teşvik paketleriyle
aşõlamayacağõna işaret eden uluslararasõ
kuruluşlar durgunluktan çõkõş için da-
ha fazlasõnõn yapõlmasõ gerektiğini di-
le getirdi.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkõnma Teş-
kilatõ (OECD) Genel Sekreteri Angel
Gurria, dünya ekonomisinin gelecek yõ-
la kadar düzelmeyeceğini, ekonominin
büyümesinin muhtemelen 2010 yõlõnõn
sonuna doğru tekrar başlayacağõnõ ifa-
de etti. Gurria, trilyon dolarlõk teşvik pa-
ketlerinin işlemeye başladõğõnõ ancak
durgunluktan çõkmak için daha fazla-
sõnõn gerektiğini söyledi.
IMF: Büyüme inişe geçecek
Uluslararasõ Para Fonu (IMF) Başkanõ
Dominique Strauss-Kahn, IMF’nin
küresel ekonominin büyümesine ilişkin
tahminlerini azaltacağõnõ kaydetti. Stra-
uss-Kahn, “Küresel ekonomide dü-
zelmenin gelecek yılın ilk yarısında
başlamasını bekliyorum” dedi.
AMB: Çok zor bir yıl
Avrupa Merkez Bankasõ (AMB) Baş-
kanõ Jean-Claude Trichet, AMB’nin
ölçülü bir faiz indirimini ihtimal dõşõ bõ-
rakmayacağõnõ aktardõ. Trichet, son za-
manlardaki bazõ cesaret verici verilerin,
küresel ekonominin, ekonomik krizin en
kötüsünü görmüş olabileceği umutlarõnõ
arttõrdõğõnõ belirtti ancak bu yõlõn çok zor
bir yõl olacağõna dikkat çekti.
Ekonomi Servisi - Price-
waterhouseCoopers (PwC)
Automotive Institute’un ra-
poruna göre, otomotiv sektö-
ründe krizden en çok, köklü
üreticiler etkileniyor.
2009 yõlõnda hafif araç üre-
timi dünya genelinde
2001’den bu yana en düşük
seviyesine gerileyerek 54.9
milyon adet olacak. Köklü
üretim merkezlerinde oto-
motiv üretiminde hõzlõ bir dü-
şüş yaşanõrken, dünyanõn ön-
de gelen otomotiv üreticileri-
nin kriz öncesi üretim ra-
kamlarõna ulaşmalarõ için ön-
lerinde uzun bir yol var. Araç
üretimindeki hõzlõ düşüş, tü-
keticilerin karşõlayabilecekleri
borç düzeyini yeniden gözden
geçirmeleri, araç değiştirme
sürecinin uzamasõ ve hane
başõna düşen araç sayõsõnda-
ki düşüşün bir göstergesi.
PwC Türkiye Otomotiv
Sektörü Lideri Murat San-
car, Türkiye’deki gelişme-
leri şöyle değerlendirdi: “Son
aylardaki üretim, iç satış
ve ihracat rakamlarındaki
düşüş, küresel krizin Türk
otomotiv sektörü üzerinde-
ki etkisinin ciddi boyutlara
ulaştığının bir göstergesi.
Otomotivciler öncelikli ola-
rak kriz sonrası yatırım or-
tamı için uzun vadeli bir yol
haritası oluşturmalılar.”
Uluslararasõ kuruluşlarõn öngörülerine göre, bu yõl dünya ekonomileri için
zor geçecek. Ekonomilerin durgunluktan çõkabilmesi için umut 2010’a kaldõ.
Akbank
ABC’nin
temelini attı
AA’nõn haberine göre Ko-
caeli Sanayi Odasõ’nõn
(KSO) küresel ekonomik krizin
işgücü piyasasõna etkilerini ve
önümüzdeki dönemde ihtiyaç
duyulacak meslekleri belirle-
mek amacõyla düzenlediği an-
kete katõlan 89 sanayi kurulu-
şunda ekonomik kriz nedeniyle
toplam 2 bin 359 çalõşanõn iş ak-
di feshedildi.
KSO’nun anketine göre, iş
akdi feshedilen 2 bin 359 kişinin
yüzde 74’ü büyük işletmelerde,
yüzde 26’sõ ise KOBİ’lerde is-
tihdam edilmekteydi. Ankete ka-
tõlan firmalarõn yüzde 57’si kriz
döneminde işletmenin verimli-
liğini arttõrmak ve maliyetlerini
azaltmak için çalõşanlarõna üc-
retli izin verdiğini, yüzde 36’sõ
ücretsiz izne çõkardõğõnõ, yüzde
26’sõ esnek çalõşma saatlerini
kullandõğõnõ belirtti.
İşten çõkarmalar nedeniyle
sosyal güvenlik
kapsamõndaki aktif sigortalõ
sayõsõ yõlõn ilk iki ayõnda
düştü. Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun şubat verilerine
göre 2008 sonunda 1.90 olan
aktif-pasif sigortalõ oranõ
1.85’e geriledi.
Krizde atağa geçti, kazançlõ çõktõ
İZMİR (AA) - İzmir’de
makine sektörü için hidrolik
pnömatik sõzdõrmazlõk ele-
manlarõ üretimi yapan Kastaş,
krizin getirdiği fõrsatlarõ de-
ğerlendirerek Avrupa ofisini
açtõ.
Kastaş Genel Müdürü Hay-
dar Atılgan, yõlõn ilk 3 ayõn-
da yüzde 35 düşen siparişleri
nisanda yüzde 20 arttõran stra-
tejilerini şöyle anlattõ:
“Krizde rakiplerimiz pa-
nikleyerek giderlerini indir-
mek amacıyla pazarlama ya-
tırımlarını kıstılar. Fuarlara
katılmadılar. Biz ise sipariş
düşüşünün yarattığı moral
bozukluğunun etkisi altına
girmedik. Hamburg’da Av-
rupa ofisimizi açtık. Pazar-
lama kanallarımızda deği-
şikliğe gittik. Reklamı kıs-
madık. Bu yıl ilk kez Al-
manya’daki Hannover En-
düstri Fuarı’na katılıyoruz.
Avrupa’daki pazar payımı-
zı kısa sürede yüzde 20’ye çı-
karmayı planlıyoruz. Sipar-
işleri yüzde 20 arttırdık.”
Kastaş Genel Müdürü stratejilerini anlattı. (Fotoğraf: AA)
Kıbrıs’ta seçimlere gün sayarken Türkiye’den uza-
nan kol, Ergenekon yardımı bir işe yaramadı; Ulu-
sal Birlik Partisi Başkanı Derviş Eroğlu’nun Er-
genkoncular tarafından desteklendiği, paralar ak-
tarıldığı suçlamaları, UBP’nin büyük oy patlaması
ile, oyların yüzde 44’ünü alarak mecliste 26 sandalye
kazanmasını engelleyemedi. Dahası Cumhurbaşkanı
Talat’ın, iktidardaki parti CTP ve Soyer’in oy kay-
bını durdurmaya yönelik, AB, ABD’den destek al-
ması, dış gezi atakları, verilen destekler de belirle-
yici olamadı. CTP yüzde 29’a düşen oy oranı, 15 mil-
letvekili ile muhalefete hızlı bir geçiş yaptı.
ABD’de ciddi bir destek anlamına gelen Talat-
Clinton görüşmesinin gerçekleşmesi, AB’de üst dü-
zey ağırlamalar, Kıbrıs’ta yıllardan beri esen ABD-
AB rüzgârları, Türkçesi “Avrupalı olma düşleri” ile
siyasi yelkenlerin şişirilmesi projelerinin halk için inan-
dırıcı, umut olmaktan çok uzakta kaldığını ortaya
koydu. BM referandumuna “evet” diyerek Kıbrıs’ta
barışa ulaşacakları, AB vatandaşlığının yolunun açı-
lacağına inandırılmış Kıbrıs vatandaşları, yaşadık-
ları gerçekler, düş kırıklıkları ile tersine tepki verdi-
ler. Çok daha önemlisi, bütün dünya, bütün de-
mokrasilerde olduğu üzere ekonomik kriz, kriz
karşısında başarısızlık, yolsuzluk, haksızlık iddiaları
siyasi iktidarın sonu oldu.
ABD, hele de AB, KKTC gibi küçücük bir ülke ve
nüfusa, kendilerine yük olmadan verebilecekleri kü-
çücük destekler, siyasal jestleri unutun, verilmiş söz-
lerin hiçbirinde durmayınca, kendi ilkelerini çiğne-
yerek sorunlar çözülmeden üye yaptıkları Güney Kıb-
rıs’ın dayatmalarına boyun eğince işte böyle olan-
lar oldu. Türkiye’den iktidardaki AKP’nin Talat yö-
netimi, CTP’ye vermekte oldukları destekler de bir
işe yaramadı. En önemlisi ikili iktidarların yürüttük-
leri dış siyaset, Kıbrıs politikaları çıkmaza girdi. Şim-
dilerde ABD, AB cephesinde barış görüşmelerinin
geleceği üzerine tersine seçim sonuçları ile bağlantılı
derinleşen kaygıların altı çizilip duruluyor.
Tek başına ya da oğul Serdar Denktaş’ın yüz-
de 11 oy oranı, 5 milletvekili ile gelen DP’si ile koa-
lisyon yapmış olarak gelecek Derviş Eroğlu hükü-
meti adına, Eroğlu şimdiden barış görüşmelerini kes-
meyeceği güvencesini verse de, AB’nin krizsiz, güç-
lü koşullarda Talat iktidarlarına açmamış olduğu ku-
cağını açması, verilen sözlerin yerine getirilmesi ola-
sılığı ile bağlantılı barış projeleri de uzaklaşmış gö-
rünüyor. Tabii Türkiye’de yerel seçimlerde oy kay-
betmiş, iktidar gücünün zirvesinden düşmüş
AKP’nin de, daha önceki Kıbrıs politikalarındaki “Ben
bilirim, istediğimi yaparım, gerekirse ödün de veri-
rim” havalarını sürdürmesine de olanaksız gözle ba-
kılıyor.
Kriz bağlantılı merkez ve çevre ülkeler iç çatış-
masını yaşayan, kendi derdine düşmüş AB’nin de
bu saatten sonra dayatmacı politikalar sürdürme-
si, hele de yaptırım gücü kullanması iyice zayıflıyor;
“Ben yanlış yapsam da siz bana uymak zorundası-
nız” havalarını sürdürmesi çok zor. ABD’nin ise çö-
zümün elden kaçtığı Kıbrıs’a öncelik verme şansı yok
gibi. Obama’nın Kıbrıs politikası yenilgisinden çok
daha ağır ve önemli ilk dış siyaset yenilgisinin Af-
ganistan-Pakistan sınır sorunları bağlantılı Pakistan,
daha doğrusu Taliban, Peştun aşireti üzerinden ol-
duğu biliniyor...
Bosna’da, ABD’nin de içinde, AB’nin daha ağır
suçlu, seyirci olduğu, çok büyük boyutlu insan hak-
ları katliamlarına izin verildikten, seyirci kalındıktan
sonra, zamanı çok iyi ayarlanmış müdahalede, ba-
rış görüşmelerini yürüten ABD barış elçisi Richard
Holbrooke, bu barış görüşmelerindeki başarıları sa-
yesinde “buldozer” unvanını kazanmıştı.
ABD’nin, Obama iktidarının barış elçisi bu kez gö-
revlendirildiği Afganistan-Pakistan sınır hattında,
ABD’nin beklediği “ılımlı Taliban” yani ABD yandaşı
bir Taliban yaratma girişimlerinde şimdilik yenilgi-
ye uğradı. ABD’nin Afganistan’da, NATO askeri gü-
cünü kullanarak Taliban’ı teslim alma operasyon-
larında, Taliban’a Pakistan’dan verilen desteğin dur-
durulması önerileri şiddetle reddedildi.
Erdoğan hükümetinin Kıbrıs öncelikli son geliş-
melerden ders alması kaçınılmaz gibi. Kendisine,
gökten zembille inmiş gibi kurulan partisine iktidar
yolunu açan koşulları, ittifakları, uzlaşmaları en iyi
kendileri bilirler değil mi? Ne de olsa Ecevit koa-
lisyon hükümeti, iktidar partilerini silen seçim so-
nuçlarında en büyük pay, ekonomik krizin, Derviş
markasını almış acı reçeteli önlemler paketinindi. Pi-
yasalar düzeninin olmazları üzerinden isteyen istediği
fetvayı verebilir.. AKP’nin kuruluşunda Irak işgali pro-
jesinin oynadığı rolü, ABD, AB siyasi desteğini kim-
se yadsıyamaz. Çok daha net kimseler sandıkta-
ki oy patlamasında en etkin rolün kriz olduğunu unu-
tamaz.
İktidardaki oy artışında da, Irak işgali, kanlı pet-
rolün önlenemez yükselişi ile dünya piyasalar dü-
zeninin yaşadığı balayı, zenginlik yıllarında, Türki-
ye’ye kendi konumundaki ülkelere göre azı düşmüş
olsa da gelen payların katkısı yadsınabilir mi?..
soner@cumhuriyet.com.tr