17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2009 SALI 10 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Türkiye: ‘Mozaikistan’! Bu köşenin adının “Kavşak” ol- ması boşuna değildir. Anadolu’dan “Doğu ile Batı arasında bir köprü” diye söz edilir. Bu tanımlama, “Tür- kiye Cumhuriyeti”nin üzerinde ya- şadığı Anadolu’yu anlatmada ye- tersiz kalır. Bu tanımlama; kuzeyde Karadeniz, güneyde Akdeniz bağ- lantısının Anadolu üzerindeki si- yasal, ekonomik, kültürel, etnik, dinsel etkilerini ve katkılarını göz ar- dı etmiş olur. Dünyanın hiçbir ülkesinde tarihin çeşitli dönemlerinde birden fazla im- paratorluk kurulmamış ya da kom- şu imparatorluklara ev sahipliği yapmamıştır. Kafkaslar’dan doğru (İÖ 2000’de) gelen Hititler, Anado- lu’da ilk imparatorluğu (İÖ 1460- 1190), yerli halk Hattilerin toprak- larında, bugünkü Çorum, Tokat, Yozgat ve Amasya yöresinde kur- dular. Daha sonraki yüzyıllarda ge- len güçlü kavimlerin etkisi ile Hitit- ler Adana-Gaziantep yönünde, Su- riye doğrultusunda (İÖ 1200-650) tarihte kayboldular. Yaklaşık 1500 yıl boyunca Hattiler ve öteki halk- lar ile karışan Hitit insanı, sonrasında yer yarıldı da içine mi girdi? Yunanistan’ı da işgal eden Pers- lerin imparatorluğunu yıkan Bü- yük İskender Anadolu’yu ele ge- çirdikten sonra ters yönde Make- donya İmparatorluğu’nu kurdu. İtal- ya’dan gelen Romalılar da İsken- der’in izinde imparatorluklarını Ana- dolu’da güçlendirmişlerdi. İkinci Pers İmparatorluğu için Sasanilerin de Anadolu’ya gereksinimleri var- dı. Romalıların yarattıkları Bizans İm- paratorluğu’nun önünü, doğudan gelen Selçuklular Anadolu’da ke- serek kendi imparatorluklarını ge- nişlettiler. Bu karşılaşmadan kârlı çı- kanlar Osmanlılar oldu ve impara- torluklarını Anadolu’dan üç kıtaya yaydılar. Bırakın çeşitli kent ve köylerde farklı etnik ve dinsel evli- likleri, saraylar arasında evlilikler ile de bu yedi imparatorluğun halkla- rı Anadolu’nun etnik ve dinsel mo- zaiğini daha da yoğunlaştırdı. Yazıyı İÖ 3300’lerde Mezopo- tamya’da Sümerler buldular. Yazı Anadolu’ya en azından bin-bin beş yüz yıllık bir gecikmeyle geldi. Ana- dolu’da yazının icadından sonra, İs- lamiyet öncesinde adı bilinen 42 de- ğişik uygarlığın yaşadığı saptandı. “1000 tanrılı halk” denilen Hititler- le çağdaş Hurriler, Mittaniler, Mi- kenler, Lelegler, Dorlar imzalarını ka- zıdıkları Anadolu’ya genlerini de melezlemesine bıraktılar. Balkanlar’dan gelen Friglere karşılık doğudan giren Muşkiler, doğuda bü- yüyen Urartular, Kuzey Karadeniz doğrultusundan akan Kimmerler de Anadolu toprağını benimsediler. Ba- tıda Lidler, Karlar, Likler, İonlar, Aeol- ler, Helenlerin yayılmalarını doğuda Selevkoslar, Karadeniz’de Pontuslar tamamlarken, Orta Avrupa’dan çıkıp gelen, çizgi roman kahramanı Aste- riks-Hopdediks’in torunları olan “Keltler (Galatlar)” Ankara’ya kale bile yaptılar. Ya yazı öncesindekiler! Anado- lu’nun adsız vatandaşları! Urfa Gö- beklitepe’de bulunan eşsiz tapınak, Anadolu insanının yerleşik düzene geçiş ve dinsel inancını 12 bin yıl öncesine götürdü. Fırat ve Dicle ne- hirleri boyunca bugün baraj suları altında bıraktığımız nice yerleşme- lerin Göbeklitepe halkının birkaç bin yıl sonraki torunlarının torunları ol- duğunu unutmayalım. Göbeklite- pe’ye yerleşmeden önce o insan- lar Doğu Anadolu’nun yüce dağla- rındaki mağaralarda ne yapıyorlar- dı? Mağaralarda yaşarken, bitki toplayıp, avcılık yapıp yaşamlarını sürdürüyorlardı. Peki, o mağara- lardaki kalıntıları ne oldu? Bugün PKK teröristlerine ev sahipliği yapan o mağaralarda, en eski Anadolu in- sanının, yöre halkının atalarının iz- leri de yok edilmiyor mu? Yakın tarihlere gelirsek... Ortaçağ- da Urfa’da Hamdaniler, Diyarbakır’da Mervaniler, İnaloğulları, Sutaylar, Si- vas-Ankara arasında Mengüçoğulla- rı, Erzurum-Kars’ta Saltukoğulları, Diyarbakır-Mardin-Elazığ’da Artuko- ğulları, Bitlis’te Dilmaçoğulları, Ahlat’ta Ermenşahlar ve ardından 25 değişik Anadolu Beyliği Osmanlı kimliği altında bütünleşti. Osmanlı İmparatorluğu sona erin- ce bugün yerine Avrupa’da 25, Asya’da 13, Afrika’da 18 bağımsız ülke doğdu. Osmanlı yapısının Ana- dolu’da tortu bırakan o ırk, etnik, din ve kültür mozaiği “Türkiye Cumhu- riyeti’ne” miras kaldı. Sadece Os- manlı’nın mirası mı? Hakkâri dağ- larındaki mağara insanından Gö- beklitepe’de tapınan insanına; Hat- ti’sinden Urartu’suna; Pers’inden Makedon’una; Frig’inden Galat’ına, Selçuklusuna kadar genler, inanç- lar, kültürler de... İlk Yahudi sinagogu Kudüs yakı- nındaki Sion tepesindeydi. Bugün yok. Ama Anadolu’da 11 antik si- nagog bulundu. Hıristiyan sözcüğü ilk kez Anadolu’da kullanıldı, ilk kilise Antakya’da açıldı, İncil’i dört kişiden 2’si yine bu topraklarda yaz- dı. Meryem Ana’sı, Aziz Yuhan- nes’i, Aziz Pavlos’u, Noel Ba- ba’sı bu toprakların inançlarına, genlerine katkıda bulundular. Nuh’un Gemisi’nin Anadolu’da olu- şuna şimdilerde Göbeklitepe’nin “Âdem-Havva’nın cenneti” olgusu da ekleniyor. “Amerikan Ethnologue Data” ku- rumunun araştırmasına göre bugün Türkiye’deki nüfusun köken dağılı- şı şöyle: Bana göre bu araştırma eksik... Lis- tede Gürcüler, Çeçenler, Abhazalar, İnguşlar, Karaçaylar, Dağıstanlılar, Asetinler, Tatarlar, Boşnaklar, Po- maklar, Gagavuzlar, Rumlar, Erme- niler, Süryaniler, Yahudiler yok... Konda 15 yıl önce İstanbul’da yaptı- ğı bir araştırmada şu yüzdelere ulaş- mıştı: 61.4 Türk, 21.1 karışık, 13.3 Kürt, 6.8 Balkan, 5.8 Kafkas, 8.8 Laz, 1.4 Hıristiyan, 2.6 Arap... Kafkasya’dan 1864’te sürülen Çerkezler nereye göçtüler? Bugün yalnızca Düzce-Adapazarı çevre- sinde 23 Kafkas dil ve lehçesi ko- nuşuluyor. Bugün Türkiye’de Kaf- kas kökenli 64 dernek var. Türk va- tandaşı Çeçenler, Ruslara karşı eylem, Türk vatandaşı Gürcüler, Rus Elçiliği önünde gösteri yapmı- yorlar mı? Bugün parlamentoda 30 kadar Kafkas kökenli milletvekili var. Bayramlarda Suriye sınırında karşılıklı ziyaretler Arap mozaiğini vurgulamıyor mu? Birkaç yıl önce İstanbul’da bir nikâha gitmiştim. Da- mat Gürcü, gelin Boşnak’tı. Peki, onların çocuklarına ne diyeceğiz? Ya Gürcü kökenli Başbakanımızla, Arap kökenli eşine “sen neyin ne- sisin” diye sorsak her halde “anne tarafım...”, “baba tarafım...” gibi- lerden yanıt almamız doğaldır. Sonra TBMM Başkanı olan Hik- met Çetin Dışişleri Bakanı iken, İn- giliz konumdaşı “Kürtlerin siyasal haklarının yokluğundan” yakındı- ğında “Sayın Bakan! Ben Liceli bir Kürt’üm ve bu koltukta oturuyorum” demişti. Anadolu’nun ilk insanından bu yana tüm genlerin yansımaları- nı kendilerinde taşıyan Kürt vatan- daşımız olan milletvekilleri bugün TBMM’de oturmuyorlar mı? Nasıl Amerika Birleşik Devletle- ri’nde “safkan Amerikan” yoksa, “Birleşik Amerika” varsa “Türkiye Cumhuriyeti’nde” de bu genler mo- zaiğinden ve mirasından dolayı “safkan Türk” var denilebilir mi? ABD Başkanı Barack Hussein Obama’nın ant içme töreninde hiç kimse etnik, din, ırk, renk ayrılığını vur- gulamadı, tam tersine tek ağızdan söylenen “Güzel Amerika”, “Hepimiz biriz” şarkıları ile coştu. Kimse de çı- kıp Türkiye’de “ulusalcılık” karşıtları gi- bi “Hepimiz siyahız”, “Hepimiz beya- zız” ya da “Hepimiz Kızılderiliyiz” ya- paylığına başvurmadı. Obama, şu sözleri yalnız ABD için değil, TC için de aynen geçerli ol- duğunu TBMM’de de yineledi: “Bi- zim parçalı geçmişimiz zaaf değil gücümüzdür. Biz Hıristiyanlar, Müs- lümanlar, Hindular, Yahudiler ve inanmayanlardan kurulu bir ulusuz. Her renk ve kültürden kurulduğu- muz, acı bir iç savaş ve ayrımcılık ya- şadığımız ve güçlenerek çıktığımız için eski nefretlerin günün birinde geçeceğine inanıyoruz.” Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un İstanbul konuş- masının dayanağı olan Atatürk’ün el yazısı ile vurguladığı tanımlama, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Tür- kiye halkına, Türk milleti denir” yar- gısı, bu tarihsel gelişimin ve biriki- min bir sonucudur. TC kurulmadan önceki Türk dev- letinin etnik ve dinsel temellere dayanmayan adı neydi?: “Türkiye Büyük Millet Meclisi…” O günden bu yana tüm TC anayasaları “Türk milletinin bağımsızlığı ve bütünlü- ğünden” söz eder. Orgeneral Başbuğ’un bu açıkla- masına biz de Atatürk’ten bir baş- ka alıntıyla katkıda bulunalım: “Bir vatanın sahibi olmanın yolu, o top- raklarda yaşanmış tarihi olayları bil- mek, doğmuş uygarlıkları tanımak ve sahip olmaktan geçer.” O topraklar neresi: “Anadolu... Türkiye...” Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 İran Cumhurbaşkanõ’nõn İsrail’i hedef alan sözleri üzerine Avrupalõ katõlõmcõlar salonu terk etti Ahmedinejad zirveyi dağıttıDış Haberler Servisi - İsviçre’de ya- põlan Irkçõlõkla Mücadele Konferan- sõ’na katõlan İran Cumhurbaşkanõ Mah- mud Ahmedinejad, İsrail’i õrkçõlõkla suçlayõnca, bazõ Avrupa ülkelerinin de- legeleri konferansõ terk etti. Ahmedinejad konuşmasõnda, İsrail’i kastederek, “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Ortadoğu’da ırkçı bir yönetim kurulmasını” eleştirdi. Ahmedinejad, “İşgal altındaki Filistin’de ırkçı bir yö- netim oluşturmak için Avrupa ve ABD’den göçmenler gönderdiler. Si- yonistler ve destekçilerinin tacizleri- ne son vermek için çaba gösterilmeli” diye konuştu. Bu sözlerin ardõndan ba- zõ delegeler salondan çõkarken palyaço gibi giyinmiş üç gösterici “Irkçı, ırkçı” diye bağõrdõ. Bir gösterici de Ahmedi- nejad’a doğru kõrmõzõ ve yumuşak bir nesne attõ. Bunun üzerine göstericiler sa- londan çõkarõldõ. Eylemi üstlenen Fran- sa Yahudi Öğrenciler Birliği, konfe- ransõ “maskaralık” olarak nitelendirdi. Daha önce İsrail karşõtõ bir platforma dönüştürülmesi halinde konferansõ terk edeceğini açõklayan Fransa’nõn temsil- cisi de salonu terk edenler arasõndaydõ. Fransa’dan gelen açõklamada, Ahmedi- nejad’õn tutumuyla “uzlaşmanın müm- kün olmadığı” belirtildi. ABD, Avustralya, Kanada, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya ve Yeni Ze- landa konferansõ boykot etmişti. Konferans başlamadan önce, İsrail, İsviçre Devlet Başkanõ Hans-Rudolf Merz’in, Ahmedinejad’la görüşmesini protesto etmek amacõyla İsviçre büyük- elçisini danõşmalarda bulunmak üzere ge- ri çağõrdõ. İsrail Başbakanõ Benyamin Ne- tanyahu ve Dõşişleri Bakanõ Avigdor Lieberman’õn ortak açõklamasõnda, Bü- yükelçi Ilan Elgar’õn ivedili olarak İs- rail’e döneceği bildirildi. İsrail Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan ya- põlan açõklamada da İsviçre’nin Ce- nevre kentinde dün başlayan Irkçõlõk- la Mücadele Konferansõ’na katõlan Ahmedinejad, “ırkçılıkla ve Yahudi soykırımını reddederek İsrail’i ha- ritadan silme niyetini açıkça dile ge- tirmekle” suçlandõ ve Ahmedinejad’õ ağõrlayan İsviçre kõnandõ. Merz ile Ahmedinejad arasõndaki gö- rüşmede, ABD hesabõna casusluk yap- maktan İran’da 8 yõl hapis cezasõna çarptõrõlan İran asõllõ ABD’li gazeteci Roksana Sabiri’nin durumu gündeme gelmişti. Görüşmenin ardõndan dün İran Yargõ Erki Başkanõ Ayetullah Mah- mud Haşimi Şahrudi, İran ve ABD pa- saportuna sahip Roksana Sabiri’nin dos- yasõnõn “yeniden ve acilen” gözden ge- çirilmesi için talimat verdi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sek- reteri Ban Ki-mun ise Ahmedinejad’ın konuşması öncesinde, Irkçõlõkla Müca- dele Konferansõ’na ABD ile diğer bazõ Batõlõ ülkelerin katõlmamasõnõ esefle kar- şõladõğõnõ söyledi. Dış Haberler Servisi - Rusya, Kõrgõzistan’daki hava üssünde savaş uçağõ sayõsõnõ arttõracağõnõ açõkladõ. Rusya, Kõrgõzistan, Ermenistan ve Kazakistan’õn aralarõnda bulunduğu eski Sovyet cumhuriyetlerinden oluşan Kolektif Güvenlik Anlaşmasõ Örgütü (ODKB) Genel Sekreteri Nikolay Bordyuzha, bölgedeki hava kuvvetlerini güçlendirme kararõ aldõklarõnõ söyledi. Kõrgõzistan’õ ziyaret eden Bordyuzha, “Orta Asya ve Afganistan’daki durum ışığında Kant hava üssündeki uçakların sayısı arttırılacak” dedi ancak sayõ hakkõnda bilgi vermedi. Kant hava üssünde 500 personel var. ABD’nin Manas üssü 1000 personel barõndõrõyor. Kõrgõzistan geçen şubat ayõnda ABD’ye Manas üssünü kapatmasõ için altõ ay süre vermişti. Birbirinden 30 kilometre uzaklõktaki Rus ve Amerikan hava üsleri, Orta Asya’daki nüfuz kavgasõnõn sembolü olarak görülüyor. Kõrgõzistan Devlet Başkanõ Kurmanbek Bakiyev, Manas’õ kapatma kararõnõ Moskova’da açõklamõş ve Rusya’dan 2 milyar dolarlõk mali yardõm almõştõ. Dış Haberler Servisi - ABD’de George Bush yönetimi işbaşõnda olduğu dönemde, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatõ (CIA) sorgucularõnõn, El Kaide üyesi olduğu düşünülen 2 şüpheliyi konuşturmak gerekçesiyle 266 kez suda boğulma hissi veren (waterboarding) işkence yöntemine başvurduklarõ ortaya çõktõ. 11 Eylül saldõrõlarõyla ilgisi olduğu düşünülen Halid Şeyh Muhammed’in Mart 2003’te bu işkence yöntemiyle 183 kez sorgulandõğõ bildirildi. New York Times gazetesinin ABD Adalet Bakanlõğõ’nõn 2005 tarihli belgelerine dayandõrõlarak verilen habere göre CIA yetkilileri, Ağustos 2002’de sorguladõklarõ El Kaide şüphelisi Ebu Zübeyde’yi de konuşturmak için en az 83 kez waterboarding işkence yöntemine başvurdu. CIA’nõn eski çalõşanlarõndan John Kiriakou, Amerikan medyasõna 2007’de yaptõğõ açõklamada, Ebu Zübeyde’nin bu yöntemle işkenceye sadece 35 saniye tabi tutulduğunu ve ardõndan bildiği her şeyi anlattõğõnõ söylemişti. 2 zanlıya 266 kez waterboarding Manas’ın rakibi Kant’a ek uçak İran Cumhurbaşkanõ Ahmedinejad, İsviçre’deki Irkçõlõkla Mücadele Konferansõ’nda İsrail’i õrkçõlõkla suçlayõnca ortalõk karõştõ. Avrupalõ delegeler konferansõ terk ederken, Ahmedinejad’a “õrkçõ” diye bağõran üç gösterici salondan çõkarõldõ. Bir gösterici de İran Cumhurbaşkanõ’na doğru “kõrmõzõ ve yumuşak” bir nesne attõ. (AP) Panama bandıralı “Pınar” adlı Türk yük gemisinin, Malta açıklarında batmak üzere olan iki teknedeki kaçak göçmenleri ölümden kurtarmasıyla başlayan ve beş gün süren kriz sona erdi. İtalya’nın göçmenleri kabul etme kararı sonrasında, Lampedusa Adası açıklarında 140 Afrikalı kaçak göçmeni İtalyan yetkililere teslim eden “Pınar”ın İtalya’ya uğradıktan sonra Tunus’a doğru yola çıkacağı öğrenildi. İtalyan yetkililer, kaçak göçmenlerden önce 20 kişilik grubu hücumbotlarla alarak, Lampedusa Adası’na götürdü. Üç göçmen tedavi için hastaneye götürülürken, diğer 17 kişi ise adadaki mülteci ağırlama merkezine yerleştirildi. Beş gündür Türk gemisinin cankurtaran sandalında tutulan, ölen bir kadın göçmenin cesedi de Lampedusa Adası’na götürüldü. Diğer mültecilerin Sicilya Adası’ndaki mülteci ağırlama merkezlerine yerleştirilecekleri öğrenildi. İtalya, Türk gemisi Malta sularında olduğu, Malta ise gemi İtalya’ya daha yakın olduğu gerekçesiyle göçmenleri almamakta direnmişti. (Fotoğraf: AFP) enizdeki dram bittiDDDDD 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMINI “ULUSAL EGEMENLİK BİLİNCİ” İLE YURDUN DÖRT BİR YANINDAN GELEN CUMOK’LARLA KUTLUYOR, KATILAN YAZARLARIMIZLA İLK MECLİS’İ, GAZETEMİZİ VE ANITKABİR’İ ZİYARET EDİYORUZ. PROGRAM - 23 Nisan 2009 08.30 Ankara Garõ’nda Toplanma 09.30 Gar’dan İlk Meclis’e yürüyüş ve Cumhuriyet Müzesi ziyareti 11.00 Ulus’tan ANITKABİR’e yürüyüş. 12.00 ANITKABİR ziyareti 15.30 Cumhuriyet Gazetesi Konferans Salonu Sayın TURGUT ÖZAKMAN ve Sayõn ÜMİT ZİLELİ’nin katõldõğõ “Ulusal Egemenlik Bilinci” Paneli 20.00 Tarihi Gar Lokantasõ’nda akşam yemeği ve dönüş HAREKET: 22 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA 22.30 BULUŞMA YERİ: HAYDARPAŞA GARI Lütfen yerinizi ayırtınız. Gidiş-Geliş Ücreti: 60 TL. Program ve İletişim: 532 344 57 22- 533 438 50 22- 537 871 82 34 www.cumok.org İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI “BALBAY ÇIKACAK YİNE YAZACAK” 23 NİSAN 2009 PERŞEMBE “ULUSAL EGEMENLİK BİLİNCİ” İÇİN ANKARA’DA TÜRKİYE’DEN GELEN CUMOK’LARLA BULUŞUYORUZ. PROGRAM - 23 Nisan 2009 08.30 Ankara Garõ’nda Toplanma 09.30 Gar’dan İlk Meclis’e yürüyüş ve Cumhuriyet Müzesi ziyareti 11.00 Ulus’tan ANITKABİR’e yürüyüş. 12.00 ANITKABİR ziyareti 15.30 Cumhuriyet Gazetesi Konferans Salonu “Ulusal Egemenlik Bilinci” Paneli 20.00 Tarihi Gar Lokantasõ’nda akşam yemeği ve dönüş HAREKET: 22 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA GECESİ İletişim: 0532 721 26 34 LÜTFEN YER AYIRTINIZ. ÇANAKKALE CUMOK ÇAĞRISI www.cumok.org 23 NİSAN 2009 “ULUSAL EGEMENLİK BİLİNCİ’MİZ İÇİN YURDUN DÖRT BİR YANINDAN GELEN CUMOK’LARLA BİRLİKTE ANKARA’YA GİDİYORUZ. PROGRAM - 23 Nisan 2009 08.30 Ankara Gar’õnda toplanma 09.30 Gar’dan İlk Meclis’e yürüyüş, ve Cumhuriyet Müzesi ziyareti 11.00 Ulus’tan ANITKABİR’e yürüyüş. 12.00 ANITKABİR ziyareti 15.30 “Ulusal Egemenlik Bilinci” Paneli Cumhuriyet Gazetesi Konferans Salonu TURGUT ÖZAKMAN - ÜMİT ZİLELİ - DENİZ BANOĞLU 20.00 Tarihi Gar Lokantasõ’nda akşam yemeği Ankara’ya gidiş-dönüş ücreti 35.-TL’dir. Otobüsler 22 Nisan 2009 Çarşamba günü Karşıyaka anıt önünden saat 22.00, Konak Sabancı Kültür Merkezi önünden saat 22.30’da kalkacaktır. 24 Nisan 2009 Cuma sabahı 06.00’da İzmir’e varılacaktır. Yer ayırtmanız rica olunur. Rezervasyon ve bilgi için: 0533 765 52 67 - 0533 683 78 81 - 0532 310 77 44 NOT: 14. İzmir Kitap Fuarı 18-26 Nisan 2009 STK’lar bölümünde CUMOK standındayız. İZMİR CUMOK ÇAĞIRIYOR e-posta: izmircumok gmail.com 23 NİSAN 2009 Saat 09.00’da Bayrak Töreninde TAKSİM’deyiz. Sonra ULUSAL EGEMENLİK BAYRAMIMIZI KUTLAMAK İÇİN SİLİVRİ’ ye gidiyoruz! Saat 10.30’da Taksim’den metroya binip Mecidiyeköy’de inerek; meydandaki Emniyet binasının yanında- ki ASLI Börek’ten otobüslere bineceğiz. Ulaşım-İletişim-Bilgi: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 0544 384 45 52 - 0532 371 08 76 - 0532 461 21 47 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org 23 NİSAN 2009 Perşembe Günü ULUSAL EGEMENLİK BAYRAMIMIZI CUMHURİYETİMİZİ SAVUNANLARLA BİRLİKTE SİLİVRİ’de KUTLAYACAĞIZ! BAĞIMSIZLIKÇI, AYDINLANMACI, HALKÇI BİR TÜRKİYE İÇİN HUKUK VE DEMOKRASİYİ SAVUNMAK İSTEYEN YURTTAŞLAR; LÜTFEN BİZİ ARAYINIZ! Ulaşım-İletişim-Bilgi: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 - 0544 384 45 52 - 0532 371 08 76 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle