Katalog

3 ŞUBAT 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR İmam Davos’ta Havlu Attı! Küresel ekonominin mimarları olan işadamları ile siyasacıları karşılıklı etkileştirmek amacıyla yıllardır İsviçre’nin Davos kentinde buluşturan “Dünya Ekonomik Forumu (DEF)” toplantılarında “kriz (bunalım)” söz- cüğü katılımcıların ağızlarından düş- medi. Bugüne değin kurguladıkları ba- şarısız ekonomi çarkının dişlilerinin te- ker teker dökülmesi ile ortaya çıkan “küresel bunalıma” çareler aradılar. Ancak Türkiye’nin başrolde olduğu bir “bunalım” baş gündemi oluşturdu. Ortadoğu barışında “arabuluculu- ğa” soyunan ve Nobel Barış Ödülü’ne heveslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sinir bunalımı geçirerek kü- resel kameralar önünde hışımla otu- rumu terk etti. Erdoğan’ın bu davra- nışının “biçimsel” ve “öz- de” nedenleri var. “Gazze: Ortadoğu’da Barış Modeli” konulu otu- rumun yöneticisi için “ger- çekten çok acemiydi” de- nilebilir! Ama bana göre acemilikten çok Vaşington Post gazetesi yazarı David Ignatius’un bilinçaltından sızan kasıtlı tutumu bu- nalımı fişekledi. Ünlü Er- meni yazar Villiam Saro- yan’la babası Harput’tan hemşeri olan ve “soykırım” kavgacılarından Ig- natus’un böyle bir oturumu yönet- mesini kabul etmesi, Erdoğan için baştan hataydı. Türk diplomatları, katıldıkları ulus- lararası toplantılarda oturumlara baş- kanlık edenlerin önyargılı, taraflı tu- tumları ile oldum olası mücadele et- mişlerdir. Bu konuda kendimden bir örnek vermek isterim. “Tarihsel miras kaçakçılığının ön- lenmesi” amacıyla 90’lı yılların başında Roma’da düzenlenen “Unidroit” top- lantılarına katılan Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Genel Müdürü Büyükel- çi Kutlu Özgüvenç’in başkanlığındaki Türk heyetinde “danışman” olarak bulunmuştum. Toplantı Türkiye, Yu- nanistan, Kıbrıs, Suriye, Irak, Hindis- tan ve Afrika gibi “kurban” ülkeler ile ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Ja- ponya, İsviçre gibi “pazar” ülkeleri ara- sında kıran kırana bir hukuk müca- delesi içinde geçiyor ve bir uluslararası sözleşme hazırlanıyordu. Toplantıyı “tarafsız (!)” yönetmesi için İsviçre’den bir hukuk profesörü atan- mıştı. Ne var ki başkan “kurban” ül- ke temsilcilerinin konuşmalarını 3 da- kikadan sonra kesiyor, “pazar” ülke temsilcilerinin 30 dakikalık konuş- malarına müdahale etmiyordu. Söz- de tarafsız başkan, “kurban” ülkele- rinin canını sıktığı halde, kimse bir şey diyemiyordu. Bir ara benim de ko- nuşmamı kesmeye kalkınca ağzımdan baklayı çıkarmak zorunda kaldım. “Sayın Başkan! Siz şu anda burada tarafsız bir hukuk profesö- rü şapkanızla mı yoksa İs- viçre’deki ünlü antika ka- çakçıları birliği üyelerinin davalarına giren avukatlık şapkanızla mı bulunuyor- sunuz? Dikkat ediyorum hep kurbanların sözünü kesiyorsunuz” dedim. Ken- disini dosyalarımdan tanı- yordum. Selçuk Müze- si’nden 1970’lerde çalı- nıp İsviçre üzerinden bir Amerikan koleksiyoncu- suna satılan görkemli bir bronz vazo olayında kaçakçıları temsil etmişti. Toplantı sırasında da “İsviçre Antika- cılar Birliği’nin Baş Hukuk Danışmanı” idi. Toplantıya katılanlar başkanın öteki şapkasını, açıklamamla öğren- diler. Başkan bu beklenmedik açık- lama karşısında kızardı, bozardı, sük- lüm püklüm oldu ve o andan sonra ne benim sözümü ne de kurban ülke sözcülerinin konuşmalarını kesti. Uluslararası toplantılarda kimin elinin kimin cebinde olduğunu önceden bilmek önemli bir kazançtır. (DEF) Başkanı Klaus Schvab’ın yerine, oturum yöneticiliğine Ignatius’un ge- tirildiğini ve onun kim olduğunu bile bile Erdoğan’ın oturuma katılması önemli bir hataydı. Tüm dünyanın PKK gibi bir “terör örgütü” olarak kabul ettiği “Hamas” üzerine Erdoğan’ın söyledikleri gerek İsrail’de, gerek ABD’de ve gerek AB’de büyük tepkilere yol açmıştı. 19 Ocak’ta Kahire’de yapılan Filis- tin sorununun çözüm toplantısına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katılmıştı. Ancak İsrail Başbakanı Ehud Olmert, toplantıya katılanlara verdiği yemeğe Gül’ü davet etmeye- rek, Erdoğan’a tepkisini dolaylı olarak ortaya koymuştu. 24 Ocak’ta ABD’deki Yahudi ku- ruluşları, en güçlü lobi örgütleri açık- lama yapmakla kalmamış, Erdoğan’a bir de ortak mektup göndermişlerdi. ABD B’nai B’rith Başkan Yardımcısı Daniel Mariaschin, Türkiye’de Ya- hudi aleyhtarı gösterilerin yarattığı hasarı onarmaya çağırırken “Hamas’ı destekleyen açıklamalar, bu terör ör- gütünün kucaklandığını gör- mek, bir terör örgütüyle özdeşleşmek bizim için çok korkunç bir sürpriz oldu” demişti. “Anti-defamation League (İnkâr ve İftiraya Karşı Birlik)” adlı örgütün başkanı Abraham Fox- man da “Erdoğan’ın İsrail’i iğneleyici lanetlemesi ve alaycı bir biçimde insani kaygıların arkasına sakla- yarak Hamas’ı koşulsuz ku- caklamasına” karşı çıkmış- tı. Bu örgütler, oturumun yapılacağı 29 Ocak günü Avrupa’da yayımlanan International Herald Tribune gazete- sine de yarım sayfa ilan vererek, uyarıda bulunmuşlardı. Yeni ABD Başkanı Barack Hussein Obama da Ortadoğu özel temsilcisi George Mitchell’in Ankara ziyareti- ni ertelemedi, iptal etti. Avrupalılar da tepkilerini değişik biçimde ortaya koydular. NATO şem- siyesi altında Afganistan’da asker bulunduran Türkiye’yi Paris’te yapılan toplantıya değil, yemeğe davet ettiler. Dev Nabucco boru hattı tasarımı ko- nusunda Türkiye’nin önemli rolünü görmezden gelen AB, Budapeşte’deki toplantıya Ankara’yı davet etmedi. Erdoğan, Filistin halkının haklarını değil, terör örgütü Hamas’ın hakları- nı gölge Dışişleri Bakanı Ahmet Da- vutoğlu’nun burnunun doğrultusuna giden siyasasını uyguluyordu. “İmam” Erdoğan’ın dış siyasasındaki üç imam- zadesi Ali Babacan, Egemen Bağış ve Davutoğlu, dışişleri koridorlarından geçmedikleri için “monşer” sayıl- mazlardı. “Monşer” olmayanlar, Tür- kiye Cumhuriyeti’nin dış siyasasını an- cak bu denli yürütürlerdi. Oturumun özünde İsrail Cumhur- başkanı Şimon Peres’in sesini yük- selterek “Her gün İstanbul’a 100 kez bomba atılsa, siz ne yapardınız?” so- rusu Erdoğan’ı sinirlendirmiş olabilir. Bize kalırsa Erdoğan’ı sinirlendiren olay 2 Ocak’ta bu köşede yazdığımız ve Başbakan Ehud Olmert’in kendi- sini “mandepsiye bastır- ması (oyuna getirmesi)” idi. Olmert’in Ankara ziyaretini şu sözle yorumlamıştık: “Topal ördek Olmert, gi- derayak 22 Aralık’ta ihale- yi kotarmış, Hanuka’sını kutlamış, Hamasçıların yer- leşkelerinde taş üstünde taş bırakmamış, Ankara’da Erdoğan’a timsahın göz- yaşlarını akıttırmıştı.” Ol- mert, Ankara’da Gazze’ye saldırı konusunda tek söz söylememiş, 141 milyon dolarlık elektronik sistem ihalesini cebine koyarak ülkesine döndüğünün ertesi günü saldırıyı başlatmıştı. Amerikan Yahudi Komitesi Genel Müdürü David A. Haris “Davos’ta si- nir bunalımı geçiren Başbakan Erdo- ğan Yahudi düşmanlığı ateşine gaz döktü” derken, Cumhurbaşkanı Gül, eski Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel, eski Dışişleri bakanları Hikmet Çetin ve İlter Türkmen “Hamas” karşıtı demeçlerle Erdoğan’ı uyarı- yorlardı. Dış siyasa, Milli Güvenlik Ku- rulu’nun değişmez gündem madde- sidir. TSK’den yapılan resmi açıkla- mada “ulusal çıkarların gözetilmesi” çağrısı kimin umurundaydı? Ama imam diplomat Erdoğan, sa- baha karşı Atatürk Havaalanı’nda AKP’nin bindirilmiş kıtalarının karşı- layışından gurur duyuyordu. Sanki Da- vos’ta ringe havlu atan o değildi! Sevgili dostum Orhan Duru’nun ardından kısa da olsa yazmak istedim. Orhan ile 60’lı yılların ba- şında Başbakanlık merdivenlerinde bekleşirken tanışmıştık. O Ulus, ben de Cumhuriyet adına oraday- dım. 27 Mayıs’ın üniversiteden çı- kardığı 147 bilim insanı içinde tek asistan idi. Veterinerdi. Fransızca bi- liyordu. Bir süre sonra yeni öğren- meye başladığı İngilizcesini pekiş- tirmeye ABD’ye gitti. Büromuzdan bir arkadaşımız ayrılınca temsilcimiz Kemal Aydar, gidenin yerine kimi alacağımızı sordu. Ben Orhan’ı öner- dim. Kabul etti. Orhan’a öneriyi ben götürdüm. Parlamento muhabiri olarak çalışmaya başladı. Kısa sü- rede kıdemli parlamento muhabir- leri Orhan’ın önünde düğmelerini ilik- ler oldular. Kültürel birikimi, olayla- rı algılamadaki gücü ile parlamen- toda 1 numara oldu. Sıkıcı görüş- meleri bile izlerken, elinden yine kitap eksik olmadı. Parlamento ku- lisinden çıkardığı pek çok atlatma haber başlıklardan düşmedi. Son el- li yılın en iyi parlamento muhabirinin ardından sevgiyle eğiliyorum! Bir Not: Aldığım bir ilacın yan et- kisiyle gözümdeki kanamalar ne- deniyle ABD Büyükelçisi James Jeffrey’e açık mektupların üçün- cüsünü ve Kavşak köşesini bir haf- ta yazamadım. Davos’un güncelli- ği de 3. yazıyı cumaya erteletti. Okurlarımdan özür diler, geçmiş olsun diyenlere de teşekkür ederim. En Başarılı Parlamento Muhabiri! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 Hükümet İsrail’le temasta ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Davos’taki açõklamalarõnõn ardõndan, İsrail ve Türkiye Dõşişleri Bakanlõklarõ arasõndaki telefon diplomasisi hõzlandõ. İsrail Dõşişleri Bakanlõğõ Müsteşarõ Aa- ron Abramovich dün Dõşişleri Bakan- lõğõ Müsteşarõ Ertuğrul Apakan ile bir telefon görüşmesi yaptõ. Telefon trafi- ğinin Erdoğan’õn sert çõkõşõnõn yaşandõ- ğõ perşembe akşamõndan bu yana müs- teşar yardõmcõsõ seviyesinde sürdürül- düğü öğrenilirken, hem Türk, hem de İs- rail makamlarõ yanlõş anlaşõlmaya neden olmamasõ için büyükelçileri dõşişleri bakanlõklarõna çağõrmadõ. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Erdoğan’õn açõklamasõ- nõn ardõndan, Tel Aviv ile Ankara ara- sõndaki telefon trafiği hõzlandõ. Başba- kan’õn Davos’ta açõklamalarda bulun- duğu perşembe akşamõndan itibaren, iki ülke dõşişleri bakanlõklarõ arasõnda yo- ğun diplomasi trafiği gerçekleştirildi. Er- doğan’õn açõklamalarõnõn ardõndan, İs- rail Cumhurbaşkanõ Şimon Peres’in te- lefon ederek üzüntüsünü bildirmesiyle birlikte, Dõşişleri Bakanlõğõ Müsteşar Yardõmcõsõ Feridun Sinirlioğlu’nun İsrail’deki muhataplarõnõ arayarak, sõ- kõntõnõn “Gazze: Ortadoğu’da Barış Modeli” adlõ oturumun yönetiminden kaynaklandõğõnõ ilettiği bildirildi. Te- maslarõn o günden bu yana, müsteşar yardõmcõsõ ve genel müdür seviyesinde sürdürüldüğü bildirildi. Bu teknik temaslarõn sonuç vermesi ve iki ülke arasõndaki ilişkilerin büyük oranda eski seyrini izlemeye başlamasõ üzerine, İsrail Dõşişleri Bakanlõğõ Müs- teşarõ Aaron Abramovich’in de, dün Müsteşar Ertuğrul Apakan’õ arayarak, söz konusu sürecin kriz haline getirilmeden çözülmesi nedeniyle tebrik ettiği bildi- rildi. Haaretz: Görüşmeler yapıldı İsrail’de yayõmlanan Haaretz gazete- si, Türkiye ile İsrail arasõnda gerginlik- leri gidermek amacõyla görüşmeler ya- põldõğõnõ yazdõ. Haaretz’in haberinde, İsrail Başbaka- nõ Ehud Olmert’in danõşmanõ Şalom Turjeman’õn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn bir yardõmcõsõ ile “Gazze operasyonuna ilişkin gerginlikleri azaltmak için perde arkasında” gö- rüşmeler yaptõğõ belirtildi. Gazete, ön- ceki gün İsrail Bakanlar Kurulu toplan- tõsõnda yapõlan konuşmalarõ aktarõrken Olmert’in, “Türkiye’nin göz önüne alması gereken kendi iç siyasi konuları var. Seçim arifesindeki Müslüman bir ülke. Aramızdaki bağlar önemli- dir” dediğini yazdõ. Gazete, Olmert’in aynõ toplantõda bakanlarõ uyararak, Tür- kiye’nin gösterdiği tepkiler konusunda “beyanlarının dozunu yükseltmeme- lerini” istediğini bildirdi. Gazeteye göre, Savunma Bakanõ Ehud Barak da toplantõda, “Türkiye ile geniş ve önem- li tarihi bağlarımız var. Gerginlikleri ne kadar erken giderirsek o kadar iyi. Terörle nasıl mücadele edileceği ko- nusunda karşılıklı bir anlayışa varır- sak iyi olacak. Türkiye uzun bir sü- reden beri terör ile mücadele ediyor ve bunu yapma kararlılığını gösterdi. Durumun yatıştırılacağından ve ye- niden iyi bağlar kurulacağından emi- nim” diye konuştu. İsrail Başbakanlõk Bürosu’ndan bir kaynak ise, “İsrail’in krizi derinleş- tirme niyeti yok. Türkiye ile ilişkiler her iki ülke için bir stratejik kazanç ve böyle kalması çıkarımıza” dedi. Erdoğan, Tahran’ın ‘fahri hemşerisi’ TAHRAN (AA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İran’õn başkenti Tahran’õn “fahri hemşerisi” ilan edildi. Tahran Belediye Baş- kanõ Muhammed Bager Galibaf, Erdoğan’õn Davos’ta yaptõğõ konuşma ve İsrail saldõrõlarõ- na gösterdiği tepkiden dolayõ kendisine bu un- vanõ verdiklerini söyledi. Galibaf, Erdoğan’a hitaben, “Kudüs’ün işgalcileri karşõsõndaki değerli ve cesurca tutumunuz, özgürlükten ya- na ve hür düşünceli tüm insanlarõn kalbini hoşnut etmiştir” ifadesini kullandõ. Erdoğan’a teşekkür eden Galibaf, Davos’taki tutumu, “Türk halkõnõn Filistinlileri himayesinin ta- mamlayõcõsõ olarak” gördüklerini söyledi. Meşal’den İran’a teşekkür TAHRAN (AA) - İran’da temaslarda bulu- nan Hamas’õn Siyasi Büro Şefi Halid Meşal, dün İran Cumhurbaşkanõ Mahmud Ahmedi- nejad’la bir araya geldi. Tahran’daki görüş- mede, İsrail saldõrõlarõ sonrasõ Gazze Şeridi ve bölgedeki gelişme- lerin değerlendiril- diği belirtildi. Ah- medinejad, Gazze Şeridi’ndeki kuşat- manõn kaldõrõlmasõ ve Filistin halkõna yardõm ulaştõrõl- masõ gerektiğini söyledi. İsrail li- derlerinin yargõ- lanmasõ görüşünü yineleyen Ahmedinejad, İsrail’in Gazze Şeri- di’ne yeni bir saldõrõ başlatma niyetinde oldu- ğunu savundu. Meşal de Filistin halkõna des- teklerinden dolayõ İran halkõ ve devletine te- şekkür etti. ‘Obama, Şam ve Tahran’la gizlice görüşüyor’ WASHINGTON (AA) - ABD Başkanõ Barack Obama’nõn koltuğa oturmadan önce İran ve Suriye ile geçiş dönemi ekibinin uz- manlarõ aracõlõğõyla gizli görüşmelere başladõ- ğõ iddia edildi. Nobel Barõş Ödüllü, uluslar- arasõ araştõrmacõlar kuruluşu Pugwash’in di- rektörü Jeffrey Boutwell, nükleer silahsõzlan- ma uzmanlarõnõn son aylarda İranlõ yönetici- lerle çok üst düzeyde temaslarda bulundukla- rõnõ öne sürdü. Boutwell görüşmelere, Oba- ma’nõn ekibinde yer alan eski Savunma Baka- nõ William Perry’nin de aralarõnda olduğu üst düzey yetkililerin katõldõğõnõ savundu. Bu ara- da aralarõnda Obama’nõn geçiş ekibinde yer alan Ellen Laipson’õn da bulunduğu ABD Ba- rõş Enstititüsü şemsiyesi altõndaki bir uzman- lar grubunun da geçen perşembe Suriye Dev- let Başkanõ Beşşar Esad tarafõndan kabul edil- diği belirtildi. ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili ise haberleri yalanladõ. Çin Başbakanı’na da ayakkabı CAMBRIDGE (AA) - Çin Başbakanõ Ven Jiabao, İngiltere’de Cambridge Üni- versitesi’nde katõldõğõ konferansta, ABD’nin önceki başkanõ George W. Bush’a yapõldõğõ gibi ayakkkabõ saldõrõsõna uğradõ. Ayakkabõ, şans eseri Ven Jia- bao’nun kürsüsünün 1 metre önüne düşer- ken, saldõrgan polislerce dõşarõya çõkarõldõ. Jiabao’nun bulunduğu salonun dõşõnda 80 kadar Çin taraftarõ ve Çin Komünist Partisi aleyhtarõ da gösteri yaptõ. Üç İtalyan, tren istasyonunda üzerine benzin döküp ateşe verdi Göçmeni eğlence için yaktılar ROMA (AA) - İtal- ya’nõn başkenti Roma ya- kõnlarõnda bir Hintli göç- menin, üç İtalyan tarafõn- dan sõrf eğlence olsun di- ye yakõldõğõ ortaya çõktõ. Saldõrganlardan birinin iti- rafõ üzerine üç zanlõ tu- tuklandõ. Nettuno Tren İstasyo- nu’nda bir bank üzerinde gecelerken önce dövülen, sonra üzerine benzin dö- külerek yakõlan Singh Navte, hayati tehlikeyi at- lattõ. Navte, hastanede yap- tõğõ ilk açõklamada, “Beni öldürmek istiyorlardı. Üç kişi geldiler. Biri yü- züme sprey sıktı. Diğeri üzerime sıvı boşalttı. Ben kendilerince su döküp şaka yaptıklarını san- dım. Üçüncü kişinin çak- mağı ateşlemesiyle yan- maya başladım” dedi. Macera aramışlar İşsiz olduğunu belirten 35 yaşõndaki Hintli göç- men, Roma’nõn merkez tren istasyonu Termini’de barõnmasõna izin verilme- mesi üzerine Nettuno Tren İstasyonu’nda gecelemek istediğini söyledi. Arala- rõnda 16 yaşõnda reşit ol- mayan bir kişinin de bu- lunduğu üç İtalyan, adam öldürmeye teşebbüs suç- lamasõyla tutuklandõ. Sal- dõrõnõn faillerinin yaka- lanmasõ, 16 yaşõndaki F.S’nin jandarmaya yap- tõğõ itiraf sayesinde müm- kün oldu. Diğer sanõklar- dan Gianluca C’nin 19, Francesco B’nin ise 28 yaşõnda olduğu açõklan- dõ. F.S, ilk ifadede, önce- ki gece sabaha karşõ dis- kotek çõkõşõnda eğlence arayõşõ içinde olduklarõnõ söyleyerek “Çok içmiştik. Haşhaş da çekmiştik. Arabayla dolaşıyorduk. Dışarıda yatan birini arı- yorduk. Yabancı olması şart da değildi. Rumen mi, zenci mi olmalı diye düşünmedik” dedi. Göçmeni önce hõrpala- dõklarõnõ, sonra bir benzin istasyonundan bir şişe ben- zinle döndüklerini anlatan F.S, “Heyecan verici bir macera olsun istemiştik. Ateşin ne kadar sürece- ğini merak ediyorduk. Ama söndürmeyi de dü- şünmüştük” diye konuştu. MOSKOVA (AA) - Rusya’nõn ekonomi gazetelerinden “RBK Daily”, Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn Davos’taki çõkõşõnõ, “Türkiye’nin İslam dünyasının yeni lideri olmaya soyunduğu” şeklinde yorumladõ. Gazetedeki yorumda, Erdoğan’õn ülkesine dönmesi ve bunun paralelinde gelişen olaylarõn “Ankara’nın yeni dış politikasının bir kanıtı ol- duğu” görüşü savunuldu. Yazõda “AB ile tam üye- lik çabalarından bıkan Türkiye, İslam dünyasının yeni lideri olmaya soyundu” ifadesi kullanõldõ. Mos- kova Stratejik Araştõrmalar ve Analiz Merkezi uzmanõ Sergey Denidenko, gazeteye yaptõğõ açõklamada, “İs- lam ülkeleri arasında İsrail’in saldırılarını sade- ce Ankara kınadı. Ankara’nın yıllardır sürdür- düğü Avrupa taraftarı politikanın bugün ciddi şe- kilde gözden geçirilmesi beklenebilir” diye konuştu. Değişim o kadar kolay olmayacak Dış Haberler Servisi - ABD Baş- kanõ Barack Obama’nõn, Ameri- kan Merkezi Haber Alma Teşkila- tõ’nõn (CIA) “işkence uçuşlarını” sürdürmesine onay verdiği ortaya çõktõ. Obama’nõn, Bush yönetiminin 11 Eylül saldõrõlarõ sonrasõnda uygu- lamaya koyduğu “terörle savaş” politikasõ çerçevesinde, CIA’nõn “te- rör şüphelisi” olduklarõ iddiasõyla dünyanõn herhangi bir yerinden bir ki- şiyi kaçõrarak gizli uçuşlarla yine dünyanõn herhangi bir yerindeki “gözaltı merkezlerine” nakletmesi- ne, sorgulamasõna izin veren karar- nameyi imzaladõğõ belirtildi. İngiliz Times gazetesinde dün çõ- kan haberde, “22 Ocak’ta imzalanan kararnamelerle, CIA yüzlerce terör zanlısının kaçırılıp Mısır, Fas, Ür- dün gibi insan hakları sicili şaibe- li ülkelerdeki hapishanelere nakil yetkisini koruyor” denildi. Haberde, “Guantanamo’nun ve gizli gözaltı merkezlerinin kapatı- lacağı haberinin bayrağı altında yö- netimin ‘terörle savaş’ politikasının en tartışmalı silahlarından birini elinde tuttuğu gizlenmiş” ifadesini kullandõ. Kararõ savunan ABD’li bir yetkili, “Hâlâ yakalamak zorunda olduğunuz kötü adamlar var” ifa- desini kullandõ. Kararnamede, Oba- ma’nõn CIA’nõn uygulamasõnõ gözden geçirme sözü verdiği kaydedildi. 20 Ocak’ta işbaşõ yapmasõnõn ar- dõndan ilk icraatõ olarak Guantanamo esir kampõnõ kapatma kararõ alan ve Bush yönetiminin sõfõrlarla dolu insan haklarõ karnesini düzeltme yönünde umutlu bir başlangõç yapan Oba- ma’nõn, CIA’nõn gizli gözaltõ mer- kezlerini kapatma yönündeki sözle- rine karşõ teşkilatõn “işkence uçuş- larını” sürdürmesine onay vermesi tepkilere neden oldu. İngiliz insan haklarõ örgütlerinden Reprieve’in di- rektörü Clive Stafford Smith, Oba- ma’nõn kalbinin doğru yerde olduğuna inandõğõnõ, ancak çevresinin gerek kendilerinin gerekse izledikleri poli- tikalarõn araştõrõlmasõnõ istemeyen ABD istihbaratõ ve ordusundan kişi- lerce kuşatõldõğõnõ söyledi. İtalya’da hükümetin göç politikası sık sık protestolara neden oluyor. Muhalefetteki Demokrat Parti’nin genel başkanı Veltroni, “Bu canice hadise, yabancı düşmanlığı içeren siyasi söylemlerin ürünüdür” dedi. Meclis Başkanı Gianfranco Fini de saldırıyı, “ırkçı şiddet olayı” diye niteledi. Başbakan’õn Davos’taki sert açõklamalarõnõn ardõndan iki ülke dõşişleri bakanlõklarõ arasõndaki görüşmelerin müsteşar yardõmcõsõ seviyesinde sürdürüldüğü belirtildi TÜRKİYE LİDERLİĞE OYNUYOR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õ telefonla arayan BM Genel Se- kreteri Ban Ki-mun, Erdoğan’a “Haksız ve adaletsiz bir yönetimle kendinizi ifade etmenize izin ve- rilmedi” dedi. BM Genel Sekreteri Ban, Davos’ta- ki toplantõdan sonra görüşme fõrsatõ bulamadõklarõ- nõ ifade ederek, “Şimdi bizzat arayarak, yaşa- nanlardan duyduğu üzüntüyü belirtmek istedi- ğini” söyledi. Ban, “Ortadoğu’nun çok meşekkatli ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğini biliyorsunuz. Bu bölgenin, liderliğinize, arabuluculuk misyonunuza inisiyatif kullanmanıza ihtiyacı var” şeklinde ko- nuştu. Erdoğan da, “Barış için üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazırız” karşõlõğõnõ verdi. Ban Ki-mun, Erdoğan’a, “inisiyatif alışı ve liderliğine güvendiğini” belirtti. BAN Kİ-MUN DESTEK VERDİ Guantanamo’yu kapatma sözü veren Obama’nõn, CIA’nõn “işkence uçuşlarõnõ” sürdürmesine izin veren bir kararnameyi imzaladõğõ ortaya çõktõ. David Ignatius. Ahmet Davutoğlu. (AP)