Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2009 SALI
8 EKONOMİ
Dünya, Körfez’i hatırladı11 Eylül saldõrõsõ sonrasõnda Batõ’nõn yüz vermediği Arap sermayesi küresel mali krizin derinleşmesiyle yeniden gözde oldu. Kapitalizmin temel kurallarõna
pek uymayan yöntemlere başvurmakta sakõnca görmeyen pek çok ülke 4 trilyon dolar olduğu tahmin edilen Körfez fonlarõnõ çekmeye çalõşõyor
DUYGU ATAHAN
1929’dan bu yana görülen en büyük
mali kriz ortalõğõ kasõp kavururken, dün-
yanõn gözü Körfez ülkelerindeki tril-
yonlarca dolarlõk fonlara çevrildi. Şim-
diye kadar kapitalizmin temel kurallarõ-
na pek uymayan yöntemlere bile sarõl-
makta sakõnca görmeyen pek çok ülke,
4 trilyon dolar olduğu tahmin edilen Kör-
fez fonlarõnõ tekrar çekmenin yollarõnõ
arõyor. AKP yönetimindeki Türkiye de
aynõ arayõşõn içinde gözüküyor.
Türkiye bundan 35 yõl önce, o zamanki
Ecevit hükümeti zamanõnda, 1974 pet-
rol krizi sonrasõ Avrupa ve ABD’ye yö-
nelen petrodolarlardan birazõnõ kendine
çevirmeye çalõşmõş, başarõlõ olamamõş-
tõ. Aradan geçen zaman içinde kullan-
maya çalõştõğõmõz, “kardeş ve Müslü-
man ülke” kartõ da, paranõn evrensel ka-
nunu karşõsõnda işe yaramamõş, Körfez
ülkelerindeki sermaye gelişmiş kapita-
list ülkelere akmaya devam etmişti. Son
birkaç yõla kadar da Körfez’den Türki-
ye’ye kaydadeğer sermaye girişi sağla-
namadõ.
Şimdiye kadar 4 kez Körfez turuna çõ-
kan Maliye Bakanõ Kemal Unakõtan,
geçen günlerde bir basõn toplantõsõnda
Körfez sermayesi ile bir dizi görüşmeler
yapacağõnõ belirtmişti. İlk olarak Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün bugün baş-
layan 4 günlük Suudi Arabistan ziyare-
tine katõlacağõ açõklanan Unakõtan, sağ-
lõk sorunlarõ nedeniyle programõnõ iptal
etti. Ancak Unakõtan’õn 17 ve 18 Şubat’ta
Birleşik Arap Emirlikleri’ne ardõndan da
1-3 Mart’ta Katar’a ve nisan ayõnda Ku-
veyt’e ziyaretlerde bulunmasõ bekleniyor.
Unakõtan’õn temaslarõ sõrasõnda Körfez ül-
kelerinde temsilcilikler açmayõ planlayan
Yatõrõm Promosyon Ajansõ da bir dizi et-
kinlik gerçekleştirecek.
Müslümanlık kartı
Şu anda Türkiye’nin elinde, Körfez ül-
kelerine pazarlanabilecek proje sayõsõ,
ezici çoğunluğu mevcut ya da planlanan
kamu kaynaklarõnõn özelleştirilmesi ol-
mak üzere, bir elin parmaklarõnõ geçmi-
yor; Enerji santrallarõ, limanlar, otoyol-
lar ve olsa olsa kent merkezindeki gök-
delenler gibi... Türkiye ayrõca, “Müs-
lüman kardeşliği” kartõna gerektiğinden
fazla güveniyor gibi gözüküyor.
Oysa bölgeyi yakõndan tanõyan işa-
damlarõna göre Körfez sermayesi, 1970’li
yõllara göre çok daha iyi yönetiliyor ve
tutarlõ projeler istiyor. Müslümanlarõn
kardeşliği elbette ilk temaslarda sempa-
tik bağlantõlara zemin hazõrlayabiliyor
ama, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn di-
linden hiç düşürmediği “win - win (ka-
zan- kazan)” ilkesi, duygusal motifle-
rin çok önünde yer alõyor.
Son zamanlarda biraz gerileme olsa da,
son 4 yõlda yükselen petrol fiyatlarõnõn
da etkisiyle Körfez sermayesinin bü-
yüklüğünün 4 trilyon dolarõ bulduğu
tahmin ediliyor.
Bu rakamõn büyük bir kõsmõ ulusal
servet fonlarõ (egemen devlet fonlarõ) ta-
rafõndan yönetiliyor. Körfez ülkeleri,
kendi ulusal petrol şirketlerinin ihra-
catõyla elde ettikleri paralarõ ulusal
servet fonlarõnda (sovereign wealth
fund) değerlendiriyorlar. Körfez ülke-
lerinin ne kadar fonu olduğu konusun-
daki bilgi saklõ tutuluyor olsa da, bu fon-
larõn 2.5 trilyona yakõn olduğu tahmin
ediliyor. 4 trilyon dolarlõk fonlarõn ka-
lan kõsmõ ise özel kurum ve kişilerin
kontrolü altõnda bulunuyor.
‘Sağlam projeler gerekli’
Körfez sermayesi konusunda önemli isimlerden Tivnikli, fonlarõ
çekmenin zor olduğunu ama imkânsõz olmadõğõnõ belirtti
K
örfez sermayesi konusun-
da Türkiye’deki en önem-
li isimlerden biri Abdul-
lah Tivnikli. Katõlõm bankacõlõğõ
konusunda İngiltere’de akademik
çalõşmalarda bulunan Tivnikli,
1983’te Türkiye’de katõlõm ban-
kacõlõğõ modelinin hukuki altya-
põsõnõn hazõrlanmasõnda, sonra da
modelin ilk uygulayõcõsõ olan Al-
baraka Türk’ün kuruluş sürecinde
aktif bir şekilde yer aldõ. 1988’den
bu yana Kuveyt Türk Katõlõm
Bankasõ Yönetim Kurulu Üyesi,
2001 yõlõndan beri Kuveyt Türk
Katõlõm Bankasõ Yönetim Kurulu
Başkan Yardõmcõsõ, 2005 yõlõndan
beri de İstanbul Bahreyn Fahri
Konsolosu olan Tivnikli, tahõl
ürünleri ticareti, enerji, gõda, ma-
dencilik sektörlerinde faaliyet gös-
teren aile şirketi Eksim Grubu’nun
da yönetiminde. Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül’ün Suudi Arabistan
ziyareti öncesi Tivnikli ile Körfez
sermayesinin durumunu konuş-
tuk:
- Körfez sermayesinin büyük-
lüğü nedir?
Gerçi krizle birlikte varlõk de-
ğerlerinde bir miktar erime kay-
dedildi ama, son 4 yõlda yükselen
petrol fiyatlarõnõn da etkisiyle Kör-
fez sermayesinin büyüklüğü 4 tril-
yon dolarõ buldu. Bunun 2.5 mil-
yar dolarõ egemen devlet fonlarõ ta-
rafõndan yönetiliyor. Diğerleri özel
kurum ve kişilerin kontrolünde.
Egemen devlet fonlarõnõn başlõca-
larõ şunlar: ? Suudi Arabistan
Merkez Bankasõ’na ait fonlar (SA-
MA Holding) başta olmak üzere
Suudi Arabistan merkezli fonlarõn
büyüklüğü 1 trilyon dolar düze-
yinde. ? Birleşik Arap Emirlikle-
ri’nden Abu Dhabi Investment
Authority, 875 milyar dolarlõk
varlõğa sahip. ? Kuveyt merkezli
fonlarõn varlõk büyüklüğü 700 mil-
yar dolar düzeyinde.
- Bu fonlar nasıl yönetiliyor?
Tamamen profesyonel yöne-
timleri var. Büyük fonlara yönelik
kredi ya da ortaklõk taleplerini in-
celeyen ve projeler üzerinde karar
veren üst kademe yöneticileri, ge-
nellikle İngiliz ve Amerikalõ uz-
manlar oluyor. Hintlileri de bu
çerçevede düşünebiliriz. Bunlar,
yani Amerikalõ, Hintli, İngiliz yö-
neticiler, önlerine gelen proje öne-
rilerinden seçim yaparak bulun-
duklarõ fonun nerelere yatõrõm ya-
pacağõna karar veriyorlar. Ya da
şöyle diyelim; Bunlarõn verecekleri
kararlar projelerin kaderini de ya-
kõndan ilgilendiriyor. Dolayõsõyla
da fon yöneticilerinin tercihleri, ge-
nellikle Avrupa’ya, Amerika’ya,
son zamanlarda da kõsmen Hin-
distan’a yöneliyor.
- Körfez fonlarını çekmenin
yolu nedir?
Karar verici pozisyonunda kim-
ler varsa, Körfez yatõrõmlarõnõn
yöneldiği projeler de o ülkelere
doğru kayõyor. Bu fonlarõn üst
yönetiminde yeni yeni Türklere de
rastlanmaya başladõ ama sayõlarõ
çok çok az. Diyebilirim ki, Türki-
ye’den birinin elinde bir proje ile
normal yollardan Körfez fonlarõna
gidip “Bu projeye yatırım yap-
mak hem sizin için, hem de bizim
için kârlıdır” demesi, pek de so-
nuç verici bir olay değil. Çok sağ-
lam, çok cazip projeler yapmadõkça
bu çarkõ aşmak zor.
- Ama bunun bir yolu olmalı?
Fonlarõn gerçek sahipleri ülke
yönetimlerini ve sermayeyi elle-
rinde tutanlardõr. Ülke yöneticile-
riyle kurulan dostluk ilişkileri,
Körfez sermayesini Türkiye’ye
çekmenin daha doğrudan yolu sa-
yõlabilir. Körfez ülkeleriyle uzun
bir ortak geçmişimiz var. Bazõ
gelenek ve göreneklerimiz birbirine
çok yakõn. Bu insanlar da bizim gi-
bi Doğulu insanlarõn özelliklerine
sahip. Elbette çõkarlarõnõ da düşü-
nürler ama dostluğa, güvene, ar-
kadaşlõğa çok önem verirler. Fark-
lõlõklarõmõz için de birbirimize an-
layõş gösterebiliriz. Alõşkanlõkla-
rõmõzõn dõşõnda dostça yenen bir et-
li pilav, ardõndan samimi bir kah-
ve sohbeti... Bunlar Batõlõlarõn pek
yapamayacağõ şeyler.
Şirketlerle ilişkilerde de böyle,
liderlerle ilişkilerde de... Örneğin
Suudi Arabistan Kralõ Abdullah
bin Abdülaziz el Suud Türkiye zi-
yaretinden döndükten sonra 10
milyar dolarlõk yeni bir tarõmsal fon
kurulmasõ ve bu fondan Türkiye’ye
1 milyar dolarlõk yatõrõm yapõlmasõ
talimatõnõ verdi.
- Ne tip projeler Körfez’in il-
gisini çeker?
İşsizlik, en önemli sorunumuz.
Türkiye’de insan gücü var ama ta-
sarruf noksan. Bunun için sürekli
borçlanõyoruz. Doğrusu, karşõ ta-
rafõn da taşõn altõna elini sokacağõ,
katma değeri yüksek, istihdam
yaratacak projeler üretmemizdir.
Kõsa vadede hazõrlarõ sattõk, özel-
leştirmeler yoluyla sermaye çektik.
Şimdi ne yapacağõz? En iyisi akõl-
cõ projelerdir.
- Mesela?
Mesela bankacõlõkta önemli ye-
ri olan İsviçreliler, iyi bir proje ile
Körfez’e gittiler, sermaye çektiler.
Sağlõk sektörü için önemli bir ya-
tõrõm yapõyorlar; Titanyumdan ya-
pay eklem (protez) yapacaklar.
Biz de, örneğin birçok alanda İs-
rail’in yaptõğõnõ yapabilir, tohum la-
boratuvar projelerine, genetiğe,
nano teknolojiye, biyoteknolojiye
yönelik projeler geliştirebilir, bun-
lar için Körfez’den fon sağlamaya
yönelebiliriz. Türkiye’de bunu ya-
pabilecek, teknoloji geliştirebilecek
insan gücü, birikim var.
- Ya kısa vadeli ve istihdam
ağırlıklı olanlar?
Kõsa vadede, gayrimenkul ge-
liştirme projeleri ile İstanbul’u bir
finans merkezi durumuna getirecek
ana proje kapsamõnda bir banka-
cõlõk merkezi oluşturulabilir. Tür-
kiye’de gayrimenkulün yüzde 45’i
devletin. Satalõm demiyorum ama
bunu verimli kõlabilecek bir formül
bulunabilir. Örneğin Endülüs kül-
türünden izler taşõyan İspanya,
çiftlikler ve villalar yoluyla 10-15
yõlda 650 milyar dolarlõk bir yatõ-
rõm çekti. Bu tip örnekleri de göz
önünde tutarak mesela yüksek ka-
liteli uydu kent projelerini, turizm
merkezlerini devreye sokabiliriz.
Rüzgâr başta olmak üzere ener-
ji projelerine ortak bulunabilir,
otoyollar için 20 yõllõk işletme
hakkõ satõşõ yapõlabilir, tarõm port-
föyleri oluşturulabilir. Varlõğa da-
yalõ menkul kõymetler satõlabilir.
İki yõl önce biz, Citibank’la birlikte
bunu tavsiye ettik, Kuveyt 500 mil-
yon dolarlõk taahhütte bulundu.
Türkiye’nin başta iklimi Arap ülkeleri için bulunmaz bir
cazibe merkezi ve rahat nefes alabilecekleri bir alan. Es-
kiden Beyrut eğlence ve dinlence merkeziydi. Şimdi bölgedeki
siyasal ve ekonomik ağõrlõğõyla, hatta TV dizileri ile İstanbul’un
yõldõzõ parladõ. Yõlda iki ay tatil yapõyorlar. Gelir düzeyleri 30-
50 bin dolar arasõ. Bu potansiyeli neden değerlendirmeyelim?
Eskiden Amerika ve Avrupa, Körfez ülkelerinin yöneticileri-
nin sermaye yatõrõmlarõ ve şahsi servetleri açõsõndan bir çe-
kim merkeziydi. Körfez Savaşõ sonrasõ siyasal gelişmeler ve
11 Eylül bu trendi değiştirdi. Şimdi Türkiye, dost ve güveni-
lirliği ile hukuki altyapõsõ ile daha sağlam bir liman. Ancak bi-
zim de yapmamõz gereken şeyler var. Uzun vadeli bir yatõrõm
ve eğitim planlamasõ gibi. İşsizlerin niteliklerini arttõrmak, bu-
nun için devletin öncülüğünde, finans kuruluşlarõ, meslek oda-
larõ, yerel işadamlarõ hep birlikte ortak projeler gerçekleştirmeli,
meslek okullarõ açmalõdõr. Bunun için Köy Enstitüleri, yay-
gõn ve başarõlõ bir örnek olarak düşünülebilir.
CITIGROUP’U ALDILAR
Paralar
akıllı
yatırımlara
G
eçmişte fonlarõnõ çoğunlukla
ABD ve Avrupa’da
değerlendiren Körfez ülkeleri,
ikiz kulelerin vurulmasõnõn ardõndan bu
ülkelerden dõşlandõlar. Ancak global
krizin derinleşmesiyle Batõlõ ülkeler
umudunu tekrar Arap sermayesine
bağladõ. Krizin etkisiyle Körfez
ülkelerinden medet umulmaya başlansa
da, genel kanõnõn aksine, Araplar
paralarõnõ akõllõ yatõrõmlara
yönlendirmekle tanõnõyorlar.
Türkiye’de gayrimenkul, alõşveriş
merkezleri, sağlõk, turizm, tarõm
yatõrõmlarõna ilgi duyan Körfez ülkeleri,
ABD ve Avrupa’da kelepire düşen
banka hisselerini toplayarak dünyanõn
sayõlõ şirketlerinin ortağõ oldu. 2007
yõlõnda BAE’nin en zengin emirliği
Abu Dabi’de hükümete ait Abu Dabi
Yatõrõm İdaresi 7.5 milyar dolar vererek
Citigroup’un en büyük ortağõ olmasõyla
dikkat çekti. Körfez ülkeleri, kredi krizi
nedeniyle sermaye ihtiyacõ duyan Batõlõ
kuruluşlara yaptõklarõ yatõrõmlarõn yanõ
sõra dünyada elektronikten iletişime,
bankalardan futbol takõmlarõna kadar
geniş bir alanda yatõrõm yaptõlar. Körfez
ülkelerinin bankacõlõktaki ilgi alanõ ise
faizsiz bankacõlõk olarak tanõmlanan
katõlõm bankacõlõğõndan yana oldu.
Türkiye’deki dört büyük katõlõm
bankasõnõn çoğunluk hissesini Körfez
sermayesi satõn aldõ.
R O T A D E Ğ İ Ş T İ
İhracatçı
Körfez’i
keşfetti
T
ürkiye, Müslüman bir ülke
olmasõ ve AKP hükümetinin
girişimleriyle Suudi Arabistan,
Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri
(BAE), Katar, Umman, Yemen ve
Bahreyn’den oluşan Körfez ülkelerinin
dikkatini çeken bir ülke haline geldi.
Hazine verilerine göre Türkiye’ye 2003
yõlõnda tek bir kuruş yatõrõm yapmayan
Körfez ülkelerinden 2005 yõlõnda 1
milyar 675 milyon dolar girdi. Özellikle
2005 yõlõnda Lübnanlõ Oger Grubu’nun
Türk Telekom’un yüzde 55 hissesini
almasõyla Arap sermayesinin
Türkiye’ye girişi hõz kazandõ.
Hazine’nin verilerine göre Körfez
ülkelerinin Türkiye’ye yaptõğõ
yatõrõmlar 2007 yõlõnda büyük bir düşüş
gösterirken, 2008’in ilk 11 ayõnda 2007
yõlõnõn aynõ dönemine göre 12 kattan
fazla artarak 1 milyar 697 milyon
dolara ulaştõ. Türk ihracatçõsõ da, krizin
derinleşmesiyle Türkiye’nin en büyük
pazarõ Avrupa’da satõşlar düşünce
yönünü Körfez pazarõna çevirdi. 2004
yõlõnda 2.5 milyar dolara yakõn ihracat
yapõlan Körfez ülkelerine 2008 yõlõnda
yapõlan toplam ihracat geçen yõla göre
(5.84 milyar dolar) yüzde 116 artarak
12.6 milyar dolara çõktõ. Böylece
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)
verilerine göre 132 milyar dolar olarak
gerçekleşen 2008 yõlõ toplam
ihracatõnda 27 ülkeden oluşan Avrupa
Birliği ülkelerinin payõ yüzde 56.3’ten
yüzde 48’e gerilerken, 7 ülkeden oluşan
Körfez ülkelerinin payõ yüzde 5.4’ten
yüzde 9.6’ya yükseldi.
‘
’
B Ü L E N T G Ö K T U N A :
Türkiye
dikkatlerini
çekiyor
K
örfez serma-
yesini en ya-
kõndan tanõ-
yan işadamlarõndan
biri olan Mineks In-
ternational Yönetim
Kurulu Başkanõ Bü-
lent Göktuna, Kör-
fez ülkelerinin kriz
koşullarõnda Batõlõ
dev şirketleri bedava
fiyatlara aldõklarõnõ
belirterek “Bu şir-
ketler kriz atlatıl-
dıktan sonra tek-
rar değerlenecek-
ler ve Körfez ülke-
leri ciddi kâr etmiş
olacak” dedi. Gök-
tuna, Körfez ülke-
lerinin, bankacõlõk
sektörüne dönük il-
gisinin yanõ sõra dün-
yada enerji yatõrõm-
larõ yapmayõ hedef-
lediklerini söyledi.
Türkiye’nin Kör-
fez ülkelerinin dik-
katini çeken ülke-
lerden biri olduğunu
dile getiren Göktu-
na, “Körfez ülke-
leri Türkiye gibi
Mısır, Ürdün, Fas
ve Tunus ile de il-
gileniyorlar. Tür-
kiye’de özelleştir-
meler, enerji ve
emlak yatırımları
ile altyapı yatırım-
larına ilgi duyu-
yorlar. Ayrıca kon-
sept şehir dediği-
miz bir yapılan-
mayı hayata geçir-
mek istiyorlar.
Konsept şehir, eğ-
lence, sağlık şehri
gibi belli bir tema
üzerine oluşturu-
lan projeleri içeri-
yor. Onun dışında
son dönemde ta-
rımla ve hayvancı-
lıkla ile ilgileniyor.
İleride besinsiz kal-
maktan korktuk-
ları için Türkiye’de
tahıl, bakliyat, hay-
vancılık ve yaş seb-
ze-meyve üretimi
yapmak istiyorlar.
Türkiye’ye ilgi gös-
termelerinde hem
Müslüman bir ülke
olmamız hem de
AKP hükümetinin
çabası etkili oldu.
Bu ülkeler yıllarca
ABD ve Avrupa’da
çok ciddi yatırım-
lar yaptılar. Örne-
ğin Londra şehir
merkezindeki bi-
naların yüzde 85’i
yabancılara ait.
Kimse binaları sırt-
layıp götürmüyor.
Bu insanlar gelip
para harcıyor ve iş
imkânı yaratıyor-
lar. O yüzden bu
tür doğrudan yatı-
rımlardan kork-
mamamız gereki-
yor” dedi.
KRİZDEN ONLAR DA ETKİLENDİ - Küresel mali kriz Körfez ülkelerinin borsalarında da kayıplara neden oldu. Körfez borsa-
larındaki düşüşte mali krizin yanı sıra geçen yaz 150 dolara dayanan petrol fiyatlarının 40 dolar civarında seyretmesi de etkendi.
D O Ğ A N N A R İ N :
Gayrimenkul ve
turizm ilk sırada
T
ürk-Arap Ül-
keleri İş
Adamlarõ Der-
neği (TURAB) Genel
Başkanõ Doğan Na-
rin yõllarca ABD ve
Avrupa’ya yatõrõm
yapan Körfez ülkele-
rinin 11 Eylül olayla-
rõnõn ardõndan, Batõ
ülkelerine girmesinin
zora girdiğini belir-
terek, bu ülkelerin yö-
nünü Türkiye’ye çe-
virdiğini söyledi. Narin, Türkiye’nin yükselen
yõldõz olarak görüldüğünü ve Arap ülkeleri
tarafõndan yatõrõm yapõlabilecek ülkeler ara-
sõnda rakipsiz olarak değerlendirildiğini
vurguladõ. Arap ülkelerinin ilgisini Müslü-
man kardeşliği ve AKP Körfez politikasõna
bağlayan Narin, Körfez ülkelerinin Türki-
ye’de özellikle turizm ve gayrimenkul yatõ-
rõmlarõna ilgi gösterdiğini söyledi.
Doğan
Narin
Bülent
Göktuna
‘TV dizileri
ile İstanbul’un
yõldõzõ parladõ’
Tivnikli
CMYB
C M Y B