19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2009 SALI 12 KÜLTÜR AYNA ADNAN BİNYAZAR Damıtılmış Sözler Bir kitapta okuduğumuz düşündürücü sözler belleğimize hemen yerleşiverir. Onu bir yere ya- zar, yeri gelince de kullanırız. Özdeyişleri yaşam felsefesi sayanlar da az değildir. Köy Enstitüsünde; köyümüzün, mahallemizin ye- rel sözcüklerini saptayıp bir deftere yazmak ka- çınılmaz ödevimizdi. Sınıf arkadaşım Osman Şahin’in, bu bilgi mirası sözcükleri öykülerinde sık- ça kullandığı görülür. Enstitünün 2. sınıfındayken ben de, özellikle anamdan duyduğum sözleri fişlere yazıyor, Ata- türk’ün Türk Dil Kurumu’na gönderiyordum. Yurdun dört bir yanından derlenen sözlerin bir araya getirilmesiyle oluşan 12 ciltlik Derleme Söz- lüğü bu toplum imecesinin verimidir. Cumhuriyet döneminin bu benzersiz sözlüğünde, saptadığım 300’ü aşkın sözcükle benim adım da yazılıdır. Damıtılmış Sözler (Yapı Kredi Yayınları) kitabı- nın derleyicisi M. Ertuğrul Saraçbaşı da daha Si- yasal Bilgiler Okulu öğrencisi iken, Hasan Âli Yü- cel dönemi Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Dünya Edebiyatından Seçmeler” dizisinde yer alan Do- ğu’dan, Batı’dan kitapları taramış; orada nice bilgin, şair, filozof, düşünürden özdeyiş niteliğindeki söz- leri bir deftere yazarak başlamış bu işe. Kaymakamlığı sırasında da, köylülerin kullandığı atasözlerini, deyimleri tarayarak kitabının temelini at- mış. Sanki çağımızda bir Kaşgarlı Mahmut! Şimdi elimizdeki kitapta 400’ü aşkın konuda 11.171 söz var. Bu da gösteriyor ki, Atatürk döneminde olduğu gi- bi, ancak devletin yönlendirdiği kapsamlı çalışma- larla kültürümüze değerli yapıtlar kazandırılabilir. Saraçbaşı’nın derlemesinin değeri şundan da bellidir ki, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi üstün bir edebiyatçı, bu kitaba “Giriş” yazmıştır: “İnci avının ne kadar zahmetli bir iş olduğunu, he- pimiz ortaokul kitaplarında okumuşuzdur. İnci avcı- sının, bazen sivri kayalardan derisinin dilim dilim sıy- rıldığı olur da, kanına boyanmış deniz suyundan çı- karken elinde bir avuç boş istiridye kabuğundan baş- ka bir şey bulunmaz. Sayın Ertuğrul Saraçbaşı, yüz- lerce kitap arasından yaptığı taramalarda aynı zah- meti çekmiştir ama aynı kazaya uğramamıştır.” Davos’ta Şimon Peres’e öfkelenen Başbakan Er- doğan’ın tutumu üzerine olumlu ya da olumsuz yo- rumlar yapılıyor. Kitaptan aktarılan şu “damıtılmış” sözler, öfkenin pek de hoş karşılanmadığını yorum gerektirmeye- cek yalınlıkta açıklıyor: - “Öfke düşmandır, onu kendine musallat etme.” (Hz. Ali) - “Öfke ile beraber akıl da uçup gider.” (Lessing) - “Öfkeyle değil, gülmeyle öldürür kişi.” (Ni- etzsche) - “Öfkenin ateşi önce sahibini yakar, kıvılcımı düş- mana ya varır ya varmaz.” (Şeyh Sa’dî) - “Öfkeyi şefkatle, kötülüğü iyilikle, zulmü affet- mekle, yalanı doğruyla yatıştıralım.” (Sophokles) Uluslararası ilişkilerde gerilimlerin yaşandığı bir dö- nemde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı: Yüreğine “musallat” olan öfke ateşinin kendini ya- kacağını bilemez miydi?.. Öfkeyi duygularının kaynar kazanından aklının hoş- görü ülkesine aktaramaz mıydı?.. Öfke kıvılcımlarının Davos’un başoyuncularına te- ğet geçeceğini düşünemez miydi?.. Şair Minhacî’nin, “damıtılmış” sözlerinden “Ara- dım kitapta buldum yerini/Sabır gibi devlet bulunmaz imiş” ikiliğini ruhunda duyumsayıp, Peres’e sabırlı ol- manın erdemini gösteremez miydi?.. [email protected] [email protected] T iyatromuzun seyirci ile olan ilişkisinin 12 Eylül’den bu yana değiştiğini yad- sõyamayõz. 1960’lõ ve 70’li yõllarda po- litik-ekonomik-kültürel mekanizmalara tartõş- macõ-irdeleyici bir açõdan yaklaşan sahne ya- põtlarõ, bu arada da belgesel oyunlar, tarihte ve günümüzde oluşmuş dinamikleri sanat boyutu- na taşõrdõ. Tiyatro-seyirci ilişkisi önemli ölçüde düşünce ve bilinçlilik üretmeye yönelikti. Sonra tiyatro ile farklõ ilişkiler içine girdik. Po- litik tiyatroyu rafa kaldõrdõk. Sahne olayõnõn bi- reysel düzeydeki dokunuşlarõna kapõldõk. Ti- yatroda alõşõlmamõş ilişkilerin, dehşet verici/utan- dõrõcõ şiddet/acõ çekme sahneleriyle karşõmõza ge- tirildiği alternatif tiyatro oyunlarõnõn ya da post- modernitenin gerçek-yanõlsama arasõndaki ayrõmõ yok eden işitsel/görsel hünerlerinin çekiciliğine kapõldõk. En çok da eğlendirici yanõnõ yeğledik sahne olayõnõn... Geçen 30 yõl içinde tiyatronun yeni biçemlerle tanõştõğõnõ, ya- zarlõk ve sahneleme yaklaşõm- larõnõn değişime uğradõğõnõ da unutmamak gerek. Ne ki bu de- ğişim tiyatronun politik-toplum- sal olgularõ sorgulama, insanõ ve yaşamõ değiştirme, dönüştürme yönündeki işleviyle çok az ilişki- lendirildi. İşte tam da bu nedenle, Genco Erkal, yakõn tarihimizin en utanç verici olayla- rõndan biri olan Madõmak Oteli yangõnõnõ yõllar sonra sahneye getirirken, içeriği baştan sona yal- nõzca belgeleri kullanarak oluşturmuş, yalnõzca bir kez gerçekleştirilebilecek özgün bir görsel- işitsel biçem denemişti. ‘Sivas ‘93’ün başarõsõ, gösterinin yalnõz içeriğiyle değil, biçimiyle de il- giliydi. Ankaralõ genç bir topluluk olan Canlar Tiyat- rosu, 1978’de yaşanan Maraş olaylarõndan tam 30 yõl sonra ‘Yangın Yeri Maraş’õ sahneledi. Oyunun yazarõ Serdar Doğan, Madõmak Oteli yangõnõnda kardeşini yitirmiş, kendisi de ölümden dönmüş bir yazõn eri. Dokuz Ey- lül Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde yazarlõk eğitimi görmüş. Belgesel nite- likli oyunlar yazõyor. Alevi yurttaşlarõ- mõzõ yok etmeye yönelik ‘sürü psiko- lojisi’nin tetiklenmesiyle yakõn tarihi- mizde ortaya çõkmõş olaylarõn sorgula- masõnõ yapan iki oyunu var. Madõmak Oteli yangõnõnõ anlatan ‘Simurg’ adlõ oyunu yine aynõ tiyatroda sahnelenmiş. Anlaşõlacağõ gibi, Canlar Tiyatrosu’nun ve ya- zar Serdar Doğan’õn ‘duruş’u politik tiyatrodan yanadõr. 1960’lõ, 70’li yõllarda olduğu gibi, politik tiyatro yoluyla bir ‘hesaplaşma’ alanõ oluşturulmasõ öz- lenen bir gelişme. Ancak, bu yolda yazarlõk, yö- netmenlik, oyunculuk açõsõndan aksamalara izin vermemek vazgeçilmez bir önkoşul. Canlar Ti- yatrosu’nun ‘Maraş’õ ise, resmi rakamlara gö- re 105, tanõklara göreyse 500 kişinin öldürüldü- ğü bir olayõ, ‘anımsansın’ ve ‘benzerleri artık yaşanmasın’ diye, alkõşlanacak bir yüreklilikle sahneye taşõmasõna karşõn, her üç açõdan da za- yõflõk içeriyor. Doğan’õn metni, doğru dengelenmemiş fark- lõ odak noktalarõna kaydõrõldõğõ için, ana konu- nun tarihsel-toplumsal açõdan vurgusunu yap- makta yetersiz kalmõştõr. Faşizmi eleştiren bir ser- gi için hazõrlõk yapan günümüzdeki sanatçõ ka- dõn, onu küçüklüğünde yaşadõğõ Maraş olayla- rõyla yüzleşmeye çağõran ‘2. ben’i, işkencecisiyle karşõlaşan ‘solcu’ figürü, küçük kõzõn ailesine yö- neltilmiş kõyõm eylemini gerçekleştiren mahal- le komşularõ oyun malzemesini kalabalõklaştõrõp tõkõzlaştõrmakta. Yönetmen Cengiz Sezgin de kaydõrõlmõş odak noktalarõnõ denetimli ve hõzlõ bir hareket temposu içinde toparlamak yerine, oyunun dokusunun olabildiğince gevşemesinde sakõnca görmemiş. Oyuncularõn ‘yöresel ağız kullanımı’ ise, televizyon güldürülerini çağrõş- tõran jest ve mimiklerle de eşleştirildiği için, oyu- nun amacõna bütünüyle ters düşmüş. En kötüsü de ‘gerçekten yaşanmış’ bir şiddet olayõnõ sah- nede ‘gerçekçi anlatım’ yoluyla bire bir can- landõrma işleminin uygulanmasõ. Etkili olsa da, gerçeğin taklidi, ‘taklit’ olmaktan öteye gide- miyor. Canlar Tiyatrosu’nun ‘Maraş’ çalõşmasõnõn ‘ta- rihsel gerçek’ boyutunda taşõdõğõ ‘vuruculuk’, sahne olayõna bu nedenlerle taşõnamamõş. Maraş katliamõ 30 yõl sonra sahneye getirildi Serdar Doğan’õn yazdõğõ, Canlar Tiyatrosu’nun sahnelediği ‘Yangõn Yeri Maraş’ politik tiyatro olgusunu bir kez daha gündeme taşõyor. Cengiz Sezgin’in sahnelediği oyunun müziğini Hasan Yükselir, dekorunu Rõfat Batur yapmõş. Kültür Servisi - Goethe Enstitüsü, 12 Şubat saat 18.00’de ‘1968 - Mitos ve Gerçek’ adlõ filmin gösterimini yapacak. Peter Hartl ve Jean-Christoph Caron’un yö- netmenliğini yaptõğõ 44 dakikalõk belge- sel, ABD, Almanya, Prag ve Paris’te ger- çekleşen olaylar örneğinde, “68’liler”in amaç, talep ve yanõlsamalarõnõ konu alõ- yor. (0 212 249 20 09) ‘MitosveGerçek’... ‘Gülsin Onay in Concert’ adõyla piyasaya çõkan DVD için yurtdõşõndaki çeşitli müzik mağazalarõnõn internet siteleri üzerinden sipariş verilebilir Onay VAI etiketiyle Amerika’da Kültür Servisi - Gülsin Onay’õn Bil- kent Senfoni Orkestrası eşliğinde verdiği konserlerde canlõ kaydedilen DVD, katalo- ğundaki önemli yorumcular ile öne çõkan VAI Müzik etiketiyle ABD’de geçen hafta piya- saya sunuldu. Gülsin Onay, bu DVD’de Grieg’in la minör Piyano Konçertosu ile Sa- int-Saens’õn 2. Piyano Konçertosu’nu yo- rumluyor. Bilkent Senfoni Orkestrasõ’nõ ilk yapõtta Emil Tabakov ve ikinci yapõtta Avi Ostrowsky yönetiyor. Daha önce Leyla Gencer’in kayõtlarõnõ yayõmlayan VAI Mü- zik, geçmişin büyük yorumcularõnõn yanõ sõ- ra günümüzden de seçkin örneklere yer ve- riyor. Kataloğunda David Oistrakh, Mart- ha Argerich, Kiri te Kanawa gibi sanatçõ- larõn bulunduğu firma, önümüzdeki günler- de Gülsin Onay’õn Miami Uluslararasõ Piyano Festivali kapsamõnda verdiği konserlerin kaydõnõ da DVD olarak yayõmlayacak. Eleştirmenler Onay’õ resitalde “dram ve za- rafetin ideal bileşimi” şeklinde tanõmlarken, Chopin’in 2. Piyano Konçertosu’nun yoru- munu da “Güçlü ve doyurucu olmakla kalmıyor, aynı zamanda son derece kişisel dokunuşlara sahip ve özgün” olarak de- ğerlendirmişlerdi. “Gülsin Onay in Concert” adõyla piyasaya çõkan DVD için yurtdõşõndaki çeşitli müzik mağazalarõnõn internet siteleri üzerinden sipariş verilebilir. Bunlarõn arasõnda VAI’nin yanõ sõra Amazon, Arkiv Music gi- bi siteler yer alõyor. Kültür Servisi - Çağdaş Türk ressamõ Mehmet Gün’ün, Samuel Beckett’õn “Worstward Ho” ve “Piece of Monologue” adlõ yapõtlarõ için özel olarak tasarladõğõ fo- toğraf ve videolarõ ilk kez Berlin’in en önem- li müzelerinden Scharf- Gerstenberg Collec- tion- National Gallery’nin özel mekânõnda ser- gilendi. Ülkemizde özellikle ‘Godot’yu Bek- lerken’ adlõ oyunu ile tanõnan 1970 Nobel Ede- biyat ödülü sahibi Samuel Beckett’õn iki bü- yük yapõtõnõ kendi yorumuyla tasarlayan Gün, tasarõyõ iki yõl boyunca aralõksõz çalõşarak ger- çekleştirdi. Bu uzun soluklu çalõşmanõn so- nucunda ortaya çõkan canlõ gösteri ise iki İn- giliz aktör tarafõndan sahneleniyor; “Worst- ward Ho” film ve tiyatro aktörü Jeff Boyd ta- rafõndan sunulurken “A Piece of Monologue” sunucu ve aktör Jonathan C. Sloane tara- fõndan sahneleniyor. Gün tasarõsõnõ: “Bec- kett’ın kelimelere deneyimsel yaklaşımını göz önünde tutarak projeyi oluşturdum. Bir bakıyorsunuz fotoğraflar kelimeleri, ba- zende videolarla bir bütün cümle simgele- niyor” sözleriyle anlatõyor. Gösteri önümüz- deki günlerde sõrasõyla Paris Place De Pom- bidou ile İtalya ve İngiltere’de yapõlacak. 2009 yõlõ içinde ise Fransa, İtalya ve İngiltere’de de sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Beckett’õn yapõtlarõndan sergi... Mehmet Gün’ün sergisine Samuel Beckett’ın arkadaşları katıldı. ERSİN ANTEP T ürk müzikbiliminin öncülerinden Rauf Yekta Bey 1871 ile 1935 yõl- larõ arasõnda yaşadõ. Aynõ zamanda besteci ve neyzendi. Döneminde mü- zikbilim çalõşmalarõnda öncü çalõş- malara imza atmõştõ. Besteci İlhan Ba- ran’a göre de geleceğe ilişkin sağlam öngörüleriyle haklõ çõkmõştõ. Doktor İlhami Gökçen, onun Fransa’da ya- yõmlanan dört makalesiyle hakkõndaki yazõlarõ bir araya toplayarak Türkçe- ye kazandõrdõ. Ürün Yayõnlarõ’ndan geçen ay çõkan “Rauf Yekta: Fran- sızca Musiki Yazıları” başlõklõ ki- tapta, genç müzikbilimciler ve mü- zisyenler için değerli düşünceler ve ta- rihsel bilgiler yer alõyor. Ürün Yayõnlarõ, geçen ay, Türk müziği ala- nõnda yurtdõşõndaki yayõnlarõn kay- nakçasõnõ içeren ve yine Gökçen’in ha- zõrladõğõ “Türk Musikisine Katkı- lar” başlõklõ kitabõ, Metin Turan’õn güncel halk şiirlerine yer verdiği “Su- ları Islatan Mecnun” adlõ kitabõnõn 9. baskõsõnõ ve Folklor-Edebiyat der- gisinin 56. sayõsõnõ da yayõmladõ. Özellikle edebiyat ve toplumsal bi- limler alanlarõnda 14 yõldõr hakemli ya- yõn yapan ve yurtdõşõndaki okurlarõ ço- ğunlukta olan Folklor-Edebiyat der- gisi yayõn dünyasõnda hak ettiği ilgi- yi görmekte. Yayõnevinin sahibi Me- tin Turan’õn çabasõyla ayakta tuttuğu her yazõlõ ürün, toplumsal bilimlere ve yazõna büyük katkõ sağlõyor. (urun- [email protected]) MÜZİKBİLİMİN ÖNCÜLERİNDEN Rauf Yekta’nın Fransızca yazılarıTürkçede ‘Kara İstanbul’ Kültür Servisi - ABD ve Türkiye arasõnda bir kültür ve sanat köprüsü oluşturmak amacõyla 2002’de kurulan New York Moon and Stars Projesi, bugün New York’taki yerinde Mustafa Ziyalan ve Amy Spangler’õn editörlüğünü yaptõğõ ‘Kara İstanbul’ kitabõ için bir okuma ve tartõşma etkinliği düzenliyor. Akashic yayõnevinin kara (noir) öykü antolojilerinden oluşan ünlü serisinden çõkan seçki, aralarõnda Barõş Müstecaplõoğlu, Mustafa Ziyalan, Behçet Çelik, İnan Çetin, Sadõk Yemni ve Müge İplikçi’nin de bulunduğu 16 yazarõn İstanbul’un farklõ semtlerinde geçen öykülerini bir araya getiriyor. Kültür Servisi - Howard Griffiths yöneti- minde İstanbul Devlet Senfoni Orkes- trası 6 Şubat Cuma akşamõ saat 19.30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde konser verecek. Piyano sanatçõsõ İdil Biret’in so- list olarak katõlacağõ konserde L. Van Be- ethoven’in ‘Fidelio Uvertürü, Op. 72B’, ‘2. Piyano Konçertosu’, Bizet ve Sched- rin’in ‘Karmen Süiti’ seslendirilecek. BiretİDSO’nunkonuğu Utancõ canlandõrmak TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli / İSTANBUL Telefon: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Garip Bingül T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI’NDAN DUYURU TC Sağlõk Bakanlõğõ’nõn 657 sayõlõ Devlet Memurlarõ Kanunu’nun 4/B maddesine göre istih- dam edeceği sözleşmeli pozisyonlara yerleştirme yapmak amacõyla adaylardan tercih alõnacaktõr. Bu amaçla hazõrlanan Kamu Personel Seçme Sõnavõ KPSS-2009/1 TC Sağlõk Bakanlõğõ Ter- cih Kõlavuzu’nda orta öğretim, önlisans ve lisans düzeyindeki sözleşmeli pozisyonlar yer al- maktadõr. Kõlavuzda yer alan sözleşmeli pozisyonlardan tercih yapabilmek için 28-29 Haziran 2008 ta- rihlerinde yapõlmõş olan 2008-KPSS Lisans ve 21 Eylül 2008 tarihinde yapõlmõş olan 2008-KPSS Ortaöğretim/Önlisans’a girilmiş ve ortaöğretim mezunlarõ için KPSSP94, önlisans mezunlarõ için KPSSP93 ve lisans mezunlarõ için KPSSP3 puanõnõn alõnmõş olmasõ gerekir. Adaylar tercihlerini 9-13 Şubat 2009 tarihleri arasõnda ÖSYM’nin www.osym. gov.tr internet sitesinde yayõmlanacak olan kõlavuzda yer alan kurallara göre internet üzerinden kendileri yapa- caklardõr. ÖSYM’ye posta yoluyla gönderilen veya elden verilen tercih listeleri geçerli olmaya- caktõr. KPSS-2009/1 TC Sağlõk Bakanlõğõ Tercih Kõlavuzu’na göre yapõlacak yerleştirmeye başvura- cak adaylarõn bu kõlavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir. KPSS adaylarõna duyurulur. ÖSYM Başkanlõğõ Basõn: 5415
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle