Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
8 ARALIK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Hiç Bu Kadar Zor
Durumda Kalmamıştı...
Başbakan, 10 Kasım’ın bizim için önemli bir
gün olduğunu kendisine hatırlatmak gereğini
duyan muhalefet partileri ile medyaya kulak
vermek zorunda kalmasaydı, Oval Oda
buluşması dün yerine; bundan 27 gün önce
gerçekleşmiş olacaktı.
O zaman da, ABD Başkanı ile baş başa
görüşürken, aklı ülkesinin güneydoğusundaki
kentlerde düzenlenen ve polis karakollarının
yanı sıra kendi partisinin lokallerinin de
taşlanarak camlarının kırılmasına yol açan
PKK tipi başkaldırılar olmayacaktı.
Dolayısıyla Erdoğan, ev sahibine, “Sayın
Başkan. Ülkemizi onurlandıran ziyaretinizde
parlamentomuzun kürsüsünden, işaret
parmağınızı da kullanarak yaptığınız o tarihsel
konuşmada öne sürdüğünüz Ermeni ve Kürt
açılımlarını başarı ile gerçekleştirmiş olarak
buradayım.
Ne yazık ki, hükümetimiz bu açılımları
tamamlarken, parlamentomuzda grubu olan iki
ulusalcı parti, yolumuza sadece anlaşılması güç
engeller koymaktan başka bir şey yapmadılar.
Kamuoyunda, dahası benim parti grubumda
bile bazı kuşkulara yol açan bu davranışlarının,
kendilerinin ülkemin güneydoğusuna, hatta
Sıvas’tan ötesine gitmelerini engellediğini
söylemem bile bir işe yaramadı” türünden bir
konuşma yapması belki de gazetelerimizin
bugünkü birinci sayfalarında manşetten
verilebilecekti.
Ne ki, Ermeni açılımı, Azerbaycan’ın
dayatması sonunda, sadece kâğıt üzerinde
kalmış oldu. Karabağ işgaline son vermeye
yanaşmayan Erivan, Türkiye ile sınırlarının
açılmasını da sağlayamadı.
Kürt açılımı ise bu ne olduğu anlaşılamaz
haliyle sık sık isim değiştirmiş olsa bile, sadece
bu ülkenin sağduyulu vatandaşlarının ezici
çoğunluğunca değil; bizzat terör örgütü ile
onun legal uzantılarınca da, elbette farklı
nedenlerle yüz geri edildi.
Sonunda, Obama-Erdoğan arasındaki
ertelenmiş buluşmanın gerçekleştiği 7 Aralık
2009 günü, “vaziyeti umumiye”yi yazmak
isteyecek günümüz vakanüvisleri için elde
kalan malzeme bambaşka bir şekil almış oldu.
Kürt ya da demokratik açılım, dilerseniz
adını milli birlik açılımı olarak da
koyabileceğiniz o içi aylardan beri hâlâ
doldurulamamış paket, terör örgütünün
Habur’da törenle karşılanan elçilerinin köy
kasaba dolaşarak düzenledikleri toplantılarda
attıkları tohumlar sonunda, bir yakar top haline
dönüşmüş oldu.
DTP işin ilk başından beri, PKK’nin
İmralı’daki binlerce insanın ölümünden
ölünceye kadar hapis cezasına çarptırılmış
hükümlüsünün, sadece PKK’ye değil; kendisine
de tek yol gösterici, karar verici lider olduğunu
gizlemek gereğini duymayan bir strateji izliyor.
O starteji gereği, İmralı’daki hücrenin
santimetrekaresinde büyütme ya da küçültme
gibi sözde bahaneleri, Türkiye
Cumhuriyeti’nin Dışişleri ve Adalet
bakanlıkları bile ciddiye alarak, “karşı taraf”ı
ikna çabalarını sürdürüyor.
Ama o tarafı yumuşatamadığı için de
Başbakan’ın partisinin lokallerini cam çerçeve
yerle bir eden başkaldırılara, DTP’nin
milletvekilleri ile belediye başkanları öncülük
yapıyorlar. İsrail işgalinden kurtulabilmek
amacıyla yüzleri poşu ile gizlenmiş genç
Filistinlilerin başlattıkları taş ve patlayıcı
maddelerle yürütülen ayaklanma provalarının
benzerlerini uyguluyorlar. Kamuoyunda “taş
atan çocukların hapis cezaları ile
caydırılması”nın antidemokratik olduğunu
savunan kişi ve kuruluşları harekete geçirecek
yöntemlere de başvurmayı ihmal etmiyorlar.
Bunları yaparken savundukları gerekçe,
anayasada ülkenin iki ana unsurundan, yani
Türklerle Kürtlerden oluştuğunun güvence
altına alınmasını sağlayacak değişikliklere CHP,
MHP, DSP ve DP başından beri karşı çıktığı
için onlara Sıvas’tan öteye gidemeyeceklerini
sık sık hatırlatan AKP Genel Başkanı’na, şimdi
aynı duvarın örgüt tarafından kendisi için de
yürürlüğe konulmuş olduğunu gösteren kırmızı
bültenler Washington’da bile görevliler
tarafından veriliyor.
Erdoğan, başbakan olalı hiç bu kadar açmaz
içine düşmüş olduğunu sanırım hatırlamıyordur.
Ülkenin küçüklü büyüklü kentlerinde gece
gündüz demeden bu sorunu, ancak Öcalan’ın
Ankara’ya ulaştırdığı o sayfalar dolusu önerileri
hayata geçirmek suretiyle çözersin diye
başkaldıran teröristlere karşı, önce caydırıcı su
ve gaz kullanan, daha sonra da olayların
kontrolden çıkmaması amacıyla havaya ateş
açma emri alan güvenlik güçlerini, yarın ya da
bir başka gün, bir savcının hesap vermek için
şüpheli sıfatı ile çağırıp çağırmayacağını kim
aydınlatabilir ki?
Açılımın “1” numaralı mimarı Erdoğan’a, o
olmazsa “2” numaralısı İçişleri Bakanı Beşir
Atalay’a bu soruyu sormak için parmak
kaldıran ilk yurttaş kim olacak?
Ve o polisler, bu koşullarda nasıl görev
yapabilecekler?
NOT:Bu yazı PKK terör örgütünün Tokat’ın
Reşadiye ilçesindeki hain saldırısından önce
yazılmıştır. Okurlarımızın, o saldırıda şehit olan
ve ağır yaralanan Mehmetçiklerin durumunu da
dikkate alarak gereken değerlendirmeyi
yapmalarını dilerim.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Komutanlarõn ifadelerinin ardõndan serbest bõrakõlmasõ tutuklu sanõklarõn durumunu gündeme getirdi
Balbay neden hâlâ içeride?ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Grup Başkanvekili
Hakkı Süha Okay, ifadelerine
başvurulan eski kuvvet komutan-
larõnõn serbest bõrakõlmalarõnõ de-
ğerlendirirken, “Darbe günlük-
lerini hazırladıkları iddia edi-
lenler serbest bırakılmıştır ama
bu darbe günlüklerinden birile-
ri halen hürriyetinden mahrum
edilmişlerdir” dedi. TBMM İnsan
Haklarõ İnceleme Komisyonu üye-
lerinden, CHP’li Malik Ecder Öz-
demir de “Mustafa Balbay’ın,
Mehmet Haberal’ın kaçma, delil-
leri karartma gibi bir durumu
olabilir mi” diye sordu.
CHP Grup Başkanvekili Hakkõ
Süha Okay, aralarõnda gazetemiz
Ankara Temsilcisi Mustafa Bal-
bay’õn da olduğu birçok kişinin ay-
lardõr tutuklu olduğunun anõmsa-
tõlmasõ üzerine, şunlarõ kaydetti:
“Özellikle bu konu gündeme
geldiğinden bu yana bu konuyla
bağlantılı olduğu düşünülen kuv-
vet komutanlarının ifadesinin
alınmamış olması ciddi bir ek-
siklikti. Keşke o zaman kuvvet
komutanlarının ifadesi alınsaydı
da bu darbe günlükleriyle bağ-
lantılı olarak halen içerde olan ki-
şiler hakkında da o dönemde
bir değerlendirme yapılsaydı.
Ancak bu aşamadan sonra ko-
mutanların da ifadelerinin alın-
dığı göz önünde tutularak id-
dianamenin hazırlanması, eğer
haklarında bir dava açılacaksa,
o iddianamenin hazırlanmasını
beklemek durumundayız. Anla-
şılan o ki darbe günlüklerini ha-
zırladıkları iddia edilenler serbest
bırakılmıştır ama bu darbe gün-
lüklerinden birileri halen hürri-
yetinden mahrum edilmişlerdir.”
CHP Sõvas Milletvekili Malik
Ecder Özdemir de Ergenekon da-
vasõnõn baştan sona siyasi olduğu-
nu, her milletvekili ve hukukçunun
mutlaka gidip Silivri’de davayõ iz-
lemesi gerektiğini söyledi. “Ora-
da gerçekten trajikomik bir ti-
yatro oynanıyor. Bu verilen yeni
karar da bu tiyatronun yeni bir
parçası. Demek ki gücü gücüne
yeten dönemi yaşıyoruz” diyen
Özdemir, “Mustafa Balbay’ın,
Mehmet Haberal’ın kaçma, de-
lilleri karartma gibi bir durumu
olabilir mi? Bu kime inandırıcı
gelebilir? Bu insanları 20 aya ya-
kın süredir günlük yaşamdan
koparacaksın, diğer yanda gün-
lükleri bu davaya gerekçe yapan
Özden Örnek’i serbest bıraka-
caksın, bu kabul edilebilir bir du-
rum değil” görüşünü dile getirdi.
‘Kuyruk acısı var’
Başbakan Yardõmcõsõ Bülent
Arınç’õn davayla ilgili yorumlarõ-
na da tepki gösteren Özdemir,
“Arınç’ı dinlerken, geçmişe yö-
nelik, askerlere, orduya karşı
hıncın da ötesinde bir kuyruk acı-
sı olduğu anlaşılıyor ve her fır-
satta da bu kuyruk acısını dile ge-
tiriyor” görüşünü kaydetti.
Sayõn, komutanlarõ suçladõ
Ümit Sayõn, 3. iddianamedeki gizli tanõk ‘Anadolu’ olduğunu kabul etti. Sayõn ‘Size tahliye
sözü verildi mi’ sorusunu ‘Mahkemeden sonra belli olacağõ söylendi’ diye yanõtladõ
HATİCE TUNCER
Birinci Ergenekon davasõnõn dün-
kü oturumunda tutuklu sanõk Doç.
Dr. Ümit Sayın’õn “yeni açıkla-
malar” yapacağõnõ belirterek gizli
oturum istemesi üzerine diğer sa-
nõklar dõşarõ çõkarõlarak kapalõ otu-
rum yapõldõ. Sayõn, ifadelerinde es-
ki Genelkurmay Başkanõ Orgeneral
Hüseyin Kıvrıkoğlu, ikinci davada
tutuksuz yargõlanan emekli Orge-
neraller Hurşit Tolon ve Şener
Erguygur’un “TSK içerisinde bir
yapılanmadan” söz ettiklerini öne
sürerek “Komutanlar bana ordu
içerisinde gidişata ‘dur’ diyecek bir
yapılanma olduğundan ve bu ya-
pılanmanın bazı sivil toplum ku-
ruluşları ile bağlantılı olduğundan
bahsettiler” diye konuştu. Sayõn, 2.
Ergenekon davasõ kapsamõna alõnan
3. iddianamede ifadesi bulunan giz-
li tanõk “Anadolu”nun kendisi ol-
duğunu kabul etti.
2. Ergenekon davasõnda tutuksuz
yargõlanan emekli Orgeneral Şe-
ner Eruygur ile 2006 yõlõnda Anka-
ra’da Merkez Orduevi’nde görüş-
tüğünü söyleyen Sayõn duruşmada
şunlarõ anlattõ: “Eruygur ile beni
Fenerbahçe Orduevi’nde Tolon
tanıştırdı. Ergenekon diye bir ör-
gütün varlığından haberim yok.
Ergenekon’un adı geçmedi. TSK
ile sivil toplum kuruluşları ara-
sında koordinasyon kurulacağın-
dan Tümgeneral Alaattin Par-
maksõz 2006 yılında bahsetti. Par-
maksız o sırada Genelkurmay İs-
tihbaratı’nda idi. ‘Genelkurmay
Başkanõ’nõn da haberi var’ dedi.
Eruygur ve Hüseyin Kıvrıkoğlu
askeriyedeki yapılanmanın sivil
bağlantısından söz ettiler. Bu si-
vil toplum örgütleri arasında Çağ-
daş Eğitim Vakfı, Atatürkçü Dü-
şünce Derneği, ÇYDD var.”
Encümeni Daniş’in de yapõlan-
manõn bir parçasõ olduğunu iddia
eden Sayõn, “Komutanlar muhtı-
ra verilmesini savunuyordu. To-
lon da dahil. 2004’te İstanbul
Üniversitesi Rektörlük binasında
Kemal Alemdaroğlu, ‘asker içinde
bir yapõlanma olduğunu’ anlattı. Şe-
ner Eruygur, Fenerbahçe Ordu-
evi’nde bana bu yapılanmada ‘si-
vil toplum kuruluşlarõnda görevi
alõr mõsõn’ dedi. Heveslenmedi-
ğim için reddettim” diye konuştu.
‘Öz yorumlarını yazmış’
Sanõk avukatlarõndan Vural Er-
gül’ün “3. iddianamedeki gizli ta-
nık ‘Anadolu’nun beyanları size
mi ait” sorusu üzerine Sayõn, “Evet
gizli tanık Anadolu benim” dedi.
Sayõn, “Size tahliye sözü verildi
mi” sorusuna karşõlõk da “Mahke-
medeki ifadeden sonra belli ola-
cağı söylendi” diye yanõtladõ. So-
rular sõrasõnda Sayõn bazõ yerlerde
düzeltme yapmak istediğini ifade
ederek “Bazı yerlerde Zekeriya
Öz yorumlarını yazmış” dedi.
Daha sonra diğer sanõklarõ salona
alan Şengün, yasa gereği Sayõn’õn
ifadeleri ile sorulara verdiği yanõt-
larõ okudu. Tutuklu sanõk Oktay Yıl-
dırım, Sayõn’a, gizli tanõk Anado-
lu olarak verdiği ifadede yer alan
“Sigara içmeye giderken Meh-
met Demirtaş ve Oktay Yõldõrõm ko-
nuşuyorlardı. Biri ‘Bombalarõn
Danõştay bombalarõ olduğunu an-
larlarsa ayvayõ yeriz’ dedi. Diğeri
‘Anlamazlar seri numaralarõ farklõ’
dedi” şeklindeki iddialarõnõ sordu.
Sayõn bu ifadelerinin doğru oldu-
ğunu, birinci sesin Demirtaş, ikinci
sesin Yõldõrõm olduğunu belirtti.
Tutuklu sanõk Doç. Dr. Emin
Gürses de “Savcı Zekeriya Öz,
Ümit Sayın’a ‘Eğer Etkin Pişman-
lõk Yasasõ’na 221’e girmezsen 35 se-
ne yatarsõn dedi mi demedi mi” di-
ye sordu. Sayõn “Böyle bir ko-
nuşma geçti” diye yanõtladõ. 21.5
aydõr tutuklu olduğunu söyleyen
Gürses “Ben bu 21.5 ayı savcılar-
dan mutlaka alacağım. Bu dün-
yada olmazsa savcılar çok na-
maz kılsın, ahirette bütün sevap-
larını alacağım” diye konuştu.
3 MİT personeli tutuklandõ
“Ergenekon” soruşturması kapsamında
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiple-
rince gözaltına alınan, MİT Erzincan Şube
Başkanı Ş.D’nin de aralarında bulunduğu
3 MİT personelinin Erzincan’daki sorgu-
ları tamamlandı. Erzincan Devlet Hastane-
si’nde sağlık kontrolünden geçirilen 3 MİT
mensubu Erzurum’a gönderildi. MİT çalı-
şanları sıkı güvenlik önlemleri altında Er-
zurum Adliyesi’ne getirildi. Mahkemeye
çıkarılan MİT personeli tutuklanarak ce-
zaevine gönderildi. (Fotoğraf: AA)
GÖZALTI AÇIKLAMASI
‘Başbakan ve
MİT onayı yok’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Milli İstihbarat Teşkilatõ (MİT) Müsteşarlõ-
ğõ, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Sav-
cõsõ Osman Şanal’õn talimatõ ile gözaltõna
alõnan Erzincan Bölge Müdürlüğü’nde gö-
revli personelin “MİT Müsteşarı ve Baş-
bakan’ın bilgisi ve onayı ile gözaltına
alındığına dair yayınların gerçeği yan-
sıtmadığını” bildirdi.
MİT Müsteşarlõğõ’ndan yapõlan açõkla-
mada, şöyle denildi: “Halen devam et-
mekte olan Erzincan Bölge Müdürlüğü
ünitemizde görevli mensuplarımızı ko-
nu alan soruşturma kapsamında, 6-7
Aralık 2009 tarihli bazı gazete ve basın
yayın organlarında ilgili personelimizin
MİT Müsteşarı ve Başbakan’ın bilgisi
ve onayı ile gözaltına alındığına dair
yayınlar gerçeği yansıtmamaktadır.
Esasen 2937 sayılı Devlet İstihbarat
Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı
Kanunu’nun 26. maddesi MİT mensup-
ları ile ilgili cezai takibat yapılmasına
ilişkin hükümleri belirlemektedir. Ka-
muoyuna saygı ile duyurulur.”
MİT’in açõklamasõ, personelin “Başba-
kan’ın izni” olmadan mõ gözaltõna alõn-
dõklarõ sorusunu gündeme getirdi.
İstanbul Haber Servisi- İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõvekili Turan
Çolakkadı, sorgulanan eski kuvvet
komutanlarõ hakkõndaki iddialar ve
ele geçen delillerin değerlendirilme-
sinin devam ettiğini söyledi.
Beşiktaş‘taki İstanbul Adliye-
si’nde gazetecilerin sorularõnõ yanõt-
layan Turan Çolakkadõ, geçtiğimiz
haftasonu “şüpheli” olarak ifadeleri
alõnan dönemin Deniz Kuvvetleri
Komutanõ emekli Oramiral Özden
Örnek, Kara Kuvvetleri Komutanõ
emekli Orgeneral Aytaç Yalman ve
Hava Kuvvetleri Komutanõ emekli
Orgeneral İbrahim Fırtına’nõn, bazõ
gazetelerde yer alan “kaçma ve de-
lilleri karartma şüphesi bulunma-
dığı” gerekçesiyle serbest bõrakõldõğõ
yönünde bir açõklama yapmadõğõnõ
ve ifadelerinin yanlõş yorumlandõğõnõ
belirtti.Çolakkadõ, şüphelilerin ser-
best bõrakõlmasõnõn suç şüphesini or-
tadan kaldõrmadõğõnõ vurgulayarak,
kendisine sorulan “tahliye gerekçe-
leri” sorusuna karşõlõk, “CMK 100.
maddesi uygulanarak serbest bıra-
kılmışlardır” yanõtõnõ verdi.
BAŞSAVCI VEKİLİ: DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ SÜRÜYOR
Turan Çolakkadı.
ÖCALAN’IN DOSYASI MAHKEMEYE GÖNDERİLDİ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütü elebaşı Ab-
dullah Öcalan’ın dava dosyası, “Ergenekon” davası kapsa-
mında incelenmek üzere İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkeme-
si’ne gönderildi. Dava dosyası, dün, özel bir kurye ile mahke-
meye ulaştırıldı. Dosyanın incelendikten sonra yeniden Anka-
ra 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderileceği öğrenildi.
Ergenekon savcıları aşı oldu
İstanbul Haber Servisi - Aralarõnda hâkim ve
savcõlarõn da bulunduğu Beşiktaş’taki İstanbul Ad-
liyesi personelinin bir bölümü, dün öğle arasõnda
Beşiktaş Kaymakamlõğõ binasõ içindeki sağlõk oca-
ğõna gitti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ vekili Tu-
ran Çolakkadõ, “Ergenekon” soruşturmasõnõ yürü-
ten savcõlardan Murat Yönder ile Ercan Şafak’õn
da aralarõnda bulunduğu hâkim ve savcõlar ile adli-
ye personeli, Pandemik A (H1N1) aşõsõ oldu.
8 BARODAN AÇIKLAMA
‘Yargıya
müdahale
kabuledilemez’
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Muğla’nõn Akyaka
beldesinde toplanan Ege Bölge-
si’ndeki 8 baronun başkanõ, Yargõ-
tay ve Danõştay üyelikleri için se-
çimlerin bir an önce yapõlmasõnõ is-
teyerek “Yargıya müdahale ka-
bul edilemez” dedi.
Baro başkanlarõ bölge toplantõsõ-
na Muğla Barosu Başkanõ Mustafa
İlker Gürkan, Uşak Barosu Baş-
kanõ Rıza Albay, Manisa Barosu
Başkanõ Fadıl Ünal, İzmir Barosu
Başkanõ Özdemir Sökmen, Deniz-
li Barosu Başkanõ Adil Demir,
Bursa Barosu Başkanõ Zeki Kah-
raman, Balõkesir Barosu Başkanõ
Muzaffer Mavuk ve Aydõn Baro-
su Başkanõ Sümer Germen katõldõ.
Toplantõ sonrasõ yapõlan ortak
açõklamada, Devlet Denetleme Ku-
rulu raporuyla kamu kurumu niteli-
ğindeki meslek odalarõnõn işlevsiz
hale getirilmek istendiği belirtile-
rek “Topluluğumuz bu raporu
anayasaya da demokrasiye de
hukuka da aykırı bulduğunu ilan
etmektedir” denildi.
‘Siyasal iktidar sorumlu’
Açõklamada, Yargõtay ve Danõş-
tay’a yeni üye seçimlerinin dayat-
ma veya müdahale olmadan bir an
önce yapõlmasõ istenerek “Toplu-
luğumuz, Yargıtay ve Danıştay’a
yeni üye seçimlerinin gecikmek-
sizin yapılmasını istemektedir.
Yargıya dayatma veya müdahale
yapılmasını kabul etmediğini,
böyle bir durumda doğacak ge-
cikmelerden siyasal iktidarın so-
rumlu olacağını şimdiden ka-
muoyuna duyurmayı kararlaş-
tırmıştır” görüşüne yer verildi.
Açõklamada ayrõca Türkiye Baro-
lar Birliği’nin telefon dinlemeleriy-
le ilgili uyarõlarõna destek verildi.
ÇOCUKLARA KORUMA
Sattıklarımal
alınmayacak
İstanbul Haber Servisi- İstan-
bul Çocuk Şube Müdürlüğü’nce,
“Sokağın Tehlikelerine Maruz
Kalan Çocukların Korunması,
Eğitim-Öğretimin Sağlıklı Deva-
mı ve Kamu Esenliğinin Sağlan-
ması” konusunu içeren bir dizi
karar alõndõ.
İstanbul Çocuk Şube Müdürlü-
ğü’nce yapõlan açõklamada sokak-
ta yaşamak, çalõştõrõlmak, dilen-
mek zorunda bõrakõlan çocuklarõ,
topluma faydalõ birer birey haline
getirmenin amaçlandõğõ belirtildi.
Uymayanlara ceza
Açõklamada “Sokak, cadde,
meydan, gar, otogar, durak, ta-
rihi ve kültürel mekânlar, iba-
dethaneler, inşaatlar, terk edil-
miş yapılar, köprü altları gibi
yerler barınmak amacıyla kulla-
nılmayacak ve kullandırılmaya-
cak. 18 yaşın altındaki çocuklar,
gemi, otobüs, tren gibi toplu ta-
şıma araçlarında, mezarlıklar-
da, akan trafiğin içinde, bar,
diskotek ve eğlence yerlerinde
çalıştırılmayacak. 18 yaşından
küçüklere, uçucu madde olarak
tanımlanan yapıştırıcı veya bo-
ya çözücü olarak kullanılan
kimyevi uyuşturucu ve psikot-
rop maddeler ile her nevi tütün
ve tütün mamulleri ve alkollü
içeceklerinin satışı ve kullandı-
rılması yasaktır. 18 yaşından
küçüklerin sattıkları mal ve hiz-
metler satın alınmayacak. Kafe
ve oyun salonlarına öğrenciler
okul saatlerinde alınmayacak-
tır” denildi. Açõklamada karara
uymayanlarõn Kabahatler Kanu-
nu’nun 32. maddesi uyarõnca ce-
zalandõrõlacağõ belirtildi.