23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Anayasa Mahkemesi DTP ve Sorular Anayasa Mahkemesi bugün DTP’nin kapatılması davasını esastan görüşecek. Davanın mahkemede ele alındığı sırada Türkiye’de ortam fevkalade gergin, birçok yerde olaylar çıkmış durumda. Hemen belirtelim, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ne olursa olsun, sorunun çözümü açısından olumlu bir gelişme sağlanacağını söylemek pek mümkün görünmüyor. DTP’nin kapatılmasının açılım açısından olumlu olup olmayacağı Anayasa Mahkemesi’nin sorunu değil. Çünkü, söz konusu konu hukuki değil, siyasi bir sorundur. Anayasa Mahkemesi ise olayın siyasi değil, hukuki yönüyle ilgilenmek durumundadır. Ama kabul etmemiz gerekir ki, Anayasa Mahkemesi’nin kararları her ne kadar yalnızca hukukla sınırlı olsa bile, aynı zamanda siyasi sonuçlar da doğurmaktadır. Olayın bu yönüne değinmeden önce, baştan başlayarak bazı sorulara yanıt aramamız gerek. Anayasa mahkemelerinin parti kapatmalarının yararlı sonuçlar doğurup doğurmayacağı sorusunun, dünyada bugün geçerli uygulamanın ışığında baktığımızda, yanıtının kolay olduğunu söyleyebiliriz. Dünyanın hemen her yerinde parti kapatma önlemi mevcut. Gelişmiş demokrasilerde bu önleme fazla rastlanmamasının esas nedeni ise partilerin rejimin sınırlarını zorlayacak davranışlardan kaçınmaları. DTP’nin durumuna benzer bir olayın İspanya’da yaşandığını ve terör örgütü ETA ile ilişkisini kesmediği, terörü kınamadığı, hatta ETA’yı öven açıklamalar yaptığı için Batasuna partisinin kapatıldığını biliyoruz. Hangi açıdan bakarsanız bakın, terör örgütü ile ilgili tavrı dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin DTP’yi kapatmasına, demokrasi gerekçesiyle karşı çıkmak inandırıcı olmayacaktır. Ama Anayasa Mahkemesi’nin hukuki gerekçesi tartışılmayacak kadar sağlam bile olsa, vereceği kapatma kararı siyasi açıdan yarar sağlayabilecek mi? Bırakalım bir yana Anayasa Mahkemesi’nin kararını verirken siyasi değil hukuki mülahazaları göz önünde bulundurmak durumunda olmasını, ama siyasi yarar açısından baktığımız zaman dahi bu soru bir başka soruyu gündeme getiriveriyor hemen. DTP şu açılımdan bu yana, siyasi arenada olumlu tavır alan, konunun terör örgütü dışında, siyasal platforma çekilmesine yardımcı olan bir tavır izlemiş midir? Başka bir deyişle, Kürt sorununda geçerli muhatap olarak, hep PKK’yi öne süren DTP’nin siyasal varlığı söz konusu muydu ki, “yokluğu zararlı olur” diyebilelim? Öte yandan, DTP’nin kapatılması ile hükümetin “demokratik” dediği siyasal açılımın sona erdiği söylenebilir mi? DTP’nin eşbaşkanı Emine Ayna daha DTP açıkken bile açılımın sona erdiğini açıkladığına göre, bu partinin varlığı ya da yokluğunun açılımı etkilemeyeceğini söylemek doğru olur mu? Bir başka soru da DTP’nin kararlarını özgürce veren, bağımsız bir siyasal parti olup olmadığıdır ki, bu soruya olumsuz yanıt bizzat DTP yöneticilerinin, hatta Ahmet Türk’ün konuşmalarında yer bulmaktadır. Açıkçası DTP ne PKK’den bağımsız hareket kabiliyetine sahip bulunmakta, ne de tabanını kontrol edebilmektedir. Zaten bugünkü haliyle DTP’nin bir ucunu Emine Ayna’nın, öbür ucunu ise Ahmet Türk’ün oluşturduğu bir koalisyon olduğunu söylemek yanlış değildir. Zaten Kürt sorununun en kritik yönlerinden biri de etnik kimliğini ön çıkaranları, terörden bağımsız olarak, politik platformda temsil edecek herhangi bir kuruluşun bulunmamasıdır. Durum böyle olunca, siyasal açılımın muhatap bulması da güçleşiyor. Hele hele bu açılım iktidar tarafından muhalefeti dışlayan bir şekilde, üstelik de inanılmaz bir acemilik içinde yürütülünce, beklenen olumlu sonuçların tersine, tam bir kaos doğuruyor. Kürt açılımının bugün bu noktada olmasında DTP’nin de sorumluluğu bulunduğu ise yadsınamaz bir gerçektir. asirmen@cumhuriyet.com.tr İSTİFA POLEMİĞİ ABF’de parti tartışması büyüyor FIRAT KOZOK ANKARA - Alevi Bek- taşi Federasyonu (ABF) Başkanõ Ali Balkız’õn ba- zõ sivil toplum örgütle- riyle birlikte siyasi parti kuracaklarõnõ açõklama- sõyla başlayan tartõşma gi- derek alevleniyor. Bal- kõz’õ istifaya çağõran eski ABF Başkan Turan Eser, “Savrulanların rüzgârı, ABF’den sadece toz alır” diyerek birçok derneğin oluşumu desteklemediği- ni savundu. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Başkanõ Fevzi Gümüş ise Eser’e “PSAKD adına açıkla- ma yapması onun had- dini aşar” dedi. ABF tarafõndan 22 ilde yapõlan toplantõlardan “Aleviler parti istiyor” gibi bir talebin çõktõğõnõn ileri sürüldüğünü belirten Turan Eser, bunun ger- çekçi olmadõğõnõ savundu. Eser, “ABF yöneticileri, yönetici sıfatlarını taşı- dıkları sürece parti kur- ma çalışmaları içinde yer alamazlar, sıfatları- nı parti kuruluşu için pazarlık unsuru haline getiremezler. Ancak bir şartla, ABF’de görevle- rinizden derhal istifa ediniz... Çünkü ABF si- yasi rant için kullanıla- maz. Savrulanların rüz- gârı, ABF’den sadece toz alır” diye konuştu. Eser’in açõklamasõna tepki gösteren PSAKD Başkanõ Fevzi Gümüş “PSAKD adına açıkla- ma yapması onun had- dini aşar” dedi. PSAKD’nin demokratik bir örgüt olduğunu, bi- reylerin değil, her zaman kurumun ön planda yer al- dõğõnõ ifade eden Gümüş, “Biz federasyon başka- nımızın arkasındayız. O bir açıklama yapıyorsa mutlaka içinde bulun- duğu örgütlenmenin dü- şünce dünyasını yansıtı- yordur” görüşünü dile getirdi. Bugün katsayõ uygulamasõ gündemiyle toplanacak kurul, 17 Aralõk’a kadar sorunu çözmek zorunda YÖK formül arayõşõndaMAHMUT LICALI ANKARA - YÖK Genel Kurulu, Başkan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlõğõnda bugün katsayõ gündemiyle toplanõyor. Top- lantõda Danõştay’õn yürütmesini durdurduğu, aralarõnda imam hatiplilerin de olduğu mes- lek liselilere alan dõşõ tercihlerde avantaj sağ- layan katsayõ eşitliği uygulamasõ yerine ge- tirilecek yeni katsayõ uygula- masõna ilişkin formüller ele alõ- nacak. YÖK üyelerine alternatif for- müller hakkõnda bilgi verilecek toplantõya ÖSYM Başkanõ Prof. Dr. Ünal Yarımağan’õn da ka- tõlmasõ bekleniyor. YÖK Genel Kurulu’nun bugünkü toplantõ- sõnda tüm olasõlõklar değerlen- dirilecek. YÖK’ün yeni katsa- yõ kararõ 17 Aralõk’ta yapõlacak toplantõda belli olacak. YÖK 17 Aralõk’a kadar konunun pay- daşlarõ olan Milli Eğitim Ba- kanlõğõ, üniversiteler, eğitim sendikalarõ ve sivil toplum ör- gütlerinden görüş olacak. Yak- laşõk 10 gün sürecek değerlen- dirme sürecinin ardõndan YÖK, yeni katsayõ uygulamasõna iliş- kin kararõnõ verecek. YÖK’ün yürütmesi durduru- lan karara benzer bir karar ala- cağõ bizzat YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Zi- ya Özcan tarafõndan dile getirilirken, bu du- rum yeni bir karmaşaya davetiye çõkarõyor. YÖK’te “katsayı oranları arasındaki ma- kasın daraltılması” ve “okul başarısının sınava olan etkisinin düşürülmesi” gibi Da- nõştay kararõna uygun olmayan formüller öne çõkõyor. Danõştay’õn kararõna aykõrõ olarak dü- zenlenecek yeni katsayõ uygulamasõnõn tek- rar yargõya taşõnmasõ durumunda ikinci kez yürütmeyi durdurma kararõ çõkmasõ bekle- niyor. Eski YÖK üyesi Bülent Serim, yargõnõn yürütmeyi durdurma kararõ verirken katsa- yõ konusunda çok önemli gerekçeler ortaya koyduğunu belirtti. YÖK’ün yargõnõn ge- rekçelerini dikkate almasõ ge- rektiğini ifade eden Serim, “YÖK’ün ona göre bir kat- sayı tespit etmesi gerekir” dedi. Serim, YÖK’ün gösterme- lik olarak katsayõyõ birbirine ya- kõn biçimde tespit etmesi du- rumunda yeni kararõn da yar- gõya gideceğini ve yargõnõn ge- reğini yapacağõnõ dile getirdi. Hukuka aykõrõ alõnan kararõn yürütmesinin durdurulacağõna işaret eden Serim, şunlarõ kay- detti: “Yargı karar verirken hukuki gerekçeleri dikkate alır. Öğrencilerin mağduri- yetini dikkate almaz. Bunun için YÖK’ün çok ciddi dü- şünmesi lazım. Benzer bir karar alınırsa yargı kararını dikkate almadığı için çocuk- ların uğrayacağı zarardan YÖK sorumlu olacaktır. YÖK’ün Danıştay’ın kararına uygun bir karar vermesi lazım.” Yeni bir yürütmeyi durdurma kararõnõn öğ- rencileri doğrudan etkilemeyeceğine işaret eden Serim, katsayõ kararõnõn başvuru ta- rihleri ile sõnavõn gerçekleştirileceği tarihleri etkileyecek bir karar olmadõğõnõ kaydetti. Kendilerini Genç Siviller olarak tanıtan grup, Danıştay’ın YÖK’ün üniversiteye girişte kat- sayı farkını kaldıran kararının yürütmesini durdurmasını protesto etti. Danıştay binası önün- de toplanan gruptakiler ellerinde ‘Onlar daha çocuk’ yazılı dövizler taşıdı. (Fotoğraf: AA) Trabzon Barosu, Danıştay’a darbeci diyen bildiriyi imzaladı AHMET ŞEFİK TRABZON - Üniversiteye girişte katsayõnõn kaldõrõlmasõ- nõ isteyenler tarafõndan hazõr- lanan ve Danõştay’õ “darbeci zihniyetle” suçlayan bildiriye Trabzon Barosu’nun da imza attõğõ ortaya çõktõ. YÖK’ün üniversiteye girişte meslek okullarõ için uygulanan katsayõyõ kaldõran kararõna İs- tanbul Barosu itiraz etmiş, Da- nõştay da uygulamanõn yürüt- mesini durdurmuştu. Danõş- tay’õn yeni kararõ, başta hükü- mete yakõn çevreler olmak üze- re bazõ kesimlerce protesto edilmişti. Bu protestolarõn biri de Trabzon’da yapõldõ. İmam hatip liseli öğrencilerin de ka- tõldõğõ gösteride Danõştay’õn kararõ kõnandõ. Gösteride oku- nan bildiride Trabzon Baro- su’nun imzasõnõn da bulunma- sõ dikkat çekti. Baronun, idari yargõnõn en üst organõ olan Danõştay’õ “darbeci zihni- yet”le suçlayan bir bildirinin al- tõna imza atmasõ tepki çekti. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, dün Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu maka- mında ziyaret etti. Yaklaşık 1.5 saat sü- ren görüşmede, katsa- yı uygulaması yerine getirilecek yeni uygu- lama hakkında alter- natif formüller ele alı- nırken, fen edebiyat fakültesi öğrencilerine pedagojik formasyon verilmesine ilişkin ko- nunun da gündeme geldiği bildirildi. Özcan’dan MEB’e ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Baş- kanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’õn “Gandhi Kemal, artık ‘Dandi’ oldu” sözlerine “Kendisini Zahid Akman’ın emrine veren bir kişi bize de- mokrasi, demokratik ahlak dersi vermeye kalkmasın” karşõlõğõnõ verdi. Arõnç, önceki gün Kõlõçdaroğlu’nu hedef alõrken “Gandhi’ninki uzun yürüyüştü. O. 20 metre bile gidemez ar- tık” demişti. Kõlõçdaroğlu ise “Arınç’ın yatıp kalkıp 12 Eylül darbesine dua etmesi” gerekti- ğini vurgularken sözlerini şöyle sürdürdü: “Çün- kü AKP’yi AKP ve iktidar yapan 1980 darbesi- dir. Biz, 1980 darbesini yapanları koruyan ana- yasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmasını is- tedik. Ama AKP kabul etmedi. Çünkü 12 Eylül darbesini yapanlara minnet borcunu unutmuş değil. Benim için ‘bizim Genel Merkez’in 20 metre ötesine geçemez’ diyor. Ben şimdi Ri- ze’den arıyorum. Sayın Arınç hâlâ genel mer- kezin 20 metrelik sınırları içinde geziyor. Ken- disini Zahid Akman’ın emrine veren bir kişi bize demokrasi dersi vermeye kalkmasın, de- mokratik ahlak dersi vermeye kalkmasın.” ‘AKP’nin darbeye minnet borcu var’ CHP’Lİ KEMAL KILIÇDAROĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle