25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 4- 8KASIM2009/SAYI 1233 YEMEK MURAT SAYIN Domuzca oyunlar AYLİN ÖNEY TAN S on yıllarda bir huy edindim. Cüzdanımda kredi kartı boyunda plastik bir büyütcç taşiyorum. Sık sık ihtiyacım oluyor. Malum yaş ilerlcyince küçük yazıları seçmek zorlaşıyor. Ancak bazı yazılar sanki okunmamak için yazılmış. özellikle marketlerdc elinde büyüteç huysıız müşteri görüntüsü sergiliyorum. Geçenlerde gcnç bir tezgâhtar 'ben okurum abla' diye kahramanca elimdcki paketi aldı ama epey bir uğraştıktan sonra işm içinden çıkamadı. Gerçek şu ki gıda etiketlcri okunmamak üzere yazılıyor. Gerçi okunabilse bile etiketlerde sayılan malzeme kodlannı çözmek için uzınanlık gcrekiyor. İnançlan, alerjilcri, diyet zorunlulukları, sağlık kaygılan hatta politik görüşleri ncdcniyle bazı malzemelcrden kaçınanlann vay haline? Kaçındığınız malzemenin ne gibi isimler veya kodlarla etiketlere gizlenebileceği konusunda ciddi bir araştırma yapmanız gerekiyor. Özetle etiket okuma alışkanlığınız olsa bilc çoğu kez istediğiniz bilgiyi bulmakta zorlanabilir, okuduğunuzu anlayamayıp kararsız kalabilirsiniz. Bu yüzden üreticilcr tercih ncdeni olabilecek özelliklcri vurgulamak ve pazar şansını arttırmak için ürünlerindcki bazı özellikleri deyim ycrindeyse manşete çıkarıyor. "Katkı maddesi içermez"; "glutensizdir"; "trans- yağ içermez", "domuz eti ve ürünleri kullanılmamıştır" gibi ibareler müşterinin dikkatini çckmek için kııllanılan pazarlama taktikleri. Rekabet ortammda ürünler ancak bu şekilde tükcticiye güven vercrck benzcrlcri arasından sıynlabıliyor. Ancak son günlerde piyasadaki pek çok ürünü ilgilendirebilecek tek bir yasak geldi. Pakctlere "GDO'suz" damgası basılamayacak. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın çıkardığı "Gıda ve Yem Amaçlı Genetık Yapısı Değiştirilmış Organıznıalar ve Ürünlennın İthalatı, İşlcnmesi, İhracatı, Kontrol ve Denelimine Daır Yönctmelik" 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Böylece kısaca GDO olarak bilinen genetiğı değiştirilmiş ürünlere resmen izin verilmiş oluyor. Ancak yönetmelik aynı zamanda ilginç bir yasak da getiriyor. 5/8 no'lu sinsı madde aynen şöylc diyor: "GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz." Böylece inancuıız, sağlık kaygınız, kanser korkunuz hatta politik göriişünüz yüzünden GDO'lu ürünlerden uzak durmak istiyorsanız bunu bir bakışta anlama şansınız elinizden başlığında "yem amaçlı" ifadesi geçmesme rağınen GDO'lu ycmlerle beslenen hayvanların ürünleri söz konusu olduğunda tükcticinin GDO'lu yememe hakkını nasıl kullanacağı belirsız. Zira bu konuda herhangi bir açıklık getirılmiyor. Taze yumurta, süt, et, tavuk, yoğurt, peynir, tereyağı tüketirken bile dolaylı olarak GDO ahyor olabiliriz. Elbette kimsenin tavuklarımızı, ineklerimizi GDO'lu yem ile besliyoruz diyecek hali yok. Bu noktada tüketici çaresiz bırakılıyor. Piyasaya hâkim olan GDO'lu ahnıyor. Gerçi yönetmelik belirli bir oranm üsründekı GDO'lu ürünlerin etikettc belırtılmesi zomnluluğunu getiriyor ama elde büyüteç etiketlerde GDO ızı aranıak zorundasınız. Tüketici haklan açısından hangi gerekçeye dayandırıldığı anlaşılamayan, GDO'lu ürün üreticılen korumayı amaçlayan bir madde. Besbellı bınlen koydurmuş. Öyle ya. rakip fırma gofretıne GDO'suz damgasını bastığında pazar payınız ciddi anlamda rıske girecek demektir. Tehlıkenın büyüğü ise yönetmelikte tamamen es geçilmiş. Yönetmelik ürünlerin başında mısır, soya, kanola gcliyor. Mısır şurubu, mısır nişastası, soya lesitini, mısırözü ve kanola yağı gibi ürünler neredcyse her türlü ürünün içine giriyor. Bunlardan armmış bir hayat sürdürmek giderek imkânsızlaşıyor. Bilinçli tüketici olmak zor zanaat haline gelıyor. Bu yazıyı yazmadan önce bir gazete haberıne gözüm takıldı. Habcr, Washıngton'da Beyaz Saray'ın bahçesınden toplanan 100 kg. sebzeden bahsedıyordu. Bayan Obama öğrencilerle birliktc ektiklerini biçmiş, neşe içınde havuç, yer elması ve rezene toplamış. Michelle Obama, First Lady olur olmaz alışıldığı üzere yeni konutunda dekorasyon değişiklikleri yapacağına gözünü bahçeye dikmiş ve Beyaz Saray'ın bahçesini neredeysc tarlaya çevirmişti. Hatta zencilerin güney eyaletlerde karpuz yeme düşkünlüklerine atıf yapan "Beyaz Saray'da karpuz bostanı mı kuruluyor?" gibi ırkçıhk kokan eleştirilere hedef olmuştu. Bayan Obama hiç aldırmadan kararlı bir şekilde organik tarımın önemini vurgulamak için gerçekten de bahçeyi bostana çevirdi ve semeresini topladı. Bizim First Lady ise bu duruma çoktan uyanmış ve Pembe Köşk'ün bahçesinde memleketi Kayseri'den getirdiği yerel tohumlarla domates ekimi yapmışlı. Atalarından kalan tohumlardan vazgeçemediğini de gururla bir kadın dergisinde açıklamıştı. Geçenlerde başbakanın eşi de geri kalmadı ve organik tarımın önemine dikkati çeken bir etkinlik düzenledi. Kadmlann duyarlı davranması doğal. Hiçbir anne çocuğuna zararlı bir şcy yedinnek istemez. Yavrusu için en iyi, en temiz, en doğal yiyeceği seçmek ister. Ama ne ilginçtir ki en üst düzeyde bu duyarlılık sergilenirken uygulanan politikalar tam tersini gösteriyor. Dünyada bir tek Amerika'da gıda etiketlerinde "GDO'suzdur" ibaresi yer alması yasaktı. Şimdi bu tuhaf uygulamayı benimseyen ıkinci ülke olduk. Yoksa hanımlar melek rolünü üstlenirken beyler şeytanlık mı düşünüyor? Hanımlar meleksi ifadelerle organık tarım, geleneksel tohum havanliği yaparken, kocalar tam tersi politikalar güdüyor. Türkiye'ye insan ve çevre sağlığı a«|şmdan~tartışmalı ama dışa bağımlılıteaçısından garantili GDO'lu ürünler dayatılıyor. Hazır gündem domuz gribiyle meşgulken, domuzca bir oyunla iş bağlanıveriyor. Konuyla ilgili bio-güvenlik yasası meclis tartışmasma açılıp çıkanlmadan antidemokratik bir şekilde yönetmelik yürürlüğe giriyor. Türkiye tarımı üzerinde enteresan oyunlar sahneleniyor. O aylinoneytan@yahoo.com muratsayin2005@gmail.com BIRILERI RIFATMUTLU c İ 1 r S •L < x / / b (rifatmutlu@gmail.com) Sunay Akm, daha da yakm. Sunay Akm'ın son kitabı "Ay Hırsızı" 4 Kasım'da kitapçılarda. Yazarın bütün eserleri, İş Bankası Kültür Yaymları'nda. KIHievUrimlKİltMlbul-KiKlıkllv.lM (02M]T48«Mltniı*n<l-M<taı,l»(<Hia)MI 1337 C«M*M«n.l.UÜ2l«|3«««WAntoı. VmljflUr.W(03IJ|4M 11 «n • hmir-Kjıtıy»ta. 1*103321 JM71 C Zeytin Türkiye'nin önemli geçim kaynaklanndan biri... Zeytin demek eğitim demek ESRA AÇIKGÖZ T ürkiye zeytin üretimi ve ihracatında dünyanın önde gelen ülkelerinden bıri. Uluslararası zeytin ihracatında altıncı sırada yer ahyor. Türkiye lhracatçılar Meclisi Başkanvekih ve Ege Zeytin ve Zeytinyağı lhracatçıları Birliği Başkanı Ali Nedim Güreli'ye göre, Türkiye üç yıl sonra zeytin ürctimınde lspanya'dan sonra dünya ikincisi olacak. Birinci sıraya yükselip fıyat belirleyeceği günlerin de çok uzak olmadığını anlatıyor Güreli. Zeytin dendiğindc akla gelen yerler, Ayvalık, Edremit Körfezi, Genılık, Yalova... Bir süredir bunlara Akhisar da eklendi. Yıllarca bakımsız kalan zeytinlıkler, işlenmeyen tarlalar zeytin ağaçlanyla kaplandı. Zeytin, artık Akhisar'm en önemli geçim kaynağı. Bu yıl 220 bin ton ürün alınması bekleniyor. Pek çok sofralık zeytin çeşidi bir arada bulunuyor Akhisar'da. Domat ve uslu zeytinlerinin ana mekânı. 4. Zeytin Hasat Şenliği'nin Akhisar'da yapılması da bundan. Şenliği düzenleyenlcrin isimleri oldukça kalabalık; Akhisar Ticaret Borsası, Akhisar Belediyesi, Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası, Akhisar Ziraat Odası, Zeytinliova Belediyesi, AK-SEK Vakfı, Akhisar Aktif tşadamlan Derneği, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Türkiye lhracatçılar Meclisi, Ege Zeytin ve Zeytinyağı thracatçılan Birliği, Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi, Zeytindostu Demeği. Akhisar'da toplam, 22 bin kişi zeytinden çıkanyor ekmeğinı. Zeytin toplayıcısı Şennur Serbest, Şefıye Nurol ve Serpil Sefaoğlu da onlardan. Onlar için zeytinin anlamı bambaşka; çocuklara sağlanacak bir gclecek demek... Dolgun dallara uzatıyorlar ellerini. Soğuk insanın içine işliyor, ancak onlar seri hareketlerinin verdiği sıcaklıkla devam ediyorlar. Ne yağmur ne de rüzgar haftanın yedı günü sabah yediden akşam dörde kadar çalışmalannı engelleyebiliyor. Çünkü çalışmanın ucunda alacaklan paralarla, çocuklarını okutacaklar. En çok da kadınlar var zeytin ağaçlarının altında, Şennur Serbest 43 yaşında. 20 yıldır zeytin topluyor. Ikı çocuğunu üniversitede okutabilmeyi böyle sağlamış. Eşi de çahşıyor, onun kazandığı kıraya, ev masraflanna, Scrbest'in aldığı çocuklann eğitimine gidiyor. "Kuvvet gerektiren bir iş bu" dıyor, "tamamen insan gücüne bağlı. Ancak şikâyetimiz yok, severek yapıyoruz biz". Bu koştunnaca, Eylül'de başlıyor, kimı zaman Aralık'ı buluyor. Kar altında çalışmak işı daha zorlaştırsa da, böyle zamanlar olması için dua ediyorlar, çünkü bu hasadın bol olduğu anlamına geliyor. Şefıye Nurol'a göre bu yıl da öyle. O yedi yıldır zeytin bahçelerinde. Oğlu evde tek başına kalabilecck yaşa geldiğinde, o da zeytin bahçelerinin yolunu tutmuş. Başta, oğlunun eğitimine katkıda bulunabilmek için başlanıış, şimdı oğlu mühcndis olup işe girse de, bahçelerden uzaklaşmamış Nurol. Bir kadın olarak kenui parasını kazanıyor olmaktan memnun. 49 yaşındaki Serpil Safaroğlu da. Her sabah birlıkte minibüse binip, geliyorlar bahçeye. Safaroğlu, bir çocuğunu okutmuş, şimdi üniversiteye hazırlanan kızı için çahşıyor. Zeytin üretimi ve ihracatı artıyor, zeytinden ekmek kazananlann sayısı da... •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle