18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 KASIM 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER CMYB C M Y B DTP’li Baydemir ifade verdi DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakõr Büyük- şehir Belediye Başkanõ Osman Baydemir, hak- kõnda başlatõlan 2 ayrõ soruşturma nedeniyle dün adliyede ifade verdi. Baydemir, DTP’nin 1 Eylül 2009’de düzenlediği mitingde yaptõğõ iki ayrõ konuşmada terör örgütü üyeleri için “ge- rilla” tabiri kullandõğõ gerekçesiyle ifade verdi. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU 1979 mu, 1989 mu? Duvarın yıkılışının 20. yıldönümünde, 1989’da dünyanın nasıl değiştiğine ilişkin yorumları okurken, kendimi muhafazakâr, emperyalist tarihçi Niall Ferguson’la aynı yerde buluverdim. Ferguson’a göre “Demir Perde’nin yıkılışını boş verin, 1979’da olanlar çok daha önemlidir” (Newsweek, 30/10). Ekim Devrimi’nin ölümü Niall Ferguson, Thatcher’in iktidara gelişinin, Deng Siao Ping’in Amerika ziyaretinin, Humeyni rejiminin tarihsel etkilerinin, Duvar’ın yıkılmasından daha önemli olduğunu söylüyor; genelde, Afganistan’ın işgalini de ekleyerek katılıyorum. Ferguson, (bir sözcük oyunuyla) 1989’un aslında bir devrim (revolution) değil bir açığa çıkma (revelation) olduğunu savunuyor. Ona göre Doğu Bloku, ama özellikle SSCB’nin çöküşü, yozlaşmış komünist seçkinlerin gerçek yüzünü açığa çıkardı. “1989”da yaşananların bir “açığa çıkma” durumu olduğuna ben de katılıyorum. Ama bir farkla: Sosyalizmin, Ekim Devrimi’nin kazanımlarının, 1989’da değil, ondan 55-60 yıl önce, grev hakkını, fabrikalarda işçi yönetimini ortadan kaldıran I. Sanayi Planı atılımıyla, 1930’larda sanatta Avant Garde’ın, ilk devrimci Bolşevik kuşağın, liderlerinin (Kamanev, Zinoviev, Radek, Piatokov, Bukharin, Troçki vb…), biri hariç Merkez Komite üyelerinin tümünün Vişinski mahkemelerinde, cinayetlerde tasfiyesiyle öldüğünü biliyorum. “1989”, sosyalizmi öldüren sınıfın, halkını aldatamaz hale geldikten sonra, ekonomik, siyasi yapılarıyla dünya piyasasında rekabet edemeyeceğinin ayırdına varmasının sonucu, “deri değiştirmeye” çalışırken, gerçek karakterini açığa vurmasıydı… 1989’da yaşananları bir sermaye birikimi modelinden ötekine geçişin sancıları olarak da görebiliriz. Gerçekten de duvarın, SSCB’nin çökmesi, Rusya’nın parçalanarak, sermayesinin, doğal kaynaklarının paylaşılmasına yol açmadı. SSCB egemen sınıflarının en seçkin kesimi, devletin kolektif mülkiyeti altındaki malları, kısa bir sürede çeşitli özel mülkiyet biçimlerine dönüştürerek servetlerine katmayı, çalınanları geri almayı becerdiler. Yaklaşık on yıl içinde KGB, yeni kapitalist sınıfla birlikte yönetimi yeniden ele geçirdi; Rusya’nın dış politikası da eski “nüfuz alanlarının” yeniden ele geçirilmesi amacına odaklandı. Thatcher - Deng, Humeyni 1979 yılına dönersek, Thatcher’in iktidara gelişi, Deng’in ABD ziyareti kapitalizmde bir ekonomik, kültürel “restorasyonun” başladığını gösteriyordu. Restorasyon döneminde, işçi hareketinin 150 yıllık kazanımları, “sınıf şekillenmesinin” maddi, psikolojik, ideolojik hatta kurumsal öğeleri (kolektif dayanışma refleksi, sendikal hareket, siyasi partileri) çok büyük ölçüde imha edilecek, üyelerinin kendilerini vergi mükellefi, tüketici olarak tanımlama (atomizasyon) eğilimi güçlenecekti. Restorasyon süreci 1990’larda seri mali krizlere, “liberal emperyalizme” dayalı askeri müdahalelere, sonra da “terorizme karşı savaş” gerekçesiyle sömürgeci savaşlara yol açtı. Humeyni’nin iktidara gelmesi ve Afganistan’ın işgali siyasal İslam’ın, 1978’de iktidara gelen Deng’in 1979’daki ABD ziyareti, Çin’in yükselme süreçlerini başlatıyordu. Restorasyonun aksamaya başladığı 90’lı yıllarda bu iki eğilimin güçleniyor olmasıysa bugün hâlâ uluslararası jeopolitiğin dilini kirletmeye devam eden “uygarlıklar çatışması” savının doğumuna ebelik edecekti. Bugün, “yüzyılın en büyük krizinin” etkisiyle, Neoliberalizm iflas etmiş durumda. Çin’in yükselişiyse daha da hızlandı. Siyasal İslamın “ılımlı İslam” kanadı Ortadoğu’da, emperyalizmle el ele, en etkin siyasi akım haline geldi; gelişme çizgisi, ekonomik, siyasi, kültürel alanlarda Çin’in gelişme süreciyle kesişmeye başladı. Yazımı, Çin Başbakanı Wen Jiabo’nun cumartesi günü Arap Birliği’nin Kahire merkezinde yaptığı “Uygarlıkların Çeşitliliğine Saygı” konuşmasına değinerek bitirmek istiyorum. Wen, konuşmasında, “bütün uygarlıkların eşit, aynı derecede değerli olduğunu” vurguladıktan sonra, “gelin birlikte Çin ile Arap ülkelerinin işbirliğini yeni bir düzeye çıkaralım”, “gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarını korumak, adil ve makul bir yeni dünya düzeni (E.Y) kurmak için uluslararası düzeyde birbirimizi desteklemeye, işbirliği yapmaya devam edelim” dedi. Arap dünyasıyla Çin arasındaki ticaretin geçen iki yılda 37 milyar dolardan 133 milyar dolara, yatırım projelerinin toplam 100 miyar dolara ulaştığına dikkat çeken Wen, Batı’da yükselen “yeni sömürgecilik” eleştirilerine cevap olarak, “Koşullar ne olursa olsun Çin halkı Arap halkının en güvenilir dostu olmaya devam edecektir” dedi. Wen, ertesi gün Çin- Afrika zirvesinde de, 2008 yılında, Çin’le ticareti yüzde 48 artan bu bölgeye, 10 milyar dolarlık, düşük maliyetli yeni bir kredi paketini açıkladı. IMF’nin Afrika ülkelerine yönelik “Çinli kaynaklardan çok fazla borçlanıyorsunuz” uyarısına, “En yoksul ülkelerin borçlarını silebiliriz” söyleriyle cevap verdi. Bunlar, 1979’un, dünyayı 1989’dan daha köklü bir biçimde değiştirdiğini göstermiyor mu? [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com Kredi Kredi Vadesi Toplam Masraf 5.000 TL 36Ay % 1,19 155 TL % 1,56 % 18,68 20.000TL 36Ay % 1,19 259TL % 1,45 % 17,35 TBMM’ye sunulan Kürt açõlõmõyla ilgili torba tasarõda terör suçlarõnda yeniden yargõlama olanağõ getiriyor İlk açõlõm taş atan çocuklaraANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümeti, Kürt açõlõmõnda ilk yasa tasarõsõnõ TBMM’ye sundu. Gösterilerde taş attõğõ için terör suçundan yargõlanan çocuklarõn, çocuk mahkemelerinde yargõlanma- sõnõ öngören yasa tasarõsõ, terör suçlarõnda yeniden yargõlama olanağõ getiriyor. Ancak terörist başõ Abdullah Öcalan’õn ye- niden yargõlanmasõ engelleni- yor. AKP hükümetinin TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu tasarõda. şu düzenlemeler getiriliyor: • Terörle Mücadele Yasa- sõ’nõn, terör suçlarõnda hapis ve para cezalarõnõn yarõ oranõnda arttõrõlarak uygulanmasõna iliş- kin 5. maddesi, çocuklar yö- nünden uygulanmayacak. Yaş ayrõmõ yapõlmaksõzõn, terör su- çu işleyen tüm çocuklar, çocuk mahkemelerinde yargõlancak. • Terörle Mücadele Yasasõ kap- samõna giren suçlarla ilgili ola- rak çocuklar hakkõnda hükmün açõklanmasõnõn geri bõrakõlma- sõ, seçenek yaptõrõmlara çevir- meye ve ertelemeye ilişkin hü- kümler uygulanacak. Bu deği- şiklikle, çocuklar hakkõnda ve- rilen hürriyeti bağlayõcõ cezalar, para cezasõna çevrilecek. • Türk Ceza Yasasõ’nõn “göç- men kaçakçılığı” ile ilgili mad- desinde değişiklik yapõlacak. Buna göre ilgili maddenin da- ha etkili uygulanabilmesi için TCY’ye “Suç, teşebbüs aşa- masında kalmış olsa dahi ta- mamlanmış gibi cezaya hük- molunacak” ifadesi eklene- cek. Suçun mağdurlarõn yaşamõ bakõmõndan bir tehlike oluş- turmasõ veya onur kõrõcõ bir muameleye maruz bõrakõlarak işlenmesi durumunda verile- cek cezanõn yarõsõndan üçte iki- sine kadar arttõrõlmasõna ilişkin hüküm getirilecek. Yeniden yargılama • Ceza Muhakemesi Yasa- sõ’nõn yargõlamanõn yenilen- mesiyle ilgili hükümlerinde de- ğişiklik yapõlacak. Buna göre, terör suçlarõnda Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’nce Avru- pa İnsan Haklarõ Sözleşme- si’nin (AİHS) veya eki proto- kollerin ihlal edildiği tespit edi- len ceza hükümleri açõsõndan yargõlamanõn yenilenmesi yolu açõlacak. Bunun için yasanõn yü- rürlüğe gireceği tarihten itiba- ren 1 yõllõk süre tanõnacak. Ta- sarõda, Abdullah Öcalan’õn ye- niden yargõlanma yolu ise ka- patõlõyor. • İnfaz Hâkimliği Yasasõ’nõn 6. maddesinde değişiklik yapõ- lacak. Buna göre, infaz hâkimi, hükümlü ve tutuklunun disiplin cezalarõna karşõ yaptõğõ şikâyet üzerine, hükümlü ve tutuklunun savunmasõnõ aldõktan ve delil- leri toplayõp değerlendirdikten sonra kararõnõ verecek. Hü- kümlü veya tutuklu, savunma- sõnõ, hazõr bulunmak ve vekâ- letnamesini ibraz etmek koşu- luyla avukatõyla birlikte yapa- bilecek. Hâkim gerekli görme- si durumunda hükümlü ve tu- tuklunun savunmasõnõ ceza in- faz kurumunda da alabilecek. Bazõ düzenlemeler içeren yasa tasarõsõ, gösterilerde taş attõğõ için terör suçundan yargõlanan çocuklarõn, çocuk mahkemelerinde yargõlanmasõnõ öngörüyor. Toplantıyayinetürbanlakatıldı Gaziantep Şehitkamil Belediye Meclisi’nin AKP’li üyesi Ferah Aksoy, toplantıya yine türbanla katıldı. AKP’liler bu duruma sessiz kalırken, CHP’li üyeler durumu meclis başkanına iletti. Ancak Aksoy, meclis salonunda türbanla oturmaya devam etti. CHP’lilerin tepkisine aldırış edilmeden gündem maddeleri okundu. CHP’li meclis üyesi Hurşit Yıldırım, AKP’nin rejimi değiştirmeye yönelik tutum sergilediğini belirterek hem meclis başkanı hem de diğer meclis üyelerinin, kanuna aykırı bu görüntüye karşı tavır almadıkları gibi olanlara da sessiz kaldıklarını ifade etti. (Fotoğraf: BEKİR ŞAHİN) İKİ SANIĞA BERAAT Demirtaş’a 6 yıl 3 ay hapis cezası DİYARBAKIR / ANKARA (Cumhu- riyet) - Diyarbakõr’da 28 Mart 2006’da çõkan olaylar nedeniyle hakkõnda dava açõlan eski DTP Genel Başkanõ Nurettin Demirtaş’õn da aralarõnda bulunduğu 4 kişiye 6 yõl 3’er ay hapis cezasõ verildi. Diyarbakõr’da 2006 yõlõnda 11 kişinin öldüğü olaylar sõrasõnda yaptõklarõ açõkla- malarla ilgili haklarõnda dava açõlan eski Demirtaş ile 5 partilinin yargõlandõğõ da- va, dün karara bağlandõ. Duruşmaya tu- tuksuz yargõlanan sanõklar Demirtaş, Ra- mazan Şimşek, İmam Çobanyıldızı, Aj- da İnci, Kenan Güneş ve Hülya Arslan katõlmadõ. Cumhuriyet savcõsõ, sanõklarõn 29 Mart 2007 tarihinde verdiği mütalaa doğrultusunda cezalandõrõlmalarõnõ talep etti. Sanõk avukatlarõ, müvekkillerinin hal- kõ yatõştõrmak için çaba içerisinde bulun- duklarõnõ belirterek, beraat talebinde bu- lundu. Duruşmaya ara veren mahkeme he- yeti, yapõlan yargõlama sonunda, Demir- taş, Ramazan Şimşek, İmam Çobanyõldõ- zõ, Ajda İnci’yi “Örgüt adına suç işle- mek” suçundan 6’şar yõl 3’er ay hapse mahkûm etti. Ayrõca 2911 Sayõlõ Toplantõ ve Gösteri Yasasõ’na muhalefet ettikleri gerekçesiyle 4 sanõk hakkõnda suç duyu- rusunda da bulunulmasõnõ kararlaştõrdõ. Sanõklardan Hülya Arslan ve Kenan Gü- neş ise beraat etti. AVUKAT VURAL El Beşir için suç duyurusu BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Uluslar- arasõ Ceza Mahkeme- si’nin (UCM) Darfur’da insanlõk suçu işlediği gerekçesiyle hakkõnda tutuklama kararõ verdiği ancak Türkiye’nin UCM’nin Roma statü- süne taraf olmadõğõ için bu kararõ uygulayama- yacağõnõ açõkladõğõ Su- dan Devlet Başkanõ Ömer el Beşir hakkõn- da Ankara Barosu avu- katlarõndan Sedat Vu- ral, Ankara Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulundu. İSEDAK toplantõsõ için gelmeyi planladõğõ Türkiye ziyaretini iptal etmesine karşõn El Be- şir’e ilişkin tartõşmalar bitmedi. Ziyaretin iptal edildiği haberi Anka- ra’ya ulaşmadan iki gün önce Ankara Barosu avukatlarõndan Sedat Vural, Ankara Cumhu- riyet Başsavcõlõğõ’na El Beşir hakkõnda suç du- yurusunda bulundu. Avukat Sedat Vural, El Beşir’e sahip çõkan hükümete adeta uluslar- arasõ hukuk dersi vere- cek nitelikle bir dilek- çeyle yaptõğõ suç duyu- rusundaki tutuklama ta- lebini, BM Güvenlik Konseyi’nin 1593 sayõ- lõ kararõna, Anayasa M a h k e m e s i ’ n i n 29.12.1999 gün ve 33/51 sayõlõ kararda ortaya koyduğu içtihada ve TCY’nin insanlõğa kar- şõ suçlarõ düzenleyen 13. maddesi ile AB’nin ge- çen temmuz ayõndaki kararõna dayandõrdõ. Suç duyusunda şu ge- rekçeler ortaya kondu: “Roma statüsüne ta- raf olmayan devletler bakımından UCM’nin kararı bağlayıcılığı ko- nusu tartışmalıdır. Fa- kat Güvenlik Konse- yi’nin 2005 yılında ka- bul ettiği 1593 sayılı kararı bu bağlayıcılığı sağlamaktadır.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle