03 Ekim 2025 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 KASIM 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Küresel kriz sonrası toparlanma ve büyümeye geçiş sürecinde yoğun bir ayrışmanın yaşandığı bir döneme girmekteyiz. Gerek ülkemizde, gerekse dünya ekonomilerinde bir yandan istihdam kayıpları ve işsizlik yaygınlaşırken, bir yandan da sanayi üretimindeki daralmanın tüm şiddetiyle hüküm sürdüğü gözleniyor. Öte yandan finansal varlıkların fiyatları ve menkul kıymet borsa endeksleri açısından kriz öncesi değerlerin neredeyse yakalandığı görülmekte. Tüm dünyada başta sanayi sektörleri olmak üzere küresel krizin etkileri yoğunlaşırken, finans sistemi yaralarını neredeyse sarmış gözüküyor. Geçen haftanın en önemli verisi Amerikan ekonomisinden geldi: Ekim ayında Amerikan ekonomisinde açık işsizlik oranının yüzde 10.2’ye sıçradığı açıklandı. Bu oran, 1982’nin aralık ayında gözlenen yüzde 10.8’lik “işsizlik rekoruna” oldukça yakındı. Kaldı ki söz konusu oran sadece “açık” işsizlik oranına aitti. Nitekim, Amerikan Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü’nün (EPI) tahminlerine göre “son dört hafta içerisinde aktif olarak iş arayıp da bulamayanları” kapsayan bu orana, “son bir sene içerisinde iş arayanları ve tam zamanlı çalışmaya hazır, ancak iş bulamadığı için yarı zamanlı istihdam edilebilen” milyonlar da katıldığında, elde edilen açık artı gizli işsizlik oranı yüzde 17.5’e varmaktaydı. Dolayısıyla, ekim ayı itibarıyla Amerikan ekonomisinde her altı kişiden biri açık ya da gizli işsiz konumundadır. Bu oran Aralık 1982 için tahmin edilen yüzde 17.1’lik oranın daha da üstündedir. Geçen pazartesi günü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sanayi üretim verilerini açıkladı. TÜİK’in tahminlerine göre eylül ayı itibarıyla sanayi üretimi bir önceki yılın eşdeğer dönemine görece hesaplandığında yüzde 8.6; bir önceki aya (Ağustos 2009) görece de yüzde 0.4 oranında daralmıştır. Yani sanayi üretimi yaz sonundan itibaren sürüklendiği ikinci dalga resesyon sürecinde daralmasını sürdürmektedir. Sanayi kesimi küresel krizin etkilerinin açıkça hissedilmeye başladığı 2008 Ekimi’nden bu yana negatif büyüme oranları sergilemekte, yani daralma içerisinde yaşam savaşı vermektedir. İstihdam kayıplarının ve sanayi üretim düzeyindeki daralmanın şiddetlendiği bu dönemde bir yandan da küresel finans piyasaları bir coşku içinde gözükmektedir. Bu coşkuyu körükleyen ana mekanizma ise küresel para piyasalarında hükümran para birimi olarak işlev gören Amerikan Doları’nın son derece ucuz olmasından kaynaklanmaktadır. Amerikan ekonomisi neredeyse sıfır faizle çalışırken, finansal spekülatörler dolar bazında son derece ucuza borçlanabilmekte, elde ettikleri fonları da hisse senedi, tahvil ve diğer finansal kâğıtlara “yatırmaktadır”. Böylece, doların ucuzluğu diğer finansal kâğıtlara güçlü bir talep yaratılmasını sağlamaktadır. Yani, sıfır faizli dolar maliyetleri sayesinde finansal sistemde bir kaldıraç işlemi gerçekleştirilmektedir. Son dönemde dünya finans piyasalarında estirilen genişleyici konjonktürün (carry trade diye anılan) bu tür kaldıraç işlemlerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Peki finans piyasalarında yaratılan bu köpük nereye kadar şişkinleştirilebilir? Ve daha önemlisi, bu tür kaldıraç köpüklerinin yarattığı yeni tehditler nelerdir? Bu konuda, küresel kriz “kâhini” olarak adlandırılan iktisat profesörü Nouriel Roubini, finansal varlık fiyatlarındaki bu şişkinleşmeyle birlikte yeni bir köpüğün yaratılmakta olduğu ve bir gün bu köpüğün patlamasıyla birlikte şimdiye dek görülmemiş bir finansal krizin yaşanabileceği uyarısını yapmaktadır. Sanayi sektörleri daralan, istihdam kayıpları şiddetlenen ve gerçekte büyüyemeyen ekonomilerde “toparlanma artık büyümeye dönüştü” düşleri içerisinde olan finans dünyası, reel ekonominin gerçeklerinden kopmuş durumdadır. Bu arada küresel sermaye artık birikimini sanayi yatırımları üzerinden değil, finans dünyasının sanal rantları ile sürdürmeye yönelmekte ve adeta sanayisiz ve istihdamsız bir köpük kapitalizmi kurgulamaktadır. Köpük Kapitalizmi: Sanayisiz Büyüme, Büyümesiz Toparlanma Dinçer’e göre kamuda uzmanlõk oranõ yüzde 20’lerin altõnda, memurlarõn yüzde 11’i kamuya hizmet üretemiyor Doğan Yayõn Holding davasõ ertelendi Doğan Yayõn Holding AŞ, ver- gi/ceza ihbarnamelerinin terkini için Halkalõ Vergi Dairesi aleyhine açõ- lan davada duruşma ertelendi. Hal- kalõ Vergi Dairesi aleyhine açõlan da- vada, dairenin “reddi hâkim” tale- binde bulunmasõ nedeniyle bugün yapõlmasõ gereken duruşmanõn, ile- ri bir tarihe ertelendiği kaydedildi. Öte yandan çeşitli yayõn organla- rõnda çõkan haberler üzerine bir açõklama yapan Doğan Yayõn Hol- ding, herhangi bir satõş işlemi ya- põlmadõğõnõ, söz konusu haberlerin gerçeği yansõtmadõğõnõ duyurdu. Çõkan haberler üzerine sabah se- ansõnda işleme kapalõ olan Doğan Yayõn Holding hisseleri, öğlen 12.00 seansõnda işleme açõldõ. OVM: Petrol Ofisi görüşmeleri sürüyor VİYANA (Reuters) - Avusturyalõ petrol ve doğalgaz şirketi OMV, üçüncü çeyrek bilançosuyla birlik- te yaptõğõ açõklamada Petrol Ofisi konusunda görüşmelerin sürdüğünü belirtti. OMV, düşük petrol fiyatlarõ ve da- ralan rafineri marjlarõnõn üçüncü çeyrekte gelirlerin azalmasõna neden olduğunu açõkladõ. Şirket, yõlõn üçüncü çeyreğinde satõş gelirlerin- de geçen yõlõn aynõ dönemine oran- la yüzde 49 düşüş yaşandõğõnõ açõk- larken vergi ve faiz öncesi kârõnõn geçici nitelikteki bir seferlik gelir- ler çõkarõldõktan sonra 514 milyon Avro’ya gerilediğini belirtti. ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI TASARISI KÖŞKE İADE Konuşmasõnõn ardõndan katõlõmcõlarõn sorularõnõ yanõtlayan Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Ömer Dinçer, “Özel İstihdam Büroları Cumhur- başkanı tarafından veto edilmişti. Şimdi ne olacak” şeklindeki bir soruya, “Özel istihdam bürolarına yö- nelik kanun, ısrarla çıkarmayı düşündüğümüz kanunlardan biri. Kanun, iyi anlaşılmayan bir şe- kilde eleştirildi. Köle düzeni gibi anlatıldı. Biz, büt- çe görüşmelerinden sonra yeniden ve aynen Cum- hurbaşkanı’na göndereceğiz” yanõtõnõ verdi. Boeing’in, yaklaşan füzelere karşı erken uyarı ve koruma sistemi testleri başarı ile tamamlandı. Boeing’den yapılan açıklamada, firmanın, Avustralya’nın Havadan Erken Uyarı ve Kontrol (AEW&C) Sistemi projesi olan Wedgetail projesine ilişkin Karşı Tedbir Atma Sistemi’nin (CMDS) testlerini başarıyla tamamladığı kaydedildi. CMDS testlerinin tamamlanmasının, Wedgetail AEW&C uçağının genel Elektronik Harp Kendini Koruma (EWSP) kabiliyetinin doğrulanmasına yönelik önemli bir adım olduğu vurgulandı. “Bu dönüm noktası, Boeing’in askeri sistemleri ticari uçaklara entegre etme kabiliyetinin ve müşterilerimizin operasyonel ihtiyaçlarına yönelik düşük riskli, maliyet etkin çözümler sunuyor olduğumuzun en son örneğidir” denildi. Boeing füzelere karşı koruyacakBoeing füzelere karşı koruyacakBoeing füzelere karşı koruyacakBoeing füzelere karşı koruyacak Ekonomi Servisi - Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Mustafa Koç, eko- nomik kalkõnmanõn dünya- ya aynõ anda refahõ getir- meye yetmediğini söyledi. Yönetim Kurulu Başkanõ Koç, İsveç’te düzenlenen ve ‘Pro- tect, Respect and Re- medy’ başlõklõ sosyal sorumluluk konfe- ransõndaki konuş- masõnda, iş dünyasõ olarak toplumsal so- runlarõ ve ihtiyaçla- rõ görmezden gelme lüksüne sahip olma- dõklarõnõ ifade etti. Vehbi Koç’un, günün şartlarõn- da her şeyi devletten beklemek yerine, elini taşõn altõna koydu- ğunu ve toplumsal alanda pek çok hizmet verdiğini anlatan Koç, “Vehbi Koç Vakfı’nı ku- rarak, sosyal sorumluluğu ku- rumsallaştırdı. Kriz de göster- miştir ki sadece ekonomik kat- ma değer üretilmesi tüm dün- yaya refahı getirmiyor. Bu ne- denle küresel sürdürülebilir kalkınma için koordineli çalış- mamız şart” dedi. Koç, piyasalarõn ve politikalarõn birbirinden bağõmsõz ol- duğunu söylemenin doğru olmayacağõna dikkati çek- ti. Koç, “Genel geçer bir yaklaşım vardır: Devlet kural koyar, iş dünyası bunu uygular. Peki, gerçekten böyle mi? Sı- nırlar nerede başlıyor, nerede bitiyor? Burada öğrenmemiz gereken, kurumlarla şahıslar, devletlerle kurumlar arasın- daki işbirliğinin önemini gör- memizdir. Bu dengeleri koor- dineli birliktelik lehine yeniden konumlandırmak gereklidir” ifadesini kullandõ. Ekonomi Servisi - TAV Ha- valimanlarõ Holding, Suudi Ara- bistan’da kurulu Al-Rajhi Hol- ding ile bu ülkede bulunan ha- valimanlarõ konusunda işbirliği yapõlmasõ amacõyla ortak girişim sözleşmesi imzaladõ. TAV’dan yapõlan açõklama- ya göre Suudi Arabistan’da bu- lunan havalimanlarõ işletmecile- ri ile havaalanõna entegre hiz- metler vermek üzere sözleşme- ler yapma imkânlarõnõn araştõ- rõlmasõ ve değerlendirilmesi ile ortaklaşa tespit edilen projeler için ihalelelere girilmesi amacõyla Al-Rajhi Holding ile yüzde 50 ortaklõkla bir şirket kurulmasõnõn kararlaştõrõldõğõ belirtildi. TAV Havalimanlarõ Holding İcra Ku- rulu Başkanõ M. Sani Şener “TAV Havalimanları, gün geç- tikçe artan kalifiye insan kay- nağı ve sürekli gelişen sağlam altyapısıyla havalimanı işlet- mesi alanında dünyada aranan bir güç konumuna geldi. Suu- di Arabistan’a da hiz- met ağımızı götür- mek üzere güç birli- ği yaptığımız Al-Raj- hi Holding Gru- bu ile pek çok proje için dirsek dir- seğe çalı- şacağız” dedi. Boeing füzelere karşı koruyacak TAV Suudilerle anlaşma imzaladõ Mustafa Koç: Toplumsal sorunlara seyirci kalamayõz Mustafa Koç, son küresel ekonomik krizin, iyi yönetişim olmaksõzõn, hiçbir kalkõnma hamlesinin sürekli olamayacağõnõ gösterdiğini söyledi. ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Atatürk’ün ölümünün 71. yılı... Saat 9’u 5 geçeyi gösteriyor. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da siyasiler Anıtkabir’e çelenk koyup saygı duruşunda bulunur, televizyon kameraları nöbet tutan erlerin gözyaşlarına odaklanırken içimdeki acı yumağı yine büyüyerek devleşiyor. 75 milyon nüfusa ulaşmış bir Türkiye. Kişi başına milli gelir 10 bin 471 dolar. Dünya toplam GSYİH’sinden aldığımız pay yüzde 1.35... Sayısı ile övünüp asla sahip çıkmadığımız bir gençliğimiz, eli bıçaklı kocaların, sevgililerin hatta babaların elinde can veren genç kızlarımız, kaçırılan çocuklarımız var bizim. Şiddet Türkiye’yi pençesine almış, kültürel erozyon son kertesinde... Türk toplumu ‘Recep İvedik’te kendisini seyrediyor. Üstelik buna, yani kendisine çevrilen aynaya kahkahalarla gülerek... Zülfü Livaneli’nin bir makalesinde dediği gibi mesele gerçekten “kültürün değişimi” mi? Ve “medya başta olmak üzere birçok kurumun Recep’leşmeyi yani lümpenleşmeyi desteklemesi” mi?.. Ve işin garibi “Bize neler oluyor” sorusunu sadece bir avuç insanın soruyor oluşu... Sevgilisinin kafasını bedeninden ayırıp çöpe atanlar, para vermedi diye tüm ailesini katledenler, köy düğününde kadın-çocuk demeden önüne geleni tarayanlar... Erkeğe, turiste, hayvana, dünya barışı için dünyayı turlayanlara, sevgilisine, çocuğunun sevgilisine, hatta çocuğuna tecavüz edenler... Ve daha nice sayamayacağım çirkinlikler süslüyor haber bültenlerini, gazete manşetlerini... Polis kayıtlarına bakıldığında Türkiye genelinde suç oranlarının arttığı görülüyor. Ancak daha ayrıntılı bakıldığında insanın kanını donduran bir ayrıntı ortaya çıkıyor: Çocuklara karşı işlenen suçlar Türk geleneklerinin de etkisiyle bu ülkede her zaman her koşulda dokunulmazlığı olan çocukların artık toplumsal değer sıralamasında geri plana düştüğü anlaşılıyor. İşin en üzücü tarafı ise insanların kendi çocuklarına bile acımaması. Çivisi çıkıyor toplumumuzun. Tüm bunlar yargıda, siyasette, dinde kutuplaşmalarla körükleniyor. Güven erozyonu büyüdükçe büyüyor. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğunda ilk yaptığı laik bir toplumun temellerini atmak ve insanına yatırım yapmak olmuştu. Zorlu bir süreçti, kaynaklar kıttı, insanlar kara cahildi. Buna karşın devasa eğitim hamleleri başlatıldı, dünya klasikleri Türkçeye çevrildi, yurtdışına öğrenciler gönderildi, yurtdışından saygın bilim insanları Türkiye’ye davet edildi. Kalkınma hamlesi deyince para değil insan geliyordu o zaman akla. Bugün de gelişmiş ülkelerin kültür mühendisliğinde ve zekâ ekonomisinde en büyük silahları insana yatırım. Bir ülkenin kendi insanına ne kadar ve nasıl yatırım yaptığını ölçüp diğer ülkelerle kıyaslayan ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hazırlanan “İnsani Gelişme Endeksi”nde Türkiye ne yazık ki hayli gerilerde. 2009 verileri 182 ülke arasında 79. sırada olduğumuzu gösteriyor ve Türkiye’nin “insana yatırım yapmaya devam etmesi gerektiği” ısrarla vurgulanıyor. Kadınların ekonomik ve politik hayata aktif katılımını ölçen endekse göre ise Türkiye 109 ülke arasında 101. sırada. Yani sondan 8’inci... Dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye’nin dünya insanı gelişmişlik sıralamasındaki bu yeri, bizim kendimizi ne kadar iyi ya da büyük gördüğümüzden öte, başkalarının ve dünyanın nasıl gördüğünün ve nasıl anladığının görülmesi bakımından son derece önemli. Benzer bir sıralama Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Rekabetçilik Raporu’nda Türkiye’nin 133 ülke arasındaki yerinde de ortaya çıkıyor. 133 ülke arasında yapılan sıralamadaki yerimiz 69’unculuk. Ancak bir de kimi alt değerlerdeki sıralamaya bir göz atalım. Örneğin; hükümet harcamalarındaki israfta 133 ülke arasında 101’inci; hükümet kararlarındaki kayırmacılıkta 95. sıradayız. Hukuki çerçevenin sorunları çözmedeki verimliliğinde 83. sırada, ilk eğitimin kalitesinde 92. sıradayız. Gelişmiş ekonomiler arasında, önemli ülkeler arasında yer almasıyla övünüyor, özellikle G20 ülkeleri arasında yer almaktan büyük memnuniyet duyuyor siyasi iktidarımız ancak konu insani gelişmeye gelince nal topluyoruz. 2009 Türkiyesi... B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK Ekonomi Servisi - Çalõşma ve Sos- yal Güvenlik Bakanõ Ömer Dinçer, devlet memurunun vasõfsõzlõğõndan yakõndõ. Dinçer, Türkiye Personel Yönetimi Derneği (PER- YÖN) tarafõndan düzen- lenen “17. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi”nin açõlõşõnda şunlarõ söyledi:  En temel sorunumuz istihdam. Lise altõ kesimin yüzde 56’sõ işsiz. Gençlerin mesleksiz olmalarõ so- runlarõmõzõ derinleştiriyor. Buna sõ- kõntõya son yõllarda tarõmdaki çö- zülme de eklendi. Mevcut istihdamõn kalitesi ortada.  Bu durum uluslararasõ rekabet gü- cümüzü olumsuz etkiliyor. Bugün ka- mu bürokrasisinde uzmanlõk oranõ yüzde 20’lerin altõnda. Şu anda 2 mil- yon 600 bin civarõndaki devlet me- murunun yüzde 36’sõ bütünüyle va- sõfsõz insanlardan oluşmakta, yüzde 11’i ise aslõnda kamuya hizmet üretemiyor.  Nüfus 2013’te 79 milyona ula- şacak. İyi bir planlayamazsak, gele- ceğin Türkiye’si büyük ama vasõfsõz olacak. Sen-ben kavgasõ, vasõfsõzlõk do- muz gribinden daha tehlikelidir.  Türkiye bu büyük girdaptan, ka- ranlõk tünelden yine kendi insan kay- naklarõyla çõkabilir. Yeter ki insanla- rõmõzõn önünü açalõm, demokrasimizi geliştirelim. Bunu hayatõn her ala- nõnda birbirimize güvenerek yapaca- ğõz. Birbirimizi başarõya motive etmeli, birbirimize güven aşõlamalõyõz. Çalõşma Bakanõ, istihdam kalitesinin düşüklüğünden yakõnõrken “Vasõfsõzlõk, kalitesizlik, domuz gribinden daha tehlikelidir” dedi. Benim memurum vasõfsõz Sani Şener T.C. ANKARA GAYRIMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDENTAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO 2008/1990 Es. Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ Satõş Şartlarõ: Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Özgür Mahallesi, (Uğur Mumcu Mahallesi) Başkent Bulvarõ 1600. Sokak’ta (Eski 208. Sokak) Banknot Sitesi’nde 130 kapõ nolu ya- põnõn bulunduğu yere rastlayan imarõn 15474 ada, 1 parseli teşkil eden, 32012 m2 arsa üzerine inşa edilmiş, 1/177 arsa paylõ, A-l Tipi 130 nolu bodrum kat, antre ve bir odadan, gi- riş kat, antre, salon, mutfak, wc ve bir balkondan, 1. kat, 3 oda, banyo ve bir balkondan müteşekkil, toplam 132 m2 kullanõm alanlõ dubleks mesken vasõflõ taşõnmaz bir borç nedeni ile açõk artõrma suretiyle satõlacaktõr. Gayrimenkulün geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ : 120.000,00. TL %1 KDV alõcõya aittir. 1- Satõş 09.02.2010 günü, saat 10.15’den 10.25’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetin %60’õ ve rüç- hanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmaz ise en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõy- la, gayrimenkul 19.02.2010 günü, saat 10.15’den, 10.25’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geç- mesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz ise satõş talebi düşecektir. 2- Açõk artõrmaya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz (dosya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediği takdirde ken- disine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma Değer Vergisi, ihale damga vergisi, alõcõ adõna tahakkuk edecek 1/2 tapu harcõ satõn alana ait olacaktõr. Birikmiş emlak ver- gi borçlarõ, tellaliye resmi ile satõcõ adõna tahakkuk edecek tapu harçlarõ satõş bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alõcõsõna aittir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa dahil olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdür- lüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satõş bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadõr. 5- Gayrimenkul ken- disine ihale olunan kimse müddetinde parayõ vermezse ihale kararõ fesholunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bulunmazsa hemen artõrmaya çõkarõlõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce yapõlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada tek- lifin İİK 129. maddedeki hükümlere uymasõ şartõyla taşõnmaz en çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn icra müdürlüğünce tahsil olunur. 6- Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örnek gönderilebilir. 7- Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/1990 Es. sayõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze baş- vurmalarõ rica olunur. 21.10.2009 (İc. İf. K. 126) ( * ) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 63433) T.C. ANKARA İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN ADİ TASFİYE VE İFLASIN AÇILMASI İLANI Dosya No: 2009/23 Müflisin Adõ ve Adresi: T.M.T. Taahhüt Mühendislik ve Ticaret Ltd. Şti. Çetin Emeç Bulvarõ 2. Cad. No:6/5 06460 Aşağõ Öveçler/ANKARA İflasõn açõldõğõ tarih: 08.07.2009 Günü Saat: 12.50 Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.07.2009 tarih ve 2009/59 Esas, 2009/396 Karar sayõlõ kararlarõ ile iflasõna karar verilmiş olan yukarõda adõ ve adresi yazõlõ müflis hakkõnda tasfiyenin şimdilik adi tasfiye şeklinde yapõlmasõ tensip kõlõn- mõş olduğundan; 1-Alacaklõlarõn ve istihkak iddiasõ sahiplerinin alacak ve istihkaklarõnõ ve bunlarõn dayanağõ olan belgelerini veya örneklerini bu ilan tarihinden itibaren bir ay içinde Mü- dürlüğümüze kaydettirmeleri veya tevdi eylemeleri, 2-Müflise borçlu olanlarõn aynõ süre içinde kendilerini ve borçlarõnõ bildirmeleri ak- si halde ( İc.İf.K.nun 336. maddesi uyarõnca) cezai sorumluluğu gerektireceği, 3-Müflis mallarõnõ her ne surette olursa olsun ellerinde bulunduranlarõn o mallar üzerinde kanuni haklarõ saklõ olmak şartõyle bunlarõ aynõ süre içinde iflas dairesi em- rine tevdi etmeleri, makul özüre dayanmaksõzõn vermezlerse cezai sorumluluğa uğra- yacaklarõ ve rüçhan haklarõndan mahrum kalacaklarõ (İc.İf.K.m. 336), 4-08.12.2009 günü saat: 16.00’da Ankara İflas Müdürlüğü’nde ilk alacaklõlar top- lantõsõ yapõlacağõndan alacaklõlarõn bu toplantõya gelmeleri veya yetkili bir vekil gön- dermeleri, müflis ve müşterek borçlu olanlar ve kefillerinin ve borcu tefekkül eden sa- ir kimselerin bu toplantõda hazõr bulunmaya haklarõ olduğu ilan olunur. 04.11.2009 (İc.İf.K.m.219, 336) (Basõn: 63449)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle