07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA ÇEVRE Dünyaca ünlü çevre analisti Brown, 'tklimi kurtarmak için çok hızlı davranmalıyız' dedi Dünyadönümnoktasında Bireysel çözümler ÖZLEM GÜVEMLİ Dünyaca üıılü çevre analisti Les- ter Brown, dünyamn iklim açı- sından bir dönüm noktasında bu- lunduğunu vurgulayarak "Eğer o dönüm noktası aşılırsa Kyoto ve benzeri tünı sözleşmeler geçersiz ve anlamsız kalacak" dedi. Brown, uluslararası birçok yatınmcının gö- zünün, rüzgâr santralları açısından büyük bir potansiyele sahip olan Tür- kiye'nin üzerinde olduğunu söyledi. TEMA Vakfı'nın davetlisi olarak "Plan B 3.0: Uygarlığı Kurtarmak tçin Harekete Geçmek" adlı yeni ki- tabını tanıtmak üzere Türkiye'ye ge- len çevre analisti Lester R. Brown, ga- zetemizin sorulannı yanıtladı. Brovvn, Türkiye'nin yeni taraf olduğu, 2012'de yürürlüğü sona eren Kyoto Protokolü'nün kriterlerine 4 yıl için- de ulaşmasının çok önemli bir geliş- me olacağını belirterek "Ama ulus- lararası sözleşmelerin yapılıp son- ra tcyidinin alınması gibi bir süre- ce zamanımız kalmadı. Eğer dün- yayı kurtarmak istiyorsak çok hız- lı hareket etmeliyiz. Bununla ilgili bir örnek vermek istiyorum: ABD'de kömürle çalışan elektrik santrallarına karşı tabandan baş- layan bir hareket var. Geçen yıl ABD'de 151 adet planlanmış kö- mürle çalışan santral projesi vardı. 6O'ı ya reddedildi ya hiç uygula- maya konulmadı. 50 tanesi de şu an- da dava edildi. Davalar kazanılmak üzere. Geriye kalan 4O'ı lisans sü- recine ulaşmadığı için bir şey ya- pılmadı ama lisans alır almaz dava edilecekler" diye konuştu. Wall Street'te 4 büyük yatınmcının artık kömürle çalışan santralların fı- nansmanına destek vermeyeceklerini açıkladığını dile getiren Brovvn, "Kö- ıııür sektörüne sırtlarını döndüler. Bu yıl sonuna doğru ABD'de kö- mürle işleyecek elektrik santrah konusunda tam bir yasaklamaya ulaşabiliriz. Ama bunun Washing- ton ile hiçbir bağlantısı yok, tama- men bağımsız. Kömürlü santralla- ra karşı olan grupların başında olanlar, önce Çin, Avrupa bıraksın sonra biz bırakırız demediler. Biz ülkemizde bu santralları istemiyo- tklim değişikliği uzmanı Hansen 'Petrol şirketi yöneticileri yargılansın' dedi Doğaya karşı suç işliyorlar Dış Haberler Servisi - Dünyanın önde gelen iklim değişikliği uzmanlanndan Ja- mes Hansen, ABD Kongrc- si'nde yapacağı açıklanan ko- nuşmada petrol şirketi yöne- ticilerinin "insanlığa ve do- ğaya karşı işledikleri suç- lardan dolayı" yargılanma- lannı isteyecek. Sigara şir- ketlerinin kanser vakalannın üzerini örhnesine benzer ola- rak, büyük petrol şirketlerinin de küresel ısınmaya yol açtı- ğını inkâr ettiğini söyleyen Hansen'in, iklim değişikliği- nin önüne geçilememesi lıa- linde bir an önce radikal ön- lemler ahnması gerektiğine işaret etmesi bekleniyor. Hansen'in basına açıklanan ko- nuşmasında, ExxonMobil ve Peabody Energy gibi büyük petrol şirketlerinde çalışan yöneticilerin küresel ısın- mayla ilgili olarak toplumu yanılt- tıklan için yargılanmalan çağrısı ya- pacağı bildirildi. James Hansen, Ingiliz Guardian ga- zetesine yaptığı açıklamada, "Eğer çe- şitli kurumlar aracıhğıyla okul ki- taplanna bile giren yanlış bilgilerin yayümasından sorumlu yönetici ko- numundaysanız, bu bir suçtur" de- di. 23 Haziran 1988'de de Kongre'de bir konuşma yapan ve ilk defa küresel ısın- ma tehdidine dikkat çeken isimlerin ba- şında gelen Hansen, o dönemde birçok bilim adamının aksine acil olarak ha- rekete geçilmcsi gerektiğini belirt- mişti. Hansen'in aynca kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri öncesi küresel ısınma konusunda ye- terli çabayı göstermemekle eleştirdiği Kongre üyelerine baskı yapması bekleniyor. NASA'ya bağh Goddard Uzay Araştırmalan Enstitü- sü'nün başkanı olan Hansen, yeni ABD Başkanı'nın göreve başlayacağı 2009 yilının ABD'nin imzalamadığı Kyoto Protokülü'nün geleceği açı- sından da önemli olacağını vurguladı. Hansen, "Yeni ABD başkanı, eski başkanlardan Kennedy'nin aya insan gön- dcrnıe kararına benzer ola- rak bu konuda inisiyatif al- malıdır" diye konuştu. Han- sen, "Asıl sorun siyasi irade değil, lobicilerdir. Gerçek şu ki Washington'da paranın sözü ge- çiyor ve denıokrasi olması gerekti- ği gibi işlemiyor" yorumunu yaptı. Ote yandaıı Hansen'in da aralarmda olduğu 150 kişi, küresel ısınmaya kar- şı dünya liderleri üzerinde baskının art- tınlması amacıyla başlattıklan kam- panya kapsamında, gazetelerde ya- yımladıklan ilanlarla karbon seviye- sindeki hedefin daha da azaltılmasını talep etti. Sahibinden satılık mavi tur Mavi tur teknelerini işletenler birkaçyıl öncesine kadar haftada 7 tur yaparkenşimdilerdesiftah dahiyapamadıldangünlerolduğunusöylüyorlar ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Mavi tur teknesi işleten- ler, maddi sıkıntılar nedeniyle teknele- rini satışa çıkardılar. Sektörün para ka- zandırmadığmı kaydeden tekne sahip- leri, denizcilik mesleğini bırakarak baş- ka sektörlerde şanslannı deneyecekle- rini vurguluyor. Tekne sahipleri, "Bir- kaç yıl öncesine kadar haftada 7 tur yaparken bu yıl siftah dahi yapama- dığımız günler oluyor. Vergiler bizi bi- tirdi. Devlet denizcilik yapmamızı istemiyor" diyor. Yıllardır ekmeklerini çıkardıklan de- niz taşımacıhğında artık kazanmanın zorlaştığını belirten tekneciler, ekmek teknelerini satmak için Mannaris Li- manı'nda müşteri bekliyor. Mannaris Li- manı'nda 10 yıldır tekne işletmeciliği ya- pan Batu Cenk Demirezen, "Mazot 3 lirayı geçti. Belediye ve bağlı olduğu- muz oda, yıllık vergilere yüzde yüze varan oranlarda zam yaptı. Üç ay ça- lışıp, 9 ay çalışmayan bir sektörden tekne başına yılda ortalama 5 bin YTL vergi istiyorlar. Artık dayana- mıyoruz. Bu nedenle ekmek teknele- rimizi satışa çıkardık" dedi. « X E K N E Y ) S A T I P I BORÇ ÖDEYECEĞİM' Tekne sahibi Demirezen, ilk hedefinin teknesini satarak borçlannı ödemek ol- duğunu kaydcderek "Geçmişte mas- raflar düşüldüğünde ayda elime 3-4 bin YTL para geçerdi. Şimdi teknenin gi- derleıini ödediğimiz zaman hiçbir şey kalmıyor. Zaten iş olsa bile bu paranın yarısını tur operatörü alıyor, bize bir şey kalmıyor" diye konuştu. Demirezen, "5-6 yıl öncesine kadar işlerimiz çok iyi gidiyordu. Mavi turların sayısı azaldı, tekneler denize açılamaz hale geldi. Bi- zim bu sektörde devam etmeye gücü- müz kalmadı" dedi. Teknesini satışa çıkaran Yıldınm Ta- şaner de alınan vergilerin ve cezalann adaletsiz olduğunu belirtti. Işi ile evi arasındaki bir millik mesafeyi yürüyerek gitriğini söyleyen Brown, bireylerin de küresel iklim değişikliğine karşı bir şeyler yapabileceğine dikkat çekti. Brown, bisiklet kullanımı- nın aıitınlmasını, tasarruf yapan ampullerin tercih edilmesini, ga- zete gibi günlük hayatımızda sık- ça kullandığımız kâğıtlann geri dönüştürülmesini önerdi. Küresel ekononıinin en kısa sürede yeni- den yapılandınlması gerektiğini vurgulayan Brovvn, bireylerin top- lumsal hareketlere katılmasının, çevre kampanyalannı destekleme- sinin önemine değindi. ruz diyerek yola çıktılar. Eğer bu mücadele kazanılırsa, dünyamn ik- liminin dengelenmesi konusunda önemli ve çok büyük bir adım atıl- mış olacak. tlk büyük zaferimiz olacak. Ve bunun hiçbir uluslar- arası sözleşme ile ilgisi yok" dedi. Kriterlere yaklaşılamadı Brovvn, yürürlüğü dolmak üzere olan Kyoto Protokolü'nün hedefledi- ği kriterlere yaklaşılamadığını vur- gulayarak ABD ve başka ülkelerin protokole taraf olmadığını, taraf olan- lann da kriterlere uyma konusunda ye- teri kadar hızlı hareket etmediğini söy- ledi. ABD'de kömürle çalışan sant- rallara karşı başlatılan hareketin ulus- lararası hale geleceğini ümit ettiğini kaydeden Brovvn, lngiltere'de de böy- le bir hareket başladığını anlattı. Kyoto Protokolü'nün sona ereceği 2012'den önce çok büyük değişik- likler olmasını beklediğini açıklayan Brovvn, şunları söyledi: "Kömür santrallarının reddedil- mesi süreci gelişecek ve mevcutla- rıııııı da kapatılmasına kadar gidi- lecek. Uçaklarda sigara yasağı uy- gulanmaya başladığında önce arka bölümünde içilmesi serbestti. 1-2 yıl içinde her yerinde yasaklanmasına karar verildi. Atılacak cesur adım- lar ve yeni hareketler konusunda büyük bir dönüm noktası yaşana- cağına inanıyorum. Teksas'ta bir petrol devi 23 bin megavatlık rüz- gâr enerji santralı kuruyor. Tür- kiye'de geçen kasım ayında rüzgâr santralı için ihale yapılmış ve 78 bin megavat için yoğun başvuru ol- muş. Türk firmalarının yanı sıra uluslararası bazda rüzgâr çiftlik- lerine yatırım yapan şirketlerin de başvurusu olmuş. Bu, büyük bir uluslararası yatırım arzusu oldu- ğunu gösteriyor. 2012 yılına ka- dar dünyamn birçok yerinde yeni- lenebilir enerjinin gelişiminde pat- lama bekliyorum." Nükleer çok pahalı Brown, küresel iklim değişikliğinin çözümünün nükleer enerji olamaya- cağma dikkat çekerek şöyle devam et- ti: "Nükleer santral yapılırken tüm masraflar fiyata dahil edilmeli. Atıklarla baş edilmesi, sigorta mas- rafları hesaba katılmak zorunda. Santralın devreden çıkarılması da masraflara dahil edilmeli; çünkü bu işlem kurulumdan daha pahalı. Nükleer enerjiye artık elektrik te- kellerinin olduğu ülkelerde yatı- rım yapılıyor. ABD'de en son nük- leer reaktör 29 yıl önce sipariş edil- di. Burada elektrik santralım kur- mak isteyen kurum, iddiaya girerim ki atıkların yok edilmesinin ıııas- raflarının hükümete ve vergi öde- yenlere yükleneceğini düşünüyor- dur. lldimi dengelemek istiyoruz ama bunu en az masraflı yolla yap- mak istiyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarma yatırım yapmak, nük- leer enerjiye yatırım yapmaktan da- ha ucuz ve daha verimli. Yatırım yerine yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak daha ucuz ve daha verim- li. Nükleer hem çok pahalı hem re- kabetçi değil. Nükleer enerjiyi is- teyen ülkeler, bu enerjiyi nükleer si- lahlara erişim konusunda kullan- mayı düşünüyorlar. Nükleer, ulus- lararası düzeyde siyasi olarak yö- netilebilir bir konu değil." UatürkdevrimlHpp travma yaratmış ^ ı MED CEZİR MEHMET FARAÇ Köstebek TarafıL R ı z a Z e | vu t Ta ~ raf gazetesinin misyonunu he- nüz piyasaya çık- madan, 14 Kasım 2007 tarih- li Güneş gazetesinde, "Fethullahçı Altan'ın Taraf'ı" başlığı altında şöyle anlatmıştı: "Tüıtancılık altında tarikatçılık, Kürt şovenciliği, ordu düşmanlığı; Türk düşmanlığı. Kadro vezihniyet tarikat- çıların güdümünde olduğuna göre; haklı olduğum ortaya çıkacaktır. Fet- hullahçıların uzandığı son nok- ta işte burası." Ve Zelyut haklı çıkıyor! O ga- zete, çıktığı günden bu yana Cum- huriyet kurumlarına ve orduya saldı- rıyor! Taraf'ın geçen cuma günü, "Yargıçlar ordu çizgisine çekilecek" manşetinin altında "Lahika" adı veri- len bir çizelge yayımlandı. Genelkur- may yalanlamasına karşın dinci basın TSK'yi hedef almaya başladı. Sabah gazetesi yazarı Muharrem Sankaya, 21 Haziran'da, Genelkurmay Başka- nı Yaşar Büyükanıt'ın, "O gazeteyi fı- nanse eden kim, siz ona bakın" şek- lindeki yaşamsal sorusuna yer verdi! Tarafın yönetmeni Ahmet Altan ise pazar günü "Gizli patronumuzu açık- layın" diyerek topu taca attı! Oysa tıp- kı Serdar Akinan'ın dünkü Akşam'da yazdığı gibi şu sorular yanıt bekliyor: "40 kuruşa gazete çıkarmak, ayda en az 500 bin dolarzarar demektir. Al- kım Yayınları matbaası para basmı- yorsa bu gemi yürûmez. Taraf nere- de basılıyor? Zaman gazetesinin bas- kı tesislerinde. Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Bunu açıklaması gereken bir orgeneral midir, yoksa ga- zetenin yönetmeni mi?" TSK; PKK ve irticadan sonra, cemaatin bastığı bir gazetenin de saldırısı altında!.. Asıl mesele, bu gazetenin psikolojik harp amaçlı "ucuz propagandası" değil, bu cepheye malzeme sızdıran mekanizmanın nasıl işleyebildiği... Yani karargâhtan yükselen "Sar- musak" kokusu!.. TSK, karargâhta- ki olağan görüşmeleri, stratejik bil- gi ve belgeleri ordu düşmanlarına sızdıran "/cösfet>e/("lerle ilgili acaba ne yapıyor? Bu "disiplin" sorusu ya- nıtsız kalırsa, bilinmelidir ki, cema- at epeyi yol almıştır! JVKFnin ikınt' adamı Dengir Mıı Mrrhmcl Fırai'ırı, ABD'n r tlküı gaw!«i New Vorfcîflfl Ülkeyi işte bu kafa yönetiyor! Bu ka- fa, Atatürk gibi bir dehanın em- paryaUzmin kumpası ve hilafetin ka- ranlığından kurtardığı yoksul ve ezilmiş bir kitleden ulus yaratması- nı "travma" diye niteleme gafletine düşüyor! Oysa Atatürk'ün çocukları bu zihniyetin iktidarında yoğunla- şan, yolsuzluk, işsizlik, gerici kadrolaşma, irtica, türban, terör, yar- gı ve ordu düşmanlığının yarattığı travmayı aşmaya çalışıyor! Arslan ve Eşek! Hüseyin Hatemi 18 Haziran tarih- li Yeni Şafak'ta durup dururken, "Üfü- rükçüler" başlıklı bir yazı yazarak "Al- lahla Aldatmak" kitabı nedeniyle gün- demde olan Prof. Yaşar Nuri Öz- türk'ü hedef aldı. Öztürk'ün kitabını "kafa karışıklığı şaheseri" olarak nite- leyen Hatemi şöyle demişti: "llhan Arsel'e göre 'Yaşar Nuri Efendi' Atatürk düşmanla- rına hayranlık duyduğunu açıkça söyleyen bir kimse- dir. 'Yaşar Nuri Efendi' üfürükçü hü- cumuna maruz kaldığını bilmezlikten gelerek AKP'nin kapatılmasının 'fet- vâ'sını yayımlıyor." Okurları Prof. öztürk'ün Hatemi'ye yanıt vermesini beklemişlerdi! Oysa öztürk, Hatemi'nin yazısından tam bir gün sonra www.hurriyet.com'da, "Arslan ve eşekler" başlığı altında şunları yazmıştı: "Allah'a götürücü kılavuz iddiasıy- la ortaya çıkan veya getirilen kişi ve- ya kitaplar, Kuran'dan rahatsızlıkses- leri çıkarmaya başladıklannda kulağı- nıza, tepinen yaban eşeklerinin ayak sesleri ve anırtılan gelecek- YeniŞafak tir. Bendeniz bu ses ve anır- tıların çok değişik türlerini yıllardan beri dinleyenlerden biriyim." Sayın Öztürk'ün "üfürükçülük" sal- dırılarının ardından durup dururken hayvansever olması şaşırtıcı! Ne di- yelim, âlim kendisi, elbet bir bildiği vardır! NE YA^CI? ttji Jjedyanın yiğitleri, ilan edilme- Ivlmiş bir soğuk savaşın sıcak cephesinde birbiriyle düellolar yapmakta. Kovboylar gibiyiz. He- pimiz her sabah, 'Acaba karşıt gö- rüşü temsil eden köşelerde bana saldırı var mı?' diye gazeteleri açıyoruz. Köşe yazarları, kendi düşüncelerini açıklamak yerine, rakiplerinin görüşlerini ve kişilikle- rini çürütmek için güne başlıyorlar. Dilerim, medya yiğitlehnin düello- lan sonunda arkada bekleyen güç- ler topyekûn birsavaşa girişmez." Mehmet Bartas, Sabah ol aynmına geldik. Kastım, Ata- türkçülük fikriyatını savunan çevrelerin karşılaştığı açmazdır. Ya muasır medeniyet seviyesinin icaplanna itaatle Batı modeli bir si- yasi düzeni tercih edip Türkiye'yi rahatlatacaklar veya Atatürkçülü- ğü, 30'lu yılların tek partili hayatı- na uygun bir tahditler rejimi şekli- ne sokup iktidarlarını devam ettir- menin çaresine bakacaklar. Ata- türkçüler, lütfen biraz Atatürkçü olunuz ve Türkiye'nin ayağına bağ olmaktan vazgeçiniz!" A. Turan Alkan, Zaman 20 Haziran 2008 (Vatan Gazetesi) Sözcüler ve Sözcü! Laik kesimleri hedef gösteriyorlar, ağza alınmayacak hakaretler yağdı- rıyorlar, rejimi değiştirmek için din ti- careti yapıyoriar!.. Arkalannda iktidann gücü, kalemlerinde bundan kaynak- lanan pervasızlık var. Ama ne ya- parlarsa yapsınlar kendilerini millete beğendiremiyor, yurttaşın iradesiyle evlere giremiyorlar! Kimse onların öfke ve intikam hırsıyla şekillendirdi- ği gazetelerine para vermiyor! Onlar da medrese çocuklarını kapı kapı do- laştırıp bedava gazete dağıtıyor, ko- lilerle devlet dairelerine bırakıyor- lar!.. Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yıl- maz'ın 20 Haziran tarihli yazısı AKP sözcülerinin acınacak halini özetli- yordu: "AKP destekçisi 'dinci medya' sa- tış bakımından yerlerde sürünüyor. Vakit'in 32.166, Zaman'ın 25.154, Yeni Şafak'ın 16.837 adet bayi satı- şı var. Üç kardeşin toplam satışı, AKP muhalifi Sözcü 'nün yanına bile gelemiyor. Sözcü, 119.231 adetle, hepsine fark atmış durumda." Fethullahçılar bu yazı üzerine Yıl- maz'a küfür yağdırmışlar! Hürriyet ya- zarı, "Bu kadar terbiyesiz ve ağzı bozuk insanı, aynı cemaat çatısı al- tında nasıl toplayabildiğinin hesabını versin" diye mailleri hocalarına gön- derecekmiş! İyi de yapar! Belki mü- ritler "diyalog"u öğrenir!.. Rehberin Sözlüğii! Bir küfür haberi de Vakit'ten! Bu gazete, 59 kupon karşılığı Mek- ke ve Medine'ye götüreceği 150 okura gazetenin "ağzı bozuk" ya- zarı Hasan Karakaya'nın rehberlik edeceğini duyurdu! Karakaya, "Sah- tekâr kahpelere mahkeme tes- cilli cevabımdır" başlığı altında "AHC" diye tanıttığı bir Hürri- yet yazanna hakaretler yağdırdı! İşte "inananlann yüz akı" diye böbür- lenen Vakit'te, 21 Haziran'daki tek bir köşe yazısında geçen abdest bozacak kelimeler: "Sahtekâr, kahpe, kurdeşen, kaşını- yor, kaşıyacağız, kaşağı, kapak olsun, dönme, omurgasız, onursuz, saldırCo, tetikçi, kiralık kalem, şeytanın askeri, mahluk, şerefsiz, köpek, ulan, embesil, gerzek, özüriü, yaratık, arsız, yüzsüz, gö- zünegözlük, enayi, keriz, kaz, sahibinin sesi, pornocu, gözü doymaz, kaçakçı, sapına kadar, yalancı, sahtekâr, müfteri, palavra, yalaka, salako, seyyar kıbleli, puşt!" Karakaya işte bu zengin söz- cük hazinesiyle kutsal topraklarda okurlanna rehberlik yapacak! Ancak bu "edebi" yazılarını sürdürürse dünyada ilk kez dinci" bir yayın organı muzır- lıktan dolayı poşete girecek! e-posta: [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle