Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 HAZİRAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
ÇEVRE
Dünyaca ünlü çevre analisti Brown, 'tklimi kurtarmak için çok hızlı davranmalıyız' dedi
Dünyadönümnoktasında
Bireysel
çözümler
ÖZLEM GÜVEMLİ
Dünyaca üıılü çevre analisti Les-
ter Brown, dünyamn iklim açı-
sından bir dönüm noktasında bu-
lunduğunu vurgulayarak "Eğer o
dönüm noktası aşılırsa Kyoto ve
benzeri tünı sözleşmeler geçersiz ve
anlamsız kalacak" dedi. Brown,
uluslararası birçok yatınmcının gö-
zünün, rüzgâr santralları açısından
büyük bir potansiyele sahip olan Tür-
kiye'nin üzerinde olduğunu söyledi.
TEMA Vakfı'nın davetlisi olarak
"Plan B 3.0: Uygarlığı Kurtarmak
tçin Harekete Geçmek" adlı yeni ki-
tabını tanıtmak üzere Türkiye'ye ge-
len çevre analisti Lester R. Brown, ga-
zetemizin sorulannı yanıtladı. Brovvn,
Türkiye'nin yeni taraf olduğu,
2012'de yürürlüğü sona eren Kyoto
Protokolü'nün kriterlerine 4 yıl için-
de ulaşmasının çok önemli bir geliş-
me olacağını belirterek "Ama ulus-
lararası sözleşmelerin yapılıp son-
ra tcyidinin alınması gibi bir süre-
ce zamanımız kalmadı. Eğer dün-
yayı kurtarmak istiyorsak çok hız-
lı hareket etmeliyiz. Bununla ilgili
bir örnek vermek istiyorum:
ABD'de kömürle çalışan elektrik
santrallarına karşı tabandan baş-
layan bir hareket var. Geçen yıl
ABD'de 151 adet planlanmış kö-
mürle çalışan santral projesi vardı.
6O'ı ya reddedildi ya hiç uygula-
maya konulmadı. 50 tanesi de şu an-
da dava edildi. Davalar kazanılmak
üzere. Geriye kalan 4O'ı lisans sü-
recine ulaşmadığı için bir şey ya-
pılmadı ama lisans alır almaz dava
edilecekler" diye konuştu.
Wall Street'te 4 büyük yatınmcının
artık kömürle çalışan santralların fı-
nansmanına destek vermeyeceklerini
açıkladığını dile getiren Brovvn, "Kö-
ıııür sektörüne sırtlarını döndüler.
Bu yıl sonuna doğru ABD'de kö-
mürle işleyecek elektrik santrah
konusunda tam bir yasaklamaya
ulaşabiliriz. Ama bunun Washing-
ton ile hiçbir bağlantısı yok, tama-
men bağımsız. Kömürlü santralla-
ra karşı olan grupların başında
olanlar, önce Çin, Avrupa bıraksın
sonra biz bırakırız demediler. Biz
ülkemizde bu santralları istemiyo-
tklim değişikliği uzmanı Hansen 'Petrol şirketi yöneticileri yargılansın' dedi
Doğaya karşı suç işliyorlar
Dış Haberler Servisi -
Dünyanın önde gelen iklim
değişikliği uzmanlanndan Ja-
mes Hansen, ABD Kongrc-
si'nde yapacağı açıklanan ko-
nuşmada petrol şirketi yöne-
ticilerinin "insanlığa ve do-
ğaya karşı işledikleri suç-
lardan dolayı" yargılanma-
lannı isteyecek. Sigara şir-
ketlerinin kanser vakalannın
üzerini örhnesine benzer ola-
rak, büyük petrol şirketlerinin
de küresel ısınmaya yol açtı-
ğını inkâr ettiğini söyleyen
Hansen'in, iklim değişikliği-
nin önüne geçilememesi lıa-
linde bir an önce radikal ön-
lemler ahnması gerektiğine
işaret etmesi bekleniyor.
Hansen'in basına açıklanan ko-
nuşmasında, ExxonMobil ve Peabody
Energy gibi büyük petrol şirketlerinde
çalışan yöneticilerin küresel ısın-
mayla ilgili olarak toplumu yanılt-
tıklan için yargılanmalan çağrısı ya-
pacağı bildirildi.
James Hansen, Ingiliz Guardian ga-
zetesine yaptığı açıklamada, "Eğer çe-
şitli kurumlar aracıhğıyla okul ki-
taplanna bile giren yanlış bilgilerin
yayümasından sorumlu yönetici ko-
numundaysanız, bu bir suçtur" de-
di.
23 Haziran 1988'de de Kongre'de bir
konuşma yapan ve ilk defa küresel ısın-
ma tehdidine dikkat çeken isimlerin ba-
şında gelen Hansen, o dönemde birçok
bilim adamının aksine acil olarak ha-
rekete geçilmcsi gerektiğini belirt-
mişti. Hansen'in aynca kasım ayında
yapılacak başkanlık seçimleri öncesi
küresel ısınma konusunda ye-
terli çabayı göstermemekle
eleştirdiği Kongre üyelerine
baskı yapması bekleniyor.
NASA'ya bağh Goddard
Uzay Araştırmalan Enstitü-
sü'nün başkanı olan Hansen,
yeni ABD Başkanı'nın göreve
başlayacağı 2009 yilının
ABD'nin imzalamadığı Kyoto
Protokülü'nün geleceği açı-
sından da önemli olacağını
vurguladı. Hansen, "Yeni ABD
başkanı, eski başkanlardan
Kennedy'nin aya insan gön-
dcrnıe kararına benzer ola-
rak bu konuda inisiyatif al-
malıdır" diye konuştu. Han-
sen, "Asıl sorun siyasi irade
değil, lobicilerdir. Gerçek şu
ki Washington'da paranın sözü ge-
çiyor ve denıokrasi olması gerekti-
ği gibi işlemiyor" yorumunu yaptı.
Ote yandaıı Hansen'in da aralarmda
olduğu 150 kişi, küresel ısınmaya kar-
şı dünya liderleri üzerinde baskının art-
tınlması amacıyla başlattıklan kam-
panya kapsamında, gazetelerde ya-
yımladıklan ilanlarla karbon seviye-
sindeki hedefin daha da azaltılmasını
talep etti.
Sahibinden satılık mavi tur
Mavi tur teknelerini işletenler birkaçyıl öncesine kadar haftada 7 tur
yaparkenşimdilerdesiftah dahiyapamadıldangünlerolduğunusöylüyorlar
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Mavi tur teknesi işleten-
ler, maddi sıkıntılar nedeniyle teknele-
rini satışa çıkardılar. Sektörün para ka-
zandırmadığmı kaydeden tekne sahip-
leri, denizcilik mesleğini bırakarak baş-
ka sektörlerde şanslannı deneyecekle-
rini vurguluyor. Tekne sahipleri, "Bir-
kaç yıl öncesine kadar haftada 7 tur
yaparken bu yıl siftah dahi yapama-
dığımız günler oluyor. Vergiler bizi bi-
tirdi. Devlet denizcilik yapmamızı
istemiyor" diyor.
Yıllardır ekmeklerini çıkardıklan de-
niz taşımacıhğında artık kazanmanın
zorlaştığını belirten tekneciler, ekmek
teknelerini satmak için Mannaris Li-
manı'nda müşteri bekliyor. Mannaris Li-
manı'nda 10 yıldır tekne işletmeciliği ya-
pan Batu Cenk Demirezen, "Mazot 3
lirayı geçti. Belediye ve bağlı olduğu-
muz oda, yıllık vergilere yüzde yüze
varan oranlarda zam yaptı. Üç ay ça-
lışıp, 9 ay çalışmayan bir sektörden
tekne başına yılda ortalama 5 bin
YTL vergi istiyorlar. Artık dayana-
mıyoruz. Bu nedenle ekmek teknele-
rimizi satışa çıkardık" dedi.
« X E K N E Y
) S A T I P
I BORÇ ÖDEYECEĞİM'
Tekne sahibi Demirezen, ilk hedefinin
teknesini satarak borçlannı ödemek ol-
duğunu kaydcderek "Geçmişte mas-
raflar düşüldüğünde ayda elime 3-4 bin
YTL para geçerdi. Şimdi teknenin gi-
derleıini ödediğimiz zaman hiçbir şey
kalmıyor. Zaten iş olsa bile bu paranın
yarısını tur operatörü alıyor, bize bir
şey kalmıyor" diye konuştu. Demirezen,
"5-6 yıl öncesine kadar işlerimiz çok iyi
gidiyordu. Mavi turların sayısı azaldı,
tekneler denize açılamaz hale geldi. Bi-
zim bu sektörde devam etmeye gücü-
müz kalmadı" dedi.
Teknesini satışa çıkaran Yıldınm Ta-
şaner de alınan vergilerin ve cezalann
adaletsiz olduğunu belirtti.
Işi ile evi arasındaki bir millik
mesafeyi yürüyerek gitriğini
söyleyen Brown, bireylerin de
küresel iklim değişikliğine karşı
bir şeyler yapabileceğine dikkat
çekti. Brown, bisiklet kullanımı-
nın aıitınlmasını, tasarruf yapan
ampullerin tercih edilmesini, ga-
zete gibi günlük hayatımızda sık-
ça kullandığımız kâğıtlann geri
dönüştürülmesini önerdi. Küresel
ekononıinin en kısa sürede yeni-
den yapılandınlması gerektiğini
vurgulayan Brovvn, bireylerin top-
lumsal hareketlere katılmasının,
çevre kampanyalannı destekleme-
sinin önemine değindi.
ruz diyerek yola çıktılar. Eğer bu
mücadele kazanılırsa, dünyamn ik-
liminin dengelenmesi konusunda
önemli ve çok büyük bir adım atıl-
mış olacak. tlk büyük zaferimiz
olacak. Ve bunun hiçbir uluslar-
arası sözleşme ile ilgisi yok" dedi.
Kriterlere yaklaşılamadı
Brovvn, yürürlüğü dolmak üzere
olan Kyoto Protokolü'nün hedefledi-
ği kriterlere yaklaşılamadığını vur-
gulayarak ABD ve başka ülkelerin
protokole taraf olmadığını, taraf olan-
lann da kriterlere uyma konusunda ye-
teri kadar hızlı hareket etmediğini söy-
ledi. ABD'de kömürle çalışan sant-
rallara karşı başlatılan hareketin ulus-
lararası hale geleceğini ümit ettiğini
kaydeden Brovvn, lngiltere'de de böy-
le bir hareket başladığını anlattı.
Kyoto Protokolü'nün sona ereceği
2012'den önce çok büyük değişik-
likler olmasını beklediğini açıklayan
Brovvn, şunları söyledi:
"Kömür santrallarının reddedil-
mesi süreci gelişecek ve mevcutla-
rıııııı da kapatılmasına kadar gidi-
lecek. Uçaklarda sigara yasağı uy-
gulanmaya başladığında önce arka
bölümünde içilmesi serbestti. 1-2 yıl
içinde her yerinde yasaklanmasına
karar verildi. Atılacak cesur adım-
lar ve yeni hareketler konusunda
büyük bir dönüm noktası yaşana-
cağına inanıyorum. Teksas'ta bir
petrol devi 23 bin megavatlık rüz-
gâr enerji santralı kuruyor. Tür-
kiye'de geçen kasım ayında rüzgâr
santralı için ihale yapılmış ve 78 bin
megavat için yoğun başvuru ol-
muş. Türk firmalarının yanı sıra
uluslararası bazda rüzgâr çiftlik-
lerine yatırım yapan şirketlerin de
başvurusu olmuş. Bu, büyük bir
uluslararası yatırım arzusu oldu-
ğunu gösteriyor. 2012 yılına ka-
dar dünyamn birçok yerinde yeni-
lenebilir enerjinin gelişiminde pat-
lama bekliyorum."
Nükleer çok pahalı
Brown, küresel iklim değişikliğinin
çözümünün nükleer enerji olamaya-
cağma dikkat çekerek şöyle devam et-
ti:
"Nükleer santral yapılırken tüm
masraflar fiyata dahil edilmeli.
Atıklarla baş edilmesi, sigorta mas-
rafları hesaba katılmak zorunda.
Santralın devreden çıkarılması da
masraflara dahil edilmeli; çünkü bu
işlem kurulumdan daha pahalı.
Nükleer enerjiye artık elektrik te-
kellerinin olduğu ülkelerde yatı-
rım yapılıyor. ABD'de en son nük-
leer reaktör 29 yıl önce sipariş edil-
di. Burada elektrik santralım kur-
mak isteyen kurum, iddiaya girerim
ki atıkların yok edilmesinin ıııas-
raflarının hükümete ve vergi öde-
yenlere yükleneceğini düşünüyor-
dur. lldimi dengelemek istiyoruz
ama bunu en az masraflı yolla yap-
mak istiyoruz. Yenilenebilir enerji
kaynaklarma yatırım yapmak, nük-
leer enerjiye yatırım yapmaktan da-
ha ucuz ve daha verimli. Yatırım
yerine yenilenebilir enerjiye yatırım
yapmak daha ucuz ve daha verim-
li. Nükleer hem çok pahalı hem re-
kabetçi değil. Nükleer enerjiyi is-
teyen ülkeler, bu enerjiyi nükleer si-
lahlara erişim konusunda kullan-
mayı düşünüyorlar. Nükleer, ulus-
lararası düzeyde siyasi olarak yö-
netilebilir bir konu değil."
UatürkdevrimlHpp
travma yaratmış ^ ı
MED CEZİR
MEHMET FARAÇ
Köstebek TarafıL
R ı z a Z e |
vu t Ta
~
raf gazetesinin
misyonunu he-
nüz piyasaya çık-
madan, 14 Kasım 2007 tarih-
li Güneş gazetesinde, "Fethullahçı
Altan'ın Taraf'ı" başlığı altında şöyle
anlatmıştı:
"Tüıtancılık altında tarikatçılık, Kürt
şovenciliği, ordu düşmanlığı; Türk
düşmanlığı. Kadro vezihniyet tarikat-
çıların güdümünde olduğuna göre;
haklı olduğum ortaya çıkacaktır. Fet-
hullahçıların uzandığı son nok-
ta işte burası."
Ve Zelyut haklı çıkıyor! O ga-
zete, çıktığı günden bu yana Cum-
huriyet kurumlarına ve orduya saldı-
rıyor! Taraf'ın geçen cuma günü,
"Yargıçlar ordu çizgisine çekilecek"
manşetinin altında "Lahika" adı veri-
len bir çizelge yayımlandı. Genelkur-
may yalanlamasına karşın dinci basın
TSK'yi hedef almaya başladı. Sabah
gazetesi yazarı Muharrem Sankaya,
21 Haziran'da, Genelkurmay Başka-
nı Yaşar Büyükanıt'ın, "O gazeteyi fı-
nanse eden kim, siz ona bakın" şek-
lindeki yaşamsal sorusuna yer verdi!
Tarafın yönetmeni Ahmet Altan ise
pazar günü "Gizli patronumuzu açık-
layın" diyerek topu taca attı! Oysa tıp-
kı Serdar Akinan'ın dünkü Akşam'da
yazdığı gibi şu sorular yanıt bekliyor:
"40 kuruşa gazete çıkarmak, ayda
en az 500 bin dolarzarar demektir. Al-
kım Yayınları matbaası para basmı-
yorsa bu gemi yürûmez. Taraf nere-
de basılıyor? Zaman gazetesinin bas-
kı tesislerinde. Bu değirmenin suyu
nereden geliyor? Bunu açıklaması
gereken bir orgeneral midir, yoksa ga-
zetenin yönetmeni mi?"
TSK; PKK ve irticadan
sonra, cemaatin bastığı bir
gazetenin de saldırısı altında!.. Asıl
mesele, bu gazetenin psikolojik
harp amaçlı "ucuz propagandası"
değil, bu cepheye malzeme sızdıran
mekanizmanın nasıl işleyebildiği...
Yani karargâhtan yükselen "Sar-
musak" kokusu!.. TSK, karargâhta-
ki olağan görüşmeleri, stratejik bil-
gi ve belgeleri ordu düşmanlarına
sızdıran "/cösfet>e/("lerle ilgili acaba
ne yapıyor? Bu "disiplin" sorusu ya-
nıtsız kalırsa, bilinmelidir ki, cema-
at epeyi yol almıştır!
JVKFnin ikınt' adamı Dengir
Mıı Mrrhmcl Fırai'ırı, ABD'n
r
tlküı gaw!«i New Vorfcîflfl
Ülkeyi işte bu kafa yönetiyor! Bu ka-
fa, Atatürk gibi bir dehanın em-
paryaUzmin kumpası ve hilafetin ka-
ranlığından kurtardığı yoksul ve
ezilmiş bir kitleden ulus yaratması-
nı "travma" diye niteleme gafletine
düşüyor! Oysa Atatürk'ün çocukları
bu zihniyetin iktidarında yoğunla-
şan, yolsuzluk, işsizlik, gerici kadrolaşma, irtica, türban, terör, yar-
gı ve ordu düşmanlığının yarattığı travmayı aşmaya çalışıyor!
Arslan ve Eşek!
Hüseyin Hatemi 18 Haziran tarih-
li Yeni Şafak'ta durup dururken, "Üfü-
rükçüler" başlıklı bir yazı yazarak "Al-
lahla Aldatmak" kitabı nedeniyle gün-
demde olan Prof. Yaşar Nuri Öz-
türk'ü hedef aldı. Öztürk'ün kitabını
"kafa karışıklığı şaheseri" olarak nite-
leyen Hatemi şöyle demişti:
"llhan Arsel'e göre 'Yaşar Nuri
Efendi' Atatürk düşmanla-
rına hayranlık duyduğunu
açıkça söyleyen bir kimse-
dir. 'Yaşar Nuri Efendi' üfürükçü hü-
cumuna maruz kaldığını bilmezlikten
gelerek AKP'nin kapatılmasının 'fet-
vâ'sını yayımlıyor."
Okurları Prof. öztürk'ün Hatemi'ye
yanıt vermesini beklemişlerdi! Oysa
öztürk, Hatemi'nin yazısından tam bir
gün sonra www.hurriyet.com'da,
"Arslan ve eşekler" başlığı altında
şunları yazmıştı:
"Allah'a götürücü kılavuz iddiasıy-
la ortaya çıkan veya getirilen kişi ve-
ya kitaplar, Kuran'dan rahatsızlıkses-
leri çıkarmaya başladıklannda kulağı-
nıza, tepinen yaban eşeklerinin ayak
sesleri ve anırtılan gelecek-
YeniŞafak tir. Bendeniz bu ses ve anır-
tıların çok değişik türlerini
yıllardan beri dinleyenlerden biriyim."
Sayın Öztürk'ün "üfürükçülük" sal-
dırılarının ardından durup dururken
hayvansever olması şaşırtıcı! Ne di-
yelim, âlim kendisi, elbet bir bildiği
vardır!
NE YA^CI?
ttji Jjedyanın yiğitleri, ilan edilme-
Ivlmiş bir soğuk savaşın sıcak
cephesinde birbiriyle düellolar
yapmakta. Kovboylar gibiyiz. He-
pimiz her sabah, 'Acaba karşıt gö-
rüşü temsil eden köşelerde bana
saldırı var mı?' diye gazeteleri
açıyoruz. Köşe yazarları, kendi
düşüncelerini açıklamak yerine,
rakiplerinin görüşlerini ve kişilikle-
rini çürütmek için güne başlıyorlar.
Dilerim, medya yiğitlehnin düello-
lan sonunda arkada bekleyen güç-
ler topyekûn birsavaşa girişmez."
Mehmet Bartas, Sabah
ol aynmına geldik. Kastım, Ata-
türkçülük fikriyatını savunan
çevrelerin karşılaştığı açmazdır.
Ya muasır medeniyet seviyesinin
icaplanna itaatle Batı modeli bir si-
yasi düzeni tercih edip Türkiye'yi
rahatlatacaklar veya Atatürkçülü-
ğü, 30'lu yılların tek partili hayatı-
na uygun bir tahditler rejimi şekli-
ne sokup iktidarlarını devam ettir-
menin çaresine bakacaklar. Ata-
türkçüler, lütfen biraz Atatürkçü
olunuz ve Türkiye'nin ayağına bağ
olmaktan vazgeçiniz!"
A. Turan Alkan, Zaman
20 Haziran 2008 (Vatan Gazetesi)
Sözcüler ve Sözcü!
Laik kesimleri hedef gösteriyorlar,
ağza alınmayacak hakaretler yağdı-
rıyorlar, rejimi değiştirmek için din ti-
careti yapıyoriar!.. Arkalannda iktidann
gücü, kalemlerinde bundan kaynak-
lanan pervasızlık var. Ama ne ya-
parlarsa yapsınlar kendilerini millete
beğendiremiyor, yurttaşın iradesiyle
evlere giremiyorlar! Kimse onların
öfke ve intikam hırsıyla şekillendirdi-
ği gazetelerine para vermiyor! Onlar
da medrese çocuklarını kapı kapı do-
laştırıp bedava gazete dağıtıyor, ko-
lilerle devlet dairelerine bırakıyor-
lar!.. Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yıl-
maz'ın 20 Haziran tarihli yazısı AKP
sözcülerinin acınacak halini özetli-
yordu:
"AKP destekçisi 'dinci medya' sa-
tış bakımından yerlerde sürünüyor.
Vakit'in 32.166, Zaman'ın 25.154,
Yeni Şafak'ın 16.837 adet bayi satı-
şı var. Üç kardeşin toplam satışı,
AKP muhalifi Sözcü 'nün yanına bile
gelemiyor. Sözcü, 119.231 adetle,
hepsine fark atmış durumda."
Fethullahçılar bu yazı üzerine Yıl-
maz'a küfür yağdırmışlar! Hürriyet ya-
zarı, "Bu kadar terbiyesiz ve ağzı
bozuk insanı, aynı cemaat çatısı al-
tında nasıl toplayabildiğinin hesabını
versin" diye mailleri hocalarına gön-
derecekmiş! İyi de yapar! Belki mü-
ritler "diyalog"u öğrenir!..
Rehberin Sözlüğii!
Bir küfür haberi de
Vakit'ten! Bu gazete,
59 kupon karşılığı Mek-
ke ve Medine'ye götüreceği
150 okura gazetenin "ağzı bozuk" ya-
zarı Hasan Karakaya'nın rehberlik
edeceğini duyurdu! Karakaya, "Sah-
tekâr kahpelere mahkeme tes-
cilli cevabımdır" başlığı altında
"AHC" diye tanıttığı bir Hürri-
yet yazanna hakaretler yağdırdı!
İşte "inananlann yüz akı" diye böbür-
lenen Vakit'te, 21 Haziran'daki tek bir
köşe yazısında geçen abdest bozacak
kelimeler:
"Sahtekâr, kahpe, kurdeşen, kaşını-
yor, kaşıyacağız, kaşağı, kapak olsun,
dönme, omurgasız, onursuz, saldırCo,
tetikçi, kiralık kalem, şeytanın askeri,
mahluk, şerefsiz, köpek, ulan, embesil,
gerzek, özüriü, yaratık, arsız, yüzsüz, gö-
zünegözlük, enayi, keriz, kaz, sahibinin
sesi, pornocu, gözü doymaz, kaçakçı,
sapına kadar, yalancı, sahtekâr,
müfteri, palavra, yalaka, salako,
seyyar kıbleli, puşt!"
Karakaya işte bu zengin söz-
cük hazinesiyle kutsal topraklarda
okurlanna rehberlik yapacak! Ancak bu
"edebi" yazılarını sürdürürse dünyada
ilk kez dinci" bir yayın organı muzır-
lıktan dolayı poşete girecek!
e-posta: mfarac@cumhuriyet.com.tr