06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP'li Fırat'ın New York Times'a verdiği 'Devrimler travma yarattı' demecine sert tepkiler geldi Amaç Atatürk'e saldırtnakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın New York Times gazetesine verdiği "Ata- türk devrimleri travma yarattı" demeci tepkiyle karşılandı. TBMM Başkam Köksal Toptan, "Bizi bu günlere Atatürk devrimleri getirdi" derken CHP Grup Başkanvekili Hak- kı Suha Okay, "Şu aşamada doğ- rudan saldınyı göze alamadıkla- rından Mustafa Kemal'in yaptık- larına ve yakınlarına saldırıyor- lar" dedi. CHP Muğla Milletveküi Ali Arslan ise konuyu Meclis gündemi- ne taşıdı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Fı- rat'ın, New York Times gazetesinde yayımlanan demecindeki, "Türk top- luınu bir travma yaşamıştır. Bir ge- • TBMM Başkanı Toptan "Bizi bugünlere Atatürk devrimleri getirdi" derken CHP Grup Başkanvekili Okay, "Gerçek niyetleri Cumhuriyeti rotasmdan çıkannak, aydınlanma devrimlerinden rövanş almak. Artık saklananııyorlar" diye konuştu. SHP Genel Başkan Yardımcısı Gülcegün ise gericilerin cephesinde bir travma olduğunu ve Fırat'ın da bu travmadan çıkamadığmı söyledi. ce içinde kıyafetlerini, dillerini de- ğiştirmeleri istenmiştir. Dini yaşa- ına biçimleri ortadan kaldırılmıştır. Bu travmayı yaşamayan toplumlar, insanların nasıl giyindiklerine iliş- Idn tarnşmalan anlayamazlar" söz- leri tepki yarattı. 'AKP düşüncesi yansıyor' TBMM Başkanı Köksal Toptan, Fırat'ın "Atatürk devrimlerinin travma yarattığı" yönündeki sözle- rini anımsatan gazeteciye, "Yok ca- nım, bizi bugünlere getiren Atatürk devrimleridir" karşılığını verdi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Su- haOkay, bu demeçte ifade edilen gö- rüşlerin "sadece Fırat'ın görüşleri ol- madığını, klasik AKP düşüncesini yansıttığını" bildirdi. "Bunların di- li aslında Mustafa Kemal'e ıızaıı- mak istiyor" diyen Okay, sözlerüıi şöyle sürdürdü: "Mustafa Kemal'in devrimlerine, Cumhuriyetin değerlerine, veya- hut Mustafa Kemal'in yaknı silah arkadaşlarına karşı her türlü acı- ıııası/ eleştiriyi yapıyorlar. Gerçek hedefleri Mustafa Kemal. Yaptık- lannda, söylediklerinde sürekli ola- rak bunun ipucunu görüyorsunuz. CHP'ye yönelik olarak söyledikle- ri 'cibiliyetsiz' lafında, bugün Den- gir Mir Mehmet Fırat'ın Mustafa Kemal'in devrimlerinin travma ya- rattığı, laikliğin zorla dayatıldığı, in- sanların dini yaşam biçimini kay- bettiğini söylediği demecinde, Ismet Inönü'ye 'milletdüşmanı' diyen AKP anlayışında, hepsinde de gerçek he- defleri Mustafa Kemal. Şu aşama- da doğrudan Mustafa Kemal'e sal- Gazetemizi hedefaldı AKP Genel Başkan Yar- dımcısı Fırat, Atatürk dev- rimlerinin travma yarattığı yönündeki sözlerini yineler- ken gazetemizi hedef aldı. Fırat konuşmasında, gazete- ıııiziıı dünkü sayısında yer alan "Varılan Nokta" başlık- lı başyazıya dikkat çekerek Türkiye Cumhuriyeti devle- tinin tarifi, nitelikleri verilir- ken bilinçli olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik ve sosyal bir devlet olduğu konusunun birkaç kez dile getirildiğini savundu. Fırat, "Nedense anayasanın değiş- tirilemez olan maddesindcki 'demokrasi' ifadesi özellikle ağza alınmak istenmemiştir. Bence önemli olan budur" dedi. Amerikan gazetesine yaptığı açıklamayı savunan Fırat, Istiklal Mahkemeleri'ni örnek verdi 'Travma Cumhuriyetin gerçeğT ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, Atatürk devrimleri- nin travma yarattığı yönünde New York Times'a yaptığı açıklamasmı savundu. Saltanatın kaldırılması, Arap harflerinin kaldınhp Latin harf- lerinin kabulünün bir devrim oldu- ğunu, bunun da toplumda travma ya- rattığını ileri süren Fırat, "Öyle ol- masa idi tstiklal Mahkemeleri ku- rulmazdı, şu veya bu şekilde bas- tırılan isyanlar olmazdı. Ama bun- lar genç Türldye'nin tarihinin ger- çekleri" dedi. Isim vermeden gaze- temizi hedef alan Fırat, "Demokra- si karşıtlarının, demokrasi düş- manlannın kimler olduğu, anaya- sanın değiştirilmez maddelerinin nasıl değiştirilmek istendiğinin açık ürııcği önümüzde duruyor" dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, Atatürk devrimlerinin toplumda travma yarattığına yönelik New York Times'a yaptığı açıkla- mayla ilgüi olarak bir basın toplan- tısı düzenledi. Gazetelerin açıkla- masmı eksik değerlendirdiğini kay- deden Fırat, söz konusu röportajda Cumhuriyetin toplumun o gün ne ka- dar değer yargısı ve kurumu varsa or- tadan kaldırdığını ifade cttiğini anlattı. 'Okuma-yazma sıfıra düştü' Fırat, "Bunlar devrimdir. Salta- natın ilgası, Cumhuriyetin kurul- nıası devrimdir. Arap harflerinin kaldınhp Latin harflerinin kabu- lü bir devrimdir. Her devrim bir sosyal travmadır. Evrimden te- mel farkhhğı budur. Doğrudur, her devrim gibi Atatürk devrimleri de toplumda bir travma yarat- mıştır. Çünkü bir gece önce eski Türkçe yazı, TBMM'de lağvedi- lerek Latin alfabesi getirUmiştir. O gün okuma-yazma oranı sıfıra düşmüştür. Bu sosyal, tarihsel bir tespittir" dedi. Fırat konuşmasında, gazetemizin dünkü sayısında yer alan "Varılan Nokta" başlıklı başyazıya dikkat çekerek gazetemizi hedefaldı. Fırat, bugün aslında gündemin başka bir şey olması gerektiğini belirterek, dün gazetemizin başyazısında Tür- kiye Cumhuriyeti devletinin tarifi, ni- telikleri verilirken bilinçli olarak Türkiye Curphuriyeti devletinin laik ve sosyal bir; devlet olduğu konusu- nun birkaç kez dile getirildiğini sa- vundu. Fırat, "Nedense anayasanın değiştirilemez olan maddesindeki 'demokrasi' ifadesi özellikle ağza alınmak istenmemiştir. Bence önemli olan budur" dedi. 'Demokrasi içselleşmedi' Türkiye'de, Atatürk'ün getirmiş ol- duğu devrimlerin bir şekliyle içsel- leştirildiğini söyleyen Fırat, ama "1950'de gerçekleşen demokrasi devriminin ise bir türlü içselleşti- rilemediğinH savundu. Bunun çok açık ve net gö;riildüğünü ifade eden Fırat, "Birileri bunu Türk halkına izah etmek zorundadır. Demokrasi karşıtlarının, düşmanlarının kim- ler olduğu ve anayasanın değişti- rilemez maddelerinin nasıl değiş- tirilmek istendiğinin açık örneği önümüzde duruyor" dedi. Demeci sonrası istifasını isteyen- lere de tepki gösteren Fırat, "Açık- lamanızda neyi tam olarak düzel- tiyorsunuz" sorusu üzerine, dev- rimlerin travma yaratağını, bunun ak- sinin düşünülemeyeceğini söyledi. Fı- rat, "Fransız devrimi travma ya- ratmaz mı? Sovyet devrimi tarihi bir travma yaratmamış mıdır, çünkü sistemi değiştiriyorsunuz. Mevcut yapıyı ortadan kaldırı- yorsunuz, yeni bir yapıyı kuru- yorsunuz. Insanlarda bir şaşkınhk olacaktır. Insanlar hemen bunu ka- bullenmeyecektir. Öyle olsaydı ts- tiklal Mahkemeleri olmazdı, şu veya bu şekilde bastırılan isyanlar olmazdı. Ama bunlar genç Türki- ye'nin tarihinin gerçekleri, reali- tesi. Diğer devrimler nasıl olmuş- sa, Türk devrimi de aynı şekilde ol- muştur" görüşünü savundu. Fırat, "1950'de nasıl bir travma var" so- rusu üzerine de, "Travma var, bu- gün (dün) bir gazetenin özellikle ikinci maddeyi tekrar ederken, bunun içerisine demokrasi koy- mamakta ısrar etmesi, travma ya- rattığının en güzel örneği" dedi. dınyı göze alamadıklarından, Mus- tafa Kemal'in yaptıklarına ve ya- kınlarına saldırarak hedcflerini be- lirlemiş vaziyettedirler. Gerçek ni- yetleri Cumhuriyeti rotasmdan çı- karmak, aydınlanma devrimlerin- den rövanş almak. Bunu beyanla- nyla ortaya koyuyorlar. Artık sak- lanamıyorlar." Arslan'dan soru önergesi CHP'li Arslan ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yazılı yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na ver- diği soru önergesinde, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'm Avrupa Parlamento- su'nda "Türkiye'de dini özgürlük yok" ifadesinin hemen ardından, Fı- rat'ın da benzer açıklamalar yapma- sının tesadüf olup olmadığını sordu. SHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gülcegün ise "Cumhuri- yete gericilerin gözüylc bakarsamz, onların cephesinde bir travma söz konusu olduğu gerçektir. Anlaşılan Sayın Fırat, bu travmadan daha çı- kamamıştır" dedi. MHP Genel Sekreteri Cihan Pa- çacı ise "Bunu söyleyen Dengir Mir Mehmet Fırat'sa zaten değer- lendiı nıeve gerek yok" yorumunu yaparken Anayasa Malıkemesi önceki başkanlanndan Yekta Güngör Öz- den, "Yaşamlannı ve varlıklarını Atatürk ve arkadaşlarına borçlu olanların akıldışı, terbiye dışı ve in- sanhk dışı yaklaşımları Türk ulu- sunun takdirleriyle yerini bulma- lıdır" dedi. MHP Grup Başkanveki- li Oktay Vural, Fırat'ın açıklamalanna ilişkin tepkisini "Fırat, 1920'lerde- ki bu devletin kuruluşuna, ilkele- rine karşı mücadele eden yabancı- ların sözcülüğüne soyunmuştur" sözleriyle dile getirdi. Fırat'ın açık- lamalannın, bugün Türkiye'yi yöne- ten ikridar partisinin cumhuriyete, millete ve devlete bakış açısını özet- lediğini belirten Vural, "Anlaşılan o ki bugün Dengir Mir Mehmet Fı- rat, bir travma içinde. Kendisi, travmaya uğramış bir zihniyetin temsilcisi" diye konuştu. 'Açıkça Atatürk düşmanlığı' Avrupa Atatürkçü Düşünce Der- nekleri Federasyonu (AADF) Genel Başkanı Dursun Atılgan, yaptığı ya- zılı açıklamada, "AKP, açıkça Ata- türk düşmanlığı ve devrim karşıtlı- ğmı ilan ediyor" dedi. Atılgan, Fırat'ın 1 Kasım 2003 tarihinde TRT'de ya- yımlanan "Televizyon Gazetesi" ad- lı programda da, Atatürk milliyetçili- ğini Hitler ve Mussolini faşizmine benzettiğini anımsattı. Eğitim-lş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, "Fırat, Tür- kiye Iran, Arabistan gibi bir ülke gi- bi olsun istiyor. Içine Atatürkçü düşünceyi sindiremiyor. Çağdaş hu- kuku içine sindiremeyen ve sosyal- leşmeye karşı bir milletv ekili. 'Biz ne yaptık da bizimle ilgili dava açblar' de- niyor. Daha neye yapacaklar. Partiyi kapatmaya çalışıyorlar. Gericilik için uğraşıyorlar" dedi. tstanbul Barosu Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada da Fırat'ın açıklamalarının "gizli ajandanın" kanıtı olduğuna dikkat çekilerek, "AKP ile Atatürk devrimleri ara- sında açık bir uçurum vardır. Çağ- daş yaşam biçimimize yapılması dü- şünülen müdahalelere karşı çıkışı- mızı demokratik zemin içinde, so- nuna kadar kullanmakta kararlı ul- duğumuzu bu vesile ile bir kez da- ha ilan ederiz. Bu konudaki ka- rarhlığımızı sınamaya kalkanlar, asıl 'travmayı' o noktada geçire- cektir" denildi. ENTERNET / MEHMET SUCU [email protected] TC kimlik numaraları artık hemen her yerde kullanılmaya başladı. BT net'in internet sitesinde yazan Le- vent Daşkıran'ın yazdığı gibi TC kimlik numarası artık bir anahtar gibi oldu. Levent Daşkıran şöyle diyor, "e- devlet uygulamalarından kamu hiz- metlerine, bankacılıktan alışverişe kadar her yerde kullanılmaya baş- landı. Bu numaraların ortalıkta ser- bestçe dolaşması, TC kimlik numarasına bağlı olarak hizmet ve- ren kamu web sitelerinin bilgilen- dirme konusundaki cömertliğiyle birieşince beklenmedik yan etkiler or- taya çıkıyor. Elinizde bir TC kimlik numarası var- sa, numara sahibinin geliri hakkında bilgi sahibi olmak için Sosyal Gü- venlik Kurumu üzerinden hizmet dökümü sorgulaması yapmakyeteıii. Işin daha da vahim olan tarafı, bilgi- lendirme için genel sorgulamaya açık birkaç siteyi bir arada kullana- rak sadece adını ve soyadını bildiğiniz birinin bile TC kimlik numarasına ula- şabiliyor oluşunuz. Hatta bu yolda sonuca ulaşmak için ihtiyacınız olan bilgileri toplarken biraz daha deste- ğe ihtiyaç duyarsanız, internet üze- rindeki sosyalleşme platformlan üze- rinde yer alan kişisel bilgileri şöyle bir yoklamanız mümkün. Şimdilik çoğu kişi bu işin nereye kadar uzanabile- ceğinin farkında değil." TC kimlik bilgilerini düzenleme İŞİnde, bilindiği gibi 28 Ekim 2000 ta- rihinden önce nüfus kütüklerindeki sağ ve ölü tüm kayıtlar "Merkezi Nü- fus Idaresi Sistemi (MERNİS)" veri ta- banına aktarılmış ve tüm kayıtlara Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası verilmiştir. Halen yaklaşık 140 milyon vatandaşımıza ait kimlik bilgileri MERNİS merkezi nüfus veri taba- nında yer almaktadır. MERNİS veri tabanında yer alan Çırılçıplak Kaldık kişi bilgileriniri kamu kurum ve ku- ruluşları ile kamu hizmeti sunan ku- rumlarla elekttfonik ortamda güncel ve hatasız bir şekilde on-line payla- şılması için gerekli çalışmalara 2003 yılı içinde başlanmıştır. Ihale çalış- maları sonuçlândırılarak 9 Haziran 2004 tarihinde "Kimlik Paylaşımı Sistemi (KPS)" ihalesi gerçekleş- miştir. Proje 23 Şubat 2005 tarihin- de bir devlet töreni ile hizmete açıl- mıştır. Bu tarihten itibaren altyapısı uygun olan kurümlarateknik destek verilerek projenin uygulanmasına başlanmıştır. Web sayfaları Kurum ve kuruluş kullanıcılan KPS web sayfalarına girerek sorgulama yapabilecek ve yazıcıdan ilgili dö- kümleri alabileceklerdir. Yapılabi- lecek temel sorgulamalar şunlar olacaktır; • TC Kimlik Numarası'na karşılık kişi bilgileri sorgulama: • TC Kimlik Numarası ile ilgili ki- şinin açık kaydındaki kişi bilgileri sor- gulanmaktadır. •Kişi bilgilerine karşılık TC Kimlik Numarası sorgulama: • Kişinin adı, soyadı, baba adı, an- ne adı, doğum tarihi, doğum yeri ve cinsiyeti gibi bazı bilgilerine karşılık TC Kimlik Numarası sorgulanmak- tadır. • Nüfusa kayıtlı olduğu yer bilgi- lerine karşılık kimlik bilgileri sorgu- lama: • Kimlik Paylaşım Sistemi'nden ki- şinin nüfusa kayıtlı olduğu ilçe, cilt, aile sıra no, birey sıra no bilgilerine karşılık kişi bilgileri ve TC Kimlik Numarası sorgulanmaktadır. • Nüfus kayıt örneği sorgulama: • TC Kimlik Numarası'na veya nü- fusa kayıtlı olduğu yer bilgilerine kar- şılık nüfus kayıt örneği olaylı veya olaysız olarak sorgulanabilmektedir. Nüfus kayıt örneği, kişi kayıt ör- neği, kişinin ailesini de içeren aile ka- yıt örneği, kişinin ailesi, anne, baba ve kardeşlerini de içeren nüfus aile kayıt ömeği olarak farklı şekillerde alı- nabilmektedir. • Projeye katılan binin üzerinde ku- rum ve kuruluş artık sizin bu bilgi- lerinize ulaşabilmektedir. Yani bir an- lamda devletin gözünde zetan çırıl- çıplak kalmış durumdayız. Kimlik Paylaşım Sistemi'nden iki farklı yöntem ile sorgulama yapıla- bilmektedir. Web servisleri (XML altyapısı) Kurum ve kuruluşlar kendi uygu- lamalarına yapacakları ekler veya kendi geliştirecekleri uygulamalar ile KPS Web servislerine erişerek sor- gulama yapabilecektir. DUZ YAZI ORHAN BİRGtT Niçin İîlah Olamazlar? Iktidar partisinin ikinci adamı konumundaki Dengir Mir Mehmet Fırat'ın New York Times ga- zetesinde yayımlanan demecini AKP Genel Baş- kanı acaba nasıl değerlendiriyor? TOBB Üniversitesi'nin diploma töreninde, gazetecilerin sorusu üzerine TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın tek cümlelik "Yok canım; bi- zi bugünlere getiren Atatürk devrimleridir" di- ye verdiği yanıt, elbette üyesi bulunduğu partiyi değil, Parlamento Başkanı'nı bağlıyor. Ama Cumhuriyetin kazanımlan ile eşdeğer bir anlatım biçimi olan Atatürk devrimlerini, top- lumu travma içinde sokan bir illet gibi algılayan DMMF'nin, huzura gereksinme duyulduğu bir dö- nemde yaptığı bu değerlendirmeler, ne yazık ki toplumsal barış isteyenleri sadece düş kırıkhğına uğratmakla kalmıyor, Cumhuriyetin kazanımları- nı kendileri için bir kelepçe gibi gören Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Anayasa Mahkemesi önün- deki dava dosyasını da zenginleştiriyor. Öylece kapatılma iddiası ile açılmış olan dava- yı, türban yerine ısrarla başörtüsü sözcüğünü kul- lanarak Cumhuriyet Başsavcısı'nın kendilerine yönelttiği suçlamaları yok sayma stratejisini izle- yenleri savunanlara da yeni pencereler açıyor. O pencere, yazının başında da değindiğim gi- bi, "davalı parb'nin parlamento çoğunluğuna da- yanarak gerçekleştirmek istediği asıl amacın bizim anayasamızda yer alan anlatımlan temel olarak gören Cumhuriyettir". Kan davası mı güdülüyor? Amerikalı gazeteci Sabrine Travernise, AKP'nin kapatılma davasını değerlendirmek amacıyla bir yazı hazırlarken "kökleri tarihe da- yanan acı bir kan davası" izlenimini ediniyor ve yazısında da bu değerlendirmesine yer veriyor. O görüşünü güçlendirmek için de olmalı, bugünkü kavgalar olarak nitelendirdiği son tartışmaların 1920'lerde başlayan olağanüstü tarihin son hal- kası olduğunu kayıtlara geçirirken, elbette daha çok Amerikalı okurları için, o 1920'lerde başlayan olağanüstü tarihin kendisinde bıraktığı köşe taş- larına da yer veriyor: "Mustafa Kemal yüzünü Avrupa'ya dön- müş, Doğu'yla tüm bağlarını kesmiş, Latin al- fabesine dönmüş, camileri devlete bağlamış ve dini kurumları kaldırmıştı" diyor. Bu değerlendirmesinin AKP'deki tepkisini de partinin Erdoğan'dan sonra gelen adamından al- mak istiyor. DMMF'nin ağzından gazetede yer alan o tep- kiyi bir kez daha okumakta yarar olmalı: 'Türk top- lumu bir travma yaşamıştır. Bir gece içinde giy- silerini, dillerini değiştirmeleri istenmiştir. Di- ni yaşama biçimleri ortadan kaldırılmıştır. Bu travmayı yaşamayan toplumlar, insanların na- sıl giyindiklerine ilişkin tartışmaları anlaya- mazlar." Gazeteci, bir gece içinde değiştirilmesi isteni- len "g;ys/"nin kadın yurttaşlar için peçe ve çarşaf, erkekler için de fes olduğunu elbette bilmez. Dil değiştirmesinden söz ederken de sanırım ezanın Türkçe okunması olayı amaçlanıyor. Ya dini yaşama biçimi? Şifre sözcük şeriat olmasın! Işte Bay DMMF'nin, iktidar partisinin ikinci adamının demecindeki asıl şifre, o üç kelimelik sözcükte toplanıyor. Dilerseniz çok geniş bir yo- rum yaparak hilafet deyiniz. fsterseniz zaten çürümüş olan hilafet kurumunun biçimsel olarak kaldınlmış olduğu değerlendirmesi ile yetinerek o şifre sözcüğü şeriat kurallanna uygun yaşama ola- rak değerlendiriniz. Daha liberal düşünmek isteyenlerdenseniz, AKP'nin anayasamızda var olan laiklik kavramı- na yeni bir yorum yapmak için yola çıktığını ve yo- rumun satır başlarını partinin bu konulardaki uz- man sorumlusunun son açıklamaları ile yaptığı- nı da söyleyebilirsiniz. Şimdi lütfen kendi vicdanınıza dönerek sorunuz: Bu yöntemlerle bu AKP iflah olur ve toplumda hepimizin istediği huzurun ve barışın gerçek- leşmesine katkıda bulunur mu? Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] ABD'DEN HJMLIÎSLAM YORUMU 'Türkiye bir laboratuvar' Dış Haberler Servisi - ABD'de yayımlanan Inter- national Herald Tribune gazetesinde çıkan bir yo- rumda, Türkiye'de "gururlu laikler" ile "dindar Müslümanlar" arasında bir mücadele yaşandı- ğı, laik kurumlann "Atatürk'ten bu yana bu ka- dar zor bir dönem geçirmediği" ileri sürüldü. Köşe yazarı Roger Cohen, Anayasa Mahke- mesi'nin türban karannı AKP'ye "sağbkh bir meydan okuma" olarak yorumladı ve "Türki- ye, ılıınlı Müslüman demokrasi için bir labo- ratuvardır" diye yazdı. Cohen, AKP hakkmda- ki kapatma davası gibi Türkiye'deki son geliş- meleri değerlendirdiği "Türkiye için mücadele" başlıklı yazısında, "Ulkenin ruhu için bir savaş var ve herkes bunu yakından izlemeli, çünkü İslanı ve demokrasi meselesi büyük bir ölçü- de bunun sonucuna bağhdır" yorumunu yaptı. Türkiye'de "gururlu laikler" ile "dindar Müslümanlar" arasında devlet ve caminin sı- nırlannı belirlemeyi amaçlayan bir mücadele yaşandığmı belirten Cohen, özetle şunlan yazdı: "Birincisi, üniversite yaşındaki kadınların, kendi inançlarına göre istediğini giymelerine izin verilmeli. Bu açıdan mahkemenin kararı kabul edilemez. tkincisi, modern Türldye'nin laik temelleri, en hoşgörülü Müslüman toplu- munun yaranlmasında esas oldu. Mücadele et- meden tehlikeye düşürülmemeli."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle