23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA Jt\jJVİ_f l l l_f IVJ.JL ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 Gıda sanayicisi, gıda sorununun çözümü için Türkiye'de tanm ve hayvancılığın iyi yönetilmesini istiyor Tanm yenidenkeşfedilmeliEkonomi Servisi - Birkaç yıl ön- ce başlayan ancak bu yıl doruk noktasına ulaşan gıda ve besleııme sorunu, gıda sanayicisini harekete geçirdi. Fiyatlann küresel olarak sekiz yılda dört katına çıktığını bc- lirterek Türkiye'nin geç olmadan ön- lem almasma vurgu yapan gıda sa- nayicileri, bir gıda farkındalığı ya- ratmak için de duyarh olan tüm ke- simlerin katkı sunması konusunda yardım istedi. Krizin Türkiye için bir fırsata dönüşebileceği görüşünde olan sanayici, tarımm yeniden şe- killenmesini istiyor. Bu yılın en öncmli gündcm mad- delerinden biri olan gıda sorunlannı görüşmek üzere bir grup gazeteciy- le bir araya gelen Türkiye Gıda Sa- nayi lşverenler Sendikası yöneticile- ri, Türkiye'de özellikle tanın ve hay- vancılığuı en az imalat sektörü kadar, hatta daha yaşamsal olduğunun keş- fedilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Dünyadaki gıda fiyatlannın talep PROTOKOL ÎMZALANDI Rusya ile domates krizi çözülüyor Ekonomi Servisi - Rusya ile Tür- kiye arasındaki domates krizinin çö- zülmesi için protokol inızalandı. An- cak Rus tarafinın bir şartı var: Tür- kiye'nin kayıtlı üretime geçmesi. Rusya'nnı Türkiye'den, aralannda domatesin de bulunduğu 5 tanm ürününün alımını durdunnası üzeri- ne iki ülke arasında resmi görüşme- ler başlamıştı. Tanm Bakaıılıgı ve Dış Ticaret Müsteşarlığı uzmanlanndan oluşan Türk heyeti, başkent Mosko- va'daki temaslarmı tamamladı. Gö- rüşmelerde Tanm Bakanlığı'nın üze- rinde çalışmalannı sürdürdüğü "her iirünün kayıt altına alınması" sis- temine geçilmesi şartıyla ihracatın ye- niden başlatılması konusunda an- laşmaya vanldı ve bir protokol im- zalandı. Temaslar ihracat yeniden başlatılana kadar devam edecek. JEOTERMAL SERA Urfa 'dan dünyaya sebze ihracatı ARİF FARAÇ • ŞANL1URFA - Şanlıurfa'nın Ka- raali köyü jeotermal sera bölgesinden yetişen ürünler, başta Rusya olmak üzcre birçok Avrupa ülkesine ilıraç edilmeye başlandı. Şanlıurfa'ya bağh Karaali köyünde modern teknoloji kullanılarak inşa edilen topraksız kültür sera tesisle- rinden ihracat başladı. GAP Seracılar Birliği Dernek Başkanı Müslüm Yan- maz, Şanlıurfa'nın seracılık için el- verişli bir iklimi olduğunu belirterek "Verimli topraklan, yüksek gü- neşlenme oranlan ve düşük nem, se- racılık açısından çok önemli avan- tajlar oluşturuyor. Seralanmızın is- tihdama ve ihracata katkısı olduk- ça yüksek" dedi. Yanmaz, 100 hek- tarlık alanda 100 milyon dolarlık ma- liyetle gerçekleştirilecek sera yatı- nmlanyla, 1500 insana sürekli iş sağ- lanabileceğini, 30 bin ton domates üre- timiyle yılda 45 milyon dolarlık ih- racann gerçekleştirilebileceğini anİattı. Fiyatlar hızla yükseldi Diinya llyatlatı Üriln Arlı» {»hı âi Pirlnç 74 » Bufiday 130 TUrkly» Ilyalları Üllill Artıj (ŞM Bulgur 87.2 p Plrinç 53.27 " Ekmek 50.18 | Makarna 43.88 • îşlenmemiş gıda fiyatlarında başlayan hareketliliğin iki yıl içinde işlenmiş gıda ve raf fiyatlarında hızlı bir yükselişe dönüştüğüne dikkat çeken gıda sanayicileri, Türkiye'nin elindeki potansiyeli hiç olmazsa bu dönemde fark etmesi, tanm ve hayvancılığın yeniden keşfedilmesi gerektiğinin altını çizdi. yönlü ve arz yönlü etkileri olduğu ka- dar, başka faktörlerden de kaynak- landığmı anlatan Türkiye Gıda Sa- nayi Işverenleri Sendikası (TÜGİS) Başkanı Necdet Bu/baş, spekülatif semıayenin petrol, emtia ve tanm ürünleri ticaretinde rol almaya baş- lamasıyla hızlı bir yükseliş yaşadı- ğını dile getirdi. "Amerikan fi- nansman merkezi Wall Street'te- ki yatırım fonlarının Amcrika'nın buğdaydaki Vadeli İşlemler Bor- sası'nın işlemlerinin yüzde 40'ına, ınısırda da cn az yüzde 20'sine sa- hip olmaları bunun en güçlü ka- nıtıdır" diyen Buzbaş, temel gıda fi- yatlanndaki artışın ortaya koyduğu tablonun kazananlar ve kaybeden- lerinin analiz edilmesi durumunda, kaybedenlerin geri kalmış net gıda it- halatçısı ülkeler olduklannı söyle- yebileccklcrini belirtti. Gıda fıyatlan üzerinde nüfus artı- şı, protein gereksinimi ve biyoyakıt ile küresel ısınma ve petrol fiyatla- nndaki artışınm önemli birer etken ol- duğunu anlatan Buzbaş, Uluslarara- sı Gıda Politikalan Araştırma Teşki- latı'nın mevcut durumun çözümle- nebilmesi için önerilerini de şöyle sı- raladı: Fakir bölgelerdeki insanlar için gereksinimleri karşılayacak geniş kapsamlı önlemler almmalı, tanm ve tanmsal teknolojiye yatırun yapılarak arttınlmalı ve gelişmiş ülkeler biyo- yakıt politikalannı mutlaka gözden geçirmeli... Dünya Gıda ve Tanm Örgütü'nün Roma'da 3 Haziran'da yaptığı zir- vede benzer kararlar aldığını hatır- latan Buzbaş, Türkiye'de de mutla- ka tanm ve hayvancılığın yeniden keşfedilmesi gerektiğini vurguladı. Sorulan da yanıtlayan Buzbaş, Tür- kiye'nin potansiyelinin güçlü ol- duğu alanlan mutlaka iyi değerlen- dirmcsi gerektiğinin altını çizerek "Türkiye'deki gıda üretimi ile il- gili sorunların çok iyi yönetilme- si gerekir. Taban fiyatlar mutla- ka çiftçinin geçimini sağlayacak şekilde ayarlanmalı. tstanbul'da 15 milyon nüfus var, Türkiye'nin tarımdaki insan sayısı yüzde 40'tan yüzde 23'e geriledi. Tanm üretimi olmazsa ne yiyeceğiz? Ül- kenin ürün desenleri en etkili şe- kilde değerlendirilmeli" dedi. Herkese burs veren okul • Burslu okuyarak hayata atılan ve Türkiye'nin dolar milyarderleri arasında yerini alan Hüsnü Özyeğin, kurduğu üniversitede bu yıl okumaya başlayacak 210 öğrencinin tamamına burs sağlayacak. Istanbul Haber Servisi - Türkiye'de ilk kez bir vakıf üniversitesi tüm öğrencilerine burs ve- riyor. Çeşitli burslarla okuma şaıısı bulup hayata attlan ve Forbes dergisinin milyarderler listesinde Türkiye'nin en zenginlerinden biri olarak yeri- ni alan Hüsnü Özyeğin'in kurduğu vakfın üniversitesi, ilk yılında 2008 ÖSS EA-2 so- nuçlanna göre yerleşlirilecek 210 öğrencinin ta- mamına karşıhksız ve kesintisiz burs verecek. Özyeğin Üniversitesi'nin vereceği ÖSYM ba- şansı ile orantılı burslar, "Onur Bursu", "Ba- şarı Bursu" ve "Destek Bursu" olarak üçe ay- nlıyor. Onur Bursu alan öğrenciler öğrenim üc- retinin tamamından muaf olurken Başarı Bur- su alan öğrenciler yüzde 75, Destek Bursu al- maya hak kazanan öğrenciler isc yüzde 50 ora- nında muaf olacaklar. ÖSS puanı ile Özyeğin Üniversitesi'ne ilk gi- rişte sağlanan burslar karşılıksız olacak. Burs- lar, akademik başan düzeyinden bağımsız ola- rak, Ingilizce Dil Hazırlık Programı'nda geçi- rilecek süreleri de kapsayacak ve lisans öğrenimi süresince kesintisiz olarak devam edecek. Öğrenciler ilk girişte almaya hak kazandık- lan burslann oranlannı, öğrenime devam eder- ken gösterdikleri başarılarla orantılı olarak art- tırabilecekler. "Mczun olunca öde' II II Özyeğin Üniversitesi'nin Finansbank'la oluş- turduğu kredi sistemi de önemli bir yenilik ni- teliğinde. ÖSS'yle okula yüzde 50 bursla gir- meye hak kazan öğrenciler, geriye kalan yıllık öğrenim ücretinin 5 bin, yüzde 75 bursla giren öğrenciler de 3 bin YTL'lik kısmı için kredi ala- bilecek. Kredinin geri ödeme sürcsi ise mezu- niyetten sonra 5-7 yıl olacak. Üniversite, beş yıl boyunca kullamlan kredi- lerin faizini karşılayacak. Mezuniyetten sonra- ki ödeme dönemi için de ayda yüzde 1 'in üze- rindeki faiz ödemelerini üstlenecek. Aynca üniversite, kaydını yaptıran her öğ- renciye, yazılım ve erişim paketinin kurulu ol- duğu bir dizüstü bilgisayar verecek. öğrenciler, ÖSS sonuçlannı beklemeden www.ozyegin. edu.tr adresinden 13 Temmuz'a kadar kredi baş- vurusu yapabilecek. Esnekprogramlı üniversite Özyeğin Üniversitesi, ilk öğrencilerini 2008-2009 akademik yılında, daha önce Bank Asya'nın bulunduğu Altunizade binasında karşılaya- cak. Mütevelli Heyeti Başkanı Hüsnü Özyeğin, "Ben de burslu okudum. İyi bir cğitim alınıs olmamm yaşa- nıınıa katüğı değerleri hiçbir zaman unutnıadım. Başarılı gençlerimize hayal ettikleri eğitinıi alma- larında destek olmak benim için en büyük mut- luluk kaynağı olacak" dedi. Rektör Prof. Dr. Er- han Erkut da "Programlarınıız esnek. Öğren- cilerimiz, ilk yıl temel dersleri alacak, ikinci yıl fakülte derslerinden oluşan bir programa katılacak, üçüncü yılın başında ilgi duy- dukları uzmanlaşma alanını seçecek. Her öğrenci, öğrenim süresinin en az bir dönemini yurtdışındaki bir üniversitede geçirme fırsahna da sahip olacak" dedi. :• Hüsnü Özyeğin Buyıl işletme, seneye mühendislik ve MBA özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut'un verdiği bilgilere göre, okulu Hüsnü M. Özyeğin Vakfi kurdu. Kuruluş ça- lışmalanna 2005 yılı sonbaha- nnda başlandı. Bu süreçte iş dün- yası, ögretim üyeleri, üniversite ve lise öğrencilerinden oluşan 500'ü aşkın kişiyle görüşüldü. Ögretim programlan oluşturulmadan ön- ce "Türkiye ve Dünyada Gelişen Sektörler ve Meslekler Araştır- ması" yapıldı. Temel değerler ve vizyon, arama konferanslanyla belirlendi. Öğrenim dili lngilizce olacak Özyeğin Üniversitesi, bu yıl Dil Hazırlık Programı ve lşletme Li- sans Bölümü ile başlayacak. Ge- lecek yıl buna mühendislik ve MBA programı da katılacak. Üniversitenin hedefi 3 yıl içinde lstanbul'da 3-4 bin öğrencinin eğitim görebileceği bir kampus oluşturmak ve 10 yıl içinde 10-12 bin öğrenci kapasitesine ulaş- mak. M A L Î Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U TÜSlAD'ın geçen hafta yapılan toplantısında Ke- mal Derviş önemli tespitlerde bulundu. Bu tes- , pitleri yaparken de iyimserliği elden bırakmadı. 2001 ekonomik krizinden ülkemizi kurtaran (!) de- ğerli ekonomistin görüşleri tartışma yaratacak tür- den. Işte görüşleri; "- Enflasyon global olarak artacak. Resesyona yolaçmamak için merkez bankaları ölçülü olmak • kaydıyla enflasyona izin vermeli. - Emtia fiyatlanndaki ciddi artışı yönetmeliyiz. Fi- yat indirimi ile bu yapılamaz. Fiyat indirimi ekonomik durgunluk ve işsizlik demektir. - Türkiye 2002-2006 döneminde kapasite kul- lanım oranı ve verimlilik artşından kaynaklanan bir " büyüme yaşadı. Şimdi bûyümenin sürdürülebilmesi için iç tasarruf oranının yüzde 27-28'lerde olma- sı gerekir. Bu oran yüzde 8'lik birbüyüme demektir, yüzde 4'lük bir büyüme yeterli değildir. Şu anda " tasarruf oranı yüzde 20-22'dir ki bu yeterli değil- dir. - Cari açık o kadar kötü bir şey değil. Dış ta- samıflann Türkiye'ye gelmesi için cari açık vermek " zorundasınız. Hızlı büyüme için bu şart. Ancak ca- ri açığın gayri safi milli hasılaya oranını yüzde 2- 4 arasında tutmak ve cari açığın en azyansını doğ- rudan yabancı yatınmlaria finanse etmek gerekir." Bu tespitleri CHP Istanbul Milletvekili Prof. Es- fender Korkmaz'la bir TV programında analiz et- Kemal Derviş'in Tespitleri Ne Kadar Doğru? (1) me olanağı buldum. Hocamızdan bu husustaki gö- rüşlerini bol sorularla öğrenmeye çalıştım. llginç sonuçlar çıktı. Ekonomimizin çok hassas nokta- da olduğunu öteden beri vatansever iktisatçılar ve maliyeciler söylüyor. Esfender Korkmaz gibi bi- lim adamları da bunu bilimsel olarak teyit etmiş oluyor. Biz iki bölüm halinde, hocamızın Kemal Derviş'in tespitlerine ait değerlendirmelerine yer vereceğiz. Soru ve cevap şeklinde gideceğiz. Soru: Büyüme nasıl finanse edilmelidir? Büyüme borçla finanse edilebilir mi? "Bir ülkenin kalkınması için ekonomik büyümesini gerçekleştirmesi şarttır. Büyümeyi istemiyoruz, di- yemeyiz. Çünkü işsizliğe, sefalete çözüm, kalkın- ma ile olur. Ancak bûyümenin finanse edilmesi çok önemli sorundur. Eğer siz büyümeyi sadece ver- gi gelirieri ile finanse edemiyorsanız borçlanmak veya yabancı sermaye getirmek zorundasınız. Işte o zaman cariaçık denen bir tablo ile karşı kar- şıya kalırsınız. Cari açık kalkınmayı finanse ediyorsa kabul edilebilir bir sonuçtur." Soru: Cari açık nedir, cari açık büyüklüğü- nün önemi nedir? "Bildiğiniz gibi ödemeler dengesi içinde cari iş- lemler hesabı ve sermaye hesabı vardır. Cari iş- lemler hesabını 2007yılını örnek göstererek açık- layalım. Cari İşlemler Hesabı Mal, hizmet ve gelir dengesi Mal ve hizmet dengesi Dış Ticaret Dengesi İhracat Ithalat Hizmetler Dengesi Gelir Dengesi Cari transferier -37.549 -39.785 -32.846 -46.705 115.307 162.012 13.859 -6.939 2.236 Burada, dış ticaret dengesi+hizmetler den- gesi+gelir dengesi=cari dengeyi, yani cari açı- ğı verir. Bu rakamların yıllık dağılımına baktığı- mızda, 2004'te 15.5, 2005'te 23.6, 2006'da 33.8, 2007'de 39.8 milyar dolar cari açığımızın oldu- ğunu görürüz. Cari açığın miktanndan ziyade GSMH oranı çok daha önemlidir. Bu oranın yüz- de 5'i geçmesi risktir. Bu anlamda Kemal Der- viş'in verdiği oran doğrudur. Ancak ithalatımı- zın en az yüzde 50'sini yatırım malı oluşturursa pamukm«ı superonline.com cari açık kalkınmayı finanse ediyor diyebiliriz. Der- viş bunu belirtmiyor. Şu andaki duruma göre yüz- de 16 yatırım malı, yüzde 72 ara malı, yüzde 12 tüketim malı ithal ediyoruz. Buna göre verdiği- miz cari açık başka şeyleri finanse ediyor de- mektir ki bu da büyük risktir." Soru: Cari açığın sebepleri nedir? "Cari açığın üç temel sebebi vardır: 1- Büyü- me. 2- İç tasarrufaçığı. 3- Milli paranın aşırı de- ğerli olması. Hızlı büyüme, ithalat talebini art- tırmaktadır. Bu itibarla büyüme ile cari açık ara- sında pozitif bir ilişki vardır. Eğeryatınmlar iç ta- sarruflaıia finanse edilemezse (iç tasarrufaçığı, toplam yatınmlaria yurtiçi tasarruflar arasında- ki farktır) iç tasarruf açığı dış kaynak girişi, yani dış borçlanma ile veya yabancı sermaye girişiyo- luyla karşılanır. Toplam yatınmlar, sabit serma- ye yatınmlan ile stok değişimleri toplamından oluşmaktadır. Sabit yatırımların GSMH'ye ora- nı 2001 krizden sonra hep düştü. Stokların GSMH içindekipayı hep yüksek oldu. Bunun se- bebi, düşük kurun stok için ithalat yapılmasına yol açmasıdır. Ancak bu stoka yapılan alışlar, ya- tırım malı için olmadı. Eğer Türk Lirası aşın de- ğerli iken yatınm malı ithalatı artsa idi düşük kur ve cari açığın dezavantajları kısmen telafi edil- miş olurdu." Haftaya devam edeceğiz... İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Suyunu Çıkarmak Bilimsel teknolojik devrim çağında silahtan da- ha etkin güç olarak kullamlan medya gücüyle, bi- reyleri, toplumlan kendi çıkarlan, gerçeklerle tam ter- si bir algılamanın içine sokmak, beyinlerine, bi- linçlerine el koymakta sınıryok... Dünya nimetleri- ne, insana, dünyaya çok ağır boyutlarda zarar ve- recek koşullarda el koyabilmede, milyarlan sesiz kıl- manın, teslim almanın en geçerli yolu bu... Siz de duymuş olmalısınız; zengin kuzey emperyal dünyasının ünlü medya gruplanndan birinin dü- zenlediği bir ankette Fethullah Gülen Hoca dün- yanın en entelektüel insanları listesinde birinci se- çilmiş. ABD emperyal çıkar gruplarının Islam dün- yası projelerinde en çok bel bağladıkları sevgili ho- calarının liste başı olmasında, taraftarlarının anket yağmuru eylemi yapmış olabilecekleri eleştirilerine karşı ünlü medya araştırma grubunun yöneticileri açıklamada bulunmuşlar; müritlerin anket bom- bardımanının söz konusu olamayacağından, Gülen Hoca'nın insanlığa, barışa, dinler arası uzlaşmaya katkılarının bu sonuçta önemli rol oynamış oldu- ğundan söz etmişler. Düşünebiliyor musunuz? Dünyanın pek çok ün- lü düşünürü, aydını, felsefecisi, barışa gerçekten önemli katkıda bulunmuş bilim insanı söz konusu listede arka sıralarda yer alırken, torpilsiz, Batı dün- yasına açık bir ankette Sevgili Hocamız entelektü- lellikte liste birincisi. Herhalde milli takımımızın ba- şartlarını çılgınca kutlarken, bu büyük başarıya de- ğer vermememiz kadir bilmezliğimizden, cehaleti- mizden... ••• Zengin kuzey dünyasının, düzenin ayakta kalması adına sayısız senaryo ve projeleri vardır ya; birbiri ardına biri tutmazsa diğerinin sahneye konulması gündeme gelir ya; kültürler çatışması projesinin su- yu iyiyce çıkmış olmalı ki, yaratıcısı ünlü Huntington söz konusu ankette çok geri sıralarda. Zaten Batı medyası uzunca bir zamandır ılımlı Islam projeleri ile Fethullah Gülen Hoca'ya çok fazla öncelik ve- riyor. Batı dünyası, Türkiye'de rejim degişikliği ya- şandığını bile varsayarak, ılımlı Islam cumhuriyeti donunu biçmekle yetinmedi. Atatürk devrimlerini, laik Cumhuriyeti savunanlan, rejim değişikliğine kar- şı ayak diretebileceklerini düşündükleri tüm birey- sel ve toplumsal güç odaklarını, gerici, dikta yan- daşı damgası vurarak etkisiz kılma çabasındalar. Malum, onların kendi dertleri var; uzun yıllar ko- münizmin tehdit olarak gördükleri tüm ülkeler ve top- lumsal odaklara karşı radikal Islam canavarını, te- rorizmi kendi elleri ile yaratıp, besleyip, semirttiler. Sonra, özellikle tek kutuplu dünya düzeninde, in- san için ekonomi, üretim kurallarının dışında amip biçimi gelişen piyasalar düzeni, ekonomisinde, terorizm ve radikal Islami akımlar tersine tepen si- laha dönüştüler. Şimdi onlar, kuralsız düzenin ku- ralsız savaşları ilişkilerinde, bedel ödememek üze- re, yarartıkları canavarları, radikal Islami terör ör- gütleri ile çatışmak üzere, emperyalizmin yanında yer alacak yeni Islami örgütlenmelere, güçlere gereksinim duymaktalar. Işin doğası gereği ABD önderliğindeki, emperyal odak ve güçlerin yandaşı Islami diktatörlüklerle, ik- tidartarla sorunlan olmasa da, onlann içinden radikal Islami terör örgütleri ile baş edecek etkin yandaş örgütler yaratamadılar. Kültürler çatışması projesi suya düştü. Dinler, kültürler uzlaşması projeleri sah- nede. Aydınlanma, bilimsel teknolojik gelişme, in- san için ekonomi, ideolojik eksenli gelişmeler em- peryal çıkarlaria çatıştığından, bunlar üzerinden, in- san için ekonomi, paylaşım, eşitlik, gerçek de- mokrasiye vs. ilişkin her şeyi afaroz etmek zorun- dalar. Oyunlannı, din ve ırk aynmcılığı üzerinden sah- nelerlerken; insan hakları, özgürleşme, demokra- si adına dayatılanların, bilinç, algılama yanılsama- sı ile olabildiğince gerçek insan hakları, demokra- si, paylaşım, sosyal devlet, eşitlikten.. tabii ki ideo- lojilerden uzaklaştırılması kaçınılmaz oluyor.. Mil- yarlann uyutulması gereksinimi sömürü dozu ile bağ- lantılı artıyor. Demokratik düzen ekseninde yer almış, alması olmazsa olmaz koşul olan sosyal devlet, sendikal haklar ve örgütlenmeler, kamu yararı, herkese pa- rasız eğitim, sağlık, çalışma, emeklilik hakları, din- ler karşısında devletin laik olmasını sağlayan en te- mel ilkeler..."ouf". İnsan için olmayan, şimdilerde kanlı petrolün önlenemez fiyat yükselişi üzerinden işleyen piyasa düzeni "/n."Yoksul güney dünyasında değil sadece, gelir dağılımı, haklar çarpılması ya- şayan zengin kuzey dünyasında bile hızla yoksul- laşan, yoksunlaşan kitleleri uyutmak üzere dinler, ırklar, mezhepler, aşiretler, kadınlar, hatta mafya ti- pi örgütlenmelerin kutsanması, "in". Demokratik mu- halefetin çarklannda başrol oynayan gerçek siya- si partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri "out". Aynmcılık ekseni üzerine oturtulmuş, adına "sivil top- lum örgütlenmesi mucizesi" tanımlaması eklenmiş bu türden örgütlerinin kutsanması "in".. Bu tabloda dünyanın bilimsel, kültürel, toplum- sal, siyasal alanlardaki gerçek aydınlannı kim takar? soner@cumhuriyet.com.tr GÜNÜN ÎÇİNDEN Bilgisayar kullanıcısı 1 milyarı geçti Dünyada kişisel bilgisayar kullanıcısı sayısı 1 milyan geçti. Araştırma firması Gartner'e göre, gelişmekte olan ülke- lerdeki güçlü büyümeyle birlikte 2014 yılı başında kişisel bilgisayar kullanı- cısı sayısı da ikiye katlanacak. IBMödülleri sahiplerini buldu IBM Yazılım Akademisi yanşma- =•=?•=•"=. sında Galatasaray Üniversitesi'nden dispanser yönetim sistemi; Dokuz Eylül'den elek- tronik bilet sistemi; Sabancı Üniversitesi'nden gö- rüntü işleme ve doğrulama veritabanı üzerinde projeleri kazandı. Türk müteahhitlerine Bahreyn çağrısı Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türk müteahhitlerin 141 milyon dolarlık iş üstlendiği Bahreyn'in yeni 40 bin ko- nut yapmak istediğini belirtti. Tüzmen TOKİ dahil Türk müteahhitlerinin bu iş- ten pay almak isteyeceklerini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle