07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 NİSAN 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye’de doğan bebeklerden 40 bini, 1 yaşına gelmeden yaşamını yitiriyor 9 MED CEZİR MEHMET FARAÇ ‘Çok çocuk, çok sorun’ ? Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı son “Anne Çocuk Sağlığı Raporu”na göre, doğum sayısının artmasıyla ölü doğum riski 2.36 kat, doğum sırasında ölüm riski ise 2.77 kat artıyor. SİBEL BAHÇETEPE MELTEM YILMAZ İsviçre Çakısı, Dinamit ve Girdap! Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurahman Yalçınkaya, AKP için “Laiklik karşıtlarının odağı” dedi. AKP yanlısı kalem sahipleri, partinin kapatılacağına yönelik endişeler yoğunlaşınca son günlerde laikliğe sarılmaya başladı! Sakın yanlış anlaşılmasın, laikliği savunduklarından değil, nasıl alaşağı ederiz diye çabalıyorlar! Sabah yazarı Emre Aköz dünkü, “Şu Sihirli Kelime” başlıklı yazısıyla CHP’ye saldırırken “odak”tan epeyi alkış almıştır: “CHP’nin seçim otobüsünün üstünde türbanlı kadın fotoğrafı ne arıyor? Baykal partisine katıldığı için türbanlı bir kadına ayıla bayıla rozet takmadı mı? Anadolu’yu şöyle bir dolaşsanız, CHP’nin de, MHP’nin de arka odalarında namaz kılan insanlara rastlarsınız.” AKP karşıtlarını, Anadolu Müslümanının parti binasındaki seccadesiyle vurmaya kalkışan Aköz, toplumun çimentosu laikliği, “bürokratik elitin, kendi rekabeti ve sivil siyasete müdahalesinde İsviçre çakısı”na benzetti. Zaman’da Şahin Alpay, “Halkı Demokrasiden Soğutmayın” başlıklı yazısında, “Evet, Türkiye’de demokratik düzene son vermek isteyen marjinal çevreler bulunabilir” derken rejimin, demokrasinin ve laikliğin temelini sarsan AKP’yi es geçti! Cumhuriyetin olmazsa olmaz koşulunu, “Yaşadıklarımızın arkasındaki temel sorun” diye niteleyen Alpay, “Laiklik ve kimlik politikalarını, seksen yıl sonra bugün de, aynen uygulamakta ısrar, Türkiye’nin temellerine dinamit koymaktan başka bir sonuç vermez!” dedi! Zaman’da Mümtaz’er Türköne ise “Ak ile Kara” başlıklı yazısında sap ile samanı birbirine karıştırmaktan kaçınmadı. Yargıtay Başsavcısı AKP’ye, ülkeyi karanlığa götürüyor diye dava açmışken Türköne, “İddianame, aslında AKP’yi kapatma ile tehdit etmiyor. Çok gerilerden, bir mezarın derinlerinden gelen bir ses gibi Türkiye’yi, karanlık bir girdabın içine çağırıyor. İddianamenin sarıldığı ve isnat ettiği suçu dayandırdığı laiklik tanımı, toplumu bir arada tutacak temelleri kökünden sarsıyor” diyerek gafleti sergiledi! “Araç” olmadığı sürece sonuna kadar demokrasi ama, şu üç kişinin saçmalıkları bile Yargıtay’ın kapatma davasını haklı kılmaya yetiyor! Çünkü Aköz, laikliğin “çakı” değil, çift tarafı keskin bir kılıç olduğunu bilmiyor! Alpay, “dinamit”i ateşleyenlerin bir gün onun başına sarık takacağını görmüyor! Türköne ise Türkiye’nin zaten “karanlık bir girdap”ta olduğunu unutuyor! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gündemde tutmaya devam ettiği “En az 3 çocuk yapın” istemini değerlendiren uzmanlar, doğum hızının artması ile anne ve bebek ölümlerinin de artacağına dikkatleri çekerken Sağlık Bakanlığı’nın “Anne Çocuk Sağlığı Raporu” da artan her doğumun gerek anne, gerek bebek için ölüm riskini yükselttiğini ortaya koyuyor. Türkiye’de her yıl dünyaya gelen 1.5 milyona yakın bebekten 40 bininin 1 yaşına gelmeden yaşamını yitirdiğini belirten uzmanlar, bu sayının diğer dünya ülkelerine göre yüksek olduğunu vurguluyorlar. Halk sağlığı, çocuk sağlığı ve kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, çocuk sayısının artmasının birçok sorunu da beraberinde getireceğini belirtiyorlar. Ülke kaynaklarının tükenmesi, kaynakların yeterli olmaması, gelir dağılımındaki eşitsizlikler gibi faktörlerin sorun yaratacağı vurgulanıyor. Türkiye Aile Planlaması Derneği (TAPD) Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, kadın vücudunun belli kurallarının olduğunu, bunun dikkate alınması gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Yapılan açıklama, insan hayatını riske atmaktadır. Bir doğumda bile yedi binde bir annenin ölüm riski vardır. Uzmanlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “En az 3 çocuk yapın” ısrarlarının yanlış olduğunu belirterek doğum hızının artması ile annebebek ölümlerinin daha da artabileceği uyarısında bulundular. TAPD Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu: Doğum sayısının artması ile annebebek ölümlerinin artması riski kaçınılmazdır. Sağlık Bakanlığı verileri 4 çocuktan fazla doğumun, annenin ve bebeğin ölüm oranını arttırdığını ortaya koyuyor. Açıklamalar hem tıbba hem de insan haklarına aykırıdır. İnsanların yatak odasına karışmayın. Tarla bile nadasa bırakılır ki bir dahaki yıl daha verimli olsun. Bir elektronik eşya alındığı zaman kaç 100 voltla çalıştırın deniliyorsa ve siz onu 120 voltla çalıştırırsanız o zaman eşya yanabilir. İnsan vücudu da böyledir. Belli bir kapasitesi vardır, bunu biz söylemiyoruz, bilim söylüyor. Bu nedenle doğumlar arasında da en az 2 yıl zaman olmalıdır. Annenin sağlığı ve bebek sağlığı açısından bu süre önemlidir.” ‘Modern korunma yöntemi yüzde 68’e düştü’ Türkiye’de çiftlerin aile planlamasında yüzde 75’inin modern, yüzde 25’inin ise geleneksel yöntemleri kullandığını anımsatan Prof. Dr. Şatıroğlu, TAPD’nin geçen yıl 2 bin 80 kadın üzerinde yaptığı araştırmada, modern korunma yönteminin yüzde 68’lere düştüğünün ortaya çıktığını anlattı. Yapılan araştırmalarda, Türkiye’deki bebek ölüm hızının ortalama binde 29 olduğunu, buna karşın Yunanistan’da binde 5, Bulgaristan’da da binde 7 olduğunu kaydeden Şatıroğlu, özetle şunları söyledi: “Canlı doğumda da anne ölüm hızı Türkiye’de yüz binde 28’lerdeyken gelişmiş ülkelerde bu rakam yüz binde 3’lerde. Bunun sebebi ise koruyucu hekimliğe yeteri kadar önem vermememiz ve ülkeyi yönetenlerin iyi ya da kötü niyetli yaptıkları açıklamalardır. Aile planlaması ile TBMM, üniversiteler ve TAPD olarak çeşitli projeler yürütülmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verdiği rakamlar 2050 yılında nüfusumuzun 100 milyonu aşacağını, bunların 66 milyona yakınının 49 yaş altı olacağını, yani gençlerin oluşturacağını ortaya koyuyor. Demek ki Başbakan nüfusun azaldığı yönünde yanlış şeyler biliyor. Kim ne derse desin şuna inanıyorum, Türkiye’nin yüzde 50’si bilinçli bir şekilde aile planlaması yöntemlerini kullanacaktır. Türk insanının ortalama 2 çocuk istediği bilinmektedir. Bir ülkenin başbakanı, insanların güvendiği ve sözlerine önem verdiği kişidir. Böyle bir kişinin çıkıp açıklamalar yapması da doğru değildir.” ‘Erdoğan yanlış mesaj veriyor’ Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, doğum sayısının artması ile annebebek ölümlerinin artması arasındaki ilişkinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak “Ülkenin kaynakları kısıtlıyken, bu kaynaklarda hızlı bir tükenme varken ve gelir dağılımı bu kadar bozukken çocuk yapmayı önermek doğru değil” dedi. Türk Pediatri Kurumu olarak insanların bakabildiği kadar çocuk yapması gerektiğini önerdiklerini belirten Prof. Çokuğraş, çocuk sayısının artması ile önemli sorunların ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu. Türkiye’de son 30 yılda doğurganlık ve bebek ölüm hızlarının azaldığını anımsatan Çokuğraş, “Bu rakamlar Türkiye’nin çok çocuk yapmasına gerekçe olamaz. Başbakan Erdoğan, insanları çok çocuk yapmaya teşvik ederek yanlış bir mesaj veriyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da yoksulluğun en önemli nedeni hızlı nüfus artışıdır” açıklamasını yaptı. Çokuğraş, doğumların artması ile birlikte insanlara verilen hizmet kalitesinin de yetersiz kalacağına dikkat çekti. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) geçen sene aralık ayında yayımladığı raporda, dünyada her yıl 11 milyon çocuğun yaşamını yitirdiğini anımsatarak bu ölümlerin 7 milyonunun önlenebilir nedenlerden dolayı gerçekleştiğini söyledi. Kasapçopur, Başbakan’ın açıklamalarının sağlıklı olmadığını ve gelişmiş ülkelerde dahi çocuk ölümlerinin büyük bir sorun olduğunu vurgulayarak aile planlamasının önemine değindi. “Aile içinde ne kadar az çocuk olursa çocuk sağlığı ve gelişimi açısından o kadar sağlıklı olur” diyen İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Türkan Ertuğrul, “Bir kadın ne kadar çocuk doğurursa doğum riski ve bebek ölümleri de o kadar artar” dedi. Halk sağlığı uzmanı Dr. Enis Balkan da Başbakan Erdoğan’ın aksine Türkiye nüfusunun azalma eğiliminde olmadığını kaydetti. erede ‘devlet’ adamı Türkeş, neugün Cehepe’nin temsil ettiği ke“N rede ‘onun emanetini taşıdıkları “Bsime bakarsak nasıl bir tablo olnı’ iddia eden ‘devletin’ adamları.” duğu ortaya çıkıyor. Aslında Ceheİsrafil K. Kumbasar, Yeniçağ imdilerde, AKP yanlısı basın da, “Ş mevcut koşullar altında, ‘kapatma davası müzakere sürecinin askıya alınmasına neden olabilir’ gerekçesini öne sürerek, mevzi kazanmaya çalışıyor. Ama hepimiz biliyoruz ki, Türkiye’nin üyeliği süreci zaten, fiilen askıya alınmış vaziyette, kapatma davası olsa olsa, AB için iyi bir bahane olacak.” Nuray Mert, Radikal pe’nin tabanı da Milli Görüş özellikleri taşır. Kalan kısmı da gelecekte Milli Görüş düzlemine kayacak.” Ali Haydar Haksal, Milli Gazete lkede çok önemli bir kitle, türban “Ü tartışmalarının laikliği yok etme yolunda bir adım olduğunu düşünüyor ve AKP içinde bazılarının densiz çıkışları adeta ajan provokatör edasında bu korkuları körüklüyor.” Cüneyt Ülsever, Hürriyet ileriz AK Partililer, başlarına ge“D lenlerden sonra demokrasinin kendileri dışındakiler için de var olması gerektiğini anlarlar ve AB ipine sarılırlar.” Mehmet Barlas, Sabah 3 Mart (Zaman gazetesi) Başbakan’ı bakanlık da yalanlıyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarla tekrarladığı “en az üç çocuk” mesajının altında yatan riskleri Sağlık Bakanlığı’nın “Anne Çocuk Sağlığı Raporu” da ortaya koyuyor. Sağlık Bakanlığı’nın 2007 yılı raporuna göre annenin doğum sayısının artmasıyla birlikte ölü doğum riski 2.36 kat, doğum sırasında ölüm riski ise 2.77 kat artıyor. Başka bir deyişle, Başbakan’ın önerisinin aksine, doğum sayısı arttıkça gerek bebek gerekse anne için ölüm de riski artıyor. Annenin iki gebelik arasındaki süresinin kısalığının ani bebek ölümleri açısından bir risk olduğuna işaret edilen rapora göre, annenin doğumdaki yaşının 35’in üzerinde olması, doğum sırasında gerçekleşen annebebek ölüm oranlarında 3.11 kat artışa yol açıyor. Raporda ayrıca şu verilerin altı çiziliyor: Türkiye’de doğum sırasında her yıl yaklaşık 38 bin bebek 1 yaşına gelmeden hayatını kaybediyor, bebek ölümlerinin yüzde 50’sinin ana sebebi beslenme yetersizliği. “3 67 hamlesi ters tepmişti. İnşallah bu parti kapatma hamlesi de ters tepecektir. Şer gibi görünenlerde ne hayırlar olduğunu biz bilemeyiz...” Hüseyin Gülerce, Zaman Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, her 100 binde anne ölüm oranı rakamları ise şöyle: Bebek ölümlerinde karşılaştırma 1 yaşından önce ölen bebeklerin yaklaşık 22 bini, 1 aylık olmadan yaşamını kaybederken 1 aylık bebek ölümlerinin yüzde 66’sı ilk bir haftada gerçekleşiyor. İstatistikler, Türkiye’de 5 yaş altı ölüm hızının binde 37 olduğunu vurguluyor, bu rakamlar diğer ülkelerde şöyle: ‘AKP Militanı Gazeteciler!’ Dinci medya “Ergenekon” adlı operasyonun karmaşasında “ajan gazeteciler” diye bir saçmalığa imza attı ya... Yeniçağ yazarı Sabahattin Önkibar ise dünkü yazısında, “AKP’ye destek veren ya da ona militanlık yapanlar”ı, “kadrolu gazeteciler”, “cemaat gazetecileri”, “çıkar gazetecileri” ve “AB fonundan beslenenler” diye 4 gruba ayırdı. İşte onlardan bazıları: MUSTAFA KARAALİOĞLU: AKP’ye kayıtsız şartsız bağlılığı ile bilinir. Mustafa’nın gazetecilikteki doğuşu ve yükselişi de AKP ile paraleldir. ERGUN BABAHAN: 12 Eylül öncesinde DevSolcuydu. Birkaç yıl öncesine kadar da laikçiydi. Son dönemde özgürlükçüliberal oluverdi. Bize göre Ergun’un tavrı ye kürküm tavrıdır. YAVUZ ONURSAL: Kendini merkez sağ diye tanımlasa da dünya görüşü yoktur. ENGİN ARDIÇ: AKP’nin dikkatini de Atatürk aleyhtarlığı yazıları ve resmi ideoloji sorgulamalarıyla çekmiştir. Moda biter bu adam da gider. MEHMET ALTAN: Hem AB’ci hem de ikinci cumhuriyetçidir. AKP’yi tercihinin esası da bu özelliğidir, lakin aldığı astronomik maaş da AKP desteğindeki şiddetin bir başka boyutudur. EMRE AKÖZ: Son dönemin hızlı AKP’lisi Emre kardeşimin gerekçesi ise yeni çizgi ile itibar kazanması ve ciddiye alınmasıdır. ALİ BAYRAMOĞLU: Siyasaldaki öğrencilik günlerimden tanıdığım Ali Bey, o dönem bize faşo diye laf eden ve Bağdat Caddesi’nde süs köpeği gezdiren bir arkadaştı. EKREM DUMANLI: Onun AKP’liliği buyruğun gereğidir. Yarın tersi de olabilir. MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE: O, günü yaşar ve güce inanır. AKP gitsin hemen gelene selam durur. İSMET BERKAN: Özgürlükçü olmakla laik olmak arasında debelenen sevgili arkadaşım vaziyeti idare peşindedir. Karaalioğlu’nun Görmediği Hatalar! İLAN ÖZETİDİR HATAY SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN Dosya no: 2008/6 Satış. Antakya 1. Mıntıka 353 222 parselde kurulu ve Cumhuriyet Mah. A. Menderes Cd. Emir Apt. B Blok adresinde bulunan, l.kat 31 nolu bağımsız bölüm ile 5.kat 53 nolu bağımsız bölümün satılmasına karar verilmiş olup, 31 nolu bağımsız bölüm 140 m2 dir. 3 Oda, Salon, Mutfak, tuvalet ve banyodan ibarettir. Bu özellikleri taşıyan 31 nolu bağımsız, bölüm 76.358,42 YTL muhammen bedelle, 53 nolu bağımsız bölüm 170.m2 dir. 3 oda, salon, mufak, tuvalet ve banyodan ibarettir. Her iki bağımsız bölüm soba ısıtmalı ve güneş enerjili olup, yerler karo mozaik döşeli ahşap doğramalıdır. 53 nolu bağımsız bölüm 91.728,91 YTL muhammen bedelle satışa çıkarılmıştır. Etraf iskan halinde binalar ile çevrilidir. Belediyenin her türlü hizmetlerinden faydalanmaktadırlar. SATIŞ ŞARTLARI: 31 nolu bağımsız bölümün 1.Açık artırması 12.05.2008 günü saat 09.00’dan 09.15’e kadar 53 nolu bağımsız bölümün aynı gün saat 09.30’dan 09.45’e kadar, Hatay Sulh Hukuk Mah. kaleminde açık attırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak kaydıyla, her iki bağımsız bölüm 22.05.2008 günü, aynı yerde ve aynı saatlerde de ikinci artırmaya çıkarılacaktır. İhaleye katılmak isteyenlerin, bedel üzerinden %20 tutarını nakit veya teminat mektubunu ibraz etmek suretiyle; ihaleye katılabilirler. Satış peşin para iledir. Alıcıya 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, 31 nolu bağımsız ölümün %1 oranındaki K.D.V. 53 nolu bağımsız bölümün % 18 oranındaki KDV ile tapu harcı, alıcıya, tellaliye satıcısına aittir. Açık artırma şartnamesi, 26.03.2008 tarihinde tanzim edilmiş olup, isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. Satışla ilgili daha geniş bilgi almak isteyenlerin, Memurluğumuzun 2008/6 satış sayılı dosya numarası ile başvurmaları ilan olunur. 26.03.2008 (Basın: 17557) Milliyet yazarı Sedat Ergin önceki gün, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu’nu CHP ile AKP arasındaki gerginlikte çözüme yardımcı olmayıp yangına benzin dökmekle suçlamıştı. Karaalioğlu’nun “AKP’nin hiç mi hatası yok!” başlıklı dünkü yazısını görenler hah sonunda AKP konusunda bir özeleştiri yapacak, Tayyip’i uyaracak ve doğru bir laf edecek diye düşündü! Oysa ne gezer?.. Karaalioğlu söze “Parti kapatmak doğru değil, ama AK Parti’nin hiç mi hatası yoktu? Elbette var” diye başlamıştı: “İktidar partisi, bütün işlerden ülkedeki her şeyden direkt veya dolaylı olarak sorumlu olduğu için birçok hata da yapmış olmalıdır. Kendilerinin de bugün olsa atmak istemeyeceği adımlar atmış olabilir. İktidar olmanın, liderliğin kaçınılmaz sonucu hatalar da yapmaktır. Hatta bazen, kendisinin haberi bile olmadan hatalar yapılır, onlar da liderin hanesine yazılır!” Karaalioğlu, “Hata.. hata!..” diye kıvranıp durmuş. Ancak sonunda takıyyeye sarılmış ve “Hükümetin AB reformlarını yavaşlatması bir hatadır. Demokratikleşmede hız kesilmesi, yeni anayasanın Meclis’e getirilememesi, 301’in yenilenememesi; YÖK’ün yapısının değiştirilememesi vs.” diyebilmiş! Karaalioğlu’nun işi zor, hem hükümetin hem aklıselimin sesi olunamaz! Ancak o yazısında, “İktidar partisinin yaptığı hatalarla kapatma davasının bir ilgisi yoktur” derken de takıyyeyi çelişkisine ortak etmiş! Medya starı Karaalioğlu, AKP’nin hatalarının Yargıtay’ın iddianamesinde olduğunu unutmuş! Oraya bir baksa bu kadar gevelemeye gerek kalmayacaktı! eposta: mfarac?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle