08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 NİSAN 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baykal, ‘Erdoğan’la uzlaşma, görüşme’ isteklerini romantik talepler olarak yorumladı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Özeleştiri yapmalılar’ Adalet Bakanı: Endişemiz yok ? KARABÜK (AA) Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Karabük’te Rönesans İnşaat Enerji Grubu bünyesinde yer alan Filyos Enerji Üretim ve Ticaret AŞ tarafından kurulacak Yalnızca Regülatörü ve Hidroelektrik Santralı’nın temel atma töreni sonrasında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Şahin, AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin soru üzerine, “Artık dünyada partilerin hangi gerekçeyle kapatılacağı, hangi gerekçeyle kapatılamayacağı bellidir. Bizim hukuktan herhangi bir endişemiz yoktur’’ diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yaşanan gerilimin sona erdirilmesi için yapılan yumuşama çağrıları ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmesi önerilerini “romantik talepler’’ olarak nitelendirirken “Sonuç alıcı bir görüşme için AKP’nin özeleştiri yapması, laiklik karşıtı eylemlerini değerlendirmesi gerekir. Yargı sürec i devam ederken ne görüşelim?’’ dedi. CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) önceki günkü toplantısında, AKP hakkında açılan kapatma davası ve sonrasındaki uzlaşma, yumuşama çağrıları değerlendirildi. Toplantıda, “Baykal’ın kapıyı araladığı” haberlerini doğrulayan bir mesaj verilmediği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre CHP lideri Baykal, AKP ile ilgili kapatma davasından sonra gündeme getirilen “Gerilimin sona Yurtsever Olmanın Zamanıdır... Bir süre sonra Türkiye’de “ulusalcılık” ve “yurtseverlik” suç sayılacak; dağlarımızın, ovalarımızın çokuluslu “altın avcılarına” satılmasına; göllerimizin, ırmaklarımızın, koylarımızın, büklerimizin yabancılara peşkeş çekilmesine karşı çıkıp eylem yapmak “gericifaşist” eylem sayılıp, insanlar “çete oluşturmak” suçundan gece yarıları gözaltına alınacak... Cumhuriyetin temel ilkelerini, devrimlerini, laikliği, demokrasiyi savunanlara, Cumhuriyet mitinglerine katılanlara yapılan suçlamalarsa şu bugün: “Laikçi, demokrasi düşmanı, darbeci!..” AKP’yi kayıtsız koşulsuz destekleyeceksin, 2B’ye karşı durmayacaksın!.. Güneşli bir İstanbul sabahında gazeteleri okuyorum... Olup bitenler gerçekten dehşet verici!.. Demokrasiyi yaşam biçimi değil, kendi çıkarları olarak görenleri, Türkiye’yi giderek dinsel bir yapıya dönüştürenleri eleştirmek, Feto’nun oyunlarını sergilemek “demokrasi düşmanlığı” oluyor... Bu köşede yazan ben, sık sık ne diyorum: “Ne darbe, ne şeriat; tam bağımsız Türkiye!..” Böyle yazdığım için demokrasi düşmanıyım ben de!.. Milliyet’in Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin “Krizi Aşmak” başlıklı olağanüstü uzlaştırıcı başyazı yazdığı için de demokrasi karşıtı... Neden? Çünkü Sedat Ergin, beş yıldır AKP iktidarına karşı araya bir uzaklık koyuyor... Sedat Ergin yalaka değil, dürüst, onurlu, gazetecilik ilkelerini yerine getiren bir yönetici... Daha pek çok isim var Sedat Ergin gibi... Dün bazılarının adını yazdım... ??? “Besleme basın”ın kalemşorları İlhan Selçuk ve Cumhuriyet’e vurarak yol almaya çalışıyorlar... Biri Ali Bayramoğlu... AKP’yi kapatma olayını Ali Bayramoğlu’nun gazetesi bir başka yöne çekmeye çalışıyor: “Tehlikenin farkında mısınız?” Gazete, AKP için iddianame hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’ya açıkça gözdağı veriyor... “AKP iktidarı, Karagümrük’ten Ergenekon’a uzanan çetelerle mücadele etmeye başlayınca partinin kapatılması gündeme geldi...” Peki, laik demokratik Cumhuriyeti korumak ve kollamakla görevli savcıların, “besleme basın”ın bu tür gerçekdışı haberleri karşısında neden elleri kolları bağlı? Yoksa yargı iyiden iyiye siyasallaştı mı? Ali Bayramoğlu, Ankara’da darbe toplantısı yapıldığını, bu toplantıya kimi gazetecilerin katıldığını yazdı... Üçüncü kez soruyorum Bayramoğlu’na: “Şerefli bir insansan o toplantının Ankara’da nerede, ne zaman yapıldığını, toplantıya katılan gazetecilerin adını açıkla...” “Besleme basın” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na saldırmayı kimlerden güç alarak yapıyor?.. Merak ettiğim konu bu!.. İkide bir 28 Şubat’ı ortaya atıp, olup bitenleri görmemek ahmaklık olur!.. “Besleme basın”ın yazarları Anayasa Mahkemesi’nin görevinin laiklik ve demokratik düzeni korumak olduğunu bilmezler mi? O zaman yargıya olan bu saldırı niye? AKP yargıya güvenmeli ve şöyle demeli: “Laiklik olmadan demokrasi olmaz; demokrasi olmadan laiklik olmaz. O nedenle biz laik demokratik Cumhuriyeti savunuyoruz...” Tayyip Bey, yüzde 46.7 oyla ikinci kez iktidar oldu... Tayyip Bey, yüzde 46.7’yi önemsiyor, geride kalan yüzde 53’ü değil... Dörtbeş gün önce “Uysal koyun değiliz” diyen Tayyip Bey, ardından eklemişti: “Utanç verici garabet!” Önceki gün birden “adalet” demeye başladı Tayyip Bey... AKP ve onun kalem yandaşları “AB bizimle birlikte” deyip kışkırtmayı sürdürüyorlar... ??? Bu toplumda birlikte yaşıyoruz... Emekçiler, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’nı protesto etmek için alanlarda... Ankara Kızılay Meydanı’ndaki görüntülere bakınca utandım... Demokrasi bir yaşam biçimidir!.. “Ulusalcı” yani “yurtsever” olmanın zamanıdır!.. Eğer AKP Türkiye’de demokrasiyi, özgürlükleri genişletmek istiyorsa ABD ve AB yalakalığına değil, toplumsal uzlaşmayla laik, demokratik, özgürlükçü bir anayasaya gereksinimi vardır... ? Baykal, AKP ile ilgili kapatma davasından sonra gündeme getirilen “Gerilimin sona erdirilmesi için Başbakan Erdoğan ile Baykal bir araya gelsin” talepleriyle ilgili olarak “BaykalErdoğan görüşsün, romantik bir talep. Sonuç alıcı bir görüşme için AKP’nin özeleştiri yapması, laiklik karşıtı eylemlerini değerlendirmesi, nerede hata yaptığını sorgulaması gerekir’’ dedi. erdirilmesi için Başbakan Erdoğan ile Baykal bir araya gelsin” talepleriyle ilgili olarak “Bu çağrıyı yapanlar hem krizin nedenlerini doğru teşhis edemiyor, hem de kolaycı bir yöntem öneriyor. BaykalErdoğan görüşsün, romantik bir talep. Sonuç alıcı bir görüşme için AKP’nin özeleştiri yapması, laiklik karşıtı eylemlerini değerlendirmesi, nerede hata yaptığını sorgulaması gerekir. Şu ana kadar bu olmadı. Başbakan suçlamalarını sürdürerek vakit geçiriyor. Benim AKP ile Başbakan ile kişisel bir kavgam yok. Hatta kişi olarak Abdullah Gül’ü seviyorum, ancak fikirleriyle hiç mutabık değilim’’ görüşünü dile getirdi. ‘’Kriz; AKP anayasal düzenle, yargıyla, üniversiteyle çatıştığı için var’’ diyen Baykal, şu değerlendirmeleri yaptı: “AKP hep ‘Benim sayısal çoğunluğum var, istediğimi yaparım’ anlayışıyla hareket ediyor. Cumhurbaşkanını uzlaşma yerine dayatma ile seçtiler. Sayın Gül milletin değil, AKP’nin cumhurbaşkanı gibi davrandı. Onun için de anayasal kurumlar, siyasal partiler arasında uyumu sağlama fonksiyonunu, fren olma görevini yerine getirmedi. Başbakan, siyasal simge olan türbanı üniversiteye sokmaya yönelik anayasa değişikliğiyle laiklikle ilgili en büyük hatasını yaptı. Laiklik hiçbir dönemde bugünkü kadar zorlanmadı. AKP; anayasayı, hukuku inançlarına uydurmaya çalışıyor. Biz ‘Anayasanın temelleriyle oynamayın’ diye kerelerce uyarıda bulunduk. Ama dinlemediler. Anayasanın temel ilkeleri ve laikliği ortadan kaldırmaya çalışan AKP’ye karşı hukuk ve yargı işlemeye başladı, kapatma davası açıldı. Siyasetçi görevini yapmaz, anayasanın temel ilkelerini zorlarsa hukuk ve yargı devreye girer, görevini yapar. ‘Yargı görevini yapar, AKP kapatı lırsa kaos olur’ diyenler var. Yargı görevini yaparsa belki belli bir bedel ödenir, ancak esas kaos yargının görevini yapması engellenirse ortaya çıkar. Yargının görevini yapması engellenirse din istismarı engellenemez. ‘Bırakalım dini siyasete alet etsin, laikliği yok saysın’ anlayışı sonunda dinci diktatoryayı getirir.’’ Baykal, kapatma davasıyla ilgili olarak AB’den gelen tepkilerin kabul edilemez olduğunu da bildirdi. Baykal, “Türkiye bağımsız bir devlet, bir hukuk devletidir. Herkesin buna saygılı olması gerekir. Türkiye’de anayasal kurumların görevini yapması AB’nin iznine bağlı değildir. Başbakan ve hükümet üyeleri AB’den gelen bu baskıları anlayışla karşılıyorlar. Oysa, buna kesinlikle tepki göstermeleri, yargının bağımsız olduğunu söylemeleri gerekir” dedi. A KP’NİN KURTULMA ÇABALARI Erbakan’ın ev hapsine onama ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 11. Ceza Dairesi, kapatılan Refah Partisi’nin son genel başkanı Necmettin Erbakan’ı “Kayıp Trilyon’’ davasında “özel belgede sahtecilik’’ suçundan 2 yıl 4 ay hapse mahkum eden ve bu cezanın evde infazına ilişkin Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını onadı. Kesinleşen karara göre, Erbakan, 2 yıl 4 aylık hapis cezasının infazı olarak 11 aylık cezayı konutunda çekecek. MHP’yi eski imzalarla zorlama planı ? AKP, 8 yıl önce siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran pakete destek vermemişti. MHP lideri Bahçeli’nin de imzasını taşıyan bu değişiklik önerilerini gündeme alan AKP, böylece MHP’yi uzlaşmaya zorlamayı planlıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hükümeti, 8 yıl önce ANASOLM hükümeti döneminde FP’nin yenilikçi kanadı olarak yeterince destek vermediği için askıya alınan anayasa paketindeki siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran anayasa değişikliğini yeniden gündeme getirmeyi tartışıyor. AKP, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de imzası olan öneriyi MHP’yi uzlaşmaya zorlamak için kullanmak istiyor. Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliği formülleri üzerinde çalışan AKP, 8 yıl önce ANASOLM hükümeti döneminde TBMM Genel Kurulu’nda ilk tur oylaması yapılan, ancak eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in görev süresini uzatmak için getirilen düzenlemenin 330’un altında oy alması nedeniyle askıya alınan paketi de değerlendiriyor. Pakette, anayasanın 69. maddesinin “Bir siyasi partinin 68. maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerden ötürü temelli kapatılmasına, ancak o partinin kanunla belirlenen ölçütlere göre bu nitelikteki fiilleri işlediğinin yetkili mahkemelerce kesin hükme bağlandığı ve bu kesin hükmün odak oluşturmaya yeterli olduğu hususunun Anayasa Mahkemesi’nce tespit edilmesi halinde karar verilir” biçiminde değiştirilmesi öngörülmüştü. FP’li milletvekillerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda milletvekili, pakete yeterince destek vermemişti. Bu paketin askıya alınmasından bir süre sonra 2001 yılında aynı paket üzerinde yeniden bir çalışma yapıldı. FP’nin ısrarı üzerine 69. maddede değişiklik yapılarak “bir partinin odak olması için yetkili mahkemenin kararının aranması” hükmü öngörüldü. Ancak daha sonra yaşanan tartışmalar üzerine mahkeme koşulundan vazgeçilirken odak olan partilerin seçime katılmasının engellenmesi ve Hazine yardımlarının kesilmesi hükmü önerildi. Anayasa Komisyonu’nda oluşturulan alt komisyonda uzlaşma sağlanamadı. ADD’den Ankara mitingine çağrı ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Ankara Tandoğan’da yapılacak, “12 Nisan Egemenlik Buluşması”na katılmaları için halka çağrı yaptı. ADD yönetici ve üyelerinin de katıldığı toplantıda yapılan açıklamada, ülkenin zor günler geçirdiği vurgulanarak “Cumhuriyetimiz ciddi tehlike altındadır ve bu tehlikelere her gün bir yenisi eklenmektedir. Bugün ülkemizde uygulanmaya çalışılan çağdışı baskılar, AB ve ABD tarafından da desteklenmektedir. Hukuk, bağımsız yargı veya demokratik muhalefet çeşitli yöntemlerle susturulmaya çalışılmaktadır” denildi. Başbakan Erdoğan Stockholm’ de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkİsveç üst düzey iş çevreleri temsilcileri ile bir araya geldi. Stockholm Ticaret Merkezi’nde yapılan ve yaklaşık 1 saat süren toplantı öncesinde basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi. Toplantıda Devlet Bakanı Mehmet Said Yazıcıoğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan da hazır bulundu. (Fotoğraf: AA) Kamalak: Tarih tekerrür eder Kapatılan Refah ve Fazilet Partisi davalarında savunma avukatı olan Mustafa Kamalak, ‘Anayasa değişmezse AKP de 6 ay sonra defin ruhsatı alır’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’ne daha önce açılan kapatma davalarında Refah ve Fazilet partilerinin avukatlığını yapan eski milletvekili ve hukukçu Mustafa Kamalak, “Anayasa değişmezse, tarih tekerrür eder, AKP 6 ay sonra defin ruhsatını alır” dedi. NTVMSNBC’ye konuşan Kamalak, partinin savunmasını genel başkan ya da onu temsilen bir başka ismin yapabileceğini söyledi. AKP’nin savunmasını anayasa değişikliği üzerine kurması gerektiğini belirten Kamalak, şöyle konuştu: “Onun dışında ne söylerse söylesin, kanaatimce hiçbir anlamı olmaz. Anayasayı değiştiremediği takdirde, 67 ay sonra kamuoyunun beklediği sonuç tekerrür eder. Daha önce birtakım kararlar vermiştir yüksek mahkeme. Mesela Refah Partisi kararı var, Fazilet Partisi kararı var. Fazilet Partisi kararında kapatma gerekçesi bir tek sebebe dayalıydı. Nedir o, partinin temsilcilerinin üniversiteye giden kızların türban hakkının bir insan hakkı olduğunu söylemeleri. Fazilet Partisi kararına baktığımız takdirde, bugün için sonucu anlamak için kâhin olmanıza gerek yok.” AKP’ye “Anayasayı değiştirin, referanduma gidecekseniz, gidin. Referandumda yeterli oy alamazsanız da, yok olacaksanız milletin sinesinde yok olun” diye seslenen Kamalak, “AKP, ben savunmamı yapacağım derse anayasa değişikliğine gitmezse, 6 ay sonra defin belgesini alır” görüşünü dile getirdi. Partinin önündeki tehlikenin reddedilemeyecek kadar büyük olduğunu savunan Kamalak, bu tehlikenin anayasa değişikliği olmadan “bertaraf edilemeyeceğini” belirtti. Delibaş çetesi hâkim karşısında ? İstanbul Haber Servisi Beyoğlu ve çevresinde faaliyet gösteren çıkar amaçlı bir suç örgütüne ilişkin 51 sanığın yargılandığı davada Fırat Delibaş’ın da aralarında bulunduğu 39 sanığın, çeşitli suçlardan 1.5 ile 39 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması istendi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar katılmadı. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından verilen mütalaada, Fırat Delibaş’ın haksız ekonomik çıkar elde etmek amacına yönelik silahlı suç örgütü kurduğu kaydedildi. Mustafa Kamalak hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 K URUMDA GÜLEN CEMAATİNE YAKIN İSİMLERİN EGEMENLİĞİ ARTIYOR TRT, Banu Avar’a yer bulamıyor FIRAT KOZOK C MY B C MY B ANKARA Banu Avar’ın hazırlayıp sunduğu “Sınırlar Arasında” programını sürekli sansürleyen TRT yönetimi, bu kez farklı bir yönteme başvurdu. TRT 1’de program yapan Fethullah Gülen cemaatine yakın isimlerin sayısı hızla artarken Avar’ın programı TRT 1’den TRT 2’ye kaydırıldı. Programın da gece yarısı yayımlanması kararlaştırıldı. Sınırlar Arasında’nın “Tiflis: Gül Devriminin Ardından” adlı bölümü de yayından kaldırıldı. Bir süre önce “Abhazya Cumhuriyeti” konulu programı yapılan tüm reklamların ardından bir anda yayından kaldırılan, aradan bir hafta geçtikten sonra “makaslanarak” yayımlanan gazeteci Banu Avar’a yönelik sansürcü tutum farklı boyutlar kazanıyor. Dinci medya organlarında çalışan ve Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen isimlere art arda yeni programlar hazırlatan TRT yönetimi, sürpriz bir kararla en çok izlenen programlar arasında yer alan Avar’ın Sınırlar Arasında adlı programını TRT 1’den alarak, reytingi düşük olan TRT 2’ye kaydırdı. Ancak Avar’a yönelik girişim bununla da sınırlı kalmadı. Avar’ın programının, TRT 2’de yayımlanacak olan Gürcistan’ı konu alan “Tiflis: Gül Devriminin Ardın dan” başlıklı bölümü yayından kaldırıldı. Bunun yerine “Rusya” konulu bölümün yeniden yayımlanması kararı alındı. Konuyla ilgili açıklama yapan Avar, TRT’nin “içine fil girmiş bir porselen dükkânına” dönüştürüldüğünü belirterek “7 Nisan yayınımızdan bir hafta önce programın bundan böyle TRT 2’de cuma günü gece yarısına yakın bir zaman yayımlanacağını öğrendik. Yayın saatlerinin sürekli değiştirilmesi nedeniyle izleyicinin takibinin zorlaştırıldığı TRT’nin en çok izlenen haber programı artık sadece tesadüfen rastlayanlar tarafından izlenebilecek” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle