Katalog

4 NİSAN 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 13 Avrupa Adalet Divanı, PKK’nin terör örgütleri listesine alınmasına dair 2002 kararını bozdu BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI 'BM, İslamın düşmanı' ? Dış Haberler Servisi El Kaide'nin iki numaralı ismi Eyman el Zevahiri, Birleşmiş Milletler'i (BM) Müslümanlar için düşman olarak nitelendirdi. El Zevahiri, bir internet sitesinde yer alan açıklamalarında, İsrail içinde ya da başka ülkelerde, Yahudilere saldırılar düzenleneceği tehdidinde de bulundu. BM Genel Sekreteri Ban Kimun El Zevahiri'nin sözlerini, "Yanlış ve kabul edilemez" olarak niteledi. AB’de terör listesi bilmecesi ? Osman Öcalan’ın avukatlarının başvurusunu karara bağlayan Avrupa Adalet Divanı, örgütün “terör örgütleri listesi”ne alınması kararını, “savunma” hakkı verilmediği gerekçesiyle hatalı buldu. Liste 2002’den beri 10 kez güncellenmiş olduğundan, mahkeme kararının fiili bir etkisinin olmayacağı belirtiliyor. Dış Haberler Servisi Avrupa Birliği’nin (AB) en yüksek yargı organı Adalet Divanı, Osman Öcalan’ın başvurusunu kabul ederek, PKK’nin 2002 yılında “AB terör örgütleri listesi”ne alınması kararını hatalı buldu. Merkezi Lüksemburg’da bulunan mahkeme, PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi ve örgütün eski liderlerinden Osman Öcalan’ın, avukatları aracılığıyla listeden çıkarılma talebiyle yaptığı başvuruyu dün karara bağladı. Kardeş Öcalan’a savunma hakkı verilmediği sonucuna varan mahkeme, PKK ve örgütün bir dönem kullandığı KONGRAGEL adlarının listeye alınmasının Ulusalcılar ve Küreselciler Karşı Karşıya Küreselciler ve ulusalcılar arasındaki çatışmada Türkiye tarihe geçecek bir konumda ve özellikte bulunuyor. Ülkenin doğu ile batısı arasındaki coğrafi, siyasi, iktisadi, askeri ve kültürel çelişkileri, ulusalcıları ve küreselcileri karşı karşıya getiriyor. Küreselcilerin arkasında ABD ve AB, yani Batı kapitalizmi (ve emperyalizmi) var. “Sistemin” içine şu ya da bu biçimde bağlanmışlar. Küreselcilerin ve ulusalcıların karşılıklı talepleri siyah ile beyaz kadar zıt özellikler taşıyor. Küreselciler ne istiyorlar? Küreselciler ABD ve AB’nin iktisadi taleplerinin her alanda karşılanmasını istiyorlar. Bu kabul sonuçta, Türkiye’yi Batı kapitalizminin sömürgesi durumuna sokuyor. Batı’nın şirketleri, kendi ülkelerinde yapamadıkları tekelci eylemleri Türkiye’de dayatarak yürütüyorlar. Piyasa onların elinde olacak, kuralları onlar belirleyecekler, iş hızla bu yöne doğru gidiyor. Küreselciler Türkiye’nin “Kurumsal olarak da” bağlanmasını istiyor. Görünürde meclisler, hükümetler bulunacak ama politikaları ve uygulamaları küresel güçler belirleyecekler. AB’nin öngörüleri, ABD’nin çıkarları doğrultusunda uygulanacak: IMF gibi Batı kurumları Ankara hükümetlerini yönlendirecek. AKP hükümetinin Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma arzusunu, “Küreselleşmenin doğal bir gereği” olarak değerlendirmek gerekir, tabii sömürgecinin penceresinden bakıldığında. Batı’nın küreselleşme talebi (dayatması) siyasi olarak da ülkede yeni bir yapılanma öngörüyor. Lozan’ın kazanımlarının ortadan kalkması, sınırların değişmesi, ulusdevlet kimliğinin ve tekil yapının “Federasyon olarak değiştirilmesi” bunlar arasında. Doğal olarak sosyal devletin tamamen tasfiyesi de beklenen doğal sonucu oluyor. Dışişleri Bakanlığı: PKK hâlâ listede ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, Adalet Divanı’nın aldığı kararla PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarıldığı iddialarının gerçekleri yansıtmadığını bildirerek, “Geçmişte bazı terör örgütlerine ilişkin benzer kararlara rağmen, söz konusu örgütler hâlâ listedir" açıklamasını yaptı. Karar metninin ayrıntılı bir şekilde değerlendirildiği belirtilen açıklama, “Yapılan ilk incelemeden adil olmadığına hükmetti. Adalet Divanı, 15 Şubat 2005’te Osman Öcalan’ın örgütü temsil yetkisi olmadığı ve örgütün “var olmadığı” gerekçeleriyle başvuruyu reddetmiş, Öcalan’ın avukatları ise kararı temyize götürmüştü. Bunun üzerine mahkeme, 18 Ocak 2007’de verdiği kararda, Osman Öcalan’ın başvurusunun yeniden değerlendirilmesini istemişti. Mahkemenin dünkü son kararında, daha önce İran’daki Halkın Mücahitleri örgütünün benzer bir başvurusu örnek mahkemenin PKK/KongraGel'in terör örgütü olup olmadığına değil, AB Konseyi tarafından terör örgütleri listesine alınma sürecinin AB hukukuna uygunluğu konusunda görüş bildirdiği anlaşılmaktadır" denildi. PKK’nin diğer tüm adlarıyla AB Konseyi’nin 20 Aralık 2007 tarihli kararı ekinde bulunan ve halen geçerli olan terör örgütleri listesinde yer almaya devam ettiği vurgulandı. gösterilerek, örgüte “savunma” hakkı tanınmadığı gerekçesiyle 2002’de alınan, PKK’nin “AB terör örgütleri listesi”nde yer almasına ilişkin kararını bozdu. Halkın Mücahitleri ile ilgili Aralık 2006’daki mahkeme kararına rağmen, AB Adli Servis Müdürü JeanClaude Piris, örgütün listeden çıkarılmayacağını ve dondurulan mal varlığının serbest bırakılmayacağını açıklamıştı. “Terör örgütü” tanımının açığa ka vuşturulmasını isteyen Avrupa Adalet Divanı ile AB Konseyi benzer durumlar nedeniyle birçok kez karşı karşıya gelmesine rağmen, yasal boşluk halen doldurulmuş değil. 2001’de ABD’nin teşviki ile oluşturulan liste, 6 ayda bir AB ülkelerinin onayıyla güncellendiğinden, mahkeme bir liste kararını iptal ettiğinde, çoktan yeni bir liste yürürlüğe girmiş oluyor. Liste değişmiyor AB’nin en yüksek siyasi karar organı AB Konseyi, mahkeme kararının bir etkisinin olmayacağını belirterek, PKK’nin, son olarak 22 Aralık 2007’de onaylanan listede 25. sırada yer aldığı hatırlatıldı. 30 örgütü içeren listede DHKPC ve İBDAC de bulunuyor. AP Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda, “Adalet Divanı’nın, PKK’nin terörist bir örgüt olup olmadığını tek başına belirlemeye yetkisi yoktur” derken, AP Liberal Grup üyesi Kıbrıslı Rum Marios Matsakis, “Bu karar kötü bir zamanda alınmıştır. Neye hizmet ediyor anlamak çok güç. Karar AB Türkiye ilişkilerine zarar verecektir” diye konuştu. 'Türkiye nükleer yarışa girebilir' ? Washington (Cumhuriyet Bürosu) ABD Senatosu’nun Dışilişkiler Komitesi’ne sunulan bir raporda Türkiye ile Suudi Arabistan’ın nükleer silahlanmaya gidebileceği görüşü ileri sürüldü. Komiteye bağlı bir çalışan tarafından temmuzaralık ayları arasında Washington ve Ortadoğu’da yüzlerce kişiyle yapılan söyleşilere dayanarak hazırlanan raporda gelecek on yılda İran’ın nükleer silah üretmesi durumunda Türkiye’nin de nükleer silah elde etme baskısını üzerinde hissedebileceği öne sürülüyor. Zirveye tehditler damgasını vurdu Dış Haberler Servisi ABD Başkanı George W. Bush'un, Afganistan'a ek askeri güç göndermeleri için ittifak ülkelerine tehdit kokan çağrısıyla başlayan NATO zirvesinde, Ukrayna ve Gürcistan'ın üyelik sürecinin başlatılmaması için Rusya'nın yaptığı güçlü uyarılar etkili oldu. Bush'un ısrarlı diplomatik baskılarına rağmen, eski Sovyet ülkeleri Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO Üyelik Eylem Planı'na katılması, Almanya ve Fransa tarafından veto edildi. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, 2 ülkenin üyelik sürecinin başlatılması konusunda uzlaşma sağlanamadığını, ancak "en nihayetinde üye olabileceklerinin" kayda geçirildiğini belirtti. Bush'un salı günü Ukrayna'yı ziyaretinde, Kiev ve Tiflis'in ittifaka katılması yönünde çağrı yapmasına derhal karşılık veren Rusya Dışişleri Bakanlığı, "Batı ile ilişkilerinde 'derin kriz' yaşanacağı" uyarısında bulunmuştu. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa'nın "Avrupa ile Rusya arasındaki güç dengesinin bozulabileceği" görüşüne katılarak, "Bu iki ülkeye eylem planı statüsü verilmesi için çok erken olduğu inancındayız" diye konuştu. Scheffer'in açıklamasına göre Hırvatistan ve Arnavutluk'un, ittifakın 27. ve 28. üyeleri olması kabul edilirken, Makedonya'nın üyeliği, bu ülkenin Yunanistan ile yaşadığı "isim sorunu" çözülene kadar ertelendi. Yunanistan, Üsküp merkezli ülkenin, kendi sınırları içindeki Makedonya bölgesiyle aynı ismi taşımasına itiraz ediyor. Eski Yugoslavya ülkeleri Bosna Hersek ve Karadağ ile "yoğunlaştırılmış diyalog" kararı alan ittifak liderleri, "enerji güvenliği" ve "sanal dünyada savunma" konularında daha etkin olunmasında uzlaştı. NATO sözcüsü James Appathurai ayrıca, halen Afganistan'ın başkenti Kâbil'de 1700 kadar asker bulunduran Fransa'nın, ülkenin çatışmalı do Küreselcilerin dayandığı güçler Batı kapitalizmi ve sömürgeciliği Türkiye’de üç kesimle işbirliği yaparak çalışıyor. Dinci güç odakları bunların başında. Bu odaklarla, ortak hedefleri var. Sosyal devleti, katılımcı demokrasiyi her ikisi de sevmiyor. Ulusalcılara her ikisi de şiddetle karşı. Dinciler “Ümmetçiliği” bozduğu için; sömürgeciler ise “Batı’nın işgaline karşı çıktığı için” ulusalcı düşünceyi ve yapıyı istemiyorlar. Irkçı bölücüler Batı emperyalizminin işbirliği yaptığı ikinci bölümü oluşturuyorlar. Sömürgecilerle ırkçı (ve faşist) bölücüler Türkiye’nin sınırlarının değiştirilmesi konusunda işbirliği içindeler. Batı tekellerine bağımlı ve onların Türkiye’deki uzantısı durumuna gelmiş kimi büyük sermaye çevrelerinden oluşan bu üçlü oligarşi, ülkede örtülü bir faşist ortam yaratmak üzere. BD Başkanı Bush, Afganistan’a asker göndermeleri için ittifak üyelerine tehdit kokan bir çağrı yaparken Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın "Batı ile ilişkilerinde 'derin kriz' yaşanacağı" uyarısının ardından Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO Üyelik Eylem Planı'na katılması, Almanya ve Fransa tarafından veto edildi. A K. Kore ‘Güney’ ile ilişkileri kesti ? Dış Haberler Servisi Kuzey Kore, Güney Kore ile tüm ilişkilerini kestiğini ve sınırı kapattığını açıkladı. Güney Kore'yi, karasularına savaş gemisi göndermekle suçlayan Kuzey Kore, Güney Kore Genelkurmay Başkanı Kim Taeyoung'un kendilerine yönelik tehditlerinden ötürü özür dilememesi üzerine bu kararı aldıklarını duyurdu. Ulusalcılar ne istiyor? Ulusalcıların istediklerini anlaşılır bir biçimde sıralayalım; 1) Sosyal devlet yapısını, katılımcı demokrasiyi ve çağdaş hukukun egemenliğini istiyorlar. Tekil bir yapı içinde ulus devlet kimliğinin koruması diğer bir kırmızı çizgileri. 2) Atatürk devrimlerinin ve “Atatürk milliyetçiliğinin” korunmasını savunuyorlar. Bu coğrafyada Ürdün, S. Arabistan ve Irak’ın durumuna düşülmemesi için bunun vazgeçilmez olduğuna inanıyorlar. 3) Ulusal (ve makro) iktisat politikalarının yürütülmesini, Tarımın ve köylünün korunması ve ayakta kalabilmesi için; Ulusal sanayinin geliştirilmesi ve çalışanın payını alabilmesi için; Ülkenin dünya karşısında, “İktisadi çıkarlarını koruyabilmesi için” ulusalcı politikaları savunuyorlar, 4) Ulusalcılar, “Çıkar gruplarının ve sosyal sınıfların” örgütlenme özgürlükleri ile, katılımcı düzene ulaşılabileceğini düşünüyorlar. İçerde pastanın dengeli paylaşılması; dolar milyarderi sayısını 5’ten 36’ya çıkarmak yerine, çalışanın payının arttırılmasını istiyorlar. Dış ekonomik ilişkilerde “Tek yanlı bağımlılık yerine” karşılıklı çıkarların dengeli bir biçimde korunmasını savunuyorlar. 5) Kültürel olarak da kültürde, dilde uygar ülkelerin yaptığı gibi “Ulusal kimliğin korunmasını istiyorlar.” Küreselcilerle ulusalcılar arasındaki esas fark, birinin, “Batı kapitalizminin ve sömürgecilerin talepleri doğrultusunda bulunması”; buna karşılık ulusalcıların “Halkın iktisadi, siyasi, kültürel demokratik çıkarlarının yanında yer alması” biçimindedir. AKP iktidara geldikten sonra Türkiye, ABD ve AB talepleri doğrultusunda küreselleştirilirken, Güney Amerika ülkeleri Amerikan sömürgeciliğine karşı aralarında işbirliğine giderek büyük başarı kazandılar. Bu başarı, küreselleşmenin yerine ulusal politikaları koyarak sağlandı. Türkiye’deki yönetimse BOP’un yanında yer alarak kendi komşularına karşı Batı sömürgecilerinin politikasını savunuyor. G. Amerika’da ulusalcılar üstün geldiler, halkları kazançlı çıktı. Türk halkı önündeki seçenekleri iyi görmelidir. Batı’nın, Hıristiyan dünyasının yanında yer alan küreselcileri destekleyerek arka bahçe olmak mı? Yoksa kendi halkının iktisadi, siyasi ve kültürel çıkarlarını savunan ulusalcıların yanında yer almak mı? Bu seçim Türk halkı için “Olmak ya da olmamak” sorunudur… www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Zirvede ABD Başkanı Bush, yakın müttefiki İngiltere’nin Başbakanı Brown ile yan yana oturdu. Liderler aile fotoğrafı için kameralara poz verdi. (Fotoğraflar: AP /AFP) ğu bölgesine 800 civarında asker göndermeyi kabul ettiğini söyledi. Destek kuvvet almamaları halinde, bu ülkede Taliban hareketi ve terör örgütü El Kaide güçleriyle çatışma halindeki 2500 askerini çekme kararı alan Kanada'nın Başbakanı Stephen Harper, Fransa'nın adımı için, "Bu hem Kanada hem de NATO için iyi haber" dedi. Amerikan yönetimi aylardır Türkiye, Almanya, İspanya ve İtalya başta olmak üzere müttefiklerine, Afganistan'a muharip asker göndermeleri için baskı yapıyor. Zirvede Türkiye'yi temsil eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise dünkü açıklamasında, Türkiye'nin halen 750 askerinin görev yaptığı Afganistan'a askeri ve sivil desteğinin süreceğini tekrarlarken "Orada savaşa giren olmayacak" dedi. Bush, zirvenin başladığı önceki gün "Teröristleri Afganistan'da yenemezsek, onlarla kendi topraklarımızda karşı karşıya geliriz. NATO ülkelerinden ilave güç göndermelerini istiyoruz" ifadeleriyle müttefiklerine gözdağı vermişti. T ÜRKİYE’YE DE KURULABİLİR Füze kalkanı genişleyecek ATO üyesi ülke liderleri, ABD'nin Orta Avrupa'ya kurmayı tasarladığı füze kalkanı sisteminin, tüm ittifak üyelerini kapsamasına dair bir plan hazırlaması için NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer'e yetki verdi. Scheffer, füze kalkanıyla ilgili planını gelecek yılki NATO zirvesine sunacak. NATO sözcüsü James Appathurai ise müttefiklerin, Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan'ı kapsayacak kısa menzilli bir füze savunma sistemi kurulmasını gündeme aldıklarını söyledi. Çek Cumhuriyeti, topraklarına radar sistemi kurulması için ABD ile resmen anlaşma imzaladı. Ortak açıklamada, radar sisteminin, Avrupa ve Amerika'daki diğer ABD füze savunma tesisleriyle bağlantılı olacağı kaydedildi. Bugün NATO Rusya Konseyi toplantısı için Bükreş'e gelecek olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, füze kalkanı konusunda vereceği mesajlar merakla bekleniyor. Ekvador'da yabancı üs yasağı ? Dış Haberler Servisi Ekvador Kurucu Meclisi, ülkedeki yabancı askeri üsleri yasaklayan yasayı önceki gün onayladı. Solcu Devlet Başkanı Rafael Correa'nın partisi Ülke İttifakı'nın çoğunlukta olduğu kurucu meclis, muhalefetin, yabancı birliklerin "barış gücü" adı altında kalmasına olanak sağlayan önerisini de reddetti. N Fransa ek asker gönderiyor Dışişleri Bakanı Babacan’la sohbet eden Yunan Dışişleri Bakanı Bakoyanni’nin yüzündeki kızgın ifade dikkat çekti. (Fotoğraf: AP) DÖRTYOL İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2008/228 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli bulunan aşağıda cins, miktar ve takdir edilen kıymeti yazılı mahcuz Menkul mallar, açık arttırma suretiyle satışa çıkartılmıştır. Birinci arttırma 30.4.2008 tarihinde, saat 14.0014.10 arasında Dörtyol ilçesi Özerli Mah., Payas cad. Üçel otoparkında yapılacağı ve o gün kıymetlerinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 5.5.2008 tarihinde, saat 14.0014.10 arasında, ikinci artırmanın aynı yerde yapılacağı, şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderini geçmesinin şart olduğu, mahçuzun satış bedeli üzerinden %18 oranında KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 27.3.2008 Not: İhaleye iştirak edeceklerin %20 nispetinde nakti teminat, Veya milli bir bankanın kati teminat mektubu vermesi lazımdır. Tebligat yapılamayan ilgililere tebliğ yerine kaimdir. Takdir edilen değeri Lira adedi Cinsi, niteliği ve özellikleri 65.00000 1 31 VD 546 plakalı Man marka 2004 model çekici araç, tipi 19423 Flt 4x2. Rengi yakut kırmızı bayrak deseni, Mot No: 3760541060B183, Şasi No: WMAT32ZZ34L.036838T323E9, Ön sağ ve arka sağ lastikler patlak, teybi, İstetmesi yok, ön güneşlik kırık, ön tamponda yer yer çatlaklar var, kupanın arka kısmında macun var. (Basın: 17870) KUŞADASI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2004/47 KARAR NO: 2007/207 Davacı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı tarafından, davalılar Metin Genç, Sargın İnş. Tic. Ltd. Şti., Halil İbrahim Sargın, Osman Sargın, Hamit Uzun ve Abdüllatif Akçiçek aleyhine açılan, Rücuen Tazminat davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda, asıl dava ile birleşen davanın kabulü ile 6.361,05.YTL’nin, 13.05.1998 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, ayrıca mahkememizden verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, davalı Abdüllatif Akçiçek’e dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğ edilmiş olması sebebiyle, mahkememiz kararının ve temyiz dilekçesinin de ilan yoluyla tebliğine karar verilmiş olup, işbu ilanın gazetede ilan tarihinden itibaren, 15 gün içerisinde karar ve temyiz dilekçesinin, davalı ABDÜLLATİF AKÇİÇEK’e tebliğ edilmiş sayılacağı ve bu süreden sonra, 10 günlük süre içerisinde kararı temyiz etmediği ve temyiz dilekçesine cevap vermediği takdirde, kararın kesinleşeceği bu davalı yönünden kesinleşeceği ve dosyanın bu hali ile temyiz incelemesi için, Yargıtay’a gönderileceği ilanen tebliğ olunur. 11.03.2008 (Basın: 18265) SHP Kağıthane ilçesinin 3. Olağan Kongresi’ne tüm halkımız davetlidir. Gündem: 1. Açılış 2. Divan seçimi 3. Saygı duruşu 4. Konuşmacılar 5. Mali bütçenin ibrası 6. Başkanlık ve yönetim kurulu seçimi 7. Kapanış Yer: Yahya Kemal mah. Talatpaşa cad. No:368/A Onuklar düğün salonu Gültepe/İstanbul Tarih: 06.04.2008 Saat: 10.0017.00 SHP SOSYAL DEMOKRAT HALK PARTİSİ KAĞITHANE İLÇE BAŞKANLIĞI MALEZYALI ŞERİAT HUKUKÇULARI 'Gayrimüslimler de el ele tutuşmasın' Dış Haberler Servisi Malezya'da bir grup şeriat hukuku uzmanı, evli olmayan Müslümanlara uygulanan açık alanlarda el ele tutuşma ve birbirine sarılma yasağının, çiftlerden birinin gayrimüslim olması halinde de uygulanmasını istedi. Düzenlenen bir seminere katılan “uzmanlar”, yasağın gayrimüslimleri de kapsaması ve yasağa uymayanların cezalandırılması için yeni bir yasa çıkarılması çağrısı yaptı. Uzmanlar ayrıca, alkol tüketen ve kumar oynayan Müslümanlara yönelik cezaların da arttırılmasını talep etti. C MY B C MY B