05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 NİSAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 100 milyon Avro’luk yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldı 9 MED CEZİR MEHMET FARAÇ İETT’ de büyük vurgun DENİZ TATARER İçişleri Bakanlığı müfettişleri, İETT’de 100 milyon Avro’luk yolsuzluk yapıldığını ortaya çıkardı. Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilen yolsuzluk dosyası üzerine, İETT (vekil) Genel Müdürü Mehmet Öztürk başta olmak üzere kurumun üst düzey yöneticileri hakkında, “ihalesiz reklam alanı tahsis etmek”, “metrobüs alımında usulsüzlük” ve “TopkapıSultançiftliği metro hattında ihalesiz iş teslimi” gerekçeleriyle soruşturma başlatıldı. İçişleri Bakanlığı müfettişleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İETT bünyesinde şubat ve mart aylarında rutin incelemelerde bulundu. Müfettişler tarafından hazırlanan ve İçişleri Bakanlığı’na sunulan inceleme dosyasında İETT’nin faaliyetlerinde usulsüzlük yapıldığı ve İETT (vekil) Genel Müdürü Mehmet Öztürk başta olmak üzere kurumun üst düzey “İslamın Gür Sesi” Dinden, ahlaktan, namustan, erdemden, faziletten en çok söz eden, “Kendisini İslamın ve Müslümanların gür sesi, kâfirlerin korkulu rüyası” diye niteleyen bir gazetenin 78 yaşındaki yazarı tecavüz iddiasıyla tutuklanırsa, medya bunu nasıl yorumlar? Büyük gazeteler bu iğrençliği deşifre ediyor. Hatta eski İslamcı yazarlar bunların maskesini, “Ne zaman kurtulacaksınız bu ‘İslami getto’ yaklaşımından? Ne zaman terk edeceksiniz bu ‘İslami aşiret’ mantığını? Nereye kadar gidecek bu ikiyüzlülük?” diye düşürmeye çalışıyor. Peki kendilerini İslamcı basın diye niteleyenler niye susuyor? İlk gün Milli Gazete ve Bugün’e göre Türkiye’de Hüseyin Üzmez olayı yaşanmamıştı! AKP’li Yeni Şafak, Zaman ve Star gazeteleri küçücük haberlerle geçiştirmişti. Her olayı Bondvari biçimde deşen Taha Kıvanç sanki izne çıkmıştı! Gazetesi Yeni Şafak ise dünkü haberinde, Müslüm Gündüz, Fadime Şahin, Ali Kalkancı vakalarını anımsatarak Üzmez olayını da 28 Şubat süreciyle ilişkilendirme gafletine düşmüştü. Geçen yıllarda bir televizyon kameramanını benzer suçu işlediği iddiasıyla yerden yere vuran Vakit gazetesi ise iki gündür yazarının yaptıklarını “komplo” diyerek örtbas etmeye çalıyor. Sabah gazetesinden Nazlı Ilıcak dün “Azgın teke” başlığı altında olayı şöyle yorumlamıştı: “Yıllar önce (1952) Ahmet Emin Yalman’a suikast düzenlemiş; beğenmediği fikre kurşun sıkmış bir adam. Bu defa yaptığı bin beter. 14 yaşındaki bir kıza tecavüz etmiş. Anlaşılıyor ki, kızı annesinden satın almış! Meğer kendinden 47 yaş küçük bir de karısı varmış. İmam nikâhlı eşi 25 yaşlarında; tecavüz ettiği ise 14 yaşında. Karısının babasını, ‘Peygamber efendimiz, Ayşe anamızla 9 yaşındayken evlendi’ diye ikna etmiş; böylece aradaki yaş farkını makul göstermiş. Hüseyin Üzmez gibilere, dindar değil, din istismarcısı denir. Bu olay iyice teşhir edilmeli ki, kimse, bir benzerini yapmaya kalkışmasın. Bir çift sözüm de muhafazakâr gazetelere: Hüseyin Üzmez’in ahlaksızlığını arka sayfalarda ufacık göstermek doğru mu arkadaşlar? Bu adam dindar filan değil ki! Dolayısıyla, ‘Bizden olanı teşhir etmeyelim’ psikolojisine girmeye gerek yok.” ? İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin tespitleri sonucu başlatılan soruşturmada İETT (vekil) Genel Müdürü Mehmet Öztürk başta olmak üzere kurumun üst düzey yöneticilerinin ifadeleri alınıyor. Yöneticiler “ihalesiz reklam alanı tahsis etmek”, “metrobüs alımında usulsüzlük” ve “TopkapıSultançiftliği metro hattında ihalesiz iş teslimi” ile suçlanıyor. yöneticileri hakkında adli soruşturma başlatılması istendi. satın alma ve ithal etme süreçlerini kapsayan incelemeler sonucu, 63 milyon Avro’ya alınan 50 Phileas metrobüsün ihale yapılmadan ‘doğrudan temin yoluyla’ satın alınmasıyla usulsüzlük yapıldığı saptandı. İETT tarafından alınan 50 otobüsün alımında da usulsüzlük yapılmıştır. 15 milyon 750 bin Avro bedelle alımı yapılan 50 Mercedes Capacity otobüs, ‘doğrudan temin yoluyla’ yapılan işlemle kurum envanterine girmiştir. Bu suç ayrı bir araştırma konusudur. İETT’nin yaptığı işlemlerde ihale yapmamayı alışkanlık haline getirdiği gözlenmiştir. Otobüs alımında rekabet ortamı yaratılmayarak fiyat indiriminin adeta önüne geçilmiştir.” İhalesiz iş verildi Raporda şu bilgilere yer verildi: “40 milyon dolarlık TopkapıEdirnekapıSultançiftliği tramvay hattı yapımının ihalesiz olarak bir firmaya verildiği saptandı. Otobüslere reklam giydirilmesinin 10 yıllığına bir firmaya verildiği ve bu firmayla yapılan sözleşmenin yasaya aykırı olarak 10 yıllığına uzatıldığı belirlendi. 50 metrobüs alımında usulsüzlük yapıldığı, 50 Mercedes Capacity otobüs alımı işleminde de aynı usulsüzlüğün devam ettirildiği ortaya çıkarıldı. Metrobüslerin ihale, İçişleri Bakanlığı’nın raporu üzerine inceleme başlatan savcılık, İETT’nin faaliyetlerinde imzası ve sorumluluğu bulunan Öztürk ve üst düzey yöneticilerin ifadelerini almaya başladı. İBB tarafından yapılan açıklamada, “Soruşturmada TopkapıSultançiftliği deniyor. Bu yer TopkapıEdirnekapı hattı olan 2 kilometrelik yerdir ve ihalesi yapılmıştır. Reklam konusunda ise, zaten süren bir dava var. Metrobüslerin alımında ise, biz bu yabancı firmanın tek üretici firma olduğu ve ihale yapmanın mümkün olmadığını belirttik” denildi. CHP, İETT’ye dikkat çekmişti İBB Meclisi’nin CHP’li üyesi Özer Beğenmiş, 17 Nisan’da İETT’nin 2007 yılı faaliyet raporu görüşülürken müfettişlerin ifade ettiği birçok usulsüzlüğe dikkat çekmişti. CHP Grubu da İETT 2007 faaliyet raporuna ret oyu vermiş, rapor AKP’lilerin oylarıyla kabul edilmişti. “Taaddüdi Zevcat!” Nazlı Ilıcak haklı. Çünkü Milli Gazete’nin İslami kesimin yanlışlarına sert eleştiriler yöneltmesiyle ünlü yazarı Mehmet Şevket Eygi bile aynı psikolojiye girmişti! Eygi’nin dünkü yazısında, “Müslümanlar! İslâmî Gündeme Bakın” başlığını görenler Üzmez olayını okuyacaklarını sanmıştı. Ancak Eygi Üzmez’i bırakmış, “Kadın ve kızlarımızın tesettüre girmesi için en güzel, en uygun, en etkili şekilde çalışmalıyız” diyerek yol göstermişti! Eygi, “Nikâhsız yaşamaya evet, Taaddüdi Zevcata (çokeşliliğe) hayır” ara başlığı altında hedef saptırmıştı: “Beş altı yıl önceydi. Bir toplantıda çok ünlü ve gazeteciliği çok güçlü bir hanım ile konuşuyordum. Bir ara ‘Çok sevinçliyim’ demişti. Sebebi sorulunca ‘Tahliller neticesinde hamile olduğum anlaşıldı’ cevabını vermişti. Sonradan öğrendim ki, bu bayan evli değilmiş! Medyada kimse bu bayana çatmamıştı. Artık bir kesimde böyle hadiseler çok tabii karşılanıyor. On binde bir Müslüman, iki hanımla evli olunca kıyamet kopartıyorlar. Bu konuda maalesef çifte standart var. Nikâhsız birlikteliğe evet diyorlar, nikâhla birden fazla eş edinmeye çok kızıyorlar. Kadınların başörtüsü takmasına da çok kızıyorlar. Devletin TC’li resmi vesikalarla fuhuş yaptırmasına, bu fuhuştan KDV ve gelir vergisi alınmasına ise hiç aldırmıyorlar.” Göztepe’deki Devlet Malzeme Ofisi ve Paşabahçe Beykoz Fabrikası yakında satışa çıkıyor İstanbul parsel parsel satılıyor Kiralık okul dönemi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, toplantıda Milli Eğitim Temel Yasası’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa tasarısının ele alındığını söyledi. Çelik, özel sektörün, ister kamuya ait, ister kendi arazisi üzerinde kiralama garantili okul yapımına olanak veren düzenleme getirileceğini ifade etti. ? Mecidiyeköy’deki 24 dönümlük likör fabrikası, Zincirlikuyu’daki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arası ve Levent’teki İETT Garajı daha önce satılmıştı. İstanbul Haber Servisi Mecidiyeköy Ali Sami Yen Stadı’nın yanındaki 24 dönümlük likör fabrikasının, Zincirlikuyu’daki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü’nün, Levent’teki İETT Garajı’nın satışlarının ardından İstanbul’un en değerli arazilerinden Göztepe’deki Devlet Malzeme Ofisi (DMO) ve Paşabahçe Beykoz Fabrikası da yakında satışa çıkacak. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan verilen bilgiye göre Göztepe’de E5 karayolu üzerindeki 80 bin metrekarelik DMO arazisinin ihalesi için çalışmalar başladı. Arazi için hazırlanan imar planında Likör Fabrikası arazisinde olduğu gibi konut, otel, alışveriş merkezinden oluşan çok katlı rezidans projeleri yer alıyor. Türkiye’nin ilk sanayi tesislerinden biri olan Paşabahçe Beykoz Fabrikası’nın deniz kenarındaki çok değerli arazisi de satılacak yerler arasında bulunuyor. Şişecam Grubu, fabrika arazisinin ihalesi için yetkiyi 13 Şubat’ta İş Yatırım’a verdi. Sanayi tesisi olarak faaliyet göstermesine karşın imarda turizm ve konaklama alanı olarak görünen araziye yönelik talebin yüksek olması bekleniyor. Arazilerin satışından metrekare başına 10 ile 15 bin dolar arasında gelir elde edilmesi hedefleniyor. Toplu Konut İdaresi’nin iştiraki Em KPSS başvuruları ? ANKARA (AA) Lisans mezunları ile lisans programlarından mezun olabileceklerin katılacağı Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) başvurular başladı. Sınava başvurmak isteyenler, “2008KPSS Lisans Kılavuzu’’ ile aday bilgi formunu 2 YTL karşılığında 9 Mayıs 2008 tarihine kadar başvuru merkezlerinden alabilecek. Başvuru merkezleri ile ilgili bilgilere ÖSYM’nin www.osym.gov.tr internet adresinden ulaşılabilecek. KPSS’ye başvuru süresi 9 Mayıs’ta sona erecek. Mecidiyeköy Ali Sami Y en Stadı yanındaki Tekel Likör Fabrikası. lak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ tarafından 25 Nisan’da açılan Mecidiyeköy eski Likör Fabrikası alanı satış ihalesinde, Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) 295.7 milyon YTL teklif verdi. 23 bin 711 metrekarelik arsanın satış ihalesine katılan tek firma Kiler GYO oldu. CHP Şişli İlçe Örgütü, arsanın satışının durdurulması ve burayı ticaret alanı olarak gösteren imar planı değişikliğinin iptali istemiyle iki kez İstanbul İdare Mahkemesi’ne başvurdu ancak bir sonuç alınamadı. Zincirlikuyu’daki Karayolları arazisi de 7 Mart 2007’de açık arttırmaya çıkmış ve 800 milyon dolara Zorlu Grubu’nun olmuştu. 18 Nisan 2007’de YapıYolSen, satışa ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının iptali istemiyle dava açtı. Danıştay 13. Daire Başkanlığı’na yapılan başvuruda, kurumların elindeki araziyi imarlı arsaya dönüştürerek satamayacağı belirtilerek, Zorlu Grubu’na yapılan satışın hukuka aykırı olduğu bildirilmişti. Ancak bu girişimden de henüz bir sonuç alınamadı. İstanbul Levent’teki 46 bin metrekarelik İETT Garajı arsası da 705 milyon dolar (KDV dahil 1 milyar 156 milyon 400 bin YTL) teklif veren Sama Dubai’ye satıldı. 21 Mart’taki açık arttırmayı kazanan Dubai Şeyhi El Maktum arazinin ücretini, Mimarlar Odası’nın açtığı ve arazide yapılan imar değişikliğinin iptalini isteyen dava ile ihalenin iptalini isteyen davayı gerekçe göstererek ödemedi. Şirket, ihale sürecinin askıya alınmasını talep etti. Enflasyon hortlamış, milletin mutfağına ateş düşmüş, işsizlik gençliği kırıp geçirmiş. Kuraklık Anadolu’da tarım alanlarını çöle çevirmiş. Türban ve parti kapatma tartışmaları ülkeyi geriyor. Siyaset çatışma arenasına dönüşmüş. Güneydoğu’da askerler şehit oluyor. Oysa Türkiye gazetesi sanki bambaşka bir ülkede yayımlanıyormuş gibi manşetler atıyor! Türkiye’nin dünkü manşeti, medyaiktidar ilişkisinin ulaştığı boyutları çarpıcı biçimde anlatıyordu! KP’nin ikinci iktidar döneminin “A daha sorunlu olduğunu kim inkâr edebilir? Yüzde 47 oyla genişlemiş oy tabanının AKP’nin “merkez sağ” rengini güçlendirmesi beklenirken, ülkede ideolojik kutuplaşma artmıştır! AKP’nin liberallerle arasının bu dönemde açılmış olması da çok dikkate değer bir veridir.” Taha Akyol, Milliyet Benzine zam ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Akaryakıt ürünlerinden 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı 4 YKr arttı. Yeni ayarlamayla Ankara ve İzmir’de BP, OPET ve Shell’de 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı, 3.44 YTL’den 3.48 YTL’ye yükseldi. İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakalarında, 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı, 3.45 YTL’den 3.49 YTL’ye çıktı. Bu arada, katkılı 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatında da 4 YKr artış yapıldı. ikçi şebeke, Türkiye’nin büyüme imkânlarını yakaladığı, tarihi roller oynama yönünde adım attığı her anda, laikçilik zırhının arkasına sığınarak, bu ülkenin İslami kimliğini, birikimini, tecrübesini, ruhunu, iddialarını ‘irtica yaygarası’yla hedef tahtası haline getirmekten çekinmemektedir.” Yusuf Kaplan, Yeni Şafak nayasa ve TBMM İç Tüzüğü, bu akmayın vatanseverlik adına man“A soru önergeleri ile iktidarın halk “B galda kül bırakmayan bu ulusaladına denetlenmesinin mümkün olabi cı sahtekâr hokkabazlara... Bunların bir leceğini vazediyor ama ağzını her açtığında “milli irade” diyen Başbakan, deyim yerindeyse TBMM’yi takmıyor!” Mehmet Y. Yılmaz, Hürriyet klıma geldi de.. Emir, kendi ülke“A sine giren yabancı yayınlara bile sansür uyguluyor.. Ortağı olduğu Sabah’ı Katar’a sokar mı? Yoksa sansürleyerek yeniden mi bastırır?” Mehmet Tezkan, Vatan artizanlığı bir tarafa bırakarak söy“P lemek gerekiyor: “Şu bağlamda”, milliyetçiler, Atatürkçüler olarak ülkeyi karanlıklardan kurtarmak için umudumuz “Deniz Baykal”. Altemur Kılıç, Yeniçağ laikçi şebekeden çektiği “T ürkiye kadar kimseden çekmemiştir. LaZamane Duygusallığı! Zaman gazetesi de, Hüseyin Üzmez olayıyla ilgili başını kuma gömmeyi tercih ediyor. Yazarları suspus olmuş, muhabirleri talimat gereği, cemaat dayanışması uğruna kalemlerini misvaklarının yanına iliştirivermiş! Bu yeni bir hoşgörü anlayışı değil!.. Zaman’ın yayın yönetmeni de hedef gösterme, tetikçilik, iftira ve çamur konusunda bayrağı elden bırakmayanları, İslama zarar verenleri bırakmış, dün, “Medya din düşmanı mı” başlığı altında yazı yazmayı tercih etmişti. İşte Ekrem Dumanlı’nın dünkü gündemi: “Din düşmanı imajının tek sebebi bilgisizlik değil kuşkusuz. Bir de acıtıcı, can yakıcı, aşağılayıcı; hatta kışkırtıcı yaklaşımlar gözleniyor medyada. Mesele din olduğunda, dindarlık olduğunda bazı yayın organları ve orada önemli köşeleri tutan bazı isimler, öfkelerini gizleyemez hale geliyor. Bir anda bütün dengelerini kaybedenlerin sorumlu yayıncılık ilkelerini hatırlaması hiç de kolay değil. Aslında insan hayatını doğrudan etkileyen bütün meslek erbabının (yargı mensupları, doktorlar, gazeteciler vs.) mesleklerini duygularını karıştırmadan icra etmesi gerekiyor. Sadece duygularını karıştırmaması yetmez; kendi inanç ve hayat tarzlarına dair tercihlerini de mesleki kararlarına taşımaması şarttır. Gazetecilik insana saygıyı esas alır; topluma saygıyı göz ardı edemez. O yüzden her hararetli tartışma konusuna balıklama atlamak yanlış bir tercihtir gazeteciler için. Medyanın genelinde dini konularda hoşgörüden yoksun bir yol izleniyor. Sert, haşin, bıçkın, hırçın bir yol bu. İncitici, üzücü, rencide edici bir metot bu.” Ekrem Dumanlı çok haklı! Mesleği yaparken duygusal olmamak gerekir! Özellikle tecavüzcü imamlar, yazarlar ve üç eşli tesettür tüccarları konusunda!.. Dine en çok bunlar zarar vermiyor mu? KARACA: KRİZİN NEDENİ EROZYON Askerler fidan dikti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile kuvvet komutanları, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı arazisinde teraslama çalışması yapılan Üçtepeler bölgesine fidan dikti. Törene, Büyükanıt’ın yanı sıra kuvvet komutanları ve çok sayıda general, subay ve astsubay katıldı. Geleceğin silahı pirinç ve buğday ÖZLEM GÜVEMLİ ‘7 Tepe 7 Tünel’ projesi kapsamında başlatılan 2 tünel yoldan DolmabahçeBomonti tünel yolunun ikincisinde son kazma vurularak tünel uçları birleştirildi. kısmı ABD’de, bir kısmı Rusya ve Çin’de ülke pazarlama kulisleri yapıyorlar. Ne karşılığında mı? Elbette, ‘darbe ve iktidar’ karşılığında...” Önder AytaçEmre Uslu, Taraf Üniversiteden açıklama ? İstanbul Haber Servisi “Öğrencileri üniversiteye sokmadılar” başlığıyla gazetemizin cumartesi günkü sayısında yayımlanan haberle ilgili Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörlüğü’nce yapılan açıklamada, öğrencilerin okula giriş kimliğini göstererek içeri alındığı belirtildi. Açıklamada, rektörlüğün 23 Nisan kutlamalarının amacından saptığı için, üniversiteye giriş izni verilmediği kaydedildi. DolmabahçeBomonti Tüneli yıl sonunda açılıyor İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce (İBB) İstanbul’un trafik sorununa çözüm olarak sunulan “7 Tepe 7 Tünel” projesi kapsamında inşa edilen DolmabahçeBomonti Karayolu Tüneli’nde kazı çalışmaları tamamlandı. Tünel yol, 1 Nisan’da kazı çalışmaları tamamlanan KağıthanePiyalepaşa Karayolu Tüneli’yle birlikte yıl sonunda hizmete açılacak. Çalışmalarına Mart 2006’da başlanan tünellerin elektromekanik ve bağlantı kavşaklarının yapımı ise devam ediyor. Dolmabahçe’deki şantiye alanında tünel yollarıyla ilgili basına açıklama yapan İBB Başkanı Kadir Topbaş, Dolmabahçe’den Kağıthane’ye kadar uzanan iki tünel yolun 230 milyon YTL’ye mal olduğunu belirterek, tünel yollar sayesinde Dolmabahçe’den Tem Otoyolu’na 5 dakikada ulaşılabileceğini söyledi. Topbaş, “SarıyerÇayırbaşı Karayolu Tüneli’nde çalışmalar devam ediyor. FulyaAkatlar arasında kazı çalışmaları 15 güne kadar başlayacak. İstanbulluları trafiğe sokmadan, ağır istimlak bedelleri ödemeden adım adım tünel yollar yapacağız” dedi. 4 kişiye ikramiye ? ANKARA (AA) On Numara oyununda kazanan numaralar “1, 5, 20, 27, 28, 33, 35, 39, 44, 46, 51, 55, 58, 59, 60, 61, 64, 71, 73, 75, 76 ve 80” olarak belirlenirken, 10 bilen 4 kişi 42 bin 154 YTL 30’ar YKr kazandı. 9 bilenler 1307 YTL 50’şer YKr, 8 bilenler 77 YTL 85’er YKr, 7 bilenler 10 YTL 55’er YKr, 6 bilenler 1 YTL 80’er YKr, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler de 1 YTL 25’er YKr kazandı. TEMA Kurucu Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, dünyayı etkileyen, Türkiye’de de pirinçteki fahiş fiyat artışı ile baş gösteren gıda krizinin temelinde, erozyon nedeniyle toprakların güç kaybetmesinin yattığına dikkat çekti. Karaca pirinç ve buğdayın geleceğin en stratejik silahları olacağını vurguladı. Karaca, dünyanın karşı karşıya olduğu gıda krizini gazetemize değerlendirdi. Pirinç krizi sonrasında Tarım Bakanı’nın yaptığı açıklamaları eleştiren Karaca, “Bakan pirinç almayın diyor. Pirinci bırakınca patatese yöneleceğiz. Bu kez de patates fiyatı artmayacak mı?” dedi. Dünya topraklarının verimini hızla kaybettiğini dile getiren Karaca, 2020’lerden itibaren insanlığın açlık tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu. Karaca, “Türkiye’de Orman Bakanlığı olduğuna inanmıyorum. 19551981 arasında sadece 119 hektarlık alanda erozyonla mücadele edilmiş” diye konuştu. Tarım destek politikasını da eleştiren Karaca, “ABD’de, Avrupa ülkelerinde tarımda mahsüle destek veriliyor. Destek toprağa verilince çiftçi kente göç etti üretimi bıraktı” dedi. ‘Birbirimizi yiyeceğiz!’ Tarımın korkunç durumda olduğunu ve bunu kimsenin fark etmediğini vurgulayan Karaca, şunları söyledi: “Açlık hiçbir şeye benzemez. Çok yakında gıda ihraç edecek 3 ülke kalacak dünyada: ABD, Avustralya, Arjantin. Bunlar bize yiyecek satmazlarsa birbirimizi yiyeceğiz.” 28 Nisan 2008 Vakit eposta: mfarac?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle