22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2008 SALI 18 SPOR TA R A F TA R A D A R P Spor Servisi Marmaris’te, derbi maçın sevinç gösterisini yapan G.Saraylı bir taraftarın polisler tarafından darp edildiği ifade edildi. Karşılaşmanın ardından galibiyet sevincini yaşayan İsmail Çınar’ın, Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 2 polis tarafından darp edildiği iddia edildi. Aynı zamanda Aydın’da da 1 kişinin kavgalar sırasında bıçaklandığı iddia edildi. Derbi sonrasında Sıvas’ta da büyük olaylar meydana geldi. Sarı Kırmızılı taraftarlar kent meydanında araç konvoyları oluşturup sevinç turu atarken 50 kişiden oluşan Sıvas taraftarıyla tartıştılar. Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, Fenerbahçe derbisi sonrası iddialı konuşmaktan kaçındı ‘Başarının sırrı samimiyet’ Spor Servisi Derbi maçta F.Bahçe karşısında alınan galibiyetle büyük bir avantaj yakalayan G.Saray’da başkan Adnan Polat, iddialı konuşmaktan kaçınıyor. Polat, elde edilen galibiyetle ilgili olarak “Maçı kazandıysak, herkesin deyişiyle olmayan teknik heyetimizle, futbolcularımızla ve taraftarımızla kazandık, ama henüz şampiyon olmadık” dedi. G.Saray Başkanı, Fenerbahçe galibiyetinden sonra Fox TV’ye çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin en oturmuş, en organize ve en iyi takımlarından birini yendiklerini ifade eden Polat, şöyle konuştu: “Galatasaray’ın, taraftarının önünde Fenerbahçe’yi yenmesi çok olağanüstü bir şey değil, olması gereken bir şey, ama bana verilen bilgiler, 5 senedir Fenerbahçe’yi ligde yenemiyormuşuz. Biz bu istatistiklere bakarak hareket etmedik. Tamamıyla ‘Bu maç bizim için ne kadar önemli, nasıl kazanırız’ diye düşündük. Açıkçası bu maçı kazanan, başta Adnan Sezgin ve teknik heyet olmak üzere futbolcularımız, tabii onlara inanılmaz destek veren taraftarımızdır. Hepsi yüreklerini sahaya koydular ve kazandılar.’’ Polat, teknik direktör konusunda yapılan spekülasyonlara da açıklık getirirken, sadece 2 çalıştırıcıyla ön görüşme yaptıklarını ifade etti. G.Saray Başkanı’nın dikkat çektiği diğer bir nokta ise Feldkamp’ın ayrılmasından sonra takımın motivasyonunun arttığı iddialarıydı. Polat, bu konu hakkında ise “Birbirimize kenetlenmemiz yeni bir şey değil. Feldkamp’ın gidişiyle bir alakası yok. 5 maçımızı seyircisiz oynadık, hiç olmadığı kadar sakatlıklarla uğraştık. Bu şartlarda, Galatasaray’ın olanakları dahilinde en iyisini yapmaya çalıştık. Biz takımımıza inandık, onlar da bizim samimiyetimize inandı. Bizi 2 sene sonra stadımız bitince görün. Herkes korksun bizden, mali sorunlarımızı da çözeceğiz’’ dedi. Polat, hafta sonu oynayacakları maçlara değinerek, “Komplo teorileri doğal olarak ligin son 45 haftasında ortaya atılıyor. Ben Mecnun başkanı çok iyi tanımıyorum, ama tanıdığım kadarıyla, haysiyetli, şerefli, onurlu bir insan. Kendi kulübünün menfaatını korumak için, Galatasaray karşısında en üst düzey sonuç elde etmek için orada’’ diye konuştu. Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav’ı zaten bütün kamuoyunun tanıdığını belirten Adnan Polat, “O da takımının küme düşmemesi için elinden geleni yapacaktır. Başka bir şey aramaya gerek yok. Benim bu maçlarda ve diğer maçlarda beklentim, hakemler kuralları uygulasınlar. Hakem olsunlar, ama hâkim olmaya kalkmasınlar’’ diyerek sözlerini tamamladı. ‘HATA HAKKIMIZ BİTTİ’ Spor Servisi Sıvasspor’da şampiyonluk düğümünün büyük oranda çözüleceği G.Saray maç öncesi iddialı açıklamalar. Kulüp başkanı Mecnun Odyakmaz, G.Saray karşısında Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarındaki hataları tekrarlamayacaklarını söyledi. Odyakmaz, “Anadolu’nun gururu olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Futbolcularımız bu maça en iyi şekilde hazırlanacaklar. Kendimiz için kazanacağız” dedi. Bu arada basın sözcüsü Fikret Ünsal da, “Umarım Galatasaray’ı 30 yenip averajımızı düzelterek şampiyonluk yolunda en önemli ikinci adımı da atacağız’’ dedi. Korkularının maça gelecek seyircilerin içine birtakım provokatörlerin gireceği yönünde olduğunu söyleyen Ünsal, bu konuda da Sıvasspor taraftarlarından tribünlerde çok dikkatli olmalarını istedi. Bu arada Sıvasspor yönetimi yaşanabilecek provokasyonlara karşı, evsahibi takım taraftarı için ayrılan biletleri kimliğinde Sıvas yazan taraftarlara satacak. G.Saray’da eğlence yasak NEVZAT DİNDAR Ligin bitimine 2 hafta kala en yakın rakibiyle arasındaki puan farkını 3’e çıkaran G.Saray’da, herkes mutlu ama bir o kadar da temkinli. F.Bahçe’yi yenerek şampiyonluk yolunda önemli bir avantaj yakalayan Sarı Kırmızılılarda, takımın havaya girmemesi için önlemler erken alınırken ilk uyarıların maç bitimiyle soyunma odasında yapıldığı ortaya çıktı. Başkan Adnan Polat ve yönetim kurulu karşılaşmadan sonra futbolcuların yanına giderken, “Sevinmek elbette hakkınız. Ancak şampiyon olmadık. Henüz biten birşey yok. Ölçüyü kaçırmayın. DenizliF.Bahçe maçını hatırlayın” dediler. Derbi sonrası yaşananlar G.Saray’daki kenetlenmeyi ve takımın motivasyonunun da üst düzeyde olduğunu gözler önüne serdi. Oysa eskiden her büyük maçtan sonra alınan galibiyet, günlerce gecegündüz eğlenceye dönüşürdü. Futbol şube sorumluları Haldun Üstünel ve Murat Yalçındağ da “Sıvas’ın F.Bahçe’ye yakınlığını bilmeyen yok. Bu nedenle hem kendileri hem F.Bahçe için oynayacaklar” diyerek oyunculara Sıvasspor karşılaşmasının çok zor geçeceğini ilettiler. H I R S PA R AY I Y E N D İ Spor Servisi F.Bahçe büyük paralar harcayarak Şampiyonlar Ligi ve süper ligde yüksek hedeflerle yola çıktı. Brezilyalı yıldız Roberto Carlos’u renklerine bağlayan Sarı Lacivertliler Vederson, Kâzım, Ali Bilgin, İlhan Parlak ve Gökhan Gönül’ü de kadrosuna katarak transferde tüm rakiplerini geride bıraktı. Süper ligin en pahalı oyuncularını elinde bulunduran F.Bahçe yeni sezonda transfere 20.5 milyon Avro harcadı. SarıLacivertliler Carlos için bonservis ödemedi. G.Saray ise Sarı Lacivertlilerin transferdeki büyük atağına sadece Lincoln’le karşılık verdi. SarıKırmızılılarca en pahalı isim olan Lincoln için Schalke’ye 5 milyon Avro verildi. F.Bahçe’ye göre daha mütevazı transferler yapan SarıKırmızılılarda ‘emanetçi’ teknik direktör Cevat Güler’in aylık 15 bin YTL maaş aldığı ortaya çıktı. Zico’nun aldığı ücretin ise 1.6 milyon dolar olduğu belirtiliyor. ‘Şampiyonluk maçı Sıvas’ta Futbol A.Ş Genel Müdürü Adnan Sezgin, geceyi neden kampta geçirdikleriyle ilgili soruya “Önümüzde iki maç var ve böyle maçlardan sonra sıkıntılar oluyor” yanıtını verdi. Sezgin, Sıvasspor maçını final olarak gördüklerini de dile getirdi. Yönetici Cemal Özgörkey ise Adnan Polat’a övgü yağdırarak “Başkanımız takımı öyle motive ediyor ki teknik direktöre bile gerek kalmıyor” diye konuştu. Bir diğer yönetici Adil Emecan da “Bu inancın zaferi. Tabii ki en büyük pay Adnan Polat’ın. Çok kritik bir dönemde riskli bir karara imza attı. Takıma inandı ve güvendi. Onun yerinde başkası olsa bu kadar isabetli karar veremezdi. Akıllı işler yaptı” ifadesini kullandı. Bu arada Hasan Şaş dün fıtık ameliyatı oldu. Sanal ortamda yeşil renk gerginliği Fenerbahçe’nin etkili taraftar sitesi Antu.com, Sarı Kırmızılı yandaşların derbide açtığı yeşil renkli kartonlara ‘PKK’ yorumunda bulunurken bu durum G.Saraylı yöneticilerin sert tepkisine neden oldu. Organizasyonun Üniversiteli G.Saraylılar tarafından yapıldığı ve ‘sokak kavgası’ temasını işleyen bir oyun olduğu belirtildi. Hürriyet gazetesinden Ercan Saatçi de dünkü köşesinde “Yeşil ne oluyor” başlığını atarak bir anlamda Antu ile aynı görüşte birleşti. (Fotoğraf: Antu.com) G Ö R Ü Ş / HALİT ‘Terrible Türk’ DERİNGÖR Beşiktaş savunma arayışında Spor Servisi Ligin bitimine 2 hafta kalan Avupa kupalarına katılma şansını sürdüren Beşiktaş, transfer harekatını sürdürüyor. Şu ana kadar yaptığı görüşmelerden bir sonuç alamayan Siyah Beyazlılarda, menajer Sinan Engin, 3 tane savunma oyuncusu alacaklarını söyledi. Engin, “Savunmaya 2’si yabancı 3 futbolcu alacağız. Geri dörtlümüz fizik gücü kuvvetli rakibe az pozisyon veren bir yapıya sahip olacak” ifadelerini kullandı. Engin’in Slovan Bratislava’nın Trencin’i 3 0 yendiği maçta Bratislava’nın 22 yaşındaki stoperi Martin Dobrotka’yı izlediği ortaya çıktı. Engin’in 1. 83 boyundaki, 77 kilo ağırlığındaki Dobrotya’yı beğendiği, ancak son kararı vermek için bir kaç kez daha izleyeceği belirtildi. Eposta: hderingor@hotmail.com C MY B C MY B Yıl 1936... Berlin Olimpiyatları... Güreşte tek altın madalya Yaşar Erkan’ın. 12 yıl sonra Londra Olimpiyatları... İki kafile halinde gidiyoruz. Ben ikinci kafiledeyim. Tüm güreşçilerle beraber. Hepsi de Anadolu çocukları. O zaman büyük havada değildiler. Birbirleriyle çok samimi şakalar yapıyorlardı. Ama içlerinde ilgi odağı olanlar da vardı. Gazanfer Bilge hiç yerinde durmuyor, fıkır fıkır bir insan. Etrafta dolanıyor, arkadaşlarına takılıyor... Mersinli Ahmet de çok ilginç. Kafasını kazıtmış, gelen giden kafasını okşuyor. Olimpiyat köyünde dünya milletleri de onu çok sempatik buldular ve ilgilendiler. Kısa zamanda da köyün bir numaralı adamı oldu. “Uxbridge” denilen Londra’nın bir banliyösünde kamp yapıldı. İsmi Empress Hall olan güreş salonu da buraya çok yakın. Müsabakaları burada izledik. O yıllarda Ruslar olimpiyatlara katılmadılar. Bizim için en büyük rakip İsveç’ti. Güreşler başlıyor, bizimkiler rakiplerini silindir gibi eziyorlar, bir keresinde sağ minderde Gazanfer Bilge, ortada Yaşar Doğu, solda da Celal Atik güreşiyor. Hangisini izleyeceğimizi şaşırıyoruz. Bir ara Gazanfer’e gözümüz takılıyor ve rakibini bir kafa kolla yere yatırıp sarmayla köprüye getiriyor. Onu izleyen Yaşar Doğu ve Celal Atik de aynı saniyelerde aynı işi yapıyorlar. Bazı kimseler bu hususta anlaştıklarını söylediler, ama ben inanmadım. Böyle şey olmaz. Birbirlerini provoke etmiş olabilirler. Sıra finallere geldi. Gazanfer Bilge, dünyanın en iyi güreşçilerinden olan İsveç’in 62 kilo güreşçisiyle karşılaşacak, ama maç gecesi Gazanfer Bilge büyük ateşle kıvranıyor. Ama Nuri hoca onu saklıyor, biz kulaktan kulağa duyuyoruz. Gazanfer’in ateşi filan dinlediği yok. Ölürüm de bu maça çıkarım diyor. Ama maç başlıyor, birkaç dakika sonra ayakta bir tırpan yiyiyor ve yere düşüyor, İsveçli arkasına dolanıyor ve bu büyük güreşçiyi köprüye getiriyor. Hiç görülmemiş bir şey. Yüreğimiz ağzımıza geliyor. Gazanfer ha gitti, ha gidecek. Ne var ki bilinmeyen bir güç Gazanfer’e destek çıkıyor. Bir anda ayağa kalkıyor, İsveçlinin kendine uyguladığı bütün taktikleri yapıyor, sonuçta İsveçli köprüde, ama neye yarar. Gazanfer’in gücüne köprü felan dayanmıyor, adam gazete kâğıdı gibi yere seriliyor. Gazanfer de dünya şampiyonu oluyor. Ertesi gün gazeteler kendisinden “Terrible Turk” (Dehşet Türk) diye bahsediyor ve manşet atıyorlar. Ne var ki dünyanın sırtını yere getiremediği şampiyonlar şampiyonu Gazanfer’in ecel sırtını yere getiriyor. Ama bizler ve tüm dünya Gazanfer’i unutmayacağız. Mekânın aydınlık olsun, KOCA GAZANFER. BURSA’DAN AĞIR SUÇLAMA B Bursa yönetimi Adana’daki maçı kale arkası tribünden izledi. ursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı, hafta sonu oynanan Beşiktaş maçının ardından çıkan olaylarla ilgili olarak, “Dostluk adımını atmak istemeyen başta Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören ve yönetimidir” dedi. Yazıcı, “İki kulüp arasında dostluk adımları atılabilirdi. Dostluk adımını atmak istemeyen başta Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören ve yönetimidir. İyiye gitme imkanları varken, bu işi buraya soktular. Şu an ben de bilemiyorum, ama herhalde bu husumet devam edecek. Adana’da otobüsümüz taşlandı, camlarımız kırıldı, havaalanında futbolcularımıza saldırıldı. Bunlar olmaması gereken şeylerdi” ifadelerini kullandı. PERDE ARKASI Hakan Şükür’ün Fenerbahçe derbisi öncesi Zaman gazetesinde yayımlanan röportajıyla tekrardan gündeme taşınan “Türk futbolundaki Fethullahçı yapılanmalar” pazar gecesi Habertürk’te yayımlanan Basın Kulübü programında da masaya yatırıldı. Sarı Kırmızılı camiayı en yakından bilen gazetecilerin başında gelen Fatih Altaylı’nın canlı yayında söyledikleri dudak uçuklatacak cinstendi: “G. Saray’da çok ciddi bir Fethullah Gülen cemaati örgütlenmesi var. Hakan Şükür önderliğinde yürütülüyor. İlk İsmail ile başladı G. Saray’da. Hakan’la tavan yaptı bu süreç. Bireysel olarak olsa sorun yok. Ama ekip olarak altyapıdan gelen çocuklara ‘Sen şu cemaate girersen seni A takıma alırız’ şeklinde telkinler oluyorsa bu çok vahim. Mesela geçen yıl Ertuğrul Sağlam’ı G. Saray’a pazarlamaya kalkıştılar. Altyapıdan çocukları Florya’da imamlara götürüp görüştürdüklerini ben biliyorum. Bu işin bugün G. Saray’daki lideri Hakan Şükür’dür. Hakan’ı çok severim ama.. bu icraatları G. Saray için sorundur. Hakan Şükür başka yerlere oynuyor ve bunun için de G. Saray’ı kullanıyor.” Fatih Altaylı, Galatasaray kulübünde yöneticilik de yapmış bir gazeteci. Bu nedenle yaptığı açıklamalar ayrı bir önem kazanıyor. Ancak bu açıklama / TUĞRUL YENİDOĞAN Eposta: tugrul@medyaspor.com dolayısıyla bir temizlik olmuştu.” Sadece G.Saray’da değil, Beşiktaş’ta da ve birçok Anadolu kulübünde de benzer bir cemaat yapılanmasının adım adım oluşturulduğuna dair dedikodular kulağımıza kadar geliyor. Cemaate yakın olduğu için kadroda yer bulan futbolcular, işbaşına getirilen teknik direktörler, ayrıcalıklı transferler anlatılıyor… Anlatılanları dinledikçe, biz gazetecilerin bu konularda kalem oynatırken daha bir dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Haber yapacağız, yorum yazacağız derken, cemaatin amaçlarına katkı sağlamaktan söz ediyorum. Kulübüyle maç başı sözleşme yapmış ve ilk 18’e giremeyen genç bir futbolcunun bu haberleri okuduğunda kendisine nasıl bir yol çizeceğinden endişe duyuyorum. Antrenörüyle ters düşüp dışlanan bir futbolcunun, “Ersun Yanal’ın gönderilmesinin nedeni Hakan’ı dışlamasıdır” haberlerini okuduğunda, sırtını kimlere yaslayabileceğinden korkuyorum. Toplumda “Her makam ve mevkinin yolu bu cemaatten geçer” düşüncesinin yaygın bir biçimde kabul görmesinden çekiniyorum. Bir torba kömür karşılığı kullanacağı oyun rengini belirleyen insanların yaşadığı bir coğrafyada yaşıyor olmak, bu çekincelerimi haklı kılar sanırım. Futbol ve Tarikat lar, beraberinde cevaplanması gereken yeni soruları getiriyor. Galatasaray kulübü içerisinde böylesine tehlikeli boyutlara varmış bir cemaat yapılanması mevcutsa, Altaylı’nın görev aldığı yönetim kurulu dahil, bugüne kadar görev yapan Galatasaray yönetim kurulları, bu yapılanmanın önüne geçmeyi hangi nedenle başaramıyor? Kulübün bazı kademelerinde “göz yumanlar” mı var? Yoksa bu cemaatin tepkisini çekme endişesi mi söz konusu? Altaylı, birkaç ay önce Aydınlık dergisine verdiği röportajda da benzer açıklamalarda bulunuyor, ancak Galatasaray camiası sessizliğini korumayı sürdürüyordu: “Hakan Şükür inanç dünyasını Galatasaray’a taşıdı. Dikkat edin Galatasaray’a gelen bütün genç çocuklar bir yerden sonra tarikata girmek zorunda kaldılar. Emre Belözoğlu, sabah namaza giderken kaza yaptı ve birinin ölümüne sebep oldu. Ve Galatasaray’da Hakan Şükür’ün tarikatçılığı takımı etkilemeye başladı. Böyle bir olaya izin verilemez. Galatasaray bundan tam kurtuluyordu, Hakan gitmişti.. son kalan cemaat kalıntısı Hakan Ünsal’ı da ben yollamıştım.. Ülker’den gençlere Terim’li destek Spor Servisi Ulusal Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Ülker Şirketler Topluluğu ile Kadir Has Üniversitesi’nin işbirliği içerisinde hayata geçirdiği Spor İletişimi Sertifika Programı’na konuk oldu. Geçen hafta cumartesi gerçekleşen ziyarette sertifika programı öğrencileri Fatih Terim’le sohbet etme ve soru sorma şansı buldular. Ülker’in desteği ile Kadir Has Üniversitesi’nde başlayan program 10 Mayıs’ta tamamlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle