05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 NİSAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kapatma davasının ardından üst düzey yöneticiler de seslerini yükseltmeye başladı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA AKP’ de derin çatlak Filiz: Tehdit ediliyorum ? KONYA (Cumhuriyet) İlahiyatçı Prof. Şahin Filiz, geçen ay Antalya’da katıldığı bir panelde sözlerinin çarpıtılarak “Kuran sek içilmez” olarak basına yansımasının ardından tehdit edildiğini açıkladı. Filiz, “Allah’ı inkâr ettiğim ve ahirette hesap vereceğim yönünde mesajlar alıyorum” dedi. Konya Emniyet Müdürlüğü tarafından koruma tahsis edilen Filiz, “Şüphelendiğiniz bir kişi veya grup var mı?” sorusuna ise “İsim vermek istemiyorum” diye yanıt verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hakkında açılan kapatma davası Anayasa Mahkemesi’nde devam eden AKP’de, parti yönetiminin özellikle laiklik ve türban konusundaki uygulamalarından duyulan rahatsızlık derinleşiyor. Parti içinde de laiklik ve türban konusunda yürütülen politikalardan duyulan rahatsızlık dile getiriliyor. Geçen hafta AKP Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem’in Kırıkkale Bayrak gazetesine verdiği demeçte yönetimi eleştirmesi, ardından İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit ile Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran’ın da türban sürecinde acele edildiğini vurgulamalarıyla başlayan parti içi rahatsızlık yeni bir boyut kazandı. Vahit Erdem, AKP’nin merkez sağ parti olamadığını, türban nedeniyle anayasa değişikliği yapılmasını doğru bulmadığını söylemişti. Yüzde 47 ile ikti Otuz Yıldır Aynı Kafa... İstanbul Valisi Muammer Güler’in açıklamasını dinlerken Türkiye’nin otuz yıldır aynı yerde “bir, iki, üç” diye saydığına tanık oldum... Yazımı İzmir’den yazıyorum... Birkaç saat sonra İzmir’den İstanbul’a döneceğim... Otuz yıldır Taksim Alanı, 1 Mayıs’ta emekçilere yasak. Otuz yıldır yetkililer aynı gerekçeyi gösteriyor: “Marjinal gruplar provokasyon yapacak!” 1 Mayıs İşçi Bayramı dünyanın tüm ülkelerinde coşkuyla kutlanır... Bu kutlamalar Türkiye’de yapılmaz... Neden? Marjinal gruplar eylem yapacak! Gerçekten, İstanbul Valisi Muammer Güler’in konuşmasını dinlerken tüylerim diken diken oldu... Vali Güler, öyle bir anlattı ki “Taksim’de kutlama yapılamaz” gerekçesini, inanın şaşırıp kaldım... İçimden bir hüzün bulutu geçti... İlkyazın sürgün verdiği bir İzmir sabahı. Otelin balkonundan körfezi seyrettim. Balıkçıl kuşları, kırlangıçlar mavi körfezin üzerinde yay çiziyorlardı. Sabah erken saatlerde başlayan yağmur dinmiş, bulutların arasından güneş yüzünü göstermişti. İçimde bir kıpırtı, gözlerimde yaşamın o ince çizgisi belirmişti. Ne zamana dek? İstanbul Valisi Güler’in, TV’lerin canlı olarak verdiği, 1 Mayıs’la ilgili konuşmasına kadar!.. Zaten Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ilk işaretleri vermişti: “Taksim sendikalara yasak, bir başka yere...” Hani AKP Türkiye’de demokrasi ve özgürlükleri genişletecekti? Hepsi palavra!.. Hepsi kandırmaca!.. İşçiden, emekçiden, sendikalardan, 1 Mayıs’tan korkan bir düşünce, bu kafayla mı Türkiye’yi daha da demokratikleştirip özgürleştirecekti? Haydi, liberal tosuncuklar, bu soruya yanıt verin... ??? Türkİş, DİSK, KESK’in oluşturduğu 1 Mayıs Düzenleme Komitesi ne istiyor? Kutlamalar Taksim Alanı’nda yapılsın... Hükümet ne diyor: “Hayır yapılmasın!” 1 Mayıs, işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günüdür... 1 Mayıs, tüm dünya kentlerinde aynı coşkuyla kutlanır... Taksim Alanı otuz yıldır her türlü etkinliğe açıktır ama işçi sınıfına, sendikalara kapalıdır. 1 Mayıs 1977... O alanda 500 bin kişinin gözleri önünde bir katliam yaşandı. Katliamın en acımasızı Taksim Alanı’nda gerçekleşti: 36 ölü... Sendikalar, emek örgütleri yeniden Taksim Alanı’na çıkmak istiyorlar ama hükümet “hayır” diye karşı çıkıyor, halkın üzerine korku bulutları serpiliyor: “Marjinal gruplar provokasyon yapabilir...” Taksim’deki Kazancı Yokuşu ve 36 ölü... O katliam “derin güçlerin” iç ve dış eylemcileriyle gerçekleşmemiş miydi? Kazancı Yokuşu’nda emekçiler ezilerek, kurşunlanarak ölmemiş miydi? Peki emekçilerin üzerine ateş edenler kimdi, nereden gelmişlerdi? Tarihle ve 1 Mayıs 1977’yle yüzleşmek. Solun bugün ne duruma geldiğini sorgulamak!.. Yağmurlu bir İzmir sabahında körfezin üzerine bir sis inerken yazımı bitirmeye çalışıyorum... Ayaklar baş olduğu gün kurtulacaktır Türkiye... Aynen öyle olacaktır!.. Sol kendini tanıdığı gün “ayakları” hafife alan, emeğin gücüne inanmayan din bezirgânları ve Soros’un çocukları tarihin çöplüğüne atılacaktır... Umutsuz değilim!.. ??? 1 Mayıs’ta Taksim Alanı’nda olacağım ben!... Yaşamı hepinizin artık ezberlediği, “türkülü çiçekli dallarda” çoğaltacağım... Susmak yok!.. Çünkü çoğalmak zamanıdır!.. Türkiye’de temel hak ve özgürlükleri savunmak suç!.. Dolandırıcılar, çeteler, hortumcular içimizde dolaşırken mimar Alev Şahin, bir geceyarısı gözaltına alındı... Türkiye’de temel insan haklarını savunmak suç; dağlarımızı, ovalarımızı, çokuluslu “altın avcıları”na teslim etmek, koylarımızı, büklerimizi Arap şeyhlerine satmak ise özgürlük!.. Evet! 1 Mayıs’ta “ayaktakımı” kendi gücünü, yüreğini ve yurtseverliğini ortaya koyması için el ele vermelidir... Ertuğrul Yalçınbayır: Parti kendisiyle yüzleşemedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, AKP hakkında açılan kapatma davasının sonuçlanmasıyla birlikte parti içinde bir yüzleşmenin yaşanacağını belirterek “AKP kendisiyle yüzleşmeyi, kongrelerde hesaplaşmayı başarabilmiş olsaydı bunlar olmazdı” dedi. AKP Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem’in ardından AKP’ye yönelik eleştiriler artmaya devam ediyor. Eski milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, parti içindeki gelen muhalif sesleri anımsatarak “Bunları ben dar olan AKP’nin normal oy oranının bu kadar olmadığını belirten Erdem, cumhurbaşkanlığı süreci yaşanmasaydı sonucun çok daha farklı olacağını dile getirmişti. Erdem, AKP’nin 280285 milletvekili olsaydı cumhurbaşkanlığı seçiminin de daha dengeli olade zaman zaman ifade ettim. Şu süreçte elbette bazı hususlar söylenmektedir ama etkili biçimde bunlar mahkeme kararından sonra olacak işlerdir. Yani bu yüzleşme süreci belki mahkeme kararından sonra olur” dedi. Türkiye’de siyasi partilerin kurumsallaşması gerektiğini belirten Yalçınbayır, şunları dile getirdi: “Parti içi iktidarla parti içindeki üyeler bakımından da birçok üyenin ağzı kapatılmıştır, disiplin tehdidine maruz bırakılmışlardır. Türkiye’nin ihtiyacı olan demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla işletmektir.” rine yer verildi. AKP’li yönetici, Bila’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu davaya gelinmesinde ‘AKP’nin kusuru yok demek’ gerçekçi olmaz. AKP’nin de hataları oldu tabii. Ama önemli olan Türkiye’nin çıkarları olduğuna göre o ha ‘Yargıyla bilek güreşi’ ? Haber Merkezi İngiliz Financial Times gazetesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın seçimden bu yana AB reform sürecini sürdürmekte başarısız olduğunu ve yargıyla bir bilek güreşi içine hapsolup kaldığını yazdı. John Tornhill imzalı, “Türkiye’nin Avrupa Umutlarına Darbe Vurmanın Tehlikeleri” başlıklı yazıda, Türkiye’nin AB’nin demokratik normlarına ulaşmak için önünde uzun mesafe olduğu savunuldu. Yazıda ayrıca, “Türkiye’nin üyelik sürecinin engellenmesinin aptalca olacağı” belirtildi. cağını belirtmişti. AKP milletvekilleri Yiğit ve İşbaşaran da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerinde türban konusunda acele edildiğini dile getirmişlerdi. Dünkü Milliyet gazetesinde Fikret Bila’nın köşesinde üst düzey bir AKP’linin görüşle talar ve yanlışlar da düzeltilebilir. Başörtüsü nedeniyle üniversiteye gidiş engelleniyorsa bu çözülmeli... Ancak laiklikte halkın bir kesiminde ortaya çıkan bir endişe... Yok sayamazsınız... O halde bu endişe giderilmeli. Başörtüsü/türbandan mı kaygı duyuluyor.. liselerde, ilköğretimde ve tüm kamu alanlarında kullanımını önleyecek yasal düzenlemeler yapılabilir. İdare ve ceza hukukuna hükümler konulur, güven arttırılır. Eğer bir bakanlığın uygulamalarından kaynaklı endişe ve şikâyet varsa o da çözülmeli. Güven arttırıcı adımlar atılmalı. O bakan ya da bakanlar değiştirilebilir.” Çiçek iddiası AKP kulislerinde bu açıklamayı yapan kişinin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek olduğu dile getiriliyor. D İNK DAVASINDA YENİ İDDİA ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Katil O.S’yi alkışlamışlar ? Hrant Dink öldürülmeden önce İstanbul’dan gelen bir heyetle toplantı yapıldığını belirten İrfan Özkan, toplantıda Dink’i öldürmeye O.S’nin gönüllü olduğunu ve bu kararın toplantıdakiler tarafından alkışlandığını söyledi. HİLAL KÖSE Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesine ilişkin davada ifadesi alınan tutuksuz sanık İrfan Özkan, O. S’nin cinayeti işlemeyi kabul ettiğinde alkışlandığını söyledi. Davanın bundan sonraki oturumlarının, O.S.’nin 18’i doldurması nedeniyle açık olarak yapılmasına karar verildi. Dink’in katil zanlısı O.S, cinayeti organize ettiği ileri sürülen muhbir Erhan Tuncel ve azmettirici Yasin Hayal’in de aralarında bulunduğu 19 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki beşinci oturuma Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, kızı Delal Dink, kardeşi Hosrof Dink de katıldı. Davayı, ÖDP İstanbul milletvekili Ufuk Uras, CHP milletvekilleri Şahin Mengü, Mehmet Ali Özpolat, DTP milletvekilleri Hasip Kaplan ve Akın Birdal da izledi. Tutuksuz sanık İrfan Özkan, Hrant Dink öldürülmeden önce İstanbul’dan Trabzon’a bir heyetin geldiğini ve bir toplantının yapıldığını söyledi. Bu bilgileri, O. S’nin yakın arkadaşı Ümit Öksüz’ün anlattığını kaydeden Özkan, “Toplantıya kimlerin katıldığını bilmiyorum. Burada, Hrant Dink’i kimin öldüreceği sorulmuş. O. S. de ben yaparım deyince alkışlamışlar. Toplantıdan sonra O.S. 1.5 ay boyunca ortadan kayboldu. Askeri bölgede kaldığını öğrendim” dedi. Özkan, McDonald’s olayından sonra Erhan Tuncel’in, ‘biz yaptık’ dediğini, Hrant Dink cinayeti öncesinde de üzerinde iki silah gördüğünü belirtti. Duruşmada, Yasin Hayal’in, yazar Orhan Pamuk’u ‘Orhan Pamuk akıllı olsun, akıllı’ diyerek tehdit etmesiyle ilgili tanık polisler dinlendi. Hayal, “Orhan Pamuk’tan da tıpkı Hrant Dink’ten nefret ettiğim kadar nefret ediyorum, iğreniyorum” dedi. Öte yandan, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden mahkemeye gönderilen yazıda, sanık, Trabzon Alperen Ocakları eski Başkanı Mustafa Öztürk’ün cinayet öncesi dinlenen telefon görüşmelerinin imha edilmiş olduğu belirtildi. Mahkeme heyeti, Yasin Hayal’i, McDonalds olayından sonra bir süre kaldığı Bayrampaşa Cezaevi’nde, kimlerin ziyaret ettiğinin sorulmasına karar verdi. Hukukçulara göre anayasa gereği yargı önünde “sorumsuz ve dokunulmaz” olan Gül, oğluna “muvafakat” verdiği şirket faaliyetlerinden sorumlu tutulamayacak.. 3 korucu yaralandı ? BİNGÖL (AA) Bingöl’de teröristlere yönelik sürdürülen operasyonda, 3 geçici köy korucusu yaralandı. Genç ilçesi kırsalında, bir grup teröristle sıcak temas sağlandı. Teröristlerin ilk ateşinde 3 geçici köy korucusu yaralandı. Helikopterle olay yerinden alınan yaralılar hastaneye kaldırıldı. Solhan şehitleri anıldı ? BİNGÖL (AA) Bingöl’ün Solhan ilçesinde, 1991 ve 1993 yıllarında terör örgütü PKK üyelerince şehit edilen 5 kamu görevlisi, Solhan Hükümet Konağı önünde düzenlenen törenle anıldı. PKK üyelerinin 1991’de Öğretmenevi Lokali’ne düzenlediği saldırıda Kaymakam Ersin Ateş, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Türksever, Orman İşletme Şefi Ahmet Yenen, Orman Muhafaza Memuru Fevzi Kaplan ve 1993’te polis memuru Recep Battal şehit olmuştu. [email protected] Merkez sağda arayışlar yoğunlaştı Abdüllatif Şener yeni oluşum için nabız yoklamayı sürdürürken Başbakan Erdoğan’ın eski yol arkadaşları Yurt Partisi çatısı altında girişim başlattı AYŞE SAYIN Tekbir Giyim’e suç duyurusu ? İstanbul Haber Servisi Yurtsever Cephe Emekçi Kadınlar üyeleri, tesettür defilesiyle gündeme gelen ve “3 karım var, kime ne” açıklamasıyla tepki çeken Tekbir Giyim’in sahibi Mustafa Karaduman hakkında “kadınlara hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve birden çok evlilik suçlarını işlemek” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. İstanbul Adliyesi önünde buluşan kadınlar, “Karaduman, tekeşliliğin zinayı körüklediğini iddia ederek kendini savundu. Ortaçağ karanlığını temsil eden zihniyetin en çarpıcı örneklerinden olan bu duruma karşı ‘dur’ demenin vakti çoktan gelmiştir” açıklamasında bulundular. ANKARA AKP hakkındaki kapatma davasının ardından sağda yeni oluşum arayışları hız kazandı. Eski Devlet Bakanı Abdüllatif Şener yeni oluşum için nabız yoklamayı sürdürüyor. TOBB ekibinin Şener’e destek vereceği konuşuluyor. Aralarında TOBB kökenli eski bakanlardan Ali Coşkun, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da bulunduğu ekibin Şener’i destekleyebileceği ya da içle rinden yeni bir ismi çıkarabilecekleri belirtiliyor. Şener de yaptığı açıklamalarda yeni parti kuruluşu için net mesajlar vermeye başladı. Siyasi kulislere yansıyan en yeni “oluşum” girişimini ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “eski yol arkadaşları” başlattı. Aralarında eski AKP milletvekilleri Nevzat Yalçıntaş, Eyüp Sanay, Azmi Ateş, İmdat Sütlüoğlu, Ertuğrul Yalçınbayır, Musa Uzunkaya ve Yurt Partisi Genel Başkanı Saadettin Tantan’ın da bulunduğu isimler 12 Nisan’da bir araya gelerek, durum değerlendirmesi yaptılar. Yeni oluşumcu grubun Yurt Partisi çatısı altında seçimlere girme ya da yeni parti kurma seçeneklerini değerlendirdiği öğrenildi. Grup içinde yer alan eski AKP İstanbul Milletvekili Azmi Ateş, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada zaman zaman “Türkiye’nin siyasi gündemi”nin değerlendirildiği toplantılar yaptıklarını bildirdi. Ateş, girişimlerinin AKP hakkındaki kapatma davasından çok önce olduğunu söyledi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 S AVCI ALBAY: TBMM’DE GRUBU BULUNAN PARTİ LİDERİNİN YARGILANMASI ÜZÜNTÜ VERİCİ DTP lideri Demirtaş tahliye oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, “askerlikten kurtulmak için hile yapmak” suçundan yargılandığı davada, “sivil bir yurttaş olarak askeri mahkemede yargılanmayı adil bulmadığı için ifade vermeyeceğini” söyledi. Demirtaş için “En centilmen sanıklardandır” diyen Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok, TBMM’de grubu bulunan bir partinin liderinin böyle bir suçtan yargılanmasından üzüntü duyduğunu söyledi. Mahkeme, Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 52 sanığın tahliyesine karar vererek duruşmayı bugüne erteledi. Davanın 5. duruşması Demirtaş ile savcı arasındaki ilginç diyaloglara sahne oldu. Üçok, “Kamu adına, sanıkların arasında bulunmasından üzüntü duyduğumuz tek kişi Demirtaş’tır. Kendisi, toplum ve kanaat önderidir. Genç bir parti başkanı olarak, gençlerin örnek alabileceği yegane kişidir. Askerlik hizmeti gibi bir konuda toplumda mutabık olunmasına karşın, kendisinin burada bulunmasından üzüntü duyuyoruz. Anadolu’da bir laf vardır, ‘yiğit lakabıyla anılır’ diye. Siyasi liderlere çeşitli lakaplar verilmiştir. Örneğin Demirel’e ‘baba’, Özal’a ‘tonton’, Erdoğan’a ‘Kasımpaşalı’ lakapları verilmiştir. Umarım, Sayın Genel Başkan burada atılı suça ilişkin bir lakap almaz” dedi. Demirtaş’ın avukatı, Üçok’un, müvekkilinin kişilik haklarına saldırdığını savundu. Söz isteyen Demirtaş, “Biz sayın savcım ile aynı odadayken daha iyi anlaşıyoruz. Ben kendisine nezaketinden dolayı teşekkür ediyorum. Biz politikacıların konuşacağı yerler mahkemeler değildir” dedi. Savcı Üçok, bunun üzerine, “Demirtaş, bizce de en centilmen sanıklardandır. Biz de kendisine teşekkür ederiz” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle