05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 NİSAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Danıştay’a saldırı davasının gerekçeli kararında eylemin anayasal düzene yönelik tehlike yarattığı vurgulandı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Ergenekon’la bağlantı yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay üyelerine saldırı davasının gerekçeli kararında, sanıklara isnat edilen eylemler ile yürütülen Ergenekon hazırlık soruşturması arasında suç vasfını, sanıkların hukuki durumunu ya da sübutu etkileyecek şekilde bir bağlantı tespit edilemediği ve söz konusu soruşturmanın sonucunun beklenmesine gerek duyulmadığı bildirildi. Gerekçeli kararda, sanıkların amacının, türban örtüsünü kendi bildikleri ve istedikleri şekilde yorumlamayan kurum ve kişileri şiddet yöntemlerine başvurarak cezalandırmak olduğu belirtilirken, Danıştay saldırısının mevcut anayasal sisteme yönelik bir tehlike yarattığı vurgulandı. Danıştay üyelerine yönelik saldırı davasının gerekçeli kararı açıklandı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, davanın sanıkları arasında dayanışma ve suç işleme hususunda birliktelik ve devamlılık olduğu ve hiyerarşik bir yapılanma bu Tek Aday, Tek Adam Demektir Cumhuriyet Halk Partisi’nin 32. olağan kurultayı’nın, Deniz Baykal’ın zaferi ile bitmesi, kendisi ve rakipleri dahil hiç kimse için sürpriz olmadı... Siyasal partilerimizin hemen hepsinde, genel merkezler, önce ilçe, daha sonra da il birimlerini dilediği kişilerle oluşturabildiği; onlardan kendisine yönelik “gözünün üstünde kaşın var” türünden bir eleştiri alması halinde ise kellelerini aldığı sürece de böyle bir sürpriz beklemek zaten olası değildir. Yanılmıyorsam 81 il örgütünden sadece 3’ü CHP Genel Merkezi’nin görevden alma giyotininden ya yargı kararı ya da gözden kaçmış olarak kurtularak bu kurultaya delege gönderebilmişti. Öteki illerden bir askeri birlik disiplini içerisinde Ankara’ya gelen delegeler, daha birinci gün Parti Meclisi raporuna yönelecek eleştirileri dinlemeden Umut Oran ya da Haluk Koç’un görüşlerini öğrenmeyi beklemeden verdikleri önerge ile sonucu belirlemiş oldular. Dolayısı ile Baykal tek aday olarak katıldığı genel başkanlık yarışından bir kez daha tek adam olarak çıktı. Çıktı ve kurultay kürsüsünden yaptığı teşekkür konuşmasında da karşıtlarına iki önemli göz dağı vermekte sakınca görmedi. ? Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, sanıkların, gazetemizin Şişli’deki merkez binasına bomba atılması ve Ankara’da Danıştay üyelerine saldırı olmak üzere, iki ayrı ana eylemi olduğu ifade edildi. Sanıkların, saldırılar için plan yapmalarının, örgütlü bir yapı içine girildiğini gösterdiği belirtilen kararda, bu yapının, türban örtüsüyle ilgili olarak, kendi görüşlerine göre türban aleyhinde karar veren ya da davranan kurumlara ders vermek amacını taşıdığı kaydedildi. lunduğu ifade edildi. Gerekçeli kararın değerlendirme kısmında da şu ifadelere yer verildi: “Sanıkların amacının, türban örtüsünü kendi bildikleri ve istedikleri şekilde yorumlamayan ve karara bağlamayan kurum ve kişilere yönelik cebir ve şiddet yöntemlerine başvurarak cezalandırma amacı taşıdığı, bu amaç doğrultusunda Danıştay’a saldırı eylemininse mevcut anayasal sisteme yönelik bir tehlike yarattığı ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yazılı ve bu anayasanın öngördüğü düzeni cebir ve şiddet kullanarak kaldırmaya ve yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek şeklinde bulunduğu görülmektedir.” kurumlara ders vermek amacını taşıdığı kaydedildi. Alparslan Arslan liderliğindeki bu yapının, toplum üzerinde aynı zamanda baskı kurularak, ses getirecek eylemler yapmak için bir araya geldiği, diğer sanıklar Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Tekin İrşi ve Erhan Timuroğlu’nun da bu örgüte üye olarak kabul edildiği anlatıldı. Kararda “ortada silahlı bir örgütün” olduğunun görüldüğü vurgulandı. Gerekçeli kararda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen “Ergenekon” soruşturması kapsamında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden sanıklarla ilgili iddianame ve bir kısım evrak suretlerinin istendiği ‘Türbana karşı olanlara ceza’ Gerekçeli kararda, sanıkların, birincisi gazetemizin Şişli’deki merkez binasına bomba atılması, ikincisi Ankara’da Danıştay üyelerine saldırı olmak üzere, iki ayrı ana eylemi bulunduğu, sanıkların bu eylemler için bir araya geldiğinin görüldüğü ifade edildi. Sanıkların, saldırılar için plan yapmalarının, örgütlü bir yapı içine girildiğini gösterdiği belirtilen kararda, bu yapının, türban örtüsüyle ilgili olarak, kendi görüşlerine göre türban aleyhinde karar veren ya da davranan bildirildi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de “Ergenekon” soruşturmasıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bilgi istediği belirtilen gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi: “Yapılan değerlendirmeler sonucu, sanıklar ve sanıklara isnat edilen eylemler ile ilgili yürütülen hazırlık soruşturmasının arasında suç vasfını, sanıkların hukuki durumunu ya da sübutu etkileyecek şekilde bir bağlantı tespit edilememiştir. Yine, sanık Osman Yıldırım, cezaevinden genel iddialar içeren dilekçeler göndermişse de somut olayı aydınlatacak nitelikte bilgi içermeyen bu dilekçelere itibar edilmeyerek, ayrıca araştırılması yoluna gidilmemiştir.” Kararda ayrıca, tüm delillerin toplanmış olması dolayısıyla, soruşturmanın genişletilmesine ihtiyaç duyulmadan, mevcut deliller ve dosya kapsamına göre değerlendirme yapıldığı vurgulandı. Arkadaş foyasını silah olarak kullanmak Baykal, ağabey tavsiyesi olduğunu hatırlatarak kendisine karşı aday olmayı düşünenlere de, eleştiri yapanlara da, çok küçük sayıda kalsalar bile oy vermeyenlere de parti içi mücadeleyi, partiye karşı değil, Türkiye’yi olumsuzluğa sürükleyen yapılara karşı göstermelerini istedi. İsteğinin haklı gerekçesini de Türkiye’nin elden gitmekte olmasına bağladı. 12 Eylül 1980 öncesindeki CHP’de, o gün de demokrasiye son verdirtecek koşullar vardı ve ülkeyi elden gitme noktasına getirmekten kaçınmayan sağda ya da soldaki fraksiyonlar adam öldürüyorlar; Kahramanmaraş’lar, Çorum’lar olarak tarihe geçen katliamlar düzenliyorlardı. O koşullar içerisinde Baykal ve ekibi CHP’de parti içi mücadeleyi Bülent Ecevit karşısında sistemli bir biçimde sürdürmüyorlar mıydı? Anlaşılan sayın genel başkan, bizzat kendi deneyimleri ile bu tür iç kavgaların nasıl sonuçlar verdiğini en iyi bilenlerden birisi olarak konuşurken “Türkiye yol ayrımındayken kendi arkadaşlarımla uğraşacağım. Foyalarını meydana çıkartacağım, yakışır mı bana” demek gereğini duymuştu. Bu foyalarını meydana çıkartma tehdidi karşısında bile bir tek delege söz alarak CHP’nin üst kademesinde hangi Baykal karşıtının ne türlü foyası olduğunu öğrenmek istemediği için genel başkana yönelik tartışmalara da bizzat Deniz Baykal’ın kendisi son noktayı koymuş oldu: DTP’LİLERİ LİNÇ GİRİŞİMİ BÜYÜKANIT Ambulansı engellediler ? Adapazarı’nda DTP’lilerin düzenlediği geceyi basmak isteyen kalabalık bir grup içerde fenalaşan kadın ve çocukları taşıyan ambulansları engellemeye çalıştı. Gerilim sırasında kalp krizi geçiren bir kişi öldü. SAKARYA (Cumhuriyet) Adapazarı’nda “Barış ve Kardeşlik Gecesi” düzenleyen DTP’lilere yönelik linç girişimi sırasında kalp krizi geçiren bir kişi yaşamını yitirdi. Göstericiler, içerde fenalaşan kadın ve çocukları taşıyan ambulansları da engellemeye çalıştı. DTP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, olayların Madımak katliamını anımsattığını söyledi. DTP Sakarya İl Başkanlığı’nca önceki akşam Funda Düğün Salonu’nda düzenlenen geceye DTP Şanlıurfa Milletvekili Binici ile çok sayıda DTP yöneticisi katıldı. Bu sırada kalabalık bir grup salona girmek ve DTP’lileri linç etmek istedi. Geçen hafta Hakkâri’de mayına basarak şehit olan ve Karapürçek ilçesinde toprağa verilen Tuncay Özdemir’in arkadaşlarının da aralarında bulunduğu grup, PKK ve DTP aleyhine sloganlar attı. Grup, salonun önünde önlem alan çevik kuvvet ekiplerince engellendi. Grup, polis barikatını aşmaya çalıştı. eylem sırasında salonda fenalaşan bazı kadın, çocuk ve yaşlılar ambulanslarla hastanelere kaldırılmak istendi. Ambulansların geçişine de protestocular izin vermedi. Ambulanslar daha sonra eskort eşliğinde başka bir güzergâhtan hastaneye sevk edildi. Sakarya Valisi Hüseyin Atak’ın göstericilere dağılmaları yönündeki uyarıları da olayları engelleyemedi. Saatlerce süren gösterilerin ardından DTP’liler, Adapazarı Büyükşehir Belediyesi’ne ait yaklaşık 10 otobüsle jandarma ve emniyet güçleri eşliğinde gidecekleri yerlere gönderildi. DTP’ye fotoğraflı mesaj ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt PKK’yi terör örgütü olarak tanımlamayan DTP’yi isim vermeden eleştirdi. Büyükanıt, bir şehit cenazesi fotoğrafını göstererek, “Şimdi böyle bir bebeği babasız bırakacaksın, sonra da kalkıp demokrasiden bahsedeceksin” diye konuştu. Orgeneral Büyükanıt, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin düzenlediği “Yılın Basın Fotoğrafları 2007” yarışmasının Sheraton Oteli’nde düzenlenen ödül törenine katıldı. Ödül alan fotoğraflardan oluşan sergiyi gezerken gazetecilerin soruları yanıtlayan Büyükanıt, terörle mücadelede son günlerde verilen şehitleri anımsatılması üzerine “Terörle mücadelenin temel yapısında var. Teröristleri etkisiz hale getiriyoruz ama bazen de kayıp veriyoruz, maalesef. Biz değil bir tane şehit vermek, yaralı bile olmasını istemiyoruz ama bu terörle mücadelenin kaçınılmaz sonucudur” dedi. Büyükanıt, “Operasyonların sonuçlarını alıyor musunuz?” sorusunu, “Mücadele azmimizi daha da güçlendiriyor. Kayıplara üzülüyoruz ama mücadele azmimizi besliyor. Cezalarını görecekler bu kesin” diye yanıtladı. Ömür boyu başkanlık “Allah sağlık verdikçe, sizler uygun gördükçe sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyarım” sözleri Baykal’ın ömür boyu değişmez genel başkan kalabileceğini 32. kurultayın tutanakları aracılığı ile yazdırmakla kalmamış, pazar günü yapılan parti meclisi seçimleri için hazırlanmış aday listesinin de tam anlamı ile dikensiz gül bahçesi olmasının arzulandığını tescil etmiştir. Bu kurultayda Baykal’ın karşısına çıkarılan iki genel başkan adayının, yani Haluk Koç ile Umut Oran’ın arkasındaki iki çok eski yol arkadaşını, Ali Topuz ve Eşref Erdem’i tam anlamı ile tasfiye etmiştir. CHP’nin 12 Eylül’den sonra yeniden açılışı sırasında Topuz’un kendisine yaktığı yeşil ışığı çoktan unuttuğunu belgelemiştir. Kurultay öncesinde başkent kulislerine eski Baykalcı Adnan Keskin ile genel başkan arasındaki buz dağlarının eritildiği haberi yayılırken gerekçe olarak CHP’nin eski genel sekreterine İş Bankası’nda idare meclisi üyeliği sağlandığının belirtilmesini, tek adamın ulufe dağıtması olarak mı değerlendirmek gerekecektir? Yeni parti meclisinde yer almayanların tümünün partinin özellikle son seçimlerdeki başarısızlığını öne çıkaran ve bunda genel başkanın sorumluluğu bulunduğunu söyleyenlerden oluşması, yine tek adam olmanın vazgeçilmez yöntemlerinden birisi olarak mı algılanmalıdır? CHP Genel Başkanı’nın onayından geçmiş olmasından kuşku duyulmayan o kurultay pankartında yazılı olanların, yani “Din de bizim ...”le başlayan söylemi içeren seslenişin Atatürk’ün partisine hiç yakışmadığını eski bir CHP’li olarak kayıtlara geçirmeyi yerine getirilmesi zorunlu bir görev sayıyorum. Laikliği, bireyin kafasında ve vicdanında sakladığı dini inançlarını, politika pazarına getirmemesi olarak algılayan tek bir Cumhuriyet Halk Partili yok muydu 32. kurultayda ki, “arkadaşlar siz bu alanda Recep Tayyip Erdoğan ile yarışacağınızı mı sanıyorsunuz?” demek gereğini duymadı! Baykal, Türkiye elden gidiyor demekte elbette yerden göğe kadar haklıdır. İyi de CHP’nin yeni vitrininin uygulayacağı yöntemler ile bu tehlikeyi önleyebilmek mümkün olacak mıdır? MardinHatay arasında yaptığım gezide konuştuğum sade vatandaşlar da bana hep bu eksende yoğunlaşan sorular yönelttiler. AKP’den kurtuluşun gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini içeren sorular sordular. Türkiye elden gidiyor yazık ki... Bunun baş sorumlusu bugünün iktidarıdır. Ama ya öteki sorumlular? Tuluk’un cenaze töreninde kız kardeşi Duygu asker elbisesi giyerek, ağabeyini selamladı. Şehitler uğurlandı Tuluk için Amasya, Şahin için Konya’da düzenlenen törenlerde yurttaşlar terör örgütüne lanet yağdırdı MEHMET MENEKŞE / BARIŞ YAMAN ‘Madımak gibi...’ Protestolar sırasında salonda bulunan DTP’li Binici, vali ve emniyet müdürünü görevlerini yapmamakla suçladı. DTP’lilerin müzik şöleni için toplandığını, slogan bile atılmadığını anlatan Binici, şöyle konuştu: “Beş buçuk saat boyunca ablukaya alındık. Bu sürede devlet diye bir olgu göremedim. Salondaki insanların sağduyusu sayesinde olayları ucuz atlattık. 2 bin kişinin olduğu bir salonun bu şekilde ablukaya alınması, linç edilmek istenmesi ve sonrasında yaşanan olaylar tıpkı Madımak otelinde yaşanan olayları andırıyor. Bu olaylardan tümüyle Başbakan sorumludur.” Takviye güç istendi Gösterilerin büyümesi üzerine İzmit’ten 100’e yakın polis takviyesi yapıldı. Zaman zaman arbede yaşanırken salonda bulunan Ebubekir Kalkalı kalp krizi geçirdi. Ambulansla hastaneye kaldırılan Kalkalı kurtarılamadı. Yaklaşık beş saat süren AMASYA / KONYA Bingöl’ün Genç ilçesi, Suveren bölgesinde önceki gün PKK’ye yönelik operasyonda şehit düşen er Mustafa Tuluk Amasya’da, Piyade Onbaşı Hasan Şahin de Konya’da toprağa verildi. Şehit er Mustafa Tuluk (21) için ilk tören Amasya’da Suvadiye Mahallesi’ndeki evinin önünde düzenlendi. Şehidin babası Sadık, annesi Nazife, kardeşleri Duygu ve Orhan ile yakınları şehidin cenazesini kapıda karşıladı. Tuluk’un cenazesi buradan Yavuz Selim Meydanı’na götürülürken yurttaşlar yol boyunca Türk bayraklarıyla “Anamız ağlama, bizler varız sırada”, “Ne Mutlu Türküm diyene”, “İcazet alınsın Apo asılsın” sloganlarıyla yürüdü. Tuluk ailesi tören boyunca metanetini korurken şehidin kız kardeşi Duygu asker elbisesi giyerek, ağabeyini selamladı. Oğlunu selam vererek uğurlayan acılı anne Nazife Tuluk da “Ciğerim yanıyor” diye ağladı. Şehit Tuluk, Tekirdede Şehitliği’nde toprağa verildi. Aynı çatışmada terhisine 14 gün kala şehit düşen Piyade Onbaşı Hasan Şahin için de memleketi Konya’da tören düzenlendi. ‘Bebeği babasız bırakıp, demokrasiden söz edeceksin’ Konya’daki törene binlerce kişi katıldı. Çumra’ya bağlı Apasaraycık köyünde düzenlenen törene binlerce kişi katıldı. Köy meydanı Türk bayraklarıyla donatılırken yurttaşlar “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” ve “Kahrolsun PKK” sloganları attı. Şehit Onbaşı Şahin’in tabutuna sarılarak gözyaşı döken anne Ayşe ile baba Durmuş Şahin güçlükle ayakta durabildi. Şehidin cenazesi omuzlar üzerinde taşınırak köy mezarlığına ulaştırıldı. Onbaşı Şahin’in babası Durmuş Şahin, “Altı çocuğum vardı. Birini vatan için şehit verdim. Gerekirse diğerlerini de vatanım için şehit veririm. Ordumuz o hainlerin kökünü kazıyacaktır” dedi. Sergideki AA foto muhabiri Erhan Elaldı’nın ödül kazanan şehit cenazesi fotoğrafını değerlendiren Büyükanıt, isim vermeden DTP’yi eleştirdi. Büyükanıt söz konusu fotoğrafı göstererek, “Şimdi böyle bir bebeği babasız bırakacaksın, sonra da kalkıp demokrasiden bahsedeksin” diyerek DTP’ye mesaj gönderdi. Törende bulunan DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’sa bir gazetecinin “Genelkurmay Başkanı daha çok şehit fotoğraflarıyla ilgilendi. Ne düşünüyorsunuz” sorusu üzerine, “Hepimiz bu toplumun bir parçasıyız terör hepimizin acısı” diye konuştu. ENTERNET / MEHMET SUCU Bu hafta kısa kısa iki konudan söz edeceğiz. Bunların ilki mayıs ayı içinde yapılacak olan TBD etkinliği. Türkiye Bilişim Derneği’nin KamuBİB toplantısı, bu yıl 2125 Mayıs 2008 tarihleri arasında Antalya Kemer’de yapılacak. 10’uncusu gerçekleştirilecek olan KamuBİB etkinliği, kamu kurum ve kuruluşları bilgi işlem yöneticilerinin yanı sıra üniversite ve özel sektör temsilcilerini de bir araya getirmeyi amaçlıyor. Türkiye Bilişim Derneği bünyesindeki en eski çalışma gruplarından biri olan ve kamu bilgi işlem yöneticilerinin doğal üyesi bulunduğu Kamu Bilgi İşlem Yöneticileri Birliği (KamuBİB), kamudaki verimlilik çalışmaları kapsamında kurumlarında yaptıkları bilişim çalışmalarını tartışıyor ve belirledikleri sorun alanlarına ilişkin çözüm önerilerini de içeren raporlar oluşturuyorlar. Her yıl belirli dönem mehmet?cumhuriyet.com.tr Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net Bilgi Paylaştıkça Büyüyecek lerde bir araya gelerek bu raporları gözden geçiren grup, yılda bir kez de ‘Kamu Bilişim Platformu’ etkinliğinde sonuç raporlarını katılımcılar ve kamuoyuyla paylaşıyor. ‘Kamu Bilişim Platformu’nun bu yılki teması, “KamuBİB ile 10 Yıl” şeklinde belirlendi. KamuBİB’nin 1999 yılından beri düzenlediği tüm verimlilik toplantılarının değerlendirildiği “10. Yıl Çalışmaları “ grubunun hazırladığı rapor, Kemer’deki toplantıda sunulacak. Ayrıca bu yılki toplantıda ‘Bilişim Teknolojilerinde Yönetişim’ ve ‘Kişisel Verilerin Korunması’ gruplarının çalışmalarının sonuçları da ele alınacak. Toplantıya katılan geniş bir kesimle paylaşılarak son haline getirilecek olan bu raporlar, daha sonra başta kurumlar olmak üzere ilgili tüm kesimlerle paylaşılacak. ??? İkincisi ANKOS (Açık Erişim ve Kurumsal Arşivler Çalışma Grubu) isimli bir site. Kendilerini şöyle tanımlıyorlar: Açık Erişim, 2001 Budapeşte Açık Erişim İnisiyatifi’nde bilimsel literatürün internet aracıyla finansal, yasal ve teknik bariyerler olmaksızın, erişilebilir, okunabilir, kaydedilebilir, kopyalanabilir, yazdırılabilir, taranabilir, tam metne bağlantı verilebilir, yazılıma veri olarak aktarılabilir ve her türlü yasal amaç için kullanılabilir biçimde kamuya ücretsiz açık olması biçiminde tanımlanmıştır. Açık Erişim ve Kurumsal Arşivler konusunda Türkiye’de bilgi profesyonelleri arasında farkındalık yaratmak, ilgili uygulamalarda ANKOSbilgi profesyoneliaraştırmacı işbirliğini sağlamak, yurtiçi ve yurtdışında bu konuda faaliyet gösteren kurumlar ile işbirliği içinde çalışmak Açık Erişim ve Kurumsal Arşivler Çalışma Grubu’nun (AEKA) misyonunu oluşturmaktadır. Grubun amacı, dünyada ve Türkiye’de Açık Erişim ve Kurumsal Arşivler konusunda yapılan çalışmalara ilişkin üye kurumları bilgilendirmek, konsorsiyum olarak üye kurumların açık erişim hareketini özümsemelerini ve yararlanmalarını sağlamak, açık erişimi kendi kurumları içerisinde yayma ve uygulama fırsatları oluşturmak, konu ile ilgili kurumların kendi arşivlerini oluşturmaları için yöntem göstermek, çalışmaların eşgü düm içerisinde sürdürülebilmesi için işbirliği yapmak, eğitici ve yardımcı dokümanları ANKOS web sitesinde bulundurmak, bunların güncel ve güvenilir olmasını sağlamak. Açık Erişim, bilimsel literatürün internet aracıyla finansal, yasal ve teknik bariyerler olmaksızın, erişilebilir, okunabilir, kaydedilebilir, kopyalanabilir, yazdırılabilir, taranabilir, tam metne bağlantı verilebilir, yazılıma veri olarak aktarılabilir ve her türlü yasal amaç için kullanılabilir biçimde kamuya ücretsiz açık olması biçiminde tanımlanmıştır. Kurumsal arşivler, Açık Erişim stratejilerinden kendi kendine arşivlemenin bir biçimidir. Kurumlar sahip oldukları bilimsel mirası, yasal ve finansal bariyerler olmaksızın saklama, koruma ve yeniden kullanıma sunma olanağını kurumsal arşivler aracılığı ile sağlarlar. ÇGD: Üzmez olayı basının yüzkarası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in ilköğretim 8. sınıf öğrencisi 14 yaşındaki B.Ç’ye tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanmasına ilişkin açıklama yaptı. ÇGD Ankara Şube Başkanı Tarık Hatipoğlu, “Yıllarca basın tarafından gazete sayfalarına, TV’lere konuk edilerek bir gazeteciye (Ahmet Emin Yalman) yaptığı alçakça bir silahlı saldırıyı böbürlenerek anlatan, bu saldırı nedeniyle düşün adamı, gazeteci kimliği aynı basın tarafından paye olarak verilen Üzmez’in küçük bir kıza cinsel tacizden tutuklanması Türkiye basının içine düştüğü durum açısından yüzkarasıdır” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle