Katalog

24 MART 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ADANA’DA PROTESTO ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz başyazarı İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasına en büyük tepki dün Adana’da gerçekleştirilen yürüyüşle gösterildi. Atatürk Anıtı’nda toplanan Cumhuriyet güçleri, önce Atatürk Parkı’na, daha sonra Cumhuriyet gazetesine dek sloganlar atarak yürüdü. Hiçbir siyasi parti ya da kitle örgütü bayrak ve flamasının açılmadığı etkinliğe Eğitimİş, CHP, DSP , İP , BCP , Tek Gıdaİş, ADD, CUMOK, ÇYDD, EğitDer, EVKAD, SDD, ÇED, Biz Kaç Kişiyiz Platformu, 68’liler Vakfı, Emekli Sen, Adana Koop ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkan, yönetici ve üyeleri katıldı. Yol boyunca, “Ergenekon yalanı Amerikan planı”, “Hükümet istifa, Tayyip yüce divana”, “Hainler içeri aydınlar dışarı”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Aydınlara uzanan eller kırılsın” gibi çeşitli sloganlar atan topluluğa, evlerden ve yoldan geçen araçlardan alkışlı ve kornalı destek geldi. Uğur Mumcu Alanı’ndan başlatılan iki aşamalı yürüyüşte ilk toplantı Atatürk Anıtı’nda yapıldı. Düzenleme komitesi adına konuşan Eğitimİş Şube Başkanı İrfan Irmak, “AKP’nin kapatılma davasını yörüngesinden çıkarma çabası yoğun olarak sürdürülmektedir. Sabah 04.00 sıralarında evlerinden alınmaları, gözaltına alınma şekli kamu vicdanını rahatsız etmiştir. Sayın İlhan Selçuk, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en gerilimli günlerinde; kendisinin doğrudan hedef olduğu dönemlerde dahi, ülkeyi terk etmemiştir. Sayın Selçuk, bu ülkeyi terk etmeyi düşünmemiş, koşullar gerektirse bile en son terk edecek kişi olduğunu her defasında ve ortamda göstermiş, kanıtlamıştır.” Temsilcimiz Çetin Yiğenoğlu da şeriatçı dikta özlemcisi siyasal iktidara en güzel yanıtı Cumhuriyet güçlerinin verdiğini söyledi. 9 (Fotoğraf: SAVAŞ KÜRKLÜYUSUF BAŞTUĞ) ‘AKP kapatma davasını yörüngesinden çıkarma çabasında’ Her İktidar Cargill’e Çalışır! Gazetemizi ziyaret eden sivil toplum örgütleri ve okurlar geçmiş olsun dileklerini ilettiler ‘Gözaltı tehlikenin uyarısı’ İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) Gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk’un serbest bırakılmasının ardından gazetemizi ziyaret eden sivil toplum örgütü temsilcileri ve okurlar, geçmiş olsun dileklerini ileterek laik, demokratik cumhuriyetin savunucusu Selçuk’un, eski İÜ rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in gözaltına alınmasının, laik demokratik cumhuriyetin tehlikede olduğunu görenlere karşı bir “uyarı” niteliği taşıdığını belirttiler. PEN Yönetim Kurulu: Laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti sözünün anayasada olması yetmez. Faşist bir çete bahanesi ile muhalif gazeteci ve siyasetçilere gözdağı amaçlanmıştır. Artık demokrasimizde bir kara leke daha var. PEN yazarları olarak bu uygulamayı protesto ediyoruz. Türkiye’nin gelişmesini sağlayacak yurttaşlar ve oluşumlar mutlaka vardır. Türk Gençliğine Hizmet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu: Cumhuriyet gazetesi Cumhuriyeti kuran gazetedir. Asla Cumhuriyet yıkılmayacaktır, devam edecektir. Yurttaşlar, Cumhuriyeti savunacak kararlılıkta olduklarını göstermiştir. ÇYDD Tuzla Yönetim Kurulu üyeleri: Atatürk’ün cumhuriyet filizlerini yeteri kadar koruyamadık. Selçuk’un gözaltına alınışı, Cumhuriyeti yıkmak isteyen güçlerin planlı bir oyunudur. Cumhuriyetçiler, bu oyunu geçmişte bozmuştur, bugün de bozacaktır. Çağdaş Tuzla gazetesi sahibi Halil Özen: ABD emperyalizmi korumasındaki AKP iktidarının faşist uygulamaları boşa çıkmıştır. Eski Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmez Işık: AKP, kendine direnen dinamik güçleri yok etmeye çalışmaktadır. Bu gözaltı, AKP’ye uygulanan parti kapatma davasının intikamı niteliğindedir. Çan Belediye Başkanı Ali Sarıbaş: İlhan Selçuk’a yönelik gözaltı operasyonu, Cumhuriyetin yok edilmesi yönündeki senaryoların bir parçasıdır. Cumhuriyetçiler, bu senaryolara alışkındır. Çabaları bu kez de boşa çıkarılacaktır. Altınoluk Belediye Başkanı İsmail Aynur: Gözaltılar, Cumhuriyet kazanımlarına saldırıdır. AKP, kendi ekonomik bozukluklarını ilerici insanlara saldırarak kamufle etmeye çalışıyor. Deriİş Sendikası Genel Başkanı Musa Selvi: İlhan Selçuk, İP Genel Başkanı Perinçek ve eski İÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu’na karşı yapılanlar, muhalif kesimi susturmaya yöneliktir. Halkın Kurtuluş Partisi: ABD’nin ve CIA’nın yıllarca Ortadoğu Masası şefliğini yapmış olan Grahan Fuller’in de çok açık biçimde itiraf ettiği gibi “Yeşil Kuşak Projesi” ABD’nin eseridir. Erdoğan hükümeti de bu projenin ürünüdür. Selçuk’un gözaltına alınması bu projenin bir ürünüdür. Genelİş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası Bölge Başkanı Veysel Demir, Tuzla Deriİş Şube Başkanı Binali Tay: Yapılan yanlıştan bir an önce dönülür. İstanbul’daki merkez binamızın yanı sıra gazetemizin Ankara bürosuna destek ziyaretleri dün de sürdü. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek ve İstanbul Milletvekili Sacit Yıldız Ankara büromuza gelerek desteklerini bildirdi. Bursa’da verimli tarım arazisi üzerine kaçak fabrika kuran ABD’li tatlandırıcı firması Cargill, “çıkarlarını korumak” adına, ABD başkanlarını bile devreye sokacak kadar etkili bir şirket. Türkiye serüveni 1998’de başlayan Cargill, son 10 yılda ki büyük bölümü AKP dönemine tesadüf ederişbaşına gelen bütün hükümetlerle arasını iyi tutup, yargı kararıyla faaliyetleri defalarca engellenen fabrikasını yeniden faaliyete geçirmek için tam 4 kez af çıkarabilmeyi başardı. Her keresinde yargıdan dönen bu aflara karşın, belli ki Cargill, fabrikasını başka yere taşımayı ya da faaliyetine son vermeyi aklından bile geçirmemiş. Çünkü AKP, 5. Cargill affı düzenlemesini Meclis’e taşıdı. AKP Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu’nun hazırladığı yasa önerisi de “verimli tarım arazisi üzerinde” kaçak faaliyette bulunanlara, metrekare başına 5 YTL ödemeleri koşuluyla, faaliyetlerini sürdürme yolunu açıyor. Yasa önerisinin geçen hafta Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok, Cargill’in Türkiye serüvenini şöyle özetledi: “Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3 Milletvekilinin; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile Mera Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi diye takdim edilmiş olsa da hepimiz biliyoruz ki, aslında Cargill yasası. Belki de Başkan Bush yasası diyebiliriz. Yine söze girerken ‘2008 yılı’ diye girdim. Çünkü, her yıl Meclisimiz bir kez Cargill yasası çıkarıyor. Bu şimdiki yasa 2008 yasası. (...)Öyle bir yasayı görüşüyoruz ki, aslına bakarsanız bu bir utanç verici yasa. Vicdanı olan hiç kimse, on yıllık bu serüvene bugün gelinen noktada böyle bir onayı veremez, hele böyle bir kanun teklifiyle şu yüce Meclis’in önüne hiç gelemez. (...) On yıllık bir hikâye bu. Biz şimdi on yıl önceki dönemden başlayan yanlışlıkların on yıl boyunca nasıl devam edebildiğinin, nasıl bir tutarlılıkla sürdürüldüğünün filmini izliyor gibiyiz. Önceki hükümetlerin yanlışlarını bu hükümetin de nasıl tutarlılıkla sahiplendiğini ibretle görüyoruz. Elbette şaşırmadan izliyoruz... (...)Yüce Meclis’ten 22 Haziran 2004 yılında birinci Cargill affı çıktı. İkinci Cargill affı 3 Temmuz 2005 tarihinde çıktı. Üçüncü Cargill affı 23 Kasım 2006 tarihinde çıktı. Dördüncü Cargill affı 31 Ocak 2007’de çıktı. Şimdi beşincisini görüşüyoruz.” Baytok, yasa önerisinin sahibi olan Altan Karapaşaoğlu’nun, geçmişte yasaya nasıl ateşli muhalefet ettiğini de bizzat tutanaklardan yaptığı alıntıyla aktardı. Bakın bugünün öneri sahibi, dünün Cargill muhalifi Karapaşaoğlu, afları nasıl eleştiriyor: “Sanki hukuki mercilerden bu firmaya ‘Siz merak etmeyin, siz yatırımınızı yapın, biz bu işleri düzeltiriz’ dercesine büyük bir cesaretle yatırımlar yapılmaya devam edilmektedir.” Yine Sayın Karapaşaoğlu şöyle devam ediyor: “Bakınız, ülkemizde bazı değerler artık yozlaşmaya başlamıştır, hukuka saygı kalmamıştır. Evet, ülkemizin yatırıma ihtiyacı vardır, yatırımlar yapılmalıdır ama çevre tahrip edilmeden, insanların özgürlüklerine set vurulmadan bu yatırımlar yapılmalıdır.” Baytok bu sözleri okuduktan sonra haklı olarak soruyor: “Biz sizin hangi zamanda söylediklerinizi doğru kabul etmeliyiz acaba? Sayın Başbakan’ın gömleğini çıkardığını söylediği birinci iktidar döneminizle, ‘Aslında değişmedim’ dediği ikinci iktidar döneminizden hangisini dikkate almalıyız?” Basına ‘ağız kapatma’lı engelleme!.. Bir zamanlar, başbakanlar belirli aralıklarla basın toplantısı düzenler ve toplantıya katılan gazetecilerin sorularını yanıtlarlardı. Başbakan Tayyip Erdoğan ise çok ender tüm basın temsilcilerinin karşısına çıkıyor, daha çok “seçip” yurtdışına götürdüğü gazetecilerin sorularını yanıtlamayı yeğliyor. Başbakanlık muhabirlerinin yönelttiği sorular üzerine sinirleniyor, bazen de kendilerini tersliyor. Soruları beğenilmeyen muhabirlerin akreditasyonları iptal ediliyor. Karikatüristlere karşı açtığı davalar ve son olarak başyazarımız İlhan Selçuk’a reva görülenler de basın tarihinde yerini alacak. Geçtiğimiz hafta AKP’nin basına tahammülsüzlüğü ve saygısızlığının yeni bir örneği yaşandı. Çanakkale Savaşı’nın 93. yıldönümü nedeniyle Gelibolu Yarımadası’ndaki şehitlikleri ziyaret eden Emine Erdoğan’a soru sormak isteyen Radikal muhabiri Tarık Işık, korumaların fiziki müdahalesine maruz kaldı. Işık AKP’nin kapatılma davası ile ilgili soru sormak istedi, Emine Erdoğan, “Lütfen konumuz değil” diyerek soruyu yanıtlamadı. Emine Erdoğan’ın koruması da eliyle Işık’ın ağzını kapatarak fiziki müdahalede bulundu. Işık “Bu yaptığınız hoş değil” derken, tanıtım ve medyadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen de Radikal muhabirine, “Bu yaptığınız hoş mu? Sizin yaptığınız densizlik” diye çıkıştı. İşte, AKP’nin basın özgürlüğü ve yurttaşların haber alma hakkına saygısı bu kadar! AKP’nin yandaş medya ve TMSF medyası dışında seslere tahammülü yok... GAZETEMİZE GELEN, ARAYAN VE FAKS ÇEKENLER Gazetemize gelen, arayan ve faks çekenler şöyle: “Cem Şeniz, Sadık Yeşilova, Doç. Dr. Galip Alçıtepe, Seda Erdem, Aydın Basmacı, Eylül Çatak, Gülçiçek Çatak, Seyhan Palacıoğlu, Fatma Gülbaş, Gülay Demli, Saniye Bektürk, Makbule Tarancı, Ahmet Adıgüzel, Şükran Soysal, Rohan Erkan, Pınar Taşkan, Cemal Geçimli, Musa Eminoğlu, Fatma Cansever, İskender Akçora, Leyla Okay, Fikriye Maviengin, Mürselin Kurt, Arzu Kütük, Gülten Akçay, Gönül Erten, Cengiz Mergen, Mahmut Oyar, Kadin Serinözü, Burak Aslan, Dergah Türk, Cafer Gök, Zuhal Teciroğlu, Gülesin Akgün, Nurten Bayındır, Onur Leblebicioğlu, Hamdiye Şen, Abdullah Çetin, Serdar Saldoğan, Yılmaz Doğan, Nail Muzaç, Sabahat Aydın, Hasan Akgün, Muhsin Kökver, Salih Aksüt, Erdal Özkan, Şakir Keçeli, Durur Gök, Ali Asker Tekin, Veli Çelik, Muharrem Salman, Eylem Özgür Baş, Ahmet Özkül, Sezer Kumusoğlu, Mahir Bayram, Sacit Somel, Frengiz Somel, Gürcan Türkoğlu, Reha Taşkesen, Yıldız Doyuran, Sacit Yıldız, Fuat Demiroğlu, Bilsay Kuruç, Cemile Turunç, Selin Helinoğlu, Sevgi Sargın, Ekrem Şadi Erdem, Haydar Aslan, Niyazi Altunya, Nazım Bayata, Alaettin Bayazıt, Mahmut Kaya, Eylem Soydan, Duran Yergök, Rezzan Doğan, Güner Arslan, Safiye Kuban, Leman Erensoy, Sabri Erensoy, Hüseyin Polat, Servet Selçuk, Cefa Sefa, Tamer Özek, Selma Doğankaya, Necdet Karaba, Gülsüm Doğankaya, Zerrin Salbacak, Hikmet Salbacak, Erdal Özkan, Lokman Gündoğdu, Mustafa Erkan, Ayşe Akınsal, Güngör Yıldız, Nursel Balcı, Haluk Yalvaç, Haşim Varol, Dilek Mulcan, Huriye Mulcan, Yüksel Ekinci, Arif Göksu, Şükrü Binboğa, Necla Koç, Necla Tekin, Ayşen Çaba, Mehmet Demir, İsmet Şengül, Mustafa Kılınç, Turhan Kılınç, Menşure Demirci, Avni Güler, Handan Güler, Musa Kıral, Ayşe Göndoğdu, Gönül Ertan, Şerife Suat Erçetin, Ragıp Büyükyavuz, Sevgi Akkoyunlu, Erol Alkan, Seher Yıldırım, Kazım Arslan, Vecibe Dedeoğlu, Hüsnü Gülen, Hüseyin Ünsal, Ozan Elifçe, Nuri Özdemir, Yüksel Kılıç, Hüseyin Günsoy, Handan Güvenir, Nazegül Saykan, Hamza Saykan, Fatma Sarıkaya, Vahit Uzel, Selime Aytimur, Hazan Esen, Yıldız Erel, Banu Bıçakçı, Zeki Ergül, Ertan Özuğurlu, Enver Öztürk, Sabahat Ayhan, Oktay Betükan, Özden Coşkun, Uçku Umut, Necati Feyzioğlu, Ümit Öçmez, Ülkü Ovat, Sare Ateş, Mukaddes Kepenek, Gülayşe Aksu, Gülay Asker, Yıldırım Ünal, Selim Belenoğlu, Ferit Aytekin, Zafer Kurtay, Ahmet Toptaş, Ali Özateş, Çiğdem Erun, Ufuk Yücel, Alper Bağcı, Süleyman Ateş, Nevin Sultan, Semra Aybütün, Sacit Somer, Songül Kılınç, Kanber Bilgin, Melek Taç, Yüksel Özyılmaz, Zehra Erolal, Mahmut Sarıkaya, Sabahattin Ertürk, İzzet Can, Şükran Arslan, Cemal Ardan, Gönül Eren, Nazife Özgün, Fatih Özgün, Belkız Özükök, Cemalettin İlhan, Meriç Kanık, Yavuz Aydoğan, Necati Cebe, Halime Polat, Ferudun Şener, Belgin Ünlüsoy, Münevver Oğa, Zeynel Tuncer, Mustafa Yetik, Elif Çelik, İhsan Şıracı, Basri Kulaç, Semra Bodur, Songül Mutluay, Fügen Gür, Adalet Kırmızı, Sadi Gür, Zeynep Altunoğlu, Sultan Çağlar, Ahmet Kahraman, Kazım Güner, Özgür Güner, Evrim Güner, İsmail Çatak, Aycan Başgöz, Tomris Erkmen, Neriman Eratalay, Gülşen Yeşilyurt, Mehmet Bekik, Fuat Kılıç, Tayyar Şimşek.” AKP’li Yağmurdereli, Kızılay’daki koltuğunu bırakmıyor AKP İstanbul Milletvekili Osman Yağmurdereli’nin Türkiye Kızılay Derneği Yönetim Kurulu üyeliği sürüyor. Oysa, anayasanın 82. maddesine göre milletvekilleri “devlet ve diğer kamu tüzelkişiliklerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların” yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz. Seçimlerden bu yana 8 ay geçti ama Yağmurdereli hâlâ derneğin internet sitesinde “genel merkez yönetim kurulu üyesi” olarak görünüyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bunun “anayasaya aykırı olduğunu” vurgularken, “Çok arzu ediyorsa yönetim kurulu üyesi olmadan da Kızılay’a katkıda bulunabilir. Yönetim kurulu üyeliğinden çekilmeli” dedi. DSP İstanbul Milletvekili Hasan Macit de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde konuyu TBMM gündemine taşıdı. Macit, Başbakan Erdoğan’a “Anayasamızın 82. maddesi açık olduğu halde AKP Milletvekili Sayın Osman Yağmurdereli’nin Türk Kızılay Derneği Yönetim Kurulu’nda görev almasını hangi hukuki gerekçeye dayandırmaktasınız?” sorusunu yöneltti. Bakalım, Yağmurdereli Kızılay’daki “koltuğunu” ne zaman bırakacak? Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com C MY B C MY B