Katalog

SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2008 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y 6 B 5 Y 6 K 5 PB 11 PB 8 PB 11 Y 9 K 4 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y 5 Y 5 Y 5 Y 5 PB 2 PB 1 PB 2 PB 1 Y 15 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB Y Y Y Y Y Y Y 11 17 11 14 8 10 3 0 6 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Tüm yurt parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğu ve güneyi, Karadeniz kıyıları, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu’nun doğusu ile Muğla ve Denizli çevreleri yağışlı geçecek. Yağışlar yağmur, Trakya’nın doğusu ile Doğu Anadolu’nun doğusunda karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 4 Helsinki Y 3 Stockholm Y 5 Londra PB 11 Amsterdam B 8 Brüksel Y 6 Paris B 9 Bonn PB 4 Münih Y 11 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y 7 PB 8 Y 14 B 5 PB 6 PB 7 Y 13 Y 11 B 9 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y 2 B 5 B 10 B 9 B 3 Y 4 Y 4 B 17 Y 13 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada cinin onayından geçip Resmi Gazete’de yayımlanmadan işlem tamamlanmış gibi hareket eden rektörlerin erken uygulamalarına yeşil ışık yakıyor. AKP, ortağı MHP’yi ürkütmemek için anayasal sürecin tamamlandığını ve şimdi YÖK Yasası’nın 17. maddesindeki değişikliği içeren yasa sürecine girildiğini yineleyip duruyor. Oysa perde arkası başka, bambaşka. Her konuda olduğu gibi bu konuda da takıyye yapıyor. Sadece türbanla değil, anayasal değişiklikle çarşafın, peçenin, takkenin, cüppenin de önünü açtıklarına hiç ama hiç değinmiyorlar. “Kızgın topu rektörlerin kucağına bırakıp ne olacağına bakalım” mantığı ile hareket etmeyi kararlaştırmış görünüyorlar. MHP düşünüldüğünden daha fazla basiretsiz bir parti mi? Ne çare bu oyunun kargaşayı daha da körükleyeceğini anlamamış görünüyor. ??? AKP’nin bir başka yüzü tabii hukuka saygılı olmayı emrediyor. Hükümet sözcüsüne göre, “Herkes ne yapacaksa hukuka sorarak yapması lazım. Kanun, nizam çerçevesinde bunları değerlendirmek gerekir”. Hukuk devletinde durum bu olması gerekiyorsa, hükümet gerçekten hukuk devletinin hükümeti ise, uygulamaya geçmek için YÖK Yasası’nda yapmayı taahhüt ettikleri değişikliğin yasalaşmasını beklemenin zorunlu olduğunu neden açıklamıyor? Yasal süreç tamamlanmadan türbanı serbest bırakan rektörlerin yasalar önünde suç işlemiş olacağını içeren bir başka açıklamayı neden yapmadı? Anayasa değişikliğinin bu haliyle üniversitelerde türbanı serbest bırakamayacağını, yasayla düzenleme yapmaktaki zorunluluğu, üstelik bir hukuk adamı, eski bir Adalet Bakanı olarak Bay Sözcü Çiçek Cemil, güncel demeçlerinden birinde acaba niçin seslendirmedi? ??? RTE’nin de Çiçek’in de böyle açıklamalara iltifat etmemelerinde özel bir amaç var. Anayasadaki hiç kimsenin yükseköğrenim hakkından mahrum edilemeyeceği ifadesinin uygulamada yeterli olacağını düşünüyor, 17. maddeye gereksinilmeden anayasal değişiklikle yetinilmesini istiyorlar. Üstelik RTE, ülkeyi daha yoğun karanlığa sokacağını umursamadan kara çarşafa da, peçeye de serbestlik getirmeyi düşlüyor. “Bu memleketin yüzde 99’u Müslüman, elbette şeriat gelecek” diyebilen bir kafa; türban kılıfı içinde çarşafa, peçeye de serbestlik tanımayı elbette istiyor. Bu nedenle fırsat bu fırsat diyerek anayasa değişikliği ile türbana serbestlik getirilmesine olanak sağlayacak siyaset izlemesi doğal mı doğal! Anayasadaki düzenlemenin peçeye, kara çarşafa olanak tanıyacağı kuşkularını doğrulamak için davranış ve demeçleriyle dinci ve din devleti yanlısı görünen, üstüne üstlük 11’inci ile Başbakan’ın akıl hocası eski Meclis Başkanı “ağabeyleri” Bülent Arınç’ın son demecine bakmak yeterli. YÖK Yasası’nda bir değişikliğe gerek olmadığını, anayasadaki değişikliklerin uygulamaya yeterli olanak tanıdığını söylüyor. İktidardaki kadronun türbana takıntılı kafa yapısının, Türkiye’yi Ilımlı İslam modeline uydurmak için her şeyi yapmayı göze aldığını artık anlamayan kalmadı. Bu açıdan bakıldığında diğer kimi heyetler gibi, Türkiye Barolar Birliği heyetinin Çankaya’daki AKP’linin ülkeyi laik Cumhuriyet olmaktan çıkarmanın bir parçası olan türban hamlesini onaylamaması için, üstelik yukarıdakinin aşağıdakinden farkı olmadığını bile bile huzura çıkmaları, kara mizaha bir örnek. Üniversitelere öğrenim özgürlüğünün getirilmesini oturduğu koltuktan ilan eden, eşi türbanlı kırk yıllık Yani, olur mu Kâni? Tuncel, yaptığı teklifi Trabzon Emniyeti’nin kabul etmediğini ileri sürdü 905 BELEDİYE KAPATILABİLİR ‘Hayal’i yakalatacaktım’ İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetini organize ettiği iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen muhbir Erhan Tuncel, Yasin Hayal’i İstanbul’a gönderip yakalatmayı teklif ettiğini ancak Trabzon Emniyeti’nin bunu kabul etmediğini söyledi. Tuncel, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde, Trabzon polisinin Dink cinayetinde ihmalini araştıran müfettişlere 2 Ağustos 2007’de verdiği ifadede, McDonald’s bombalaması sonrası Hayal’in saklandığı evi polis memuru Muhittin Zenit’e söylemesi üzerine istihbaratla ilişkisinin başladığını belirtti. İlişkisinin tam olarak ne zaman kesildiğini bilmediğini söyleyen Tuncel, “Bana ilişkimin kesildiğini söylemediler, gazetelerden öğrendim. Çalıştığım sürece istihbarattan toplam 700 YTL ücret aldım. Bu da aylık ortalama 30 YTL eder. Maddi durumum zayıf olduğu için başka işlerde de çalıştım. Bu nedenle Hayal grubunu tam olarak takip edemediğim zamanlar olmuştur” dedi. batlı olduğu istihbaratçıya söylediğini anlatan Tuncel, “Kim olduğunu hatırlamıyorum. Emniyette irtibatlı olduğum kişilerin sayısı 8’dir. Bu kişiden 3’ü benimle ilgilenmekle görevli olan kişilerdir. Bunlar Muhittin abi, Memduh abi ve Özgür ağabeydir” dedi. ‘İlk Zenit’e söyledim’ Muhittin Zenit’in kendisiyle kuruma kabul edilmesinden, 2006 yılının mayıs ayına kadar ilgilendiğini, 2006 yılı mayıs ayından temmuz ayına kadar Özgür komiserin kendisiyle ilgilendiğini anlatan Tuncel, şöyle devam etti: “Muhittin bana bundan sonra bilgileri Özgür ‘8 kişiyle irtibattaydım’ Dink’in Agos’un önünde arkasından, ensesinden Hayal’in yönlendireceği birileri veya kendisi tarafından vurulacağını irti komisere vereceksin dedi. Ağustos ayından itibaren de benimle Memduh ilgilendi. Zenit ile beraber genellikle Memduh gelirdi. Diğer beş kişiden biri istihbarat şube müdürüdür. Makamında sadece bir görüşmem olmuştur. Kalanlardan birisi de renkli gözlü müdür yardımcısıdır. Amir sıfatıyla bu üçünün yanında görüşmelere katılmıştır. Kalan üç tanesi ise onların yanında gelen ve araç kullanan kişilerdir.” Trabzon Emniyeti’yle olan görüşmelerinin iki haftada bir olduğunu, tahmini olarak 17 kez görüşme yaptığını söyleyen Tuncel, Dink’in öldürüleceğini ilk olarak Zenit’e söylediğini belirtti. Söyledikten on gün sonra Zenit ile Memduh’un evine geldiklerini, “Bu olay önemli, bunun üzerine yoğunlaş, gruptan irtibatını koparma” dediklerini anlatan Tuncel, mart ayında Zenit’in kendisine bu olayı rapor ettiğini, olayın önem kazandığını söylediğini belirtti. Tuncel, “Bana ‘Bir şey olursa kimse gözümüzün yaşına bakmaz. Gücün varsa Yasin’e anlat, bu işi yapmasın’ dedi. Ben de Yasin’i vazgeçirmek için uğraştım” dedi. AKP’nin beldeleri ele geçirme oyunu FIRAT KOZOK ‘Deşifre edecektim’ Hrant Dink’in Zeynel vasıtasıyla öldürüleceğini İstihbarat Müdürü’ne söylediğini belirten Erhan Tuncel, “Performans değerlendirmesi için müdür beni çağırmıştı. Kendisiyle makamında görüştüm” diye konuştu. Yasin Hayal’in deşifre edilmesi için Zenit’e daha önce talepte bulunduğunu dile getiren Tuncel, “Ben ‘Yasin’e yardım edeyim, çıksın gitsin İstanbul’da yakalayın’ dedim. Daha sonra bunu Özgür’e söyledim. Özgür böyle bir imkânları olmadığını söyledi” dedi. O.S. ile 2006 yılında Hayal ile birlikte evine geldiğinde tanıştığını, Hayal’in kendisine O.S.’yi göstererek “Bu çocuğu Engin’le beraber göndereceğim, iyi tanı” dediğini söyleyen Tuncel, O.S.’nin Dink’i öldürmek üzere Engin Yılmaz ile İstanbul’a gideceğini kimseye söylemediğini ifade etti. ANKARA AKP iktidarının nüfusu 2 binin altında kalan beldeleri köye dönüştürme girişimine tepkiler sürerken nüfus sayımının zamanı ve sonuçlarına ilişkin çeşitli iddialar gündeme getirildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) adrese dayalı nüfus sayım işlemini kış aylarında gerçekleştirmesi nedeniyle özellikle kıyı kesimindeki beldelerin nüfusu düşük çıktı. Bazı beldelerde de belde nüfusuna eklenmesi gereken mahallelerin nüfusları doğrudan illere dahil edildi. Böylece ülke genelinde 905 belediyenin nüfusu 2 binin altında kaldığı için kapatılması gündeme geldi. Bazı AKP’li beldeler, sonradan çevrelerindeki köylerin nüfuslarının dahil edilmesiyle kritik sınırı aşarken sorununu çözemeyen belde başkanları AKP il başkanlıklarının yolunu tuttu. Bazı belediye başkanları da sorunlarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektupla iletiyor. Erzurum’un Tortum ilçesine bağlı Şenyurt beldesinin AKP’li Belediye Başkanı Lokman Akça, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre beldelerinin nüfusunun 1882 olarak belirlendiğini söyledi. Bundan yaklaşık 2 yıl önce kendilerine bağlanan Cihanlı ve Derekapı mahallelerinin sayımda kendilerine dahil edilmediğini belirten Akça, “Yıllardır belediye olmuş bir yerin bugün kapanması doğru değil, belli yatırımlar yapılmış, altüst yapı, hizmet binaları... Bunlar köye döndüğü zaman atıl durumda kalacak. Buraların kanalizasyon, yol, asfalt, temizliğini kim yapacak, imar durumunu kim yapacak? Ben inanıyorum ki bir çözüm bulunur ve belediyeler bu sıkıntıdan kurtulur” dedi. ‘Bölgede turizme darbe vurur’ Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı turizmiyle ünlü Turunç beldesinin Belediye Başkanı CHP’li Ali Fuat Fidan sorunlarını mektupla Başbakan Erdoğan’a ilettiğini söyledi. Belde nüfusunun yaz sezonunda 15 bini bulduğunu, ziyaret eden toplam turist sayısının da 100 bini aştığını ifade eden Fidan, Turunç’un belediyelikten düşürülmesinin bölge turizmine darbe vuracağını kaydetti.Manisa merkez ilçesine bağlı Üçpınar beldesinin CHP’li Başkanı Yasin Halat, sayımda nüfuslarının 1530’a çıktığını ancak rakamın hatalı olduğunu söyledi. “Yılın 9 ayını burada, 3 ayını Manisa’da geçiren insanlar var, biz bunlara takım sulaması, içme suyu, yol çalışmaları yapıyoruz. Ama bu insanlar Manisa nüfusuna eklendi. İnsanlara burada yazılmamaları için baskı yapıldı” dedi. AKP iktidarının düzenlemeyle beldeleri elinde tutmayı amaçladığını vurgulayan Halat, “Beldeler yerine il özel idareleri ve muhtarlıklar öne çıkarılacak. Muhtarlıkların bütçesi yok, yasası yok, her zaman merkezi idareye muhtaç. Bizim belediyeleri onlara vermek istiyorlar” dedi. İstanbul’da terör operasyonu İstanbul’da, terör örgütü adına, araç kundaklama olaylarına karıştıkları ve vatandaşlara ait binalara sabotaj yapma hazırlığında oldukları iddiasıyla yakalanan 4 şüpheli tutuklandı. Bir istihbaratı değerlendiren İl Jandarma Komutanlığı görevlileri, bölücü terör örgütü PKK/Kongra Gel sempatizanı 2 kişinin, Büyükçekmece Esenyurt Beldesi ile Ümraniye’de sivil halka ait mülk ve tesislere yönelik sabotaj, kundaklama hazırlığında olduklarını belirledi. Bu tespitin ardından şüphelilerin yakalanması için Esenyurt’ta 5 operasyon ekibi oluşturuldu. Devriye görevi yapan bu ekiplerin kontrolleri sonucu Mehmet G. ile Abdülbaki A, yapılan takiple yakalandı. Yakalananların ellerinin benzin kokması dikkati çekerken yapılan aramada atılmaya hazırlanmış 6 adet molotofkokteyli ve bir adet 5 litrelik plastik bidon ele geçirildi. Şüphelilerin daha önce de çok sayıda araç yakma eylemine karıştıkları belirlendi. Ümraniye’deki operasyonda ise, Sarıgazi’de bir otomobili kundaklamak isteyen bölücü örgüt sempatizanı Ali Ç. ile Ali K, ellerindeki molotofkokteylleri ile suçüstü yakalandı. (AA) Erdoğan’a ‘dar görüşlü’suçlaması ? Baştarafı 1. Sayfada Araştırmacı Vaner yaşamını yitirdi PARİS (AA) – Fransa Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nde (CERI) görevli araştırmacı Semih Vaner, Paris’te tedavi olduğu hastanede dün akşam yaşamını yitirdi. Doktorlar, uzun süredir tedavi altında olan Semih Vaner’in kötüye giden sağlık durumuyla ilgili tanı koyamamıştı. Vaner’in cenazesinin Türkiye’de mi yoksa Fransa’da mı defnedileceğine ailesi bugün karar verecek. Vaner, CERI’ye bağlı Türkİran Dünyası ve Doğu Akdeniz Araştırmaları Bölümü’nün başkanlığını yürütüyordu. Lozan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitiren Vaner, Sorbonne Üniversitesi’nde doktora yapmıştı. Vaner’in, Türkiye ve bölgesine ilişkin jeopolitik araştırmaları içeren Fransızca yayımlanmış 9 kitabı bulunuyor. kanlığını da yürüten Başbakan Merkel’in, özellikle Erdoğan’ın “aşırı uyuma karşı” vurgularından rahatsız olduğunu gizlememesi dikkat çekti. Merkel, “Uyum, bir ülkenin yaşam biçimine uyum sağlamaktır. Ancak Alman vatandaşlığına sahip olan herkes, eksiksiz bir vatandaştır.Tabii sadakati de Alman devletine oluyor” diye konuştu. Merkel’in özellikle Almanya’da Türk okulları açılması ve buralara Türkiye’den öğretmen gönderilmesi görüşlerine tepki gösterdiği gözlendi. Böyle bir tu tumun Almanya’daki Türk toplumunun uyumunu teşvik etmeyeceğini belirten Merkel, bu ülkede büyüyen Türk kökenli gençler için de “Onların başbakanı benim” hatırlatmasında bulundu. Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, ikinci televizyon kanalı ZDF’ye yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın, “Ludwigshafen kentinde önyargıları bastırdığını, ancak Köln kentinde korkuları yeniden canlandırdığını” belirterek “Konumuz asimilasyon değil. Bu geçmişteki bir tartışma. Şimdi söz konusu olan uyum” dedi. Berlin’deki federal hükümetin ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) üst düzey yöneticileri, Türk toplumunun da uyum çabalarını arttırmasını isterken “sadece Türkçe eğitim verecek okullara karşı olduklarını” belirttiler. Berlin’deki koalisyonun ortaklarından Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) Genel Başkanı Erwin Huber de, Ankara’nın AB adaylığının gözden geçirilmesini istedi. Birlik partilerinin (CDU/CSU) Federal Meclis Grubu Başkanı Volker Kauder ise “Başbakan Merkel bu konuda haklı. O, bu ülkede yaşayan herke sin başbakanı. Çoğu Türk ülkesine dönmek istemiyor, burada yaşıyor ve geleceğini burada planlıyor. Erdoğan bu konuda doğru kelimeleri bulamadı” dedi. CDU Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Wolfgang Bosbach da, Türk hükümetini, Alman iç politikasına müdahale etmemesi için uyardı. Alman Sol Parti Federal Meclis üyesi Sevim Dağdelen de, “sorumsuzca ve siyasi açıdan da bir dar görüşlülük içinde lobi çalışmaları yapmakla” eleştirdiği Erdoğan’ın esas çözmesi gereken sorunlara değinmediğine dikkat çekti. MECLİS ARAŞTIRACAK Uyuşturucu mercek altında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, uyuşturucu maddelerle mücadele edilmesi ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergeler kabul edildi. Genel Kurul’da CHP, AKP ve MHP’li milletvekillerinin verdikleri önergeler birleştirilerek görüşüldü. Yapılan oylamada, uyuşturucu maddelerle mücadele edilmesi ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulması kararlaştırıldı. Önerge sahipleri adına söz alan CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, hükümetin uyuşturucu ile mücadelede üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğine dikkat çekti. Altay, bu yüzden AKP’li vekillerin de araştırma önergesi vermek zorunda kaldıklarını söyledi. Altay, 2002 yılına göre 2006 yılında daha fazla uyuşturucu yakalandığını bildirerek, “Polis ve jandarmaya teşekkür ediyoruz. Demek ki yakalanan rakamlar kadar da kaçırılmış. Bu hükümet döneminde bunlar artmış” dedi. Altay’ın iddialarını yanıtlamak üzere söz alan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, “Daha fazla uyuşturucu yakalanmıştır. Organize suç örgütleri ve çetelerle mücadelede çok önemli başarılar elde edilmiştir. Daha önce neden yakalanmıyordu” dedi. Şahin son bir yılda 350 organize suç örgütünün çökertildiğini, bu örgütlere mensup 4 bin 150 kişinin de tutuklandığını söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın atamalarla ilgili yapmayı planladığı yasal düzenleme tepki çekti ‘Hukuka karşı hile yöntemi’ İstanbul Haber Servisi Sağlık Bakanlığı’nın, 2005 yılında sınavsız olarak 47 eğitim hastanesine atadığı 175 şef ve şef yardımcısının atamasının Ankara 12. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesine karşın bakanlık, atamaları geri almıyor. Bakanlık ayrıca atanmış şef ve şef yardımcılarının yerlerinde kalabilmeleri için yeni bir yasa teklifi de hazırlıyor. Bakanlığın uygulamalarına itiraz eden sivil toplum örgütleri yasa teklifini, “hukuka karşı hile yöntemi” diye niteleyerek şef ve şef yardımcılarının, “siyasetten arınmış, nesnel” bir sınav yöntemiyle seçilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Konuya ilişkin olarak Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, TTB Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) adına, TTB Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ve SES Genel Başkanı Dr. Köksal Aydın’ın katılımıyla İstanbul Tabip Odası’nda bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Raşit Tükel, şef ve şef yardımcılarının sınavsız olarak atanmasının hukuka aykırı olduğunun Anayasa Mahkemesi’nce teyit edilmesine ve atamaların SES’in Ankara 12. İdare Mahkemesi’ne açtığı dava sonucu iptal edilmesine karşın kararın Sağlık Bakanlığı’nca uygulanmadığına dikkat çekti. 1. KOŞU: F: İlbeyi (1), P: Nazıfoğlu (2), PP: Octavius (4), S: Zeytin Bey (3). 2. KOŞU: F: Ümitinoğlu (5), P: Oruç Reis (4), PP: Nestor (3), S: Barışhan (1). 3. KOŞU: F: Burukcan (6), P: Puslu (2), PP: Metinol (3), S: Yeltekin (4). 4. KOŞU: F: Corrado (3), P: Impresario (1), PP: Royal Victory (6), S: Dancing Pearl (2). 5. KOŞU: F: İlitya (1), P: Sisli Kır (2), PP: Cantay (4), S: Noble Rose (7). 6. KOŞU: F: >Toronto (5), P: Elifnur (1), PP: Movi (3), S: Lady Cıncılla (7). 7. ALTILI GANYAN KOŞU: F: Gülencan (8), P: 6 3 1 5 8 5 Kainat (9), PP: Kıyas (4), S: 2 1 2 9 4 Demethanım (7). 8. KOŞU: Prima Luce (5), P: Levent 3 6 4 4 7 F: Ali (4), PP: Shining (7), S: 4 7 7 Sea Wolf (6). TTB ve SES basın toplantısı düzenleyerek yargı kararının uygulanmadığını bildirdi. CUMHURİYET 08 K