03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Türban konusunda CHP ve Doğan Medya Grubu’na ağır eleştiriler yöneltti GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Erdoğan geriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP’nin yandaşı olmakla suçladığı Doğan Medya Grubu’na “Bunların derdi laiklik değil menfaat hesabı. Bunlar köşeye sıkıştırma metotları. Tehditle bizden bir şey alamazsınız. Bunların istediği düzen demokrasi değil, diktatoryal düzen” dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a da sert eleştiriler yönelten Erdoğan, “İdam sehpasının yolunu gösteriyor. Biz bu yola çıkarken daha önce de demokrasiye inanmış insanların söylediğini söylüyoruz. Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık, biz bu konuda bedel ödemeye hazırız, bu konuda rahatız” diye konuştu. Erdoğan, partisinin grup toplantısında CHP ile Doğan Medya Grubu’na ağır eleştiriler yöneltti. Çok sayıda türbanlının da izlediği toplantıda, Erdoğan’ın konuşması sırasında CHP ve medya ‘yuhlanırken’ sık sık tezahüratta bulunuldu. Almanya’daki Türk vatandaşlarının Alman sistemine entegre olmalarını istediklerini, ancak hiç kimsenin Türk milletine asimilasyon uygulayamayacağını belirten Erdoğan, “Sayın Merkel ile farklı düşünüyor olabiliriz, ama benim düşüncem bu. Hiçbir zaman Türk toplumunu asimile etme gayreti içerisine kimse giremez. Ama entegrasyon noktasında ne gerekiyorsa biz bunu yapmaya hazırız” diye konuştu. ARINÇ DUYGULANDI Erdoğan’ın “Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık, biz bu konuda bedel ödemeye hazırız” sözleri üzerine, Bülent Arınç’ın da aralarında bulunduğu bazı milletvekillerinin duygulandığı gözlendi. (Fotoğraf: AA) Liberal Entelijansiyanın Dayanılmaz Şaşkınlığı AKPMHP ittifakı, türban sorununu “hallettikten sonra” sıra, bir gazete ilanında vurgulandığı gibi, “İslami kimliği, hayat tarzını yok eden militarist, laik resmi ideolojinin koyduğu diğer engellerin kaldırılmasına” gelecek. Liberal entelijansiya şaşkın: “Durun artık…”, “Hani uzlaşacaktınız?”, “Biz eski AKP’yi özlüyoruz…” Realiteyle bağlarını kopartmış olanlar da var. AKP’nin bu kez, “liberaldemokrat intelligentsiya”nın onayından mahrum kaldığını ileri sürerek avunanlar, AKP’nin bu desteğe artık gereksinimi kalmadığının ayırdında değiller. Sol hareketin liberal kanadındaysa “özgürlüklerden, laiklikten taviz vermeyeceğiz ama…” tutumuyla, kendine, çatışmanın dışında en “mükemmel” en “güvenli” yeri arama yanılgısı, “güzel ruh” sendromu hâlâ sürüyor. dir. Birileri yiğitçe çıkıp deseler ki, ‘Bu Kuran’ın emri bile olsa, Peygamber bile uygulasa, ben inançsız olduğumdan dolayı bunu kabul etmiyorum!..’ Bunlar yiğitçe cehenneme mi giderler, Allah’ın affına mı mazhar olurlar bilemeyiz…” Bu, tehdit edici ifadeler çok açık: Eğer, başınızı örtmeyecekseniz, Müslüman olmadığınızı ilan edeceksiniz. Artık, Allah sizi nasıl yargılar bilinmez. Ama, ya bu dünyada kendini Allah’ın kılıcı sanan Müslümanlardan biri, yargılanmanız için sizi acilen öbür tarafa göndermeye kalkarsa? Ya da kimi güvenlik görevlileri sizi toplumsal ahlaka aykırı bulursa… Fethullah Bey, “Herkes istediği gibi düşünebilir, istediği gibi yaşayabilir” diyor ve ekliyor: “Sen profesör olabilirsin. Ama Kuran mevzuunda, din mevzuunda ihtisasın yoksa, senin adın o mevzuda cahildir. Senin sahanda, fiziğinde, kimyanda, matematiğinde, astrofiziğinde, jeolojinde, antropolojinde ben kalkıp bir şey iddia ettiğim zaman, bana ‘Sen sus be cahil!’ der misin, demez misin?.. Allah aşkına, peygamber aşkına bilmiyorsan konuşma o mevzuda a be cahil!..” Evet, “Herkes istediği gibi düşünebilir” ama fikrini söyleyebilmek için önce, ilgili kurumdan yetki belgesi almak gerekiyor. Siz, hem sıradan bir Müslüman hem de bir fizikçi, biyolog olabilirsiniz. Eğer Kuran’ı okurken evren, uzay veya “yaradılış” ile ilgili bir konuda bilginizle inancınız arasında bir çelişki oluşursa, ne yazık ki, Fethullah Bey, kendi başınıza, aklınıza güvenerek karar vermenize izin vermiyor. Çünkü bu konuda yetkili değilsiniz. Hele eğer, matematikçi ya da felsefeciyseniz, salt felsefi açıdan “varlık ‘bir’dir” varsayımını kabul edemiyorsanız, küme teorisi bağlamında “negatif sonsuzdan” söz etmek istiyorsanız, hiç şansınız yok! Dini kozmolojiyle uyuşmayan konularda susmanız gerekiyor! Dini “hakikat rejiminin” de Aydınlanma geleneğinden farkı burada yatıyor. Aydınlanmanın sloganı , “Spare aude” (Kendi aklını kullanmaya cüret et) idi, “Her şey aklın eleştirisine tabi tutulacaktır” diyerek insana her şeyi tartışma özgürlüğü tanıyordu. Liberal entelijansiyanın dayanılmaz şaşkınlığının zirve yaptığı yer de işte burası: Öznebirey, özgürlükler, nihayet demokrasi, düşüncelerinin kaynağı, Aydınlanma geleneğinin karşısında, totaliter bir hakikat rejiminin yanında yer aldılar, hem de özgürlük adına… Özkök’ün, siyasal İslamın yükselişine direnenleri inanılmaz bir genellemeyle, “kara gözlüklü aşireti” ilan etmesinin ise bu şaşkınlıkla ne yazık ki hiçbir ilgisi yok… [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com ‘Realite’ sorunu… Bizim liberal entelijansiya ile ABD’li “neoconlar” arasında önemli benzerlikler var. Ama sanırım en büyük benzerlik, bizimkilerin de kendilerini “realite temelli dünya” ile sınırlı hissetmemeleriydi. Bizimkiler, Türkiye’de AKP’yi, Strauss’çu neocon taktiklerle yönlendirecekler, siyasi İslamı yeniden biçimlendireceklerdi. “Onurlu yalanı” kullanma tecrübesi, Strauss’tan çok eski ve derin bir hareketle ilişkiye girdiklerinin farkında bile değillerdi. Halbuki, Tayyip Bey her aşamada niyetini açıkça söyledi. Onlar, “Yok kurt değildir köpektir. Siz sesinin kalınlığına bakmayın” filan diyerek kendilerini, etraflarındakileri avutmaya devam ettiler. Gelen kurtmuş. Şimdi, realiteyle yüzleşmenin şaşkınlığını yaşıyorlar… ABD’li neoconlar imparatorluk kuracağız derken, bir milyon insanı öldürdüler, ABD’nin hegemonya krizini derinleştirdiler. Bizimkiler, liberal demokrasi derken, ülke tam aksi bir yöne yelken açtı. Yaraya tuz basmak gibi olacak ama olsun: Geçen yıl “Tehlikenin farkında mısınız?” demiş, “liberal entelijansiyanın yavaş intiharından” söz etmiş, “mahalle baskısını” da içeren “pasif karşıdevrim sürecinin” özelliklerini anlatmaya çalışmıştık. Nihayet AKP’nin seçimlerde momentumunun kırılmaması halinde… seçimlerden sonra çok daha hızlı, kararlı davranacağını savunmuş, sürecin daha başında olduğumuzu vurgulamıştık. Bu sürecin hızlanarak devam edeceğinden hiç şüpheniz olmasın. Dünya basını da hedef tahtasında Türban konusunda CHP ve özellikle Doğan Medya Grubu’na ağır eleştiriler yönelten Erdoğan, TBMM’de hak ve özgürlükler konusunda bir adım atıldı diye CHP ve yandaşı medya grubunun yaygara kopardığını ileri sürdü. Bu grubun gazetelerinin Türkiye’yi bölünmüş ve ikiye ayrılmış gibi göstermenin gayreti içinde olduklarını savunan Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi: “Dünyaya ‘iki Türkiye’ fotoğrafı vererek, sanal kutuplaşmalar üreterek, gerilimi arttırarak bir netice ala caklarını zannediyorlar. Sonra kendi yaygaralarının yansımalarını delil gösterip, ‘Bakın dünya medyası da bizim gibi düşünüyor’ diye manşet atıyorlar. Güya, Türkiye’de bir kaos, belirsizlik havası ortaya çıkmış, kimse ne yapacağını, ne olacağını bilemiyormuş. Kimseyi yanıltmayın, dünya medyasından işinize geldiği gibi cımbızlayarak, seçerek verdiğiniz örnekler, sizin sesinizin yansımasıdır.” CHP’nin sosyal demokrat olmadığını söyleyen liderlerin sesinin neden duyulmadığını soran Erdoğan, “Bizzat şahsıma, sosyal demokrat bir liderin CHP’yi nasıl gördüğünü anlatan kendileri olduğunu bile gazetelerinde yazamazlar, ama bana anlatırlar. Çünkü dürüst değiller. Bunlar ikircikli” dedi. “Üçlü olana ne denir” sorusuna milletvekillerinden “trio” yanıtı gelmesi üzerine Erdoğan, Türkiye’de bir kaos ve tutarsızlık varsa bunun bu başlıkları atanların kafasında olduğunu ileri sürdü. Daha düne kadar seçim atmosferinin heyecanıyla CHP lideri Deniz Baykal’ın başörtüsünü çözme vaadini manşetlerine taşıyanların, “üniversitelerde böyle yasak olmamalı” diyen ya zılarının mürekkebinin kurumadığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: “Ne oldu da şimdi yaygara koparıyorsunuz. O zaman istismar mı yapıyordunuz? İstismara alet mi oluyordunuz? CHP zihniyeti seçimlerden önce gerilim siyaseti izledi. Ama 22 Temmuz’da da gereken dersi millet kendisine verdi. Şimdi siz de gerilim politikasıyla hareket ediyorsunuz. Hiç mi CHP’nin yaşadıklarından ders almıyorsunuz! Sizin aslında başörtüsü ile bir derdiniz yok. Sadece fırsattan istifade başka bir hesabı görmek istiyorsunuz. Derdiniz başka. Aslında çıkarlarınızı tehlikede görüyorsunuz, yoksa laikliği değil. Bu manşetler yalnızca çıkar kavganızı örtmek için bir maske.” Kendisinin ciğerlerinden konuştuğunu, sipariş üzerine konuşmadığını kaydeden Erdoğan, “Sizin istediğiniz düzen demokrasi değil, düpedüz diktatoryal bir düzendir” görüşünü savundu. CHP lideri Deniz Baykal’ın ahkâm kestiğini, yargıya akıl vermeye başladığını söyleyen Erdoğan, “Şimdiden yönlendirmeye başladı. İstikamet veriyor. Ve idam sehpasının yolunu gösteriyor. Sen nasıl demokratsın ya! Biz yola çıkarken o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık. Bedel ödemeye hazırız” dedi. ‘Bir şey alamayacaklar’ TBMM’de hukuk çerçevesinde bir adım atıldığını savunan Erdoğan, demokrasinin kurallarının işlediğini söyledi. Erdoğan, “Türkiye’de de işler beğenseniz de beğenmeseniz de bu, böyle yürür” dedi. Laikliği çıkar kavgasına maske yapanların hükümetten haksız menfaat elde edemeyeceğini belirten Erdoğan, “Tehdit suretiyle bizden menfaat elde edemeyeceksiniz. Bunlar daha önce alıştıkları köşeye sıkıştırma metotlarıdır. Ama bunlar bizden bir şey alamayacak, boşuna uğraşmayın” dedi. Ertuğrul Özkök’e hakaret “Çoğunluğun Zorbalığı” yazısı nedeniyle Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ü edepsizlikle suçlayan Erdoğan, “Bunun edeple adapla bir ilişkisi var mı? Azınlığın çoğunluğa tahakkümüne evet diyeceksin, 411’i kaos olarak göstermek suretiyle demokrasiyi yok farz edeceksin?” dedi. Fethullah Gülen uyarıyor Fethullah Bey, siyasal İslamın, rivayete göre ılımlı(!), “uygarlıklar diyaloğuna” en yatkın liderlerinden, “realitenin” de önemli unsurlarından biri. Diyor ki: “Tesettür Kuran’ın emri CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle