22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sabih Kanadoğlu, AKP ve MHP’yi laiklik ilkesine aykırı hareketleri konusunda uyardı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Kapatılmayı hak edersiniz’ İstanbul Haber Servisi Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Siyasi partiler anayasanın ve yasa hükümlerinin içerisinde faaliyette bulunmak zorundadır. Siz bu zorunluluğu bir kenara bırakıp, laiklik ilkesine aykırı eylemde bulunursanız, kapatılmayı hak edersiniz” dedi. “Düzenlemenin sonucu hem düzenlemeyi gerçekleştiren siyasi parti için hem de Türkiye için tragedyaya dönüşebilir” uyarısında bulunan Kanadoğlu, “Anayasa Mahkemesi, dinsel bir inancı temsil eden, laiklik ilkesine kesinlikle aykırı olan kıyafet biçiminin üniversitelerde kullanılamayacağını açıkça belirtmiştir. Türbanlıları üniversiteye sokan rektörler görevi kötüye kullanma suçu işlemiş olurlar” dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi tarafından Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampusu’nda düzenlenen “Hukuk ve Siyaset Okulu” toplantısına Sabih Kanadoğlu ve gazetemiz yazarlarından BCP Genel Başkanı Prof. Mümtaz Soysal konuşmacı olarak katıldı. 3. ve 4. fıkraya vurgu Düzenlemeyi “hukuk komedisi” olarak niteleyen Kanadoğlu, “İdeolojik ihtirası, siyasi akıl ve basireti, demokrasi ve uzlaşma kültürünün eşiğinin çok üstünde olan bir siyasi iktidarın dayatması ile karşı karşıyayız. 10. ve 42. maddelerde yapılan değişiklikler, aslında doğrudan anayasaya karşı bir hiledir, hukukun dolanılmasıdır. Ancak, sonuç vermeyecek bir çabadır. Laiklik ilkesini arkadan dolanmaya çalışmaktan başka bir şey değildir” diye konuştu. Anayasanın 42. maddesine eklenen 7. fıkranın da hukuken bir değer taşımadığını belirten ve aynı maddenin 3. ve 4. fıkralarına dikkat çeken Kanadoğlu, şöyle konuştu: “3. fıkraya göre eğitim, Atatürk ilke ve devrimleri yönünde olacaktır ve mutlaka çağdaş olacaktır. 4. fıkrada eğitimöğretim hakkı, hiçbir surette anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmamaktadır. O halde şunu söyleyebiliriz, eklenen fıkra türbanı serbest bırakmaz. Ek 17. madde için Anayasa Mahkemesi, dinsel bir inancı temsil eden, ancak laiklik ilkesine kesinlikle aykırı olan kıyafet biçiminin üniversitelerde kullanılamayacağı yorumunu yapmıştır.” AKP’nin ülkeyi kaosa sürüklediğini belirten Kanadoğlu, “Türban düzenlemesi, Büyük Ortadoğu Projesi’nin ılımlı İslam ayağının Türkiye’deki işbirlikçileri tarafından hayata konulmuştur” dedi. Yakın tarihte laiklik ilkesine aykırı hareket ettiği ve ve türbanı savundukları için iki partinin kapatıldığını anımsatan Kanadoğlu, siyasi partilerin kapatılmasının, çağdaş demokrasilerin gereği olduğunu dile getirdi. ‘Hukuku zorluyorlar’ Prof. Soysal da, AKP’nin hukuku zorladığına dikkat çekti. Soysal, “Laikliğe karşı bir anayasa değişikliğinin, oylanmasını bırakın, gündeme dahi alınmaması gerekirdi. Türban konusuyla oynamak laikliği zedeler görüşü, rasgele yazılmış bir düşünce değil, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi Türkiyenin en yüksek yargı organlarının kararıdır” dedi. Alman Medyasının Erdoğan Fotoğrafları Erdoğan, dün de partisinin grup toplantısında, kendisini eleştiren medya ve CHP için esip gürlerken “Cımbızlayarak verdiğiniz örnekler sizin sesinizin yansımasıdır. O örnekler dünya medyasının çektiği fotoğraflar değildir” dedi. Başbakanın devamlı gazete okuru olmadığı söylenirdi. Bu söylenti, dünkü konuşmasında vurguladığı o “Türk ve dünya medyası” kıyaslaması ile çelişmiyor mu? Hayır. Tam aksine kendi gazetelerini sürekli izlemediği bilinen ve yabancı bir dili de okuduğunu anlayacak ölçüde bilmeyen başbakana, danışmanlarının, dış dünyada yazılanları işlerine geldiği şekilde yansıttıkları ortaya çıkıyor. Çünkü bakın, Sayın Erdoğan’ın grup kürsüsüne çıktığı gün, yani 12 Şubat tarihli gazetelerimizin çoğunda, onun Almanya’daki temaslarının bu ülke medyasında bıraktığı akisler, hiç de kendisinin sandığı gibi değli. Hatta tam tersine, “Erdoğan’ın yaklaşımlarının Batı’da ne yazık ki istihza ile karşılandığının” örnekleri var. Dünkü yazımda, şu son türban olayı için “Dünya Medyası”nın önemli bir bölümünde Erdoğan’a yönelik tepkilerden küçük özetler vardı. Bugün de özellikle son Almanya gezisinin, bu ülkenin kamuoyunu oluşturan medyasında nasıl algılandığını ortaya koyan ve güncel sorunlarımızla örtüşen yorumları değinmek istedim. Bu yorumları, çoğu okurumun gördüğünü düşünüyorum. Ama bize, yani medyamıza yönelik eleştirilerini hak etmediğimizi kendisine söylemek amacıyla, bu hafta üç gün geçirdiği Almanya’da yayımlanan gazetelerde nasıl bir izlenim bırakmış olduğunu bir kez de bu köşeden göstermek istiyorum: Sabih Kanadoğlu. DTP’den AKPMHP’ye eleştiri ‘Türbancılar ve urgancılar bir araya geldi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, AKP ile MHP’nin türban için anayasa değiştirmesinin temelinde, “siyasi rant” sağlama amacı yattığını belirterek bunun için “türbancılarla urgancıların bir araya geldiğini” söyledi. Ahmet Türk. Türk, partisinin grup toplantısında, Almanya’daki yangın nedeniyle ölenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Türban nedeniyle Türkiye’nin hassas bir süreç yaşadığını belirten Türk, türbanı bir inanç özgürlüğü, bir hak olarak gördükleri için anayasa değişikliği teklifine olumlu oy verdiklerini bildirdi. ‘Demokrasiyi hiçleştirdiler’ Türk, anayasaya fıkra eklenmesinin, ekleyenleri özgürlükçü ya da demokrat yapmayacağına dikkat çekti. Türk, “Türbancılarla urgancılar bir araya geldiler; demokrasiyi hiçleştiren bir duruş ortaya koydular. Hükümete sesleniyorum, eğer özgürlükçü mantığa sahipseniz gelin demokratik, özgür bir anayasa oluşturmak için konsensüs oluşturalım’’ dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendilerini “öteleyip, dışladığına” dikkat çeken Türk, DTP olarak bundan sonra TBMM Danışma Kurulu toplantılarında, hükümetin getirdiği gündem değişikliği önerilerine destek vermeyeceklerini belirtti. ‘Çenesi düşük bir Erdoğan’ Westdeutsche Zeitung, Köln konuşmasından sonra kendisi için böyle diyor. Her Türk vatandaşı için, kendi başbakanına yönelik bir hakaret olarak kabul edilmesi gereken bu “çenesi düşük” tanımlamasını, demek Recep Tayyip Erdoğan, doğal bir gözlem olarak kabul ediyor. Flensburger Tageblatt muhabirinin, Köln’de bir kapalı spor salonunu hıncahınç doldurmuş olan vatandaşlarına seslenen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı dinledikten sonra gazetesine yansıttığı izlenim, “ülkesindeki sorunlardan dikkati başka yöne çevirmek için Almanya’da güçlü adamı oynamakta olduğu”dur. Alman meslektaşımın, bu tam isabetli gözleminin bir niyet okuma olarak yorumlansa bile, Başbakan’ı kızdırmadığı anlaşılıyor! Ülkesini riskli bölünmeye sürüklüyor... Dün Ankara’da parlamento grubunun kürsüsünde, “Bu ülkenin evlatlarını kimsenin birbirine düşürmeye hakkı yok” dedi ve tekrarladı: “Farklı görüşler var diye kimsenin Türkiye bölünüyor diye göstermeye hakkı yok.” Bizim her Allahın günü kendi yurttaşlarını kamplara ayırma çabalarını dinlediğimiz Başbakan’la, belki de ilk kez karşılaşmış olduğunu sandığım Westdeutsche Allgemeine Zeitung yorumcusunun izlenimlerini, rica etsem, yakın bir dostu ya da olup bitenleri değiştirmeden iletmenin doğru olduğunu düşünen bir danışmanı kelime kelime kendisine okur mu? “Erdoğan, önceliklerinin ne olduğunu ortaya koydu. AB reformlarında. Başörtüsü konusunda ise Erdoğan çok fazla çaba ve cesaret gösteriyor. Erdoğan ülkesini riskli bir bölünmeye sürüklüyor. Bu gidişatın sonunu ise kimse bilmiyor.” Üç günlük bir gezi ve orada yapılan bir tek konuşmanın, ev sahibi ülke medyasında oluşturduğu izlenimler böyle. Kendi ülkesinde, bölücülük sevdası nedeni ile eleştirildiği için kızan Başbakan, benzer gözlemleri paylaşan Alman gazetecilere de çıkarlarının kesilmesi ya da CHP borazanlığı gibi suçlamalarda mı bulunacaktır? Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 88. yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende bu yıl imam hatip lisesi ve Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin gösteri sunması dikkat çekti. Kahramanmaraş’ın Kurtuluş Savaşı sırasındaki kahramanlıklarının konu edildiği ve çarşaflı kadınların da yer aldığı temsili Gül büyük bir keyifle izledi. Gösterinin sonunda “şükür namazı” kılındı. Protokolde türban krizi Kahramanmaraş’ın kurtuluş yıldönümünde, AKP İl Kadın Kolları Başkanı’nın, protokolde türbanlı olarak yer almasına Vali Yardımcısı müdahale etti, ancak AKP’li vekilin girişimiyle yerini korudu SERMET ÇUHADAR Demirel’e alaycı yanıt AKP’de zafer sarhoşluğu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP ve MHP, türban yasağının kaldırılması konusunda “Türkiye huzursuzluğa itilmiştir. Halk, kurumlar tedirgin. Büyük ıstırap içerisindeyim” diyen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in uyarılarını dikkate almadı. Mehmet Ali Şahin. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin alaycı bir ifadeyle “Allah şifa versin, kendilerine sağlıklar diliyorum” karşılığını verdi. Şahin, Demirel’in görüşlerine katılıp katılmadığının sorulması üzerine de “Sayın Demirel, eski bir cumhurbaşkanımız, siyasetçimizdir. Yangına körükle gitmeyecek kadar akıllı bir siyasetçidir” diye konuştu. Çiçek: Zamanında çözseydi Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de gazetecilerin konuyla ilgili soruları üzerine, “Zamanında çözseydi. Bu konuda ciltler dolusu millete, kamuoyuna verdiği sözler var. Gazete sayfalarını açın bakın. Zamanında çözseydi kimse bu ıstırapları yaşamazdı” yanıtını verdi. MHP lideri Devlet Bahçeli ise “Bu konuda bir yorum yapmayayım. Cevabı tarih verecektir” diye konuştu. KAHRAMANMARAŞ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kahramanmaraş’ta katıldığı bir törende türban krizi yaşandı. Protokolde yeri olmamasına karşın AKP İl Kadın Kolları Başkanı Özlem Sarıfakıoğlu’nun tribünde yer alması tartışma yarattı. Vali Yardımcısı Abdullah Şahin, Sarıfakıoğlu’nu kaldırmak istese de AKP Milletvekili Avni Doğan’ın girişimleriyle türban lı kadın protokolde yerini korudu. Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 88. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törenlere katılan Cumhurbaşkanı Gül, Trabzon Caddesi’nde askeri araç üzerinden yurttaşları selamladı. Gül, valilik önünde yaptığı konuşmada farklılıkların asla ayrıcalık olmayacağını belirterek “Problemlerimizi aşılamaz meseleler olarak göstermememiz gerekir. Bu ülke hepimizindir ve hepimiz öz yurdu muzda mutlu olacağız. Öz yurdumuzda, öz vatanımızda hiç kimse kendini garip hissetmeyecek. Bunu başarabilirsek dedelerimize layık oluruz” dedi. Gül, daha sonra imam hatip lisesi ve Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin Kahramanmaraş’ın Kurtuluş Savaşı sırasındaki kahramanlıklarının konu edildiği gösteriyi izledi. Önce övgü, sonra tepki Tören alanında Cumhurbaşkanı Gül’ün oturduğu platformun karşısındaki izleyicilerden Leyla Kahraman önce “TC’nin ikinci Atatürk’ü şehrimize hoş geldin” yazılı döviz açtı. Ancak Kahraman yarım saat sonra da bu kez elindeki tencereyi havaya kaldırarak “Açız, Cumhurbaşkanım açız... Lütfen bize sahip çıkın” diye bağırdı. Kahraman, polisler tarafından gözaltına alındı. Gül, törenin ardından valilik, garnizon komutanlığı ve belediye başkanlığını ziyaret etti. Lokanta yasakları... Başbakan’ın, özellikle politika yaşamında giderek gelişen bir “Narsisizm” hastalığına duçar olduğu anlaşılıyor. Dünkü konuşmasında, şu son örtünme yasasının uygulanışında, başlarını örtmeyenlerden kaynaklanan endişeleri karşılamak için İstanbul’da 4.5 yıl belediye başkanlığı yaptığını anımsatıyor ve “Ondan sonra hangi yaşam şekli değişti?” diye soruyor. Söyleyeyim: Siz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunuz zaman önce kendinizi İstanbul imamı unvanı ile tanımlamak istediniz. Çevrenizdeki dostlarınız, daha sonra Siirt konuşmanızda bir manzumenin dizelerini değiştirerek yinelemek istediğiniz bu düşsel özleminizin niçin yanlış olduğunu size anlattılar mı bilmiyorum. Ama merkezi iktidarın değil, İstanbul’un işlerinden sorumlu iken, Yıldız Parkı’nda, Hidiv Kasrı’nda, Çamlıca’da herkese açık olması gereken ve belediyenizce yönetilen lokantalarda içki yasağı koymadınız mı? Sadece bu işleminiz bile bugün anayasanın 10 ve 42. maddelerinde yapmak istediğiniz değişikliklerle çelişmiyor muydu? Bugün de ucundan kenarından dinen mekruh saydığınız alkolü kullananları engelleyecek türlü çeşitli önlemlerle meşgul değil misiniz? Kimseyi ve o arada kendinizi de kandırmayı düşünmeyin Sayın Başbakan. Elinizde yeterli güç olsaydı, siz Hikmetyar düzenini çoktan uygulardınız. EĞİTİMSEN ÜYELERİ Türbana karşı çıkana soruşturma GÜRSU KUNT ANTALYA Alanya’da açık lise sınavlarına türbanla giren öğrencilere izin veren okul müdürleri ve ilçe milli eğitim müdürü hakkında suç duyurusunda bulunan EğitimSen üyesi 3 öğretmene soruşturma açıldı. Sınava türbanla girilmesine izin vererek suç işleyen yöneticiler yerine, öğretmenlere soruşturma açılması tepki çekti. 2324 Haziran’da Antalya’da yapılan açık lise sınavında 3 lisede kız öğrencilerin türbanla sınava girmesi üzerine öğretmenler Kemal Göl, Hüseyin Çetin ve Ali Koca, İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Köseoğlu, Fevzi Alaattinoğlu Lisesi Müdürü Mustafa Koca, Alanya Lisesi Müdürü Adem Gökbelen ve Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Ramazan Katkıcı hakkında suç duyurusunda bulundu. Müfettişler, ilçe milli eğitim müdürü ve okul müdürleri hakkında soruşturmaya gerek görmedi. Ancak toplu dilekçe verdikleri gerekçesiyle EğitimSen üyesi 3 öğretmene soruşturma açıldı. EğitimSen Alanya Temsilcisi, öğretmen Göl, “Yapılan suçluyu koruma adına EğitimSen’i korkutma telaşıdır” dedi. EğitimSen Antalya Şube Başkanı Kadir Zeybek, ilerici öğretmenlere gözdağı verildiğini söyledi. EğitimSen Başkanı Alaaddin Dinçer ise “tersinden bir intikam anlayışı” değerlendirmesini yaptı. AKP’li Bağcılar Belediyesi’nin içkili, müzikli restoranların diğer ilçelerdeki uygulamanın aksine gece 02.00’de kapatılması kararını protesto eden restoran sahipleri ilçe belediyesine kadar yürüdü. (SERKAN YILDIZ) Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net İçkili lokantalara baskı İstanbul Haber Servisi Bağcılar ilçesindeki içkili lokanta sahipleri, AKP’li Bağcılar Belediyesi’nin lokantaları gece 02.00’de kapatmasını, kapatmayanlara ise yüksek cezalar kesilmesini protesto etti. Bağcılar’da hizmet veren 13 içkili, müzikli işyeri sahibi, ilçedeki Malibu Restaurant önünde bir araya geldi. Basına açıklama yapan restoranın sahibi Vahap Köksal, ilçede faaliyet gösteren içkili müzikli lokantaların gece ancak 02.00’ye kadar çalışabildiğini anımsatarak “Komşu ilçelerimiz Bahçelievler, Güngören, Küçükçekmece ve Esenler’de bu lokantalar gece 04.00’e kadar açık. Bu durum haksız rekabet yaratıyor” dedi. Çınar Lokantası’nın sahibi Yücel Harim de “‘Ruhsatlarınızi iptal ederiz’ baskısı var. Belediyeye uygulamanın nedenini sorduğumuzda ise ‘Bağcılar’ın sosyal yapısının bu durumu kaldıramayacağı’ yanıtı veriliyor” diye konuştu. Yurttaşlar da “Yarın sıranın nelere geleceğini birlikte göreceğiz” değerlendirmesi yaptılar. Güneydoğu’da ‘Öcalan’ alarmı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye teslim edilmesinin yıldönümünde örgütün olası eylemlerine karşı Güneydoğu bölgesinde geniş güvenlik önlemleri alınıyor. Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesinin yıldönümü nedeniyle PKK, protesto eylemleri yapılması çağrısında bulunuyor. Diyarbakır’da Emniyet Müdürlüğü’nün talebi üzerine mahkemece 18 Şubat’a kadar arama izni kararı çıkarıldı. Bu izin doğrultusunda emniyet güçlerinin yeni bir karara bağlı kalmadan ev, işyeri, araç ve üst araması yapabileceği belirtildi. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle