05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 12 ARALIK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] Güvenli rotalar anlatılamıyor İstanbul Haber Servisi - Somalili korsanlarõn, özel- likle son dönemde aralarõn- da iki Türk gemisinin bu- lunduğu çok sayõda gemi ka- çõrma eylemlerini değerlen- diren kaptan Nejat İncedi- ken, gemilerin belirlenen ro- tasyondan çõktõklarõ için ka- çõrõldõğõnõ öne sürdü. Denizcilerin belirlenen ro- ta içinde seyir etmesi gerek- tiğini belirten İncediken, “Denizcilik ticareti ile ilgi- li birçok enternasyonel ku- ruluş vardır; bunların hep- si de Londra’daki ana si- gorta merkezi olan Lloyd’e bağlıdırlar. Lloyd, tüm ül- kelere denizcilik ticareti ile ilgili deklarasyonda bulu- nur. Denizcileri gitmeleri gereken rota hakkında bil- gi verir” dedi. ‘Somali gereken önlemi almıyor’ Somali’deki korsanlõk olaylarõnõn daha önceden bil- dirildiğini vurgulayan İnce- diken, NATO’nun denizci- lerin takip etmesi gereken bir kanal belirlediğini ve bu ka- nalõn NATO tarafõndan kont- rol edildiğini dile getirerek, “NATO bu kanal için ge- reken güvenceyi veriyor. Ancak denizciler bu rotas- yondan çıktıkları için kor- san saldırılarıyla karşı- laşılıyor” diye konuştu. Somali’nin fakir bir ülke olduğu anõmsatan İncedi- ken, devletin olaylarõ ön- lemek için gerekli tedbiri al- madõğõna dikkat çekti. Ge- milerin kaçõrõldõğõ bölge- nin yoğun bir trafiği oldu- ğunu belirten İncediken, “NATO gereken tedbirle- ri daha önce aldı. Tüm ül- kelere hangi rotaların kul- lanılması gerektiği bilgisini verdi. Ancak bu denizci- lerimize yeterince anlatıl- mamış, onlara NATO’nun belirlediği kanallardan geçmeleri gerektiği yete- rince söylenmemiş, onlar de serbest seyir yapmışlar. O bölgenin çok yoğun bir trafiği var, oradan geçen her teknenin başına böy- le bir olay gelmiyor” gö- rüşünü dile getirdi. Tüm denizcilik şirketle- rinin gidecekleri yoldaki hava durumunu ve di- ğer problemleri Lloyd’dan öğren- meleri gerektiğini ifade eden İncedi- ken, denizyolla- rõndaki tehlikeli bölgelerin Lloyd vasõtasõ ile şirketlere bil- dirildiğini, şir- ketlerin bu bil- gileri takip etme- si gerektiğini vur- guladõ. ENGİN ESEN Somalili korsanlarõn kaçõrma eylemlerinin bu yõlõn son çeyreğinde yoğunlaşmasõ ve ka- çõrõlan gemiler arasõnda 100 milyon dolarlõk petrol taşõyan Suudi gemisi ile 33 tank taşõyan Ukrayna bandõralõ bir geminin yer almasõ üzerine uluslararasõ toplum aniden harekete geçti. Bütün dünya medyasõndaki seri haber- lerin ardõndan, BM Uyuşturucu ve Suç Daire- si’nin (UNODC) çağrõsõyla, 40’õ aşkõn ülkeden uzman ile gemicilik ve risk danõşmanlõğõ şir- ketlerinin temsilcileri önceki gün Kenya’nõn başkenti Nairobi’de toplanarak alõnacak ön- lemleri masaya yatõrdõ. UNODC tarafõndan dün sona eren konfe- ransa sunulan raporda korsanlarla mücade- lede kõsa dönemde atõlmasõ gereken ilk adõ- mõn, Somali ile komşularõ başta olmak üze- re diğer ülkelerin, “korsanların tutuklan- ması, şüphelilerin soruşturulması ve yar- gılanması” konularõnda ortak bir sistem kurmasõ olduğu vurgulandõ. Rapora göre, Somali’nin komşularõ Kenya, Cibuti, Yemen ve Tanzanya arasõnda 6 ay ku- rulacak ortak yargõ sisteminin 1,3 milyar do- lara mal olacağõ tahmin ediliyor. Benzer sis- temlerin, korsanlarõn cirit attõğõ Karayib De- nizi’nde ve Malezya’nõn güneyindeki Malakka Boğazõ’nda etkili olduğuna dikkat çekiliyor. Yardım yerine savaş gemileri Bu tür önlemlerin, sayõlarõ 1500 civarõnda olan ve Somali’nin Puntland bölgesinde en az 6 fark- lõ grup halinde üslenen korsanlarõ ne kadar en- gelleyebileceği ise tartõşma konusu. Halen el- lerinde, 2’si Türk şirketlerine ait 15’i aşkõn ge- mi ile 300’den fazla rehine tutan korsanlarõn bir yõl içinde milyonlarca dolarlõk fidye topladõk- larõ tahmin ediliyor. Nairobi konferansõnda, Somali karasularõnda kaçak olarak avlanan 700 civarõndaki yabancõ ba- lõkçõ gemisinin bu ülkeye yõlda 300 milyon do- lar civarõnda zarar verdiği kaydedildi. Bu mik- tar göz önüne alõndõğõnda kaçak avlanan yabancõ balõkçõ gemilerinin zararõnõn, eski balõkçõ olan Somalili korsanlarõnkinden katbekat fazla olduğu görülüyor. Fransõz haber ajansõ AFP, bazõ konferans katõlõmcõlarõna dayanarak, AB’nin bölgeye gönderdiği deniz gücünün ma- liyeti 250 milyon Avro’yu bulurken AB ta- rafõndan merkezi yönetimden yoksun du- rumdaki Somali’de yeniden yapõlanma faali- yetlerine yapõlan yõllõk yardõmõn bunun dört- te biri düzeyinde olduğuna dikkat çekti. Bu durumda Somali’de korsanlarõn kahra- man olarak görülmesi hiç de şaşõrtõcõ değil. AP haberinde, güzel evlerde oturan, ailelerine da- ha iyi bir gelecek sağlayan korsanlara Soma- li’nin kuzey liman kentlerinde nasõl gõptayla bakõldõğõ anlatõlõrken mağaza sahibi Sugule Dehir, “Korsanlık sayesinde daha fazla ma- ğaza var ve ticaret artıyor. İnternet kafe- ler ve telefon dükkânları açıldı, insanlar es- kisinden daha mutlu” diyordu. ‘Donanmalar sorunu çözemez’ Korsanlõğõn bu bölgeye özgü bir olgu ol- madõğõ ortada. Uluslararasõ Denizcilik Bürosu raporuna göre, bu yõl eylül sonuna kadar Gü- neydoğu Asya’da 42, Hindistan civarõnda 20 korsanlõk olayõ meydana geldi. Hatta, Bul- garistan’da yayõmlanan Sega gazetesinin ha- berine göre, Tuna nehrindeki Sõrp limanõ Sme- derevo’da bile son 2 yõlda 38 Bulgar mavna konvoyu saldõrõya uğradõ. Bu arada, ABD ve müttefiklerine ait 8 savaş gemisi, Türk Deniz Kuvvetleri’nin Gökova fõr- kateyni ile İtalya, Yunanistan ve İngiltere’ye ait gemilerin içinde olduğu NATO gücü, AB’nin oluşturduğu ilk deniz gücü, Rusya’nõn Pasifik fi- losundan gemiler ile Hindistan, Malezya, Güney Kore ve Japonya gemileri Yemen açõklarõna bir- biri ardõna akõn ediyor. ABD Savunma Bakan- lõğõ sözcüsü Geoff Morrell’in, “Dünyanın tüm donanmalarını Somali kıyılarına getir- seniz dahi bu sorunu çözemez” sözüne rağmen atõlan bu adõmlar düşündürücü. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - AB üyesi ülkelerin dõşişleri bakanlarõnõn pazartesi günü düğmeye bas- masõndan sonra Alman hükü- meti de “Somali korsanlarıyla” mücadele için AB’nin ortak “Atalanta” operasyonunda ak- tif görev üstlenme kararõ aldõ. Fe- deral Meclis’in 19 Aralõk’ta top- lanarak hükümetin bu kararõna onay vermesi bekleniyor. Almanya’nõn bölgeye en az bir savaş gemisi ve 1400 as- ker göndereceği belirtildi. Bu telaş, “AB’nin militarize edilmesine yeni bir kanıt” olarak değerlendiriliyor. Güney Afrika kõyõlarõnda yaşananlarla il- gili medyada yer alan haberlerin, Avrupa kamuoyunu bölgeye askeri müdahaleye ha- zõrlamak için yoğunlaştõrõldõğõ ileri sürü- lürken Somali korsanlarõnõn ticaret yolla- rõnõ kestiği yolundaki iddialar, dünya tica- ret yollarõnõn militarizasyonu yönündeki eğilimleri güçlendiriyor. Avrupa ekono- misinin motoru kabul edilen Federal Al- manya’nõn bu alanda “özellikle duyarlı” olmasõ normal karşõlanõyor. Alman Sa- vunma Bakanõ Franz Josef Jung, geçen hafta yaptõğõ bir açõklamada, “dünya ih- racat şampiyonu olarak Almanya’nın uluslararası ticaret yollarının ser- bestliğine son derece bağımlı ol- duğuna” dikkat çekmişti. Al- manya, sadece deniz ticaretinde yõlda 48 mil- yar Avro tuta- rõnda ciroya sahip. Bu sek- törde çalõşan sayõsõnõn ise 380 bini geçtiği bildiriliyor. Sigorta primleri artıyor Uluslararasõ Ticaret Odasõ, bölgedeki nakliye gemilerinden alõnan sigorta prim- lerinin geçen yõl 2006’ya göre 10 kat arttõ- ğõna dikkat çekerken Somali açõklarõndan her yõl 50 bin gemi geçtiği, bunlarõn 20 bi- ninin Süveyş Kanalõ’na yöneldiği, bu yolun Avrupa için önemli bir petrol - enerji hat- tõ olduğu belirtildi. Bu nedenlerle Alman- ya başta olmak üzere Avrupa’nõn büyük devletlerinin bölgedeki ticaret yollarõnõn gü- venliğini çok önemsediği ve güvenlik için askeri yollara başvurmaktan ka- çõnmadõğõ gözleniyor. Ama Af- rika’nõn yeniden sömürgeleş- tirilmesi ve kara kõtada ye- ni koloniler kurulmasõ için çağrõlarda bulunulmasõ da gözlerden kaçmõ- yor. NATO Baş- komutanõ John Craddock, “Korsanların denizde değil karada dur- durulabileceğini” vurgulamõştõ. Korsan saldõrõlarõnõn yoğun bir biçimde arttõğõ yolundaki iddialarõn gerçeği yansõ- tõp yansõtmadõğõ ise bilinmiyor. Örneğin Al- man yolcu gemisi “MS Astor”a aralõk ayõ başõnda medyada duyurulduğu gibi, ciddiye alõnabilecek bir korsan saldõrõsõ olduğunun söylenemeyeceği, bu konuda elde yeterli ka- nõtõn bulunmadõğõ belirtildi. Uluslararasõ De- nizcilik Bürosu (IMB) 2003’te 445 olan ti- cari gemilere korsan saldõrõsõnõn, 2004’te 329’a indiğini saptamõştõ. Bu rakamõn 2007 yõlõnda 263 olduğunu kaydeden IMB raporlarõna göre, bu yõlõn ilk 9 ayõnda 199 olan korsan saldõrõlarõ sayõsõ geçen yõlõn ay- nõ döneminde 201’di. Somali kõyõlarõndaki saldõrõlarõn bölge- deki Batõ ülkelerine ait balõk filolarõnõn de- nizleri adeta boşaltmasõndan ve Etiyop- ya’nõn da yine Batõ desteğiyle Somali’yi iş- gal etmesinden kaynaklandõğõ ileri sürü- lüyor. 2008 yõlõ başõndan bu yana Afrika Boynuzu açõklarõnda 40 gemiye saldõrõ olduğu ancak sadece bu bölgeden yõlda en az 25 bin ticaret gemisinin geçiş yaptõğõ ha- tõrlatõldõ. Sigorta primlerindeki artõşõn ise toplam 50 milyon dolarlõk hacmiyle, kriz nedeniyle hazõrlanan trilyonlarca dolarlõk paketlerin yanõnda pek bir öneminin ol- madõğõ belirtiliyor. Uzmanlar, dünya denizlerindeki ticaret gemileri bir yana, sadece Güney Afri- ka’dan geçen 50 bin gemi için bile etkili bir askeri koruma sağlanamayacağõnda hemfikirler. Bölge denizlerindeki balõk- larõn Batõ kökenli filolar tarafõndan avla- narak adeta boşaltõlmasõ ve çevrenin tah- rip edilmesine engel olunmasõ, bölgeye si- lah ihracatõ yapõlmamasõ ve ekonomik kal- kõnma için mali destek verilmesinin de korsanlar sorununu askeri önlemlerden çok daha etkili çözebileceği savunuluyor. Birçok ülkenin deniz gücünün bulunduğu bölgede korsanlar (solda), nakliye ve yolcu gemilerine hızlı botlarla yanaşıyor. Korsanların 5 ila 10 arasında ana gemileri olduğu sanılıyor. Yaklaşõk 20 yõldõr merkezi bir hükümetin bulunmadõğõ, güneyi İslamcõ militanlarõn, kuzeyi mafya ve aşiretlerin elindeki Somali’de korsanlõğõn yeni olmamasõna karşõn, birkaç sansasyonel gemi kaçõrma eyleminin ardõndan dünyanõn dikkati Aden Körfezi’ne yöneldi. Şimdi NATO’dan Hindistan’a, Rusya’dan AB’ye kadar çok sayõda kuruluş ve ülke, bölgeye savaş gemileri gönderme telaşõnda. Ancak bu çabalarõn korsanlõğõ engellemeye yarayacağõ çok kuşkulu. KAPTAN İNCEDİKEN: DENİZCİLERE ÖNERİLER Kaptan İncediken gemi sahiplerine ve işletmelerine Somali’deki korsanlardan korunmalarõ için şu önerilerde bulundu: “Gemi sahipleri ve işletmecileri gemilerini korsanlık olaylarının yaşandığı bölgeye göndermeden, o rotanın antikorsan bilgisini almaları mümkündür. Kuala Lumpur’dan (Tel:60 – 320310041) ve Malezya’daki (60 – 310785763) ofislerden seyir tavsiyeleri de alabilirler. Bu mıntıkada NATO kadar İngiliz Karilyet Filosu da devrededir ve bunlar da ticaret gemilerine riskli bölgeleri ve rota tavsiyelerini bildirirler. Gemi sahiplerinin harp sigortalarını ve kuvartürde de korsanlar ve teröristler maddesinin ilavesinde de dikkat etmeleri gerekir.” İncediken, Somali için en son verilen rota için enlem ve boylamlarõ şöyle sõraladõ: 12 15N 45E - 13 35N 49E - 14 10N 50E - 14 35N 53E Somali açõklarõndan her yõl 50 bin gemi geçtiği, bunlarõn 20 bininin Süveyş Kanalõ’na yöneldiği, bu yolun Avrupa için önemli bir petrol-enerji hattõ olduğu belirtiliyor. Somali’nin Putland bölgesinde korsanların elinde halen 15’i aşkın gemi ile 300’den fazla rehine bulunuyor. Korsanların bir yıl içinde milyonlarca dolarlık fidye topladıkları tahmin ediliyor. (Fotoğraf: AFP) orsan avõ için büyük akõnK NATOveABilebirçokülkenindenizgücükorsanlıklamücadeleadınaAfrikaBoynuzu’nayöneliyor Ticaret yolu militarize ediliyor Aden Körfezi’nde Yemen Sahil Güvenliği ağır silahlar eşliğinde devriye geziyor. (AP) BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Kemalist Devrim ve ‘Osmanlı Cumhuriyeti’ Filmi Kemalist devrim, “dincilerin ve sömürgecilerin egemenliğine karşı bir savaştır”. -Bağımsızlık, bunun vazgeçilmez bir parçasıdır. - “Dinci ve sömürgeci işgale karşı” uygarlık ve aydınlanma, Kemalizmin doğal bir hedefidir. -Halkın, “dinciye ve sömürgeciye üstünlüğünü sağ- lamak için”, katılımcı demokrasi gerekir. Bu da, Ke- malist devrimin sonunda ortaya çıkmış olacaktı. 1923-1938 dönemi, bu hedeflerinin bir bölü- münü, daha doğrusu “ön koşullarını” sağlamıştır. Dinci ve sömürgecilerin egemenliği ortadan kal- dırıldı, bağımsızlık sağlandı, çağdaş uygarlık de- ğerleri için dil, kültür, hukuk, iktisat alanlarında alt- yapı hazırlıklarına başlandı. Ancak Atatürk’ün ölümünden sonra Kemalist dev- rimlerin amaçlarına aykırı uygulamalara dönüldü. -Kemalist devrimlerin karşısına aldığı “kapita- list ve sömürgeci odaklara, kapılar yeniden açıl- maya başlandı”. -Dinci odaklara yeşil ışık yakıldı, “çağdaş ve la- ik sosyal hukuk devleti yerine”, bu odaklar filiz- lenmeye başladılar. Emperyalist ve dinci odaklar aralarında sürekli iş- birliği yaptıkları ve birbirlerini tetikledikleri için, Ke- malist devrimlere karşı ortak bir cephe oluşturdular. Kemalist devrimlere karşı cepheyi oluşturan un- surlar şunlardan oluşuyor: -Cumhuriyet’i en baştan istemeyen “dinci odaklar”. -Lozan’a ve Türkiye’nin ulus-devlet kimliğine karşı çıkarak Sevr’i savunan bölücü çevreler. -Batı ile yakın göbek bağları olan kapitalist çev- reler. Bölücülerin tamamı, dinci ve kapitalist çevre- lerin bir bölümü Batı emperyalizminin Türki- ye’deki yerel ortakları durumuna gelmişlerdir. Tür- kiye Cumhuriyeti’ne karşı açıktan veya örtülü, doğ- rudan ya da dolaylı olarak emperyalizmin işbir- likçisi konumundadırlar. Bir kara mizah yapıtı… Son yıllarda Cumhuriyet’e, Atatürk devrimle- rine ve Lozan’ın kazanımlarına karşı tezgâhlanan saldırıların gerisinde bu odaklar ve onların dışa- rıdaki destekçileri vardır. -Medyada, hatta sanat çevrelerinde çoğunlukla Washington’ın, Brüksel’in politikalarına uygun bir ha- va estirilir. Örneğin “Mustafa” filmi gündeme getiri- lip her yerde tartışılırken “Osmanlı Cumhuriyeti” ya- pıtı özellikle saklanır. Çünkü Osmanlı Cumhuriyeti fil- minde Amerika’nın ve Avrupa’nın Türkiye üzerindeki kirli hesapları, kara mizahın zenginliği içinde seyir- cinin önüne serilip maskeleri indirilmiştir. Osmanlı Cumhuriyeti filmini gündeme getirmek, tartışmak dış odakların ve tabii onların içerideki uzantılarının işine gelmez. Ben okurlarıma bu fil- mi mutlaka izlemelerini öneriyorum. Cumhuriyet, Osmanlı, ulusallık, sömürü tartışmalarını kara mizahın çarpıcı dili ile sergileyen bir eser. “Mus- tafa” filmi gibi tartışılmaması, Türkiye’deki örtü- lü faşizmin varlığının en önemli kanıtıdır. Buna karşılık Osmanlı Cumhuriyeti, “Hayır di- yenlerin” tarafındadır. Eğer Mustafa Kemal, Kur- tuluş Savaşı ve Kemalist devrimler olmasaydı, ül- kenin başına gelecekleri gözler önüne seriyor. Filme kimler kızar? Güncel tartışmaların harika sergilendiği “Osmanlı Cumhuriyeti” filmine kimler kızar? Kimlerin raha- tı kaçar? Kimlerin maskesi düşer? -İşbirlikçi dinciler bundan çok rahatsız olurlar, maskeleri düştüğü için. -İçimizdeki açık ve örtülü taşeronlar kendileri- ni aynada görürler. -Hele hele Amerika’nın ve Avrupa’nın kucağı- na oturan kimi siyasilerimizin yüreği ağızlarına ge- lecektir. Kendilerini fırçalayan Batılıların söyle- diklerini halk birebir duyacaktır, kepazelikleri or- taya çıkacaktır. Eğer Atatürk ve Kurtuluş Savaşı olmasaydı Tür- kiye’nin Amerika ve Avrupa’nın emrinde parça- lanmış topraklara nasıl dönüşeceği kara mizahın güldürürken ağlatan zenginliği ile sunuluyor. Engizisyona karşı direnen Galileo misali yö- netmen Gani Müjde ve başoyuncu Ata Demirer insanlık, uygarlık ve sanat adına “Mustafacı” iş- birlikçilere karşı bir onur savaşı vermişler. Film Türkiye’de medyanın ve sanat çevreleri- nin içine itildiği ikilemin ortaya konulması yönüy- le de büyük önem taşıyor. -Bir tarafta, “Mustafacı örtülü faşistlerin” uy- guladığı karartma, -Öte yanda bu karartmayı yırtmaya çalışan ay- dınlanmacı ve devrimci düşünce ve sanat … “Mustafa” ve “Osmanlı Cumhuriyeti” filmleri, Tür- kiye’deki ayrıştırma ve bölünmedeki iki farklı cep- heyi temsil ediyorlar. Birinde sömürgecilerin hoş- lanıp kullandıkları malzeme sunuluyor, diğerinde iş- birlikçilerin ve patronlarının kirli yüzü sergileniyor. Mustafa filmi, Batı’nın yeni Türkiye politikasına “Evet diyenlerin” malzemesidir. Buna karşılık Osmanlı Cumhuriyeti filmi, “Hayır diyenlerin” tarafındadır. Osmanlı Cumhuriyeti filmini herkes görmeli. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali (AP) BM’den 4 Pakistanlıya yaptırım BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) - BM Güvenlik Konseyi Yaptõrõmlar Komitesi, Leşker-i Tayyibe örgütünün liderleri olduğu belirtilen 4 Pakistanlõyõ Hindistan’daki Mumbai saldõrõlarõyla ilgili olduklarõ gerekçesiyle terörist ilan etti ve bu kişilere yaptõrõm uygulama kararõ aldõ. Komite 4 Pakistanlõya ait mal varlõğõnõn dondurulmasõ, seyahat yasağõ gibi yaptõrõmlar getirdi. İran’dan Sarkozy’ye protesto TAHRAN (AA) - İran, Fransa’nõn Tahran Büyükelçisi Bernard Poletti’yi Dõşişleri Bakanlõğõ’na çağõrarak, Cumhurbaşkanõ Nicolas Sarkozy’nin İran’õ hedef alan sözlerinden duyduğu rahatsõzlõğõ iletti. Sarkozy, İnsan Haklarõ Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 60. yõldönümü münasebetiyle yaptõğõ konuşmada, İran Cumhurbaşkanõ Mahmud Ahmedinejad’õ kastederek, “İsrail’in haritadan silinmesi gerektiğini söyleme cesareti gösteren biriyle el sõkõşmak benim için imkânsõzdõr” demişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle