Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2008 CUMA
8 DIŞ HABERLER [email protected]
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
Marco İle Belleğimizi Tazeleyelim!
Bazı olayları daha iyi algılamak
için arşivden yararlanmanın
yararı var. Örneğin 5 Aralık’ta bu kö-
şedeki yazımın sonu şöyleydi:
“ ‘Geceyarısı Ekspresi’ filminin
kahramanı Bill Hayes’i anımsayalım.
1970’lerde uyuşturucu kaçırırken ya-
kalanıp 30 yıla mahkûm olunca Sağ-
malcılar Cezaevi’ne konulmuştu.
ABD’nin Türkiye’ye ‘afyon yasağı’
için baskı yaptığı yıllardı. Ne var ki
baskı yapan ABD’li diplomatlar, Ame-
rikan senatörlerinin baskısı ile Ha-
yes’in serbest bırakılması için diplo-
matik girişimlerini sürdürüyorlardı.
Serbest bırakılmadı ama o zaman bir
açık cezaevi olan İmralı Adası’na
gönderildi. Dolayısıyla İmralı, Öca-
lan’dan önce bir başka ünlüye de ev
sahipliği yapmıştı.
Bir gün Bill, kıyıda bir kayık buldu!
Kürek çeke çeke denize açıldı. Açık-
ta CIA ajanlarının kullandığı bir sürat
motoru bekliyordu. Bill motora alın-
dı. Çanakkale’de karaya çıkarıldıktan
sonra Yunan sınırına götürüldü. ABD
konsolosluğunca hazırlanan sahte
pasaportla Yunanistan’a
geçti. Türklere nefret ku-
san kitabı ‘Geceyarısı Eks-
presi’ adıyla çekilen film ile
köşeyi döndü.”
Bu olayı Türklerden da-
ha çok, Amerikalılar bilir-
ler. 80’li yılların sonunda
Nev York’ta büromun ka-
pısını çalan bir genç Afro-
Amerikalı ulak, elindeki
zarfı uzatırken bir yandan
da “Ooo! Midnight Eks-
press!” diye uydurduğu şarkı ile bir
Türk’le dalga geçiyordu. Amerikalı-
lar Hayes’ı unutabilirler, ama senar-
yosunu Oliver Stone’nun yazdığı,
yönetmenliğini Alan Parker’ın yap-
tığı “Geceyarısı Ekspresi” filmini as-
la unutamayacaklardır.
Yine arşivin tozlu yapraklarını ka-
rıştıralım. 11 Eylül 1971’de Cum-
huriyet gazetesine, iki yabancı mah-
kûmun Türkiye’den kaçış haberini
Tahran’dan bildirmişim. Haberi
özetleyelim.
İngiliz Vernon Villiams (48) Ada-
na’da uyuşturucu kaçakçılığından
10 yıla mahkûm olmuş, cezasının
dört yılını kapalı cezaevinde çekmişti.
Alman Harold Schafer (22) de İs-
tanbul’da aynı suçtan 8 yıla mahkûm
olmuş, üç yıl cezaevinde yatmıştı. Ül-
kelerinin diplomatlarının girişimle-
riyle Ankara “Yarı Açık Cezaevi’ne”
gönderilmişlerdi.
Uyuşturucu sabıkalısı bu iki ya-
bancı, 8 Ağustos 1971 gecesi “yarı
açık” cezaevinden birlikte İran’a ka-
çıp, sonra Lübnan üzerinden ülke-
lerine giderek “özgürlüklerine” ka-
vuşmuşlardı! “Peki, Türkiye’den İran’a
nasıl geçmişler?” diye sorabilirsiniz!
Konsolosluklarından kendilerine ve-
rilen sahte adlara çıkarılmış pasa-
portlarla!
Dikkat ettiniz mi? Gerek Hayes
olayında ve gerek bu olayda yaban-
cıların kaçışlarında iki aşama var. Bi-
rincisi kapalı cezaevinden açık ceza
evine aktarılmak, sonrasında sahte
pasaportlarla Türkiye’den kaçmak!
Yine arşive başvuralım. Türkiye’ye
annesi ile turist olarak gelen 14 ya-
şındaki İngiliz Timothy Davey,
1972’de esrar kaçırırken İstanbul’da
yakalandı. Gerçekte kaçıran annesi
idi, çocuğu küçük olduğu için “ceza
almaz” diye oğlunu harcadı.
Yaşı nedeniyle 6 yıllık bir cezaya
çarptırılan Timothy, İzmir Buca’daki
“açık cezaevi” niteliğindeki “çocuk ıs-
lahevine” konuldu. Annesinin kış-
kırtmasıyla başta Sun gazetesi olmak
üzere İngiliz basını ayağa kalktı. Ba-
sın ayaklanır da parlamento
durur mu? İngiliz parlamen-
terler de hop oturup hop kal-
karken “Barbar Türkler, 14
yaşındaki bir çocuğu nasıl
mahkûm ederler?” kam-
panyasını da başlattılar. İn-
giliz Dışişleri, Timothy’nin
serbest bırakılması için Lon-
dra’da ve Ankara’da Türk
meslektaşlarına yönelik çe-
şitli girişimlerde bulundu.
Türkiye’nin Suriye ile sınır
kapısı Cilvegözü’nde ilginç
bir Türk narkotik polisi görev yapı-
yordu. İşi gücü, kapıda arkadaşları ile
tavla oynamaktı. Ama onu ilginç ya-
pan nokta, gözlemleriydi! Gereğin-
de tavlayı birden yarım bırakır, sınır-
dan giren ya da çıkan bir aracı dur-
durup arama yapar, mutlaka bir şey
bulurdu! Bir keresinde Suriye’den ge-
len biri erkek üçü bayan dört yabancı
turistin aracını durdurmuştu. Aracın
iki deposundan birinde benzin, ikin-
cisinde “garip bir sıvı” bulmuştu. O
ana kadar Interpol “sıvı esrarın” var-
lığını bilmiyordu, Türk ajanın buldu-
ğu “garip sıvı” gerçekte “sıvı esrar”dı.
Sigaraya bir damla damlatıldığında
esrarlı sigaranın 10 katı etki yapı-
yordu. O günlerin, ABD’nin Türki-
ye’ye afyon üretimini yasaklatmak
için baskı yaptığı yıllar olduğunu da
unutmayalım!
İşte o polis, yine bir gün tavlasını
yarıda kesti, çıkış yapmakta olan an-
ne-kız iki turiste yaklaştı. Adını anım-
samadığım, ancak olayı çok iyi anım-
sadığım o polis genç kıza “Merhaba
Timothy! Hoş geldin. Şu peruğunu çı-
kar da birlikte bir çay içelim!” dedi. O
an, Timothy ve anne için her şey bit-
mişti. Anne, Timothy’yi çocuk ıslah-
evinden kaçırmış, konsolosluktan
bir kız adıyla düzenlenen yeni pasa-
portla Suriye’ye kaçmak üzereydiler.
1972 yılındaki bu olaydan sonra Ti-
mothy, Ankara’ya getirilip yargıç
önüne çıkarılmadan on dakika önce
Ankara Adliyesi’nde tüm İngiliz ve
Türk meslektaşlarımı atlatan bir mü-
lakat yapmıştım. Timothy, daha son-
ra özel bir af yasası ile serbest bıra-
kılacak, İngiltere’ye döndüğünde
Thames televizyonuna öyküsünü
anlatacaktı! Anlaşılan Türkiye’de
“egemenlik ulusun” değil, İngiliz par-
lamentosunundu!
Marco Veiss (17) geçen yıl Pas-
kalya tatilinde Antalya’ya geldi.
Charlotte M. (13) adında bir İngiliz
kızla tanıştı. Tatilinin son gecesini
Charlotte’un odasında
geçirdi. Sabah kahvaltıya
indiğinde polis “bir so-
ruşturma için kendisini
karakola götüreceğini”
söyledi. Charlotte’un an-
nesi kızına “cinsel teca-
vüzde bulunan” Marco’yu
polise şikâyet etmişti.
Kızda Marco’nun sperm
kalıntıları, vücudunda cin-
sel ilişki bağlamında bazı
veriler bulundu. Yargıç Mar-
co’yu 11 Nisan’da tutukladı. Char-
lotte İngiltere’ye döndü.
“Barbar Türkler; bir kızı öptü, biraz
oynaştı diye babası lösemi, kendisi
astım hastası olan 17 yaşındaki öğ-
renciyi okuluna devam etmekten na-
sıl alıkoyarlar, 30 kişilik berbat bir ce-
zaevine tıkıp ailesi ile ancak haftada
bir kez 8 dakika konuştururlar?” söz-
leri ile Alman basını ayağa kalktı. Al-
man parlamenterler de hop oturup
hop kalktılar.
Alman Dışişleri Bakanı Frank Val-
ter Steinmeier verdiği “Türk hükü-
meti Marco’yu hemen serbest bı-
rakmalı” demecinden sonra Türk
büyükelçisine bu isteğini iletti. Brük-
sel’de AB Baş Müzakerecisi Ali Ba-
bacan’a da söyledi. Babacan, hak-
lı olarak “Yargıya müdahale ede-
meyiz” dedi. Ankara’da aynı giri-
şimler dönemin Dışişleri Bakanı Ab-
dullah Gül’e de yapıldı.
Hıristiyan Demokrat Parti’den
Volker Kauder “Çocuğu hemen bı-
rakmazsanız AB kapısı yüzünüze
kapanır” diye Türkiye’yi tehdit etti.
Sanki AP kapısı açıktı! Sosyal De-
mokrat Parti’nin Grup Başkanı Pe-
ter Struck “Zavallı çocuk berbat ko-
şullardaki cezaevinden bir an önce
çıkartılmalıdır” dedi.
Türk kökenli Alman turizmci ve AP
milletvekili Vural Öger “Marco ve ai-
lesi kadar Charlotte ve ailesi için de
üzüntülüyüm. Tek yanlı düşünülme-
melidir. Bu olayda yalnız kurban oğ-
lan mı? Kızı da düşünmek gerekir”
dedi, Başbakan Angela Merkel’in
demecinin yapıcı olmadığını söyledi.
Marco, Bild gazetesine verdiği
demeçte “Kız bana 15 yaşında ol-
duğunu söyledi. Uzun boyuyla da-
ha yaşlı gösteriyordu. 13 yaşında ol-
duğunu bilseydim, bu kadar ileri git-
mezdim. Kaldı ki erken boşaldı-
ğımdan duhul vuku bulmadı. Valla-
hi de billahi de vajinasına dokun-
madım!” dedi.
Öger, Antalya’da davanın yargı-
cıyla görüştü. “Bazı yeni veriler ışı-
ğında” Marco, kefaletle serbest bı-
rakıldı. Özel uçakla apar topar Al-
manya’ya götürüldü. Davasına 10
Nisan’da bakılacak. Tabii Marco’nun
davaya geleceğine inanan
saf kerizler varsa! Mar-
co’nun tek hatası, Char-
lotte’u Hüseyin Üzmez’in
“Adli Tıbbına” sevk ettir-
memesidir!
Marco, “Almanya’nın
Sesi” radyosunda çalışan
Murat Çelikkafa’nın yar-
dımıyla “Türk Cezaevinde
247 Günüm” diye bir kitap
yazdı. Bazı bölümler Bild
gazetesinde “İşkence,
uyuşturucular ve uykusuz
geceler... Tüm gerçekler... Şimdi
konuşma sırası Marco’da!” başlığı ile
yayımlandı. 9 Aralık’ta piyasaya çı-
kacak kitap 28 Kasım’da kitapçı
vitrinlerini süsledi. İlk anda 20 bin
sattı. İkinci baskısı yapıldı. Kitabın
yayımlanması üzerine Matthias
Valdraff, Marco’nun avukatlığından
çekildiğini açıkladıysa da sonra is-
tifasını geri aldı.
Bakalım Marco’nun kitabı sine-
maya uyarlanacak mı? Bakalım baş-
ta Almanlar olmak üzere AB üyesi ül-
keler, AB’nin kapısını açacaklar mı ya
da Türkiye’nin yıllardır istediği PKK
teröristlerini Türkiye’ye geri vere-
cekler mi? Türk halkında bellek za-
yıflığı var. Her olay bireysel düzeyde
görülüyor. Ama Türkiye’ye yargı der-
si veren Batılıların çirkefliği her ne-
dense bir anda unutuluyor. Bu yazı-
yı da canlı örnekler ile belleklerin ta-
zelenmesi için yazdık!
Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90
Babamız, canımız,
HAMDİ AKŞEN’i
5 Aralık 2008 tarihinde kaybettik.
Acımızı bizimle paylasan
dostlara sonsuz teşekkürler.
Böyle bir babamız olduğu için onurluyuz.
Eşi: Sevinç Akşen
Oğulları:
Ahmet Hamdi Akşen, Erhan Akşen, Erdi Akşen
Kızı: Gülen Akşen Yanbuloğlu
Damadı: Erdal Yanbuloğlu
Gelini: Nuray Akşen, Fatma Akşen
Torunları: Ayşegül, Muratcan, Hamdi Kaan,
VEFAT VE TEŞEKKÜR
ALİ ATEŞ
yokluğunun acı tarafı
seni bir daha görememekti
sensiz geçen yıllar bizim için bir kayıptı
her sohbette seni arardı gözlerimiz,
içimizde buruk bir keşke...
belki de şu hayatta
tek gerçek üzüntümüzdü
seninle yaşayamamak
ama sen bizlere yine bir güzellik verdin
Işınsu ile seni tekrar gördük, sevdik
seni de hiç mi hiç unutmadık
Seni seven kardeşlerin
T.C. ALAŞEHİR İFLAS
MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
ADİ TASFİYE VE İFLASIN
AÇILDIĞINA DAİR İLANIDIR.
2008-1 İFLAS
MÜFLİSİN ADI VE SOYADI ÜNVANI: KÖYLÜM
SÜT ÜRÜNLERİ SAN.TİC. A.Ş.
İFLASIN AÇILDIĞI TARİH : 10.09.2008
Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Ticaret mah-
kemesi sõfatõyla) 10.09.2008 tarih ve 2008/64-234 esas-karar
sayõlõ kararõ ile yukarõda adõ ve adresi yazõlõ müflis hakkõn-
da tasfiyenin şimdilik adi şekilde yapõlmasõ tensip kõlõnmõş
olduğundan,
1-Alacaklõlarõn ve istihkak iddiasõ sahiplerinin alacak ve
istihkaklarõnõn ve bunlarõn dayanağõ olan belgeleri veya ör-
neklerini bu ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde müdürlüğü-
müze kayõt ettirmeleri veya tevdii eylemeleri,
2-Müflise borçlu olanlarõn aynõ süre içinde kendilerini ve-
ya borçlarõnõ bildirmeleri, aksi halde cezai sorumluluğu ge-
rektireceği,
3-Müflisin mallarõnõ her ne suretle olursa olsun ellerinde
bulunduranlar o mallar üzerinde kanuni haklarõ saklõ kalmak
şartõ ile bunlarõ aynõ süre içinde iflas dairesi emrine tevdii
etmeleri, makul özre dayanmaksõzõn vermezlerse cezai so-
rumluluğa uğrayacaklarõ ve rüçhan haklarõndan mahrum ka-
lacaklarõ,
4- 19.01.2009 günü saat: 10.30’da ALAŞEHİR ADLİYE
BİNASINDA EĞİTİM VE KONFERANS SALONUNDA
ilk alacaklõlar toplantõsõ yapõlacağõndan alacaklõlarõn bu top-
lantõya gelmeleri veya yetkili bir vekil göndermeleri, müflis
ile müşterek borçlu olanlar ve kefillerinin bu borcu tekeffül
eden sair kimselerin bu toplantõda hazõr bulunmaya haklarõ
olduğu ilan olunur. 1/12/2008 Basõn: 66872
GösterilerAvrupa’yayayõlõyor
Yunanistan’da altıncı gününü dolduran protestolara İspanya, Danimarka, Rusya ve İtalya’daki solcu
gruplar da destek verdi. İspanya ve Danimarka’daki gösterilerde çatışma çıktı, yaralananlar oldu
Dış Haberler Servisi - Yunanis-
tan’da 15 yaşõnda bir gencin polis ta-
rafõndan öldürülmesiyle başlayan ve
bastõrõlamayan protestolar Avrupa’ya
yayõlõyor.
İspanya’nõn başkenti Madrid’de ve
Barselona’da Yunanistan’daki gös-
terilere destek vermek amacõyla eylem
yapan gruplar polisle çatõştõ. Polisle-
rin yaralandõğõ gösteriler sõrasõnda
11 protestocu tutuklandõ. Danimar-
ka’nõn başkenti Kopenhag’da da so-
kağa dökülen solcu gruplarõn göste-
risi sõrasõnda şiddetli çatõşmalar çõk-
tõ. 150 kişilik bir grup polise ve polis
araçlarõna şişe ve boya attõ. Olaylar-
la ilgili olarak 32 kişi tutuklandõ.
Rusya’nõn başkenti Moskova ve
İtalya’nõn başkenti Roma’da da gös-
tericiler Yunanistan elçiliklerine mo-
lotof kokteylleri attõlar.
Yunanistan’õn başkenti Atina’da da
eylemler altõncõ gününü doldurdu.
Özellikle polis merkezleri gösterilere
katõlan on binlerce kişinin hedefinde.
Önceki geceden itibaren genelde bü-
yük şehirlerin ana arterlerinden çeki-
len protestocular, küçük semtlerdeki
polis karakollarõnõ hedef alan eylem-
lere başladõlar. Atina’nõn Petropolis,
Halandri, İliopoli Egalio semtleri baş-
ta olmak üzere birçok bölgede bulunan
semt karakollarõ, gençlerin taşlõ, sopalõ
ve molotof bombalõ saldõrõlarõna uğ-
radõ. Saldõrõlar sõrasõnda polise ait bi-
nalar ve araçlar büyük hasar görürken,
birkaç polis de yaralandõ. Öğrenci
derneklerinden yapõlan açõklamalarda
polis tarafõndan öldürülen Aleksis
Grigoropulos’un kanõnõn yerde kal-
mayacağõ mesajlarõ verildi.
Mezarı yalnız bırakılmıyor
Yunanistan’da bugün yeni bir pro-
testo dalgasõnõn başlamasõ bekleniyor.
Bu çerçevede öğrenci kuruluşlarõnõn or-
ganizesi altõnda ülkedeki tüm yerleşim
merkezlerinde protesto yürüyüşleri ya-
põlacak. Protesto yürüyüşlerinin bir ke-
re daha gençlik ayaklanmasõna dönü-
şeceğinin bilincinde olan hükümetin ne
gibi önlemler alacağõ henüz açõklan-
madõ. Grigoropulos’un önceki gün def-
nedilmesinden bu yana P. Faliron sem-
tinde bulunan mezarõ yüzlerce gencin
akõnõna uğradõ. Yargõsõz infaz sonucu
ölen arkadaşlarõnõ yalnõz bõrakmayan
gençler, sabahlara kadar mumlar yaka-
rak şiirler okuyup, ant içiyorlar.
Öte yandan Grigoropulos’u öldüren
polis memuru ile olay anõnda yanõnda
bulunan meslektaşõ, tutuklu bulunduk-
larõ hapishanede güvenlik çemberi altõna
alõndõlar. Bundan sonra yapõlacak du-
ruşmaya kadar iki kişilik özel hücrede
tutulacak olan polis memurlarõnõn ha-
pishanedeki diğer mahkûmlar tarafõndan
saldõrõya uğramasõndan korkuluyor.
Bir lokantada gerçekleşen intihar saldõrõsõnda 55 kişi öldü
Kerkük kana bulandı
Dış Haberler Servisi
- Irak’õn Kerkük kentin-
de bir lokantanõn içinde
düzenlenen intihar sal-
dõrõsõnda 55 kişi hayatõ-
nõ kaybetti, yaklaşõk 100
kişi de yaralandõ.
Kerkük Emniyet Mü-
dürü Cemal Tahir,
Anadolu Ajansõ muha-
birine yaptõğõ açõklama-
da, saldõrõnõn, Kerkük’ün giri-
şinde, Kerkük-Erbil yolu üze-
rindeki “Kürt lokantası” olarak
nitelediği, Abdullah restoranõn-
da düzenlendiğini söyledi. Tahir,
kimliği belirlenemeyen intihar
bombacõsõnõn restoranda ken-
dini havaya uçurduğunu, bayram
olmasõ ve öğle yemeği vaktine
denk gelmesi nedeniyle saldõrõ
esnasõnda restoranõn kalabalõk
olduğunu belirtti.
Hükümet yetkililerince, ken-
tin merkezine 10 kilometre
uzaklõktaki Abdullah restora-
nõnda, saldõrõ sõrasõnda çok sa-
yõda kadõn ve çocuğun bulun-
duğu bildiriliyor.
30 yaralının durumu ağır
Savunma Bakanlõğõ’ndan bir
kaynak ve lokantada garsonluk
yapan Abbas Fadhel de intihar
komandosunun, aileler yemek
yediği sõrada lokantanõn ortasõn-
da üzerindeki bombalarõ patlat-
tõğõnõ bildirdi.
Yaralõlar Kerkük’te hastaneye
kaldõrõlõrken, 30’unun durumu-
nun ağõr olduğu açõklandõ. Doktor
Muhammed Abdullah, hasta-
neye durmadan yaralõ getirildiği-
ni ve sürekli kan arandõğõnõ du-
yurdu. Hastanedeki yaralõlar ise
bazõ yakõnlarõnõn gözlerinin önün-
de öldüğünü, ancak bazõ yakõn-
larõnõn akõbetini bilmediklerini
söylediler.
Irak genelinde son aylarda sal-
dõrõlarda azalma görülmesine
rağmen, Kerkük ve çevresinde
bombalõ saldõrõlar son aylarda
da sürdü.
Obama’ya Türkiye ile ilişkileri onar çağrõsõ
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON - ABD başkanlõğõna seçilen
Barack Obama’ya Ankara ile ihmal edilen ikili
ilişkileri onarmasõ tavsiye edildi. Demokratlara
yakõnlõğõyla bilinen Center for American Progress
isimli düşünce kuruluşunun hazõrladõğõ raporda,
Irak savaşõ nedeniyle hasar gören ilişkilerin
onarõlmasõ konusunda Obama’nõn “eşsiz bir
fırsata” sahip olduğu belirtildi. “İhmal edilmiş
müttefiklik: 21. Yüzyılın zorluklarına karşı
ABD-Türkiye ilişkilerinin onarılması” başlõklõ
raporda ABD’nin Türkiye’nin 21. yüzyõlda öne
çõkan “yumuşak güç” konumunu bütünüyle
tanõmasõ ve Ankara’nõn sorunlu bölgelerde
arabulucu olma hedefini kucaklamasõ gerektiği
tavsiye ediliyor. Raporda ayrõca “ABD Türkiye’yi
bir eyleme karar verdikten sonra değil, stratejik
karar alma sürecine erken dahil etmeye
çalışmalı ve Türkiye’nin ABD ile her zaman
bire bir hareket etmeyeceğini de kabul etmeli”
ifadesi bulunuyor. Obama’nõn Türkiye’yi ziyaret
etmesi önerilen raporda, “Türk liderleri laik
güçlerin öfkesini çekecek tartışmalı yasaları
getirmekten kaçınmaları için özel olarak
cesaretlendirmeli” denildi.
Dış Haberler Servisi -
ABD’de 11 Eylül saldõrõ-
larõnda yakõnlarõnõ kay-
beden 33 kişi, Amerikan
Sivil Özgürlükler Birli-
ği’nin (ACLU) internet
sitesinde yayõmladõklarõ
açõklamada, Guantana-
mo’daki savaş suçlarõ
mahkemesinin adil ve
meşru olmadõğõnõ belirtti.
Saldõrõlarõn planlayõcõ-
sõ olmakla suçlanan 5 ki-
şinin yargõlandõğõ davanõn
pazartesi günü yapõlan
ön duruşmasõnda, 11 Ey-
lül’de yakõnlarõnõ kaybe-
den bazõ aileler, ABD
Savunma Bakanlõğõ ara-
cõlõğõyla duruşmaya ka-
tõlmõş ve dava sürecini
desteklediklerini bildir-
mişti. Bu görüşü paylaş-
madõklarõnõ belirten 33
kişi, yaptõklarõ açõklama-
da, “Çoğumuz bu aske-
ri komisyonların Ame-
rikan değerleri açısın-
dan adil olmadığına ina-
nıyoruz ve 11 Eylül’de
yakınlarını kaybeden-
lerin ve tüm Amerikalı-
ların hak ettiği adaleti
yerine getirecek kap-
asitede olmadığını dü-
şünüyoruz” ifadelerine
yer verdi.
Guantanamo esir kam-
põndaki yargõlamalarõn si-
yasi olduğu ve ABD yö-
netiminin uyguladõğõ iş-
kenceleri gizlemeyi
amaçladõğõ kaydedilen
açõklamada, “Yasaları
ihlal eden ve ülke içinde
ve dünyada ABD’nin
ismine leke süren aske-
ri komisyonlardan ge-
lecek hiçbir kararın
kendilerini rahatlatma-
yacağı” ifade edildi.
ABD’nin yeni başkanõ
seçilen Barack Obama,
sert eleştirilere hedef olan
ABD’nin Küba’daki Gu-
antanamo Üssü’nde bu-
lunan esir kampõnõ kapa-
tacağõnõ açõklamõştõ.
11 Eylül kurbanlarının
yakınları Guantanamo’ya karşı
Amerikan askeri Almanya’dan
sığınma talebinde bulundu
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Al-
manya’da ilk kez bir
Amerikan askeri siyasi
sõğõnma başvurusunda
bulundu. Amerikan as-
keri Andre Shepherd’in
hükümetinin izlediği Irak
politikasõnõ protesto için
Almanya’daki birliğin-
den firar etmesi ve hemen
ardõndan da siyasi sõğõn-
ma başvurusunda bulun-
masõ, Almanya ile ABD
arasõndaki ilişkileri olum-
suz etkileyebilecek.
2007 yõlõ Nisan ayõnda
Güney Almanya’daki
birliğinden Irak savaşõna
katõlmamak için firar
eden Shepherd, Alman-
ya’ya sõğõnma başvuru-
sunun reddedilerek
ABD’ye iade edilmesi
halinde kendisini ida-
mõn bile beklediğini söy-
ledi. Irak’ta ne olup bit-
tiğini bizzat görüp yaşa-
dõğõnõ kaydeden Shep-
herd, “uluslararası hu-
kuku çiğneyen Irak’ta-
ki savaşa yeniden git-
meme kararını” bütün
bu risklere rağmen aldõ-
ğõnõ hatõrlattõ.
31 yaşõndaki siyah as-
ker, orduya yoksul ol-
duğu için katõldõğõnõ,
Irak’ta da savaştõğõnõ,
ama bu savaşa ikinci kez
gönderileceğini hiç tah-
min etmediğini belirtir-
ken, “ordu yetkilileri-
nin askere alırken ken-
disine doğru bilgi ver-
mediğini” ileri sürdü.
Alman gazetesi Frank-
furter Rundschau’nun ay-
rõntõlõ sorularõnõ yanõtla-
yan Andre Shepherd, AB
hukuku ve Alman yasa-
larõnõn kendisinden yana
olduğunu iddia etti.
Marco Veiss
Timothy Davey
Öğle yemeği
vakti, ailelerin
yemek yediği
kalabalõk bir
lokantaya giren
intihar eylemcisi
üzerindeki
bombayõ patlattõ.
Saldõrõda 100 kişi
de yaralandõ.
Saldırıda çocuklar da hedef oldu. (Fotoğraf: REUTERS)