05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 12 ARALIK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA 13 Fenerbahçe için: Kiev’in “Ki”si gitti, “ev”i kaldı! Garanti Kalkış Ahmet Önen: “Tayyip’e göre kriz inişe geçmiş. Oysa biz daha kalkışını bile görmemiştik!” Destek Avni Kurtuldu: “AKP’nin KOBİ’lere verdiği ‘Can Suyu’ kredi desteği, geçmişte ABD’nin Apaçilere verdiği ‘Ateş Suyu’ desteğini anımsatıyor. YağmurDeniz - Kaçak kömür yakalanmış... “6 milyon kaçak oy da yakalansın! YÜZYILLIK büyük bir siyasi hesaplaşmadan söz ediyor İstanbul Barosu yönetim kurulu üyesi avukat Hüseyin Özbek: “Mütareke hükümetlerinde üç kez şeyhülislam olan Mustafa Sabri, İngiliz himayesini ve mandacılığı savunan İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin ve Teali-i İslam Cemiyeti’nin kurucularındandır. Ermeni tehcirinde ihmali bulunduğu gerekçesiyle işgalcilerin baskısıyla yargılanan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in idamı, Mustafa Sabri’nin fetvasını Vahdettin’in onamasıyla gerçekleşmiştir. Bu arada 11 Nisan 1920’de, başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere milli direnişin önderleri hakkında dönemin şeyhülislamı Dürrizade Abdullah tarafından imzalanan ölüm fetvasında ‘Padişahın aksi emrine rağmen istilacılara karşı direnişe geçen milliyetçilerin öldürülmeleri caiz olmakla kalmayıp hatta her Müslüman’ın görevidir. Bu uğurda ölenler şehit, kalanlar gazi sayılır’ denmektedir. Kurtuluştan sonra bir İngiliz gemisiyle Mısır’a kaçan Mustafa Sabri, hilafetin kaldırılması üzerine Mustafa Kemal’in tavrını kahpelik ve hayasızlık, Türk milletini de Müslüman barbarlar olarak nitelemiştir. Mustafa Sabri ve Dürrizade Abdullah’ın, İslam dinini işgalcilerin çıkarları doğrultusunda yorumlayarak sömürüyü ve esareti meşrulaştırıp, ehveni şer olarak yansıtmasına karşılık Ankara Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurucularından Ankara Müftüsü Börekçizade Rıfat Efendi öncülüğünde hazırlanan ve milli mücadeleyi destekleyen karşı fetva, Anadolu’daki bazı müftülerce de imzalanmıştır. Ankara Müftüsü fitne ve fesadın hazırlayıcısı ve teşvikçilerinden olduğu iddiasıyla İstanbul 1. Örfi Divan-ı Harbi tarafından ölüme mahkûm edilmiştir! Ne var ki Börekçizade Rıfat Efendi kurtuluştan sonra 31 Mart 1924’te tayin edildiği Diyanet Reisliği’ni 5 Mart 1941’de ölümüne kadar sürdürecektir. Sonuçta Britanya Krallığı’na kapılanmış hoca efendiler kaybetmiş, onur savaşı veren yoksul ama inançlı Türk ulusu kazanmıştır. Günümüzde ise ABD’ye, AB’ye kapılanan hoca efendiler, manevi mirasçısı oldukları Mustafa Sabrilerin, Dürrizade Abdullahların intikam günlerinin geldiği inancıyla bir rövanşa hazırlanıyorlar. Haydi, bakalım!” Rövanş BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN İmar Dosyası Gece bir özel TV’de, eski Mimarlar Odası Genel Baş- kanı Oktay Ekinci ile Ankara Büyükşehir Belediye Baş- kanı Melih Gökçek’in programı vardı. Oktay Ekinci: Kentin kültürel ve kimlik değerlerini bozdunuz? M. Gökçek: Neyi vardı ki neyini bozduk. O. Ekinci: 1500 adet plan değişikliği yaparak yan- daşlarınıza ya da başka işler karşılığı (yolsuzluk ima ediliyor) kent rantını dağıttığınız ve yönlendirdiğiniz söy- leniyor. M. Gökçek: Nihayet ağzından kaçırıyor: “Onu Murat Karayalçın yapmış, kooperatiflere metrekaresi üç dolardan yani 346 YTL karşılığı konut başı arsa tah- sis etmiş”. O. Ekinci susuyor. Zira O. Ekinci mimarlığı biliyor, kent rantı nedir, nasıl dağıtılır, kim kime dağıtır bilmi- yor. M. Gökçek: Eskişehir yolu üzerinde (ki Ankara’yı buraya doğru kaçırmaya devam ediyor) 73 dönüm bir arsa üzerine plan tadilatı yaptığını övünerek anlatıyor. İmar emsali 2’yken (yani 1 metrekare arsaya 2 met- rekare inşaat demektir bu), 2.70’e çıkardım diyor. (ya- ni açık ve kapalı çıkmalar hariç 2.70) aşağı yukarı: 1 metrekare arsada 2 metrekare inşaat olacakken 2.70, yani 3 metrekareye çıkarmış. Ne kadar yerde? 73 bin metrekare yerde... Ne karşılığı? Nasrettin Hoca’yı severmiş Melih Gök- çek. Hocanın 50 metrelik heykelini dikecekmiş arsa sahipleri. 73.000x0.70= 51.100 metrekare fazla inşaat izni ve- rirsen, ben hem Nasrettin Hoca’nın hem de senin an- nenin ve babanın heykelini birlikte dikerim. “Kıpti şecaat arz ederken, sirkatin söylermiş!” Ne gü- zel, ballandırarak anlattı eski Ankara’da plan tadilatı yapma gerekçesini. Arsanın birinde 1.5 emsal inşa- at varken (kim vermiş?) yandakiler 0.40, 0.80 olur mu a canım? Arkadaşlarda adalet anlayışı var, yandaki dü- şük emsalli arsaları toplatıp ya da mülk sahiplerini bir odada toplayıp “Adalet ve Kalkınma”nın gereği ola- raktan 0.40 emsallere 1.10 daha ekleyerek (çoğu yer- de 3.00 emsal, 5 emsal) kent rantını mülk sahipleri- nin cebine indiriyorsun. Plan tadilatıyla nelere kadir- sin başkan. Ankara aydınları sirk cambazının elindeki mendile kilitlenmiş. (Altgeçit, üstgeçit, Ankara’nın estetiğini bo- zuyor diye bağırıyorlar.) Asıl Ankara yerinden kaçırılıyor. Bir de solcular nasıl yapar ona bakalım. Ankara Ba- tıkent’te metrekare 3 dolara kooperatiflere arsa tah- sis edip, yoksulu ev sahibi yaparak. Ya da İstanbul, Esenyurt’ta Esenkent diye bir pro- je: Tüm arsa bir tek arsa spekülatörünün 1.100 dö- nüm, arsası (arazisi) kamulaştırılarak kanunun bele- diyeye verdiği yetkiye dayanarak kooperatiflere ucuz arsa tahsis edilmiştir. Daire başı arsa maliyeti 1000 – 2100 DM arası mal olmuş.(metrekaresi 14 Alman mar- kı) Üzerine 200-300 YTL inşaat maliyeti yapınca 20.000 – 30.000 YTL karşılığı Esenkent’te daire sa- hibi olmuştur evsizler. Yani senin ölçü gösterdiğin kooperatif üyeleri, ev- sizlerden oluşur. İnşaatları iş arkadaşları ya da kom- şu ve akrabalarıyla kurdukları kooperatifler marifetiyle yaptırılır. Müteahhitlik giderleri minimize edilir… Bir de buna, yanda elektrik santralı ekleyip, onun çöpünü yakarak doğal gazdan (herkes senin gibi ma- hir olup BOTAŞ’ı dolandıramıyor) yüzde 50 daha ucu- za ısıtma projesi yaparsan yazın 3-5 YTL ye sıcak su, kışın 50-60 YTL’ye ısınma yaparsın. Yani yoksul dayanışması, kent rantını yoksula ver- me, yani 1100 dönüm alanı bir şirkete vermek de müm- kün (önüne de aile boyu heykelimiz yapılırdı) ,7300 ev- size dağıtmak da mümkün. Yoksullara, makarna, bir torba kömür, tansiyon ölç- türme, enjeksiyon yaptırmak gibi goygoyculuk ya- pacağına konut sorununu ucuz yoldan çözmeye ça- lıştık. Hani benim için yıllardır bağırıyorlar ya; gazetecilere konut vermiş, emniyetçiye, mimara, mühendise, ya- kınlarına ev vermiş diye. Yaptığımız şey kısaca bu a Melih Başkan. Yani ucuzundan konut sahibi ettik yoksulları. Su- çumuz ağır. 1.100 x dönüm alanda 1 emsal inşaat fazlalığı ve- rip, 1.100 bin metrekare inşaat alanını yüzde 30 ma- liyet say, 770 bin metrekare = 77 trilyon para kaldı- rıp bir kısmıyla kömür, makarna (bildiğin 20 YTL) yar- dım paketlerinden bütün İstanbul’a ramazan paketi, ücretsiz taşıma vs yapar, halk kahramanı olurduk. Sizin yaptığınız yardımlar, gece ağarırken unutulup gidecek. Bizimki ömür boyu kalacak orada. Ah bir fırsat olsa da bu şehirleşme mevzularını iki- miz konuşsak. MERİÇ VELİDEDEOĞLU Şu günlerde TV’ler, yalnızca iki gözünü bir çizgi halinde açık bırakan, bir bakıma “bur- ka” giymiş bir kadını sık sık ek- ranlarına getiriyorlar. Kadın konuşuyor. Daha doğ- rusu konuşmaya çalışıyor. Si- yah burka ağzının içine bir gi- riyor bir çıkıyor. İlkin “Atatürk devrimleri” de- di; bir daha söylemek istedi ba- şaramadı; bu kez “Atatürk in- kılapları” demeye çalıştı ama bunu hiç söyleyemedi. Sanırım yaşamında ilk kez “Atatürk” ve “devrim” diyordu. Bunu söylemesi için zorlama- mışlardı belki; ama o söyle- mekte zorlanıyordu. Bu yetmezmiş gibi bir çift “el” de, burkasına “rozet” tak- mak için “yer” araştırması ya- pıyordu. Böyle bir gösteri, bir görü- nüm her ülkenin halkına “na- sip” olmaz. “Gelenek”sel giysimiz diye bu burka çarşafın savunulma- sı karşısında CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Necla Arat: “Geleneklerin ve halkın değerlerinin muhafaza edil- mesi öne sürülerek çarşaf gün- deme getirilirse, yarın biri de çı- kar ‘kan davaları’nı, ‘berdel’ olaylarını, ‘töre’ cinayetlerini aynı muhafazakâr kalıp içersi- ne sokabilir” dedi. Kırk yılı aşkın bir süre ülke- nin pek çok kadın sorunu üze- rinde çalışan, çalışmaları ulus- lararası kabul gören, örnek alınan bir “bilim isanı”nın “uya- rı”sı bu. Dikkate alınmalı. Sergilenenlere bakılınca, dünyasal yaşam, dinsel ya- şam, yani “din”, hukuk, daha- sı -günümüzde- iç siyaset he- men hemen “kadın” üzerin- den yürütülmüş, yürütülüyor denilse pek de abartılmış ol- maz. Peki ya “ekonomi”? Somut bir yanıt için ilkin 20. yüzyılın başına şöyle bir kay- sak; Osmanlı ekonomisi bütü- nüyle yabancıların elindedir; halk çok yoksul ve yarı açtır; durum ciddidir. Hükümet’ten bir “önlem” gelir; İstanbul Muhafızı ünlü Cemal Paşa, “kadınların çar- şıda pazarda dolaşmalarını” yasaklayıverir. Çünkü kadınlar “yeldirme” giymeye başlamışlardır; elleri, bilekleri açıktadır; kimileri pe- çelerini de kaldırmışlar, yüzle- ri ortadadır. Eh! “Bereket” kaç- maz da ne olur? Ekonomi al- tüst olur elbet... Oysa kırsal alan dışında ipek, halı, tütün, incir işletmelerinde de kadınlar inanılmaz koşul- larda çalışıyorlar; dayanamayıp baş, kol, boyun hep açılıp sa- çılıyor; ustabaşlarının erkek olmasına karşın. “Sömürü” söz konusu olunca din de, yasak da “hak” getire... Daha yakın tarihlere ait ve “yaşayan” bir örneği de Yrd. Doç. Dr. Nilgün Gürkaynak anımsattı. Yaşı altmışı aşanlar belki, ama yetmişe varanlar iyice anımsarlar sanırım. Kırklı yıl- larda Beyoğlu’nda “Şen Şap- ka” adlı bir mağaza vardı. Kü- çük vitrininde bence dünyanın en güzel tüllü, tülsüz, çiçekli, kurdeleli, tüylü, bere gibi özen- le üretilmiş renk renk kadın şapkaları sergilenirdi. Önünden geçenlerin -kadın erkek- vitri- ne bakmaması olanaksız gi- biydi. Zamanla bu “Şen Şapka” büyüdü, gelişti. Gidişata göre artık “şapka” yerine, saçların ancak bir bölümünü örtecek boyutta, ama yine özenle ipek “eşarp”lar üreten bir firmaya, ünlü bir “marka”ya dönüştü. Günümüzde hâlâ çok ünlü. Satışları pek çok artmış. Çün- kü bu kez de yine gidişata gö- re, başın tamamını, alnı, ya- nakların büyük bölümünü, en- se ile birlikte tüm boynu örte- cek büyüklükte, “tesettür eşarpları” üretiyor. Şapkadan tesettüre uzanan, dolayısıyle “kadın” üzerinden yürüyen, alışveriş alanındaki bir “açılım” örneği bu. Siyasal bağlamda da benzer bir açılı- mın artık CHP’nin “temel” gün- demini oluşturduğu görülüyor. Ne ki, bu gündemin oluştur- duğu “rozet” takma toplantı- larında çarşaflı bir katılımcı kendine uzatılan mikrofona: “Önemli olan başın kapalı olup olmaması değil. Önemli olan iş- sizlik, geçim sıkıntısı!” diye haykırıvermiş. (5.12.2008 Ga- zeteler) Duyulmuş mudur? CHP’nin bu yeni “uğraşı”sı, “çabalama”sı yani yeni siyaseti karşısında Sultanahmet ala- nının ünlü köftecisinin duva- rındaki yazıyı anımsamamak el- de değil. Artan “taklit”çilerinin önünü almak için duvarına: “Taklitler esasları yaşatır!” diye yazdırmış. Haklı... Açılım Duvardaki Yazı Erol Barutçugil: “AKP’nin Alevi açılımı, Alevilerin arasını açmak için mi kotarıldı?” Mesut Başaldı: “Kara çarşafçı Baykal AKP’ye geçse; Tayyip Cumhurbaşkanı olunca rahat başbakan olur!” Siyaset sahnesindeki politikacı esnafı PERİKLES’İ bilirsiniz. İsa’dan 400 yıl kadar önce antik çağda yaşamış Atinalı bir devlet ve siyaset adamıdır; uzun yıllar iktidarda kalmıştır. Necati Cebe, Perikles’le ilgili kısa bir öykü anlatıyor. Kıssadan hisse: “Perikles’in yine aday olduğu bir seçim gününün sabahında, bir Atinalı kendisine yaklaşır ve okuma yazma bilmediği için oy pusulasını yazıvermesini rica eder. Atinalı seçmen, yardım istediği kişinin Perikles olduğunu bilmemektedir. Perikles, ‘Kimi yazmamı istiyorsun’ diye sorunca, adam ‘Perikles’i yazma da kimi yazarsan yaz’ yanıtını verir. Perikles şaşırır ama hiç belli etmez. Gayet sakin bir ses tonuyla, ‘Perikles Atinalıların en kötüsü mü ki Perikles’i yazma da kimi yazarsan yaz diyorsun’ der. Atinalı ‘Yoo’ der ve şöyle devam eder: ‘Herkes onun iyi bir insan olduğunu söylüyor. Söylüyor ama Perikles, Perikles, yine Perikles. Hep Perikles! Bu kez de bir başkası olsun!’ Perikles’ten 2 bin 400 yıl sonra ise ülkemizde neredeyse yarım yüzyıldır halkın siyaset sahnesinde görmekten gına getirdiği politikacı esnafı, bu öyküden gerekli dersi çıkarıp dinlenmeye çekilir mi, yoksa çıkmaz sokakta arşınlamayı sürdürür mü, işte orası hiç belli değil.” SESSİZ SEDASIZ (!) KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com 12 Aralık HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Küçük bir kâğõda yazõlmõş kõsa mek- tup... İki tarla ara- sõndaki sõnõr. 2/ Si- lifke ilçesinde ünlü bir antik kent... Kün- ye, kimlik. 3/ Bir barajõn fazla suyunu akõtmak için yapõ- lan düzen... Üzerin- de film çevrilen stüdyo düzlüğü. 4/ Bir zaman birimi... Deri üzerine uygu- lamaya özgü hamur kõva- mõnda ilaç. 5/ İzmir’in Ti- re ve Ödemiş ilçelerine öz- gü bir tür bilye oyunu... Yeşil üzerine sarõ kõrmõzõ renkli ve mayhoş bir elma cinsi. 6/ İskambilde bir kâ- ğõt... Duvarcõlarõn doğrultu bulmakta kullandõklarõ çe- kül ipi. 7/ Yeniçerilerin ka- yõtlõ olduklarõ kütük defte- ri... Uzaklõk işareti. 8/ Süs taşõ olarak kullanõlan mor renkte bir tür kuvars. 9/ Kesintilerden sonra kalan miktar... Bir hü- kümdarõn yönetimi altõndaki halk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yön bulmak için kullanõlan kadranlõ aygõt... En kõsa za- man süresi. 2/ Sõnõr nişanõ... Mantõk. 3/ Aptal, şaşkõn... Bu- lunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük. 4/ Dünyamõzõn uydusu... Kasõmpatõna benzeyen bir çiçek. 5/ Arnavut- luk’un para birimi... Kemal Tahir’in soyadõ. 6/ “Kakım” da denilen kürk hayvanõ... Durum, derece, kerte. 7/ “İsimler” an- lamõnda eski sözcük... Tantal elementinin simgesi. 8/ Güney Amerika’da yaşayan yeşil renkli bir kuş. 9/ Bulanõk olma- yan... Osmanlõ devletinin Müslüman olmayan uyruklarõna ve- rilen ad. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 M E N C İ L İ S U Z O M İ L E T Ş A R B A Y L A K D İ R A Y E T U Y U Z N A R A L A Z O T K İ R U Z N I S I F I R N İ M E T A N A S I R R E 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 [email protected] [email protected]/Faks: 02126727171OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc yahoo.com Kadıköy civarında her düzeyde matematik dersi verilir. 0505 664 26 12 Ümraniye civarında her düzeyde fizik dersi verilir. 0505 696 15 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle