24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Amerika, refahı küreselleştirememişti, ama sağ olsun mali krizini küreselleştirdi! 850 milyar dolarlık paket de krize çerez gibi gel- di. Bütün dünya nefesini tuttu, ABD’nin düze çık- masını bekliyor. Zira, ABD öksürse Avrupa nez- le, öteki kıtalar zatürree oluyor! Dünyanın en büyük devletleştirmesini yapan Bush yönetimi, bundan sonra ne yapacağını ka- ra kara düşünürken kriz okyanusu aştı, Avrupa ka- pılarına dayandı. Zaten bekleniyordu. Bu yüzden Avrupa dörtlüsü; Almanya, Fransa, İngiltere ve İtal- ya haftanın başında kafa kafaya vermiş, şu nok- taya gelmişti: “Her birimiz tek başımıza çözüm bulmakta zor- lanabiliriz. Ortak hareket edelim.” Dün gelen haberler bu anlayışın devam ede- ceğini gösteriyordu. Ama nasıl? Öyle anlaşılıyor ki; AB’nin birinci sınıf ülkeleri ken- di aralarında ortak bir dil oluşturacaklar ve krizi gö- ğüslemeye çalışacaklar. Birliğe sonradan katılanlar ne olur? Dörtlünün yanıtını bu köşenin diliyle şöyle özet- leyebiliriz: “Ne olursa, o olur!” Önümüzdeki günlerde, AB’nin yeni üyeleri ka- deriyle baş başa kalırsa şaşmamak gerekir! Her şeyi piyasa şartlarında oluşturup, tatlı tat- lı büyüme, buzullara da çarptı! İzlanda’dan söz ediyoruz... 300 bin nüfuslu ülkenin iki büyük bankasının bat- masının ardından halk makarna kuyruğuna gire- cek kadar panikte. İzlanda, sınır ve sinir sorunla- rı fazla olmayan bir ülke. Kuzey komşusu buzullar, güney komşusu ba- linalar, doğu komşusu orkinoslar, batı komşusu da köpekbalıkları... Her şey serbest piyasa koşullarında, tüketim top- lumu ikliminde giderken mali kriz dalgası İzlanda’yı yutuverdi. Rusya ile İsveç’in mali yardımlarıyla ba- şını suyun üstünde tutmaya çalışıyor. İzlanda’nın ekonomi tablosunda cari açık oran- sal olarak çok büyümüştü. Bu durum batışta bü- yük etken oldu! Kimi ülke yöneticilerinin kulakla- rı çınlasın. İzlanda gibi bir ada devleti olan İrlanda da mev- duata sınırsız güvence vererek olası dalgayı at- latmanın hazırlıklarını yapıyor. Avrupa’nın en büyük dört ülkesi bile krizi or- taklaşa aşma telaşı içine girerken Türkiye’de ne oluyor? Hükümet ne yapıyor? Başbakan Erdoğan geçen hafta ekonomi üze- rine de son derece ciddi tezler üretti. İşte biri: “Dünyadaki ekonomik kriz Türkiye’yi neden et- kilemiyor; çünkü, bizde başta yolsuzluklar olmak üzere bütün olumsuzluklar ortadan kaldırıldı.” Erdoğan bu tezinden sonra Harran’dan seslendi: “Bakın, Amerika’da 150 yıllık dev kurumlar çö- küyor. Biz dimdik ayaktayız. Ekonomimiz bütün dar- belere dayanıklı hale geldi.” Başbakan bir doz daha ileri gitti: “Dünyadaki ekonomik kriz, bizim için fırsata dö- nüşebilir. Biz bu krizden güçlenerek çıkarız.” Bu hafta ise Başbakan daha farklı hareket ediyor! Önce ekonomiden sorumlu bakanlarla bir araya geldi. Şu görüş çıktı: “Kriz bizi biraz etkiler, ama vurmaz. Sağla- mız...” Erdoğan’ın dünkü görüşü işe şuydu: “Ekonomik kriz tüm dünyayı etkiliyor. Bizi de et- kilemesi tabii ki herkesin malumudur... Ama ke- sinlikle telaşlanacak bir şey yok.” Ne krizmatik başbakanımız var ama! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada dün olduğu gibi alınması gereken önlemler üzeri- ne kurulmayacaktı. Parlamentoda muhalefet -ola ki Deniz Baykal’ın söylediği gibi- hâlâ terörü kavramamış olan hü- kümetin bugüne değin izlediği politikalar ve ala- madığı önlemler üzerinde eleştirilerini sıraladı. Hükümet de geleceğe ışık tutan hiçbir açıkla- ma yapmadan muhalefet eleştirilerini karşılama- ya çalıştı. Bu tartışmalar yarınlarda önümüzü görmemizi sağlayacak mı? Hükümetin yeni yol haritası adı al- tında yapmak istedikleri anlaşılacak mı? RTE’nin grup toplantısında öne sürdüğü gibi, TBMM’de temsil edilen -tabii örgüte bir türlü te- rör sıfatını konduramayan, örgüt lehine silahlı sa- vaşımın sona erdirilmesini isteyen, tezkereye karşı oy kullanacağını açıklayan Demokratik Top- lum (Kürt) Partisi dışındaki- partiler AKP-CHP-MHP tam destek verdi. Ne ki bu sonuç partilerin elbette terör örgütü- ne ve eylemlerine karşı olduğunu somut biçimde ortaya koyacak ama; sorunun çözümünde ve uy- gulamalarda partiler arası görüş birlikteliği oldu- ğunu kanıtlamayacak. Kuşku yok, muhalefet sınır ötesi harekâta bir yıl daha izin veren tezkereyi onaylamakla terör ör- gütüne karşı başarılı bir savaşım verildiği veya ve- rileceğini kabul etmiş olmuyor. Ana muhalefet lideri iktidar partisine bir öneri- de bulundu. Çözüm yollarını “birlikte” arayalım, sözde de ve özde de işbirliği yapalım, dedi. Ulusal bir davada muhalefetle aynı masada otur- mayı ve iktidar-muhalefet işbirliğini bir türlü içine sindiremeyen RTE; tabii bu öneriden söz bile et- medi. Tek başına iktidarım, ulus bana tam yetki ver- di. Ulusal davalarda tek başına gereken kararla- rı ve önlemleri alırım. Ulusal birliktelik adına size bunları onaylamak düşer diyen bir kafa yapısıyla sorunu çözmeye çalışmak… Deveye hendek at- latmak gibi bir şey! İç ve dış odak noktalarından yükselen kınama sesleri terör örgütünün kanlı eylemlerine devam etmesini engelleyecek mi? Hayır! Siyaset adamlarımız dışarından kınama mesajları yerine terör örgütünün lojistik gereksinmelerinin engellenmesi için Avrupalı devletlerin harekete geç- mesini istiyorlar. Bu çağrılara AB’den bir yanıt alın- dı mı? Hayır! Yüksek sesle sizi terörle mücadelede sözle evv- vettt destekliyoruz diyorlar. Lakin sıra terörün dışarıdan beslenmesini en- gellemeye geldi mi, yan çiziyorlar. Aklının herkesten daha önde gittiğine kendini inandırmış iktidar adamları ise bu gerçeği somut hareketlerle AB ülkelerinin önüne koyamıyorlar. Öylesine trajikomik açıklamalar yapılıyor ki… Sonuncusu AKP iktidarının stratejik ortağı ABD’den geldi. Üstelik resmi bir açıklama: “Terör örgütünün or- tadan kalktığını görmek istiyoruz” diyor. 17 şehidin Türkiye’yi ayağa kaldırdığını gör- dükten sonra toplumsal duygusallığın ABD’ye bir kez daha nefrete dönüşeceğinden korktuğu için mi böyle açıklamalar yapıyor Washington? Türk kamuoyunun kulağına hoş gelecek açık- lamalar yapacak, halkımızla aynı doğrultuda dü- şündüğünü öne süreceksin.. sonra.. terör örgü- tünün yaşam alanlarını Türk askerinden korumak için gizli açık her türlü diplomatik manevralara gi- rişecek… K. Irak topraklarının bekçiliğine soyu- nacaksın.. yılanın ortadan kalkması, en azından sal- dırgan kimliğini yok etmek isteyen Türkiye’nin önü- ne türlü çeşit engeller çıkaracaksın! Böylesine dostluğu, örgütün tamamen yok edilmesini görmek istediği gibi tamamen sanal se- naryoları.. ancak ve ancak seni siyasal yaşam si- gortası olarak gören AKP dışında.. aklı başında hiç kimse yutmaz mirim, yutmaz! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 9 EKİM 2008 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 21 Edirne B 21 Kocaeli Y 22 Çanakkale B 22 İzmir B 25 Manisa B 26 Aydın B 28 Denizli PB 25 Zonguldak Y 20 Sinop Y 20 Samsun Y 20 Trabzon Y 19 Giresun Y 19 Ankara B 20 Eskişehir B 19 Konya B 19 Sıvas PB 18 Antalya B 28 Adana PB 30 Mersin B 28 Diyarbakır B 26 Şanlıurfa B 26 Mardin B 24 Siirt B 26 Hakkâri PB 16 Van PB 17 Kars Y 15 Oslo Y 13 Helsinki Y 12 Stockholm Y 13 Londra PB 17 Amsterdam PB 16 Brüksel Y 15 Paris Y 16 Bonn Y 16 Münih Y 20 Berlin Y 18 Budapeşte Y 21 Madrid PB 22 Viyana Y 19 Belgrad Y 22 Soyfa Y 21 Roma Y 23 Atina Y 24 Zürih Y 18 Moskova PB 9 Aşkabat B 29 Astana Y 22 Taşkent Y 32 Bakû Y 21 Bişkek Y 25 Tiflis Y 17 Kahire B 26 Şam B 28 Yurdun kuzey kesimleri parçalı çok bulutlu, batı ve orta Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeydo- ğusu ile Kocaeli ve Sa- karya çevreleri sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı kuzeydo- ğu bölgelerinde bir ila 3 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir deği- şiklik olmayacak. Türkiye yasadışı göçün ana güzergâhı MAHMUT GÜRER ANKARA - Türkiye son dö- nemde yasadõşõ geçişin ana gü- zergâhõ haline geldi. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn verilerine göre sa- dece son bir ay içerisinde toplam 111 kaçak geçiş yapma girişimi engellenirken 5 bin 949 yabancõ uyruklu kişi yakalandõ. Toplam 14 bin 46 kaçak göçmen sõğõnma ya da mültecilik hakkõ istedi. Yuna- nistan ise 2008 yõlõ başõndan bu yana 4 bin 118 yasadõşõ göçmeni Ege Denizi’nin Türk karasularõ- na bõraktõ. Genelkurmay Başkanlõğõ, Sahil Güvenlik Komutanlõğõ, BM Mül- teciler Yüksek Komiserliği veri- lerinden derlenen bilgiler, Türki- ye’nin yasadõşõ göçün ana güzer- gâhõnda bulunduğunu açõkça or- taya koyuyor. Verilere göre, sa- dece son bir hafta için 432 kişi Türkiye’yi yasadõşõ göç güzergâ- hõ olarak kullanmaya çalõşõrken her gün en az 100 kişinin yaka- lanmasõ dikkat çekiyor. Eylül ayõ başõndan bu yana Türkiye’ye ya- sadõşõ yollardan giriş çõkõş yap- maya çalõşan 5 bin 949 göçmen yakalandõ. Afganistan ve Pakistan ağırlıklı Kaçak göçmenlerin büyük bö- lümünü Afganistan, Filistin, Irak ve Pakistanlõlar oluşturuyor. Bu- na göre son bir ay içerisinde sõ- nõrdan kaçak geçiş yapmaya ça- lõşan 1357 Afganistanlõ, 1191 Pakistanlõ, 1023 Filistinli, 860 Iraklõ, 261 Somalili, 121 Gürcü, 92 Bangladeşli yakalandõ. İran, Suriye, Türkmenistan, Kõzgõzis- tan, Eritre ve Myanmar uyruklu- lar da yasadõşõ göçmenler arasõn- da ağõrlõklõ olarak yer alõyor. Verilere göre, kaçak göçmenler en çok Türkiye-Yunanistan sõnõ- rõnda yakalanõyor. Buna göre son bir ayda Yunanistan sõnõrõnda 28 operasyon, Suriye sõnõrõnda 20 operasyon ve İran sõnõrõnda 18 operasyon düzenlendi. Kalan 45 operasyonsa başta Van olmak üzere Tekirdağ, Edirne, Antalya ve Hatay’da gerçekleştirildi. Şe- hir merkezlerinde gerçekleştirilen operasyonlarda da yaklaşõk 1500 kişi yakalandõ. Yunanistan denize bırakıyor Sahil Güvenlik Komutanlõ- ğõ’nõn verilerine göre, Türkiye de- niz yoluyla Avruya’ya geçmeye çalõşan göçmenleri kurtarmak için de büyük çaba gösteriyor. Bu- nun nedeni ise Yunanistan’õn ya- sadõşõ göçmenlere yönelik tutumu. Verilere göre Yunanistan 2008 yõ- lõ başõndan bu yana Ege’de Türk karasularõna teknesi dahi bulun- mayan 4 bin 118 yasadõşõ göçmen bõraktõ. Bu göçmenler Türk Sahil Güvenliği tarafõndan kurtarõldõ. BM Mülteciler Yüksek Komi- serliği tarafõndan hazõrlanan ra- pora göre de Türkiye’den Eylül 2008’e kadar olan 8 aylõk süreç- te toplam 14 bin 46 kaçak göçmen yasal sõğõnma ya da mültecilik hakkõ istedi. En yoğun başvuru 1140 başvuruyla Van’da kaçak olan göçmenlerden geldi. Bunu 624 ile İstanbul izledi. 14 bin 46 kaçak göçmenin 5 bin 418’i Tür- kiye’den sõğõnma hakkõ isterken 8 bin 628’i de mülteci kamplarõ- na yerleştirilmek için başvuruda bulundu. Yõl sonuna kadar BM Mülteciler Yüksek Komiserli- ği’ne başvuranlarõn sayõsõnõn 20 bini geçmesinin beklendiği be- lirtildi. Haber Merkezi - Türk Telekomünikasyon AŞ, gazetemizde 20 Eylül 2008’de “Telekom sandığına suç duyurusu” ve 22 Eylül 2008’de “AKP’nin Telekom sandığı” baş- lõklõ haberlerle ilgili yazõlõ bir açõklama yap- tõ. Açõklamada, Türk Telekom Sağlõk ve Sos- yal Yardõm Vakfõ’nõn parasõ üzerinde Türk Telekom’un hiçbir şekilde tasarruf yetkisinin bulunmadõğõ bildirildi. Türk Telekomünikasyon AŞ tarafõndan yapõlan yazõlõ açõklama şöyle: “1954 yılında kurulan Türk Telekom Sağlık Yardım Sandığı’nın (SYS) amacı, çalışanlara ve aile bireylerine sağlık ve sos- yal ihtiyaçları için ek yardım yapmaktır. Ayrı bir hukuki oluşum olan SYS bütçe- sindeki paranın Türk Telekomünikasyon AŞ’ye aktarılması hiçbir şekilde söz ko- nusu olmadığı gibi, SYS’nin gelirleri bu- güne kadar SYS adına olan ayrı bir vadeli hesapta değerlendirilmiştir. Üyelere ya- pılan yardım miktarı ve diğer sağlık ve sos- yal giderler ile toplanan aidat gelirleri ise muhasebe ve vergi kayıtları ile sabittir. Türk Telekom Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı ise Sağlık Yardım Sandığı’nın de- vamı niteliğinde kurulmuş olup aynen Sandık’ta olduğu gibi Türk Telekom ça- lışanlarına hizmet vermektedir. Ayrıca özelleştirme nedeniyle başka kamu ve kuruluşlarına giden Türk Telekom’un eski çalışanları SYS Yönetmeliği nedeniyle SYS’den yararlanamaz iken kurulan Va- kıf ile nakil olan personele de aynen Türk Telekom çalışanları gibi yararlanma hak- kı verilmiştir. Yine Türk Telekom tara- fından SYS’ye her yıl yapılan katkı payı ödemesinin Vakıf’ta da devam etmesi ön- görülmüştür. Ayrıca Sandığın tasfiyesi halinde mevcut malvarlığının ne olacağı 406 sayılı yasada açıkça düzenlenmediği halde Vakfın dağılması halinde malvarlı- ğının yine kendi yararlananları arasında dağıtılacağı Vakıf Senedi’nde açıkça dü- zenlenmiştir. Bu haliyle üyelerinin men- Mehmet A. Aybar sempozyumla anıldı İstanbul Haber Servisi- Türkiye Sos- yalist hareketinin liderlerinden, güleryüzlü sosyalizm tezinin dünya çapõnda önderi Mehmet Ali Aybar doğumunun 100. yõl- dönümünde Galatasaray Üniversitesi’nde (GSÜ) düzenlenen sempozyumla anõldõ. Bu yõl 12. düzenlenen Mehmet Ali Ay- bar’õ Anma Sempozyumu’nda konuşan GSÜ İktisat Bölümü Başkanõ Prof. Dr. Ahmet İnsel, Aybar’õn eşitliğe, meşrui- yete, hümanizme olan bağlõlõğõnõ vurgu- layarak, “Aybar’a göre burjuvazi ve bürokrasi, sosyalizmin iki düşmanıy- dı” dedi. Eski Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sos- yalist Devrim Partisi (SDP) kurucu ve ge- nel başkanõ Mehmet Ali Aybar için GSÜ’nün Ortaköy’de Merkez Yerleşkesinde sem- pozyum düzenlendi. Prof. Dr. İnsel, Aybar’õn “eşitlik, özgürlük, kardeşlik, adalet” slo- ganlarõ arasõndan sosyalizme en yakõn kav- ram olan ‘eşitlik’ kavramõna çok yoğun bir şekilde vurgu yaptõğõnõ belirterek, “Aybar, eşitliğe, sınıfsal eşitliği aşan bir şekilde po- zitif ayrımcılığa yakın bir anlam yükle- miştir. Bu şekilde ‘Bey Takõmõ’ tabir etti- ği kesimin yönetimdeki hakimiyetini yık- ma ya da en azından ideolojik olarak bu- nu kırma çabasındadır. Aybar sosyalizmin düşmanı olarak burjuvazi ve bürokrasiyi işaret ediyordu” diye konuştu. Aybar’la Fransa’da öğrenciyken, 1975’te kurduğu Sosyalist Devrim Partisi’nin Avru- pa örgütlenmesi için kendilerinden yardõm is- tediği sõrada tanõştõğõnõ belirten İnsel, Aybar’õn Sosyalist Parti deneyiminin siyasal etki açõ- sõndan çok önde olan bir deneyim olmadõğõnõ belirtti. İnsel Sosyalist Parti’nin TİP’ten farklõ olarak hareket üzerinden değil fikir üze- rinden yola çõktõğõnõ ifade etti. Aybar’õn Türkiye sosyalist hareketine iki önemli tema bõraktõğõnõ hatõrlatan İnsel bun- lardan ilkinin bugün anlamõnõ çoğunlukla yi- tiren Türkiye merkezli sosyalizm tartõş- masõ olduğunu, ikincisinin ise hala tar- tõşõlan “tam bağımsızlık” kavramõ ol- duğunu söyledi. İlk oturumda söz alan yazar Tarık Ziya Ekinci, Aybar’õn tam bağõmsõzlõk kavramõna bağlõlõğõnõn ço- cukluğunda İstanbul’un işgalini yaşa- masõyla ilgili olduğunu ifade ederken Ay- bar’õn meşruiyetçi ve insan haklarõ ko- nusunda hassas hümanist yönüne vurgu yaptõ. İlk oturumun ikinci konuşmacõsõ yazar Barış Ünlü ise Aybar’õn politik bi- yografisini yazdõğõ kitap ve ardõndan gelen tepkiler çerçevesinde Türk solunu değerlendirdi ve konuşmasõnõ Mehmet Ali Aybar’õn 100. doğum yõldönümü, 68 hareketinin 40. yõlõ ve Ergenekon davasõnõn kesişimi üzerine kurdu.Ünlü, Aybar’õn gö- rüşlerinin Türkiye sosyalistlerine yeteri ka- dar nüfuz edemediğini, Türkiye solunun Mehmet Ali Aybar’a, dünyadaki 68 Hare- keti’ne teğet geçtiği gibi bugün de Ergene- kon’a teğet geçme gayretinde olduğunu söyledi. Sempozyuma aralarõnda TTB Başkanõ Gencay Gürsoy, Ahmet Tonak, Adalet Ağaoğlu’nun da bulunduğu aydõnlar katõldõ. Katõlõmcõlar sunumlarõn ertesinde Aybar’la ilgili tanõklõklarõnõ paylaştõ. Türk Telekom’dan vakıf açıklaması faatları bakımından ve hu- kuki açıdan Sandığa göre daha sağlam bir yapı oluş- turulmuştur. Türk Telekomünikasyon AŞ’den ayrı bir tüzelkişilik olan Türk Telekom Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı, gerek idari ve adli ma- kamların dış denetimine açık, gerekse sona erme ha- li, hangi hallerde ve nasıl dağılacağı, dağılması ha- linde malvarlığının nasıl dağıtılacağına kadar her aşaması ve uygulaması Va- kıflar Kanunu, Vakıflar Tüzüğü, Vakıf Senedi ve diğer ilgili mevzuatta dü- zenlenen hukuki bir olu- şumdur. Bu nedenle, söz konusu Vakfın parası üze- rinde Türk Telekomüni- kasyon AŞ’nin hiçbir şe- kilde tasarruf yetkisi bu- lunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle, SYS bütçesinin Türk Telekom tarafından kullanıldığı ve- ya Türk Telekom’un iste- diği zaman Vakfı dağıtarak paralarını kendisinin ala- bileceği yönündeki iddialar gerçeklerle bağdaşmamak- tadır.” Ankara Üniversitesi’ne (AÜ) yemek hizmeti veren şirkette işten çıkarılan işçilerin geri alınması talebiyle işçiler ve öğrenciler bir- likte eylem yaptı. AÜ Cebeci kampusu yemekhanesi önünde toplanan işçi ve öğrenciler ellerinde- ki kepçe ve kevgirlerle işvereni sloganlar atıp prostesto ederek kampus girişine kadar yürüdüler. İşçilere, DİSK’e bağlı sendikaların yöneticileri ve temsilcileri ile bazı öğretim üyeleri de destek ver- di. İşçilerden Gökçen Öztürk, burada yaptığı açıklamada Şeker Bayramı öncesinde başlatılan ye- mek boykotunun AÜ’nün tüm fakültelerinde devam ettiğini ve boykotun 5. gününe girdiğini söy- ledi. Gökçen Öztürk, taleplerinin işten çıkarılan işçilerin yeniden işe alınması, işçilerin sürgün edil- mesine son verilmesi, fazla mesai ücretlerinin ödenmesi, işçilere yönelik küçümseyici ve onur kı- rıcı davranışlardan vazgeçilmesi ve işçilerin iş güvencelerinin sağlanması olarak sıraladı. İşten çıkarmaya ortak protesto İstanbul ihlalde birinci FIRAT KOZOK ANKARA - Başba- kanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ’na yapõlan insan haklarõ ihlali baş- vurularõ geçen yõla oran- la yüzde 300 arttõ. En çok şikâyet edilen ku- rumlar, belediyelerle sağlõk kuruluşlarõ ve ba- kanlõklar olurken, en fazla şikâyet de tutuklu ve hükümlü haklarõyla sağlõk ve hasta haklarõ konularõnda yapõldõ. İs- tanbul, en fazla insan hakkõ ihlali başvurusu yapõlan kent oldu. Başbakanlõk İnsan Haklarõ Başkanõ Prof. Dr. Hasan Tahsin Fen- doğlu, önümüzdeki günlerde kamuoyuna duyurulacak insan hak- larõ ihlali başvurularõ ile ilgili rapor hakkõnda Cumhuriyet’e bilgi verdi. İl ve İlçe İnsan Haklarõ Kurullarõ’na ya- põlan başvurularõn 2007’ye göre yüzde 300 arttõğõnõ belirten Fen- doğlu, 2007 yõlõ gene- linde İnsan Haklarõ Baş- kanlõğõ’na, il ve ilçe ku- rullarõna yapõlan ihlal başvurularõnõn 1495 ol- duğunu, buna karşõn 2008’in ilk 6 ayõndaki başvuru sayõsõnõn 2 bin 356’ya ulaşarak bunu neredeyse ikiye katladõ- ğõnõ söyledi. En fazla ihlal başvu- rusunun tutuklu ve hü- kümlü haklarõyla ilgili olduğuna işaret eden Prof. Dr. Fendoğlu, bu konuda 6 ay boyunca 391 farklõ ihlal başvu- rusu yapõldõğõnõ söyledi. İkinci sõrada 344 baş- vuru ile sağlõk ve hasta hakkõ konusunun gel- diğini belirten Fendoğ- lu, üçüncü sõrada ise 218 başvuru ile çevre hakkõnõn yer aldõğõnõ belirtti. Fendoğlu, 2007’de en fazla baş- vuru yapõlan üç konu- nun sağlõk, kötü mua- mele ve mülkiyet olarak sõralandõğõnõ anõmsattõ. Rapora göre en fazla ihlal başvurusu yapõlan kentin İstanbul olduğu- nu anlatan Prof. Dr. Fendoğlu, bu kentten kendilerine ulaşan top- lam başvuru sayõsõnõn 379 olarak belirlendi- ğini söyledi. Sınırötesi operasyon tezkeresi TBMM’de görüşüldü ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türk Si- lahlõ Kuvvetleri’nin, te- rör örgütü PKK’ye yö- nelik sõnõtöresi operasyon yapma yetkisini 1 yõl sü- reyle uzatan Başbakanlõk Tezkeresi dün TBMM Genel Kurulu’nda görü- şüldü. AKP, CHP ve MHP’nin destek verdiği tezkereye PKK ile orga- nik bağõ olmakla suçla- nan DTP karşõ çõktõ. Tez- kere üzerinde grubu adõ- na söz alan CHP İstanbul Milletvekili Şürkü Elek- dağ, Aktütün sõnõr kara- koluna yapõlan saldõrõ- nõn son derece düşündü- rücü olduğunu belirte- rek, “Karakolun taşın- ması planlanmış idiyse neden zamanında ya- pılmamıştır? Karakola neden ileri teknoloji ça- ğında, saldırıları önce- den ihbar eden, elek- tronik alarm sistemi kurulmadı? Taşına- mamasını sadece mali olanaklar ve inşa zor- luklarına bağlamak ge- çerli değildir. Hükü- met tatmin edici açık- lama yapmalıdır” dedi. Aktütün saldõrõsõ dahil, terörle mücadelede Tür- kiye’nin gösterdiği zafi- yetin hükümetin “cay- dırıcı” bir politika orta- ya koyamamasõndan kaynaklandõğõnõ belirten Elekdağ, teröristlerin bü- tün planlarõnõ, cinayetle- rini Barzani’nin kontrol ettiği bölgede hazõrladõ- ğõnõ, askerlerimizi şehit ettikten sonra da orada- ki “inlerine” döndüğüne dikkat çekti. MHP Ankara Millet- vekili Deniz Bölükbaşı da AKP hükümetini te- rörle mücadele konu- sunda yeterince caydõ- rõcõ politika izlememek- le suçladõ. Terörle mü- cadeleden sadece “as- keri operasyonlarla” sonuç alõnamayacağõnõ belirten Bölükbaşõ, eko- nomik ve siyasi yaptõ- rõmlarõn mutlaka uygu- lanmasõ gerektiğini söy- ledi. DTP Grup Başkan- vekili Fatma Kurtulan ise Türkiye’de 25 yõldõr askeri operasyon yapõl- dõğõnõ ancak Kürt soru- nunun çözülemediğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle