24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 9 EKİM 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk DÜNYA HALİ.. MEDYA NOTU EMRE KONGAR Nazan Moroğlu’ndan Haber Var Geçen hafta, yeni Sosyal Güvenlik Yasası’nda ka- dınlara yapılan haksızlıklar karşısında suskun kalan kadın kuruluşlarını eleştiren yazım üzerine birkaç önemli yanıt aldım. Bunlardan biri, bu konuda yaptıkları çalışmaları bil- mediğimi, bunun da ‘benim ayıbım’ olduğunu ve asıl benim kadın hakları kuruluşlarını eleştirmemin he- sabını vermem gerektiğini söylüyordu; amacım po- lemik olmadığı için bu mektubun üzerinde durmu- yorum. Sayın Nazan Moroğlu’ndan da iki mektup aldım. Moroğlu yazımın onu niçin üzdüğünü şöyle anla- tıyor: “…Başta Medeni Kanun, TCK, İş K.; anayasa de- ğişiklikleri olmak üzere yasalaşma sürecinde kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalarımızı, (yazınızdan anlaşıldığı gibi) görünür kılamadığımız için; ülkemizde demokrasinin araç olarak kullanıldığı bir zihniyet egemen olduğu için; kadın erkek eşitliği de- mokrasinin temel kriteri olarak görülmediği için; si- yaset kadınlara kapalı bir arena olduğu için; TBMM’ye giren az sayıda kadın milletvekilinin de etkisi olamadığı için; fazla seslerini çıkaramadıkları için… …Yasalarla ilgili ne yazık ki bütün çabalarımız Mec- lis’in kapısına kadar uzanıyor, içeri bir türlü tam an- lamıyla yansıyamıyor. Özellikle kadın nüfusunun (yaklaşık beş milyonu okuma yazma bilmeyen olmak üzere) yüzde 84’ünün en çok ilkokul mezunu olduğu; iş bulma olanağının bulunmadığı dikkate alınmadan hazırlanan SOSYAL GÜVENLİK’TE REFORM ADINA yürürlüğe giren ye- ni yasa KADINLARIN (eğitim, istihdam vd.) KONU- MU DİKKATE ALINMADAN HAZIRLANMIŞTIR. BU NEDENLE KADIN HAKLARININ ZEDELENMESİNE YOL AÇAN BİR SONUÇ DOĞURACAKTIR. Çünkü yasalar hazırlanırken, Atatürk’ün kadın er- kek eşitliği yol haritasını göz ardı eden, bu neden- le gerçek demokrasiyi yerleştiremeyen erkek egemen TBMM kadınların sesini duymuyor, duyar gibi yap- sa da dikkate almıyor. ‘Ne kadar demokrasi, o kadar sivil toplumun etkisi, hele bir de demokrasi amaç değil, araç haline geti- rilmişse’.. bunu da biliyoruz.” Moroğlu’nun ikinci mektubu da şöyle: “…Ülkemizde ne yazık ki demokratikleşme yolunda ilerleyememizin nedeni siyasi iradeden kaynaklanı- yor. Özellikle eğitim, istihdam ve siyasette kadın erkek eşitliğine yönelik gelişmeler demokrasiyi güçlendi- recek, tabii bunun için kararlı bir devlet politikası ge- rek. Ama söz konusu kadın hakları olunca, o parti ya da bu parti anlayışları da, kararları da pek farklı ol- muyor…. Örneğin, Medeni Kanun değişikliği için kadın ku- ruluşları ve kadın hukukçular olarak verdiğimiz mü- cadeleyi anımsayacaksınız… …Evet MK değişti; aile hukukunda eşlere eşit hak- lar tanındı. Ama bu eşit hakların ekonomik yanı ‘eşit paylaşım’, mevcut evlilikler açısından eksik bırakıl- dı… …Çünkü gerekçesine uygun biçimde tasarıda ‘bü- tün evlilikleri EVLİLİK TARİHİNDEN İTİBAREN’ kap- sayacağı belirtilen mal rejimi kuralları, TBMM Genel Kurulu’nda son anda verilen bir önerge ile ‘KANUN YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİ TARİHTEN İTİBAREN kap- sar’ şeklinde değiştirildi. Böylece yeni Medeni Ka- nun’un sağladığı eşit paylaşım yaklaşık 17 milyon ev- li kadın için geçerli olamadı. Yeni MK yürürlüğe girdiğinde mevcut olan evli- liklerde, kadınların yaşadıkları mağduriyetin kaldırı- lamamış olmasını; sadece kadın kuruluşlarının etki- sizliği diyerek açıklamak acaba hakkaniyete uygun mu? Erkek egemen siyasetin hiç kusuru yok mu? Aynı şekilde sosyal güvenlik konusunda çıkarılan yasada kadınların mağduriyetini görmezden gelen- ler, kadın haklarını göz ardı edenler değil mi? Ka- dınların eğitim- istihdam durumunu dikkate almayan ve mağdur olmalarına yol açacak bir yasanın SOS- YAL DEVLET ilkesiyle bağdaşmayacağını belirten yo- ğun uyarıcı, eleştirel raporlar gönderildiği halde. Çünkü ‘Siyaset Kadınlara Kapalı’; ‘Kadın Millet- vekilleri Sayılarının Azlığı Nedeniyle Etkili Olamıyor- lar’; ‘çağdaş erkeklerin büyük çoğunluğu siyasette kotaya karşı çıkıyorlar’; ‘kadınlar da mücadele ede- rek siyasete girsin diyorlar, hem de parti içi de- mokrasinin olmadığı bir yerde.’…” Sevgili okurlarım, Moroğlu’nun mektubundan da anlaşıldığı gibi, insan hakları, kadın hakları ve de- mokrasi bir bütün. Kadına “ikinci sınıf vatandaş” muamelesi yapan bir iktidar “demokratik” diye nitelenebilir mi? ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org Starbucks her gün 170 bin litre suyu boşa akõtõyor İstanbul Haber Ser- visi - Dünya kahve devi Starbucks’õn “hijyen” ge- rekçesiyle günde 23.4 mil- yon litre suyu boşa akõtan ve işletmelerinde “akar su politikası” uygulayan firma, İstanbul’da her gün 170 bin litre suyu boşa akõtõyor. Türkiye’deki 117 Star- bucks’ta harcanan top- lam 300 bin litre su ise 4 kişilik bir ailenin bir yõl- lõk su tüketimine denk geliyor. İstanbullularõ su tasarrufu yapmalarõ ko- nusunda uyaran İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSKİ Genel Mü- dürlüğü ise faturalarõnõ zamanõnda ödediği ge- rekçesiyle şirkete her- hangi bir yaptõrõmda bu- lunmuyor. İBB Zabõta Ekipleri’nce 2007 yazõn- dan bu yana uygulanan ve 100 YTL ile 3 bin YTL arasõna cezayõ öngören “halı yıkama” yasağõnõn anõmsatõlmasõ üzerine ise yetkililer, “Halılar so- kakta yıkandığı için ce- za kesiliyor. Evinizde halınızı yıkarsanız ce- zası yok. Yasağın su ta- sarrufu adı altından ak- tarılması yanlış anla- malara neden oluyor. Bu yasağın su tasarru- fuyla ilgisi yok” savun- masõnda bulundular. İstanbul’un 2007 ya- zõndan bu yana su sõkõn- tõsõyla karşõ karşõya kal- dõğõna dikkat çeken yurt- taşlar, İBB Başkanõ Kadir Topbaş’õn su tasarrufu çağrõsõnõn inandõrõcõlõğõnõ yitirdiğini söylediler. KAHVE DÜNYASININ DEVİ Dünyada yaklaşõk 500 milyon kişinin ruhsal sorunlarõ bulunuyor, 20 milyondan fazla insan yardõm arayõşõ içinde Ruh sağlõğõmõz yerinde değil İstanbul Haber Servisi - Dünyada yaklaşõk 500 milyon ki- şinin ruhsal sorunlarõ bulunduğu, 20 milyondan fazla insanõn da ruhsal sorunlar nedeniyle yardõm arayõşõ içinde olduğu belirtiliyor. Türkiye’de birinci basamak sağlõk kuruluşlarõna başvuran yaklaşõk her dört kişiden birinin ruhsal sorunlar yaşadõğõ ve te- davilerinin yetersiz olduğu ifade edilirken ruh sağlõğõ yasasõnõn bir an önce çõkarõlmasõ gerektiği kaydediliyor. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlõğõ Günü ile ilgili olarak Psikiyat- ri Derneği, Türk Nöropsikiyat- ri Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Psikiyatri Hemşirele- ri Derneği, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlõğõ Derneği üyelerinin oluşturduğu Ruh Sağlõğõ Plat- formu üyeleri, dün İstanbul Ta- bip Odasõ’nda basõn toplantõsõ düzenlediler. Türk Nöropsikiyatri Derneği ve Ruh Sağlõğõ Platformu’ndan Doç. Dr. Peykan Gökalp, Dün- ya Ruh Sağlõğõ Federasyonu’nun bu yõl konu olarak “ruh sağlı- ğının tüm dünyada, tüm ülke- lerde, toplumun tüm kesimle- rinde öncelikli hale gelmesini” belirlediklerini anõmsatarak, dev- letin ruh sağlõğõ hizmetlerine daha fazla kaynak ayrõlmasõ ge- rektiğini söyledi. Tüm yurttaşlarõn temel hakla- rõndan olan “ruhça ve bedence tam bir iyilik hali olan sağlığı için Ruh Sağlığı Yasası”nõn en kõsa zamanda çõkarõlmasõ ge- rektiğini vurgulayan Gökalp “Ruh sağlığının tüm dünya için bir öncelik olmasını, bu- nun için de ülkelerin politik ön- celikleri arasına girmesi ge- rektiğini düşünüyoruz” dedi. Doç. Dr. Peykan Gökalp, ruh sağlõğõnõn tüm dünyada, tüm ülkelerde, toplumun tüm kesimlerinde öncelikli hale gelmesini, devletin ruh sağlõğõ hizmetlerine daha fazla kaynak ayõrmasõ gerektiğini söyledi. İSTANBUL/İZMİR (Cum- huriyet) - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, YÖK Genel Kurulu’na bir yõl önce AKP iktidarõ tara- fõndan atanan bir üyenin İÜ rek- törlük seçimlerinde aday olarak çõkmasõnõ şaşõrtõcõ bulduğunu belirterek “Demokrasi, eşitlik ve bilimsel özerklik böyle mi sağ- lanacaktır? İÜ hiçbir zaman herhangi bir siyasi iktidarın gösterdiği veya göstermek is- tediği hedef doğrultusunda yü- rümemiştir” dedi. İstanbul Üniversitesi (İÜ) 2008-2009 Eğitim-Öğretim yõlõ dün Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda düzenle- nen törenle açõldõ. Törene İÜ Rektörü Parlak, Yeditepe Üni- versitesi Mütevelli Heyeti Baş- kanõ Bedrettin Dalan’õn yanõ sõ- ra çok sayõda dekan, öğretim üyesi ve öğrenci katõldõ. Tören- de bir konuşma yapan Prof. Par- lak, üniversite yönetimlerinin siyasallaştõrõlmasõnõn demokra- siye katkõsõ olmayacağõnõ vur- gulayarak, “Ülkemiz ve eğitim kurumlarımız öncelikle içine itildikleri yapay sorunlarla bo- ğuşmaktadır. Daha kötüsü si- yasi hesapların eğitimle iç içe girmiş olmasıdır” diye konuş- tu. Türkiye’yi din odaklõ toplu- ma dönüştürme isteği olanlarõn başarõlõ olamayacağõnõ belirten Parlak, “Türkiye’nin bu gibi kimselerin düzeni değiştirme güçlerini çok aşan bir büyük- lüğü vardır. Bu ulus tarihiyle şu an sahip olduğu ekonomik gücüyle ve eğitilmiş kadrola- rıyla bu insanların çapının çok ötesinde bir büyüklüğe sahip- tir. Asıl sorun, bu kimselerin dış güçlerin politik çıkarlarına alet edilmesidir” dedi. Parlak, “Laiklik öncelikle bu tür teh- likelerin önlenebilmesinin ön- koşuludur. Düşüncelerimiz, görüşleri- miz, inançlarımız sadece bi- reyleri değil toplumumuzu da kolayca karşıt gruplara sü- rükleyebilmektedir. Bu sebeple laiklik bu anlamda altarnatifi olmayan bir düşünce ve bir davranış modelidir. Halbuki şu an da toplumu- muz zorla kılık kıyafet tartış- ması üzerine çekilmiş, anlam- sız bir gerilim içinde tutul- makta ve buna bağlı olarak la- ik-anti laik tartışması yaşatıl- maktadır” diye konuştu. Ege Üniversitesi (EÜ) 2008- 2009 akedemik yõlõ dün gerçek- leştirilen törenle açõldõ. AMASYA LİSESİ’NDE 5 BRANŞLI DERS YAPILIYOR MEHMET MENEKŞE AMASYA- Amasya Lisesi binasõnda Anadolu Lisesi, Yabancõ Dil Ağõrlõklõ Lise, Kõz Meslek Lisesi, Güzel Sanatlar ve Genel Lise olmak üzere beş lise birden eğitim öğ- retime başladõ. Lisede eğitim sabahçõ ve öğ- lenci olmak üzere ikiye bölünürken, tene- füsler beş dakikaya, öğle arasõ ise yirmi da- kikaya indirildi. Öğrencilerin diğer okul- lardan farklõ olarak saat 7.50’de ders başõ yaptõğõ okulda, giriş ve çõkõşlarda yõğõlma ya- şanõrken, sõnõflar ve öğretmenler odasõ da ye- tersiz kaldõ. Yabancõ Dil Ağõrlõklõ Lise’nin son sõnõf öğrencisi Onur Özveren, bu du- rumdan tüm öğrencilerin şikâyetçi olduğu- nu, velilerin tepki gösterdiğini ancak ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin tep- kilere duyarsõz kaldõğõnõ belirtti. Özveren, “Okulumuz, beş lisenin ağırlığını kaldı- ramayacak durumda. Bu durumda eği- tim görmek biz öğrencileri sıkıntıya so- kuyor. Diğer okullardan daha erken der- se başlıyoruz. Bu durumun düzeltilmesi gerekir” dedi. Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanõ Cüneyt Kula yaptõğõ açõklamada durumu “komedi” olarak nitelendirdi. Ku- la, Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn okullarõn fi- ziki yetersizliklerini göz ardõ ettiğini ve eği- timde plansõz davrandõğõnõ söyledi. SAĞLIK BAKANLIĞI USULSÜZLÜK TESPİT ETTİ Yeşil kartların yarısı iptal edildi SAMSUN (Cumhuriyet) - Sağlõk Ba- kanlõğõ’nca Samsun ve ilçelerinde toplam verilen 380 bin 187’i yeşil kartõn yarõsõ usulsüzlük gerekçesiyle iptal edildi. Sağlõk Bakanlõğõ tarafõndan 1 Mart’tan itibaren yeşil kartlarõn sağlõk karnesine dönüştürülmesi kararõ için Samsun’da 380 bin 187 kişinin dosyasõ incelendi. İhtiyacı olmayanlara da yeşil kart verilmiş Yapõlan çalõşmalar sonucunda 190 bin 359 kişinin mükerrer veya gereksinimi ol- madõğõ halde yeşil kart aldõğõ belirlendi. Bu kişilerin yeşil kartlarõ iptal edildi. Yeşil kart uygulamasõnda bazõ suiistimaller yaşanmasõna karşõn sosyal devlet anlayõ- şõnõn önemli bir göstergesi olduğunu be- lirten Samsun Tabip Odasõ Başkanõ Cem Şahan, “Sağlıkta dönüşüm projesi ve sosyal devletin yok ediliş sürecinde yeşil kart uygulaması aşama aşama yok edilmektedir. Bu uygulamayı daha hümanist bir noktaya taşıma yerine sigorta bazlı sağlık hizmeti sunumu seçildiği için yoksulun sağlık hakkı yok edil- mektedir” dedi. Şahan, genel seçimler sonrasõ yeşil kart sayõsõnõn hõzla düştü- ğüne de dikkat çekti. Adana’da iki penisli ve iki anüslü bebek dünyaya geldi Haber Merkezi - Adana’da, 4 yõldõr çocuk özlemi çeken ailenin erkek bebeği, iki penisli ve iki anüslü olarak dünyaya geldi. Milyonda bir görülen vaka olarak değerlendirilen ve ‘Musa’ adõ verilen bebeğin normal sağlõğõna kavuşmasõ için bir dizi ameliyat olmasõ gerekiyor. Aile, hamileliği izleyen doktorun bebeğin bu özürle doğacağõnõ geç belirlediğini iddia ederek tepki gösterdi. AKP Beyoğlu İlçe Binası önünde patlama İstanbul Haber Servisi - Kasõmpaşa Bahariye Caddesi’ndeki AKP Beyoğlu İlçe Başkanlõğõ önünde park halindeki araçlar arasõnda dün sabah 08.00 sõralarõnda meydana gelen patlama maddi hasara neden oldu. Can kaybõnõn olmadõğõ patlamada, AKP ilçe örgütünün yanõnda bulunan Ahmet Emin Yalman İlköğretim Okulu öğrencilerinin derste olmasõ olasõ bir faciayõ önledi. Polis ekipleri saldõrõyõ gerçekleştirdiği ileri sürülen 20-25 yaşlarõnda bir kişinin yakalanmasõ için çalõşma başlattõğõ belirtildi. HİCRAN ÖZDAMAR/SİBEL BAHÇETEPE İZMİR/İSTANBUL - AKP hükümeti tara- fõndan 1 Ekim’de yü- rürlüğe konulan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağ- lõk Sigortasõ (SSGSS) ile Sağlõk Uygulama Tebliği (SUT) uygula- maya girdiği ilk günden itibaren olumsuzluklarõ da beraberinde getirdi. İzmir Eczacõ Odasõ Başkanõ Tuncay Sayıl- kan, devletin eczacõla- ra tahsilatçõlõk yaptõr- dõğõnõ belirterek, “Hü- kümet bir yandan ‘sağlõk alanõnda devrim yaptõm’ diye açıkla- malar yapıyor. Diğer yandan bize tahsilat- çılık yaptırıyor” dedi. Uygulamaya karşõ çõkmalarõ durumunda, kurumlardan alacakla- rõnõn kesildiğine dikkat çeken Sayõlkan, “Sosyal devlette eğitim ve sağ- lık ücretsizdir. Ücret- siz işlemesi gereken sistemde hükümet ‘10 YTL’ni alõrõm’ diyor. Özelleştirmenin yo- lu açılıyor. Sigortalı- lardan bu parayı alı- yoruz. Emeklilerinse katılım payları ve muayene ücretleri ma- aşlarından kesiliyor. Bir ayda 4 – 5 kez has- taneye başvuran emeklinin maaşından 50 YTL’ye yakın para kesilecek. Emeklilerin maaş- larından büyük para- lar kesilince, şaşkına döneceklerdir” diye konuştu. İstanbul Eczacõ Oda- sõ’nda dün düzenlenen basõn toplantõsõnda ko- nuşan Oda Başkanõ Ec- zacõ Semih Güngör, daha önceden 1 YTL olan muayene ücretleri- nin SUT ile ikinci ba- samak resmi sağlõk ku- ruluşlarõnda 3 YTL, eği- tim ve araştõrma hasta- nelerinde 4 YTL, üni- versite hastanelerinde 6 YTL, özel sağlõk ku- rum ve kuruluşlarõnda 10 YTL olarak belir- lendiğini anõmsatarak “Yurttaşa bütün has- tanelerin kapılarını aç- tığını öne süren AKP hükümeti, katılım pa- yı, katkı payı, ilave üc- ret adı altında sağlık hizmetini piyasalaş- tırmıştır” dedi. ‘AKP sağlõk hizmetlerini piyasalaştõrdõ’ ECZACILAR YURTTAŞLARLA KARŞI KARŞIYA İstanbul Üniversitesi 2008-2009 eğitim-öğretim dönemi törenle açõldõ Rektörden laiklik uyarısı ‘Eğitim almakta zorlanıyoruz’ İstanbul üniversitesi İletişim Fakültesi dün açõldõ. Dana sonra dekan Suat Gezgin açõlõşta bir konuşma yaptõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle