05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B [email protected] İ Ş Ç İ L E R İ Ç İ N Y E M E K B O Y K O T U Ankara Üniversitesi Meclisi, üniversiteye yemek hizmeti sağlayan şirketin işten çõkarttõğõ işçilerin geri alõnmasõ amacõyla 6 Ekim Pazartesi gününden itibaren yemek boykotu başlattõ. Şirkette yaşanan işçi çõkarmalarõ üzerine işçiler DİSK’e bağlõ OLEYİS ve öğrencilerden destek istedi. Bunun üzerine bazõ öğrenciler, işçilere destek amacõyla 25 Eylül’de Ankara Üniversitesi Cebeci Kampusu’nda yemek boykotu başlattõ. Ankara Üniversitesi Meclisi’nin karşõlanmasõnõ istediği talepler şöyle: İşten çõkarõlan işçilerin tamamõ yeniden işe alõnmalõ ve işsiz kaldõklarõ süredeki kayõplarõ telafi edilmeli. İşçilerin sürgün edilmesine son verilmeli. Haftalõk 45 saatlik çalõşmanõn dõşõnda yaptõklarõ fazla mesainin ücreti ödenmeli. ROCK YILDIZLARI SENDİKA KURUYOR Aralarõnda Robbie Williams, Radiohead, the Kaiser Chiefs, Pink Floyd’un gitaristi David Gilmour, Craig David, Iron Maiden, Billy Bragg ve The Verve’ün bulunduğu İngiliz rock yõldõzlarõ sendika kuruyor. İngiliz basõnõnda çõkan habere göre, tüm sanatçõlarõn müzik şirketleri ve dijital yayõncõlarla hükümet karşõsõnda haklarõnõ korumayõ ve tek bir ses olarak hareket etmelerini amaçlayan “Sanatçõ Koalisyonu”, Manchester’daki müzik endüstrisi konferansõ “In the City”de başlatõldõ. Yönetim kurulu 6 sanatçõ, 3 menajer ve temsilciden oluşacak sendikanõn, müzisyenlere plak ve teknoloji şirketleriyle sözleşmelerinden sonra adil tazminat ödenmesi ve telif haklarõnõn korunmasõ konularõnõ içeren 6 maddelik bir manifestosu olacak. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Önce Terörü İyi Tanımlayalım... Terörle mücadele konusunu, laiklik konusundaki yaklaşımı nedeniyle hedef haline getirilmeye ça- lışılan askere bırakarak iktidarı aklamak isteyen- lerin çabaları son günlerde yeniden yoğunlaştı. Aktütün baskını nedeniyle Türk Silahlı Kuvvet- leri’ne verilen ödeneğe değgin tartışmalar, AKP’yi yapmadıklarını gizleyerek savunmayı amaçlıyor. Önce 16-17 Eylül 2008 günlerine dönelim. Bu tarihler Genelkurmay Başkanı Orgeneral İl- ker Başbuğ’un gazete, radyo ve televizyon ku- ruluşlarının temsilcileri ile Ankara’da “iletişim toplantısı” yaptığı günleri gösteriyor. Şimdi de Orgeneral Başbuğ’un sözlerinden bir bölümü alıntılayalım. “Yapılanma, teşkilatlanma el- bette önemli bir adım ama siz, teşkilatlanmayı yap- tığınızda o teşkilatlanmanın içinde nitelikli insan- larınız yoksa hiçbir anlam ifade etmez. Peki, Tür- kiye’nin acaba bu noktada sorunu ne? Biz o za- man da defalarca söyledik. Dedik ki; terörle mü- cadelenin güvenlik boyutu; ekonomik boyutu; sos- yo-kültürel boyutu; propaganda boyutu, yani psikolojik harekât boyutu, bir de kapsamlı bir ulus- lararası harekât boyutu var. Biz beş bölüm altın- da topladık. Siz bunu belki altıya, yediye de çı- kartabilirsiniz. Bu konularda asker - sivil ayrımı yapmayalım. As- kerse asker, sivilse sivil, bu konuda Türkiye’nin en iyi yetişmiş adamlarını alın buraya koyun. Ama bu insanlar 365 gün 24 saat tam olarak çalışacaklar. Burada sosyoloğa, psikoloğa, eğitimciye, planla- ma vb. konularda nitelikli personele ihtiyacımız var, yani kapsamlı bir yapılanmaya ihtiyacımız var ama, bu henüz gerçekleşmedi. Biz bunu 10 sene önce söyledik. Artık biraz pra- tiğe dönelim, pratik uygulamalarla gidelim...” Asker, terörle mücadele konusunda yaptıkları- nı anlatmakla yetinmemiş, 10 yıldır yinelemekte olduğu önerilerini de anımsatmış bulunuyor. AKP iktidarının anılan 10 yıllık sürecin 6 yılında ülkenin her şeyinden sorumlu olduğunu düşü- nürsek, terörle mücadele konusundaki sivil kat- kılarının ne olduğunu da sorgulamak zorunluğu- nu duyarız. Bir noktayı daha belirtelim. Orgeneral Başbuğ’un önceki gün Genelkurmay Karargâhı’nda 6 terör uzmanı siville 5 saat süren bir toplantı yapması, askerin kendi önerilerini ya- şama geçirme konusundaki tutarlılığını gösteriyor. Terörle mücadelenin esas sorumlusu olan ik- tidarı bir yana bırakarak olağanüstü hal (OHAL) uy- gulamasını gündeme getirmek de sanırım dikkatleri başka yöne kaydırmayı amaçlıyor. Yaşayarak gördük ki OHAL genelde sivillere bü- yük acılar yaşatmanın ötesinde bir çözüm geti- remedi. Terörle Mücadele Yasası’nın değiştirilmesi ko- nusu da yeni endişelerin doğmasına yol açtı. Terörün siyasal yaklaşımlarla tanımlanmaya açık oluşunun yarattığı ortamı ve “korku impara- torluğu” eleştirilerini artık herkes biliyor. Terör tanımı hukuk dikkate alınarak yapılmaz- sa, yani Türkiye’nin can kaybına ve huzurunun kaçmasına neden olan etnik ve bölücü terör açık- ça belirtilmezse, varlığı zaten tartışmalı olan de- mokrasimiz daha da geriye gidecek demektir. İktidar karşıtlarının da siyasal yorumlarla içine sokulabileceği bir tanım bizi bugünlerden de çok gerilere götürür. [email protected] A BD’de başlayan, ardõndan Avrupa’ya sõçrayan küresel finans krizi yavaş yavaş etki alanõnõ genişletiyor. Reel sektöre yansõmasõ beklenmeyen krizin ne yazõk ki reel sektöre etkileri, bõrakõn krizin kaynağõ olan ülkeleri, Türki- ye gibi uzak ülkelerde bile yaşan- maya başladõ. Krizin etkisine, genel durum üzerine tasarrufa gitmek is- teyen ya da toplu iş sözleşmelerinde yüksek zam vermek istemeyen iş- verenin kriz bahanesi de eklenince, olan yine çalõşana olmaya başladõ. Ücretsiz izin uygulamasõ ilk olarak, en büyük otomobil şirketlerinden TOFAŞ’ta başladõ. TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikasõ yönetimi, Av- rupa’da yaşanan ekonomik durgun- luk gerekçesiyle üretime 24 Ey- lül’de ara verdi. Üretimin 8 Ekim’de başlayacağõ açõklandõ. Üretimde değişikliğe giden şir- ketlerden biri de Bosch olacak. İd- dialara göre Bosch’da 3 ay üretim yüzde 50 düşürülecek. Türk Metal’in örgütlü olduğu oto- motiv yan sanayi fabrikasõ Autoliv’de de bir işçi kõyõmõ yaşanõyor. Geb- ze Organize Sanayi Bölgesi’nde ku- rulu, otomobillere emniyet kemeri, hava yastõğõ gibi aksesuvarlar üreti- len Autoliv fabrikasõnda, kriz baha- ne edilerek 200 işçi çõkarõldõ. Geçen ay başlatõlan işçi kõyõmõ 29’ar kişilik gruplar halinde sürdü. 750 işçinin üç vardiya üretim yaptõğõ fabrikada, 200 işçinin ardõndan 150 taşeron iş- çisi de tazminatlarõ ödenerek kapõ önüne konuldu. Üretimine 10 gün ara veren Go- odyear’in Sakarya’daki lastik fabri- kasõnda, işçiler zorunlu ücretli izne çõkarõldõ. Üretim 11 Ekim’de başla- yacak. Sözleşmeli olarak çalõşan iş- çilerde azaltmaya gidileceği, emek- liliği gelen 40 işçinin emekliliğe sevk edileceği belirtiliyor. Diğer yandan dõşarõda da yõkõmlar sürüyor. İsveçli otomotiv devi Vol- vo Cars 3300 kişiyi işten çõkarõyor. Volvo Cars’tan yapõlan açõklama- da, talebin düşmesi nedeniyle İsveç’te 2000 “mavi yakalı” ile 700 “beyaz yakalı” çalõşanõn işten çõkarõlacağõ belirtildi. Yurtdõşõnda da 600 kişinin işine son verilecek. Renault, 900’ü Fransa’da olmak üzere Avrupa’daki fabrikalarõndan 2 bin işçiyi çõkarmayõ planlõyor. Ford ve General Motors, bu yõl so- nuna kadar İspanya’da 1900 işçi çõ- karacağõnõ açõkladõ. Bahane edilmesin HSBC yarõsõ İngiltere’deki yatõrõm bankacõlõğõ bölümünden olmak üze- re küresel bankacõlõk ve piyasa ope- rasyonlarõnda görevli 1100 kişinin iş- ten çõkarõlacağõnõ açõkladõ. Hak-İş Genel Başkanõ Salim Us- lu, dünya genelinde yaşanan ekono- mik krizi fõrsat bilerek bazõ çevrele- rin işçi çõkarma ya da ücretlerde ke- sinti yapma yoluna gidebileceğine dikkat çekerek, “Bu konuda Çalış- ma Bakanlığı’na büyük görev düş- mektedir. Bakanlık, denetimleri arttırarak, şikâyet mekanizmala- rını güçlendirerek bu soruna engel olmalıdır” dedi. Yoğunlaşan zorunlu izinler ve işten çõkarmalarla küresel krizin etkilerini ilk işçiler hissetti Kriz çalõşanõ vuruyor DÜNYADA BİRLEŞİYOR Sendikalar bölünüyor D ünyada “küresel mücadele” çağrõlarõyla sendikal örgütler birleşme eğilimine girerken Türkiye’de birleşme yerine ayrõşmalar yaşandõğõ için sendikalarõn sayõsõ gi- derek artõyor. Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanlõğõ’nõn her yõl memur sendikala- rõna ilişkin yayõmladõğõ istatistikler, üyeleri adõna birlikte hareket etmele- ri beklenen sendikalarda bunun aksi- ne bir eğilimin hâkim olduğunu orta- ya koyuyor. Bakanlõğõn 2002 verilerine göre, 11 hizmet kolunda Türkiye Kamu-Sen, KESK, Memur-Sen, BASK, USEK, Demokrat Kamu-Sen olmak üzere 6 memur konfederasyonu bulunuyor- du. Bu yõla kadar USEK ve Demokrat Kamu-Sen faaliyetlerine son verir- ken, Hür Kamu-Sen, Hak-Sen ve Bir- leşik Kamu-Sen’in kurulmasõyla kon- federasyon sayõsõ 7’ye yükseldi. Aynõ dönemde memur sendikasõ sayõsõndaki artõş ise daha fazla oldu. 2002’de toplam 46 memur sendikasõ bulunurken 2008’de bu sayõ 74’e ulaş- tõ. Memur sendikasõ sayõsõ 28 yeni sen- dikanõn kurulmasõyla 6 yõlda yaklaşõk yüzde 61 arttõ. Öte yandan, sendikalõ memur sayõ- sõndaki artõş oranõ, sendika sayõsõnda- ki artõş oranõnõ yakalayamadõ. 2002’de 650 bin 770 olan sendikalõ memur sa- yõsõ 2008’de 930 bin 397’ye ulaştõ. Bu dönemde sendikalõ memur sayõsõnda- ki artõş yüzde 43 oldu. Sendika sayõsõndaki artõşlar hizmet kollarõna göre farklõlõk gösteriyor. Sendika sayõsõndaki artõşta ilk sõrada eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolu geliyor. Bu hizmet kolunda 2002’de 5 olan sendika sayõsõ bu yõl 14’e çõktõ. Diyanet ve vakõf hizmetlerinde 4, yerel yönetimler, basõn yayõn ve ile- tişim ile kültür ve sanat hizmet kolla- rõnda 3’er yeni sendika kuruldu. Tarõm ve ormancõlõk ile enerji, sanayi ve ma- dencilik hizmet kollarõnda ise sendi- ka sayõsõ 2002-2008 yõllarõ arasõnda 5’te kaldõ. Dünyagenelinde kampanya 8, 9 ve 10 Ekim 2008 tarihinde Avrupa Metal İşçileri Federasyonu’nun (EMF) her yıl başka bir üye ülkede düzenlediği, gemi inşa işkolunda çalışan sendika temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıyı, bu yıl dünya genelinde güvencesiz çalışmaya karşı yürütmüş olduğu kampanyayla birleştiriyor. Türkiye’deki toplantı dün Türkiye tersane işçileri ve temsilcisi DİSK/Limter-İş Sendikası ile dayanışma amacıyla İstanbul’da düzenledi. Isuzu işçisinden eylem U luslararasõ Metal İşçileri Fe- derasyonu (IMF) ve Avrupa Metal İşçileri Federasyo- nu’nun (EMF) geçen yõl haziranda ‘İş güvencesiz çalışmaya karşı kü- resel eylem günü’ olarak belirledi- ği 30 Eylül-7 Ekim’de dünyanõn birçok yerinde eylemler yapõldõ. IMF ve EMF üyesi DİSK’e bağ- lõ Birleşik Metal-İş Sendikasõ da bu çerçevede dün Isuzu fabrikasõnda yü- rüyüş ve basõn açõklamasõ yaptõ. Yüzlerce Isuzu işçisinin fabrika içinde toplanmasõyla başlayan ey- lemde en önde “Birleşik Metal-İş Sendikası” pankartõ ardõnda ise “Güvencesiz çalışmaya hayır! / No to precarıous work!” pankartõ taşõndõ. Fabrika içinde metal işçi- lerinin attõğõ slogan ve alkõşlarla başlayan eylem MESS’i ve esnek ça- lõşmayõ hedefledi. Fabrika içinden başlattõklarõ yü- rüyüşlerine fabrika dõşõnda da devam eden işçilere Birleşik Metal-İş Sen- dikasõ Genel Sekreteri Selçuk Gök- taş seslendi. Metal patronlarõnõn es- nek çalõşma dayatmalarõna karşõ mücadele çağrõsõ yapan Göktaş, “Biz üretmezsek onlar sermaye bi- rikimlerini sağlayamazlar” diyerek metal işçilerinin TİS sürecinde üre- timden gelen güçlerine vurgu yaptõ. Göktaş, esnek çalõşmaya karşõ ol- ma nedenlerini şöyle sõraladõ: İşçileri böler, dayanõşma duygu- sunu ortadan kaldõrõr ve onlarõ bir- birlerinin rakibi haline getirir. İşçileri bölerek kazanõlmõş hakla- rõ ortadan kaldõrmanõn zeminini oluşturur. İşçiyi kendisinden daha kötü şart- larla çalõşan bir başka işçiye bakarak çok da iyi olmayan kendi haline şükretmeye ve sermayeye teslim olmaya zorlar. Merkeze sermaye yerleştirilir. İş- çi, üretimde tali bir unsur, sermaye- nin hizmetkârõ, “olmasa da olur” bir şey olarak değerlendirilir. Sermayenin ihtiyaçlarõ öncelik kazanõr, hatta işçilerin bile serma- yenin ihtiyaçlarõna öncelik vermesi benimsetilir. Eyleme Birleşik Metal- İş Sendikasõ Genel Eğitim Sekrete- ri Celalettin Aykanat, BMİS Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar da katõldõ. Emekli, sendika hakkı istiyor T ürkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) Genel Sekreteri ve An- kara Şube Başkanõ Recep Or- han, Ulusal Program’da, emeklilere sendika hakkõnõn tanõnacağõna yer verilmesini istedi. Orhan, başta AB olmak üzere birçok çağdaş ülkede olduğu gibi Türkiye’de de emeklilere sendika hakkõ tanõn- masõnõn, sivil demokratik anlayõşõn do- ğal bir sonucu olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Emeklilerin yõllardõr sendikal hak- lara kavuşmayõ beklediklerini dile getiren Orhan, haklõ ve demokratik taleplerinin Ulusal Program ve ana- yasa değişikliği ilgili çalõşmalarda değerlendirilmesini istediklerini ifa- de etti. Orhan, bu konuda yapõlacak dü- zenleme için, başta TİED olmak üze- re, emekli kesimini temsil eden kuru- luşlarla diyalog ortamõ kurulmasõ ve AB standardõnda sendikal haklar için titiz bir çalõşma başlatõlmasõ gerekti- ğini vurguladõ. Orhan, ayrõca yapõlacak düzenle- meyle aileleriyle birlikte sayõlarõ 25 milyonu bulan emeklilerin, AB norm- larõna ve çağdaş dünya standartlarõna yakõşan şekilde Ekonomik ve Sosyal Konsey’de temsil hakkõna sahip ol- masõnõ istediklerini de belirtti. TÜRK-İŞ THY çağrõ merkezi çalõşanõna destek 24 SAAT SÜRDÜ Belçika’da uyarõ grevi B elçika’da çeşitli sendikalar, “emekçilerin alım gücünü savunmak” amacõyla 24 sa- atlik grev başlattõ. Değişik siyasi eğilimlerden sendikalarõn “uya- rı nitelikli” grev çerçevesinde, ülke genelinde kamu taşõma hizmetlerinin tamamen durdurul- masõ nedeniyle geniş çaplõ trafik sorunlarõ ya- şandõ. Liege Havaalanõ kapalõ tutulurken, diğer alanlarda önemli aksama ve rötarlar kaydedildi. Kamu sektörünü ve özel sektörü geniş ölçü- de etkileyen grev kapsamõnda birçok fabrika ve üretim tesisi ile birlikte okullar ve mağazalar ka- palõ tutuldu, çöpler toplanmadõ, posta dağõtõmõ ve belediye hizmetleri aksadõ. Ancak hastanelerde acil vakalara müdahale edildi. Ülkenin çeşitli böl- gelerinde yürüyüş ve gösteriler yapõldõ. T ürk-İş Genel Mali Sekreteri ve Demiryol- İş Sendikasõ Genel Başkanõ Ergün Atalay, “THY Çağrı Merkezi’nin kapatılması, yıllardır bu şirkete hizmet veren deneyimli ve eği- timli personeli işsizliğe mahkûm edecek” dedi. Atalay, THY yönetiminin İstanbul’daki THY çağ- rõ merkezini kapatma, işleri özelleştirme yoluyla dev- retme kararõ aldõğõnõ belirtti. Bu kararla merkezde çalõşan yaklaşõk 600 kişinin işsiz kalacağõnõ ileri sü- ren Atalay, “THY yönetiminin, tek taraflı ve ko- nunun sosyal boyutunu göz ardı ederek aldığı bu kararla yıllardır bu şirkete hizmet veren dene- yimli ve eğitimli personel işsizliğe mahkûm edi- lecek. Bu hizmet özel firmalara verilecek. Bu sek- törde sendikasızlaştırmanın dolayısıyla da emek sömürüsünün önü açılacak. Türk-İş topluluğu- nun, bu haksız ve hukuksuz uygulamayı kabul etmesi mümkün değildir. Türk-İş, Hava-İş Sen- dikası’nın ve THY Çağrı Merkezi işçilerinin so- nuna kadar yanında olacaktır” diye konuştu. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Mali krizin Alman- ya’da şimdilik sağlam görünen reel sektöre sõçrama hõzõnda tahminlerin ötesine geçilmesinden korkuluyor. Da- imler’den sonra Opel, BMW gibi dev markalarõn art arda Almanya’daki fab- rikalarõnda üretim kesintisine gidecek- lerini açõklamalarõ, mali krizin, Al- manya’daki reel sektörün can damarõ konumundaki otomotivi şimdiden vur- duğunu gösteriyor. Bu işkolundaki ge- rilemenin, demir-çelik başta olmak üzere diğer sektörleri de arkasõndan çek- mesi bekleniyor. Daimler Yönetim Kurulu Başkanõ Dieter Zetsche, bir süre önce “Fi- nans krizi ekonomi üzerinde etkili oluyor, dolayısıyla otomotiv sektörü üzerinde de. Bir izolasyon içinde ya- şamıyoruz” demişti. Alman Makina İmalat Sanayi Birliği (VDA) bir açõk- lama yayõmlayarak Almanya’daki oto- mobil pazarõndaki satõşlarda geçen yõl yüzde 9.2’lik bir gerileme yaşandõğõnõ, son üretim kesintileri nedeniyle bu yõl- ki tahminlerin gözden geçirilmesi ge- rekeceğini bildirdi. Sektördeki daral- manõn devam etmesi bekleniyor. 9 EKİM 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK 7 Metal İş kolunda 2008-2010 Metal Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri devam ederken metal işçileri iş güvencesiz ve esnek çalõşmaya karşõ eylem yaptõ. Reel sektör ateş altõnda Küresel finans krizinin etkisi pek çok sektörde hissedilmeye başladõ bile. Başta tekstil ve metal işkolu olmak üzere birçok işyerinde zorunlu izinler, işe ara vermeler, hatta işten çõkarmalar gündemde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle