Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
emek@cumhuriyet.com.tr
İ Ş Ç İ L E R İ Ç İ N Y E M E K B O Y K O T U
Ankara Üniversitesi Meclisi,
üniversiteye yemek hizmeti sağlayan
şirketin işten çõkarttõğõ işçilerin geri
alõnmasõ amacõyla 6 Ekim Pazartesi
gününden itibaren yemek boykotu
başlattõ. Şirkette yaşanan işçi
çõkarmalarõ üzerine işçiler DİSK’e bağlõ
OLEYİS ve öğrencilerden destek istedi.
Bunun üzerine bazõ öğrenciler, işçilere
destek amacõyla 25 Eylül’de Ankara
Üniversitesi Cebeci Kampusu’nda
yemek boykotu başlattõ. Ankara
Üniversitesi Meclisi’nin karşõlanmasõnõ
istediği talepler şöyle: İşten çõkarõlan
işçilerin tamamõ yeniden işe alõnmalõ ve
işsiz kaldõklarõ süredeki kayõplarõ telafi
edilmeli. İşçilerin sürgün edilmesine son
verilmeli. Haftalõk 45 saatlik çalõşmanõn
dõşõnda yaptõklarõ fazla mesainin ücreti
ödenmeli.
ROCK YILDIZLARI SENDİKA KURUYOR
Aralarõnda Robbie Williams,
Radiohead, the Kaiser Chiefs,
Pink Floyd’un gitaristi David
Gilmour, Craig David, Iron Maiden,
Billy Bragg ve The Verve’ün
bulunduğu İngiliz rock yõldõzlarõ
sendika kuruyor. İngiliz basõnõnda
çõkan habere göre, tüm
sanatçõlarõn müzik şirketleri ve
dijital yayõncõlarla hükümet
karşõsõnda haklarõnõ korumayõ ve tek
bir ses olarak hareket etmelerini
amaçlayan “Sanatçõ Koalisyonu”,
Manchester’daki müzik endüstrisi
konferansõ “In the City”de başlatõldõ.
Yönetim kurulu 6 sanatçõ, 3 menajer ve
temsilciden oluşacak sendikanõn,
müzisyenlere plak ve teknoloji
şirketleriyle sözleşmelerinden sonra adil
tazminat ödenmesi ve telif haklarõnõn
korunmasõ konularõnõ içeren 6 maddelik
bir manifestosu olacak.
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Önce Terörü İyi
Tanımlayalım...
Terörle mücadele konusunu, laiklik konusundaki
yaklaşımı nedeniyle hedef haline getirilmeye ça-
lışılan askere bırakarak iktidarı aklamak isteyen-
lerin çabaları son günlerde yeniden yoğunlaştı.
Aktütün baskını nedeniyle Türk Silahlı Kuvvet-
leri’ne verilen ödeneğe değgin tartışmalar, AKP’yi
yapmadıklarını gizleyerek savunmayı amaçlıyor.
Önce 16-17 Eylül 2008 günlerine dönelim.
Bu tarihler Genelkurmay Başkanı Orgeneral İl-
ker Başbuğ’un gazete, radyo ve televizyon ku-
ruluşlarının temsilcileri ile Ankara’da “iletişim
toplantısı” yaptığı günleri gösteriyor.
Şimdi de Orgeneral Başbuğ’un sözlerinden bir
bölümü alıntılayalım. “Yapılanma, teşkilatlanma el-
bette önemli bir adım ama siz, teşkilatlanmayı yap-
tığınızda o teşkilatlanmanın içinde nitelikli insan-
larınız yoksa hiçbir anlam ifade etmez. Peki, Tür-
kiye’nin acaba bu noktada sorunu ne? Biz o za-
man da defalarca söyledik. Dedik ki; terörle mü-
cadelenin güvenlik boyutu; ekonomik boyutu; sos-
yo-kültürel boyutu; propaganda boyutu, yani
psikolojik harekât boyutu, bir de kapsamlı bir ulus-
lararası harekât boyutu var. Biz beş bölüm altın-
da topladık. Siz bunu belki altıya, yediye de çı-
kartabilirsiniz.
Bu konularda asker - sivil ayrımı yapmayalım. As-
kerse asker, sivilse sivil, bu konuda Türkiye’nin en
iyi yetişmiş adamlarını alın buraya koyun. Ama bu
insanlar 365 gün 24 saat tam olarak çalışacaklar.
Burada sosyoloğa, psikoloğa, eğitimciye, planla-
ma vb. konularda nitelikli personele ihtiyacımız var,
yani kapsamlı bir yapılanmaya ihtiyacımız var
ama, bu henüz gerçekleşmedi.
Biz bunu 10 sene önce söyledik. Artık biraz pra-
tiğe dönelim, pratik uygulamalarla gidelim...”
Asker, terörle mücadele konusunda yaptıkları-
nı anlatmakla yetinmemiş, 10 yıldır yinelemekte
olduğu önerilerini de anımsatmış bulunuyor.
AKP iktidarının anılan 10 yıllık sürecin 6 yılında
ülkenin her şeyinden sorumlu olduğunu düşü-
nürsek, terörle mücadele konusundaki sivil kat-
kılarının ne olduğunu da sorgulamak zorunluğu-
nu duyarız.
Bir noktayı daha belirtelim.
Orgeneral Başbuğ’un önceki gün Genelkurmay
Karargâhı’nda 6 terör uzmanı siville 5 saat süren
bir toplantı yapması, askerin kendi önerilerini ya-
şama geçirme konusundaki tutarlılığını gösteriyor.
Terörle mücadelenin esas sorumlusu olan ik-
tidarı bir yana bırakarak olağanüstü hal (OHAL) uy-
gulamasını gündeme getirmek de sanırım dikkatleri
başka yöne kaydırmayı amaçlıyor.
Yaşayarak gördük ki OHAL genelde sivillere bü-
yük acılar yaşatmanın ötesinde bir çözüm geti-
remedi.
Terörle Mücadele Yasası’nın değiştirilmesi ko-
nusu da yeni endişelerin doğmasına yol açtı.
Terörün siyasal yaklaşımlarla tanımlanmaya
açık oluşunun yarattığı ortamı ve “korku impara-
torluğu” eleştirilerini artık herkes biliyor.
Terör tanımı hukuk dikkate alınarak yapılmaz-
sa, yani Türkiye’nin can kaybına ve huzurunun
kaçmasına neden olan etnik ve bölücü terör açık-
ça belirtilmezse, varlığı zaten tartışmalı olan de-
mokrasimiz daha da geriye gidecek demektir.
İktidar karşıtlarının da siyasal yorumlarla içine
sokulabileceği bir tanım bizi bugünlerden de
çok gerilere götürür.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
A
BD’de başlayan, ardõndan
Avrupa’ya sõçrayan küresel
finans krizi yavaş yavaş etki
alanõnõ genişletiyor. Reel sektöre
yansõmasõ beklenmeyen krizin ne
yazõk ki reel sektöre etkileri, bõrakõn
krizin kaynağõ olan ülkeleri, Türki-
ye gibi uzak ülkelerde bile yaşan-
maya başladõ. Krizin etkisine, genel
durum üzerine tasarrufa gitmek is-
teyen ya da toplu iş sözleşmelerinde
yüksek zam vermek istemeyen iş-
verenin kriz bahanesi de eklenince,
olan yine çalõşana olmaya başladõ.
Ücretsiz izin uygulamasõ ilk olarak,
en büyük otomobil şirketlerinden
TOFAŞ’ta başladõ. TOFAŞ Türk
Otomobil Fabrikasõ yönetimi, Av-
rupa’da yaşanan ekonomik durgun-
luk gerekçesiyle üretime 24 Ey-
lül’de ara verdi. Üretimin 8 Ekim’de
başlayacağõ açõklandõ.
Üretimde değişikliğe giden şir-
ketlerden biri de Bosch olacak. İd-
dialara göre Bosch’da 3 ay üretim
yüzde 50 düşürülecek.
Türk Metal’in örgütlü olduğu oto-
motiv yan sanayi fabrikasõ Autoliv’de
de bir işçi kõyõmõ yaşanõyor. Geb-
ze Organize Sanayi Bölgesi’nde ku-
rulu, otomobillere emniyet kemeri,
hava yastõğõ gibi aksesuvarlar üreti-
len Autoliv fabrikasõnda, kriz baha-
ne edilerek 200 işçi çõkarõldõ. Geçen
ay başlatõlan işçi kõyõmõ 29’ar kişilik
gruplar halinde sürdü. 750 işçinin
üç vardiya üretim yaptõğõ fabrikada,
200 işçinin ardõndan 150 taşeron iş-
çisi de tazminatlarõ ödenerek kapõ
önüne konuldu.
Üretimine 10 gün ara veren Go-
odyear’in Sakarya’daki lastik fabri-
kasõnda, işçiler zorunlu ücretli izne
çõkarõldõ. Üretim 11 Ekim’de başla-
yacak. Sözleşmeli olarak çalõşan iş-
çilerde azaltmaya gidileceği, emek-
liliği gelen 40 işçinin emekliliğe sevk
edileceği belirtiliyor.
Diğer yandan dõşarõda da yõkõmlar
sürüyor. İsveçli otomotiv devi Vol-
vo Cars 3300 kişiyi işten çõkarõyor.
Volvo Cars’tan yapõlan açõklama-
da, talebin düşmesi nedeniyle İsveç’te
2000 “mavi yakalı” ile 700 “beyaz
yakalı” çalõşanõn işten çõkarõlacağõ
belirtildi. Yurtdõşõnda da 600 kişinin
işine son verilecek.
Renault, 900’ü Fransa’da olmak
üzere Avrupa’daki fabrikalarõndan 2
bin işçiyi çõkarmayõ planlõyor.
Ford ve General Motors, bu yõl so-
nuna kadar İspanya’da 1900 işçi çõ-
karacağõnõ açõkladõ.
Bahane edilmesin
HSBC yarõsõ İngiltere’deki yatõrõm
bankacõlõğõ bölümünden olmak üze-
re küresel bankacõlõk ve piyasa ope-
rasyonlarõnda görevli 1100 kişinin iş-
ten çõkarõlacağõnõ açõkladõ.
Hak-İş Genel Başkanõ Salim Us-
lu, dünya genelinde yaşanan ekono-
mik krizi fõrsat bilerek bazõ çevrele-
rin işçi çõkarma ya da ücretlerde ke-
sinti yapma yoluna gidebileceğine
dikkat çekerek, “Bu konuda Çalış-
ma Bakanlığı’na büyük görev düş-
mektedir. Bakanlık, denetimleri
arttırarak, şikâyet mekanizmala-
rını güçlendirerek bu soruna engel
olmalıdır” dedi.
Yoğunlaşan zorunlu izinler ve işten çõkarmalarla küresel krizin etkilerini ilk işçiler hissetti
Kriz çalõşanõ vuruyor
DÜNYADA BİRLEŞİYOR
Sendikalar
bölünüyor
D
ünyada “küresel mücadele”
çağrõlarõyla sendikal örgütler
birleşme eğilimine girerken
Türkiye’de birleşme yerine ayrõşmalar
yaşandõğõ için sendikalarõn sayõsõ gi-
derek artõyor.
Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlõğõ’nõn her yõl memur sendikala-
rõna ilişkin yayõmladõğõ istatistikler,
üyeleri adõna birlikte hareket etmele-
ri beklenen sendikalarda bunun aksi-
ne bir eğilimin hâkim olduğunu orta-
ya koyuyor.
Bakanlõğõn 2002 verilerine göre, 11
hizmet kolunda Türkiye Kamu-Sen,
KESK, Memur-Sen, BASK, USEK,
Demokrat Kamu-Sen olmak üzere 6
memur konfederasyonu bulunuyor-
du. Bu yõla kadar USEK ve Demokrat
Kamu-Sen faaliyetlerine son verir-
ken, Hür Kamu-Sen, Hak-Sen ve Bir-
leşik Kamu-Sen’in kurulmasõyla kon-
federasyon sayõsõ 7’ye yükseldi.
Aynõ dönemde memur sendikasõ
sayõsõndaki artõş ise daha fazla oldu.
2002’de toplam 46 memur sendikasõ
bulunurken 2008’de bu sayõ 74’e ulaş-
tõ. Memur sendikasõ sayõsõ 28 yeni sen-
dikanõn kurulmasõyla 6 yõlda yaklaşõk
yüzde 61 arttõ.
Öte yandan, sendikalõ memur sayõ-
sõndaki artõş oranõ, sendika sayõsõnda-
ki artõş oranõnõ yakalayamadõ. 2002’de
650 bin 770 olan sendikalõ memur sa-
yõsõ 2008’de 930 bin 397’ye ulaştõ. Bu
dönemde sendikalõ memur sayõsõnda-
ki artõş yüzde 43 oldu.
Sendika sayõsõndaki artõşlar hizmet
kollarõna göre farklõlõk gösteriyor.
Sendika sayõsõndaki artõşta ilk sõrada
eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolu
geliyor. Bu hizmet kolunda 2002’de 5
olan sendika sayõsõ bu yõl 14’e çõktõ.
Diyanet ve vakõf hizmetlerinde 4,
yerel yönetimler, basõn yayõn ve ile-
tişim ile kültür ve sanat hizmet kolla-
rõnda 3’er yeni sendika kuruldu. Tarõm
ve ormancõlõk ile enerji, sanayi ve ma-
dencilik hizmet kollarõnda ise sendi-
ka sayõsõ 2002-2008 yõllarõ arasõnda
5’te kaldõ.
Dünyagenelinde
kampanya
8, 9 ve 10 Ekim 2008 tarihinde
Avrupa Metal İşçileri
Federasyonu’nun (EMF)
her yıl başka bir üye ülkede
düzenlediği, gemi inşa
işkolunda çalışan sendika
temsilcilerinin katılımıyla
gerçekleşen toplantıyı,
bu yıl dünya genelinde
güvencesiz çalışmaya
karşı yürütmüş olduğu
kampanyayla birleştiriyor.
Türkiye’deki toplantı
dün Türkiye tersane işçileri ve
temsilcisi DİSK/Limter-İş
Sendikası ile
dayanışma amacıyla
İstanbul’da düzenledi.
Isuzu işçisinden eylem
U
luslararasõ Metal İşçileri Fe-
derasyonu (IMF) ve Avrupa
Metal İşçileri Federasyo-
nu’nun (EMF) geçen yõl haziranda
‘İş güvencesiz çalışmaya karşı kü-
resel eylem günü’ olarak belirledi-
ği 30 Eylül-7 Ekim’de dünyanõn
birçok yerinde eylemler yapõldõ.
IMF ve EMF üyesi DİSK’e bağ-
lõ Birleşik Metal-İş Sendikasõ da bu
çerçevede dün Isuzu fabrikasõnda yü-
rüyüş ve basõn açõklamasõ yaptõ.
Yüzlerce Isuzu işçisinin fabrika
içinde toplanmasõyla başlayan ey-
lemde en önde “Birleşik Metal-İş
Sendikası” pankartõ ardõnda ise
“Güvencesiz çalışmaya hayır! /
No to precarıous work!” pankartõ
taşõndõ. Fabrika içinde metal işçi-
lerinin attõğõ slogan ve alkõşlarla
başlayan eylem MESS’i ve esnek ça-
lõşmayõ hedefledi.
Fabrika içinden başlattõklarõ yü-
rüyüşlerine fabrika dõşõnda da devam
eden işçilere Birleşik Metal-İş Sen-
dikasõ Genel Sekreteri Selçuk Gök-
taş seslendi. Metal patronlarõnõn es-
nek çalõşma dayatmalarõna karşõ
mücadele çağrõsõ yapan Göktaş,
“Biz üretmezsek onlar sermaye bi-
rikimlerini sağlayamazlar” diyerek
metal işçilerinin TİS sürecinde üre-
timden gelen güçlerine vurgu yaptõ.
Göktaş, esnek çalõşmaya karşõ ol-
ma nedenlerini şöyle sõraladõ:
İşçileri böler, dayanõşma duygu-
sunu ortadan kaldõrõr ve onlarõ bir-
birlerinin rakibi haline getirir.
İşçileri bölerek kazanõlmõş hakla-
rõ ortadan kaldõrmanõn zeminini
oluşturur.
İşçiyi kendisinden daha kötü şart-
larla çalõşan bir başka işçiye bakarak
çok da iyi olmayan kendi haline
şükretmeye ve sermayeye teslim
olmaya zorlar.
Merkeze sermaye yerleştirilir. İş-
çi, üretimde tali bir unsur, sermaye-
nin hizmetkârõ, “olmasa da olur” bir
şey olarak değerlendirilir.
Sermayenin ihtiyaçlarõ öncelik
kazanõr, hatta işçilerin bile serma-
yenin ihtiyaçlarõna öncelik vermesi
benimsetilir. Eyleme Birleşik Metal-
İş Sendikasõ Genel Eğitim Sekrete-
ri Celalettin Aykanat, BMİS Genel
Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar
da katõldõ.
Emekli,
sendika
hakkı
istiyor
T
ürkiye İşçi Emeklileri Derneği
(TİED) Genel Sekreteri ve An-
kara Şube Başkanõ Recep Or-
han, Ulusal Program’da, emeklilere
sendika hakkõnõn tanõnacağõna yer
verilmesini istedi.
Orhan, başta AB olmak üzere birçok
çağdaş ülkede olduğu gibi Türkiye’de
de emeklilere sendika hakkõ tanõn-
masõnõn, sivil demokratik anlayõşõn do-
ğal bir sonucu olarak değerlendirilmesi
gerektiğini söyledi.
Emeklilerin yõllardõr sendikal hak-
lara kavuşmayõ beklediklerini dile
getiren Orhan, haklõ ve demokratik
taleplerinin Ulusal Program ve ana-
yasa değişikliği ilgili çalõşmalarda
değerlendirilmesini istediklerini ifa-
de etti.
Orhan, bu konuda yapõlacak dü-
zenleme için, başta TİED olmak üze-
re, emekli kesimini temsil eden kuru-
luşlarla diyalog ortamõ kurulmasõ ve
AB standardõnda sendikal haklar için
titiz bir çalõşma başlatõlmasõ gerekti-
ğini vurguladõ.
Orhan, ayrõca yapõlacak düzenle-
meyle aileleriyle birlikte sayõlarõ 25
milyonu bulan emeklilerin, AB norm-
larõna ve çağdaş dünya standartlarõna
yakõşan şekilde Ekonomik ve Sosyal
Konsey’de temsil hakkõna sahip ol-
masõnõ istediklerini de belirtti.
TÜRK-İŞ
THY çağrõ merkezi
çalõşanõna destek
24 SAAT SÜRDÜ
Belçika’da uyarõ grevi
B
elçika’da çeşitli sendikalar, “emekçilerin
alım gücünü savunmak” amacõyla 24 sa-
atlik grev başlattõ.
Değişik siyasi eğilimlerden sendikalarõn “uya-
rı nitelikli” grev çerçevesinde, ülke genelinde
kamu taşõma hizmetlerinin tamamen durdurul-
masõ nedeniyle geniş çaplõ trafik sorunlarõ ya-
şandõ. Liege Havaalanõ kapalõ tutulurken, diğer
alanlarda önemli aksama ve rötarlar kaydedildi.
Kamu sektörünü ve özel sektörü geniş ölçü-
de etkileyen grev kapsamõnda birçok fabrika ve
üretim tesisi ile birlikte okullar ve mağazalar ka-
palõ tutuldu, çöpler toplanmadõ, posta dağõtõmõ
ve belediye hizmetleri aksadõ. Ancak hastanelerde
acil vakalara müdahale edildi. Ülkenin çeşitli böl-
gelerinde yürüyüş ve gösteriler yapõldõ.
T
ürk-İş Genel Mali Sekreteri ve Demiryol-
İş Sendikasõ Genel Başkanõ Ergün Atalay,
“THY Çağrı Merkezi’nin kapatılması,
yıllardır bu şirkete hizmet veren deneyimli ve eği-
timli personeli işsizliğe mahkûm edecek” dedi.
Atalay, THY yönetiminin İstanbul’daki THY çağ-
rõ merkezini kapatma, işleri özelleştirme yoluyla dev-
retme kararõ aldõğõnõ belirtti. Bu kararla merkezde
çalõşan yaklaşõk 600 kişinin işsiz kalacağõnõ ileri sü-
ren Atalay, “THY yönetiminin, tek taraflı ve ko-
nunun sosyal boyutunu göz ardı ederek aldığı bu
kararla yıllardır bu şirkete hizmet veren dene-
yimli ve eğitimli personel işsizliğe mahkûm edi-
lecek. Bu hizmet özel firmalara verilecek. Bu sek-
törde sendikasızlaştırmanın dolayısıyla da emek
sömürüsünün önü açılacak. Türk-İş topluluğu-
nun, bu haksız ve hukuksuz uygulamayı kabul
etmesi mümkün değildir. Türk-İş, Hava-İş Sen-
dikası’nın ve THY Çağrı Merkezi işçilerinin so-
nuna kadar yanında olacaktır” diye konuştu.
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Mali krizin Alman-
ya’da şimdilik sağlam görünen reel
sektöre sõçrama hõzõnda tahminlerin
ötesine geçilmesinden korkuluyor. Da-
imler’den sonra Opel, BMW gibi dev
markalarõn art arda Almanya’daki fab-
rikalarõnda üretim kesintisine gidecek-
lerini açõklamalarõ, mali krizin, Al-
manya’daki reel sektörün can damarõ
konumundaki otomotivi şimdiden vur-
duğunu gösteriyor. Bu işkolundaki ge-
rilemenin, demir-çelik başta olmak
üzere diğer sektörleri de arkasõndan çek-
mesi bekleniyor.
Daimler Yönetim Kurulu Başkanõ
Dieter Zetsche, bir süre önce “Fi-
nans krizi ekonomi üzerinde etkili
oluyor, dolayısıyla otomotiv sektörü
üzerinde de. Bir izolasyon içinde ya-
şamıyoruz” demişti. Alman Makina
İmalat Sanayi Birliği (VDA) bir açõk-
lama yayõmlayarak Almanya’daki oto-
mobil pazarõndaki satõşlarda geçen yõl
yüzde 9.2’lik bir gerileme yaşandõğõnõ,
son üretim kesintileri nedeniyle bu yõl-
ki tahminlerin gözden geçirilmesi ge-
rekeceğini bildirdi. Sektördeki daral-
manõn devam etmesi bekleniyor.
9 EKİM 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7
Metal İş kolunda 2008-2010 Metal Grup Toplu İş
Sözleşmesi görüşmeleri devam ederken metal işçileri iş
güvencesiz ve esnek çalõşmaya karşõ eylem yaptõ.
Reel sektör
ateş altõnda
Küresel finans krizinin
etkisi pek çok sektörde
hissedilmeye başladõ bile.
Başta tekstil ve metal işkolu
olmak üzere birçok işyerinde
zorunlu izinler, işe ara
vermeler, hatta işten
çõkarmalar gündemde.