04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 2008 PAZAR 6 HABERLER PAZAR ORHAN BURSALI Mahkemeyiİşlevsizleştirmek Anayasa Mahkemesi, türban yasası olarak bilinen anayasa değişikliği maddesinin iptal gerekçesini açık- ladı ya, iktidar destekçisi liberal, AKP ve dinci koro yeniden aynı şarkıyı söylemeye başladı: “Bu, milli ira- de gaspıdır...”, “Meclis’in yetki gaspıdır...”, “Anaya- sa Mahkemesi yargısal denetim hakkını aşmış, ana- yasanın artık herhangi bir maddesinde değişiklik yap- ma olasılığı fiilen ortadan kalkmış, daha doğrusu Mah- keme’nin iznine kalmıştır...” vb. Şüphesiz, örneğin Ergun Özbudun “Yeni anaya- sa şart oldu..” diyerek, sipariş olarak aldığı ve ebe- si olduğu, baştan sona yeni liberal küreselci düşük görüşlerle dolu anayasa taslağına çağrışım yapıyor. Türban kararının iptal gerekçesi yaklaşık olarak bel- liydi! Neden şaşırdıklarını anlamak mümkün değil! Ayrıca, artık anayasada hiçbir değişiklik yapılamaz biçiminde uç noktada görüşler ileri sürmeleri, hem kararı hem de Anayasa Mahkemesi’ni yeniden yer- den yere vurmaları da düşünce zafiyetinin delilidir: AKP iktidarınca da anayasada onlarca madde de- ğiştirildi. Bazıları Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü, ancak iptal de edilmedi! Mahkeme, anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edi- lemez başlangıç ilkeleri, özellikle de laiklik ilkesi üze- rinde titizlikle duruyor. Bu ilke, cumhuriyetimizin te- mel niteliğine ilişkindir ve Türkiye’ye, diğer İslam ül- keleri arasında bugünkü özgün yerini kazandırmış- tır! Anayasanın diğer bölümlerine konacak ek mad- delerle, laiklik ilkesinin içinin boşaltılması ve gös- termelik olarak bırakılması, anayasanın bütünüyle il- gili temel bir sorundur. Ama AKP hukukçuları, nere- deyse, laiklik göstermelik bırakılsa bile, anayasada yapılacak değişiklikleri Mahkeme’nin inceleme yet- kisinin olmadığını ileri sürüyor. (Mahkeme Başkanı H. Kılıç, öyle ağır bir dille kararı eleştiriyor ki, bundan sonraki adımının, böyle bir mahkemeye başkanlık et- mekten hicap duyarak istifa etmek olacağı beklen- tisini yaratıyor!) AKP ve hukukçuları, salt siyasal değil, hukuk ve anayasal olarak da ülkeyi birbirine zıt iki kutba ayır- dı. Ortak bir dil kullanmak, ortak yaklaşımlarda bu- lunmak, tartışarak ortak değer ve akıllara ulaşmak, hemen hiçbir konuda mümkün olamıyor. AKP ve destekçileri, Türkiye’yi, herkesin kendi ba- şına konuştuğu, insanlar arasında hiçbir etkileşimin kalmadığı bir deliler ülkesine dönüştürdü! Hemen her konuda! Ergenekon sürecinde yaşanan hukuk rezaleti, id- dianamede yer yer, ancak diktatörlük rejimlerinde gö- rülebilecek cinsten, düşünceler arasında, resmen bi- le dile getirilmeyen “suç” unsurları imal ediliyor. İl- hak Selçuk, kendisine yöneltilen iddiaların mantığı- nı açıkça ortaya koydu! Özbudun’lar, biraz da “anayasal açıdan” şu iddianameyi değerlendirse! MHP’nin, Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini sı- nırlandırma önerisinde bulunması, bu partinin iktidara geldiğinde, aslında AKP’den farklı olmayacağını gösteriyor. MHP, “uç noktada milliyetçilik” anla- yışının yanına, dinciliği de siyasetinin ekseninde tu- tuyor! Anayasa Mahkemesi ve anayasal sistem tam çö- kertilerek, tek partinin, sokağın, sandığın.. mutlak yö- netiminin egemen olduğu bir ülke yaratılmak isteni- yor. Çanakkaleci Örnek Hikmet Bila, Tolga Örnek adındaki belgesel filmcinin, Çanakkale Savaşları’nı konu alan Gallipo- li belgeseli üzerine TV’de yapılan söyleşiyi ikinci kez köşesine taşıdı. Belgeselde, Atatürk hemen hiç yok. Tolga Örnek adındaki bu zat, Özden Örnek’in oğ- lu. Özden Örnek, tuttuğu iddia edilen “darbe gün- lükleri”nin bilgisayarından çalındığı duyurulan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı. Notları kimin çaldığı meç- hul! Oğul belgeselci, belgeselini, diğer kardeşinin de bir şirketinde çalıştığı (ayıp değil şüphesiz, salt rast- lantı olması nedeniyle ilginç) Çalık’ın desteğiyle ya- pıyor. Çalık, iktidarla yakın ilişkiler içinde. Sabah Gru- bu’nu devlet bankalarından sağlanan destekle satın aldı ve şimdi bu grup AKP borazanı! Belgeselci, “Atatürkçü” babasının fikirlerine de kar- şı gibi! TV programında Çanakkale belgeselinin ya- nı sıra Atatürk üzerine görüşlerini de öğrenebilsey- dik keşke! Neyse, başka bir fırsat doğar... Örnek’lerle akla hemen, Türkiye’de hâlâ gündemi belirleyen “darbe günlükleri” geliyor. Daha önce de bu köşede değinilmişti: “Darbe günlükleri”nin Paşa’nın bilgisayarından nasıl “yürütüldüğü”, en önemli de- dektiflik konusudur! Yoksa ben mi abartıyorum?! [email protected] İstanbul Haber Servisi - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’õn, İstanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanlõğõ’nõn CHP’de olduğu döne- me ilişkin “CHP zihniyeti çöp- lüktür” sözlerine, “Başbakan’ın çöplük deyince 30 yıl öncesinden örnek aramasına bence gerek yok. Başbakan çevresine bir baksın, kendi siyasi çevresi- ne, ilişkilerine, yarattığı or- tama, yozlaşmaya bir bak- sın. Daha kolay kendisini tatmin edecek örnekleri ora- dan bulması mümkündür” diyerek karşõlõk verdi. CHP İstanbul İl Başkanlõğõ tarafõndan dün Bakõrköy Yu- nus Emre Kültür Merkezi’nde “Ulaştırma Sempozyumu” düzenlendi. Sempozyumun açõlõşõnda konuşan Baykal, Ankara ve İstanbul’un ulaşõm so- runlarõna değinerek, çözüm öneri- lerini dile getirdi. Baykal, “Ulaşım sorunu sadece trafik düzenle- meleri ile çözülemez. Bugünkü duruma baktığımızda İstan- bul’da yüzde 92 kara taşımacılı- ğı, yüzde 6 raylı sistem taşıma- cılığı, yüzde 2 de denizyolu taşı- macılığı yapılıyor. Sadece bu ka- ba dağıtım bile istenilen, uygun olan bir ulaşım sisteminin bu- lunmadığını gösterir” dedi. Ankara Büyükşehir Belediye- si’nin yaptõğõ köprülü kavşaklara, alt ve üstgeçitlere de değinen Bay- kal, bu durumun kent trafiğini içinden çõkõlmaz hale getirdiğini belirterek İstanbul’un da Ankara modeline doğru sürüklenmemesi gerektiğinin altõnõ çizdi. ‘Çanakkale için plan yapılmalı’ Türkiye’nin İstanbul’a alternatif olacak yeni çekim merkezleri oluş- turmasõ gerektiğini söyleyen CHP lideri, “Türkiye olarak artık kent planlamasına yönelmeliyiz. Yeni planlı kentler oluşturmak, gele- ceğin metropollerini oluşturmak mümkün değil mi” diye sordu. Geleceğin metropollerinden birinin Çanakkale olabileceğini ifade eder- ken, kentin çevresinden her geçi- şinde aynõ şeyi düşündüğünü, bu- nun ileriye dönük hayalleri ara- sõnda yer aldõğõnõ kaydeden Bay- kal, “Bu İstanbul için de çok önem taşıyor çünkü İstanbul gi- derek sosyal krizlerle birlikte ye- ni yaralar açabilir” dedi. ‘Ağzımızın tadı kaçtı’ Daha sonra Edirne’ye geçen Baykal, çeşitli açõlõşlara katõl- dõ ve esnaf ziyaretlerinde bu- lundu. Baykal, Türkiye’de dü- rüst, ahlaklõ, vatanõnõ seven in- sanlarõn baskõlara maruz kal- dõklarõnõ belirterek “Sadece Edirne’de değil Türkiye’de bir tereddüt ortamı son günlerde hızla geliştiriliyor” dedi. Terö- rün tehlikeli bir boyut kazandõ- ğõnõ belirten Baykal, “Ağzımızın tadı kaçtı, ülkemizi kaosa sü- rüklemek isteyenlere meydan verilmemeli” diye konuştu. ‘Başbakan kendi çevresine baksõn’ CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI CEVDET SELVİ ‘Ergenekon yapay gündem’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Cevdet Sel- vi, “Ne zaman halkın gün- demi yokluk, yoksulluk, yolsuzluklar ile ilgili olsa yeni yapay gündemler oluşturulmuştur. En çar- pıcılarından bir tanesi de Ergenekon’dur” dedi. Birleşik Kamu İşgörenleri Sendikalarõ Konfederasyo- nu’nun (Birleşik Kamu-İş) Ankara Adalet Sarayõ Kon- ferans Salonu’nda düzenlenen 1. Ola- ğan Genel Kurulu’nun açõlõşõnda ko- nuşan Selvi, Ergenekon soruşturmasõ sürecini eleştirdi. Selvi, şunlarõ söyledi: “Kimi yakalarsa götürüyor. Ha- yatı boyunca aynı şeyi düşünmemiş, hayatı boyunca yan yana gelmesi mümkün olmayan herkesi topla- yarak, telefon dinlemesinin ötesin- de böylesine büyük bir baskı... Av- rupa Birliği’ne gireceği- ni iddia edenlerin, de- mokrasi, özgürlük diye nara atanların, aylarca yıllarca insanları orada tutma hakkının olduğu- nu hiç kimse söyleye- mez. Çünkü ellerinde ve- ri yok. 20 yıldır söyle- nenleri, yazılanları şim- di çıkarıp bir gerekçe gibi göstermeye çalışı- yorlar. Sabaha karşı, kaçması mümkün olma- yanları alıyorlar. Bunu anlama- mak mümkün mü? Orada hukuki bir gelişme değil, toplumsal bir bas- kı, bir korku yaymak için gelip alıp götürüyorlar.” Birleşik Kamu-İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli de Türkiye’deki eko- nomik ve siyasi gelişmeleri değerlen- dirdiği konuşmasõnda yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Yasasõ’nõ eleştirdi. HİLAL KÖSE İşkenceyle öldürülen Engin Çeber’in arkadaşõ şikâ- yetçi Aysu Baykal’õn, gözaltõnda tacize uğradõğõ- nõ söylediği öğrenildi. Bakõrköy Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn yürüttü- ğü soruşturma kapsamõnda yapõlan teşhise katõlan müştekiler Baykal, Cihan Gün ve Özgür Kara- kaya, Çeber ve kendilerini tekme-tokatla darp eden, yere yatõrõp kafalarõna basan, hakarette bu- lunan birçok polis memurunu teşhis ettiler. Bay- kal’õn, “Polis O.C’nin, İstinye Devlet Hastane- si’ndeki polis odasında Engin’e yumruk attığı- nı, Engin’in kafasının arka kısmını odadaki çelik dolaba vurduğunu hatırlıyorum. Kane- pede otururken yumrukla yüzüme, tekmeyle vücudumun çeşitli yerlerine vurdu” dediği ifa- de edildi. Polis İ.C.K. tarafõndan, Asayiş Büro- su’nda parmak izi tespiti amacõyla bulunduklarõ sõrada cinsel tacize maruz bõrakõldõğõnõ söyleyen Baykal’õn, “Bu şahsa ‘Sen sapõksõn’ dediğimde ‘Evet ama abartõlacak bir şey yok’ demiştir” di- ye konuştuğu ifade edildi. Baykal’õn, üst arama- sõnõ yapan kadõn polis A.U’dan da dayak yediğini söylediği, A.U’nun arama sõrasõnda defalarca cinsel organõna baktõğõnõ anlattõğõ belirtildi. Ci- han Gün’ün de “Ü.R.A. nezaretten alınırken bizi darp edenlerden biriydi. Kelepçe takıldığı sırada kafamıza basanlar, tekmeleyenler için- de olduğunu hatırlıyorum” dediği öğrenildi. ‘İşkence gördük tacize uğradõk’ ENGİN ÇEBER’İN ÖLÜMÜ CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Erdoğan’õn ‘CHP zihniyeti çöplüktür’ sözlerine yanõt verdi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle