Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Yerel seçimde Diyarbakır’ı teslim alacağını ilan et-
ti. Terör örgütü bir bildiri ile kenti teslim aldı.
Diyarbakır’daki manzarayı değerlendirdi: “Terör ör-
gütü panik yaşıyor” dedi. Acayip bir panik? Ke-
penklerin kapatılmasını sağlayan, halkın karşılama-
sını engelleyen bir panik!
Devletin bütün güçleri elinde olan Başbakan’ın,
olaylar karşısında herhalde aklı karışıyor.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı anarken ünlü şairin “Sa-
nat” adlı şiirini okuyacağı yerde Faruk Nafiz Çam-
lıbel’in aynı adlı şiirini okuyor.
Kürt’ü Türk’le karşı karşıya getirme çabası, kanser
illeti gibi giderek yayılıyor.
Olayların gerçek nedeni açıklanmıyor. Görünürdeki
gerekçe terörist başına İmralı’da dayak atıldığı iddiası.
İktidarın devlet anlayışı: Ört gerçeğin üstünü. Hal-
kın bildiğini halktan sakla. Ama olmuyor.
Terör örgütüne karşı başarısızlık, örneğin Diyar-
bakır’da halkı ve kepenk indiren esnafı örgütün is-
teklerine uymak zorunda bırakıyor.
Başbakan, Diyarbakır’daki tepkileri terör örgütüne
bağlıyor; örgütün halk üzerindeki sonuç alan baskı-
sını kabul ediyor.
Aynı gün Ergenekon davası başlıyor. Mahkeme sa-
lonu ve dışarısı Ergenekon davasının adli bir olay ol-
maktan çıktığını, iktidarın yadsımalarına karşın siya-
sal bir kimlik kazandığını kanıtlıyor.
Duruşma açılıyor, kapanıyor. Sadece yer yetersizliği
değil sorun. Düzensizlik hemen her şeye egemen.
Bu keşmekeşten, düzensizlikten, daha ilk gün skan-
dal diye nitelenen gelişmelerden kim sorumlu? Ada-
let Bakanlığı!
Hayır, değil.. Sorumlu bakan düzensizliği, keşme-
keşi savunuyor. Mahkeme heyeti dava başlamadan
önce Silivri’ye gidip duruşmaların yapılacağı salonu
görmüş. Kimi isteklerde bulunmuş. Bakanlık bu is-
tekleri şu kadar milyon ödeyerek karşılamış…
Yumuşak ses tonuyla Bakan Şahin, kargaşanın, dü-
zensizliğin sorumluluğunu mahkeme heyetine yük-
lüyor.
Başka salon yokmuş. İstanbul’da en büyük salon
100 kişilikmiş. Yeni ve elverişli bir bina ancak üç ay-
da yapılabilirmiş ve dava daha sonraki aylarda baş-
layabilirmiş.
Sayın Bakan; dava ekim ayında değil de kasımda
hatta aralıkta başlayabilirdi.
Fark etmezdi. Zira bu ülkede iktidar partisinin ağır-
lığını koyduğu bir soruşturmanın iddianamesi ancak
yedi-sekiz ayda çıkabildi.
Sayın Bakan; Almanya’da Deniz Feneri soygunu ne-
deniyle hapis yatan üç kişinin daha ne kadar tutuk-
lu kalacaklarını Alman büyükelçisini sorgulayarak öğ-
renme çabası içinde olan; ne ki suçunu, olaylar için-
deki sorumluluğunun ne olduğunu bilmeden yedi-
sekiz aydır tutukevlerinde yatan insanların, hâlâ ek id-
dianame çıkmadığı için savcı Zekeriya Öz ve ekibi
tarafından neyle suçlandığını aylardır bilmeyen in-
sanların ıstıraplarına ortak olmayan bir iktidarsınız.
Türkiye’nin açmazı bu iktidar!
Kargaşayı önleyecek yolda herhangi bir girişim işa-
reti vermedi Bakan Şahin.
Hiç değilse kargaşayı asgari düzeye indirecek ça-
lışmalar başlatacağını söyleyebilirdi.
Bakan, haklı çıkma çabasıyla olaylar karşısında ge-
reğini bile düşünemiyor.
O hallerdeyiz.
İddiaları, herkesin hükümeti olmak…
Herkesin hükümeti olmayı kim yitirdi ki AKP iktidarı
bulmuş olsun!
SAYFA 22 EKİM 2008 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 20
Edirne B 20
Kocaeli B 20
Çanakkale B 20
İzmir B 24
Manisa B 24
Aydın B 26
Denizli B 24
Zonguldak B 17
Sinop B 16
Samsun Y 16
Trabzon Y 16
Giresun Y 16
Ankara PB 18
Eskişehir PB 18
Konya PB 16
Sıvas PB 15
Antalya B 28
Adana Y 30
Mersin Y 29
Diyarbakır Y 22
Şanlıurfa Y 23
Mardin Y 21
Siirt Y 21
Hakkâri Y 12
Van Y 13
Kars Y 11
Oslo Y 8
Helsinki Y 11
Stockholm B 11
Londra B 13
Amsterdam B 13
Brüksel PB 11
Paris PB 12
Bonn Y 10
Münih Y 17
Berlin Y 12
Budapeşte B 20
Madrid Y 19
Viyana Y 15
Belgrad B 11
Soyfa B 20
Roma Y 22
Atina PB 22
Zürih Y 12
Moskova PB 12
Aşkabat PB 26
Astana B 9
Taşkent PB 27
Bakû Y 16
Bişkek PB 22
Tiflis Y 12
Kahire Y 25
Şam Y 25
Bütün bölgelerimiz par-
çalı ve çok bulutlu, Or-
ta ve Doğu Karadeniz
kıyıları, Doğu AKdeniz,
Doğu Anadolu’nun gü-
ney ve doğusu, Güney-
doğu Anadolu ile Sinop
ve Artvin çevreleri sa-
ğanak ve gök gürültülü
sağanak yağışlı geçe-
cek. Hava sıcaklığı yur-
dun doğu kesimlerinde
2-4 derece azalacak.
Geçen hafta sonu, Habertürk
televizyonunda Balçiçek Pamir, ‘bel-
geselci’ Tolga Örnek ile bir söyleşi
yapmış. Ben seyretmedim; ama ga-
zetelerde ve Habertürk’ün internet si-
tesinde okudum (18 Ekim 2008).
Gerçekten ilginç ve ibretlik bir söy-
leşi. Tolga Örnek’in daha önce yap-
tığı Gelibolu ‘belgesel’inde Atatürk’e
yeteri kadar yer verilmediği şeklindeki
eleştirileri hatırlatan Balçiçek Pamir
soruyor:
“Niye böyle eleştiriler gelir? Çok mu Ata-
türk görmek istiyoruz?”
Tolga Örnek yanıtlıyor: “Mustafa Kemal’e
soruyorlar, 18 Mart’taki şeyini…18 Mart’ta
benim hiçbir fonksiyonum olmadı diyor. Ben
karargâhımda oturuyordum diyor. O tab-
yaların savaşıydı diyor.”
Balçiçek Pamir’in tepkisi: “Hiç bilmiyordum.”
Tolga Örnek devam ediyor: “Bizde anla-
tırken sanki 18 Mart’a Atatürk komuta etmiş
gibi… O kadar yanlış bilgiler yerleşmiş ki biz-
de, Atatürk sanki Arıburnu cephesinde
Seddülbahir’de de varmış gibi anlatılıyor.”
Bu satırları tırnak içinde Habertürk’ün si-
tesinden aldım. Aldım da, neresinden tutup
düzelteceğimi doğrusu bilemedim.
18 Mart deniz savaşları sırasında Atatürk
karargâhında oturmamıştır ve hiçbir zaman
da “Karargâhımda oturuyordum” deme-
miştir. Ne demiştir? Şunu demiştir:
“18 Mart 1915 sabahı karargâhım olan
Eceabat’a gelmiş bulunan Müstahkem Mev-
ki Komutanı Cevat Paşa ile birlikte, kendi-
lerine Seddülbahir kıyı bölgesini korumak için
almış bulunduğum tertipleri ve tedbirleri ara-
zi üzerinde göstermek amacıyla Kirte’ye ha-
reket ettik. Oraya varışımızda, açıklama ve
ayrıntıları ilgili belgelerde bulunduğu üzere,
düşman donanmasının yaklaşıp bombardı-
mana başladığını gördük ve düşman do-
nanmasının Kirte ve Alçıtepe’ye yaptığı
ateşlerin altında kaldık.”
Demek ki Mustafa Kemal, o sırada ka-
rargâhında oturmuyormuş, Kirte (Alçıtepe)
yakınlarında sağına soluna bombalar dü-
şerken savunma önlemleri alıyormuş.
Yarbay Mustafa Kemal, 18 Mart saldırısı
sırasında Gelibolu Yarımadası kıyılarının ka-
ra savunmasıyla görevliydi. Genel-
kurmay’a verdiği raporlarda da 18
Mart için “Bu tamamen bir deniz ha-
rekâtıdır. Kıyı savunması Cevat Pa-
şa’nın emri altındaydı. Benim bu ha-
rekâtla ilgim dolayısıyladır” demiştir. Bu
raporlar yayımlanmıştır. Şu anda her-
hangi bir kitapçıda bulunabilir. Bütün
bu alıntılar, Ruşen Eşref Ünaydın’ın
Mustafa Kemal’le 1918’de yaptığı,
Çanakkale’nin üçüncü yıldönümü ne-
deniyle Yeni Mecmua’nın Olağanüstü Sa-
yısı’nda yayımlanan söyleşisinde de vardır.
Tam 90 yıl önce… 90 yıl önce tarihe kay-
dedilen ve bugüne kadar daha birçok ka-
yıtta belgelenen bir gerçeği, 90 yıl sonra ter-
sine çevirmeye çalışırken insanın biraz yü-
zünün kızarması gerekir. Üstelik belgesel-
ci geçiniyorsa kıpkırmızı kesilmesi gerekir.
18 Mart’a Atatürk’ün komuta ettiğini Tol-
ga Örnek’e hangi ciddi kaynak ‘anlatmış’ bil-
miyorum ama, deniz savaşlarını eski Deniz
Kuvvetleri Komutanı olan babası Sayın Or-
amiral Özden Örnek’e sorsaydı, doğruyu
öğrenebilirdi.
Balçiçek Pamir’e de bir soru: Söyleşi sı-
rasında hayretler içinde “Hiç bilmiyordum”
diyorsunuz. Affedersiniz, neyi bilmiyordu-
nuz? Ya da… Şimdi öğrendiniz mi?
hikmet.bila@ntv.com.tr
GENİŞ AÇI
HİKMET BİLA
Bir ‘Belgeselci’nin
Çanakkale Yalanları
Bağcılar’da polis terörü
Bombalı suikast sonucu öldürülen gazetemiz yazarı Prof.
Dr. Ahmet Taner Kışlalı, katledilişinin 9. yıldönümünde
anıldı. 21 Ekim 1999 tarihinde aracına konulan bomba ile
katledilen gazetemiz yazarı, eski Kültür Bakanı, aydınlanma savunucusu Ahmet Taner Kışla-
lı için ilk tören dün saat 09.30’da saldırıya uğradığı Çayyolu Engürü Sitesi’ndeki evinin önün-
de yapıldı. Törene gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, gazetemiz yazarı Işık Kan-
su, Kışlalı’nın eşi Nilüfer Kışlalı, yakınları, CHP Ankara İl Örgütü, ODTÜ Atatürkçü Düşünce
Topluluğu (ADT), Başkent Üniversitesi ADT’den öğrencilerin yanı sıra gazetemiz çalışanları
ve çok sayıda yurttaş katıldı. Kışlalı İzmir ve Adana’da da anıldı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)
İstanbul Haber Servisi - Bağ-
cõlar’da tornacõ olarak çalõşan
Ahmet Laçin’in (30) hõrsõzlõk
suçlamasõyla gözaltõna alõndõğõ
Bağcõlar Polis Merkezi’nde dayak
yediği, hastanelik olduğu, daha
sonra da yaşamõnõ yitirdiği iddia
edildi. CHP Genel Sekreter Yar-
dõmcõsõ ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Ali Özpolat, Laçin’in
ölümünü TBMM’ye taşõyarak
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’a so-
ru önergesi yöneltti.
İstanbul’da son iki ayda mey-
dana gelen bireysel olaylarda
yurttaşlarõn yaşamõnõ yitirmesi,
gözleri karakollara çevirdi. Ahmet
Laçin, 12 Ekim’de hõrsõzlõk suç-
lamasõyla gözaltõna alõnarak Bağ-
cõlar polis merkezine götürüldü.
Ahmet Laçin’in imam nikahlõ
eşi Tuğba Poyraz’õn iddiasõna
göre, olaydan bir gün sonra iki si-
vil polis eve gelerek eşinin polis
merkezinde olduğunu söyledi.
Poyraz, “Ahmet karakolda sar-
gı bezleri içinde baygın şekilde
yatıyordu. Sol omuzunda mor-
luk, başında şişlik vardı. Ba-
kırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim
ve Araştırma Hastanesi’ne gö-
türdük. Eşimin beyin ölümü-
nün gerçekleştiğini söylediler.
Bir hafta yoğun bakımda kal-
dıktan sonra hayatını kaybetti.
Doktorlar eşimin beyin kana-
ması sonucu öldüğünü söyledi”
dedi. Poyraz, Laçin’in polislerce
neden hastaneye götürülmediği-
nin yanõtõnõ kimsenin vermediği-
ni belirterek, “Suçlu bile olsa
hastaneye götürülmesi gerek-
mez mi? Polis merkezinde dö-
vüldü o yüzden götürülmedi. O
gün nöbetçi olan polislerden
davacıyım. 1.5 yaşındaki kı-
zımla ortada kaldık. Hesabını
kim verecek?” diye konuştu.
CHP Meclis’e taşıdı
CHP’li Özpolat, Bakan Ata-
lay’a yanõtlamasõ istemiyle
TBMM Başkanlõğõ’na soru öner-
gesi verdi. Özpolat, “İktidarını-
zın, ‘işkenceye sõfõr tolerans’ sö-
zü, boş bir vaatten mi ibarettir?
Yurttaşın, güvenlik güçlerine
güvenini sarsan bu vakaları, ‘ki-
şisel-istisnai’ diye niteleyerek
sorumluluktan kurtulmak, dev-
let yönetme ciddiyetiyle bağ-
daşmakta mıdır? Bu olayda da
bir ‘özürle’, kamuoyu tepkisi
yumuşatılacak ve konu kapatı-
lacak mıdır?” sorularõnõ yönelt-
ti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü
ise yaptõğõ açõklamada, iddialarõn
gerçeği yansõtmadõğõnõ belirtti.
CHP’li başkan
görevine döndü
TARKAN TEMUR
Yolsuzluk iddialarõ nedeniyle bir süre önce
görevinden alõnan CHP Tuzla ilçesinin Or-
hanlõ Belde Belediye Başkanõ Cemil Ekşi,
mahkemenin “yürütmeyi durdurma” kara-
rõyla görevine döndü. Ekşi, “Adalet yerini
buldu. Karar, iftiracılara tokat niteliğin-
dedir” dedi. Ekşi, Takvim gazetesinin, or-
man arazisini imara açtõğõ, imar planlarõnda
kendine ve yakõnlarõna menfaat sağladõğõ,
Tepeören ve Orhanlõ’da 20 benzin istasyonu-
nu yakõnlarõna dağõttõğõ iddialarõyla gündeme
gelmişti. Haberler üzerine İçişleri Bakanlõğõ,
Orhanlõ Belediyesi’ne müfettişlerini gönde-
rerek soruşturma başlatmõş, bu süreçte Ekşi
görevinden alõnmõştõ. Ekşi, İdare Mahkeme-
si’nin 14 Ekim’de aldõğõ ve dün kendisine
ulaşan “yürütmeyi durdurma” kararõ sonu-
cu görevine dönmeye hak kazandõ.
Kõşlalõ’yõ andõk
Hõrsõzlõk suçlamasõyla gözaltõna alõnan Ahmet Laçin’in karakolda yediği
dayak sonrasõnda beyin kanamasõ geçirerek yaşamõnõ yitirdiği iddia edildi
ÇEBER RAPORU
İşkence
saklanıyor
larõnda, sõrtlarõnda, kollarõnda,
bacaklarõnda, dizlerinde yani vü-
cutlarõnõn hemen her yerinde, çü-
rük, sõyrõk, morluk, ezilme, şişlik
ve ödem tespit edilmiş. Çeber için
İstinye Devlet Hastanesi’nde 28
Eylül’de saat 17.33’te hazõrla-
nan ‘Genel Adli Muayene Ra-
poru’nda, Çeber’in dudağõnda
doku yõrtõlmasõ, göz kapaklarõn-
da kõzarõklõk, dirseklerinde sõy-
rõklar, bacaklarõnda şişlikler tes-
pit ediliyor. 29 Eylül’de gece
01.20 sõralarõnda düzenlenen ra-
porda, Çeber’in kafasõnda şişlik ve
ödem, göz kapaklarõnda kõzarõk-
lõk tespit edilerek dizindeki sõy-
rõklarõn sürüklenme veya tekme
sonucu olabileceği belirtiliyor.
Aysu Baykal için 28 Eylül’de
düzenlenen raporlarda, dizinde,
kulağõnda sõyrõklar ve kõzarõklõk,
bacaklarõnda ezilme ve morluk-
larõn olduğu ifade edilerek, boy-
nunda elle tutulma sonucu oluş-
tuğu düşünülen kõzarõklõklarõn
görüldüğü kaydediliyor.
Özgür Karakaya’nõn raporla-
rõnda da kafasõnda kõzarõklõk, sol
kolunda morluk, sõrtta, dirsekler-
de sõyrõklar, kulak arkasõnda kõ-
zarõklõklar, gözlerde şişlik ve ağõz
içinde yara olduğu belirtiliyor. Ka-
rakaya’nõn omzunda, boynunda
çürüklere rastlandõğõ belirtilerek,
bulgular 29 Eylül’de 01.10’daki
raporda tekrarlanõyor.
Cihan Gün için de İstinye Dev-
let Hastanesi ve Şişli Etfal’de
birden fazla adli muayene raporu
düzenlenmiş. Raporlarda, Gün’ün
alnõnda, boynunda kõzarõklõklara,
dudaklarõnda şişlik ve kafasõnda
hassasiyet olduğu tespit edildiği
belirtiliyor. Darp, kafa bölgesin-
de ve sõrtta ağrõ, eklemlerde ağrõ,
duyma bozukluğu gibi şikâyetle-
rini belirten şüphelilerin muaye-
ne raporlarõnda, kollarõndaki ke-
lepçe izleri de yer alõyor.
Baştarafı 1. Sayfada
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yükseköğretim Kuru-
lu’na (YÖK) silahlõ saldõrõ giri-
şiminde bulunulduğu iddiasõyla
açõlan davada sanõklara toplam 24
yõl hapis cezasõ verildi.
Ankara 11. Ağõr Ceza Mah-
kemesi, sanõklardan Nurullah İl-
gün’ün “silahlı örgüt kurmak”
ve “cebir ve şiddet kullanarak
Türkiye Cumhuriyeti’nin ana-
yasasının öngördüğü düzeni
ortadan kaldırmaya teşebbüs”
suçlarõ ile “kasten öldürmeye
teşebbüs etmek” suçundan be-
raatõna karar verdi. İlgün, mağ-
dur Mustafa Çiftçi ve Sefa Eyi-
bi’ye karşõ “kişiyi hürriyetin-
den yoksun kılma” suçundan
dolayõ 13 yõl 4 ay, “ruhsatsız ta-
banca taşımak”tan 1 yõl 8 ay,
“silahla ateş etmek suretiyle
güvenliğin kasten tehlikeye so-
kulması” suçundan 10 ay, “ka-
mu görevlisine karşı görevini
yapmasını engellemek ama-
cıyla cebir ve tehdit kullanma”
suçundan ise 1 yõl 3 ay hapisle
cezalandõrõldõ. Sanõklardan Bü-
lent Askeroğlu, “ruhsatsız ta-
banca taşımak” suçundan 1 yõl
8 ay, “kamu görevlisine karşı
görevini yapmasını engelle-
mek amacıyla cebir ve tehdit
kullanma” suçundan ise 1 yõl 3
ay hapisle cezalandõrõldõ. Mah-
keme, sanõk Muhammet Ak-
man’a “ruhsatsız tabanca bu-
lundurmak” suçundan 1 yõl 8 ay
hapis ve 375 YTL adli para ce-
zasõ verirken; Selami İgrek,
Mehmet Akyürek ve Gülşen
Kübranur Karaduman’õ da
“suçluyu kayırma” suçundan
10’ar ay hapse mahkûm etti.
YÖK’e saldõrõda toplam 24 yõl hapis
Mahkeme 6 sanõğõn yargõlandõğõ davayõ sonuçlandõrdõ
Haber Merkezi - CHP Grup Başkanve-
kili Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri
Derneği ile AKP arasõndaki yeni bir “bağ-
lantı” iddiasõnõ soru önergesiyle Meclis
gündemine taşõdõ. Alman Sol Parti Federal
Meclis (Bundestag) Grubu da Almanya’da-
ki Deniz Feneri derneğiyle ilgili olarak hü-
kümete bir soru önergesi sundu.
Kõlõçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan
tarafõndan yanõtlanmasõ istemiyle TBMM
Başkanlõğõ’na verdiği soru önergesinde, İçiş-
leri Bakanõ Beşir Atalay’õn Zekeriya Kara-
man’õn yönetim kurulu başkanõ olduğu dö-
nemde, Almanya’daki yurttaşlardan topla-
nan paralarõn aktarõldõğõ Kanal 7’ye danõş-
manlõk yapõp yapmadõğõ konusunda bilgi is-
tedi. Atalay’õn, İstanbul Ticaret Odasõ kayõt-
larõna göre, RTÜK Başkanõ Zahid Akman
ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanõ Kara-
man’la birlikte, 5 Ocak 1999’da, “Nehir
Medya Yayıncılık Filmcilik Tanıtım Sa-
nayi ve Ticaret Anonim Şirketi”ni kurdu-
ğunu belirten Kõlõçdaroğlu, “Almanya’daki
Deniz Feneri davasında yargıcın, Kara-
man ve Akman’ı Deniz Feneri e.V. yolsuz-
luğuna karışmakla suçladığına ve bu kişi-
leri yolsuzluğun Türkiye’deki asıl failleri
olarak gösterdiğine” dikkat çekti. Kõlõçda-
roğlu, Erdoğan’a “Bu şahıslarla ilgili Em-
niyet Genel Müdürlüğü’nün yürüteceği
soruşturmalarda objektif olabileceğine
inanıyor musunuz?” sorusunu yöneltti.
Almanya’da da hükümete soru
Alman Sol Parti Federal Meclis (Bundes-
tag) Grubu, Almanya’daki Deniz Feneri der-
neğiyle ilgili olarak hükümete soru önergesi
sundu. Önergede, “Yöneticileri 18 milyon
Avro’dan fazla bir miktarı zimmetine ge-
çirmek ve bu paralardan AKP’ye yakın
çevrelere dağıtmakla suçlanan Deniz Fe-
neri gibi derneklere karşı Alman hükü-
metinin önlemler almayı planlayıp planla-
madığı” soruldu. Alman hükümetinin, bu
tür yardõm kuruluşlarõyla “İslami holding-
ler” arasõnda bir ilişkinin olduğuna dair bil-
gisi olup olmadõğõnõn da sorulduğu önerge-
de, Erdoğan’õn, Deniz Feneri davasõnda der-
neğin eski yöneticileriyle ilgili olarak Al-
manya büyükelçisiyle görüşüp görüşmediği
şeklinde bir soru da yöneltildi.
CHP’DEN YENİ ÖNERGE
Almanya
Deniz Feneri’ne
yakõn takip
ORHANLI BELDE BELEDİYESİ
BELPA SKANDALI
Nurettin Kurt
AİHM’ye gidecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anka-
ra Anakent Belediyesi’ne bağlõ BELPA’nõn
eski Genel Müdürü Yalçın Beyaz’õn imam
nikâhlõ eşi Bendigar Cezgiz ile olan parasal
ilişkilerini haberleştirdiği için 1 yõl 6 ay 22
gün hapis cezasõ alan Hürriyet gazetesinin
yargõ muhabiri Nurettin Kurt, Türkiye’deki
iç hukuk yollarõnõn tükenmesinin ardõndan
AİHM’e başvuracağõnõ söyledi. Gizliliği ihlal
suçundan açõlan davada aldõğõ 1 yõl 6 ay 22
günlük hapis cezasõ ertelenen Kurt 5 yõl içeri-
sinde aynõ suçtan ceza alõrsa bu cezanõn infa-
zõ gündeme gelecek. Kararõn temyizi için
Yargõtay yolu açõk bulunmuyor.
‘Suyun ticarileştirilmesine hayır’
İstanbul Haber Merkezi - “Suyun Ticari-
leştirilmesine Hayõr Platformu”, en temel yaşam
hakkõ olan suyun şirketlerin emrine tahsis edilme-
sini protesto etti. Aralarõnda konfederasyon, sen-
dika, siyasi parti şubeleri, dernek, vakõf ve yerel
yönetimlerin bulunduğu 41 kurum ve kuruluşun
oluşturduğu “Suyun Ticarileştirilmesine Hayõr
Platformu”, dün Taksim Meydanõ’nda basõn açõk-
lamasõ yaptõ. İstanbul Tabip Odasõ Genel Sekrete-
ri Hüseyin Demirdizen de yaptõğõ açõklamada,
Meclis’te 17.5 milyon Avro bütçe ayrõlarak kabul
edilen, mart ayõnda yapõlacak “5. Dünya Su Foru-
mu” ile su kullanõmõna göz dikildiğini belirtti.
Jandarma er trafik kurbanı
İstanbul Haber Servisi - İstanbul İl Jandar-
ma Komutanlõğõ’na bağlõ olarak Kurtköy’deki Sa-
biha Gökçen Uluslararasõ Havalimanõ çevresinde
koruma görevi yapan jandarma er Fatih Bülbül,
nöbet yerine gitmek için Pendik’te yolun karşõsõna
geçmek isterken kamyon çarpmasõ sonucu şehit
oldu. Bülbül’ün terhisine 3 ay kaldõğõ öğrenildi.
Kılıçdaroğlu’na ‘deniz fenerli’ kravat
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ABD’de oturan bir Türk yurttaş CHP’li Kemal
Kõlõçdaroğlu’nun yakõndan izlediği Deniz Feneri
e.V. Türkiye bağlantõlarõ konusunda Deniz Bay-
kal’a bir mektup yazdõ. Adõnõn açõklanmasõnõ is-
temeyen yurttaş, mektupta “ABD’de oturuyorum,
Deniz Feneri mücadelenizden etkilendim. Alõşve-
riş merkezinde dolaşõyordum, birden karşõma de-
niz feneri işlenmiş kravat çõkmasõn mõ! Size bu
kravatõ gönderiyorum” dedi. Baykal grup toplan-
tõsõndan sonra üzerinde küçük deniz fenerleri iş-
lenmiş olan bu kravatõ Kõlõçdaroğlu’na verdi.
YASED makale yarışması
Haber Merkezi - Uluslararasõ Yatõrõmcõlar
Derneği’nin (YASED) üniversite öğrencilerinin
ekonomik ve sosyal araştõrma yapmalarõnõ teşvik
etmek amacõyla organize ettiği ve bu yõl doku-
zuncusu düzenlenen bilimsel inceleme yarõşma-
sõ, “Türkiye’de ArGe Faaliyetlerini Gelişmesin-
de Uluslararasõ Yatõrõmlarõn Rolü” başlõğõnda
gerçekleştirildi. Üniversitelerden önlisans, li-
sans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin ka-
tõldõğõ yarõşmada Dumlupõnar Üniversitesi öğ-
rencileri Hüseyin Önder ve Özer Özçelik’in ma-
kalesi birincilik ödülüne değer görüldü.