Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
22 EKİM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Yüzleşme...
Abdullah Öcalan’a İmralı’da kötü muamele ya-
pıldığı savıyla Güneydoğu’da DTP milletvekilleri-
nin önderliğinde yapılan eylemler bir hayli dü-
şündürücü.
Doğubeyazıt’ta düzenlenen izinsiz gösteriler-
de bir kişi öldürülürken, İstanbul’da da PKK sem-
patizanları eylemler yaptı.
Önceki gün Başbakan Tayyip Bey Diyarba-
kır’daydı. Dükkânlar ve mağazalar kepenk indir-
di, belediye hizmetleri durdu, otobüsler çalış-
madı, çöpler toplanmadı.
Yıllardır merak ederim: Güneydoğu’da feodal
baskıya, dinci kuşatmaya, Tunceli Ovacık’ta si-
yanürlü altıncılara karşı bir eylem neden yapıl-
maz? Ağa, şeyh, şıh baskısına karşı neden gös-
teri düzenlenmez?
Güneydoğu halkı salt “PKK-Devlet” arasında sı-
kışıp kalmamıştır...
Tarikat şeyhlerinin, şıhların, ağaların da bas-
kısı altındadır...
Diyarbakır’dan Hakkâri’ye dek uzanan coğ-
rafyada yoksulluk kol gezmiyor mu?
Geziyor!
Peki niçin bir tepki koymuyor DTP milletveki-
leri, yöneticileri ve belediye başkanları?
Nakşilerin, Fethullahçıların ekonomik sistemi
ele geçirdikleri bölgede töre adı verilen o “çağ-
dışı” cinayetler, on beş yaşındaki kızların dede-
leri yaşındaki adamlarla evlendirilmesi hiç mi
önemli değil DTP’lilerce?
AKP’nin Güneydoğu’da Nakşi ve Fethullahçı-
ları yanına aldığı, Hizbullah adlı terör örgütünün
“Menzil kanadı”yla ilişkisi olduğu kesin.
DTP bu nedenle panikledi...
Barzani’nin parasal gücü yerel seçimlerde
AKP’ye büyük oranda oy getirecek, büyük olası-
lıkla “Diyarbakır kalesi” DTP’nin elinden alına-
cak.
DTP’nin Ankara’da yaptığı mitingi gazeteler-
den okudum...
Ne diyor DTP:
“Ne Ergenekon ne AKP, Çözüm Demokratik
Cumhuriyet”
Benim bu sloganda kafama takılan soru şu:
“Demokratik Cumhuriyet ne anlama geliyor
DTP’liler için?”
Hep bu sloganı atıyorlar, anadilde eğitimden
söz edip, gündeme “genel af”ı getiriyorlar...
İşin özeti şu:
“Apo özgür bırakılsın, partinin başına geç-
sin!”
DTP önce Türkiye’nin partisi olmalı...
Aslında bu sorunun çözümü, ayakları yere ba-
san bir sosyalist partinin, Türk-Kürt emekçileri-
nin birlikteliğinden geçer...
Etnik söylemlerle bir yere varılmaz!
Gelmiş geçmiş sağ iktidarlar Türkiye’de sos-
yalizmi “öcü” olarak gösterdi, sermaye-emek çe-
lişkisini perdeledi.
Bugün demokrasiden, özgürlüklerden, insan
haklarından söz eden tarikat şeyhleri, din be-
zirgânları yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı çıkan
yazarları, bilim insanlarını, sendikacıları, gençle-
ri dün “Komünistler Moskova’ya” diye aşağıla-
mıyorlar mıydı?
Yalanla, dolanla, Kenan Paşa’yla halkı kandı-
ran dinciler ve faşistler, emeğe karşı patronla-
rın yanındaydı...
Yıllar yılları kovaladı...
Kurulu düzenin maskaraları iktidar oldu, kendi
düzenlerini korumak için dini siyasette araç ola-
rak kullandı.
Şimdi de Güneydoğu’da aynı tezgâh kurulu-
yor...
DTP bir türlü uyanamıyor. Etnik milliyetçilik sol-
culuk olarak kullanılıyor.
2008 yılı yüzleşme zamanıdır ve bazı gerçek-
lerin açık bir biçimde tartışılması kaçınılmazdır.
PKK terör örgütünü örtülü ya da örtüsüz sa-
vunup kolaycılık yapmak siyaset etiğiyle bağ-
daşmaz.
Türk ve Kürt sosyalistlerinin, aydınlarının, ya-
zarlarının, emekçilerinin oturup bir araya gelme
zamanları çoktan geldi.
Sözüm DTP dışındaki kesime!
Sermaye-emek çelişkisini ortaya koymadan
“Kürt sorunu” çözümlenemez!
2007 seçimlerinde Güneydoğu’da bağımsız
olarak seçimlere giren, daha sonra DTP çatısı al-
tında toplanan DTP milletvekillerine bir bakın, ne
göreceksiniz?
Ya ağa çocuğu, ya şeyh ya şıh torunu...
AKP’ye bakın, aynı fotoğraf...
Geçmiş yıllarda CHP’ye, AP’ye, MHP’ye,
DSP’ye ve MSP’ye bakın, aynı fotoğraf!
Yüzleşmeye var mısınız, yok musunuz?
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Erdoğan bu kez
tazminat kazandı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, yayõmladõklarõ
kendisini uygunsuz bir
hareket yaparken gösteren
fotomontaj bir fotoğraf ile
“kişilik haklarõna saldõrõda
bulunulduğu”
gerekçesiyle açtõğõ
davada, Leman
dergisinden 4 bin YTL
manevi tazminat kazandõ.
Davanõn dilekçesinde
Leman dergisinden, yayõn
tarihinden itibaren
işleyecek yasal faiziyle
birlikte 20 bin YTL
tazminat talep edilmişti.
‘Cumhuriyet’e
sahip çıkmalıyız’
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Gazetemiz tarafõndan
düzenlenen “Cumhuriyet
ve Ankara Günleri”ne
konuk olan emekli
Anayasa Mahkemesi
Başkanõ Yekta Güngör
Özden, “Cumhuriyet ve
hukuk” konulu bir söyleşi
gerçekleştirdi. Özden,
“İlanõndan 85 yõl sonra,
ülkede padişah ve
halifelik özentileriyle dolu
insanlar olursa, devletin
bütün kurumlarõnda aşõrõ
partizanlõk ve kadrolaşma
varsa, ABD ve AB ülkeyi
yolundan çevirmeye
çalõşõyorsa, Atatürkçülüğü
yõkmak için ellerinden
geleni yapanlar varsa,
elbette ki bugün
Cumhuriyeti konuşmaya
ihtiyaç vardõr” dedi.
Yavaş: MHP
anakenti teklif etti
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Beypazarõ Belediye
Başkanõ MHP’li Mansur
Yavaş, partisinin
yöneticilerinin kendisiyle
görüştüğünü ve
önümüzdeki yerel
seçimlerde Ankara
Anakent Belediyesi
başkan adaylõğõ teklif
ettiklerini söyledi. Yavaş,
henüz karar vermediğini,
yurttaşlarõn seçimlerdeki
siyasi eğilimlerini baz
alan anket çalõşmasõ
sonuçlarõna göre tavrõnõ
netleştireceğini kaydetti.
‘AKP sağlığa
zararlıdır!’
ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Herkese Sağlõk
Güvenli Gelecek
Platformu üyeleri, Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlõk
Sigortasõ Yasasõ’nõ
(SSGSS) protesto etti. 5
Ocak Meydanõ’nda
toplanan grup, “AKP
sağlõğa zararlõdõr”
sloganõyla Sosyal
Güvenlik İl Müdürlüğü
önüne dek yürüdü. KESK
Dönem Sözcüsü Sinan
Tunç “AKP bizim
sağlõğõmõz için değil, özel
hastaneler, onlarõn
patronlarõ için
çalõşmaktadõr” dedi.
Şaban Dişli
taburcu edildi
İstanbul Haber
Servisi - İstanbul
Silivri’de 1 milyon dolar
karşõlõğõ imar planõ
tadilatõna aracõ olduğu
ortaya çõkan ve AKP’deki
görevinden istifa eden
AKP Sakarya Milletvekili
Şaban Dişli, by-pass
ameliyatõ olduğu Medical
Park Göztepe
Hastanesi’nden dün
taburcu oldu. Kalp-Damar
Cerrahisi Uzmanõ Doç.
Dr. Ergun Demirsoy,
“Dişli, normal yaşam
düzenini sürdürebilecek
durumdadõr” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nõ Deniz Baykal, Ergenekon
davasõyla ilgili olarak “Dava
salona sığmamış. O dava hu-
kuka, vicdana sığıyor mu?
Salonun şartlarına göre da-
va şekillenir mi? Siyasetin
şartlarına göre hukuk şekil-
lenir mi? Ergenekon’da 86
sanık yargılanmıyor, yargı-
lanan Türkiye’nin hukuk
sistemidir” değerlendirmesini
yaptõ. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn Diyarbakõr gezisi
sõrasõnda “bir ayaklanma pro-
vası, kalkışma” yaşandõğõnõ
kaydeden Baykal, “1 Mayıs’ta
meşru, sivil taleplere karşı
zorbalık yapılacak, Diyar-
bakır’da kedi gibi olacak-
sın” dedi.
Baykal’õn grup toplantõsõn-
da yaptõğõ değerlendirmeler
özetle şöyle:
Vicdana sığmıyor: Bu
davanõn (Ergenekon davasõ)
siyasi olduğunu en başõndan be-
ri söyledik. Türkiye’ye onur ka-
zandõran bir dava olmamõştõr.
İnsanlar bir yõldan fazla bir
süre iddianameyi bilmeden tu-
tuklu kalõyor, kasa olarak nite-
lendirilen kişi yaşamõnõ yitiri-
yor, cenazesini Edirne Beledi-
yemiz kaldõrõyor. Birçok say-
gõdeğer insan ipe sapa gelmez
iddialarla gözaltõna alõnõyor,
bir kuvvet komutanõ felç du-
rumuna geliyor... İddianamede
ne yok ki?... Her şey varsa, ol-
masõ gereken yok demektir.
Bağlantõlar kurulmamõş, id-
dialar birbiriyle irtibatlandõrõl-
mamõş. Başbakan’dan ana mu-
halefet liderine kadar pek çok
kişinin adõ geçiyor. Ne varsa,
koy gitsin. Birisi “toplaya-
lım” diyecek, sonra insanlarõ
toplayõverecekler, hepsini ay-
nõ kefeye koyacaklar, hukuk da
buna alet olacak. Kabul etmi-
yorum bunu. Ergenekon öyle
büyükmüş gibi salona sõğma-
mõş... Siz bunu bõrakõn da; o da-
va hukuka, vicdana sõğõyor
mu? Yabancõ basõnda “Da Vin-
ci Şifresi” deniyor. Yani roman
gibi, üstelik hayattan değil, ef-
saneden kaynaklanan bir ro-
man.
Salona göre dava: Tu-
tuklu sanõklarla tutuksuz sa-
nõklar ayrõlõyor... Biz hukuk
fakültesinde yanlõş şeyler mi
öğrendik? Hukuk bir bütün de-
ğil mi? Dava, suçlama bir bü-
tün değil mi? Sanõklar zaten
birbirini tanõmõyor, yer yer
görmemişler bile... Salonun
sartlarõna göre dava şekillenir
mi? Siyasetin şartlarõna göre
hukuk şekillenir mi? Bir büyük
hukuk ve yargõ krizi yaşanõyor.
Ergenekon’da 86 sanõk yargõ-
lanmõyor. Yargõlanan Türki-
ye’nin hukuk, yargõ sistemidir.
Hukuk sistemindeki zafiyetle-
rin bedelini oradaki insanlar
ödüyor. Bu, büyük bir trajedi-
dir. Ergenekon davasõ, Türki-
ye’yi çok ciddi bir iç sorgula-
maya sürüklemelidir. Umarõm,
mahkeme bu sorgulamayõ ya-
par. Adaletin varlõğõnõ ortaya
koyabilecek son şansõn bu mah-
keme olacağõna inanõyorum.
Ayaklanma provası:
Başbakan bir kentimize gidiyor,
kepenkler kapalõ, sokaklarda
sadece çocuklar ve polisler var.
Diyarbakõr’da yaşanan bir ayak-
lanma provasõdõr, bir kalkõş-
madõr. Başbakan, tehditle ke-
penklerin indirildiğini söylü-
yor. Bu birikim, sen iş başõn-
Baykal, salona sõğmadõ denilen Ergenekon davasõnõn asõl vicdana sõğmadõğõnõ söyledi
‘Hukuk yargõlanõyor’
Sezer: Bağõmsõz adayõ destekleriz
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, An-
kara belediye başkan adaylığı için destek
arayışları doğrultusunda dün DSP Genel
Başkanı Zeki Sezer’i ziyaret ederken “Anka-
ra birliğini gerçekleştirmek istediğini” söyle-
di. Karayalçın, bir saat süren görüşmeden
sonra yaptığı açıklamada 31 Ekim’de gerçek-
leştirecekleri Erdal İnönü’yü anma etkinliği-
ne davet etmek ve SHP’nin “Yerel Yaşam”
programını sunmak için ziyareti gerçekleştir-
diği, bu arada Türkiye solunun daha ileri so-
nuçlar alabilmesi için sergilenmesi gerekli
adımları değerlendirdiklerini söyledi. Sezer
de, “Anlaşılan o ki CHP yolunu çizmiş mart
seçimleriyle ilgili olarak. Ve yine anlaşılıyor
ki, bu konuyu hiç konuşmamamıza rağmen,
Sayın Karayalçın da CHP’nin adayı oluyor”
dedi. Sezer, bir başka soru üzerine “Solun
sağdan da oy alabilecek şekilde bağımsız
adayı olması halinde Sayın Karayalçın’ı des-
tekleyeceğimizi söyledik, ama gelinen nokta-
da böyle bir talep yok” dedi. (Fotoğraf: AA)
dayken ortaya çõkmõş. Bu olay
bir kez daha ortaya koydu ki, te-
rör bu iktidarõn kolu kanadõ al-
tõnda serpilmiş, hayatõn akõşõnõ
kesintiye uğratma noktasõna
gelmiştir. Başbakan şikâyet et-
me değil, o tehdidi etkisiz kõla-
cak bir kararlõlõğõ sergileme
noktasõnda olmalõdõr. Bir yan-
dan kanõyoruz, şehitler veriyo-
ruz. Öte yandan Kuzey Irak’la
ilişki kurun diye baskõ yapanlar
bizi ikna etme noktasõna geliyor.
Başbakan bu konularda Türki-
ye’de muhatap kabul etmiyor.
İçine sindirebildiği tek muhatap
Barzani. Biz, bu sõnõrõ değiştirin,
dedik. Sonra, K.Irak Genelkur-
may Başkanõ, sõnõrõn değiştiril-
mesi konuşulabilir, dedi. Öne-
rilerimizi Başbakan’õn dikkati-
ne sunmak için K.Irak, Barzani
üzerinden mi yapmamõz gere-
kiyor? 1 Mayõs’ta İstanbul’da
yaşanan manzarayõ unutmadõk.
Sis bombalarõ atõldõ, genç kõzlar
yerlerde tekmelendi. Devletin
otoritesini Diyarbakõr’da niye
sağlayamõyorsunuz? 1 Mayõs’ta
zorbalõk yapõlacak, Diyarba-
kõr’da kedi gibi olacaksõn.
Deniz Feneri: Başbakan,
yolsuzluklara izin vermedikle-
rini, karõşanlarõ ihraç ettikleri-
ni söylüyor. Ali Dibo olayõnda
adõ geçen milletvekili ihraç
edildi mi? Amasya, Balõkesir
milletvekilleri yolsuzluktan şi-
kâyet etmişti, ne oldu? Deniz
Feneri’nde dut yemiş bülbül
gibi. Her konuda aslan gibi
kükreyeceksin, bu konuda süt
dökmüş kedi gibi olacaksõn...
Kadınlar
‘kota’
için
Meclis’te
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - İz-
mir Kadõn Kuruluşlarõ
Birliği, siyasette kadõ-
nõn daha fazla temsili-
ni sağlamak için siya-
si partilerin “kota” uy-
gulamasõ başlatmasõ-
na dönük yasa deği-
şikliği için topladõkla-
rõ 24 bin 159 imzalõ di-
lekçeyi, TBMM Baş-
kanvekili Güldal
Mumcu’ya teslim etti.
29 kadõn derneğin-
den oluşan İzmir Ka-
dõn Kuruluşlarõ Birliği
Başkanõ Engin Demir
başkanlõğõndaki heyet,
dün TBMM Başkan-
vekili Güldal Mum-
cu’yu makamõnda zi-
yaret ederek, dilekçe-
leri ve dileklerini ilet-
ti. Demir, siyasi parti-
ler ve seçim yasala-
rõnda gerekli değişik-
liklerin yapõlmasõ, bu
değişikliklerin sözde
kalmayõp, uygulanma-
sõ için “cinsiyet kota-
sı” uygulanmasõnõ is-
tedi. Demir, “Kadın-
ların her alanda eşit
biçimde söz sahibi ol-
maları, demokrasi ve
laik cumhuriyetin de
güvencesidir” dedi.
‘En az yüzde 35’
Kampanyayõ İz-
mir’den başlattõklarõnõ
ifade eden Engin De-
mir, yaklaşmakta olan
yerel seçimlerde daha
fazla kadõnõn ve kadõn
bakõş açõsõnõ taşõyan
erkeklerin, başkan
adayõ gösterilmesi ge-
rektiğini söyledi. De-
mir, kadõnlar için si-
yasi kota getirilmesini
isteyerek, AB kritik
eşiğinin yüzde 33 ol-
duğunu, bunun en az
yüzde 35 olmasõ ge-
rektiğini belirtti.
Mumcu: Eşitlik
sağlanmalı
TBMM Başkanve-
kili Mumcu da dünya-
da ve Türkiye’de ka-
dõn-erkek nüfusunun
eşit olduğuna işaret
ederek, “Yüzde 33 az-
dır. Yaşamı ve dün-
yayı, eşit sayıda pay-
laşan kadın ve erke-
ğin, siyasette de eşit
sayıda olmasından
yanayım” dedi. Mum-
cu, imza kampanyasõ-
nõ desteklediğini, kam-
panyanõn İzmir’den
başlamasõnõn ise onur
kaynağõ olduğunu be-
lirterek, heyete “Siz-
leri de daha ileriki
aşamalarda siyaset-
te görmekten mutlu
olacağım” dedi.
MUHALEFETTEKİ KENTLERİ ALMAK İÇİN ÇALIŞMALARA HEMEN BAŞLAMAK İSTİYOR
AKP’nin erken aday stratejisi
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Yerel seçim hazõrlõklarõnõ er-
ken başlatan AKP, İzmir, Diyarbakõr, Çan-
kaya ve Mersin gibi diğer partilerin elinde
olan belediyeleri alabilmek için bu kentler-
de adaylarõ erken açõklamayõ planlõyor. 1
Aralõk’ta bu kentlerin adaylarõnõn netleşti-
rilmesi beklenirken; AKP bu yöntemle di-
ğer partilerden önce adaylarla birlikte ça-
lõşmalara hõz vererek avantaj sağlamayõ he-
defliyor. AKP yönetimi, mevcut belediye
başkanlarõ için ise kamuoyu yoklamalarõy-
la karne oluşturuyor.
AKP, yerel seçimler için parti takvimini
büyük ölçüde netleştirdi. Buna göre, belediye
başkanõ aday adaylarõ 1 Kasõm’dan itibaren
il başkanlõklarõna başvuruda bulunabile-
cek. 15 günlük bir başvuru süresi öngörü-
lürken, bu sürenin bitiminin ardõndan aday
sayõsõna göre il ve ilçelerde kamuoyu an-
ketleri yapõlacak. Kamuoyu anketlerinden çõ-
kacak sonuca göre Başbakan Tayyip Er-
doğan, adaylarõ kesinleştirecek. Parti yö-
netimi, AKP’nin elinde bulunan il ve ilçe-
lerin adaylarõnõ açõklamakta çok aceleci
davranmayõ düşünmüyor. Diğer partilerin
elinde olan kentlerin adaylarõnõn ise aralõk
ayõ başõnda açõklanmasõ bekleniyor.
Partili belediye başkanlarõnõn yeniden
aday gösterilip gösterilmeyeceği konusun-
da ise parti yönetiminin hazõrladõğõ karneler
etkili olacak. Adõ yolsuzluk iddialarõna ka-
rõşmõş olan belediye başkanlarõnõn yeniden
aday gösterilmeyeceği belirtiliyor.
Diyarbakır’a Kürt aday
AKP, Diyarbakõr’a özel önem gösteriyor.
Diyarbakõr adayõnõn Kürt kökenli olmasõ-
na ise kesin gözüyle bakõlõyor. Diyarbakõr
için ilahiyatçõ Nihat Hatipoğlu, İslamcõ ya-
zar Altan Tan, TİGEM Genel Müdürü
Halis Bilden, eski milletvekili Haşim
Haşimi, AKP’nin anayasa taslağõnõ ha-
zõrlayan komisyon üyesi ve Dicle Üni-
versitesi rektör adayõ Prof. Dr. Fazıl Hüs-
nü Erdem ile avukat Ömer Serdar Kap-
lan’õn isimleri geçiyor.
Ergenekon davasõnda yargõlananõn 86 sanõk değil Türkiye’nin hukuk
sistemi olduğunu belirten Baykal, ‘‘Hukuk sistemindeki zafiyetlerin
bedelini oradaki insanlar ödüyor. Bu, büyük bir trajedidir. Ergenekon
davasõ, Türkiye’yi çok ciddi bir iç sorgulamaya sürüklemelidir’’ dedi.
Baykal, 1 Mayõs’ta emekçiye zorbalõğõn önünü açan Erdoğan’õn
Diyarbakõr’daki olaylar karşõsõnda ‘kedi’ gibi olduğunu söyledi.
29 DERNEK
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana-
yasa Mahkemesi, üniversitelerde türbanõn
serbest bõrakõlmasõna yönelik anayasa deği-
şikliğinin iptalinin gerekçeli kararõnõ tamam-
layarak yayõmlanmak üzere Resmi Gaze-
te’ye gönderdi. Kararda, Avrupa İnsan Hak-
larõ Mahkemesi’nin (AİHM) İsviçre Dahlab
Kararõ’na gönderme yapõlarak “Kadın türban
taktığında erkeğin yanında ikinci plana dü-
şer” değerlendirmesine işaret edildi.
Anayasa Mahkemesi, CHP ve DSP millet-
vekillerinin türbanõn üniversitelerde serbest bõ-
rakõlmasõna ilişkin anayasa değişikliğinin
“iptali veya yok hükmünde kabul edilme-
si ve yürürlüğünün durdurulması” istemiyle
açtõğõ davada, “9 Şubat 2008 günlü 5735 sa-
yılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Ba-
zı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Da-
ir Kanun’un 1. ve 2. maddelerini, anaya-
sanın 2, 4 ve 148’inci maddelerini gözete-
rek” iptal etmiş ve yürürlüğünü durdurmuş-
tu. Edinilen bilgiye göre gerekçeli kararda,
AİHM’nin İsviçre’de derslere türbanla giren
Lucia Dahlab adlõ öğretmene ilişkin kararõ-
na atõfta bulunuldu. Kararda, Yüksek Mah-
keme’nin daha önce bu konuda vermiş oldu-
ğu kararlara da yer verildi.
Kararda, üniversitelerde türbanõn serbest bõ-
rakõlmasõnõn türban takmayanlar üzerinde
baskõ unsuru olabileceğine işaret edildi. Ay-
rõntõlõ olarak irdelenen İsviçre Dahlab dava-
sõnda AİHM, “türban takan kadının erke-
ğin yanında ikinci plana düşeceğine” işaret
ediyor. Anayasa Mahkemesi’nin atõfta bu-
lunduğu AİHM kararõnda türbanlõ kadõnõn yal-
nõzca dinsel varlõk olarak görülmesine neden
olabileceği tehlikesine vurgu yapõlarak “Her-
kesin inancına saygı duyulmasının sağla-
nabilmesi için inancı dışa vurma özgürlü-
ğü sınırlandırılabilir. Türban, okuldaki
öğrencilerin ve ebeveynlerinin dinsel inan-
cına potansiyel bir müdahaledir” denilmişti.
‘Türban ikinci plana düşürür’
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararõnõn gerekçesinde üniversitelerde türbanõn serbest
bõrakõlmasõnõn ‘baskõ’ unsuru olabileceği belirtilerek AİHM’nin kararõna gönderme yapõlõyor