24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 22 EKİM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Sorumlusu Adalet Bakanı’dır İlk günkü salon karmaşası yüzünden Batılı ba- sının da eleştiri konusu olan Ergenekon Davası’nın yarına ertelenen ikinci duruşmasında, sıkıntıyı azal- tan önlemler alınmış olabilecek mi? Karmaşanın asıl sorumlusu olması gereken kim- se Adalet Bakanı’nın bu konudaki tepkisi ilginçtir. Sayın Mehmet Ali Şahin, “ilk duruşmada yaşa- nan sorunların ileriki günlerde aşılacağını” söyle- yerek kılını bile kıpırdatmıyor. Dahası topu, “Bir davanın nerede görüleceği- ne mahkeme heyeti karar verir” gerekçesi ile yar- gıçlara atıyor. Davanın görüldüğü Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki dosya, sadece iddianame ve sanık ifa- deleri ile 2 bin 500 sayfayı buluyor. Duruşmaya ha- zırlanan hâkimlerden, tüm ayrıntıları ile bu dosya- yı okumaları için zamanla yarışırken bir de duruş- ma salonu sorununu çözmelerini bekleyen Bakan Şahin, haksızlık bir yana, insafsızlık da ediyor. Üstelik mahkemelerin ne bütçesi ne de lojistik önlemlerle uğraşacak personeli bile olmadığını unutmuş görünüyor. Kargaşa, Batılı basının da gündemine yansı- yınca, Bakan, dün alelacele, bir Müsteşar Yar- dımcısı ile Ceza İşleri Genel Müdürü’nü Silivri’ye göndereceğini açıklamak gereğini duyuyor. Ha- ni, bu görev Mahkeme Başkanı’nındı? İlk günkü duruşma ile ilgili haberi veren Hürri- yet gazetesi, önceden hazırlanan 130 metrekarelik duruşma salonuna, herhalde gecekondu çağrışımı nedeniyle “Ergenekondu” adını vermiş. Silivri Ce- zaevi’ni yaptıran Adalet Bakanlığı’nın, 10 bin ki- şilik bir yerleşkeye, Batı’daki benzerleri gibi yar- gılama salonlarını da yakın bir mesafede ekleme isteğini anlayışla karşılamak olasıdır. Gelin görün ki, Silivri’de ülkenin en büyük ce- zaevine bu amaçla ayrılan yer, baraka ya da ge- cekondu bozuntusu tek bir binadır. ABD ve ço- ğu Avrupa ülkelerinde, bu tür yargılama salonla- rının tutukevleri ile yeraltı geçitleri şeklinde bağ- lantıları bulunuyor. Duruşmaların sağlıklı yapıla- bilmesi için her türlü önlem, Adalet Bakanlıkları ta- rafından önceden düşünülerek yerine getiriliyor. Görkemli olmalarına da ayrıca özen gösteriliyor. Silivri’deki görüntünün, hele o karmaşanın, bir- birini çiğnemek zorunda kalan sanık, avukat, ga- zeteci yığınının, salondaki ses düzeninin, yaban- cı basın ve televizyonlardaki yansımaları, altı yıl- lık AKP iktidarı için yüz karası olmuştur. Çaresizlik içinde bir yargı heyeti Pazartesi günkü ilk duruşmada, bu nedenle mahkeme heyetinin de çaresizlik içinde kaldığı açıktır. Öyle bir ortamda yeni bir salon arama ama- cıyla erteleme talepleri, zaten bir yılı aşkın bir sü- reden beri tutuklu bulunan sanıkların daha fazla mağdur olmaları ile sonuçlanabileceği için, dik- kate alınmamıştır. Ancak duruşmaların bundan böyle, yasalara aykırı bulunmasa da tutuklu ve tu- tuksuz sanıkların “fiziki koşulların elvermeyişi” gerekçesi ile ayrı zamanlarda ve birbirlerinin gı- yaplarında yargılanması için verilen ara kararın göl- gesinde sürecek olmasının neden olabileceği sa- kıncanın altı şimdiden kalın çizgilerle çizilmelidir. Adil yargılama hakkına aykırılık savları Öyle bir ortamda, tutuklu sanık “a”nın, tutuk- suz yargılanan “b” için yapabileceği suçlamalar- dan ilgilinin anında haberdar olamayacağı unu- tulmamalıdır. Bu ara karar, daha birinci günden yargının bütünlüğü ilkesinin Ergenekon duruş- malarında zedelemesine yol açmıştır. Dünkü ga- zetelerde ceza hukuku otoritelerinin adil yargıla- ma hakkına aykırı olduğu yorumlarına da yol açan bu durum, davanın Yargıtay ve özellikle AİHM aşamalarını da etkileyebilir. Vakit ayırabilirlerse, böylesine çetrefil ama önemli bir davayı sonuçlandırma sorumluluğunu yüklenen yargıç ve savcıların, daha ilk günkü du- ruşma için Batılı basında yapılan yorum ve ya- kıştırmaları dikkatle izlemelerinin, mesleki gele- cekleri açısından da yararlı olacağını söylemek is- terim. Öncelikle politikacıların, daha açıkçası Adalet Bakanı’nın, kargaşa yaratan salon sıkıntısı için so- rumluluk topunu pervasızca kendilerine attığına baksınlar. Daha sonra meslek yaşamlarında ki- lometre taşı olacak Ergenekon Davası ile hem ada- let hem de politika tarihimizin sayfalarına taşına- caklarını unutmasınlar. Pazar gecesi belki de onlar bir gün sonrasının omuzlarına yüklediği sorumluluk nedeniyle uy- kusuz kalırken Bakan Şahin, misafir Antalya Mil- letvekili kimliği ile Altın Portakal Festivali’nde ödül dağıtıyordu. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Şahin müfettiş görevlendirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, Ergenekon davasõnõn görüldüğü duruşma salonunda yaşanan sõkõntõyõ incelemek için Müsteşar Yardõmcõsõ Mustafa Kökçam ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman’õ Silivri Cezaevi’ne göndereceğini söyledi. Şahin, mahkeme salonundaki düzenden, yargõlamayõ yapan mahkeme ve burada görev yapan yargõçlarõn birinci derecede sorumlu olduklarõnõ belirtti. Şahin, mahkeme heyetinin bir talebi olmasõ durumunda kendilerine yardõmcõ olacaklarõnõ da sözlerine ekledi. ‘Sanıkları göremedik’ KOCAELİ (AA) - Ergenekon davasõnõn tutuklu sanõklarõndan İP Genel Başkanõ Doğu Perinçek’in avukatõ Kerim Erkan, ilk duruşmanõn kötü şartlarda yapõldõğõnõ belirterek “Avukatlarõn sanõklarõ görme imkânõ olmadõ” dedi. Erkan, İP Kocaeli İl Başkanlõğõ’nda dün düzenlediği basõn toplantõsõnda, “Mahkeme başkanõnõn konuşulanlarõ duymasõ zordu. Duruşma şartlarõ o kadar kötüydü ki mahkeme başkanõ bile kontrolünü elinden kaçõrabilecek durumdaydõ. Sanõklar uzun süre tutuklu kalmõşlar, çok bunalmõşlar, avukatlarõn, duruşmanõn kötü şartlar yüzünden ertelenmesi talebine bile karşõ çõktõlar, bir an önce bitmesini istediler” dedi. ‘CHP beş kuruş almıyor’ ADANA (Cumhuriyet) - Türkiye İş Bankasõ Genel Müdürü Ersin Özince, Adana’da düzenlenen geleneksel “İş’le buluşma” toplantõsõnõn açõlõşõndaki konuşmasõnda, bankanõn yüzde 28.1’lik hissesinin Atatürk hisseleri olarak CHP idaresinde bulunduğunu anõmsattõ. Özince, “CHP, İş Bankasõ’ndan beş kuruş para kazanamõyor. CHP’nin yönettiği hissenin gelirinin tamamõ Atatürk’ün kendi el yazõsõyla bõraktõğõ vasiyette olduğu gibi Türk Dil ve Tarih Kurumlarõna ait” dedi. İÜ’de yangın İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi Merkez Kampusu’nda rektörlük binasõ bitişiğindeki 4 katlõ binanõn bodrum katõnda yapõlan tamirat çalõşmasõ sõrasõnda, aynõ kattaki arşiv bölümünde yangõn çõktõ. Kâğõtlarõn tutuşmasõyla yoğun dumana neden olan yangõnõ, itfaiye ekipleri söndürdü. Ergenekon davasõnda tutuklu-tutuksuz ayrõmõ kararõ hukukçular arasõnda tartõşmaya yol açtõ ‘AİHM’ye başvurulmalõ’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. Ülkü Az- rak, Ergenekon davasõnda alõ- nan tutuklu-tutuksuz ayrõmõ kararõnõn Türkiye’de bir ilk ol- duğunu bildirirken adil yargõ- lanma koşullarõnõn ortadan kalktõğõ gerekçesiyle şimdiden Avrupa İnsan Haklarõ Mah- kemesi’ne (AİHM) başvuru- labileceğini söyledi. Ergenekon davasõnda mah- keme heyetinin tutuklularõn sorgusunu önce, tutuksuz sa- nõklarõn sorgusunu ise sonra- ya bõrakmasõ hukukçular ara- sõnda tartõşmaya yol açtõ. Prof. Dr. Azrak, mahkeme- nin tutuklu-tutuksuz ayrõmõ yapma gerekçesine dayanak gösterdiği CMK’nin 252. maddesinin esprisinin başka olduğunu belirterek “O mad- deye göre doğrudan ilgili olanlarla dolaylı ayrımı ya- pılabilir. Ama mahkeme bu- nun yerine tutuklu-tutuk- suz ayrımı yaptı. Tutuklu ol- mayanların çıkarıldığı cel- sede belki kendileriyle ilgi- li sorunlar gündeme gelecek. Hemen cevaplandırması la- zım” diye konuştu. Prof. Dr. Ülkü Azrak, mah- keme heyetinin duruşma sa- lonunun darlõğõ ve yaşanan kargaşa nedeniyle karar için müzakereye çekildiğini anõm- satarak “Mahkeme başkanı kendisinin de sıkıntıda ol- duğunu söylüyor. Arka oda- ya geçildiğinde Adalet Ba- kanı’na sordular, ‘Acaba biz davaya devam edelim mi, baş- ka salon bulur musunuz’ diye. Adalet Bakanı ‘Siz devam edin’ dedi, onlar da devam ediyor. Nereden baksanız her şeyiyle sakat” değerlen- dirmesini yaptõ. Prof. Dr. Azrak, Türkiye tarihinde hiçbir dönemde tu- tuklu-tutuksuz ayrõmõ yapõl- madõğõnõ, büyük salonlarda yargõlamalarõn yapõldõğõnõ söy- ledi. Azrak, şu değerlendirmeyi yaptõ: “Soruna karşı pek çok çö- züm bulunabilirdi. Soruş- turma 1.5 yıldır sürüyor. Böyle bir şeyin günün bi- rinde ortaya çıkacağını bil- miyorlar mıydı? Fütursuz insanlar bu işleri yürütenler. Davanın niye açıldığı ve na- sıl sürdürüldüğü biliniyor. Başbakan’ın savcısı olduğu bir dava bu. Başbakan’ın söylediği, hayatımda duy- madığım, dünyada da du- yulabilecek bir söz değil. Daha ilk başta insanları göz- altına alırken yasaları ihlal ettiler. AİHM’nin önüne git- tiği zaman dava, Türkiye mahkûm olacaktır. Gözaltı- na alınma nedeni kişilerin yüzlerine söylenmedi. Ana- yasada açık hüküm var, ney- le suçlandığının söylenmesi gerekiyor. Avukatların yar- gılamanın yasaya aykırı sür- dürüldüğü gerekçesiyle şim- diden AİHM’ye başvurma- sı bence mümkündür. ” Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanõ Özdemir Özok da, “Fiili bir durum var. Yargılama bir bütün- dür. 86 sanıklı bir yargıla- mada tutuklu 46 sanığın ön- celikle sorgularının yapılıp daha sonra 40 tutuksuzun sorgusunu yapmak, benim kanımca adil yargılanma koşullarına aykırıdır” dedi. Yargõlamanõn bir bütün ol- duğuna işaret eden Özok, şöy- le devam etti: “Tutuklu, tutuksuz ayrımı kişinin savunma hakkını ze- deler. Aleniyet koşuları ihlal edilmiş oluyor. Şu anda tu- tuklu olanların sorgusunun yapıldığı aşamada tutuksuz olup çok ağır örneğin 3-4 kez müebbet hapis istenen kişiler hakkında hayati açık- lama yapabilirler. Çok önemli isnatlarda buluna- bilirler. Bütün bunların mutlaka yüz yüze ve aleni- yete uygun biçimde yapıl- ması yani yargılamanın bü- tünlüğü içerisinde bütün sa- nıkların sorgulamalarının tüm detaylarının sıcağı sı- cağına izlemesi ve kendisiy- le ilgili bölüme müdahale etmesi, zapta geçirtmesi he- yete iletmek bakımından so- ru sorma olanağını kısıtlı- yor. Tutuksuz sanıklar za- bıtları, ara kararları incele- yibilir. Ama yargılama sı- rasındaki müdahale son de- rece önemlidir.” TBB Başkanõ Özok, ‘Tutuklu 46 sanõğõn öncelikle sorgularõnõn yapõlõp daha sonra 40 tutuksuzun sorgusunu yapmak, adil yargõlanma koşullarõna aykõrõdõr’ dedi. YENİ GÖZALTILAR Bilgisayarlar son dalgadakopyalandı! Evinde arama yapõlan eski Cumhuriyet Savcõsõ Ertaç Giray gözaltõna alõnõp Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. İstanbul Haber Servisi - Ergenekon davasõ kapsa- mõnda tutuklu olarak yargõlanan emekli Binbaşõ Mehmet Zekeriya Öztürk’ün avukatlõğõnõ ya- pan eski Cumhuriyet Savcõsõ Ertaç Giray İstan- bul’da, özel korumasõ olduğu bildirilen Hüseyin Keskin ise Kars’ta gözaltõna alõndõ. İstanbul Te- rörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Ertaç Giray’õn Şişli Nişantaşõ’da yer alan ve büro ola- rak da kullandõğõ belirtilen evinde sabah saat 08.30 sõralarõnda arama başlattõ. Aramanõn biti- minde Giray gözaltõna alõnarak Vatan Cadde- si’ndeki İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür- lüğü’ne götürüldü. Ertaç G. evden çõkartõlõrken çevik kuvvet ekipleri de evinin çevresinde gü- venlik önlemi aldõ. Cumhuriyet savcõsõnõn da ha- zõr bulunduğu aramalar sonrasõ evdeki bazõ ev- raklara el konuldu. Ekiplerce evdeki bilgisayarda da inceleme yapõlarak bilgiler kopyalandõ. Gi- ray’õn şubeye götürülmesi sonrasõ, İstanbul Ba- rosu tarafõndan görevlendirilen avukat Ömer Kavili gazetecilere yaptõğõ açõklamada Giray’õn “terör örgütü üyesi olmak”la suçlandõğõnõ ifade etti. Kavilli, soruşturmadaki “gizlilik kararı” nedeniyle daha fazla bilgi veremeyeceğini belirt- ti. Ergenekon davasõ sanõklarõndan emekli Bin- başõ Mehmet Zekeriya Öztürk’ün de avukatlõ- ğõnõ yapan Giray’õn adõ, Ergenekon sanõklarõn- dan emekli Yüzbaşõ Muzaffer Tekin’in, Danõş- tay saldõrõsõnõn ardõndan, zanlõ Alparslan Aslan ile ilişkisi olduğu iddialarõna karşõlõk intihar giri- şiminde bulunduğu dönemde gündeme gelmişti. Tekin kendisini bõçakla yaralayõnca, Zekeriya Öztürk’ün avukat Ertaç Giray’õ arayõp, “ne ya- pacaklarını” sorduğuna ilişkin kayõtlar Danõştay saldõrõsõna ilişkin dava dosyasõnda yer almõştõ. DAVA DIŞ BASINDA ‘Siyasi müdahale eleştirisi gölgeledi’ Dış Haberler Servisi - Ergenekon davasõ dünya basõnõnda geniş şekilde yer bulurken, Time dergisi davanõn “siyasi müda- hale” eleştirileriyle göl- gelendiğine dikkat çekti. Rus televizyonu Rus- sia Today, Taraf gazete- sinden Eray Özer’in “Biz bunların ABD’de eğitildiğini biliyoruz ve bundan son derece emi- niz. Eğitimlerini Soğuk Savaş döneminde ko- münizme karşı aldılar ama 1980’deki darbe- den sonra küçük bir mafya haline geldiler” sözlerine yer verdi. Ha- berde, Taliban’õn da ön- ce ABD tarafõndan eği- tildiği ancak daha sonra ABD karşõtõ haline gel- diği belirtilerek, “Erge- nekon çetesi” üyelerinin durumunun Taliban’la aynõ olduğu ileri sürüldü. Rus Kommersant gaze- tesi de davada Mosko- va’nõn ayak izlerinin de görüldüğünü savundu. Amerikan New York Times gazetesi ise, “Türk tarihinin en sansasyo- nel yargılamalarından biri” olarak tanõmladõğõ davanõn, “Türk tarihin- de şiddete başvuran mil- liyetçilerin liderlerinin yargılanması için ilk gerçek girişim” oldu- ğunu öne sürdü. İngiliz Financial Ti- mes da, “liberallerin yargı sürecini derin devletin ortaya çıkarıl- ması açısından çok önemli bir aşama olarak gördüklerini belirtirken yargılananların birço- ğunun, kökleri siyasi İs- lamda olan AKP karşı- tı laikler olmasının sav- cılığın taraf tuttuğu şi- kâyetlerine açık kapı bı- raktığını” yazdõ. Katar merkezli El Ce- zire televizyonu, sanõkla- rõn birçoğunun hükümet karşõtõ olarak bilindiğine işaret etti ve “Dava, Er- doğan yandaşları ile la- ikler arasındaki geri- limleri ateşledi” görüşü- ne haberinde yer verdi. Ergenekon davası dün yine gazetelerin birinci sayfalarında geniş bir şekilde yer aldı. Dinci basõn dõşõndaki gazeteler aksaklõklarõ gündeme getirdi ‘Adil yargılama ihlal edildi’ İstanbul Haber Servisi - Din- ci basõn ve hükümet destekçisi medya dõşõndaki tüm gazeteler Ergenekon davasõnõn ilk duruş- masõnda yaşanan aksaklõklarõ eleştirel bir dille manşetlerine ta- şõdõ. Gazeteler sanõklarõn adil yargõlanma haklarõnõn ihlal edil- diği ortak görüşünü birinci say- falarõndan yansõttõ; haberlerinde mahkeme salonunun yetersizli- ğini öne çõkardõ. Dinci Anado- lu’da Vakit gazetesi ise yine provokasyonlarõna devam ederek CHP ve İP’e saldõrmayõ tercih et- ti. Gazete, “Çete hâlâ kaos pe- şinde” manşetinde, “Yasadışı sol örgütlerin yargı ve med- yaya yönelik taciz ve baskıla- rına İP ve CHP’nin de destek vermesi dikkat çekti. Kaos pe- şinde koşan çete mensupları, duruşmaya sopa ve demir çu- buklarla geldi, sloganlar attı” sözlerine yer verdi. Hürriyet gazetesi, duruşma salonunu “gecekondu” benzet- mesi ile manşetten verdi, tu- tuklu ve tutuksuz sanõklarõn ay- rõ ayrõ yargõlanmasõnõn adil yar- gõlama koşullarõnõ sağlamaya- cağõ görüşünü vurguladõ. Milliyet gazetesi de salonun yargõlama için uygun olmama- sõnõ manşetine taşõdõ. “Karga- şayla başladı” manşetiyle çõkan gazete “Kaos yaratmakla suç- lanan Ergenekon’un ilk du- ruşmasında büyük kaos var- dı” altbaşlõğõnõ kullandõ. Radikal gazetesi de, fiziki şartlarõn yetersizliğine dikkat çekerek “panayır yeri” ben- zetmesi yaptõ. Taraf gazetesi “Babalarının katillerinin peşinde” başlõğõy- la sürmanşetten duyurduğu ha- berinde, Ergenekon örgütüyle bağlantõsõ olduğu iddia edilen Danõştay saldõrõsõnda hayatõnõ kaybeden Danõştay 2’nci Daire- si Üyesi Mustafa Yücel Özbil- gin’in oğullarõ Serkan ve Gök- han Özbilgin’in de duruşmayõ izlediğine dikkat çekti. Akşam gazetesi, duruşma sa- lonunda yaşanan izdihama dik- kat çekerek davayõ “İlk gün fi- yaskosu” başlõğõyla okuyucu- larõna duyurdu. İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuklu bulun- duğu cezaevinde kanser has- talõğõna yakalanan, tahliye edildikten 5 gün sonra, Trak- ya Üniversitesi Edirne Tõp Fakültesi Hastanesi Onkoloji Servisi’nde yaşamõnõ yitiren Kuddusi Okkır’õn, ‘içeri- de’ yazdõğõ ‘Vicdan’ adlõ şiirinde soruşturmayõ eleş- tirdiği ortaya çõktõ. Kuddusi Okkõr’õn ceza- evinde yazdõğõ şiir ve yazõ- larõ ailesi tarafõndan kitap haline getiriliyor. Okkõr, ce- zaevinde, tutuklandõğõ gün- den, sağlõğõ bozulduğu za- mana denk, günlük tarzõn- da yazõlar kaleme almõş. İlk tutuklandõğõ günü ve cezaevinde yaşadõk- larõnõ anlattõğõ yazõ- larõ, şiirleri, hikâ- yeleri ve savunmasõndan oluşacak kitap, bir ay için- de tamamlanacak. Kitabõn adõ ise henüz be- lirlenmedi. Kuddusi Ok- kõr’õn eşi Sabriye Okkır, eşinin 12 tane şiir, gençlere öğüt niteliğinde 21 sayfalõk öykü, 4 defterden oluşan felsefi bir roman bõraktõğõnõ anlattõ. Savunmasõnõ içeren ya- zõlarõnõ, cezaevindeki ya- şam şartlarõnõ, gözaltõn- dayken ifadesi alõnõrken yaşadõklarõnõ kaleme aldõ- ğõ bölümlerini de hazõrla- yacaklarõ kitaba ekleye- ceklerini belirten Sabriye Okkõr, kitabõn sonunda da kendi düşüncelerinin yer alacağõnõ belirtti. Eşinin ilk kez şiir yazdõ- ğõna tanõk olduğunu anlatan Okkõr, “Tüm yazdıklarını bir arada toplayalım iste- dik” diye konuştu. DAVAYA AİHM YORUMU Ergenekon’daen baştahatayapıldı İLHAN TAŞCI ANKARA - Erge- nekon davasõnõn gö- rülmesi için mahke- me salonunun tercih edilmesiyle Avrupa İnsan Haklarõ Mahke- mesi’nin (AİHM) adil yargõlanma ilkesine bakõşõna karşõ ihlalin en başta yapõldõğõ or- taya çõktõ. AİHM gö- rüştüğü bir davada, “duruşmanın halkın kolayca ulaşamaya- cağı hapishane gibi bir yerde yapılması- nın duruşmanın ka- musal niteliğine en- gel teşkil edeceğini” vurguladõ. Avusturya vatanda- şõ Oliver Reipan ül- kesinden davacõ oldu. Reipan duruşmasõnõn cezaevinde yapõlmasõ nedeniyle “adil yar- gılanma hakkı”nõn ihlal edildiğini savladõ. AİHM kararõnda, de- mokratik toplumlarõn temel prensiplerinden birisinin adil yargõlan- ma hakkõ olduğu vur- gulandõ. Bir duruşmanõn açõk ve aleniyetinden bah- setmek için söz ko- nusu duruşmanõn tari- hi, saati, yeri konu- sunda kamuya bilgi verilmesi gerektiğine işaret edildi. Okkõr’õn yazdõklarõ ailesi tarafõndan kitaplaştõrõlacak... Soruşturmayaşiirleeleştiri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle