Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
22 EKİM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
16 Mart katliamı
davası
düşmüş...
Ergenekon’a
yazsalardı!
Ruhsat
Pas
Avni Kurtuldu:
“Pentagon’un
Taraf’a yanlış pası
RTE’yi ofsayta
düşürdü: Siz kimin
medyasısınız!”
Üniversite
T. Doğan Özdinç:
“İstanbul’da okuyan
öğrenciler iki
üniversite bitirmiş
gibi oluyormuş.
Kasımpaşa’dan
yetişenler de
başbakan oluyor.”
YağmurDeniz
- 16 Mart katliamı
zamanaşımına
uğratılmış...
“Derin hikâye!”
ERGENEKON terör örgütü davasının başlar
başlamaz verilen bir ara kararla iki gün sonra
yeniden başlatılmasına karar verilmesi tüm
yurtta, dış temsilciliklerimizde ve yavru vatan
Kıbrıs’ta sevinçle karşılandı.
Ara karardan sonra televizyona çıkan eski köy
imamlarından Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahin’in, tutuklu sanıklarla tutuksuz sanıkların
ayrı ayrı yargılanması kararını da veren İstanbul
13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı Köksal
Şengün’den “arkadaş” diye söz etmesi ise ayrı
bir sevinç fakat aynı zamanda büyük bir merak
konusu oldu. Neyse ki İslamcı iktidarın
Başbakanı ve Ergenekon davasının gönüllü
savcısı RTE’nin, şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı
rahmetle anmak için Faruk Nazif Çamlıbel’in
şiirini okuması ile halkın merakı büyük ölçüde
giderildi. Meraklanmaya devam edenler için,
İslamcı iktidarın Cumhurbaşkanı seçtiği
Abdullah Gül, okuduğu şiirden sonra RTE’yi
hararetle alkışlamak suretiyle hem yüreklere su
serpti hem de devletin kurumları arasındaki
dengeyi sağladı.
Abdullah Gül’ün sağladığı denge üzerine çok
önemli gelişmeler yaşandı. Dava başlar
başlamaz iki gün sonraya ertelenen duruşmanın
başlangıcında davanın sanıklarından bir mafya
babasının, adil yargılamanın selameti için
salonun güvenliğini sağladığı görüldü. Bir
sanığın, savunma avukatları arasında yer aldığı
fark edildi.
Bir mübaşirin ise duruşmadan sonra tutuklu
sanıklarla beraber cezaevine gönderildiği
anlaşıldı. Mübaşirin tahliye talebinin yeniden
ertelenmezse iki gün sonraki duruşmada ele
alınması bekleniyor.
Bu arada dava başlar başlamaz duruşmaların
iki gün sonraya bırakılması ve tutuklu sanıklarla
tutuksuz sanıkların ayrı ayrı yargılanmasına karar
verilmesi üzerine, davaya eklenmesi beklenen ek
iddianame ile tutuklu sanıkların ve tutuksuz
sanıkların da kendi aralarında yeni gruplara
ayrılarak yargılanabileceği gündeme geldi.
Örneğin mesela 50 yaşına kadar olan tutuklu
sanıklarla 50 yaşından gün almış tutuklu sanıklar
ayrı günlerde, boyu 1.70 metreden kısa tutuksuz
sanıklarla boyu 1.70 metreden uzun tutuksuz
sanıklar ayrı günlerde yargılanacak. Böylece
mahkeme salonunda Avrupa kalitesinde bir
ferahlık yaratılacak.
Neer gen ek onmuş
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Ciddi Olmak İsterken
Komik Olmak
Pazartesi akşamı televizyon kanalları arasında
dolaşır, Ergenekon görüntülerini izlerken, belleğim-
de Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nun yapımı bitip de
ilk maçın oynanacağı günün öncesinde gazetelerde
okuduklarım canlanmıştı. Hem televizyonlarda hem
de yazılı basında herkes ağız birliğiyle bu görkemli
yapıyı yere göğe sığdıramıyordu. 584 hektarlık bir
alanda yapılan, 82.592 kişi kapasiteli Olimpiyat
Stadyumu, UEFA’nın ‘5 yıldızlı statlar’ı arasında
gösterilmişti. Bunlar hiç kuşkusuz kulağa çok hoş ge-
len şeylerdi.
Ne var ki 31 Temmuz 2002 günü Olimpiyakos ile
Galatasaray arasında oynanan ve 79.513 kişinin iz-
lediği açılış maçıyla birlikte ‘takke düşmüş, kel gö-
rünmüştü’. Bir gün öncesine kadar Olimpiyat Stad-
yumu’nu öve öve bitiremeyenler bir anda ağız de-
ğiştirmişlerdi. Futbolun oynandığı çim alanını çev-
releyen 9 kulvarlı atletizm pisti nedeniyle tribünler-
de oturanlar alanda neler olup bittiğini ancak dürbünle
izleyebiliyorlardı. Stadyumun üzerinden eksik olma-
yan şiddetli rüzgâr, doğru dürüst top kontrolünü ola-
naksız kılıyordu. Ulaşım ise ayrı bir rezaletti, insan-
lar yollarda perişan oluyorlar, maç başlamadan tri-
bünlerdeki yerlerini almayı başaranlar kendilerini
şanslı sayıyorlardı.
Kısacası şimdilerde lig 15’incisi İst. Büyükşehir Be-
lediyespor’un oynadığı, geçen yıl da sezon sonu kü-
me düşen Kasımpaşaspor’a ev sahipliği yapan Ata-
türk Olimpiyat Stadyumu birçok yönden, özellikle de
futbol açısından bir fiyaskoydu. Dev yatırım medyanın
alay konusuydu artık.
Ergenekon davasının görüleceği, toplam 10.664 hü-
kümlü ve tutukluyu barındırma kapasitesine sahip Si-
livri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nin de ‘alay ko-
nusu olma’ açısından Atatürk Olimpiyat Stadyu-
mu’ndan pek farkı olmadığı daha ilk duruşmada or-
taya çıktı.
Her biri 1.333 kişi kapasiteli 8 adet L Tipi Kapalı Ce-
za İnfaz Kurumu, 1 adet Açık Ceza İnfaz Kurumu, sağ-
lık ocağı, genel mutfak, personel soyunma binası, ge-
nel idare binası, ziyaretçi bekleme salonu, çamaşır-
hane, ısı merkezi ve jandarma binaları ile 500 adet loj-
man, alışveriş merkezi, kreş, 6 adet trafo, 2 adet su
deposu ve atık su arıtma tesisinden oluşan yerleş-
kede büyük toplu davalar için öngörülen duruşma sa-
lonunun büyüklüğü yalnızca 130 metrekareydi.
86 sanıklı Ergenekon davası bu 130 metrekarelik
salonda görülecekti. Yetkililer salon için 280 kişilik bir
‘kapasite’ hesaplamışlardı. Başlı başına bir ‘sivri ze-
kâ örneği’ olan bu hesaba göre adam başına 46 san-
timetrekarelik bir alan düşüyordu. Fakat hesap tut-
mamış, sanıklar, avukatlar, sanık yakınları, haberci-
ler, güvenlik güçleri, izleyiciler derken salona bir an-
da 400 kişi doluverince insanlar ezilme/boğulma teh-
likesiyle karşı karşıya kalmışlardı. Çaresiz kalan
yargıçlar, yaşanan kaos karşısında salonu boşalttır-
mışlar, 4.5 saat aradan sonra, duruşmayı iki gün son-
rasına, perşembe gününe ertelemek zorunda kal-
mışlardı. Yetkililer tarafından daha önce duruşmaların
kesintisiz olarak her mesai günü yine mesai saatle-
ri içinde yapılacağına ilişkin açıklamaları daha ilk gün-
den fos çıkmıştı.
Öte yandan ‘salon sorunu’ alınacak teknik ön-
lemlerle çözülebilecek bir teknik sorunken bu yola gi-
dilmemiş, duruşmalar tutuklu ve tutuksuz sanıklar için
olmak üzere farklı günlere alınmış, duruşmaya gire-
cek avukat sayısı sanık başına üç olarak kısıtlanmış,
davanın sağlığı açısından kamuoyunun kafasında ye-
ni kuşkular doğmuştu.
Duruşma salonu dışındaki koşullar ise ayrı bir re-
zaletti. Yerli, yabancı 1000’e yakın medya mensubu,
yüzlerce avukat, sanık yakını ve izleyici doğal ge-
reksinimlerini karşılayacakları hijyenik bir ‘yer’ bula-
mıyorlar, gereksinimlerini çevredeki camilerin, aşev-
lerinin, kahvelerin helalarında gidermeye çalışıyorlardı.
Ergenekon, ‘yüzyılın davası’ denecek ölçüde cid-
di bir davaydı fakat daha ilk duruşmada ciddiyet ye-
rini çizgi film gülmecesi düzeyinde bir komikliğe bı-
rakmıştı. Yaşananlar karşısında duruşma yargıcı
Sayın Köksal Şengün de sonunda dayanamayıp pat-
lamış, “Nereye hizmetse burası mahkeme salonu ola-
rak yapılmış,” diyerek bu fiyaskoya trajikomik bir tat
katmıştı.
dkavukcuoglu@superonline.com
www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com
“Azerbaycan, Ermenistan,
Gürcistan, Küba, Avustur-
ya, Macaristan, Norveç, Ma-
kedonya, Bosna Hersek, Bul-
garistan, Cezayir, Güney Af-
rika, Romanya, Rusya, Po-
lonya, Moldova, Yunanistan,
KKTC, Gana, Sırbistan, Kır-
gızistan...”
Bu liste, 3-5 Ekim günlerin-
de Kars’ta yapõlan “4. Kafkas
Kültürleri Festivali”ne katõlan
ülkelere ait...
Sadece “insanlık” ve “barış”
duygularõyla gerçekleşen bu
“evrensel kucaklaşma” gün-
lerinde, Aktütün Sınır Kara-
kolu’nda da “ayrılıkçı katli-
am” yaşandõ...
Oysa “Kafkasya’da Ortak
Geleceğimiz” için bir araya
gelerek açõlõş gecesinde “Kar-
deş Türküler”i dinleyen herkes
şunu söylüyordu: “Tüm kül-
türlerin türküleri, her türlü
ayrılıkçılığın tarihsel yaşan-
mışlıklara ne denli aykırı ol-
duğunun da en açık ka-
nıtları...”
Hangi dilde “tür-
kü” denince akla
“öldürmek” ge-
lebilir ki?
Hele Azeri, Er-
meni, Gürcü ve
Türk gençlerinin
“duygu yüklü birlik-
telik”le sergiledikleri
“halk oyunları” göste-
risi, festivalin geleneksel
“Kafkas İstikrar Paktına
Doğru” hedefine dayanak olan
“ortak uygarlık coğrafya-
sı”nõn kardeşlik coşkusunu yan-
sõtõyordu.
İşte bu gerçekler Kars’ta sa-
dece “kültür”le kanõtlanõrken,
Aktütün’de küresel sömürge-
ciliğin himayesindeki “ırkçı
ve bölücü siyaset”in vahşeti ya-
şandõ...
Kars insanlõğõn, Aktütün in-
sanlõk düşmanlõğõnõn merkezi
oldu...
Nitekim festivale katõlarak,
Kafkas kültürlerinin anõtsal ken-
ti antik “Ani”nin de Dünya
Mirasõ listesinde yer almasõ ge-
rektiğini belirten Kültür ve Tu-
rizm Bakanõ Ertuğrul Günay
demiş ki: “Artık insanlığın
savaşa tahammülü yok; bü-
tün gayretlerimiz kendi coğ-
rafyamızda ve bütün dünya-
da barışı kalıcı kılmak için-
dir...”
Belediye Başkanõ Naif Ali-
beyoğlu da heykel sanatçõmõz
Mehmet Aksoy’un Kars Kale-
si karşõsõndaki Üçler Mahalle-
si tepesinde yaptõğõ “İnsanlık
Anıtı”nõn anlamõnõ şöyle özet-
lemiş: “Buradaki tarihi tab-
yalar da insanlık müzesi ola-
cak; geçmişteki acıların bir
daha çekilmemesi için, Er-
menistan’daki Soykırım Anı-
tı’na karşılık insanlık anıtını
yükseltiyoruz...”
“Malakanlar” için...
Kars’õn çağdaş aydõnlardan
Vedat Akçagöz’ün düzenle-
diği “Unutulan Barış Kültü-
rü” sergisi ise festivalin anla-
mõnõ daha da derinleştiren bir
çalõşma...
Çarlık Rusyası’nõn istila
“savaş”larõna katõlmamak için
1871’de kaçõp Kars’a yerleşen
ve 1920’lerden sonra ülkeleri-
ne dönmeye başlayan “Mala-
kan”larõ anlatõyor... Karslõlarõn
kuşaktan kuşağa unutamadõklarõ
dostlarõnõ yine geçmişteki o
büyük sevgi duygularõyla an-
malarõnõ sağlõyor...
Rusya’nõn Minara Vodi ken-
ti ile Kars’õn “kardeş” olduk-
larõnõ ilan etmeleri de festivalin
unutulmazlarõ arasõnda yer ala-
cak. Bakan Günay’õn başkan-
lõğõnda sade bir törenle imzala-
nan “kardeşlik protokolü”
için Rusya Eyaleti Kültür
Bakanõ ve Minara Vodi
Belediye Başkanõ Ta-
mara İvanoskaya
demiş ki;
“Bu festival Kaf-
kasya’daki bütün
halkların dostluk sim-
gesi olacaktır. Yakın ve
uzak gelecekte bizim
dostluğumuz taş gibi kı-
rılmaz ve çok sağlam
olacaktır...”
TKB dayanışması
İşte bu özlemlerle gerçekleşen
festivale “Somut Olmayan
Kültürel Miras”õ ele alarak ka-
tõlan Tarihi Kentler Birliği
(TKB) de güz dönemi meclisini
Kars’õn kahraman ilçesi Sarõ-
kamõş’ta topladõ.
UNESCO Türkiye Milli Ko-
misyonu Başkanõ Prof. Dr. Ar-
sın Aydınuraz’õn yönettiği pa-
nelde, somut olmayan mirasõn
da tarihi kentlerdeki “kimlikli
çağdaş yaşam” açõsõndan taşõ-
dõğõ önem anlatõldõ.
TKB’nin geleneksel “Birlik
Meclisi Bildirgesi”nde ise ül-
kenin tüm kurumlarõ Kars’la da-
yanõşmaya çağrõlarak özetle
şunlar vurgulanõyor:
“Kars ve çevresindeki ta-
rihsel yerleşmeler, Anadolu
tarihinin vazgeçilmez de-
ğerleridir. Kültürel miras için
öncelikle yörenin karşı kar-
şıya olduğu kaynak sıkıntısı-
nı gidermek; devletle birlikte
özel sektörün ve olanağı olan
her kurum, kuruluş ve kişinin
yurttaşlık görevidir...”
Saat
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
Barõşõn Kalesi: Kars
M. Ali Kılınç: “Acaba
saat kaç? Mesut
Barzani’nin
Türkiye’den
toprak talebine
iki Aktütün
baskını var!”
Kemal Öncü: “Alkollü
içkilerin satışına
ağır sınırlamalar
getirilirken içki
içenlere de
ruhsat alma
zorunluluğu
getirilsin!”
Kalbi sıkışmış, konuşamamış!
FETOŞ’UN Amerika’da yarı
vatandaşlık sayılan oturma iznini
alabilmek için ABD Göçmen
Bürosu ile yaptığı “temaslar”ın bir
kısmı ortaya çıktı.
Bürodakiler, Fetoş’u karşılarına
alıp konuşmuşlar, niye Amerika’da
yaşamak istediğine ilişkin sorular
sormuşlar. Konuşmaya
başlamadan önce Fetoş’a doğruyu
söyleyeceğine ilişkin yemin
ettirmişler ve görüşmeyi videoya
kaydetmişler.
Büronun raportörü David
Spaulding, yazdığı rapora göre,
görüşme sırasında konu cemaatin
mal varlığına gelince Fetoş
rahatsızlanmış ve yanındaki özel
doktorunun “hafif bir kalp
rahatsızlığı” geçirdiğini bildirmesi
üzerine görüşme kısa kesilip
bitirilmiş ve bu nedenle bazı sorular
sorulamamış. Kalbi teklediği için
Fetoş’a sorulamayan sorulardan
bazıları şöyleymiş:
Cemaatin mal varlığı nedir;
banka hesaplarında ne kadar
para var; bazı bankalarla
ilişkileri nedir; paralar
nereden geliyor, nereye
gidiyor; kimden geliyor, kime
gidiyor, satın alınan bunca
gayrimenkulün parasının kaynağı
ne; İslamcı terör gruplarına verilen
maddi destekle cemaat arasında
ilişki hangi boyutta; cemaatin
eğitim konularındaki amacı ne?..
Vallahi ah kalbim!
Billahi vah kalbim!
Tamamen kalbi bir durum!
SESSİZ SEDASIZ (!)
ekinci@cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci mynet.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com
HARBİ SEMİH POROY
22 Ekim
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Denizli’nin Acõ-
payam ilçesine
bağlõ Dodurgalar
beldesinde, sarkõt
ve dikitleriyle ünlü
bir mağara. 2/ Es-
kiden uzay boşlu-
ğunu doldurduğu
varsayõlan esnek
madde... Dolunay,
mehtap. 3/ Ticaret-
te, kullanõlmasõ he-
men mümkün olan
paraya verilen ad. 4/ De-
ğişik ve şaşõrtõcõ nitelikte
olan. 5/ Titan elementinin
simgesi... Bir kimseye ça-
lõştõğõ yerce verilen tatil.
6/ Bir nota... Duvar için-
de bõrakõlan girinti... Eski
dilde ayak. 7/ Köy oyun-
larõnõ yöneten kimseye
verilen ad... İnce kamõş.
8/ Olumsuzluk belirten
bir önek... Çirozluktan sonra yağlanmaya başlayan us-
kumru. 9/ Çiçeği, böreği ve terazisi vardõr... Doğu Ana-
dolu'da bir göl.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Türk masallarõnõn en tanõnmõş kahramanlarõndan biri. 2/
Tutsak... Adana’nõn Yumurtalõk ilçesinin eski adõ. 3/ Sõvõ.
4/ Fabrikasõnca yapõlmõş olan, taklit olmayan. 5/ Boru se-
si... “Hey efendi --- ver de gideyim / Arkam sõra ah çekip
de ağlar var” (Karacaoğlan). 6/ Lantan elementinin sim-
gesi... Ekolojide, bir canlõnõn varlõğõnõ sürdürebildiği ya-
şama ortamõnõn en küçük birimi... Panama’nõn plaka imi.
7/ Bataklõk... Telli bir çalgõ. 8/ Sodyum elementinin sim-
gesi... Tiren Denizi’nde, İtalya’ya ait bir ada. 9/ Kenar sü-
sü... “Kenarõn dilberi --- de olsa nazenin olmaz” (Nabi).
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
İ M A N S I Z K
S E R A S A V A
P P İ K M A Ç
İ T A L İ K R A
N A L K U R A M
O R A K R İ G A
Z A M İ R Y E K
Ç A P A R A L
T A E Y A L E T
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
T.C.
KAHRAMANMARAŞ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN
2008/7 Satõş
Davacõ İbrahim Taş vekili tarafõndan, davalõlar Hanifi Yõldõz vd. aleyhine açõlan dava konusu K.Maraş ili Merkez Üngüt Köyü
6042 ada 4 parsel sayõlõ taşõnmazla ilgili olarak İzaleyi Şüyu davasõna istinaden yapõlan kõymet takdiri yapõlmasõna karar verilmiş
olup kõymet takdiri neticesinde, bilirkişiler tarafõndan verilen 13.10.2008 tarihli raporunda dava konusu Kahramanmaraş ili merkez
Üngüt Köyü 6042 ada 4 parsel sayõlõ taşõnmazõn 198.800,90 YTL muhammen bedelinin olduğu tespit edilmiş olup verilen kõymet tak-
diri raporunun davalõlardan Hanifi Yõldõz, Hülya Sema Yõldõz, Meliha Üngüt, Yusuf Ziya Özşahin, Zekiye Kapukaya, Zühal Yalçõn,
Süheyla Kazancõ, Ökkaş Büyükçapar, Lütfõye Bedir, Hamdi Büyükçapar'õn adresleri tespit edilemediğinden,
Satõş memurluğumuza ait kõymet takdiri raporunu, adõ geçen davalõlara tebligat yerine kain olmak üzere ilanen tebliğine, ilanõn ya-
yõnlandõğõ tarihten 7 gün sonra kendilerine tebliğ edilmiş sayõlacağõ gayrimenkul kõymet takdiri tebliği yerine kaim olmak üzere ila-
nen tebliğ olunur. Basõn: 56231