04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B Avrupa’nõn en büyük gölleri üzerinde üç Rusya kesiti: Kirillov, Kizhi, Mandrogi A yõlarõ, kurtlarõ, çam ormanlarõ, sert fõrtõ- nalarõyla tanõnan Be- yaz Göl kenarõnda, muhkem duvarlar ardõnda yük- selen bir manastõr burasõ... Muh- kem derken, yedi metre kalõnlõ- ğõnda, on bir metre yüksekli- ğinde duvarlardan söz ediyo- rum. Manastõrõ çepeçevre kuşa- tan duvarlar, daha çok askeri surlarõ andõrõyor. Duvarlarõ me- şum görünümlü, sivri külah şeklinde kubbeleri olan ku- leler tamamlõyor. Uzaktan bakarken insan buranõn ya bir “askeri kış- la” ya da bir “yüksek gü- venlik hapishanesi” ol- duğunu düşünüyor… “Kirillov Manastırı” gerçekte bunlarõn hep- si. Rusya’nõn bu en büyük manastõrõnda vaktiyle patrikler, prensler, soylular “sürgün” yaşa- mõş. Tek kişilik hücrelerde, dün- yayla temaslarõ kesilen sürgün- lerin, bu duvar- larõn ardõndan bir daha hiç çõkama- dõklarõnõ; manza- rayõ görür gör- mez kavrõyorsunuz. ÖZ OĞLUNU KATLETMİŞ Türk kökenli “bey” ya da “boy” sözcüğün- den türetildiği iddia edilen, vaktiyle Rusya’da “soylu soplu” anlamõnda kullanõlan bir “boyar” -aristokrat- tarafõndan kurulmuş Kirillov Ma- nastõrõ. Ünlü bir Moskova boyarõnõn oğlu olan “Ki- ril” (sonra “azizliğe” terfi etmiş) rüyasõnda bir gece “Göle git! Orada kurtuluş ve huzuru bu- lacaksın!” diyen Meryem’i görmüş ve yollara düşmüş. Kuş uçmaz kervan geçmez Beyaz Göl’ü bulur bulmaz, “Meryem’in murat etti- ği yere” ulaştõğõnõ anlamõş ve adõyla anõlan “Ki- rillov”u kurmuş. Söylenceye göre, Korkunç İvan’õn var oluş ne- deni de burasõ; bu manastõr. İvan’õn babasõ Prens Vasili ile annesi Elena uzun yõllar çocuksuz ve vârissiz yaşadõktan sonra, burada adak adamõş- lar. Bir yõl sonra İvan’a kavuşmuşlar. “Korkunç İvan” gibi bir şahsiyetle taçlanmõş bir manastõr burasõ. Rusya’nõn en uygar kenti, Novgorod’u, Neron gibi yakõp yõkan; bir öfke krizinde öz oğlunu öl- düren bir hükümdardan söz ediyoruz... Bu işleri yaparken, bu manastõrda da “ruhu- nu arındırırmış” İvan. Bizim güzergâhtan, Volga üzerinden buraya gelir, kendisine ayrõlan özel hücresinde dünyadan el etek çeker, Tanrõ’ya yakarõrmõş. Acõmasõz çar; “Tanrı’ya bu en yakın oldu- ğu yerde” dahi, muhaliflerine zulüm etmekten geri kalmamõş. Sadakatinden kuşku duyduğu ha- sõmlarõnõ buraya, bu õssõz göl kõyõsõnda, balta gir- mez ormanlarla çevrili bu manastõra kapatmõş. KADINLAR İÇİN DE BİR “F TİPİ” VAR Korkunç İvan’õn ölümünü izleyen yõllarda, Rusya “fetret devrine” girince yöre, kuzeyden gelen İskandinav akõnlarõna maruz kalmõş. 16- 17. yüzyõllarda, kalõn surlarla çevirilen Kirillov, bir askeri kale halini almõş. “Kirillov” Rusya’da birbirinden hiç ayrõl- mayan bu “din- kale anlayışının” tipik örneği. Bu nedenle çok ilginç bir yer. Sovyet döneminde müze yapõlan, ’90’lõ yõllarda bazõ bölümleri ye- niden ibadete açõlan manastõrda artõk sadece üç rahip yaşõyor. Kapõda hatõra eşyalarõ satan ufak dükkân ve turistlere ilahi söyleyen dört kişilik korodan baş- ka bir hayat emaresine rastlamadõk içeride. O nega, Ladoga... isimleri bile kuzeyin uzaklõğõnõ çağrõştõrõyor. Rusya’nõn göller yöresinin başka türlü ha- şin bir güzelliği ve vahşi bir bü- yüsü var. Her şeyin bol olduğu bu göl- lerde, ada da bol. Göller yöre- sinde bizim ilk durağõmõz işte 1650 ada ve adacõğõ olan One- ga’da nokta gibi kalan böyle minicik bir ada oluyor. Adanõn kendisi küçük, ama uygarlõğõ büyük. Altõ buçuk ki- lometrekarelik “Kizhi” adasõ Avrupa’da “ahşap uygarlığı” ve üzerinde tek çivinin bulun- madõğõ katedrali ile tanõnõyor. Bundan üç yüzyõl önce bir mimar; daha doğrusu mimar da değil, sanatkâr bir marangoz, heykel gibi oyduğu ağaç kütük- lerini iç içe geçirerek 22 kubbe- li “çivisiz” bir katedral inşa et- miş burda. Mucize katedralin ismi, kendisi gibi alengirli: “Transfigurasyon Kilisesi”… Türkçeye “Tecelli Kilisesi” di- ye çeviriliyor. KIŞIN ANCAK HELİKOP- TER ULAŞIYOR Sõrf bu katedrali görebilmek adõna bu minnacõk adaya akõn akõn turist geliyor. Hem de epeyce meşakkatli bir yolculuğu göze alarak... Karayoluyla gelen turistlerin “Kizhi”ye ulaşabilmeleri için, gece St. Petersburg’dan yataklõ trene binmeleri; sabahleyin Fin- landiya sõnõrõndaki özerk Karel- ya Cumhuriyeti’nin başkenti Petrozavodsk’ta inmeleri lazõm. Adadan 70 km. uzaklõktaki bu kentten de aktarmayla, günde tek sefer yapan deniz otobüsünü denk getirmeleri gerekiyor. Buraya doğrudan ulaşmanõn tek yolu, bizim yaptõğõmõz gibi Volga üzerinden gelmek. Ama kõşõn, böyle bir şans da yok. Kasõmdan mayõsa kadar One- ga donuyor. Karlar altõnda ka- lan adaya, Petrozavodsk’tan he- likopter kiralayan zengin Al- manlarla, İskandinavlar gelebi- liyor sadece. Helikopterle gelen de geceyi burada geçiremiyor. Adada ne bir restoran, ne bir otel var çünkü. UNESCO’nun “dünya mira- sı listesine” dahil ettiği Kizhi ile dillere destan kilisesi, katõ kurallarla “korumaya” alõn- mõş. Açõk havada dahi sigara iç- mek yasak. “Yangın korkusu” disiplinle uygulanan bu olağan- üstü tedbirlere yol açmõş. Sade- ce “açık hava müzesi” olarak ziyaret edilebilen “Kizhi”nin turizm anlayõşõ, “az-özle” ye- tinmek... CHAGALL’IN RÜYA TABLOLARI GİBİ “Tecelli Kilisesi”; Mosko- va’nõn ünlü “Aziz Vasili” ka- tedralinin iki misli -37 metre- yüksekliğinde. Yapõyõ ilginç kõ- lan, sõrf heybeti değil. Aşağõdan yukarõ doğru kat kat, göğe yükselen soğan şek- linde yapõlmõş kubbelerin, ince tabakalarla balõk sõrtõ tarzõnda istif edilmiş “ahşap kiremitle- ri”; mevsimlere ve õşõğõn yansõ- malarõna göre sürekli renk de- ğiştiriyor. Bir bakõyorsunuz gü- müş gibi parlõyor, bir bakõyor- sunuz; sõcak, yumuşacõk kehri- bar tona bürünüyorlar… Marc Chagall’õn perspektif ve mekânla oynayan tõlsõmlõ tablolarõndaki “nostaljik rüya atmosferlerini” çağrõştõran ki- lisenin, şekli de çok değişik. Hangi açõdan bakõlõrsa bakõl- sõn eserin “cephe görüntüsü” vermesini isteyen “marangoz mimar”, katedrali “sekizgen” yapmõş. İnşaatõ tamamladõktan sonra da, rivayet ola ki: “Şimdi- ye dek hiçbir yerde bunun gi- bi bir kilise olmadı. Bundan sonra da olmayacak…” demiş. Haksõz da çõkmamõş! Topu topu 150 kişinin yaşadõğõ Kizhi Adasõ, Avrupa ahşap mimarisi- nin en özgün örneklerinden biri sayõlan bu kilise yüzünden böyle el üstünde tutuluyor. K izhi, ticari turizmden ne den- li kaçõp korunuyorsa; Man- drogi de o denli turizmle ya- şõyor. “Svir Nehri” kõyõsõndaki Mandro- gi köyü, baştan sona bir “turizm projesi” olarak kurgulanmõş. Üç yüzyõl önce Deli Petro, Avrupa’ nõn “Aydınlanma çağını” yakalamak hevesiyle nasõl sõfõrdan bir şehir -Pe- tersburg’u- yaratmõşsa; 2000’ler Rus- ya’sõnda da çõlgõn bir işadamõ çõkmõş, “küresel turizmi” yakalamak adõna, burada bu şiir gibi güzel nehrin kõyõ- larõnda sõfõrdan, 19. yüzyõl Rusya’sõ köylerinin bir kopyasõ olan Mandro- gi’yi yaratmõş. Ama ne köy! “Dr. Jivago” seti gi- bi bir yer… St. Petersburg öncesi uğradõğõmõz son liman burasõ, bu “Jivago” seti… Köyde yok, yok! “İzba” denilen ahşap, geleneksel Rus evleri (Jivago misali!); aynõ tarz rustik oteller (en son bir yenisi daha yapõlõyor), ağaçlõk patikalarda Puşkin masallarõnõ tasvir eden ahşap hey- keller; el sanatlarõ dükkânlarõ, nehir yamacõnda Rus saunalarõ, bin küsur votka çeşidi sunan votka müzeleri; “blini”, “piroşki” evleri, dağ kulübesi tarzõ restoranlar, devrim öncesi Rus- ya’sõnõn at arabalarõ… Bunlarõn hepsi tek bir işadamõ Ser- gei Gutzeit’õn “vizyonuna” sõğmõş. “Rus vizyonu” böyle… Boy verdi- ği yerde sõnõr tanõmõyor. Yarattõğõ köy- le para basan Gutzeit, buradan Putin’e de bir villa armağan etmiş. Ruslar, ül- kenin en güçlü adamõna komşu olmak ve Svir kõyõsõnda bir “tatil evi” edin- mek için şimdi sõraya giriyor… TURİSTİK KÖY BİLE ‘İDDİALI!’ Mayõstan ekime dek yapõlan “Vol- ga turları” buraya uğramadan geç- miyor. Kõş aylarõ da otelleri, orman- da keklik, geyik, ayõ avlamaya gelen avcõlar dolduruyor. Kültür turizmi müşterisi “Volga yolcuları” genelde Mandrogi’ye du- dak büküyor. Buraya bir “Rus Dis- neyland’i” ve bir “tema parkı” gö- züyle bakõyorlar. O kadar basit bir yer değil Mandrogi. Rus zihniyeti hakkõnda çok şey söylüyor… Para makinelerinden ibaret olan “tema parkları” ile kõyaslanmayacak bir özen; “kitch”ten kaçõnan, tapon- luğa geçit vermeyen bir “işçilik” var burda örneğin. “İzba”larõn, otellerin “ahşap işçiliği”, olağanüstü mükem- mellikte. “Turiste bu kadarı ye- ter!” diyerekten hiçbir şeyi plastikten, kartonpiyerden yapmamõşlar… Her şeyin “en” iddialõsõnõ ve gör- kemlisini seven bir millet bu. En tu- ristik köyünde bile vitrine konan bu “şaşaa”, bu “kültürel gurur dozu”, rakipsiz. ‘Kizhi’nin efsane kilisesi Tecelli Kilisesi Chagall’ın tablolarındaki nostaljik, rüya atmosferlerini çağrıştırıyor. Kilisenin kat kat, göğe yükselen soğan şeklindeki kubbelerinin balık sırtı tarzında yerleştirilmiş ahşap kiremitleri gün ışığında renk değiştiriyor. Kâh gümüş gibi parlıyor, kâh kehribara bürünüyor. “UNESCO’nun dünya mirası listesindeki Kizhi Adası’nda açık havada dahi sigara yasak. Kirillov Manastõrõ’na, Volga’nõn kolu Seksna Nehri kõyõsõndaki Goritsi Lima- nõ’ndan kõsa bir otobüs yolculuğuyla eriştik. Limanda turistlere tuzlanmõş balõk ve bö- ğürtlen reçelinden başka satacak hiçbir şe- yi olmayan Goritsi köylüleriyle karşõlaştõk... Goritsi’nin gerçi bir de “Diriliş Manas- tırı” var. Bu ikinci manastõra da Çarlarõn baş- larõndan def etmek istediği zevceler, taht ent- rikalarõna karõşan kadõnlar ve prensesler gön- derilirmiş... Bizans usulü tam. Saraydan uzaklaştõrmak istedikleri soylularõ Büyükada manastõrla- rõna kapatan Bizans imparatorlarõnõn yön- temlerini birebir uygulamõş burda Rus çar- larõ. Boris Godunov’un kõzõ Prenses Kse- nia’yõ mesela buraya, Goritsi’nin bu “Di- riliş Manastırı’na” tõkmõşlar. Restorasyonda olan bu “kadınların F ti- pini” de sadece uzaktan izleyebildik. VOLGA’NIN NEHİRLER VE GÖLLER SİSTEMİ Bundan sonraki ilk destinasyonumuz, iç deniz büyüklüğündeki Onega Gölü’nde (10 bin km2) bir ada. Artõk Volga üzerinde değiliz. Ugliç-Ki- rillov arasõnda, “Ribinsk” Barajõ’ndan (4556 km2) geçerken, Volga’nõn ana göv- desinden ayrõldõk... Büyüklüğü nedeniyle “Ribinsk Denizi” diye adlandõrõlan Stalin dönemi mirasõ bu barajõn ağzõnda Volga, bir kavis yaparak güneye yöneliyor ve Asya top- raklarõnda döküldüğü noktaya, Hazar’a akõ- yor. Biz ise tamamen aksi yöne, kuzeye, Fin- landiya körfezindeki St. Petersburg’a doğ- ru yol alõyoruz. Yolculuk boyunca Volga sis- temi içinde kalan nehir ve göllerden geçe- ceğiz. Ama Volga’yõ izlemeyeceğiz. Vol- ga’nõn kolu Seksna Nehri, Beyaz Göl, Vol- ga-Baltõk Kanalõ üzerinden seyrederek, yol- culuğumuzun altõncõ günü Onega Gölü’ne ulaşõyoruz. EN İYİ HAVYAR BURADAN ÇIKIYOR Avrupa’nõn ikinci büyük gölü Onega’nõn kendisi, başlõ başõna ayrõ bir dünya. Elli ne- hir, bini aşkõn çay, õrmak, derenin aktõğõ One- ga’nõn sularõnda alabalõk, somon, müren ba- lõğõ, turna.. kõrk cins balõk bulunuyor. Onega’nõn kuzeybatõsõnda bir de, daha bü- yük ikizi Ladoga (18 bin km2) var. Ladoga, Avrupa’nõn en büyük gölü. Sonra onu da gö- receğiz. Onega’yõ nerdeyse misliyle katla- yan Ladoga, St. Petersburg’un içinden akan Neva’ya girmeden önce yolculuğumuzun son etabõ olacak. Ladoga Gölü de Rusya’nõn en iyi havya- rõnõ çõkaran balõklarõ ve foklarõyla meşhur. Sibirya’daki Baykal Gölü dõşõnda, tatlõ su foklarõ olan tek göl buymuş dünyada. Göç mevsimlerinde bu göllerin üzerinden binlerce ördek, kaz, kuğu, turna kuşu geçi- yor. Yamaçlarõndaki vahşi ormanlarda ge- yikler, kurtlar, ayõlar yaşõyor. Kutuplardan inen sert rüzgârlar, sularõnõ coşturdu mu, kõ- yõlardaki ağaçlarõ köklerinden söken 5-6 met- re boyunda tsunami dalgalarõ oluşuyor. Gölün bir yanõnda doğa altüst olurken, baş- ka bir yanõ süt liman kalabiliyor... Öylesine büyük göller ki bunlar, çölde ol- duğu gibi, üzerlerinde serap görebiliyorsu- nuz. Işõk yansõmalarõ ve kõrõlmalarõ ufukta birdenbire “olmayan adalar” dahi yarata- biliyor... Mandrogi’nin ‘Rus Vizyonu’ 22 kubbeli Tecelli Kilisesi’ni, 300 yıl önce bir marangoz tek çivi çakmaksızın, iç içe geçirdiği ağaç kütükleriyle yapmış. 19 EKİM 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Korkunç İvan dünyadan el etek çekmek istediğinde Kirillov’a gelir; hücresinde dua edermiş. Bu, acımasız çarın muhaliflerini bir daha hiç çıkmamacasına bu manastıra kapatmasına engel olmamış. Rusya’da birbirinden ayrılmayan ‘din-kale anlayışının’ tipik örneği Kirillov. Sovyet döneminde mü- ze olan, ’90’lı yıllarda yeniden ibadete açılan manastırda artık sadece üç rahip yaşıyor. Kirillov Manastırı Yeni evliler Kirillov Manastırı’nı ziyaret ediyor. Mandrogi’de geleneksel giysiler içindeki kadınlar matruşka boyuyor. Ziyaretçiler, Mandrogi’yi 19 yy tarzı Rus faytonlarla geziyor. Rusya’da semaver her yerde. Açık havada bile tezgâhta sergileniyor. Korkunç İvan’õn izinden S Ü R E C E K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle