04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2008 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI [email protected] Belçikalõnõnhayatõinternet Belçikalõlarõn çoğu “kablosuz” ya da kablolu bir şekilde göbekbağõ ile internet üzerinden bağlanõyor hayata. Geçenlerde yapõlan bir araştõrmada internet bağlantõsõ bulunan 5.5 milyon Belçikalõnõn yarõsõnõn kablosuz olarak internete bağlandõğõ belirlendi. Bu oran 2005 yõlõnda yüzde 15 idi. Belçikalõlarõn yüzde 63’ü ayda en az bir kez internete bağlanõyor. Bu geçen yõla göre yüzde 3 artõş anlamõna geliyor. Belçikalõlarõn yarõsõ internette kablosuz olarak gezinirken, yüzde 17’si de yakõn gelecekte kablosuza geçeceğini söyledi. E-mail gönderme, internet bankacõlõğõ, harita ve yol arama en popüler internet faaliyetleri olarak ortaya çõktõ. Belçikalõlarõn yüzde 61’i günlük, yüzde 31’i ise haftada bir e-mail gönderiyor. İnternette gezinenlerin yüzde 70’i en az ayda bir kez interneti, gideceği yere nasõl varacağõnõ öğrenmek için kullanõyor. İnternet bankacõlõğõ ise haftalõk bir aktivite olarak beliriyor. Erkek kadõn fark etmeksizin Belçikalõlar internette genel haberler, seyahat bilgisi ve yemek yapma konularõna bakõyorlar. Erkekler erotik, bilişim, ekonomi haberleri, devlet, spor ve otomobil konularõyla kadõnlara oranla daha fazla ilgileniyorlar. Belçikalõlar kültürel haberler, eğitim ve kurslarla ilgili bilgiler ve aile ve çocuk konularõnda sanal âlemde yeterince bilgi olmamasõndan yakõnõyorlar. Internette bir haber gezintisine çõkõp, haberlerle Belçika’yõ biraz daha yakõndan tanõyalõm isterseniz: Belçika Merkez Bankasõ verilerine göre Flaman Bölgesi’nde yaşayanlar Valon Bölgesi’ne yõlda kişi başõna 967 Avro aktarõyor. Brüksel’de yaşayanlar ise Valon Bölgesi’ne yõlda 211 Avro katkõ yapõyor. Flaman Bölgesi’ndeki yaşlanma nedeniyle gelecek yõllarda aktarõlan kaynaklarda azalma bekleniyor. Mali kriz aşõrõ milliyetçilere yaradõ. Son kamuoyu yoklamalarõna göre Flaman Bölgesi’ndeki aşõrõ milliyetçi Lijst Dedecker Partisi oylarõnõ iki katõndan daha fazla arttõrarak õrkçõ Vlaams Belang Partisi’ni geride bõraktõ. Krizden kârlõ çõkan bir diğer grup ise hõrsõzlar. Belçika polisi mali kriz nedeniyle artan hõrsõzlõklar konusunda halkõ uyardõ. Bankalardaki paralarõnõ mali kriz nedeniyle çekenler hõrsõzlarõn iştahõnõ kabartõyor. Başbakan Yves Leterme ve hükümeti bütçe fazlasõ veren bir 2009 yõlõ bütçesi hazõrlamayõ hedefliyordu; ancak yaşanan mali kriz ve ekonomideki yavaşlama bunu engelledi. Uzmanlar bütçenin aslõnda denk olmadõğõnõ, açõğõn bölgelerin desteği ile yapay bir şekilde kapatõldõğõnõ söylediler. Ayrõca Federal hükümetin gelecek 12 ay için yüzde 1.2’lik bir büyüme hõzõ öngörmesi de gerçekçi bulunmadõ. Mali kriz nedeniyle bankalardan borç almanõn zorlaştõğõ bildirildi. Belçika Tüketici Örgütü, bankalarõn kriz sonrasõnda daha ince eleyip sõk dokuduklarõnõ ifade etti.. Serbest Meslek Sahipleri ve Esnaflar Birliği ise üyelerinin kredi almakta zorlandõğõnõ açõkladõ. Birlik, hükümet ve Merkez Bankasõ’ndan kredi alma zorluğu konusunda destek istedi. Frankofon Sosyalistleri PS Başkanõ Elio Di Rupo, parti kongresinde yaşanan son mali krizin liberalizmin iflasõnõn kanõtõ olduğunu ve sosyalizmin modern ve geleceğin çözümü olduğunu gösterdiğini ifade etti. Di Rupo banka krizi konusunu ele alarak, “Sadece sosyalizm sosyal gelişimi ekonomik kalkınmayla birlikte yürütecek durumda. Liberalizmin sosyal gelişmeyi sürdürme yetisine sahip olmadığı ortaya çıktı” şeklinde konuştu. PS başkanõ, mali piyasalarda daha fazla düzenleme ve denetim yapõlmasõ isteğini tekrarlayarak parti üyelerini “insanlığın” dönüşüne hazõrlanmaya çağõrdõ. İnternette gezinmeye ara verip bu çağrõya kulak vermekte yarar var! [email protected] İnek pazarõ ve Viyana opereti... İnekler sürü sürü. Yüzlerce. Tümü de aynõ renk. Kahverenginin değişik tonlarõnda. Yaş gruplarõna ayrõlmõşlar, yan yana, sõra sõra öyle duruyorlar. Çoğu sakin, arada sõrada biri canõ sõkkõn esniyor, bir başkasõ sesini yükseltiyor. Heyecanlõ insanlar inekler arasõnda acele acele koşuşturuyor. Yanõnda durduklarõ ineğin sağõna soluna bakõyorlar, şöyle bir okşuyorlar başõnõ, boynunu, göbeğini. Dokunuyorlar memelerine. Süt dolu memeler çok önemli. Zürih Gölü’nün yamaçlarõnda inek pazarõ var. O gün 2008 güzeli (!) seçilecek. Görücüye çõkmõş inekler 1 ile 6 yaş arasõnda. Yarõşmaya 300 kadar sağmal inek gelmiş. Bir dizi sõğõr da var. Onlar damõzlõk, sadece öyle gelmişler, gösteriş için. Az ötede, yamacõn üstünde kocaman beyaz çadõrda köylüler kafayõ bulmuş. Dõşarõda inekler güzellik yarõşmasõ heyecanõ yaşarken, sahipleri müzik eşliğinde bira kadehlerini ardõ ardõna tokuşturup, boşaltõyorlar... ... 1815 yõlõnda Avusturya başkenti. Dokuz ay süren Viyana Kongresi’ne gelen binlerce delege politika yapmaktan çok eğleniyor, keyif sürüyor, kõsacasõ günü gün ediyor. Aşk meşk, alavere dalavere, dostluk, kõskançlõk. Tümü var Johann Strauss’un “Viyana Kanı” operetinde. Büyük ustanõn 1899’da ölümünden birkaç ay sonra ilk kez sahnelenen bu oyunda Strauss’un ünlü melodi ve şarkõlarõ toplanmõş. Karõsõ, sevgilisi ve metresi arasõnda gidip gelen, maceradan maceraya koşuşturan Kont Zedlau, kongreye katõlan küçük bir ülkenin diplomatõ. Ancak kendini Kazanova sanan yakõşõklõ kont, önce karõsõnõn, ardõndan da başbakanõnõn Viyana’ya gelmesiyle ne yapacağõnõ şaşõrõr. İki ayağõ bir pabuca girer, eli ayağõ birbirine dolaşõr. Bir kadõndan ötekine koşarken işler iyice karõşõr. Paçasõnõ kurtarmak için metresini başbakana eşi diye tanõtõr. “Viyana Kanı” ünlü şarkõlarõ, hareketli danslarõ ve Viyana ezgileri ile seyirciyi peşinden sürükleyen tam bir Strauss opereti. Özlem, yaşam sevinci ve Viyana coşkusu oyuna baştan sona damgasõnõ vuruyor. Şarap, kadõn ve şarkõ! Strauss’un çeşitli operetlerinde kullandõğõ bütün dans türleri bu operette var. Özellikle üçüncü perde vals, polka, mazurka, kadril danslarõyla izleyiciyi keyiflendirip, iyice coşturuyor. Rengârenk kostümler, dans eden neşeli insanlar, kahkahalar..... Zürih Gölü’nün öteki yakasõnda, Rapperswil yakõnlarõnda, aynõ günün akşamõ. Sabah inek pazarõ, öğleden sonra gemiyle göl gezintisi, akşama Viyana opereti. Keyfimiz yerinde! www.ahmet-arpad.de AHMET ARPAD ZÜRİH KrizVolvoveSAAB’õdatehditediyor Küresel kriz, İsveç’in ünlü otomotiv devleri Volvo ve SAAB’õ da yakõndan etkiledi. İsveç medyasõ ve ekonomi uzmanlarõnõn değerlendirmelerine göre sanayinin bu iki lokomotif kuruluşu iflas tehdidiyle karşõ karşõya. Volvo, içinde bulunduğu ekonomik darboğazõ aşabilmek için ilk aşamada 3bin 500 işçinin işine son vermeyi planlõyor. Krizin giderilememesi halinde bu sayõnõn 10 bine dek çõkabileceğinden söz ediliyor. Zaten son yõllarda çeşitli sanayi kuruluşlarõndan yoğun işçi çõkarõlmalarõ gözleniyordu. Volvo’nun, fabrikalarõnda bu denli yüksek miktarlarda işçi çõkaracağõ haberleri, çalõşanlarõn gelecekle ilgili endişelerini arttõrdõ. Herkes nefesini tutmuş, bulunduğu yeri korumaya çalõşõyor. İş piyasasõnda, artõk “gemisini kurtaran kaptan” misali, “İyi bir ücret, iyi bir arkadaştan daha değerlidir” anlayõşõ egemen olmaya başladõ. Gazete başlõklarõnda, “para cüzdanının, iyi bir arkadaştan daha önemli olduğu” mesajlarõ veriliyor. Metro gazetesi, “Boş cüzdanla sonbahar ve kışın nasıl atlatılabileceğinin” hesaplarõnõ yapõyor. Krize karşõ “akıldanelikler” o denli çõğõrõndan çõktõ ki, insanlar, uzun erimli önlem olarak “kısırlaşmayı” bile tartõşmaya başladõlar. Halka bedava olarak dağõõtõlan City gazetesi, son yõllarda sayõlarõ giderek artan miktarlarda kadõn ve erkeğin, ekonomik sorunlara çözüm olarak kendilerini kõsõrlaştõrdõklarõnõ yazõyor. Zaten İsveçlilerin öyle “En az 3 çocuk yapın!” gibi bir saplantõlarõ da yok. “İnsanca bir gelecek hazırlayamayacağın çocuğun sorumluluğuna girme” diyorlar. Zaten ülkenin nüfusu çok yavaş artõyor. Oldukça da yaşlõ bir nüfus ortalamasõna sahipler. AB sürecinden sonra, küreselleşmenin de acõsõnõ en çok kadõnlar çekiyor. Alkol tüketiminde ve kõsõrlaştõrmada öne fõrlayan kadõnlar arasõnda suç işleme oranlarõnda da artõş gözleniyor. İstatistik verilere göre 2007 yõlõnda 21 bin 600 kadõn, suç işlediği için mahkemeye çõktõ ve ceza aldõ. İşlenen suçlarõn önemli bir bölümü ekonomik nedenlerden kaynaklanõyor. Ülkede, borçlarõnõ ödemedikleri için icralõk olanlarõn ilk sõrasõnda gençler yer alõyor. Son bir yõl içinde, Malmö, Lund ve Helsinborg şehirlerinde yaşayan çoğu üniversite öğrencisi 35 bin genç, borçlarõnõ ödeyemedikleri için icralõk oldular ve kara listeye alõndõlar. İsveç’teki işyeri ve banka soygunlarõnda da artõş kaydediliyor. Son 5 yõl içinde, Malmö ve çevresindeki küçük işyerlerinin tamamõna yakõnõ soyuldu veya soygun tehlikesi atlattõ. Ülkenin önemli bankalarõndan Swedbank, Malmö’deki bütün şubelerini soyguna karşõ daha güvenlikli hale getirdi. Buna karşõn, ocak ayõndan bu yana, 6 şubesine karşõ soygun girişiminde bulunuldu. Polis ise artan olaylar karşõsõnda güvenlik önlemi almakta yetersiz kalõyor. Her an duyulabilen polis arabalarõnõn siren sesleri artõk günlük yaşamõn bir parçasõ haline geldi. Bu denli iç karartõcõ gelişmeler karşõsõnda, gazetelerde insanõ gülümseten haberler de yer alõyor. Metro gazetesi, 15 Ekim tarihli sayõsõnda krizi tersinden okuyarak “Kriz doğa için çok yararlı” başlõğõnõ attõ. Gazeteye göre küresel kriz nedeniyle otomotiv başta olmak üzere sanayi üretimleri azalacak. İnsanlar, daha az otomobil satõn alacaklar. Benzin giderlerinden korunmak için araçlarõyla trafiğe çõkmayacaklar. Bütün bu gelişmeler çevremizin temiz kalmasõna hizmet edecek... Küreselleşme, sadece ekonomi ile sõnõrlõ kalmõyor, insanõn düşüncelerine de yansõyor. “Krizin fırsata dönüştürülebileceği” anlayõşõna zaman zaman İsveç’te de rastlamak mümkün... [email protected] “Kim demiş Amerikalılar apolitik bir millettir” diyerek başlayacağõm söze.. ama New York’un Amerika’yõ tam anlamõyla yansõtõp yansõtmadõğõna emin değilim. Bütün Amerika bir yana, New York bir yana olduğundan, New Yorklu Amerikalõlar yurtdõşõna çõktõklarõnda “Nerelisiniz” sorusuna “Amerikalıyım” yerine “New Yorkluyum” olarak cevap verdiğinden, ABD’de buradan başka bir yerde yaşamayõ küçümsediğinden, burasõ kendi içinde ayrõ bir medeniyet gibi kabul edildiğinden, kamuoyu araştõrmalarõnda bile New York marketi Amerika’nõn geri kalanõndan büyük farklõlõklar gösterdiğinden, burada gördüğüm “politik duruşunu bil - tarafını seç” çõlgõnlõğõnõn ülkenin diğer kõsõmlarõnda da olup olmadõğõnõ bilemiyorum. Ancak New York’un şu sõralar fena halde politik bir şehir olduğunu söyleyebilirim. 4 Kasõm’da bileceğiz, muhafazakâr lider McCain ve onun başkan yardõmcõsõ adayõ, New Yorklular tarafõndan “Bush’un ruj süreni” olarak tanõmlanan Sarah Palin’in mi, yoksa ilk kez bir Afrikalõ- Amerikalõnõn- Barack Obama’nõn mõ Beyaz Saray’a taşõnacağõnõ. Seçim yarõşõ herkesi sarmõş durumda. Televizyonda üç kez yapõlan “Seçim tartışmalarının” ikinci yayõnõ 60 milyon Amerikalõ tarafõndan izlenmiş. İnsanlar bir derbi izler gibi, bir “seçim öncesi maçını” izliyorlar Amerika’da. New York kadar hedonist ve bireyselliğin bunca övüldüğü bir şehirde bile yaşam duruyor diyebilirim televizyonda seçimle ilgili bir program varken. Sokaklarda doğru düzgün insan olmuyor, metrolar bomboş. Bütün kalabalõk meydanlar protestolarla, propaganda yapan gruplarla, rozet dağõtan gençlerle ya da “Oy kullanın” diye bağõran kişilerle dolu. Yaşõnõ başõnõ almõş ve doğma büyüme New Yorklu olan bir arkadaşõm, bütün Amerika’nõn sallandõğõ o fõrtõnalõ 1960’lardan beri böyle bir politik ajandayõ görmediğini söyledi bana. Gençlerin çantalarõnda ya McCain ya da Obama rozetleri takõlõ. Herkes tarafõnõ seçmiş, heyecanla bekliyor gibi bir şeyleri. “2000 yılından beri George Bush tarafından yönetilmenin utancını ya da gururunu yaşayanlar” olarak bölündüklerini anlatõyor aynõ arkadaşõm. Tõpkõ Türkiye’de belli illerin belli imajlarõ olduğu gibi, buranõn da var. New York mesela, Amerika’nõn kötü çocuğu olarak biliniyor. Değerlerin en alaşağõ edildiği, Yahudi nüfusunun en fazla olduğu, Güney Amerika’dan ve Afrika’dan göçün en fazla buraya yapõldõğõ, homoseksüelliğin çok doğal sayõldõğõ, insanlarõn içindeki her türlü uç duyguyu bir şeylere dönüştürmek için “taşı toprağı altın” diye geldiği New York, tahmin edeceğiniz gibi muhafazakârlardansa demokratlar grubunun içine giriyor. Burada hemen her kime sorduysam, “Bu da sorulur mu, elbette Obama” diyorlar ve ters ters bakõyorlar sorum sebebiyle. Hepimizin bildiği ve bizim de gündemimize girdiği üzere, son zamanlarõn en büyük ekonomik krizini de yaşõyor Amerika aynõ anda. Gökdelenlerinde espresso’larõnõ içip oturduklarõ yerden dünyayõ idare eden Wall Street’in eli çantalõ adamlarõ şaşkõn, olanõn hep onlara olduğu binlerce çalõşan da. Yeni mezun olanlar asabi, iş bulmanõn ilk kez bu kadar zor olduğunu anlatõyorlar sinirle. Bana tanõdõk geliyor bütün bu haller ama onlara yabancõ. Bolluğun içinde yaşamaya alõşmõş Amerikalõlarõn moralleri bozuk bugünlerde. Ama buna rağmen, seçim heyecanõ hepsinin önüne geçmiş gözüküyor. Birinci değerin para olduğu, günlerin sadece buna göre planlandõğõ bir toplumda politik bir mesele bundan daha çok yer kaplõyorsa gündemde, varõn gerisini siz anlayõn artõk... Diyeceğim o ki, son zamanlarda New York’ta havalar güzel, güneşli, õlõk. Ekonomi karlõ, yağmurlu, soğuk.. Siyaset ise bunlarõn hepsi, havanõn ta kendisi. NewYork’un havasõnda seçimvar IŞIK CANSU CANAYAK NEW YORK ERDİNÇ UTKU BRÜKSEL ALİ HAYDAR NERGİS MALMÖ İngiltere prensleri William ve Harry, yardım amaçlı düzenlenen “Enduro Afrika 08” motosiklet yarışlarını başlatmak için gittikleri Güney Afrika’da, Afrikalı çocuklarla bir araya geldi. Tatil beldesi Port Edward’dan başlayan rallinin, ülkenin güneydeki kıyı kenti Port Elizabeth’te bitmesi planlandı. Yarışlardan elde edilecek gelir UNICEF, Nelson Mandela Çocuk Fonu ile Prens Harry ve Lesoto Prensi Seeiso tarafından Güney Afrika ve Lesoto’daki projeler için kurulan Sentebale yardım kuruluşuna bağışlanacak. Yarıştan toplanacak yardım parasının 250 bin sterlini bulması bekleniyor. (Fotoğraf: AFP) Çocuklaryararınamotosikletrallisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle