Katalog

CMYB C M Y B 19 EKİM 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Direncin Gücü... Uzun bir kıyı boyunca bir şeyler düşünmek. Za- manı anlamak, yılları birer birer saymak... Aşkı yangına verip, deniz ilkbaharını düşün- mek. Ezilenlerin direnç gücüyle tümleşmek, hoy- ratlığı bir yere koymak... Doğan güneşi, gökte kayan yıldızları seyretmek. Ölümün başka bir biçimini bulup bulmadığını an- layıp, yeryüzünün yoksullarının yanında olmak. Yaşama ilişkin ne varsa toplamak! Mevsimlerin gizli özüne saklanan içimizdeki ço- cukla saatlerce konuşup dertleşmek. Pablo Neruda’nın dizelerinde, gecenin sarıp sarmaladığı o gizli görüntülerin, ormana özgü göl- gelerin eşliğinde yürüyor gibiyim. Ve ben yine düşünüyorum bu saatlerde... Yıllar örtünmüş gidiyor işte... Neruda gibi türküsünü söylüyorum hikâyemin. Çocukluk ve gençlik yıllarım. İşkenceler, hapislik günlerim... Hayatın o renk renk sayfalarında benim kuşa- ğımın fotoğrafları var... Samim Kocagöz’ün “Mor Ötesi” kitabını (Li- teratür Yayınları), Daniel Kehlmann’ın “En Uzak Yer”ini (Can Yayınları) bir solukta okudum... Biri Türk, ötekisi Alman edebiyatının iki ünlü ya- zarıydı. 12 Eylül 1980 askeri darbesi... Türkiye demokrasisi en büyük yıkımı 12 Eylül’de yaşamıştı. Toplumsal hakları budayan 1982 Anayasası, kürsülerinden uzaklaştırılan bilim insanları, so- lun silindir gibi ezilmesi, işkenceler, idamlar, ya- saklar. Turgut Özal’ın “Benim memurum işini bilir” an- layışı, Diyarbakır, Eskişehir, Aydın cezaevlerinde işkenceden ölen gençler... Yakın tarihimize ışık tutan bir başyapıt Samim Kocagöz’ün “Mor Ötesi”. Ellerim üşüdü, kirpiklerim titredi... İki kahve içtim üst üste... Neruda’nın şiir seçkisini (Kırmızı Yayınları) al- dım elime.... Yüksek sesle okumaya başladım: “Yoruldum işte insan olmaktan Terzilere sinemalara gidiyorum işte şaşkınım, kapalıyım, çuhadan bir kuğu gibi sorular, küller denizinde savruluyorum. ....... Yaşamak istemiyorum karanlıkta ot gibi uykuda titreyerek, kararsız, şaşkın, her dakika düşünmek, her gün bir şeyler yemek ıslak dehlizlerine inmek dünyanın.” Daniel Kehlmann’ın “En Uzak Yer”ini okurken, kendi yaşamımdan “firar edip” özbenliğime ka- vuşmak istedim. Uykuda konuşan, kavga eden, nutuk atan ben; zaten özbenliğime dönmemiş miydim? Ah, bir öğrenebilseydim yaşamı alaya almayı! Başımı göğe kaldırdım... Yıldızları yakmak is- tiyorum... J. Mario Simmel’in “Bırakın Yaşasınlar”ı (Everest Yayınları) gülümsüyordu. Okumaya başladım. Ahmet Arpad Türkçeleştirmişti kitabı. 12 Eylül’ün baskıcı döneminde Simmel’in ki- taplarının Türkiye’de yayımlanması yasaklan- mıştı... Simmel’in “Bırakın Yaşasınlar”ı Soğuk Savaş dönemini anlatıyordu... O dönemde Almanya’da yabancı düşmanlığı ivme kazanmaya başlamış- tı... Henüz bitirmedim kitabı. Dışarıya çıktım soluk alayım diye... Bir kafeye oturup kahve ısmarladım kendime... Cemal Süreya’nın dizelerinde Kız Kulesi’ni ve Selimiye Kışlası’nı aradım... “Şimdi bir güvercin uçuşunu bölüşüyoruz Gökyüzünün o meşhur maviliğinde Uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla Bir Akdeniz şehri çıkabilir içinden Alıp yaracak olsak yüreğini Şimdi bir güvercinin” Uzun bir kıyıda düşünceler içindeyim... Ezilenlerin direnci ve gücü... Saat kaç sizin oralarda? Çocuklar uyudu mu yoksa? Silah sesleri, havan topları! Ezilenlerin gücü, yaşamın o bilinmeyen derin- liği, çekirgelerin yağmura tutulmuş sarı ka- natları... Bir yarım sesle haykırma, bir çığlık, korku, deh- şet! Kurşunların karası boşalıyor yüreklere... Bir kız çocuğu durmadan ağlıyor yine! “Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum/El- lerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz/Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum/İstasyonda tren oluyor biraz/Ben bazen istasyonu bulamayan bir adamım.” [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Hükümetin 2009 Yõlõ Merke- zi Yönetim Bütçe Tasarõsõ, cuma ge- cesi saat 24.00 sõralarõnda TBMM Başkanlõğõ’na sunuldu. Hükümetin IMF’ye de gösterdiği 2009 Yõlõ Merkezi Yönetim Bütçe Tasarõsõ, Maliye Bakanlõğõ, Devlet Planlama Teşkilatõ ve Hazine Müs- teşarlõğõ bürokratlarõ tarafõndan son şeklinin verilmesinin ardõndan, Mec- lis Başkanlõğõ’na verildi. Küresel krizle birlikte ortaya çõkan gelişme- lerin de dikkate alõndõğõ ileri sürülen bütçeyi, Maliye Bakanõ Kemal Una- kıtan, perşembe günü Plan ve Büt- çe Komisyonu’na sunacak. TBMM 2009 bütçe tasarısı hazır Baykal, hükümetin yurtdõşõndan ‘sorgusuz sualsiz’ para getirilmesi önerisine tepki gösterdi ‘Yarardançokzarargetirir’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal, hükümetin, ekonomik krize önlem olarak, yurtdõşõndaki tasarruflarõn “her türlü sorgulamadan muaf tutularak” Türkiye’ye geti- rilmesine dönük hazõrlõğõna “Bu bir önlem olmaktan çok, Türkiye ekonomisinin say- gınlığına, güvenilirliğine, cid- diliğine vurulmuş bir darbe- dir” sözleriyle tepki gösterdi. CHP lideri Baykal, dün Tür- kiye Serbest Muhasebeci Ma- li Müşavirler ve Yeminli Ma- li Müşavirler Odalarõ Birliği (TÜRMOB) 19. Olağan Genel Kurulu’nda yaptõğõ konuşma- da, küresel ekonomik krizle il- gili değerlendirmelerde bu- lundu. Küresel ekonomik kaos de- rinleşirken Türkiye’nin cari açõğõnõn da en temel sorun ha- line geldiğine işaret eden Bay- kal, ancak hükümetin bu ko- nuda duyarsõzlõğõnõ sürdürdü- ğünü ifade etti. Gelinen noktada bankacõlõk sektöründe de bir “dikkat ek- sikliğinin” ortaya çõktõğõ gö- rüşünü dile getiren Baykal, “Bankaların yabancılara sa- tılması konusunda izlenen tutumun yerinde olmadığının bugün daha açık bir şekilde anlaşılmaya başladığını gö- rüyoruz” dedi. Ekonomik tablodaki deği- şimi en başta sektördeki mes- lek kuruluşlarõnõn yakõndan gördüğünü dile getiren Baykal, yurtdõşõndaki tasarruflarõn Tür- kiye’ye getirilmesinin bir ön- lem olarak düşünüldüğünü be- lirtti. Baykal, “Böyle telaşla ortaya atılan önlemler ya- rardan çok zarar getirir. Bunların işlerliği de kuşku- ludur. Çünkü dünyanın bü- tün ekonomileri her türlü mevduata mutlak garanti ilan etmişlerdir. Bu Maliye Bakanımızın sevimli dave- tiyle gerçekleşecek bir olay olarak gözükmemektedir” diye konuştu. Baykal, hükümetin kararõna “Bu bir önlem olmaktan çok, Türkiye ekonomisinin saygõnlõğõna, güvenilirliğine, ciddiliğine vurulmuş bir darbedir’ diyerek tepki gösterdi. Deniz Baykal