24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 EKİM 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 LEYLA TAVŞANOĞLU Son iki aydõr Kafkasya bölgesinde çok hõzlõ gelişmeler oldu; olaylar patlak verdi. Bu arada 15 Ekim’de Azerbaycan’da Cumhurbaşkanlõğõ seçimi var. Geçen ay Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül milli maç için önce Ermenistan’a gitti. Ardõndan, Azerbaycan’da bu ziyaretin ciddi rahatsõzlõklar yaratmõş olabileceği hesabõyla Bakû’yu da ziyaret ederek Cumhurbaşkanõ İlham Aliyev’le görüştü. Kafkasya’da neler oluyordu? Türkiye’nin bölge siyaseti değişiyor muydu? Bütün bu sorulara, yõllardõr Avrasya bölgesiyle yakõndan ilgilenen ve bire bir temaslarõ olan Marmara Grubu Vakfõ’nõn Başkanõ Dr. Akkan Suver’le yanõt aradõm. -Cumhurbaşkanı Gül, milli maç için Erivan’a gidip Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’la görüşmesinin Azerbaycan’da yarattığı tepkileri yatıştırmak amacıyla olduğu söylenen bir de Bakû ziyareti yaptı. Bu arada Kafkasya’daki sorunları çözmek için de hükümetten Kafkasya Platformu kurulması fikri çıktı. Ancak bildiğim kadarıyla bu Kafkasya Platformu’nun fikir babası 1994’te Kazakistan Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev. 2000’de de 3. Avrasya Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bu öneriyi yineledi. Siz bu konuyu yakından bilen birisi olarak anlatır mısınız? AKKAN SUVER - Kafkaslar’da cereyan eden olaylar dünya sorunudur. Sorun bence Sovyetler Birliği’nin dağõlmasõ sonucunda ortaya çõktõ. Sovyetler’in tasfiyesi sonucunda orada yeni bir coğrafya oluştu. Evet, Kafkasya İstikrar Paktõ ya da Kafkasya Platformu hayõrlõ bir teşebbüstür. Ama bu teşebbüsü, sizin de söylediğiniz gibi daha önce 1994’te Bağõmsõz Devletler Topluluğu (BDT) içinde Nur Sultan Nazarbayev ortaya attõ. Çok da büyük ilgi gördü. Ama gördüğü bu ilgi bunun yaşamasõna olanak sağlamadõ. Daha sonra 2000’de bizim Marmara Grubu Vakfõ’nõn Avrasya Ekonomi Zirvesi’ndeki konuşmasõnda 9. Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel Kafkasya İstikrar Paktõ’nõn önemine değindi. Bosna’da yaşanan olaylarõn Kafkasya’da tekrarlanmamasõ için böyle bir paktõn gerekli olduğunu vurguladõ. Fakat dünya o tarihte Balkanlar’da meydana gelen olaylarla ilgili olduğu için Kafkasya İstikrar Paktõ düşüncesine rağbet edilmedi. 2001’de Avrasya’da bir istikrar paktõ oluşturulmasõ için bir düşünce platformu ortaya koymak istedik. “Kafkasya’nın istikrarı önemlidir. Ama Orta Asya’da istikrar olmadan Kafkasya’nın tek başına istikrarı sağlaması pek de mümkün gözükmemektedir” dedik. -Peki, bu bağlamda Türkiye’nin konumunu değerlendirir misiniz? - Türkiye-AB, Türkiye-NATO ilişkilerinin yanõ sõra Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri de önemli. Gürcistan’da meydana gelen olaylardan sonra Türkiye inisiyatif aldõ ve Başbakan Erdoğan Kafkasya İstikrar Platformu adõyla bir oluşumu ortaya koymak için yola çõkmõştõr. Bu başarõlõ olur mu, olmaz mõ? Zaman bize gösterecek. Fakat Kafkasya İstikrar Paktõ tek başõna bir şey ifade etmeyecektir, inancõndayõm. Çünkü bunun içine Kafkasya ülkeleri, Ukrayna ve Rusya girince AB de, hatta gözlemci statüsüyle ABD de burada olsun, gibisinden görüşler ortaya çõkabilir. Öte yandan Rusya’nõn ciddi sõkõntõlarõ var. Rusya kıskaçta -Nedir bu sıkıntılar? - Öncelikle Rusya Orta Avrupa’daki periferisini kaybetti. Romanya, Bulgaristan, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, öbür Balkan ülkeleri, Estonya, Letonya, Litvanya gibi periferileri vardõ. Bunlarõ AB Rusya’nõn elinden aldõ ve üye yaptõ. Bununla da kalmadõ. Gürcistan’a, Ukrayna’ya, hatta topraklarõnõn bir kõsmõ Urallar’õn batõsõnda diye Kazakistan’a da yeşil õşõk yaktõ. Bu durumda Rusya’nõn yanõnda eski dostlarõndan sadece Ermenistan, Kõrgõzistan, Tacikistan, Moğolistan kaldõ. Özbekistan’õn ne kadar var olduğu belli değil. Bu yalnõzlõğa itilme vehmi, Rusya’yõ daha atak hale getirdi. Gürcistan sõkõntõsõ yaşanõrken Ermenistan’la milli maç yapõlmasõ ortaya çõktõ. Ermenistan’dan Cumhurbaşkanõ Gül’e davet geldi. Bu kabul edildi. Doğaldõr, Ermenistan Türkiye’nin sõnõr komşusu. Ama çok önemli bir konu var. -Türkiye-Azerbaycan ilişkileri mi? - Evet. Türkiye-Azerbaycan ilişkileri Ermenistan’la olan ilişkilerin çok üzerindedir. Çünkü biz, bir millet iki devlet, dedik. Bunun bir sorumluluğu vardõr. Dileğim odur ki, Türkiye Cumhurbaşkanõ’nõn yaptõğõ o ziyaret havada kalmasõn; Ermenistan bunun sorumluluğunu duysun, icabõnõ yerine getirsin. Bu icabõn birinci şartõ soykõrõm iddiasõnõ, Dağlõk Karabağ ve Azerbaycan’a ait rayonlarõn işgalini ortadan kaldõracak demarşlarda bulunmaktõr. Türkiye Ermenistan’a karşõ devlet çapõnda vecibelerini yerine getirmiştir. Türkiye Ermenistan’õ 1991’de tanõdõ. 1992’de ABD’den buğday transferine izin verildi. Doğrudan elektrik satõşõ için Ermenistan’la anlaşma imzalandõ. Hatta KEİ’ye Ermenistan’õn üye olmasõna göz yumuldu. Bugün İstanbul’da bir Ermenistan temsilciliği KEİ bünyesinde faaliyet gösteriyor. Ayrõca İstanbul-Erivan arasõnda çarter uçak seferleri yapõlõyor. Ermenistan jeste karşılık vermeli -Ama kapalı olan bir kara sınırı var... - Türkiye bu sõnõrõ durduğu yerde kapatmadõ. Dağlõk Karabağ ve Azerbaycan’a ait öbür bölgelerin Ermenistan tarafõndan işgal edilmesi üzerine sõnõr kapatõldõ. Ayrõca Ermenistan Anayasasõ’nõn 11. maddesinde Doğu Anadolu bölgesi Batõ Ermenistan olarak tabir ediliyor. Anayasasõnõn 13. maddesinin ikinci fõkrasõnda devlet armasõnõn Ağrõ Dağõ olduğu hükmü var. Öte yandan bugün İstanbul’da kimine göre 60 bin, kimine göre 70 bin Ermenistanlõ Ermeni evlerde çalõşõyor. Yani Türk milleti Ermenistanlõ Ermenilere bu kadar rahat bir biçimde davranõrken Ermenistan’õn da buna karşõlõk bir şeyler yapmasõ gerektiğine inanõyorum. -Yani ilişkileri düzeltmek bir alışveriştir, tek taraflı olmaz mı diyorsunuz? - Tabii ki öyledir. Bugüne kadar yapõcõ davranan taraf hep Türkiye oldu. Ayrõca, hicap duyarak bunu söylüyorum, diplomatlarõmõzõn katilleri şu anda Ermenistan’da. Bunlardan hiç bahsedilmiyor. Cumhurbaşkanõ Gül Ermenistan’a büyük bir özveride bulunarak gitmiştir. Bu ziyaret Türkiye-Ermenistan ilişkileri kadar, Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri bakõmõndan da çok önemlidir. Türkiye devleti ve hükümeti Kars sõnõr kapõsõnõ durduğu yerde açamaz. Çünkü bu Türkiye’nin elindeki kozdur. Bunun birinci bedeli Dağlõk Karabağ, ikinci bedeli de sözde soykõrõm iddialarõdõr. Ermeni diasporasõ, dünya parlamentolarõnõ sözde soykõrõm iddialarõ nedeniyle ayaklandõrmõştõr. Ermenistan bugüne kadar tek taraflõ olarak yapõcõ değil, tam tersi yõpratõcõ, bozucu davranõşlarda bulunmuştur. Hatta şunu da hatõrlatayõm. Bundan birkaç yõl önce aralarõnda sizin de bulunduğunuz 10 Türk hanõmõ bir grup Ermeni kadõnla ilişki kurdu. Bu ilişkiler dahi sizlerin büyük özverisine rağmen Ermeni tarafõnca yarõda kesildi. Gül’ün ziyaretine Bakû tepkisi -Diyelim ki Ermenistan Cumhurbaşkanı Gül’ün jestine karşılık vermedi. Ne olur? - Bu jeste karşõlõk vermezse inandõrõcõlõğõnõ bir kere daha kaybeder. AGİT, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Dağlõk Karabağ’õn Azeri toprağõ olduğunu kabul etmişlerdir. Bu konuda Ermenistan’a yaptõrõm henüz uygulanmamõştõr. -Basın ve medyadan Gül’ün Ermenistan ziyaretinin Azerbaycan’da çok ciddi tepkiyle karşılandığı haberlerini aldık. Gül Erivan’dan hemen sonra Bakû’ya giderek Ankara’nın çizgisinin hiçbir şekilde değişmeyeceği teminatını verdiğini de yine bu haberlerden öğrendik. Azerbaycan tarafından aldığınız duyumlara göre orada hava nasıl? - Azerbaycan bir millet, iki devlet felsefesinin icabõnõ yerine getiren bir kardeş ülke. Azerbaycan Yunanistan ve Rusya’ya rağmen KKTC’ye direkt uçak seferi yaptõrmõş bir ülkedir. Azerbaycan bütün uluslararasõ toplantõlarõna KKTC Cumhurbaşkanõ Talat ve kurucu Cumhurbaşkanõ Rauf Denktaş’õ davet etmiştir. Azerbaycan’da şu anda bir milyon savaş göçmeni yaşõyor. Bütün bunlarõ alt alta koyduğumuz zaman Türkiye Cumhurbaşkanõ’nõn Ermenistan gezisinin pek hoş karşõlanmayacağõ bir gerçektir. Ama insanlar umutla yaşõyorlar. Cumhurbaşkanõ Gül’ün Bakû ziyareti Azerbaycanlõlarõn umutlarõnõ yeşertmiştir. Türkiye Karabağ’õn işgalini Ermenistan ziyaretiyle halledecek mi diye umutla bekliyorlar. -Cumhurbaşkanı Gül Bakû’dan döndükten sonra “Üçlü bir zirve olabilir” dedi. Azerbaycan medyasından öğrendiğim kadarıyla böyle bir gelişmeden kimsenin haberi yok. Acaba bu konuda Bakû’da bir şeyler konuşulmuş olabilir mi? - Ama daha bunun altyapõsõyla ilgili hiçbir haber yok. Ayrõca Azerbaycan’da hiç kimse böyle bir şeyin farkõnda değil. Ben tekrar, Cumhurbaşkanõ Gül’ün bu ziyaretinin bedelini Ermenistan’õn ödemesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Azerbaycan daha önemli Bakana BOP protestosu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Tam Üyeliği ve Avrupa Kültürü” konulu konferansa katõlmak için İzmir’de Hilton Oteli’ne gelen Devlet Bakanõ Mehmet Aydõn’õ, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeleri, ellerinde “Hükümet istifa” yazan pankartlar ve Türk bayraklarõyla protesto etti. TGB Yürütme Kurulu Üyesi İlker Yücel, Başbakan Erdoğan’õn BOP’un eşbaşkanõ olmasõ nedeniyle AKP’nin bakanõnõ tanõmadõklarõnõ vurgulayarak, “ABD ve AB, PKK’yi silah ve parayla besliyor. Mehmet Aydõn’õn bakanlõğõnõ tanõmõyoruz” diyerek tepki gösterdi. Karaayıtlılar yargıda kazandı AYVALIK (Cumhuriyet) - Balõkesir’õn Ayvalõk ilçesine bağlõ Karaayõt köylüleri, bir süredir yörelerinde çalõşma yürüten Bilfer Madencilik şirketine karşõ verdikleri hukuk mücadelesinin ilk aşamasõnõ kazandõ. Balõkesir İdare Mahkemesi, köylülerin mera olarak kullandõklarõ alanda madencilik yapõlamayacağõnõ kararlaştõrarak, yürütmeyi durdurma kararõ verdi. Karaayõt köylüleri, maden arama çalõşmasõna karşõ sivil toplum kuruluşlarõ ve çevre belediyelerin desteğiyle harekete geçmiş, muhtar ve 11 köylü adõna Balõkesir İdare Mahkemesi’nde dava açõlmõştõ. Ecstasy operasyonu ANTALYA (AA) - Hollanda’dan Türkiye’ye getirilen ve Antalya Narkotik polisinin 1.5 ay süren istihbarat çalõşmasõ sonucu ele geçirilen ecstasy haplarla ilgili gözaltõna alõnan 4 zanlõ tutuklandõ. Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Büro Amirliği ekiplerince 1.5 aylõk istihbarat ve takip çalõşmasõnõn ardõndan Kaleiçi ve Konyaaltõ Caddesi’nde 172 bin adet ecstasy hapõn ele geçirildiği operasyonla ilgili, Tahir Y, Servet B, Şafi C. ve Hollandalõ Roland G. çõkarõldõklarõ mahkemece tutuklandõlar. Arı kovanında esrar KÜTAHYA (AA) - Kütahya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ile Tavşanlõ Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Karakova Mahallesi’ndeki bağ evinde arõ kovanlarõna gizlenmiş 11 kilogram esrar maddesiyle yakalanan Sabri Akçay (45) tutuklandõ. AÇIKLAMA Haber Merkezi - Başbakanlõk Gümrük Müsteşarõ Emin Zararsõz, gazetemizde 4 Ekim 2008 tarihinde yayõmlanan “Gümrükte de yeşil kriz” başlõğõyla yayõmlanan haberle ilgili yazõlõ bir açõklama yaptõ. Zararsõz, “Gümrük Müsteşarlõğõ’nõn resmi web sitesinin sağ üst köşesinde kullanõlan hususi bayrak Türk bayrağõ olmayõp “Gümrük Dairesi” (Gümrük Teşkilatõ) bayrağõdõr. Gümrük Dairesi bayrağõ -14 Eylül 1937 yõlõnda Resmi Gazete’de yayõmlanan nizamname doğrultusunda- Türk bayrağõnõn şekli ve ölçüleri ile aynõ olup, ay ve yõldõzõ yeşil renkli dikdörtgen bir şerit çerçevelemektedir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Av- rupa Konseyi Yolsuzluğa Karşõ Devletler Grubu (GRECO) tarafõndan hazõrlanan “Türkiye için Yolsuzluk Raporu”nun, AKP istemediği için yayõmlanmadõğõ orta- ya çõktõ. GRECO tarafõndan 2006 yõlõnda ha- zõrlanan “1. ve 2. aşama Hazırlık Rapo- ru”nda ise, “Türkiye’de ortaya çıkan yolsuzluk skandallarının, yolsuzluğun siyasetin en yüksek kademelerinde, dev- let kurumlarında ve yargıda dahi var ol- duğunu gösterdiği” belirtiliyor. AKP hükümeti, GRECO’nun Türki- ye’de yolsuzlukla mücadele konusunda ha- zõrladõğõ iki rapordan birinin yayõmlan- masõna izin vermedi. GRECO’nun inter- net sitesinde yer alan çizelgede, tüm üye ülkeler için 2 rapor hazõrlandõğõ belirlen- di. Bu raporlardan ilki Hazõrlõk (Uyum) Ra- poru olarak adlandõrõldõ ve 6-10 Mart 2006 tarihlerinde Türkiye içinde yayõmlandõ. GRECO tüm ülkelerdeki yolsuzluklara ve çözüm önerilerine ilişkin ikinci raporunu ise 7 Ekim 2008 tarihinde yayõmladõ. Ancak çi- zelgenin Türkiye ile ilgili kõsmõnda, “İzin verilmedi” ifadesine yer verildi. Öymen sordu CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, konuyu, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru önergesiyle TBMM günde- mine taşõdõ. Öymen, hemen hemen bütün ülkelerin kendileriyle ilgili raporlarõn ya- yõmlanmasõna rõza gösterirken, AKP hü- kümetinin raporu gizlediğini ve yayõm- lanmasõna izin vermediğini belirtti. Baş- bakan Erdoğan’a, raporun yayõmlanmasõna izin verilmemesinin nedenini soran Öy- men, şu sorulara yanõt istedi: “Raporda yer alan iddialarla ilgili hükümetin görüşü nedir?/ Hükümetin bu tutumu, izlediğini iddia ettiği şeffaflık politika- sıyla bağdaşmakta mıdır?/ Sözü edilen raporun birer örneğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partilere gönderilmesi düşünülmekte midir?” AB’nin Yolsuzluk Raporu Türkiye’nin istemiyle yayõmlanmazken, konuyla ilgili hazõrlõk raporunda yolsuzluklara dikkat çekiliyor Türkiye Azerbaycan ilişkileri Ermenistan’la olan ilişkilerin çok üzerindedir. Biz bir millet iki devlet dedik. Bunun bir sorumluluğu vardır. Marmara Grubu Vakfõ Başkanõ Dr. Akkan Suver, Kafkasya’daki gelişmeleri yorumladõ: Yolsuzluk skandalları siyasetin üst kademelerinde 6-10 Mart 2006 tarihinde ya- yõmlanan hazõrlõk raporunda, Tür- kiye’deki yolsuzluklara ilişkin çar- põcõ bilgilere yer verildi. Raporda şu saptamalar yer aldõ: ? Özelleştirme programlarõ ve kamu ihaleleri kaygõlarõn olduğu alanlardõr. Yolsuzluk, Türkiye’ye yabancõ sermaye girişinin önündeki ana engellerden biri olarak gö- zükmektedir. ? Son yõllarda ortaya çõkan yol- suzluk skandallarõ, yolsuzluğun si- yasetin en yüksek kademelerinde, devlet kurumlarõnda ve hatta yar- gõda bile var olduğunu göstermiş- tir. ? Sivil toplum temsilcileri, bu olaylarõn çok az kõsmõnõn soruş- turmaya tabi tutulduğunu ve hiçbiri hakkõnda cezaya hükmedilmediği- ni de iddia etmiştir. Ülkede yol- suzluğun incelenmesinde rol al- mõş uluslararasõ organizasyonlar tarafõndan da yolsuzluk bu şekilde algõlanmaktadõr. ? Ülkedeki yolsuzluk ile organi- ze suçlar arasõnda bir bağlantõ ol- duğu Türk tarafõnca kabul edil- mektedir. Yürütülen adli soruştur- malar bu tip bağlantõlarõ ortaya çõ- karmõştõr. ? Yolsuzluk soruşturmalarõ her zaman devlet görevlileri ile ilişki- lendirilmekte iken özel kuruluşlar arasõnda rüşvet suç kapsamõna alõnmamaktadõr. ? Uluslararasõ Şeffaflõk Örgü- tü’nün 2005 yõlõ Yolsuzluk Endek- si’nde Türkiye 10 üzerinden 3.5 no- tu ile 159 ülke arasõnda 65. sõrada yer almõştõr. Bu rakamlar, Türki- ye’yi Avrupa’da yolsuzluğun en çok görüldüğü ülkeler grubuna koymaktadõr. ? Türk yetkilileri, Türkiye’deki yolsuzluğun yönetimin düzgün iş- leyişini tehdit eden önemli bir so- run olduğunu kabul etmektedirler. ? Türkiye uzun zamandõr yol- suzluktan geniş ölçüde etkilen- mekte ve bu problemin, yargõ da da- hil olmak üzere, tüm ülke kurum- larõnda yaygõn olduğu görülmek- tedir. Ayrõca, siyasi düzeydeki yol- suzluğun kamu tarafõndan kaygõy- la karşõlandõğõ anlaşõlmaktadõr. ÖZELLEŞTİRME VE İHALELER KAYGILI ALANLAR ‘ ‘ Dr. Suver, Tavşanoğlu’nun Kafkasya’yla ilgili sorularını yanıtlarken Kafkasya İstikrar Paktı’nın tek başına bir şey ifade etmeyeceğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle