Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
11 EKİM 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
SAĞLIK 7
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Yargı Bağımsızlığı (2)
Türkiye’nin önemli sorunlarından bir başkası da
yargı bağımsızlığı.
Son günlerde medyada yer alan haberler, yar-
gı bağımsızlığı konusuna siyasal iktidarın neden
soğuk baktığının da ipuçlarını veriyor.
AKP iktidarının Avrupa Birliği sevdası ise, Av-
rupalılara benzer bir biçimde, çifte standarda da-
yalı olarak sürüyor.
AB’nin isteklerinden kendi işine yarayacağını
sandıklarına kısa sürede evet deyip gerçekleşti-
rirken kimi istekleri de görmezden geliyor.
Avrupa Birliği de gözardı edilen isteklerinden ki-
mileri için ısrarcı olmamaya özen gösteriyor.
AKP iktidarının “Avrupa Birliği Müktesebatının
Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı Tas-
lağı” ağustos ayı sonlarında açıklandı.
Taslak “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
(HSYK) objektiflik, tarafsızlık, şeffaflık ve hesap ve-
rebilirlik temelinde geniş tabanlı temsil esasına gö-
re yeniden yapılandırılacak ve kurul kararlarına kar-
şı etkili bir itiraz mekanizması oluşturulacaktır” di-
yor.
“Yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını ve etkin-
liğini daha da güçlendirmek, 2010 - 2014 yılları-
na ilişkin misyon ve vizyonunu oluşturmak, stra-
tejik amaçlar ve ölçülebilir hedefler hazırlamak ama-
cıyla Adalet Bakanlığı’nca stratejik plan hazırlan-
maktadır” paragrafı da bu bölümde yer alıyor.
Önce paragraftaki Türkçe için, TBMM’nin Türk-
çe ile ilgili araştırma yapan komisyonun üyeleri-
nin kulaklarını çınlatıp, yargı bağımsızlığının baş-
ka bir bahara bırakıldığını belirtelim.
Bu kanıya durduk yerde varmadığımın kanıtını
da sunayım.
Taslağın “Fasıl 23” bölümünün başlığı “Yargı ve
Temel Haklar”.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararı
uyarınca “Hâkimler ve Savcılar Birliği Kanu-
nu”nun değiştirilmesinden söz ediliyor.
Ufak çapta sayılamayacak bir skandal söz ko-
nusu. Tercüme edenlerin bizde bu adla bir kurum
olmadığını bilmemeleri mazeret sayılamaz. Ama
belki de işin ne kadar ucundan tutulduğunu
gösterebilir.
Yapılacakların kapsamı da şöyle belirtiliyor: “Hâ-
kimlik ve savcılık mesleğine mensup olanların müş-
terek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetleri-
ni kolaylaştırmak, bu mesleğin genel menfaatle-
re uygun olarak gelişmesinin sağlanması”.
Peki ne zaman gerçekleştirilip yayımlanacak so-
rusunun yanıtı da yanında yazıyor. “2008, IV. Çey-
rek”.
Dördüncü çeyrek başlayalı 10 gün oldu ama, ne
yapılacağı bilinemiyor.
Hâkim ve cumhuriyet savcılarının mesleki ne-
denlerle soruşturulması yetkisinin Adalet Baka-
nı’nda olmasıyla yetinmeyip, yargılanmaları için izin
verme yetkisinin de bakana tanınmış olduğu bir
ülkede yargı bağımsızlığından söz etmenin yer-
sizliğini biliyorum.
Ama yine de anımsatmakta yarar olduğunu sa-
nıyorum. İzninizle bu köşede 24 Mart 2007 günü
“Yargı Bağımsızlığı” başlığıyla yayımlanan yazıdan
bazı alıntılar yapayım.
“Türkiye’nin Avrupa Birliği ile müzakerelere
başlaması sürecinde ‘yargı bağımsızlığı’ yeniden
gündeme geldi. Avrupa’dan iki kez ülkemize ge-
len yargıçlar heyeti, incelemelerinin sonunda
Türkiye’deki yargı sistemi üzerine raporlar hazır-
ladılar.”
“Bu önerilerden, daha doğrusu eleştirilerden iki-
si dikkat çekiyordu. Raporlarda, siyasal kimlik sa-
hibi Adalet Bakanı ile müsteşarının yer almakta olu-
şuna yönelik eleştiri ilk plandaydı. İkinci eleştiri de
yargıçlarla cumhuriyet savcıları hakkındaki şikâyet
başvurularını inceleyecek olan teftiş kurulunun Ada-
let Bakanı’nın emrinde olmasına yönelikti.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun Sekre-
tarya görevinin bakanlıktan alınması ve kurulun
bağımsız olarak örgütlenmesi de öneriler ara-
sındaydı.
Raporlar Türkiye’deki tozlu raflarda kaldı. Avrupa
Birliği ile müzakerelerin tavsamasıyla birlikte de
unutulup gitti.”
Sanıyorum ki bu yazı da, buz üzerine yazılan-
lara karışacak.
Mensuplarının “Adalete güvenmediklerini” söy-
lediği bir iktidardan yargı bağımsızlığı istemenin
safdillik olduğunu biliyorum. Ama yine de gönlüm
elvermediği için yazdım.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
Sayõn Cumhuriyet okurlarõ, sağlõkla ile ilgili
çok sayõda haber, bilgi, nasihat okuyorsunuz.
Bunlar bazen birbiri ile çelişiyor. Kolesterol dü-
zeyi, ateroskleroz (damar sertliği) için “önem-
li bir risk faktörüdür” diyenlerin yanõ sõra “al-
dırmayın kolesterol yararlıdır” diyenlere rast-
lõyorsunuz. Hayvani yağlardan kaçõnõn tavsiye-
lerine karşõn “bu yağların zararı yoktur. Yu-
murtayı da istediğiniz kadar yiyebilirsiniz” di-
yenler var. Çeşitli vitaminler öneriliyor. Kimi-
si öğrenmeye kimisi bellek güçlendirmeye, ba-
zõlarõ kas gücü kazanmaya iyi geliyor. Cinsel gü-
cü arttõran çok şey var. Çok sayõda ilaçlara, bit-
kilere, çaylara, otlara, mantarlara atfedilen bü-
yük yararlar söz konusu.
Unutmamak gerekir ki, denetim mekanizma-
larõnõn işletilmediği kapitalist bir düzende sağ-
lõk, pazar ekonomisinin kurallarõna göre yapõ-
lanõyor. Sağlõk haberlerini veren medya da öy-
le. Böyle bir ortamda hekimlerin, sağlõk men-
suplarõnõn da bilime bağlõ olmalarõ, bilimsel ger-
çekleri öğrenip onlara sadõk kalmalarõ ve sağlõk
endüstrisine karşõ durmalarõ pek kolay değildir.
İlaç firmalarõ ve ilaç reklamlarõ, alternatif tõp üre-
ticileri, bilimsel gerçekleri rahatça gölgeleyebi-
lir ve piyasa egemenliğini kurabilirler.
Yazõk ki, Türk toplumu bir bilim toplumu ol-
maktan uzak kalmõştõr. Cesaretle söyleyebilirim;
eğitimli insanlarõmõz bile bilime çok yakõn de-
ğildirler. Bu, yüzlerce yõllõk geçmişimizden ge-
len bir zaafõmõzdõr. Mustafa Kemal’den sonra
gelenler, onun açtõğõ o aydõnlõk yoldan yürü-
mediler. Bu ülkeyi yönetenler bilime bağlõ, bi-
lime, ilerlemeye, emeğe, halka saygõlõ insanla-
rõ acõlar içinde, düş kõrõklõklarõ ve derin kaygõ-
lar içinde yaşatmõşlardõr.
Türkiye’yi yalnõz bilimden değil, moralden ve
insani değerlerden de uzak bõraktõlar. Cumhu-
riyetin ilkelerine, aydõnlanmaya, bilime, çağ-
daşlõğa sadõk kalsa idik, Türkiye’nin halkõ hiç
kuşkusuz çok daha sağlõklõ olacak ve sağlõk bi-
lincine kavuşacaktõ. Neyin doğru, neyin yanlõş
ve aldatmaca olduğunu anlayacak, algõlayabi-
lecek, Cumhuriyetin 85. Yõlõnda ortalama 4 yõl
eğitim düzeyinde kalma utancõnõ yaşamayacaktõ.
Vitaminlerden ve saadet haplarõndan çok daha
fazla çevre sağlõğõna önem verilecek, koruyucu
sağlõğa öncelik verilecekti. Sizi temin ederim, ül-
keye Atatürk’ün miras bõraktõğõ akõl ve bilim ege-
men olsaydõ, acõlar ve gözyaşlarõ içinde gence-
cik çocuklarõmõzõn tabutlarõnõ taşõmayacak, bir
bayram süresince trafikte 146 insanõmõzõ kay-
betmeyecek, iki ayda 62 bebeğin ölüm haberi-
ni almayacak, Atatürk’ün Çankaya’sõna bu ka-
dar hüzün dolu duygularla bakmayacaktõk.
Bu değerlendirmelerimi yazõlarõmda, konuş-
malarõmda õsrarla sürdüreceğim.
Şimdi size sağlõkla ilgili tartõşõlmaz doğrula-
rõ sõralayacağõm. Yazõmõn başõnda sağlõk konu-
sunda yapõlan tavsiyeler arasõnda çelişkiler ol-
duğunu belirttim. Çelişkinin söz konusu olma-
dõğõ bazõ gerçekler var.
1. Tansiyon çok önemli, en iyi şekilde kont-
rol edilmeli, en uygun ilaçlarla tansiyonun nor-
mal düzeyde stabil kalmasõ sağlanmalõ.
2. Tartõşõlmayan şeylerden biri kilo fazlalõğõ.
Yõllar önce bir dirhem et bin ayõp örter denir, ba-
lõketi kõvamõ makbul sayõlõrdõ. Alõnacak çeşitli
ilaçlardan, vitaminlerden çok daha önemli olan,
şişmanlõğõ, kilolarõ önlemektir.
3. Hareketli olmak ve yeterli düzeyde yürü-
yüşler yapmak. Hareketsizlik açõkça hastalõkla-
rõ davet ediyor.
4. İnsanlarõmõzda şeker (diyabet) çok sõk gö-
rülüyor. En iyi şekilde kontrol edilmeli. Kan dü-
zeyi aç karnõna 150, tok karnõna 200 mg.’õ geç-
memeli.
5. Şampiyonluğa oynadõğõmõz sigara tüketi-
minin toplumda ne büyük bir tahribata açtõğõnõ
belirtmeye sanõrõm gerek yoktur.
6. Bizim Akdeniz tipi bol sebzeli, meyveli, sa-
latalõ, otlu, yağõ şekeri kõsõtlõ beslenmemiz çok
iyi.
7. Bundan sonrasõ, size yol gösterecek, gere-
ken incelemelere başvurmanõzõ öğütleyecek iyi
yetişmiş, geniş ufuklu bir hekimle temas halin-
de olmak çok yerinde olur.
8. Sağlõkla ilgili bir tavsiye aldõğõnõzda, oku-
duğunuzda, televizyonda izlediğinizde ona ulu-
orta sarõlmadan önce, lütfen bilimden nasibi olan
inanõlõr uzman kişilere sorunuz, danõşõnõz.
coskunoz@superonline.com
Sağlıkla İlgili Doğrular ve Yanlışlar
Aşı gripten yüzde 80
oranında koruyor
İstanbul Haber Servisi - Türk
Mikrobiyoloji Cemiyeti İnfluenza Çalõşma
Grubu’nun, Araştõrmacõ İlaç Firmalarõ
Derneği ile Sağlõk Bakanlõğõ’nõn katkõlarõyla
başlattõğõ grip aşõsõnõ yaygõnlaştõrma
kampanyasõ “Önyargõlarõ yõkmadan gribi
yõkamayõz” sloganõyla başlatõldõ. Grup
Sekreteri Prof. Dr. Selim Badur grip aşõsõnõn,
kişiyi gripten yüzde 80 oranõnda koruduğunu,
aşõ yaptõrmayanlarõn buna gerekçe olarak
ekonomik nedenleri gösterdiğini belirtti.
Prof. Dr. Berkarda’ya
büyük onur
İstanbul Haber Servisi - Medicana
International İstanbul Tõbbi Onkoloji Bölüm
Başkanõ Prof. Dr. Bülent Berkarda, hemotoloji
ve onkoloji bilimine yaptõğõ katkõlar nedeniyle
Fransa’nõn Bordeaux kentindeki Bordeaux
Ulusal Bilimler ve Güzel Sanatlar Akademisi
üyeliğine kabul edildi. 17. yüzyõlda kurulmuş
olan akademi, bilim ve güzel sanatlar alanõnda
yenilikler ve katkõlarõ olan kişilere “üyelik”
unvanõ veriyor. Akademinin 70 Fransõz, 13
yabancõ üyesi bulunuyor.
Paran yoksa
ilaç da yok
Yeni
suiistimal
kapõsõ
Yeniuygulama kan ürünleri konu-
sunda tartõşmalõ bir süreci beraberinde
getirdi. Buna göre fiyatlarõ oldukça
yüksek olan, yõllardõr kamunun zarara
uğratõlmasõ ve suiistimalcilerin haksõz
kazanç elde etmesine neden olan faktör
ve kan ürünü ilaçlar, eczacõ odalarõnõn
denetiminden çõkarõlõyor. Bir önceki teb-
liğde, “Reçete edilen ilaçlar TEB
Merkez Heyeti ile imzalanan ‘Türk
Eczacõlarõ Birliği Üyesi Eczanelerden
İlaç Verilmesine İlişkin Protokol’ çer-
çevesinde kurumla sözleşme yapan ec-
zanelerden temin edilmesi halinde be-
deller ödenir” hükmü yer alõyordu. 1
Ekim’de yürürlüğe giren yeni tebliğde
ise ilgili madde “Reçete edilen ilaçlar
kurumla sözleşme yapan eczaneler-
den temin edilmesi halinde bedelleri
ödenir” şeklinde değiştirildi. Türk Ec-
zacõlar Birliği’nin (TEB) onayõnõn kal-
dõrõldõğõ yeni tebliğde hastalar “Günü-
birlik” tedavi kapsamõna alõnarak ilaç-
larõnõ temin edecekler. Bu uygulama ise
gereksiz kan ürünü kullanõmõna ve ka-
munun zarara uğratõlmasõna neden ola-
cak. Kan ürünlerinin kanõn põhtõlaş-
masõnõn yetersiz olduğu hemofili has-
talõğõ ile kanser, organ nakli gibi haya-
ti önem taşõyan hastalõklarõn tedavisin-
de kullanõldõğõ ve bu nedenle öneminin
büyük olduğu belirtiliyor.
Odalar denetledi
Eski İstanbul Eczacõ Odasõ Başkanõ
Zafer Kaplan ise konuyla ilgili şu vur-
guyu yaptõ: “2001 yılında Türkiye’de
650 bin tüketimi olan kan ürünleri ec-
zacı odalarının denetimine verilme-
sinin ardından 250 bine indi. Yani 400
bin ilacın gereksiz kullanıldığı ortaya
çıktı. Bunları yapanlar da hekim,
hasta ve ilaç firmaları işbirliğiydi. İl
il dolaşarak hemofili hastası arayan-
ların olduğunu biliyoruz. Maliyeti
çok fazla olan kan ilaçlarının serbest
bırakılması bu alanın yeniden suiis-
timaline neden olacak.”
‘AKP darbe
vurdu’
İstanbul Tabip Odasõ Genel Se-
kreteri Hüseyin Demirdizen, AKP hü-
kümetinin sağlõğõ özelleştirdiğini ve
hekimlerin birçoğunun özel sağlõk ku-
ruluşlarõna kaydõğõnõ anõmsatarak, ye-
terli altyapõ sağlanmadan birinci basa-
mak sağlõk kurumlarõna (sağlõk ocaklarõ,
ana-çocuk sağlõğõ ve aile planlamasõ
merkezleri) yurttaşlarõn yeniden yön-
lendirilmeye çalõşõlmasõnõn da birta-
kõm sorunlarõ beraberinde getirdiğini
söyledi.
Demirdizen “AKP’nin sağlık poli-
tikaları nedeniyle birinci basamakta
çalışan hekim sayısı azaldı. Yeni teb-
liğ ile tamamen ücretsiz olan bu sağ-
lık kurumlarına yurttaş daha çok git-
meye başladığı için bu kurumların yü-
kü daha da arttı, kuyruklar bura-
larda çoğaldı” diye konuştu.
Basamak 5’te 2’de kaldı
Demirdizen, gelişmiş ülkelerde bi-
rinci basamak sağlõk hizmetlerinde ça-
lõşan hekimlerin oranõnõn 4’te 3 oldu-
ğunu ancak bu rakamõn ülkemizde 5’te
2’de kaldõğõnõ ve sayõsõnõn çok yetersiz
olduğunu ifade etti. Demirdizen “Sevk
sistemi kaldırılmamış olsaydı sağlık
ocağından eğitim ya da araştırma has-
tanesine sevki yapılan hasta ücret öde-
meyecekti. Yeni sistemde bu olmadığı
için hastalar diğer sağlık kurumları-
na yönlendirildiklerinde yine para
ödemek zorunda bırakılıyor. Sevk sis-
temi yeniden düzenlenmeli, 1. basa-
mak sağlık kurumları daha da geliş-
tirilmeli” dedi.
SİBEL BAHÇETEPE
AKP hükümetinin 1 Ekim’de yürürlüğe koy-
duğu Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlõk Sigortasõ
(SSGSS) ile Sağlõk Uygulama Tebliği (SUT) sağ-
lõk sistemini içinden çõkõlmaz bir duruma soku-
yor. Şimdiden yurttaşla eczacõyõ karşõ karşõya ge-
tiren ve uzun vadede eczanelerin Sosyal Güvenlik
Kurumlarõ ile anlaşmasõnõ iptal etmesine yol aça-
cağõ öngürülen sistem, oldukça pahalõ olan kan
ürünlerinin Eczacõ Odalarõ’nõn denetiminden
çõkararak kamu kurumlarõnda yeni bir ilaç su-
iistimaline kapõ aralayacak. Bu da en çok haya-
ti önem taşõyan hastalõklarõ olan ve kan ürünle-
ri ile tedavisi yapõlan hastalarõ mağdur edecek.
AKP hükümeti 1 Ekim’de SSGSS ve SUT’un
yürürlüğe girmesiyle yeni bir sorun kapõsõ daha
açtõ. Uygulandõğõ tüm ülkelerin sağlõk sistemini
felç eden “Paran kadar sağlık” anlayõşõ daha da
derinleşirken sağlõk emekçilerinin sorunlarõ da bir
kat daha arttõ. Son çõkarõlan tebliğ ile yurttaşlar
hastanede muayene parasõ ödemiyor ancak iyi-
leşebilmek için almasõ gereken ilaçlara parasõ ol-
mazsa ulaşamõyor. Hastanede yurttaşlardan alõn-
mayan muayene ücreti eczane kanalõyla tahsil edi-
liyor. Artõk hastalarõn karşõlaştõğõ ve yakõn vadede
karşõlabileceği sorunlardan bazõlarõ şöyle:
? Yurttaş parasõz sağlõk hizmeti alacağõnõ dü-
şünecek ancak eczaneye gittiğinde eğer muaye-
ne ücretini ödemezse ilacõnõ alamayacak. Yurt-
taşlar “Hani hükümet artık muayene sırasın-
da bizden tek kuruş almayacaktı? Muayene
ücretlerini ilaç alırken bizden kesmeleri ne de-
mek, bizi böyle mi kandı-
rıyor” diye sorarak,
AKP’den açõklama bekli-
yor.
? İlacõnõ SGK ile an-
laşmasõ olmayan ser-
best eczaneden para-
sõyla alan yurttaş, ye-
niden ilaç al-
mak istediğin-
de geçmiş
dönemde öde-
mediği muayene
ücreti karşõsõna çõ-
kacak. Yani yurtta-
şõn muayene borcu hiçbir
zaman silinmeyecek, yalnõzca
ertelenecek.
? Ücretsiz sağlõk hizmeti veren birinci ba-
samak sağlõk kuruluşlarõnõn yükü arttõğõ için yurt-
taşlar saatlerce kuyruklarda bekleyecek.
? Uygulama, hastaya tanõ konmasõnõ ancak te-
davi olamamasõnõ beraberinde getirecek. Yurttaş
ne kadar hasta olursa olsun eğer cebinde parasõ
yoksa ilacõnõ alamayacağõ için tedavi de olama-
yacak.
? Yurttaşlarõn birinci basamak sağlõk kurumu
aracõlõğõyla ücretsiz alabileceği hizmetlerin ay-
nõsõnõ ikinci ve üçüncü basamaktan aldõğõnda mua-
yene ücreti ödemek zorunda kalacak. Örneğin re-
çetesiz alõnabilen soğuk algõnlõğõ ilaçlarõnõ sağ-
lõk ocağõna gitse muayene ücretini ödemeden ala-
bilecekken, eğitim ve araştõrma hastaneleri ile özel
hastanelere gittiğinde muayene ücretini de öde-
mek zorunda kalacak.
? Uygulama eczacõlar ile yurttaşlarõ karşõ kar-
şõya getirdi. Muayene ücretinin eczanelerce tah-
sil edilmesi eczacõlarõ tahsildar durumuna düşürdü.
Eczacõlar “Uygulamanın kabul edilir bir tara-
fı yoktur. Hastalar müşteri, eczacılar SGK’nin
tahsildarı olamaz” diyerek tepkisini dile getiri-
yor.
? Eczacõlar yeni uygulamanõn içeriği ve ama-
cõ hakkõnda her seferinde yurttaşlara bilgi vermek
zorunda kalõyorlar.
?Gerek muayene ücretinin tahsili gerekse yurt-
taşlara uygulamayõ anlatmak zorunda kalmala-
rõ eczacõlarõn iş yoğunluklarõnõ bir kat daha art-
tõracak.
? Eczacõlar hasta ve hasta yakõnlarõnõn uygu-
lamaya tepkilerine doğrudan maruz kalacaklar.
Bunun da sözlü ya da fiziksel şiddet olarak ken-
disini göstermesinden endişe ediliyor.
? Uygulamanõn aynõ sorunlarla devam etme-
si uzun vadede eczanelerin SGK ile anlaşmala-
rõnõ bitirmelerine neden olabilecek. Bu durumda
yurttaş da ilacõnõ alabilmek için anlaşmalõ ecza-
ne arayacak.
İstanbul Eczacõ Odasõ Baş-
kanõ Eczacõ Semih Güngör,
SSGSS ve SUT’un uygulamaya
girdiği günden bu yana özellik-
le Sosyal Güvenlik Kurumu
(SGK) provizyon sisteminde ya-
şanan aksaklõklar ve muayene üc-
retlerindeki değişimler nedeniy-
le yurttaşlarõn sõkõntõlar ya-
şadõklarõnõ söyledi. Güngör,
AKP hükümetinin katõlõm pa-
yõ, katkõ payõ, ilave ücret adõ
altõnda sağlõk hizmetini piya-
salaştõrdõğõnõ vurgulayarak,
muayene ücretlerinin hasta-
neler yerine eczacõlar kanalõyla
alõnmasõna bir anlam vereme-
diklerini söyledi. Güngör “Hü-
kümet, muayene ücretini
ödeyemeyecek olan yurttaş
hastane kapısından geri dön-
düğünde bunun sorumlusu
olarak görünmek isteme-
mektedir. Örneğin özel has-
taneye giden ve doktorun
yazdığı 5 YTL’lik ilacı almak
isteyen yurttaş 10 YTL mua-
yene parası ile toplam 15
YTL eczacıya ödemek zorunda
kalacak. Muayene ücretlerinin
tahsilatının eczacıya bırakıl-
masıyla, bu ücreti ödeyemeyecek
olan yurttaşların hastane kapı-
sından değil, eczacıyla tartışarak
eczacı kapısından dönmesi sağ-
lanmıştır” diye konuştu. Sağlõk
hizmetlerini piyasalaştõran AKP
hükümetini göreve çağõrdõklarõnõn
altõnõ çizen Güngör, şöyle devam
etti: “Sosyal devlet niteliği ye-
rine getirilmeli, ülke kaynakla-
rına ve hastanın cebine dikilen
bir sağlık anlayışından derhal
vazgeçilmelidir. Muayene üc-
retlerinin eczacı aracılığıyla
alınmasına karşı İstanbul Eczacı
Odası olarak bir dava açtık.
TEB de Sağlık Bakanlığı ile gö-
rüşüyor. Taleplerimiz kabul
edilmezse birçok eczane SGK ile
anlaşmasını iptal edecek ve yurt-
taşlar çok büyük bir ilaç sorunu
ile karşı karşıya kalacak.”
Güngör ayrõca Ecza Depolarõ ve
Ecza Depolarõnda Bulundurulan
Ürünler hakkõnda yönetmelik de-
ğişikliği ile de aşõlarõn özel mua-
yenehaneler, teşhis ve tedavi mer-
kezlerinde satõlmasõnõn önünün
açõldõğõnõ kaydetti.
‘İlaç sorunu çıkabilir’
İstanbul Eczacõ Odasõ Başkanõ Güngör, provizyon sisteminde yaşanan
aksaklõklar ve ücretlerdeki değişim nedeniyle sõkõntõlar yaşandõğõnõ söyledi
1 Y E R İ N E 1 0 Y T L
SUT ile birlikte hastalar örneğin 5 YTL’lik ilaca ula-
şabilmek için 10 YTL muayene ücreti ödemek zorun-
dakalõyor.Önceden1YTLmuayeneücretiödeyenhas-
talaryenitebliğlebirlikte;?İkincibasamakresmisağ-
lõk kurumlarõnda 3 YTL ? Eğitim ve araştõrma hasta-
nelerinde 4 YTL ? Üniversite hastanelerinde 6 YTL ?
Özel sağlõk kurum ve kuruluşlarõnda 10 YTL ödüyor.
AKP’nin 1 Ekim’de başlattõğõ
yeni uygulama hem yurttaş
hem sağlõk emekçileri hem de
sağlõk kuruluşlarõ açõsõndan bir
dizi sorunu beraberinde getirdi