24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HAKAN DİRİK SALİHLİ - CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal, küresel ekonomik krizin “dünya çapında tefecilikten” kay- naklandõğõnõ belirterek üretime dayan- mayan Türkiye ekonomisinin Banker Kastelli’nin başõna gelenleri yaşayabi- leceğini söyledi. 10. Salihli Tarõm Gõda Ve Hayvancõ- lõk Günleri Fuarõ’nõn açõlõşõ için Salih- li’ye gelen Baykal’õn konuşmasõ, pan- kartlarla AKP hükümetini protesto eden çiftçilerin yoğun ilgisi nedeniyle mitin- ge dönüştü. Tarõm ve üretimin ekono- minin temeli olduğunu vurgulayan Bay- kal, küresel ekonomik krizin bunlara önem verilmemesi nedeniyle tüm dün- yayõ sardõğõnõ kaydetti. Ekonominin dünya çapõnda alarm verdiğini, “Memlekette tarım önemli değil. Bastırırız parayı alırız, ne gerek var” diyenlerin büyük bir krizin içine girdiğini vurguladõ. “Hani sınırların kalktığı, paranın her yere transfer ol- duğu global ekonomi, her yerde zen- ginliği, refahı sağlayacaktı” diye soran Baykal, şunlarõ söyledi: “Birdenbire bu ekonominin dünya çapında çöktüğü ortaya çıktı. Bu sıkıntının temelinde ekonominin paraya dayanması var. Ekonomi, üretime dayanır. Fabri- kaya dayanır, tarlaya dayanır. Ger- çek üretim çökerse, sen istediğin ka- dar paranı şişir, kâğıtları çoğalt, kârlılık ilan et... Bir, üç, beş... Sonra ne olur? Daha önce Kastelli’nin ba- şına ne geldiyse, ekonominin başına da aynısı gelir. Zenginlik neyle artı- yor? Faizle, repoyla... Bütün bunlar, dünya çapında tefecilikten başka bir şey değildir.” ‘YANLIŞ OLAN, AZARLAYANA OY VERMEKTİR’ Şikâyet etme döneminin artõk geride kaldõğõnõ vurgulayarak, Tür- kiye’nin yeni bir yol hari- tasõna gereksinim duydu- ğunu belirtti. “Çiftçiyi ağ- latarak hiçbir ekonomi payidar olamamıştır” di- yen Baykal, “İktidar de- ğişmeli. Bunu artık anla- mak lazım. Ağlamanın, şikâyetin zamanı geçti. Ağlaşıyorsun, sonra gi- dip oy veriyorsun. Bu ol- maz. Bu çelişkiyi kıraca- ğız. Sorunun çözümü, güç kendi elinizde” dedi. Baş- ta Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç olmak üzere AKP’lilerin sõk sõk çiftçiyi azar- ladõğõ anõmsatõlmasõ üzerine Baykal, çiftçilerin bu anlayõşa oy vermemele- rini istedi. Baykal, “Yüzde 47 oyu ver- mişsiniz, şımarmışlar. Karşısına ge- lene hakaret etmeyi kendisinde hak bilir hale gelmişler. Tabii ayıptır, yan- lıştır. Ama asıl yanlış olan, böyle ya- pacak olanlara o oyu vermektir. Oy- larınızı bir kısıverin bakalım, çiftçi- ye nasıl saygı göstermek durumun- da olurlar” diye konuştu. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2008 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Terör İle İlgili Notlar Çağdaş yaşamın hızı ve çok yönlülüğü, Türkiye’nin içinde bulunduğu karmaşık durum, toplumsal gün- demin ilk sıradaki maddelerinin ne kadar önemli, hat- ta yaşamsal olsalar bile süratle yer değiştirmesine ne- den oluyor. Bütün dünyayı sarsan, gelişmesiyle iyimserleri ya- ya bırakıp, en kötümserlerin öngörülerini haklı çıka- racağı izlenimini veren büyük ekonomik kriz, terörü gündemin başındaki yerinden indirdi. Yine de, terörün önemini göz ardı etmeyelim ve PKK’nin kırsalda değil, bu kez kent merkezlerinde çok ses getirecek spektaküler girişimlerinin her an gün- deme geleceğini unutmayalım. Bütün belirtiler, böyle bir olaya hazırlıklı olmamız gerektiğini gösteriyor. Bu durumda bazı gerçekleri anımsamakta büyük yarar var. Terör ile mücadelenin yalnızca silahlı önlemlerle sı- nırlı kalmaması, bu işin tek başına silahlı güçlere iha- le edilmemesi, bu savaşımda, aynı zamanda siyasi iradenin kararlılığının gerekli olduğunu, BOP’un eş- başkanı olduğunu söyleyen bir kişinin bu konudaki çelişkili konumunu dün ele aldığımız için, tekrar in- celeyecek değilim. Ama, terör ile mücadelede güvenlik güçlerinin, is- tihbaratın tek elde toplanmasından başlayarak, da- ha geniş yetkilere ihtiyaç duydukları zaten TSK ta- rafından açıklanmış. Hükümete de ulaşmış olan bu istem üzerinde durmak gerek. Hiçbir zaman tam anlamıyla demokratik ortamda yaşayamamış olan bir toplumda, güvenlik-özgürlük çelişkisi birçok kişiyi endişeye itmekte ve daha faz- la yetki istemleri belirli bir şüpheyle karşılanmakta- dır. Bu kaygıları tümüyle haksız görmek, şimdiye dek yaşadıklarımızın da ışığında pek doğru olmayabilir. Ancak, hiçbir demokrasi “özgürlük” kaygılarıyla te- röre karşı güvenlik önlemlerini bir yana bırakamaz. Terörün bizatihi kendisi özgürlüğün düşmanıdır. Bu durumda, daha önceleri, her ne kadar o kadar kapsamlı olmasa da, yine bizim gibi terör ile müca- dele etmiş olan Avrupa ülkelerinin örneklerine göz at- makta yarar vardır. O zaman görürüz ki, özellikle geçmişte büyük öl- çüde terörün tehdidi altında bulunan ülkelerde, gü- venlik güçlerine tanınan yetkilerin, TSK’nin şu anda talep ettiği kimi hususları içermiş olduğunu görebi- liriz. Burada önemli olan, demokrasilerde güvenlik güçlerine tanınmış olan yetkilerin içeriğinden çok, yet- kinin kullanımının denetimidir. Bunun için yetkiyi kullananların sivil siyasi iktidar tarafından denetimi olduğu gibi, aynı zamanda yet- kilendiren kurumun kendi iç denetim mekanizmala- rının oluşturulması da önemlidir. Çözüm, özgürlük gerekçesiyle, yetki vermekten ka- çınarak büyük bir kaos yaratmakta değil, verilen yet- kinin denetiminde yatmaktadır. Son zamanlarda tırmanan terör ve ona karşı gös- terilen tepki şimdiye kadar. Zaman zaman kimi münferit belirtilerinin ortaya çık- mış olmasına rağmen, toplum olarak uzak durmayı becerdiğimiz büyük bir tehlikeye dikkat çekmek is- terim. Bugün Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu durum, bölgesel eşitsizliklerin de beslediği bir terör olayıdır. Hangi kökenden olurlarsa olsunlar, yurttaşların ço- ğunluğu da olayı böyle algılayıp, yorumlamaktadır- lar. Terörün aktörü PKK’nin bize kabul ettirmek iste- diği yorumu ise, olayın salt terör ile sınırlı kalmayıp, onun da ötesinde bir etnik bir sorun olduğudur. Türkiye’de demokrasinin, ekonominin ve sosyal ya- pının kimi sorunları olduğu bir gerçek ise de, bunun büyük bir etnik ayrışıma yol açmadan çözülebileceği de, kimi alanlardaki gelişmeler ile istenen ölçüde ol- masa da çözüldüğü bir gerçektir. Tabii ki, bu görüşün daha da yaygınlık kazanma- sı, siyasi iradenin kararlı politikalarına bağlı olacak- tır. Ancak tam böyle bir ortamda, spektaküler yeni bir olayın teröre karşı duyulan haklı tepkiyi tetikleyerek, küçük çapta da kalsa etnik görünümlü çatışmaların meydana gelmesi PKK’nin istediği sonucu doğura- caktır. Bu gerçeğin ortalığın sakinleştiği şu anda tekrar tek- rar anımsatılmasında sayısız yarar var. Umarım, önümüzdeki günlerde bu uyarının anım- sanmasını gerektirecek olaylar olmaz. Ama eğer olur- sa bu gerçeği hatırlamakta sayısız yararlar olacağı da unutulmamalıdır. asirmen@cumhuriyet.com.tr ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kõrkla- reli milletvekilleri Turgut Dibek ve Tansel Barış, hakkõndaki taciz savlarõna karşõ kendini savunurken “Bunların altında yerel seçimlere giderken bizi tasfiye etme hesabı var” diyen Kõrklareli Valisi Hüseyin Avni Coş’a “Siz, AKP’nin il başkanı, belediye başkanı, mil- letvekili adayı mısınız?” sorularõnõ yöneltti. Vali Coş’un, ile tayin olan genç bir kadõn doktoru taciz ettiği haberleri tartõşma yarattõ. CHP Kõrklareli milletvekilleri Dibek ve Barõş, dün Parlamento’da düzenledikleri basõn toplan- tõsõnda Kõrklareli Valisi Coş’un üslubuna dik- kat çektiler. Vali Coş’un “Bu iddiaları ortaya atanlar siyasi hesaplar içinde, yerel seçimle- re giderken bizi tasfiye etme hesabı içinde- ler” sözlerine dikkat çeken Dibek, şu görüşleri dile getirdi: “‘Biz’ kim? Bunu söyleyen Tür- kiye Cumhuriyeti’nin Valisi. Böylece, benim siyasi hesaplarım var, onları engelliyorsu- nuz, diyor. Valinin siyasetçi gibi konuşması, siyaseten engellenmekten yakınması dikkat çekici. Ayrıca Vali’nin masasında Başba- kan’ın çerçeveli iki fotoğrafının bulunması da dikkat çekiciydi. Türkiye’de hangi ilin valisinin makamında Başbakan’ın resimleri vardır? Vali, burada kendisini iktidar parti- sinin mensubu gibi görüyor.” CHP Grup Başkanvekili, “MENAS’õn vergi beyannamesine göre AKP’nin 2. adamõ hayali ihracatçõdõr” dedi Kõlõçdaroğlu’ndan yeni belgeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Baş- kanvekili Kemal Kılıçdaroğ- lu, Devlet Bakanõ Hayati Ya- zıcı’dan aldõğõ bir belgeyle kendini savunan AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Dengir Fırat’a, “Bu belge resmi de- ğildir, siyasidir. Yolsuzluk yapan AKP yandaşlarının artık mahkemelerde değil, AKP’li bakanlardan alına- cak yazılarla aklanması sü- recini başlatmıştır. Bu olay artık AKP olayıdır. AKP’nin ikinci adamı, hayali ihra- catçıdır” karşõlõğõnõ verdi. MENAS’õn 2008 yõlõnõn Nisan ayõnda verdiği, 2007 yõlõ Ku- rumlar Vergisi Beyanname- si’ni açõklayan Kõlõçdaroğlu, “Anlaşılıyor ki sayın Fırat, 31.12.2007 tarihi itibarıyla MENAS’ın en büyük orta- ğıdır” açõklamasõnõ yaptõ. AKP’li Fõrat, önceki gün gazetecilere gönderdiği bel- gelerle kendini savundu. Dev- let Bakanõ Hayati Yazõcõ’nõn imzasõnõ taşõyan bu belgeler- den birinde, MENAS şirketi- nin hiçir zaman kõrmõzõ hatta yer almadõğõ belirtiliyor. CHP’li Kõlõçdaroğlu dün dü- zenlediği basõn toplantõsõnda, “Fırat’ın, hayali ihracatı sap- tayan Hazine Kontrolörü Orhan Tur’un 24.10.2000 ta- rihli raporunu gizlemeye ça- lıştığını” söyledi. Kõlõçdaroğlu, “Hazine Müs- teşarlığı, MENAS’ın da için- de olduğu pek çok firmanın hayali ihracat yaptığını ve gereğinin yapılmasını 2000 yılında Gümrük Müsteşar- lığı’ndan istemesine karşın, niçin MENAS soruşturması Gümrük Müsteşarlığı tara- fından zamanaşımına uğra- tılmıştır? Soruşturmayı 4 yıl savsaklayıp zamanaşımına uğratanlar hakkında AKP hükümeti herhangi bir so- ruşturma açtı mı?” diye sor- du. Bakan Yazõcõ’nõn imzasõ- nõ taşõyan belgeyi “ibretlik” diye nitelendiren Kõlõçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi: “Bu yazı, iktidar partisinin mil- letvekili ve Genel Başkan Yardımcısı’nın, yine iktidar partisinin bir Bakanı tara- fından aklanması için dü- zenlenmiştir. Bu gelişme, yolsuzluk yapan AKP yan- daşlarının, artık mahkeme- lerde değil, AKP’li bakan- lardan alınacak yazılarla ak- lanması sürecini başlatmış- tır. Madem ki, MENAS’a yönelik herhangi bir engel- leyici idari işlem yok ise, o halde Dengir Fırat niçin böy- le bir talepte bulunmuştur? Madem ki gümrüklerden kaynaklanan hiçbir engel- leyici idari işlem yoktu, niçin firmaya iki satırlık bir yazı yazıp bu durumu MENAS’a bildirmediniz? Yoksa ME- NAS’a yazılan ve gerçek du- rumu gösteren yazıyı ka- muoyundan saklıyor musu- nuz? Sayın Fırat kırmızı hattan çıkma talebini içe- ren yazıyla ilgili olarak ‘ge- rek şirket, gerekse ben zanlõ olarak gözükmekte idik. Do- layõsõ ile bizi aklayan bir ka- rarõn avukatõm tarafõndan ilgili idarelere tebliği siyasi nüfuz kullanmak değildir’ diyor. Sayın Fırat zanlılar arasın- da sadece siz ve MENAS değil, MENAS’ın 7 ortağının tümü yer alıyor. Peki, nasıl oluyor da, yönetim kurulu üyeleri dururken, yönetim kurulu üyesi olmadığınız halde sizin adınız niçin yer alıyor? Bundan daha açık ve somut nüfuz ticareti olur mu?” ‘SÖZÜNÜ TUTUP İSTİFA ETMELİ’ Fõrat’õn 1.9.2007 tarihinde hisselerini 300 bin dolar kar- şõlõğõnda sattõğõnõ ve bedelini de aldõğõnõ belirttiğine dikkat çeken Kõlõçdaroğlu, yeni bir belge daha açõkladõ. Kõlõçda- roğlu, “MENAS 2007 yılı kurumlar vergisi beyanna- mesini 2008 yılının Nisan ayında Mersin’deki vergi dairesine vermiştir. Yani MENAS’ın yükünün taşın- dığı TIR’da uyuşturucu ya- kalandığının gazeteciler ta- rafından öğrenildiği 9 Mayıs 2008 tarihinden önce… Bu beyannamenin ‘Şirket Or- taklarõ ve Sermaye Paylarõ’ bölümünde Fırat’ın hisse oranı yüzde 30 olarak belir- tilmiştir. 31.12.2007 tarihi itibariyle Sayın Fırat ME- NAS’ın büyük ortağıdır. Bu- nu Maliye’ye vermiş olduğu beyanname ile MENAS ik- rar etmektedir” dedi. Kõlõç- daroğlu, “beyannameyi ken- disine ulaştıranların sıkıntı- ya girmemesi için” belgenin aslõnõ dağõtmadõ. Kõlõçdaroğlu, Fõrat’õ sözünü tutarak istifaya çağõrõrken “Bu olay artık bir AKP olayıdır. AKP’nin 2. adamı Fırat, bir hayali ih- racatçıdır. AKP bunu içine sindirirse yerini korur. Sin- dirmezse Dişli’ye uygula- nanlar ona da uygulanır” dedi. Kõlõçdaroğlu ayrõca Ada- nalõ gazetecileri MENAS’õn bu kentteki arsa alõmlarõnõ araş- tõrmaya da çağõrdõ. CHP KIRKLARELİ MİLLETVEKİLLERİ ‘Vali Coş, kendini AKP’li gibi görüyor’ Baykal: Dünya tefecilik krizi CHP LİDERİ, İZMİR’DE EKONOMİK ÇÖKÜŞÜN ADINI KOYDU CHP lideri Deniz Baykal, hükümeti protesto eden çiftçilerin ka- tılımıyla mitinge dönüşen Salihli’deki fuar açılışında üreticilere “Yüzde 47 oyu vermişsiniz, şımarmışlar. Ağlaşıyorsun, sonra gi- dip oy veriyorsun. Bu çelişkiyi kıracağız”diye seslendi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - AKP ile MHP’nin “türban ittifa- kı” iki partiyi birbirine dü- şürdü. MHP, partilerini Da- nimarka’nõn Ankara Bü- yükelçisi’ne “MHP türban değişikliğine destek vere- rek bizi tuzağa düşürdü” diye şikâyet eden AKP’li TBMM AB Uyum Komis- yonu Başkanõ Yaşar Ya- kış’õ istifaya, TBMM Baş- kanõ Köksal Toptan’õ da yeni komisyon başkan se- çim sürecini başlatmaya ça- ğõrdõ. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM’de düzenlediği basõn toplantõ- sõnda AB Uyum Komisyo- nu Başkanõ Yakõş’õn 8 Ey- lül 2008 tarihinde kendisi- ni makamõnda ziyaret eden Danimarka’nõn Ankara Bü- yükelçisi Jesper Vahr’õ ka- bulunde, komisyon başkanõ kimliğini bir kenara koya- rak, partisinin görüşleri doğ- rultusunda MHP’yi şikâyet ettiğini bildirdi. Vural, Ya- kõş’õn görüşmede Danimar- ka Büyükelçisi’ne üniver- sitelerde türban serbestisi sağlayan anayasa değişikli- ği sürecinde MHP’nin bu değişikliğe destek vererek “AKP’ye tuzak kurduğu” görüşünü ilettiğini söyledi. Yakõş’õn, böylece yabancõ bir büyükelçiden medet um- duğunu ve “siyasi dilenci- liğe” soyunduğunu belir- ten Vural, “Yaşar Yakış bu sözleriyle aynı zamanda ‘AKP, başörtüsü yasağõnõn kaldõrõlmasõnõ istemiyordu’ yaklaşımıyla, kendini ma- zur göstermeye çalışmış- tır.” dedi. Vural, böyle bir kişinin Türkiye’yi temsil edeme- yeceğini ifade etti. TBMM Başkanlõğõ’na bu konuyla il- gili iki başvuru yaptõklarõnõ kaydeden Vural, bunlardan ilkinde “Türkiye’yi, siyasi partileri yabancılara jur- nalleyen komisyon baş- kanının görevden alınma- sını” istediklerini anlattõ. İkinci başvurunun komisyon başkanõnõn görev süresiyle ilgili olduğunu kaydeden Vural, “Seçim yapılması ve komisyon başkanının ye- niden belirlenmesi gerek- mektedir” dedi. ‘YAKIŞ SİYASİ DİLENCİLİĞE SOYUNDU’ MHP, partilerini Danimarka Büyükelçisi’ne “MHP türban değişikliğine destek vererek bizi tu- zağa düşürdü” diye şikâyet eden AKP’li AB Uyum Komisyonu Başkanõ Yakõş’õ istifaya çağõrdõ. Türban değişikliği AKP ile MHP’yi birbirine düşürdü MENAS’ın 2008 yılının Nisan ayında verdiği, 2007 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi’ni açıklayan Kılıçdaroğlu, “Anla- şılıyor ki Sayın Fırat, 31.12.2007 tarihi iti- barıyla MENAS’ın en büyük ortağıdır” açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu, Fırat’ı istifaya çağırdı. CHP lideri Baykal, 10. Salihli Tarım Gıda Ve Hay- vancılık Günleri Fuarı’nın açılışında konuştu. (Fotoğraf:AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle